Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

Komünizm ?!!

80’lerde Sosyalizm Tartışmaları, Çin, Devrim ve Sosyalizm Sorunları, Fikret Başkaya, Gün Zileli, İdeolojik Biçimlenme, Lenin, Leninizm, Rejimler, Sovyetler Birliği, Stalinizm

 

 

 

Dün Özgür Üniversite’nin Dönem Açılış Toplantısında Fikret Başkaya’nın konuşmasını izledim. Bu toplantıda “komünizm”in dünü ve bugünü üzerine birkaç söz de ben ettim. Böyle bir toplantıda bu kapsamlı konuyu etraflıca açmam mümkün olmadı. Orada mümkün olmayanı bu yazıda biraz açmaya çalışacağım.

Dünkü toplantıda, Fikret hocanın “artık kimse komünizmden söz etmiyor” yakınması üzerine söz almıştım. Bence bundan daha doğal bir şey olamazdı. Çünkü komünizm yüz yılı aşkın tarihinde, insanlığa vadettiklerinin hiçbirini gerçekleştirememiş, tersine, bu vaatlerin tam zıddı bir yol izlemiş, somut pratikte bir tür devlet kapitalizmi diktatörlüğü olarak tezahür etmiş, iddiasının başat pratiği olan Sovyetler Birliği’nde çökmüş, çökmediği Çin, Vietnam gibi ülkelerde devlet kapitalizmini “piyasa” ile harmanlayarak varlığını sürdürmüş, Kuzey Kore’de ise otarşik ve dünyaya kapalı bir mutlak devlet diktatörlüğü ile varolagelmiştir.

Lenin, komünizmi, daha baştan, Bolşevik Partisi’nin başat vaatlerinden olan “işçi denetimini” ortadan kaldırıp, grev hakkını yasaklayarak ve işçileri tek kişi yönetiminde üretim makineleri ve “ücretsiz köleler” haline getirerek uygulamaya girişmiş; bununla da kalmayıp ülke çapında Çeka polis örgütünün terörüne dayanan bir tek parti diktatörlüğü kurmuş, direnen köylülerin derhal kurşuna dizilmesi talimatları yayınlamış, diğer sosyalist partileri ve anarşistleri yasa dışı ilan etmiş, Kurucu Meclis’i zor yoluyla (ve kan dökerek) ilga etmiş, 1917 Şubat devriminin ürünü olan gerçek Sovyetleri rejimin kuklası haline getirmiş, basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmıştır vb. vb.

Lenin tarafından kurulan bu rejimin ve sistemin, sonunda Bolşevik Partisi’ne kanlarıyla ve canlarıyla omuz veren yüz binlerce komünistin idam edildiği, idam edilmeyenlerin de Gulag kamplarında ölümüne çalıştırıldığı yasa tanımaz ve su sızdırmaz bir Stalinist diktatörlüğe dönüşmesi kaçınılmazdı. Yani “perşembe”nin gelişi “çarşamba”dan belliydi. Stalinist dönem üzerine çok şey yazılıp çizildi, burada uzatmayayım.

Stalin sonrasında rejim kendini bir ölçüde reforme etmeye çalıştıysa da Lenin’in koyduğu temellere dokunulmadığı için Sovyetler Birliği 70 yıl sonra yıkılıp gitti. Bizim solcularımız, bu yıkılışa karşı hiçbir “işçi direnişi” olmamasına hayret ededursunlar, aslında işçiler, bu yıkılışın ardından bir ölçüde özgürlük geleceği umuduna bile kapıldılar ama bu beklenti de boş çıktı.

Leninist “komünizm kuruculuğu”, devrim olan Çin vb. gibi ülkelerde, yukarıda da belirtiğim gibi “piyasacı devlet kapitalizmi” şeklinde devam etti ve bugün “Komünist Çin” dünyanın en büyük kapitalist, hatta emperyalist ülkelerinden biridir ve kapitalist batıyla rekabetini “kim daha hızlı ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek” noktasında sürdürmektedir.

Sonuç olarak, somut dünya pratiğinde komünizmden geriye kalan, Stalinist kan dökücülüğü bir yana koysak bile, işçileri amansızca sömüren “kapitalist sermaye birikimi” rejiminden başka bir şey değildir.

