İhtimaller…
Her katliam ya da suikasttan sonra kafamızı patlatır, bu işi kimin yapmış olabileceği konusunda spekülasyonlar üretiriz. Bu spekülasyonlar, her ne kadar iyi niyetliyse de çoğunlukla ideolojik tercihlerimizin etkisinden kurtulamazlar. Politik liderler nasıl, olayın hemen ertesinde politik tercihlerine göre açıklamalarda bulunup politik rakiplerine veryansın ederlerse, bizimki de benzer bir şeydir aslında.
Böyle bir hastalıkla malûl olsak da spekülasyon ve tahminlerde bulunmaktan alamayız kendimizi. Bu da son derece doğaldır. Ama şunu da biliriz: Spekülasyonlarımız spekülasyon olarak kalmaya mahkûmdur. Çünkü bireysel cinayetler ortaya çıkarılır ama devlet yönlendirmeli örgütlü cinayetlerin ortaya çıkarılması neredeyse imkânsızdır. Ben böyle bir örnek hatırlamıyorum. Siz hatırlıyor musunuz?
Şimdi gelelim Reyhanlı katliamına.
Bence Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye gitmeden önce söylediği şu kısa cümle olaya ışık tutacak nitelikte:
“Burada emniyet ile istihbarat arasında bir kopukluk olabilir.”
Ne demek bu?
Bence şu demek: Bombalama olayından MİT haberdardı. O sırada “elektrikler kesik” olmadığına göre, ya MİT, olaydan Emniyet Teşkilatını haberdar etmedi ya da haberdar etti ama Emniyet Teşkilatı gereğini yapmadı. Bu durumda devletin iki teşkilatından biri, bizzat Başbakanın beyanıyla, açıkça zan altındadır.
Bu durumda, bombayı kimin patlattığı konusu net bir şekilde ikinci plana düşmüş oluyor.
Buna rağmen, bu konuda da biraz fikir yürütebiliriz.
Birinci ihtimal, bombanın Suriye istihbaratı tarafından patlatıldığıdır. Ben şahsen bunu tamamen ihtimal dışı görmüyorum, çünkü Suriye istihbaratının, bütün istihbarat teşkilatları gibi böyle şeyler yapması muhtemeldir. Evet, şu anda Suriye hükümetinin bunu yapması görece daha az ihtimaldir. Zor durumda olan Suriye hükümeti neden böyle bir saldırıyla zaten istim üstünde olan Türkiye’yi daha fazla kışkırtsın? Evet ama savaş savaştır ve savaşan tarafların her zaman normal mantığa göre kararlar almadığı bilinmektedir. Yine de ben patlama olayını Suriye hükümetinin örgütlemiş olmasına ancak yüzde yirmi oranında ihtimal veriyorum.
İkinci ihtimal, bombayı doğrudan AKP iktidarının patlatmış olmasıdır. Bilinen bazı mantıki nedenler, böyle bir ihtimali tamamen dışlamıyor ama bana kalırsa şu somut durumda AKP iktidarının böyle büyük bir patlama olayını örgütlemiş olması, neredeyse tamamen ihtimal dışıdır. Neden mi? Çünkü bu patlama olayı herkesten fazla AKP iktidarına zarar vermiştir. AKP iktidarı, Türkiye’yi savaşa sürüklediği gibi ciddi bir suçlama altındayken, bu suçlamayı ayyuka çıkaracak böyle bir eylemi neden örgütlesin? Vatandaşlarının hayatını koruyamayan bir hükümet konumuna düşmesine yol açacak bir bombalamayı neden kendi eliyle yapsın? Bence imkânsız bir şey bu. İdeolojik önyargılardan sıyrılıp olaya biraz uzaktan ve soğukkanlı bir şekilde baktığımız zaman bunu görmemiz işten bile değil.
Üçüncü ihtimal, bombalama olayını Suriye muhaliflerinin örgütlemiş olmasıdır (aman ha, Türkiye’ye sığınmış gariban Suriyeli mültecilerden kesinlikle söz etmiyorum ve onlara yönelik düşmanca ulusalcı tepkiyi de kesinlikle onaylamıyorum). Suriyeli muhaliflerin örgütleri, Türkiye’yi savaşın içine daha fazla çekmek ve daha fazla destek sağlamak için böyle bir olayı pekâlâ örgütlemiş olabilirler. Bu örgütler şu anda bir ölüm kalım savaşı içindedirler ve lehlerine bir durum yaratmak için her şeyi göze alabilirler. Bu üçüncü ihtimal, şu anda en baskın ihtimal olarak görünüyor.
Yani kısacası, muhalifler bombayı patlattı ve AKP iktidarının istihbarat örgütleri içinde yuvalanmış bir kesim olayı istihbar ettiği halde kasıtlı olarak iktidarı uyarmadı ve bombanın patlamasını sağladı.
Eğer durum böyleyse, bunu yapan kesim bir taşla iki kuş vuracağını hesapladı:
Türkiye, hem Suriye’nin üzerine sürülecek, hem de AKP iktidarı iyice zor duruma düşürülmüş olacaktı.
Siyasi çıkarın karşısında insan hayatlarının hiçbir değeri yoktur.
Gün Zileli
15 Mayıs 2013
Saygısızca yazılan yorumlar yayımlanmamaktadır.
Gün Zileli’nin akıl yürütmesi gayet doğru ve mantıklı görünüyor. ÖSO’ya ait facebook sitesinde haberin video görüntüleri yayınlanmış ve Erdoğan’a hakaret yazıları önce yazılıp sonradan silinmiş. ÖSO şimdilerde Türkiye’yi, verdiği sözleri tutmadığı ve savaşa aktif olarak katılmadığı için suçluyor ve Erdoğan’a kızıyorlar. Zor durumdalar ve acil desteğe ihtiyaçları var. ÖSO’cuların şark kafasıyla böyle bir katliamı gerçekleştirerek Türkiye’yi savaşa çekeceklerini düşünmüş olmaları mümkün.
Tabii bizim hükümetin neden bu kadar özenli biçimde suçu Suriye yanlısı hayalî bir Türk örgütünün üzerine atmaya ve ÖSO veya El Kaide’yi aklamaya çalıştığı sorusu da var. Cevabı da ÖSO’ya verdikleri aşırı destek yüzünden şimdi kendilerinin de zor durumda kalmış olmaları.
