Kitlesel bir halk ayaklanmasına saygı duymak gerekli…. Böylesi bir “gelenek” kısa vadede faşistlerin de iktidar olmasına yol açabilir… Önemli olan toplumların ve insanlığın bu “geleneği” sürdürme arzusudur; kendi gücünü görmesi bile az şey değildir… Varsın bu ayaklanma bir “Faşist” yönetime yol açsın! Halkın kendi gücünü öğrenmesi bile bir kazanımdır…
Takiyelerle, emperyal bir proje olarak, liberal sol destek bile almış, “gömlek” değiştirdiği yalanı ile hak etmediği oylarla kurulan bir islamcı-faşist yönetim ile karşılaştırıldığında Ukrayna’dakiler, en azından yöntem açısından daha dürüst değiller mi?
Sanırım “normal” bir sosyalist aklın SSCB sonrasını anlaması mümkün değildir! Stalinist ve SSCB dönemi arkasında ruhu “parçalanmış-yarılmış” bir insan topluluğu bıraktı. İnsanlığın ebedi düşlerinin söylemleriyle; dillerinden, kalemlerinden insanlığın en kutsal eşitlik, özgürlük, insancıllık, anti-sömürü sözcükleri dökülürken aslında bir mafyatik devlet-cinayet-zulüm şebekesinin hükmünde geçen 60-70 yıl sonra orada olup bitene bilinen sol-sağ şablonlarıyla yaklaşabilir miyiz? Stalin solcu, komünistse, Hitler’in siyaset çizgisi nasıl tanımlanacak? Stalinist bir Komünist Parti, “Sol” ise, Sağ nedir?
İktidar “manyaklarının” salt söylemleri ile sağ ve sol’un tanımlanamayacağını artık öğrenmedik mi? Milliyetçi faşist örgütlülükler “işçi sınıfı”, “halk”, “zulüm” sözcüğü ile sol-cu mu oluyorlar?
Kitleler, Halk yanlış yapabilir; yapıyorlar da… Belki de bu tür inisiyatiflere, bu irade, bu inanç dayatmasına, daha iyiyi arayıştaki mücadeleye saygı, insanlığın tarihsel yolculuğu bağlamında saygı duyulması gerekli… Eleştiri her daim haktır! Yeni bir ayaklanma, geçmişten ders alan yeni bir devrimci iradenin birikmesi, taşması anına dek… Sonra, yeniden yeni bir devrim süreci başlayacaktır… Son dört bin yılda bu tür ayaklanmalar çok daha fazla olsaydı, kuşkusuz insanlık olarak daha iyi bir yerde olacaktık…
Her isyan bir deneydir de! Daha çok isyan! Daha çok deney… Edison’un bilinen ampul için 2000 deney yaptığı söylenir… Ne kadar çok denersen, o kadar iyi!
Varsın Yahudiler sokaklarda kurşunlansın, varsın komünistler öldürülsün, evleri yağmalansın.. Ama neymiş; saygı duyalımmış!
Bu yazının yazarı ve “beğenip” de paylaşan siz Gün Zileli, Hitler’den, Musollini’den ve açık bir şekilde faşist olduklarını gizlemeyen diğer faşistlerden çok daha tehlikelisiniz.
makaledeki üstü örtülü insanları kim öldürdü?
Gün Abi size saygı duyuyorum ama bu nasıl acımasız,duygusuz bir yazıdır…bunu yazan kişi geçmişe dönüp bir baksın böylesi ‘gelenekler’ faşist yönetimlere sebep olduğunda neler olduğuna..halkın kendi gücünü öğrenmesi adına bir kazanımdır nasıl bir tutarsız acımasız bir mantıktır bu….bu yazıyı protesto ediyorum ve bu siteden kaldırmanızı rica ediyorum….
Bence güzel bir yazı.
Gün Abi gelecekte inşallah bu konuda yanılmazsın…Faşistler yönetimi ele geçirip katliam yapmaya başladığında….Polisin halka ateş açıp öldürmesine karşıyız kim olursa hangi kesimden olursa ama yukarıdaki cümleleri kabullenmek ne bir sosyalist ne bir komunist ne de bir anarşist için mümkün değil…
Yapmayın arkadaşlar… Mesele “gönlümüzden geçenler” değil… Kimse bize “nasıl yapalım abi” diye sormuyor ve biz yanıtı hayata geçecek bir öneri sunmuyoruz.
