Savaş Çağrısına Reddiye

Bir yerde otururken birisi gelip sizi kavga çıkartmak amacıyla kışkırtıyorsa, normal olarak bu işte bir bit yeniği var diye düşünürsünüz. Adam neden kavga çıkarmak istiyor? Kavga çıkarmak istediğine göre bir hesabı var. Kendisinin en güçlü, benim en zayıf olduğum anı kolluyor olsa gerek. Belki de çevrede üstüme çullanmak için bekleyen erketeleri de var. Böyle bir durumda kavgayı kabul etmek ahmaklıktır. Yapılması gereken en iyi şey, gerekirse alttan alarak oradan dayak yemeden uzaklaşmaya bakmak ve uzaklaştıktan sonra durumu daha serinkanlı bir şekilde değerlendirmektir.

Cumhurbaşkanı ve başbakan yüksek bir tepeye çıkmış, savaş borularını öttürüp duruyorlar. “IŞID’a karşı savaş” adı altında, bu ülkede IŞID’a karşı başından beri kararlılıkla mücadele etmiş kim varsa üstüne çullanıyorlar. Topyekûn bir savaş çağrısı bu. Çatışmalarda ya da suikastla ölen güvenlik görevlilerinin cenazeleri geldikçe, muhteris bir tefecinin, kasasına giren her altına sevinmesi gibi seviniyorlar, görmüyor musunuz?

Amaç ne?

Tek bir amaç var. Bir dış ve iç savaş ortamı yaratarak tek başına iktidarlarını sağlamak. Bunu, Cengiz Çandar’ın dediği gibi, “PKK’yı kriminalize, HDP’yi marjinalize” ederek sağlayabileceklerini düşünüyorlar. Böyle bir ortamda, “savaş kabinesi”yle seçime gidecekler. Eğer HDP’yi istedikleri gibi marjinalize edebilirlerse bu partinin baraj altında kalmasını sağlayacaklar. Bunu yapamadıklarını düşündükleri an HDP’nin “terörle” bağlantılı olduğunu ileri sürüp (buna bugünden başlamışlardır yavaştan) hakkında kapatma davası açacaklar. Bunu da yapamazlarsa, savaşı iyice yaygınlaştırıp, sendika.org sitesinde Ozay Göztepe’nin yazdığı gibi, “savaş hali” ilan edip seçimleri tamamen erteleyecekler ve ülkeyi defacto bir savaş kabinesi diktatörlüğü ile yönetmeye çalışacaklar.

Bunun böyle olduğu çok açık olduğu halde PKK’nın bu düello ve savaş çağrısına adeta koşa koşa “evet” demesine ne demeli? Günlerce Ceylanpınar’daki, hiç mi hiç PKK tarzına benzemeyen iki polisin evlerinde uyurken enselerinden vurulması olayının PKK tarafından reddedilmesini, en azından bir özeleştiri yapılmasını bekledim. Ne gezer!

PKK neden böyle yapıyor? Açıkça söyleyeyim, elbette benimki bir tahminden ibaret ama HDP’nin ve özellikle Selahattin Demirtaş’ın yükselmesinden son derece rahatsız olan İmralı’dan, mektupçuluğunu MİT’in yaptığı mesajlar gittiğini düşünüyorum Kandil’e. Eğer bu da değilse, Kandil’dekilerin topluca akıllarını kaçırmış olmasından başka bir ihtimal gelmiyor aklıma.

Onlar neyse ne de, tartışma programlarına çıkan HDP milletvekillerinin bu noktada eleştiri yapmakta hiç de cesur davranmadıklarını düşünüyorum. Örneğin dünkü İMC programında Filiz Koçali de, Garo Paylan da Alper Taş’ın bu konudaki netliğinin oldukça gerisinde kaldılar. Eleştiri kısık sesle yapılmaz. Kısık sesle yaparsanız eleştirinizi muhatabınıza duyuramazsınız. Benden söylemesi.

PKK, eğer AKP diktatörlüğüne karşıysa savaş çağrısını net bir şekilde reddetmelidir. Bunu yapmadığı sürece AKP diktatörlüğüne dayanak olduklarını düşünmek zorunda kalacağız.