zileli sayesinde saygıyı ve saygılı yorumuda öğreneceğiz galiba yaş kemale erince insanın kendini bile şaşırttığı işler olurmuş bu da ona benzedi bu yapılanın yeni bir şey olmadığını zilelinin fark etmemesine imkan yok galiba fark edemediği bu yöntemin siteyi öldüreceği ihtimalidir.bunu görünce aklıma marx ın enternasyonalın merkezini amerikaya taşıması geldi muhakkak örgütü öldürme kararı olduğunu bilmişti marx tek fark zileli siteyi öldürmeye başladığını fark edemedi.yukardaki yorumdaki ihtimaller haklıda olabilir ilave ihtimallerde olabilir kuşkusuzda burdaki asıl soru biz 2 yıldır suriye konusunda ne yaptığımıza bakalım yada yapmadığımıza sonuç olarak mala davara zarar vercek bir iş yaptıkmı?yaptığımız yapmadığımız işlerin ne işlevi olmuştur suriye halkı ile ilişkimiz nedir?nerden baktık suriye halkına kendi milli kimlik ve duygularımızdan olmasın eee sistemin yerel evrensel efendilerin değirmenine su taşımaktan başka ne işlevi oldu yapıp yapmadıklarımız orda cılızda olsa egemen efendilerin hegemonyasının kaosunda sesi çıkan bizdeki toplumsal muhalefetin devrimci sesine benzeyen hiç bir ses olamaması mümkünmüdür?bu sesi duymamaya gelmek bu sesin bildiğimiz alıştığımız ortodoks ezberimizden farklı bir ses olmasından ilgimizi çekmemiş olabilirmi?tarih her an yazılıyor zilelide farkında bu yaptığımız yada yapmadıklarımızdan tarihin devrimci sayfalarında şairin dediği ‘bir işe yaramaz elinden utan yoksula bakan gözünden utan’ utanacak işlerimiz tarih sayfalarına yazıldığını yarın değil şimdi fark etmemiz gerekmezmi?yoksa bütün dünyanin en devrimci öncüsü olduğumuzdan suriyede devrimci durum belkide devrimci de olmadığını söyleme hakkını kendimizde bulduğumuzdan utanacakmıyız?hatta suriyede bizim bildiğimiz anlamda halkta olmayabilir?gülmekten kırldık ne biçim anarşi 007 dinin boynuzlamasını özledim vallahi boynuzlamaya değer kırıntı bile kalmamış hiç bilmediği konuda neler diyen en devrimci öncülerde bir gram etik olsa suriyede bunca zülme rağmen birlikte hayata tutunup kendi olmaya çalışanlara saygı gösterilirdi pes vallahi bu da size yeter
Gün Agabey, yorumum yukardaki yaziyla alakasi olmayacak, pesinen özür dilerim. Size Facebooktan kisa bir not yazmistim, sizden cevap alamayinca burdan size seslenmek istedim. Acaba notumu okudunuz mu? Yoksa okumadan silmis olabilir misiniz? Cünkü ivir zivir pek cok mail geliyordur, belki onlardan biri diye silmis de olabilirsiniz… Selamlar, Frankfurttan U.B
Hüseyin gülerce’nin…http://www.zaman.com.tr/huseyin-gulerce/bop-tuzagi-mezhep-catismasi_2089885.html adresindeki yazısına bakılırsa…
yazınızdaki “…muhalifler bombayı patlattı ve AKP iktidarının istihbarat örgütleri içinde yuvalanmış bir kesim olayı istihbar ettiği halde kasıtlı olarak iktidarı uyarmadı ve bombanın patlamasını sağladı…” tahmini… kısmen desteklenmiş oluyor…. ama bir farkla; olayı “haber alan kesim” ile “istihbaratı değerlendirip, önlem alacak” gruplar aynı olmayabilir…
Hüseyin Gülerce’nin yazısındaki şu bölüm… üzerinde durulmayı hak etmiyor mu?
“Ortadoğu’ya yeniden şekil vermek için pazarlık masasına oturan güçler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) diye “Arap Baharı” ile ambalajlanmış bir planı dayatıyorlar. Ortadoğu’yu bölecekler, emperyalist planlarını güncelleyerek sınırları yeniden çizecekler. Bunun için seçtikleri yol artık gizli saklı değil: Mezhep çatışması… Bunu, ABD’nin Irak’ı işgali ile hızlandırdılar. Bu işgal ile hem İsrail için en büyük güvenceyi sağladılar, hem petrolün üstüne oturup enerji yollarını kontrol altına aldılar. Ama asıl önemlisi İslam coğrafyasında mezhep çatışması yangınının fitilini ateşlediler. Mezhep çatışmasını önleyecek tek güç Türkiye’dir. Yeni oyunların tekerine taş koyacak tek ülke de Türkiye’dir. Onun için asıl hedef Türkiye’dir. Kürt meselesinden sonra Türkiye’nin içine bir de Sünni-Alevi çatışması sokulursa BOP’un önündeki en büyük engel kalkar”
Bana ilginç geldi… Neredeyse RTE için, BOP Eşbaşkanı diyecek…
Sayın Zileli hocam;
>Çünkü bu patlama olayı herkesten fazla AKP iktidarına zarar vermiştir. AKP iktidarı, Türkiye’yi savaşa sürüklediği gibi ciddi bir suçlama altındayken, bu suçlamayı ayyuka çıkaracak böyle bir eylemi neden örgütlesin?
Bunun sokaktaki yansıması nedir sizce? Reel olarak soruyorum. AKP iktidarına karşı bir ayaklanma oldu mu? Savaş destekçisi diyen kaç grup vs var? Ne kadar ses getirdiler (sansür yasağını gözardı ederek soruyorum)? Ya da ülke çapında bir karşıtlık, sansürü delecek bir ayaklanma? AKP’nin ne tür bir zarar gördüğü enteresan bir şekilde muallak. Sandıkta belli olur saçmalığına girmiyorum. Belli olacağı tek yer Hatay olur orası kesin. Onu da geçtim BDP çıkmış hükümete destek veriyor (muhtemelen süreci kurtarma kaygısı). Kafam karıştı açıkçası. Madem AKP böyle bir olayla batan gemi (mecaz olarak) gibi, nasıl oluyor da BDP kurtarmaya geçmiş? En güzel söylenmesi gerekeni BDP değil de HDK demiş. O da bir enteresan ya neyse artık.
Ulaş, notunu yeniden yollamanı rica edebilir miyim: Kusuruma bakma.
Tamamen ideolojik politik sebepleri olan bu tür cinayet ve katliamlari tabiiki ideolojik politik düsünerek degerlendirecegiz.. aksi ne olaki, katilin cok acik oldugu nedenlerin cok acik oldugu bir olayda asiri bir objektif tavir, gercegi aciklamaya degil karartmaya hizmet eder…bugünün Türkiyesinde Basin yasaklari konuluyor, en bayagisindan kara propaganda yapiyliyor, biz hala oda olabiler ama buda olabiler diyorsak..Askeri vesayet Abd ortakligindan daha beceriksizce yapiyor bu karanlik isleri Akp , ideolojisi dayandigi dinci gerici ideolojisi onu beseriksizlestiriyor, ve krizi derinlestikce, o gerici soven soylemi kaciyor agizlardan, ortagi abd yi bile rahatsiz edercesine… biz hala acep ne olaki oda olar buda olar, aman politik olmalayim havasindayiz…Saygisiz yorumlar yayinlanmayacakmis iyi bir yasak! onca saygisiz hakaret küfür edildikten sonra…
Olaylara ideolojik politik bir mantikla bakmak ile subjektif bakmak arasinda bir benzerlik olsada bir farkta vardir..