Toplumsal alt üst oluşlar rastlantı değildir; önce anlamaya çalışmak zorundayız… Tarihsel iyimserlikle de orada olanın, yaşanılanın en iyi tarafını bulmaya, geleceğe miras kalabilecek tavrı konuşuyoruz… Yineleyeceğim… Bence oradaki insanları “burada, bizim” değerlerimizle anlayamayız; yargılayamayız! SSCB dönemi öylesine yalanlara boğulmuştu ki, oradaki insanlar SSCB-Rus milliyetçiliği “kar beyazdır” dese belki birikmiş hınçla “hayır” diyebilir… Buradan, Stalinist-Bürokratik-acımasız-riyakar insanların hükmünde,70 yıl yaşanılan böylesi bir diktatörlük altında şekillenmiş bilinç altı ile yaşamış insanların “çılgınlıklarını” konuşuyoruz…
Geçtiğimiz aylarda T. Ali’nin “Ayna Korkusu” romanından alıntı yapmıştım. Okuduğumda donakalmıştım… 1994 olabilir, Yazar İzvestia gazetesinden bir alıntı yaparak liseli kızlarla yapılan ankette çocukların ciddi bir kısmının “dövizli fahişelik” yapmak istediklerini yazmıştı. -Ülkemizde zaman zaman gazetelere haber olur… Doktor, diş hekimi… Türkiye’ye fahişelik için gelmiştir! Araştırılsın; böylesi “eğitimli bir fahişelik” hangi ülke kadınlarında görülmüştür…
Stalin SSCB’sinin-sonrası da olmalı- insanlara yaşamak, evladını yitirmemek, toplumsal yalnızlığa uğramamak için edinmek zorunda bıraktığı karakteri biz burada yargılayamayız! Hakkımız yok; belki en fazla kim daha az, daha çok faşisti konuşabiliriz! Bu bağlamda o halk bir bebek gibi en başa dönerek yeniden öğrenmek zorunda… Stalin’le temsil edilen süreç insanların ruhunu çalmış, insanlığa ait binlerce yılın biriktirdiği en temel insanlık değerlerini tanınmaz hale getirmiştir! Biz bu koşullardaki insanları yargılıyoruz… Ben anlamaya çalışıyorum… Ukrayna özelini bilmiyorum… Evet diyorum… Faşist, katil sürüsü de olsa… Ne yapılabilir ki; engizisyon işkencelerinden çıkmış insanların “sağlıklı” düşünce, tavır geliştirmesini nasıl bekleyebilirim ki… Ama isyan iyidir! Dilerim bu “isyanlarla” daha sağlıklı düşünmeye başlarlar… Olur ya, 13-14 yaşında saçma sapan isyan edilir… Bu zavallı halklar da o denli “regrese” olduysa, “sosyalizm-komünizm” bu ise “faşistim ben lan” demeye hakları yok mu?
Ekliyorum; orada olan biten her ne ise bunun sorumlusu SSCB içinde yaşanılan siyasal-toplumsal süreçlerdir. Aynı AKP’nin burada oluşundan sorumlu olan Taşkafalı laikçiler, TSK gibi. Bir ülkeyi 70 yıl yöneteceksin sonra da kendi yol açtığın sonuçları beğenmeyerek hala üstten, üstten konuşacak ahkam keseceksin… Bu hiç ahlaki değildir! En azından düşüneceksin… “Ben ne yapmışım?” 20’li, 30’lu yaşlarındaki evladından şikayet eden ebeveynler tiksindirici değiller mi? Sen yaptın onu böyle! Hala yüzleşmeye cesaretin yok… Suçlu arıyorsun!
Orada olan her ne ise, bunu öncelikle Stalin, SSCB eleştirisi yapamayanların “beğenmeme” lüksleri yoktur..
Bu, Tayyip’in apaçık hırsızlık kanıtlarına karşı “paralel” suçlamasından ne kadar farksız…
Burası böyle işte! Sağcısı da solcusu da toplumsal süreçleri aynı mantık-analiz sistematiği ile değerlendiriyor…
Selam O. Gürsel arkadaşım. Bana özelden yazabilir misin. Bir şey danışacağım da sana. gunzileli@hotmail.com
sivas kiyami( katliama böyle savunuyo seriatcilar) da kitleseldi, naziler hele hele cok kitlesel bir destege sahipti hadi git saygi duy….
saçmalık tartışma değildir.
