25 Temmuz 2015
Suruç katliamı ve sonrasındaki gelişmeleri fırsat olarak gören devlet Suriye ve Irak topraklarındaki IŞİD ve PKK mevzilerine yönelik hava bombardımanları düzenlemeye başladı. Bu bombardımanlarla yetinilmeyeceği, bir yandan Suriye’ye yönelik kapsamlı bir müdahalenin planlandığı, diğer yandan da içeride Kürt Hareketi´ne yönelik savaş konsepti işletileceği anlaşılıyor. Bunlarla paralel olarak ülke içinde de devasa siyasi tutuklama operasyonları gerçekleştiriliyor.

Diğer yandan AKP yetkilileri yükselecek savaş karşıtı hareketi de zor kullanarak bastıracağını ilan ediyor. Suruç katliamına karşı yapılan eylemlere dahi vahşice saldıran polis, savaşa ve operasyonlara karşı yapılan eylemlerde göz açtırmıyor. Yayın ve İnternet yasakları giderek yaygınlaşıyor. Son olarak Pazar günü İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan Barış Bloku´nun eylemi yasaklandı.  Anlaşılan savaş derinleştikçe ve emekçilerin kanları aktıkça ortaya çıkacak tepkinin en alt düzeyde tutulması için baskılar da giderek artacak.

Bölgeyi saran ve giderek yayılan ulusal ve mezhepsel temelde büyüyen şiddet sarmalına karşı bugünden güçlü bir tepki göstermezsek yarın çok geç olabilir. Tüm savaşlarda olduğu gibi bu savaşta da ölecek, yıkıma uğrayacak olan farklı uluslardan ve mezheplerden emekçiler olacak, kazanan ise bu savaşlara karar veren, körükleyen kan emici bir azınlıktan başkası olmayacak.  Ve anlaşılan tepki için sokak gösterileri yeterli olmayacak.

Onlar savaşta ısrar ediyor ve savaşa karşı sokak gösterilerinin önünü kapatıyorsa bizim elimizdeki en büyük gücü, üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan başka şansımız yok. Bu savaşı durdurmanın tek yolu bu savaşı üreten sistemin çarklarını durdurmaktır. İç ve dış savaş kıskacı, baskı ve korku rejimi altında kuzu kuzu işbaşı yapmayalım. Hayatlarımız değerlidir.  Hiç bir parti, sendika veya liderin bizim adımıza karar almasını beklemeden, barış için bir grev dalgası başlatalım !

#SavasVarsaCalismakYok

Savaşa karşı sınıf savaşı!

Kara Kızıl İstanbul