Ne zaman sol dogru bir tarzda , sag ve sol cizgileri, ulusalcilik ve sag liberal iktidar destekciligini distalar bir tarzda, yükselise gecse , bir moment, yakalasa, egemenlerin dezenformasyon aygitlarindan önce, sol bilinen bir takim onemli agizlarda; iyi ama söyle de böylede tarzi derin akilli bir söylem ortami yatistirmaya basliyor sanki… ya ulusalci olmak korkusu yayiliyor, ya baska birsey, ama bir sekilde uluslarasi ve yerel düzeyde , egemen olanlarin politikalarina uyusumlu, en azindan onlari rahatsiz etmiyecek bir tarz bulunuyor… ilginc…yahu biz ne beter birseymisiz solcu olarak, degismemiz gerek tartismalari oyle pompalaniyorki, hic inandiriciligi kalmiyor artik…
Özgürlükçü sen 8 mayısta bu siteyi terk edip, geri çekilip akp.org’a yorum yazmaya başlamadın mı? 007’nin neyini özledin senin himayende Mahir’e bol bol sövmesini mi? yazılarında efendi kelimesi olmasa yorumların iki cümleden ibaret kalıyor. Suriye konusunda Gün Zileli hiçbir şey yapmamış onu anladık ta adamım sen ve senin gibiler, ÖSO’cular ne yaptınız onu söylesene? Suriye deki çok övdüğün devrimci durumu anlatta bizde öğrenelim. Tek yaptığın Gün Zileliye atarlanmak.
Yukarıdaki yazı için bende 3. ihtimalin en kuvvetli ihtimal olduğunu düşünüyorum ama çıkan sonuç sadece muhaliflerin değil hükümetinde işine yarıyor. zira ilk tepkilerden sonra AKP medya klasiği kara propaganda ile sıradan insanı yanına çekmeye toplumsal tepkileri minimize etmeye başladı. Dolayısıyla sonucun savaşı ve kara harekatını desteklediği her eylem kanaatimce hükümetin işine geliyor. Hükümetin başı da önce kara harekatını destekliyoruz diye ağzından kaçırıp sonra yarım ağız yalanlamadı mı? Uçuşa yasak bölge talepleri ile Amerika Seyahatlerinin öncesinde bu eylem güzel bir gerekçe ve argüman olmuyor mu? Bence burada iktidarın azmettiricilik konusunda olağan failler arasında öne çıkması daha kuvvetli bir ihtimal olarak gözüküyor. Yazık bu ihtimaller arasında yaşamını yitirenlere…
“terörizmle mücadele” de abd ve diğer devletlerin desteğini ve işbirliğini sağlamak için düzenlenmiş bir devlet provokasyonu yorumları bana da olabilir görünüyor. taşeronları ise bulmakta sıkıntı çekmeyen devletlerin çevresinde aramak gerekir.
hepsi de devletlerin egemenlik-iktidar savaşlarının kurbanı olan ve sayıları tarihin başlangıcına kadar geri giden nice insan gibi reyhanli şehitlerine allahtan rahmet diliyorum.
Suriye baas i delimi tam nefes alacagi sirada kara operasyonu riskine girecegi sirada riske girsin, tamam bizler komunist anarsist, entelektuel akillara sahibiz diye Sam daki Baas rejimini yari deli bir rejimmi saniyoruz… Baas taki rejim Irak Baas indan daha akli basinda ve fevri olmayan bir Baas rejimidir. Tam Rusya Cin eliyle isgal tehdidini savusturma olanagi varken böyle bir riske niye girsin,, bu isin soguk bir mantikla ele alinisi, diger yonden , suriye rejimi ne olursa olsun cok acik bir Emperyal saldirganlik gündemdeyken Biz esad a da karsiyiz akp de demek akp iyidir demek degilmi… öte yandan bir tespit denemesi : Tek kutuplu tek egemenli dönem bitmistir, yeni gücler abd ve bati yi zorluyor, bu iyi birseymidir, evet iyi birseydir.. yekpare organize bir dusman yerine celiskili ittifak halinde olan bir düsmanlar bloku daha iyidir:))) sakin buna oportunizm demeyin, Emperyal saldirganliktan Suriye muhalefati , (ne ilginc nusra ve el kaideyi dislayinca geriye kitle tabani olan bir muhalefette kalmiyor)hatta devrimi cikaranlar bu kadarcik oportunizme ses ederlerse cidden süpheleniriz:)))
http://arap-bahari.blogspot.com/2012/07/callinicos-tark-aliye-yant-veriyor.html
T.Erdogan,( 7 Agustos 2011) :Çünkü biz Suriye konusunu bir dis mesele olarak, bir dis sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir. Çünkü bizim Suriye ile 850 kilometre sinirimiz var, akrabalik, tarih, kültür baglarimiz var. Dolayisiyla burada olanlar, bitenler bizim asla seyirci kalmamiza firsat vermez. Tam aksine oradaki sesleri duymak zorundayiz, duyuyoruz ve tabii ki geregini de yapmak durumundayiz.
…………..
Dogru politik tavir , dogru analiz bir yana, sadece ve sadece Aydin ahlaki açisindan degerlendirmek için seçkiler:
Engin Erkiner (Ulusalciliktan tam arinmis bir solcu):
“Öyle görüşler var ki, insan ne söyleyeceğini şaşırıyor…
“Bir görüşe göre, Suriye’nin iç işlerine karışılmaması gerekir.
“Türkiye ile Suriye arasında 800 km.lik ortak sınır var.
“Bu ülkede 80 bin kişi hayatını kaybetmiş ve 300 binden fazla kişi de Türkiye’ye sığınmacı olarak gelmiş.
“Bu durumda nasıl olur da Suriye’deki durum sizi ilgilendirmez ya da karışmazsınız?” (“Reyhanlı’da Solun Çapı”, 15 Mayıs 2013)
……………
Abdullah öcalan:
“Bunların Yavuz kadar da mı, M. Kemal kadar da mı, Abdülhamit kadar da mı akılları yok, onlara da mı bakmıyorlar? Yavuz Sultan Selim Ortadoğu’ya 1517’de Kürtlerle anlaşarak açıldı. M. Kemal 1920’lerde bağımsızlığın Kürtlerle ittifaktan geçtiğini gördü. O dönem Kürtler ve Türkler eşit durumdaydı. Kürt-Türk ilişkilerinde böylesi bir yaklaşımın sorunu çözeceğini, büyük kazandıracağını görmek gerekiyor. Aslında Anadolu’ya Türklerin girişinde Alparslan Silvan’da Mervani Kürt Devleti’nin kalıntıları olan Kürt aşiretleriyle buluşarak, Ahlat’a gelerek Türkmenlerin bir kısmını yanına alarak Malazgirt’te Türklerin Anadolu’ya girişini sağlamıştır. Hatta Osmanlı’nın son dönemlerinde Abdülhamit, Osmanlı’nın dağılmaması için Kürtlere yaslanmak istemiştir. O dönem Hamidiye Alayları kuruldu, Abdülhamit de Kürtlere yaslanmak istedi, ilişkinin özü budur. Şimdi yeniden Kürt-Türk ilişkilerini bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekiyor.” (A. Öcalan, “Hemen bir ‘Akil Adamlar Komisyonu’ Kurulmalıdır”)
……………………..
Demin Küçükaydin : “Öcalan stratejik hedeflere baglilikla taktik esnekligi en iyi birlestiren, tam da bu nedenle kendisini kullanmaya kalkanlari her zaman kullanmis bulunan zeki ve vizyon sahibi bir politikacidir.
“Suriye’nin elinde esirken (….) Ortadogu’nun en büyük gerilla hareketini örgütledi.
“Türkiye’nin elinde bir adada esirken Türkiye’nin en büyük demokratik parti ve hareketini örgütledi.