Böyle bir manzara karşısında insanların komünizmden sitayişle bahsetmeleri, onu bir ideal olarak yaşatmaları, bir toplumsal kurtuluş düşüncesi olarak ona kendilerini adamaları nasıl beklenebilir ki? Bu sözüm, yüz yılı aşkın bir zaman önce reelkomünizme alternatif olarak kendilerini “anarko-komünist” olarak niteleyen kimi anarşistleredir aynı zamanda.

Lenin, yukarda özetini verdiğim korkunç yönelimi ve pratiği ne olursa olsun, cesur ve radikal çıkışlara sahip bir önderdi. Nitekim, 19. Yüzyılın ortalarında kurulan I. Enternasyonal örgütüyle birlikte benimsenen ve 1870’lerdeki II. Enternasyonal’le resmen de kabul edilen, dönemin devrimcilerinin iştiyakle benimsediği “sosyal-demokrat” adını, bu adı taşıyan partiler I. Dünya savaşında savaş yanlısı bir tutum alıp kendi burjuvazilerini destekledikleri için anında terk etmekte bir an bile duraksamamıştı.

Bu sözüm de, her şey bir yana, komünist ve işçi kanıyla kirlenmiş ve bugün piyasacı devlet kapitalizminin ismi haline gelmiş komünizm adında hâlâ ısrar edenlere.

 

Gün Zileli

19 Ekim 2025

www.gunzileli.net

gunzileli@hotmail.com

 

4 Comments

  1. Mehmet LEVENTOĞLU

    Peki Sakallı Adam’ın öngördüğü pratiğe dökülen süreç bu muydu, başarısızlık yeni bir çıkış için pozitif bir deneyim olamaz mı ötesinde diyalektiği ret etmek bilimsel mi? Bu konuda lütfen

  2. Gün Zileli

    sakallı adamın pratoktu. Pratik oduğunda da bööyle teceelli etti ne yazık ki…

  3. Gün Zileli

    sakallı adamın pratoktu. Pratik oduğunda da bööyle teceelli etti ne yazık ki…

  4. Cep Defteri 1

    Düşüncede ve pratikte “solcu” bir çocukken, gençken, çevredekiler, başkaları; beni, ailemi “, komünist” sözcüğüyle etiketliyordu. Seküler, ilerici, toplumcu, eşitlikçi, doğrucu yanlarımla bir “komünist” miydim ben? Köydeki iki dedeme de “komünist” diyorlardı, DP’li vb.olmadıkları için; çocuklarının adları Mustafa, Kemal, İsmet, Zübeyde gibi isimler olduğu için. Aile büyüklerim ateist değildi; samimi, doğal, Anadolu dindarlarıydı. Yalnız amcamla köy evinde, eski, pilli bir radyodan birkaç kez “Moskova’nın Sesi” radyosunu dinlediğimi hatırlıyorum; komüner sistemin övülüp, emperyalizmin, kapitalizmin yerildiğini… O yayın da bizleri komünist etmeye yeterli miydi? Değildi tabii. Neydik biz düşüncemiz yüzünden? Solcuyduk sadece.
    Irkçı siyaset, dinci siyasetin bakış açısıyla “komünistler Moskova’ya!” sloganının done’siydik. Bu siyasetlerin hedefini büyütüp, Sünni-Alevi, dindar-dinsiz, sağcı-solcu tefrikiyle etkinlik alanlarını genişletmeleriyle, her dönemde iktidarı elde etmeleri gerçekleşti. Eğitimde, kültürde, yaşantıda, “komünistler Moskova’ya!” sloganı bunların silahı oldu. Yeni moda “yerli ve milli” sloganının ağa babası, bu Moskovalı slogandır. SSCB’yle hiçbir bağı, ilgisi ilişkisi olmayan sol tavıra,
    Amerikancı bir yanaşmalıkla “vatan haini” yaftası kolayca yapıştırılmış oldu.
    …….
    Yazımın geri kalanını sonra gönderirim sitenize . Selamlar, saygılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