Merhaba,10 senedir Ukrayna’da yaşıyorum.
bu şu demektir 10 senelik tarihini ve şuan ki psikolojini anlayabiliyorum.
O.Gürselve G. Zilelinin bütün yorumlarına katılıyorum, durum bu kadar iyi tahlil edilemezdi.
Çok merak edenler varsa ortadaki katliam devlet tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bir dezenfemasyon yada kafa karıştırmak için her iki tarafa ateş eden sniper videosu konuşuldu ama fos çıktı.
Burada etnik temizlik yok ama Rus hegemonyasını silmek için bir çalışma var.
Evvelsi gün Liviv şehrinde 24 saat için herkes Rusça konuştu,
ondan önceki gün parlementoyu çeviren çitler kaldırıldı.
Meclis kabine adaylarını meydanda ilk önce halka sundu.
Yatsenyuk için elkış da vardı “fuu” (yuh çekende.
Şuradaki link e göz atarsanız başkanlık reytinglerini göreceksiniz.
En baştaki halkın sevdiği vatansever ve başarıl Liviv belediye başkanı. reytingi en düşük olan Tımeshenko,Yatsenyuk, Yushenko gibi Amerikancılar ve hatta Svobodo partisien büyük milliyetçi parti başkanı bile yüksek (-) reytingde.
Sağ sektor komutanı Yarosh bile (-) reyting almış vaziyette.
Halk sokakta da aynı şeyi söylüyor ben duyuyorum gerisi hikaye.
Yazılarınızın devamını beklerim.
Teşekkürler.
http://www.president-of-ukraine.com/
selam Gosti, şu sıra TKP’liler sosyal medyada bir görüntüyü dolaştırıp “işte bakın, komünistlere ne yapıyorlar” diye propaganda yapıyorlar. Gerçi fotoğraftakig, yazıldığına göre bir keskign nişancı büyük ihtimalle ama senin bu konularda bilgin var mı? Orada komünistleri linç etmek gibi bir eğilim söz konusu mu? Hazır Ukrayna’da olduğuna göre bizleri de bilgilendirebilir misin? Ayhan Kırdar arkadaştan da aynı şeyleri istiyoruz elbette.
Şuan komünistlere yapılan bir şey yok. öyle olsaydı 31 kişilik Komparti sadece parti başkanı Simenenko hariç 30 kişi mecliste
olmazdı.
orada ne gösterip dezenformasyon yapıyorlar bilmiyorum.
Herkesin dikkati meclis ve Kırımda olan bitenlerde.
Kharkiv’da belediye başkanı Kernes Yahudi kökenlidir ve bir ayrılıkçıdır öyle olduğu halde yerinde korundu.
Yanukovich’in partisinden olan Govarnatör Dopkin de bir ayrılıkçıdır ama oda yerinde.
Burada kavga karşı devrimci silahlı gruplarla münferit olaylar yaşandı ama şimdi değil. Polisi ve güvenliği kontrolden devrimciler maskelerini ve kar başlıklarını çıkardıklarından beri münferit olay yok.
Yukarıda yazdım başkanlık adaylarının reytingleri var halk oyluyor bu işi ve halk işin başında.
Rus kökenli Ukraynalılar bundan sıkıntı duymuyorlar ve onlara yönelik bir şey yok.
Sorularınız olursa anında yanıtlamaya çalışırım.
Kaçakların rezidenslerine girildi ve çaldıkları görüldü halk ve devrimciler dikkatli iğne yerinden oynamasın diye. Hiçbir yerde yağma yok karışıklık yok. Ama rüşvetçi statükocu kesim polisler gümrükçüler ve diğerleri kayboldu.
Burada he rşey anarşistçe Kırım konusunuda çözerlerse sanırım Ukrayna halkı biraz yol alabilir artık.
fuko da iran devrimine epey saygı duyuyodu ama devrim sonrası iran da pek bir hareketlilik olmadı sanırım…
Bu oy’lamaya da saygı duymak gerekli!
Oylama “hilesiz-hurdasız” ise eğer;
Katılım % 83.1 ve EVET % 96.7 ise saygı duymak gerekli…
Yinelemeli; referandum dürüst yapılmışsa, sonuç da bu ise, “bu sonucu tanımıyorum” diyen ve seçimle gelmiş tüm bu “adamların”; ABD, Almanya; Türkiye v.d. tümünün “orada” oturma meşruiyetleri tartışılır hale gelir!