“Simdi, Ortadogu’nun en büyük demokratik hareketini örgütleyip en büyük devletinin basina geçmeye adaydir.” (“Yeni Bir Döneme Girilirken – Öngörüler ve Görevler”, 20 Mart 2013)
anonim 10 özgürlükçüye laf edeyim derken bi zahmet ne yazdığına ve sorularına bak?haaa sen suriyeyide suriye halkı ve devrimcilerindende iyi bilirim diyen en devrimci öncü olduğundan ordaki asıl özgürlükçü devrimci dinamiği görmemelisin ilerde utanma bahasına devam ett geçmişteki gibi tükenmeye devam et
14 öcalan demişde yavuz kürt beyleriyle anlaşıp alevileri kesiyor.bu iti ite kırdırma taktigidir.şimdide aynı hesap.
tekrar tesekkürler.Dedogin gibi boynuzlasacak yerde degilmis burasi.zaten bu Anonim 10 vede isyankarla davulcuya dönüstü 007.onlar kendini davul oo7 de davulcu.o vurdukca yusuf,özgürlükcü sesi cikartiyorlar -: )) sizlerinde zurna calmaniza lüzüm yok..bunlar anlamiyor..
007 bir örgüt,hatta isim bile degil. o dogruya dogru,yanlisa yanlis der. kimseye bu yüzden saygi duymaz..
bu arada süriye konusundaki duyarliliginda dogru.. suriyede milyonlar ezilirken esad tarafini tutmak cinayetir. suriyenin ic durumu olmaktan coktan cikmistir.. tabiat felaketinden beter bir durumdur. halk imdaat diyor.bazilari hala dur sen kimsin diyor.vede babadan ogla yöneticileri yegliyor.. insanlar,halk önemli degil! aslinda varya… neyse politika bana göre degil..
Buradaki yorumlar bile çok dar bir geçitten ilerlemek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Geçitin bir yanında Suriye karşıtları mevzilenmiş durumda. Diğer yanında ise Suriye yanlıları. Çıracı’nın belirttiği gibi, bu uluslararası bir savaşın, iki emperyalist blokun Suriye cephesindeki savaşıdır aynı zamanda. ABD-AB emperyalistleri, İsrail bir yanda. Rusya-Çin-İran diğer yanda. Her iki yan da bu çetin savaşta bizim bir yanı tutmamızı istiyor. işte en zor olan, savaşmak ya da direnmek denen şeyden uzak durarak gerçekten halkların çıkarının yanında yer almaktır. Komandante Markos’un deyişini kendimize örnek alırsak: Biz Suriyeliyiz, Arabız, Aleviyiz, Şiiyiz, Sünniyiz, Kürdüz, Türküz, Farsız, Ermeniyiz, Yahudiyiz; biz emekçiyiz, ezileniz, horlananız. Ama biz ne Suriye, ne Türkiye, ne İsrail, ne İran, ne ABD, ne AB, ne Rus, ne de Çin devletlerinden yanayız. Halklarla birlikte, devletlere karşı. Kulübelere barış, saraylara savaş!
olacakti.düzeltilir. Sayin Zilenin dedigine bakarsak soru üzerine soru sormak gerek. 70 bin insani öldüren kanli esadi birakip tüm dünyanin emperyalistleri arasinda bir savas cikarsa devrimcilerin tutumun ne olacagini belirlemege calismak somut durumu cözmez..
Süriyede kendinize göre devrimci,anarsist vb. hareket yoksa?
o zaman bananemi? halk gebersin gitsinmi?
eskiden her ülkenin icisleri denilip karisilmamali denirdi..artik buda gecerli formül degil cagimizda.. komsuda yangin,salgin,deprem vb. gibi katliamda olursa karisilir.. tüm dünya önünde bir katliam var. tarafsiz kalinmaz. süriye halkinin imdaat sesine umursamazlik edilemez.
esad gitmeli! milyon defa gitmeli..
olay su; siz esadin yanindamisiniz? yoksa milyonlarca halkin yanindamisiniz? suan emperyalistlerden kimse ölmüyor.. ölen 70 bin kisi suriyeli halk! 1,5 milyon ülkeyi terketmis camurda yasiyor! herseyden önce vicdan sorusu..
: Biz Suriyeliyiz, Arabız, Aleviyiz, Şiiyiz, Sünniyiz, Kürdüz, Türküz, Farsız, Ermeniyiz, Yahudiyiz; biz emekçiyiz, ezileniz, horlananız. Ama biz ne Suriye, ne Türkiye, ne İsrail, ne İran, ne ABD, ne AB, ne Rus, ne de Çin devletlerinden yanayız. Halklarla birlikte, devletlere karşı. Kulübelere barış, saraylara savaş!
Read more: http://www.gunzileli.com/2013/05/15/ihtimaller/#ixzz2TaiJ0Sx4
Haklarla birlikte olmak Süriyenin yaninda olmaktan gecer. Bilinmeze kacmayalim Süriyede yukarda ismi gecen bütün halklara karsi karanlik bir ölüm var. Yapanlar belli yaptiranlarda.Türkiye sosyalist hareketin seviyesine düsmemek lazim. Somamli kabileleri bile bu savasta taraf oldu. Burda iktidar analizleri yapacak bir durum yok.
dahada acikcasi su; muhalifler esadtan bile gerici olsa su durumda desteklenir..desteklenmeli.. kaldiki suriyeyi emperyalistlere versen kimse almaz.. Türkiyeyide abd ye yada ab ye versen istemezler….. hangi cagdayiz?
asıl kendine toplumsal devrimci diyenlerin gelecek beklentisine uygun 3.bir dinamiği suriyede görmemezlik çok garibime gitti zilelinin bilmemesine imkan yok kafa emperyalizim ve muhakkak özgün bağımsız gurup olamaz ille birinin uzantısı anlayışı olunca rojovadaki kendi olmaya çalışan özgün deneyin devlet-iktidar-sistemın en korktuğu gelişme görüp insanların kendi olup kendini yönetme deneyi her daim efendilerce yok edilmeye çalışıldığını anladıkta kendine devrimci diyenlerin görmemeye gelerek efendilere hizmet etmesini hiç anlamış değilim buna cevapta yok?zaten suriyede baas var nusra el kaide çeteler var emperyal ve emperyal emelli efendiler var tamamda hiçmi bize benzeyen tolumsal devrimci yok zileliye pes vallahi suriye devrimcileri zilelinin ve avukatlarının sınavından geçememiş ama nedense zapatist deney gibi dünyada konuşulmasınıdamı görmemeye gelinecek yosa görünür olunca ben bilmiştim demesin zileli bu yorumları silmeyelimde 3 yıl sonra dönüp bakalım suriyedeki devrimciler ne yapmış biz kendini hamisi görenler ne yapmış bir işe yaramaz elinden utan diyen şairden bile öğrenememişiz
Bana Suriye deki devrimci dinamigi gösterin?????
dahada acikcasi su; muhalifler esadtan bile gerici olsa su durumda desteklenir..desteklenmeli.. kaldiki suriyeyi emperyalistlere versen kimse almaz.. Türkiyeyide abd ye yada ab ye versen istemezler….. hangi cagdayiz?
Ben baska birsey söylemem…
Utangac mudahalecilik e sorumu yineliyorum, sizler Emperyalizmin operasyonlari nin yogunlastigi bölge ve ülkelerde devrimci durumlar tespit edip ,iki emperyalist cepheye de karsi savas ilan ederken emperyalist cephenin birinin bir ülkeyi dizayn etmenin utangac yedegi durumuna düsmuyormusunuz. hal böyle olunca dunyadaki zayif, devrimci durum ve dinamikleri izlemek ve tespit etmek icin Pentagon , Nato belgelerini referans almanizi oneriririz.. Son bir kez daha Suriye deki silahli gücleri dinamik olarak görüyorsunuz. Türkiyedeki silahli kürt güclerinin barisini onayliyorsunuz, Peki Esad in da bir cözüm onerisi var silahlari birakin gelin diyor onu görmüyorsunuz. hem kendi iktidarina savas ilan et diyorsunuz, hem acayip bariscisiniz, silah sevmiyorsunuz, ama suriyede seviyorsunuz, argumanlariniz ruh haliniz , kimin mesru luk soylemine uygun görmüyorsunuz, baskalarini esad ciliktan kurtariyorsunuz… hal böyle olunca Irak ve Libya da olanlari kismen onaylamis olmalisiniz. Bu halle Suriye de devrimci dinamiklerin¨? destekcisi degil yutulmak istenen kücük bir ulkeyi yutmak isteyenlerin kafilesinde kücük bir cesni olursunuz.. Cin Rusya nin cikarlari ile Abd bati nin cikarlari arasinda ki emperyalist savas i kesfetmeniz hos olmus.. ama yinede bu sizlerin tezini dogrulayamiyor..Cunki savas kiskirticisi ve saldirgan olan taraflardan biri ikis degil.Gercek politik durumu biliyor ama onu sizin zayif devrimci anlayisiniza uyarlamak icin adeta gercegin cevirisini yapiyorsunuz…ve buda en dogru tutum oluyor, tam ifade edemiyorum ama bir benzetme gerekirse, doguyu anlatirken kendi görmek istedigini gören istemedigini görmeyen oryantalist bati tarihcileri gibisiniz.. baskalairini reel politik etkiler altinda kalmakla elestiriyorsunuz, ve saf kirsiz passiz devrimcilik pesindesiniz, ama en agdali reel politik hesaplarla belirlenmis risksiz davraniyorsunuz.. silivride her ne olursa olsun bu siyasi bir yargilamadir ben baska suclarida olsa silivride yatanlari savunurum diyen Zileli(ki bu yanlistir bize gore) bir ulkenin isgal edilmesi halkina disaridan bir irade dayatilmasina karsi cikamiyor, ve fifti fiftici oluyor pehhhhh:))) Ozgürlükcü arkadas beklemedigim bir sey demiyor. Onun tüm politik argumani Kurt ulusalci Reel Politigi uzerine oturmus.. normaldir, Pyd Nusra ile kenteri özgürlestiriyor Suriyede , ben bunu yazinca aha iste bir Suriye ci diyecek Zileli, Fildisi kulelerde suya sabuna dokunmamaktansa u riske girerim.. Tekrar soruyorum bana Suriyedeki devrimci dinamigi gösterin ???????Suriye halkinin kaderini suriye halki tayin eder her türlü dis mudahale ye karsiyiz demek ile suriyede devrimci dinamikleri desteklemek yada biz karismayiz demek arasinda cok büyük bir fark vardir, son ikisi edebi sol derinligi ne olursa olsun emperyalist yedekligidir…Yillarca dünyada devrimci bi calkanis görememekten yorulmus oportunist kafalar gercegi kendi kafalarindaki hayale göre degistiriyorlar, bir mecraya dogru gidiyorsunuz orada sizi Cengiz Candar , Engin Erkiner ve Akp bekliyor…
ozgürlükcü suriye halki ve suriye devrimcilerinden iyimi biliyorsun derken suriye halki ve devrimci oncu olarak kimi kasdediyorsun, PYD yimi , ozgurlukcu senin omrun , muvekkili sürekli suca bulasan bir sucluyu savunmak icin beyninin kivrimlarini zorlayan bir avukat gibi gercekleri ve teoriyi zorlamaklami gececek… buyur git PYD saflarinda Nusra cilarla yeni osmanliyi kurmak icin devrimci onderin talimatlari dogrultusunda savas…
İki cephenin de problemlerini gören Türkiye solunun azınlık bölümü yıllardır bu tür ince geçitlerden geçip duruyor. Bu anlamda dünyanın geri kalanından daha deneyimli sayılırız. Onlar en son UÇK ve Kosova ile benzer bir problem çözümüyle karşı karşıya kalmıştı. Amerika’da “Obama versus Republicans with Tea Party” problemini saymazsak, bizim kadar dar geçit deneyimlisi sol yok gibi bir şey. En azından ben bilmiyorum.
Eğer herhangi bir konuda, bu tür dar geçitlerden geçiyorsak, problemin yalnızca sabit gerçeklikten kaynaklandığını düşünmemek gerek. O gerçeği genişletemeyen bizde de sorun vardır bence. Bence AKP’nin Kürt açılımlarında azınlığın içindeki azınlığın şu formülü Suriye için de aynen kullanılabilir: Bu hakikatin içindeki bir kırıktır, kemik kırılmış, deriyi delmiş ve bütün kan ve iliğiyle gözümüzün önündedir. Kemik yerine yerleştirilmeden ya da o şekilde kaynamadan gerekli müdahaleyi yapmak gerekir.
Suriye’de olan olaylar Anonim 13’ün işaret ettiği linkte de bence açıkça gösterildiği gibi başlangıçta bir halk ayaklanması durumunun tüm özelliklerini gösteriyor. Ama tüm dünyada giderek tırmanan ve her seferinde bir şekilde uzlaşıyla bitmiş görünen ABD-AB ve Rusya-Çin gerilimi sebebiyle, emperyalistler tarafından desteklenen ayaklanmacılar ve emperyalistler tarafından desteklenen devlet şeklindeki duruma dönüştü. Bu domene çevrilince yapılacak şeyin iki emperyalist bloktan birisini tutmamak gerektiği çok açık. Rusya ve Çin’in emperyalist olmadıkları hikayesine inananlar varsa, onlarla ayrıca emperyalizmin ne olduğu ve kafalarındaki kemalist+stalinist önyargıları hangi terapik metodlarla aşmamız gerektiğini konuşmamız gerekecek.
Gerçekte, Suriye’de gerici de olsa, solcu da olsa, yönetime karşı isyan etmiş insanlar var. Ve bu insanlar, bu savaşta yenilmemek için onlara sunulan silahlara ve yardımlara evet diyorlar. O silahları sunanlar da, o insanları kukla gibi yönetmeye çalışıyor. Biz de orada yaşananları dışarıdan görenler olarak, durumu emperyalist devletlerin paylaşım mücadelesi olarak belliyoruz. Oysa bunlar birebir değil. Bunun en iyi örneği Rojova. Rojova’nın emperyalistlerin ayak oyunu olduğunu iddia edebilecek birilerinin çıkabileceğini sanmıyorum.
Dolayısıyla gerçek bir tutum belirleyeceksek, bu iki emperyalist blok arasındaki çelişkileri teşhir etmemiz ve Suriye’de demokratik bir iktidar için çabalayanlara destek atmamız gerekiyor. ÖSO, aynı zamanının UÇKsı gibi, kendi amaçları için bir emperyalist bloku arkasına alıyor. O zaman bu hareketlerini de teşhir etmemek mümkün mü? İki emperyal bloktan da uzak duran Suriye muhalifleri kesin vardır. Ama aynı bizim gibi azınlığın azınlığıdırlar ve her iki cepheden de dayak yiyorlardır. O zaman o azınlığın çoğunluk olması için çabalamak ve her iki cepheye de saldırmak gerekiyor.
Yani bence Gün Zileli’nin formülünü güçlendirerek, iki cephede de yer almak istemeyenlerin lehine, her iki cepheye saldırmak gerekiyor. “Mevcut Suriye yönetimini tutan, onu masum belleyen, onun yaptıklarını haklı göstermeye çalışan herkes, en az Suriye’ye emperyalist müdahale için zemin hazırlayan AKP ve ABD-AB emperyalist bloku kadar kapitalizm ve emperyalizm yanlısıdır!”
Bu tutum, yarın bir gün Rusya ve Çin’in, İran’ı sakinleştirecek kadar geri çekildiği şartlar altında ABD-AB blokunun Suriye’ye olası müdahalesini de engellemek için birebirdir. Tam tersi, muhalefetin tamamen ezildiği ve Suriye’de suların durulup, eski statükonun korunduğu, ABD-AB’nin geri çekildiği şartlar için de birebirdir. Geri kalan her “taraf olma” durumu, emperyalist bloklardan birini tutmakla malüldür. Biz çalışan sınıfların tarafındayız ve onların yaşamlarını emperyal devletlerin iki dudağı arasına sıkıştıracak her türlü müdahaleyi de elimizden geldiğince yıpratacağız.
Ortadoğu halklarının emperyalizme, yerel diktatörlüklere ve neoliberalizme karşı yerellerde patlak veren mücadelererini geniş bir toplumsal-devrim mücadelesine tahvil edebilecek aygıtlara da ihtiyaç vardır. Arap halk ayaklanmalarının Mısır ve Tunus’ta burjuvazinin “siyasal islamcı” kanadı tarafından çalınması; Libya ve Suriye’de ise pro-emperyalist taşeronlar arası iç savaşlara evrilmesinde, bizlerin de bu konudaki eksikliğimizin payı vardır. Burada önerdiğim çatı aygıtı, geçmişteki “enternasyonal örgütler” gibi değildir. Bu aygıt;
* Etnik, ulusal, mezhepsel sınırlara göre değil, bölgelerin sosyo-ekonomik özelliklerine göre ayrılmış yerellerde örgütlenen yapılar şeklinde kurulmalıdır.
* Bu aygıtın yerel bileşenleri, bir yönüyle yerellerde neoliberalizm ve onun uygulayıcısı otoriteyle emekçi halk sınıfları arasındaki çelişmelere doğrudan müdahale etmeyi; diğer yönüyle de komünal ve ekolojik yeni yaşam ilişkilerini bugünden inşa etmeyi (en azından bunun kültürel ayağını oluşturmayı) esas almalıdır.
* Çatının yerel bileşenleri aynı zamanda geçmiş mücadele deneylerini de sorgulayan, bunlarının zaaflarını ve dönüştürücü potansiyellerini en ince ayrıntısına kadar tahlil eden çalışmalar da yürütmelidir. Bunu üç katmanlı olarak söylüyorum: (i) Yerellerdeki bileşenler, örgütlü halde bulundukları ufak bölgenin tarihini iyi araştırmalı ve bu bölgelerde geçmişteki isyan hareketleriyle ve komünal yaşam deneyleriyle ortak kök arayışı içinde olmalıdır. (ii) Mazdek isyanından Karmatilere, Pavlikiyenlerden Anadolu Alevi isyanlarına, Hasan Sabbah ekolünden yakın tarihteki isyanlara kadar Ortadoğu’nun bütün isyan hareketleri ortak miras kabul edilmeli ve bu hareketler devrimci eleştiriye tabi tutulmalıdır. (iii) Günümüzde sürmekte olan isyan ve protesto deneylerinin sonuçları da sıcağı sıcağına bu bileşenler arasında paylaşılmalı, eleştirilmeli ve gelecek deneyler için faydalı örüntüler çıkarılmalıdır.
* Bu yerel bileşenlerin, daha geniş bölgeleri veya tüm Ortadoğu’yu ilgilendiren konularda geniş çaplı eylemler yapabilmesini, yani bu yapıların koordinasyonunu sağlayabilecek ortamlar (haber siteleri, forum siteleri, periyodik toplantılar vs.) oluşturulmalıdır.
…Bence bunları da tartışmalıyız!
özgürlükçü majestlerinin devrimcisi ve majestlerinin anarsisti olmak , olmak gibi bir tehditte var, 80 bin ölü bugün artik kimsenin inkar edemedigi bir dis müdahalenin sonucu, nedeni birakip sonuctan yürüyorsun, bu tarz benzetmeleri sevmem ama Tayyip te öyle yapiyor, Suriyede olaylar baslamadan önce Antalya otellerinde agirlanan Libya dan dinlenmek üzere getirilmis , ihtilalci gazileri cok küçük köselerde yazivermisti basin.. Emperyalist paylasim savasi ve suriye örnegi uyarlamasi icin… 2. Dunya savasi oncesi ,Almanya tarafindan yutulmak istenen çekoslavakya nin , o günkü burjuva iktidari na bakarak, ve Ingiliz Fransiz emperyalistlerine bel baglamasina bakarak, o günkü cekoslavakya ya karsi saldirganliga karsi cikmak yerine devrim cagrisi yapmaktan tek fark suriyede tasima bir muhalifler olusudur. bana suriyede ic dinamige sahip bir kalkismanin varoldugunu gösterin. Pyd mi diyeceksiniz, o varligini müdahalenin baslangicindan sonra göstermeye calisti ve su an hicte anarsizan bagimsiz direkt yönetim gibi bir felsefenin yaninda degil…Tarih gelecekte degil simdiden utandirmaya basladi aslinda utanmasini bileni……
Türkiye,israil,arablarin tümü.Nato-rusya-cin bir gecede sama girmeli.katliami durdurmali,biryil icindede secimler yapilmali.
sizler gazel okuyun.. suriye ülke olmaktan cooktan cikmis..
suriye halkina akil vermege calisiyorsunuz özgürlükcünün dedigi gibi.. dedikleriniz maalesef cok saygiyla ivir zivir..
Türkiye,israil,arapların tümü,nato,çin,rusya bir gece içinde Şam’a girsin derken akıl vermiyorsun,naçizane tavsiyelerini takdim ediyorsun dimi 29? saçmalamanında bir sınırı olmalı.
Kim emperyalizmin saldirganligina, ve Akp nin alt emperyalist heveslerine, neo osmanliciliga soldan gercekleri ve teoriyi zorlayarak mesruluk kazandiriyorsa, sosyal soven odur…
anonim 23 anlamamis.. anlamasida mümkün degil.. baskalarinin farkli düsüncesi,secimi,istedigi olabilecegini kabul etmesi mümkün degil…halk istemiyorsa o coook sevdigin,dogru buldugun,büyük kurtarici esat hazretlerini( ki olabilir,dogruda olabilir) onun yaptigi halk düsmanligidir,canidir,sucludur.vede gidecegi yer den Haagdir.
bizede kalan gericide olsa halkin istegine saygi durmaktir.
yoksa basindeki,leninde.marksida,zilelide olsa.peygamberlerde olsa farketmez hepsi fiilen fasistdir..
solculugunda hep düstügü hata…
hicbir bilgim yok süriyedeki muhalifler üzerine.ama bir emperyalist haber cok hosuma gitmisti: süriyedi kürler bölgeyi öyle kurtarmislarki; kimse,hicbirgüc buraya giremez
diyorlarmis! sevindim,güldüm.. sizler aglayip üzülürsünüz..
özgürlükçünün yorumu üstünden tartışmanın gitmesi olumlu olduğu kadar gözden kaçan asıl 3.özgürlükçü devrimci seçeneğe işaret etmesinden olmalı.çünkü site takipçilerinde oluşan özgürlükçü isyan ve anarşist duyarlılığı harekete geçirdiği ve bu duyarlılığın sadece bizim tekelimizde olamayıp suriye devrimcilerindede olabileceği güçlü ihtimal aklımızı başımıza almamıza neden olabilir.yusuf cemal özgürlükçünün soru ve altındaki önerileri ile zilelinin önerilerini birleştirmeye çalışması olumlu oabilir fakat zileli öncelikle suriyedede toplumsal devrimcilerin varlığını ve mücadelesini kabül edip kendileri olarak sürdürdükleri mücadeleye değer vermesi gerekebilir.şimdiden rojova deneyinin özgünlüğü hatta toplumsal devrimci geleneklerin devlet-iktidar-sistem hegemonyasına itirazı olup başka bir hayatın inşasına ilişkin evrensel birikimlerden öğrenerek en olumlu yeni örnek olarak okuyanların olması bile bizi heyecanlandırması gerekebilir.butün bunlara rağmen sitede bu özgün deneyi şimdiden itibarsızlaştırmak belkite kapitalist sistemin savunucusu ve hizmetkarlarının yapmakta zorlandıklarını bizim elimizle yapması gibi görünmektedir
suriyede suriyede yaşayan halkın istemediği hiç bir müdahele meşru değildir?ne olacaksa bizzat suriye halkının özgür iradesinden geçebilen olmalıdır bunun dışındaki bütün cümleler gayrımeşrudur? rojovadaki özgürleşen kürt,arap,türkmen,ermeni,süryani,çerkez bütün özgürleşmiş yerel dinamiklerin cümlesi yukardakidir?şimdi suriyede devrimci varmıymış hatta bizden daha özgürleşmiş olabilirmi?kendimize soralım
kargadan gayri kuş bilmez misali, gene de ısrarlıyım. sadece emperyalizme dayandırılan görüşler, durumu açıklama
ya yetmemektedir.daha karmaşık bir ilişkiler ağının varlığını artık görelim.
ilkin, küreselleşen kapitalist sınıfın, ulusdevletleri tasviye ederek pazar entegrasyonunu sağlama alma hedefleri var. abd ab diye tabir edilen taraf aslında bu küresel kapitalizmin gücü…
ikinci taraf, bu kapitalist globalizasyona direnen (rusya-iran-çin gibi) ulus devletlerin, kendi burjuvazilerinin globalleşmedeki yetersizliklerinin verdiği imkandan dolayı, çözülmeye direnme mücadeleleri içindeler
. bu ulus devlet güçleri, nafile bir direnişle ve savaşı uzak alanda tutmak amacıyla, var güçleriyle maddi temelleri (küreselleşme yüzünden) yiten emperyal heveslerini korumaya çalışıyor.
bir de üçüncü etken olarak, ortadoğunun özel durumu var. din ve mezhep savaşlarının uzun geçmişinin gerginlik ortamı. dış ve iç faktörlerin böylesi karmaşıklığında, olay tamamen bulamaç halini almış durumda.
bu tabloda bence konuşulması gereken önemli mesele, aslında yanlış bir tasvirle şii-sunni gerginliği olarak adlandırılan gerilim ve aleviliğin bu noktadaki yeri konusudur
sunni islam zamanla ve büyük ölçüde (ama kesinlikle tümüyle değil, örnek melamilik meşrebinin nakşilik kolu vb) devlet ideolojisine dönüştü.
ancak ona muhalefet eden şiilik de zaman içinde rakibine benzedi. bilhassa safevi- fars devletleri eliyle, bu inanç biçimi de devletin ideolojisi haline getirildi.
bu değişime direnen alevilik oldu. insanlığın komünalist değerlerini bu yörede devlet egemenliğine karşı alevilik devralıp, bu zamana kadar getirdi.
ancak ne yazık ki günümüzde alevilik de kemalizmin etkisiyle devletin gayri resmi ideolojik payandası gelmesi durumu yaşanmaktadır.
suriye savaşı konusundaki taraflaşmada bunu görüyoruz. bunun, uzun ve acılı bir tarihi geçmişine dayanan nedenleri
olsa da, aleviliğin temsil ettiği değerlere aykırı bir pozisyon alması üzücü.
ancak alevilik temsile çok az fırsat veren bir inançtır aynı zamanda. umarım ki şimdilik görünürleşen “temsilcilere” inat, alevilik, genlerini oluşturan özgürlükçe, devlet karşıtı değerlerine dönüşü sağlayabilir.
“ancak ne yazık ki günümüzde alevilik de kemalizmin etkisiyle devletin gayri resmi ideolojik payandası gelmesi durumu yaşanmaktadır”
cümle bozukluğu için özür.
doğrusu
“ancak ne yazık ki günümüzde aleviliğin de kemalizmin etkisiyle , devletin gayriresmi ideolojik payandası haline gelmesi durumu yaşanmaktadır”, olacaktı
konu tam yahudilerin dedigi gibi oldu.
1 kisi ölürse cinayet. 50 kisi ölürse katliam. 80bin kisi ölürse
ISTATISTIK.. tatli tatli tarisalim bayram günü..
Anonim 30,sinirsiz sacmaliklarinizi anladikda su zeka sinirli oldumu kötü..
yatip kalkip,biber her yemege gider gibi 1000 yildir emperyalzm deyip duruyorsunuz..
1.) emperyalzm lenin falana göre ülkesine hakim olan das Kapitalin baska ülkelere asmasi olayidir!
hala ortacag,feodal yapiya vede zihniyetiyle bu empeyalist ülkeler gene ortacag usulüyle koloniler icin savasirlardi.
2) Globalzmi yasadigimiz su sürecte,sinirlarin kaldirildigi bu dönemde artik hicbir emperyalistin koloniye ihtiyaci yoktur..
üstelik sizin gibi geri kalmis emperyalzmi cok kullanan ülkeler artik elini acmis yagmur duasi yerine Kapital duasina cikmistir..( Cnn.bbc tv lerde bu ülkelerin kapital cekmek icin kendi ülkesinin reklamini yapinca dostum leninle gülüyorum)
Bundan lenin aksine su sonucta cikiyor; Emperyalim geri bir ülkeyi kalkindirabilir….
kesiyorum Gün Zileli gene burasi delihane degil deyip silecek galiba.. sacmaliga devam..
32=007
evet 39.. boslugami düstün? E.. biz simdi kime karsi savasacagiz? askermisiniz be? isvicrede vede kostaricoda ordu olmadigindan guamuraci devrimcilerde nasil savas verecegini sasirdigindan bir durgunluk hakim..
herhalde emperyalistlerde nasil savasip ele gecirecegini ayni sekilde sasirip duruyorlar (-:
Türkiyede bosuna ordu besliyor.. ordu kalkarsa türkiyede bizim devrimcilerin bir kismi öksüz hissedecekler diger kismida E..biz simdi nereye savasacagiz deyip sasiracaklar..
belki ozaman su askercilik,savas,silah cetecilikten vazgecer insanca,özgürce,demokratik vs.ilkeler edinmegi ögrenirler..
Ordu kalkmali!
Solcular sunu ögrenmeli: önündeki sorunlari cözmek icin hep vizyonercilige sariliyor.. bu hastalik ütobik düsünceden kiyaslanmayacak kadar fecidir..Reel politik,prakmatizm,oportinizm diyerekte önümüzdeki problemlerden kacinilmamali.. cennetlik düsüncenize hizmet eden tüm olaylari gercekci bicimde cözen politikalar üretmeli.
ordu kalksin bölgedeki ülkelerdede kaldirilsin.. herkesin maskesi düssün!!
38=Polis.napsin?elinden geldigince teori uyduruyor.lenin menin diyor.e mecbuuur.ne cektin be polis bu solculardan,ne cektin be.lenin doneminde amerikanin kolonisimi vardi la?ihtiyaci yoktu.sen istedin diye illa karinca gibi kolonimi kursunlar?seytanin en mukemmel taktigi herkezin onu yoksaymasiymis.herkez emperyalizm yok dedigi icin hayatini yasiyor.sermaye duasina cikan seninkiler.bizimkiler binamaz.tebareke dahi bilmezler.
rusya,iran,çin kapitalist üretim ilişkisinin alternatifi üretim ilişkisi olan ülkemidir?derin tahlil çocukluk hastalığı olanların bunca derinliğe vakıf olurken bi zahmet suriyedeki sizin gibi kendini toplumsal devrimci tanımlayanların ne dediğine gelecek beklentilerine ve mücadelesine dikkat algınız kapanması çok derin olmamalarından olabilirmi?bir kendimize soralım suriyede kapitalizme gayrimeşru deyip kapitalist ulus devlet anlayışınıda aşan özgürlükçü demokratik birlikte yaşam mücadelesi verenlermi bize benzer yoksa bunu yapanları yerelde ve genelde engelleyip yok etmek isteyenlermi?yazdığımız yorumlar ve yaptığımız işler kime ve neye hizmet ettiğini anladığımızda ne yaptığımızıda anlayacağız
Anonim; uzun süre beklemeye gerek yok Ta yy ip Suriye politikasını değiştirince devrimci Suriye ilüzyonları yapan arkadaşlarda 180 derece politikalarını değiştiriverirler daha önce yazdıkları umurlarında bile olmaz. Hemen silahsız çözüm vs. başlayıp birbirleriyle boynuzlaşmaya cilveleşmeye devam ederler.
Adamlar ihtimalli yazılara bile tahammül edemiyor…
anonim 23 ün ” daha bir sey demem” dedigini bende yapmadan önce son kez söyle izah edeyim;
suriye halki esada git sen KAKAsin diyor.Dünyaya imdaat ediyor. Solcularimizda esata lokum gibi sahip cikiyor..buyurun afiyet olsun..
Sama gidin orada cephenizi secin..belki ayaklariniz kafanizdan daha iyi kararlar verir…
iran-rusya-çin kapitalizmleri küresel kapitalizme gerektiği kadar entegre olamamış, sermayeleri hala devlet yönlendirmelerinden kurtulamamış, eski emperyalist devlet tarzında kapitalizmler
türkiye kapitalizmi de soğuk savaşın dengelerini yakın zamana kadar kullanabildiği için bu gruba dahildi. ergenekonik yapılanmalar bu durumun sonucunda nemalananlar.
ancak küreselleşmeye hızla uyum sağlamak zorunda kalnca sürece direnebilecekleri ergenekon olarak tasfiye edildiler.,
düşünceleri karalamak yerine, karşı fikirleri açıklamak daha geliştirici olur genellikle
41 Anonime 41 defa massallah! ben toeri kurmuyorum ,yikiyorum. Gercegi söylemem gerekirse bende tam gercegi söylemiyorum. gercekler cok pahalidir. vede cok iyi saklanmalidir.tabiki yalanlarla sararak.. emperyalist churchill.
Ama Suncacigima söyleyim; Ilerlemegi saglayan tek sey dogrulari yikmakla mümkündür.tabiki dogruca..
yanlislarla ugrasmak,hayat boyu boghla ugrasmak gibi olur.sonundada hayatim bogh gibi gecti,ne bogh yedim olur.
Ben hic sevmedim onu..
38=46=007.arabesk yapma.
teorileri kişilerin yıkmasına ihtiyacı yoktur hayatın pratiği olumlu olumsuz sürekli teorileri tüketir ama birileri tükenip pratik bir değeri olmadığını anlamamakta ısrar edebilir tamda muhafazakar dediğimiz yeni olanı engelleme çabası haline gelir.bu seviyede yeniyi arama gayreti olumlu orduların olmadığı militarizmin olmadığı dünyada nelerin ve kimlerin işlevsizleşeceğide kuşkusuz onlardan beklentisi olup onlarsız ayakta duramayanlarla ilgilidir.devletçi ve devletin organlarını kutsayan gelenekler bütünü insan eliyle kurulmuş devlet ve devlet organlarını kutsaması aslında mevcut sistemin kapitalizmin ideolojisi olan liberalizmin öğretip biriktirdiği değerlerdir.son dönemde rol çalıp küresel sistemin efendilerinin devletler üstü dil kullanmasınada aldanmamak gerektir.bu dildeki küresel ölçekte yer kürenin sahibi ve efendisi nasılsa benim dilinden başka bir anlamı olmayıp her daim hegemonyayı empose etmekte bütün gayrımeşru araçlarıda kulanacağından kuşku yoktur.yinede ordular kalksın,en önemli üretim aracı üretici ve yaratıcı bilgi alınıp satılmayıp insanlığın ortak değeri olarak insanlığın kullanımına açık olsun gibi yeni taleplerin insanlığa ağır bedeller çıkarıp çürüyen sistemin içinden alternatif yeni bir üretim ilişkisinin yeşermesinde ön açıcı olabilir
Anonim 47 müzikten anlamam ama arabeskide hic sevmedim..
Sizler icin ve bu site icin engüzel müzik su Vivaldinin Winter..ni ,sürekli dinlemeyi tavsiye ederim.. herkes bir maske takmis,birseyler cevirip kendine cekmege calisan bir dünyayi isliyor.. Tam bu sitenin dünyasina uygun müzik!
sayenizde vivaldiyide söktük.. tesekkürler..
ne maskesi?internet ortami bu.maskeye gerek yok.maske solcu entellerin bunalimları icin uydurduklari bahane.herkez maske takiyor yalan hayatlar yalan dunya kiritmasi bu.bosgec bunlari.sen atmasyondan teori bollugu yaratma yeter.
Ok. 50