Gün Zileli
27 Temmuz 2015
www.gunzileli.com
gunzileli@hotmail.com

What's your reaction?

Excited
0
Happy
0
In Love
0
Not Sure
0
Silly
0

Bunları da okumak isteyebilirsiniz:

More in:Savaş

28 Comments

  1. yani pkk silah birakmalidir diosun . hakketten övünmek gerek 68 lilerle. akp nin saldiri sebebi bu pkk silah birakmalai yoksa saldiririm diyor. sen insanlarla dalgami geciyorsu zileli?

  2. okuduğunu doğru anlamalısın. Silah bırakmalı demiyorum. AKP iktidarının bugünkü savaş çağrısına evet cevabı vermemeli, tamamen özsavunmaya çekilmeli ve Ceylanpınar’daki türden eylemler yapmamalı, bu tür eylemleri özellikle bugün reddetmelidir.

  3. ben “pkk silah bırakmalı” diyorum. bunu demek neden bazılarına zor geliyor, anlamıyorum.

  4. Bunu genelde ben de diyebilirim ama bugünün sorunu PKK’nın silah bırakması değil, TC devletinin saldırılarına sadece özsavunma anlamında karşılık vermektir. örnekleyecek olursak, Kandil’e saldıran uçaklara uçaksavarla karşı koymak bir özsavunma eylemidir ama Ceylanpınar’da iki polisi gece yarısı evlerine girerek enselerinden vurmak gerilla savaşının bile dışında bir eylemdir. Mesela kimse Vietkong gerillalarının bu tür bir eyleminden söz edemez. Bu, tipik istihbarat örgütü yöntemidir.

  5. perinçek in yıllarca yapamadığını bu gün sen yapıyorsun. dost gibi görünüp bir halkın bu faşist devlete karşı koyabileceği tek güçleri olan gerillayı tasfiye etmelerini arzuluyorsun. şaibe yaratıyorsun. başka da bi işe yaramıyor bugün söylediklerin.
    ppk’nin tarzı değilmişmiş! duyanda pkk uzmanı sanacak. daha hareketin adını söylemekten imtina ediyorsun:’pekaka’ diyorsun.
    ulusalcı zihniyetinle birlikte aydınlıkçı damarın seni eleveriyor gün zileli. fazla çırpınma batarsın.

  6. pkk’nin silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklaması savaş heveslilerinin hevesini kursağında bırakmaz mıydı? şimdi bile açıklasa çok şey değişir.

  7. Abi söylediklerine tamamen katılıyorum. Akp’li faşistler, pkk’yı savaşa zorlayarak, Hdp’nin baraj altında kalmasını hesaplarken, Mhp’li faşistler de, tekrar kürt siyasetinin güneydoğu’da dar bir alana sıkışmasının derdinde. Kemalistler chp’de güçlenen sol kanat hasabiyle, pasif bir çizgideler. Bu durumda, Pkk’nın savaşa girmesi, tam anlamı ile delilik. Pkk acilen ateşkesi devam ettirdiğini açıklamalı, Hdp ve diğer sol örgütler Pkk’ya bu konuda baskı uygulamalı. Devrimci-silah paradigmasının şu şartlar altında hiçbir karşılığı yok. Kimse Pkk’ya ve diğer sol örgütlere silah bırakın çağrısı yapmıyor, Akp’nin kirli savaşına karşılık vermeyin diyoruz. Zira devrimcilerin silah kullanma durumları tarihsel olarak bellidir ve haklı bir temele dayanıyor, aynı şekilde ulusal hareketinde hangi şartlar altında silah kullandığı bellidir. Şimdi karşımızda, mezhepçi, yalancı aşağılık bir iktidar var, bugün a deyip yarın kolaylıkla b diyebiliyor ve bunu özelikle kürt meselesinde çok yaptı. Pkk süreci iyi okumalı, solcular da!

  8. “Ceylanpınar’da iki polisi gece yarısı evlerine girerek enselerinden vurmak gerilla savaşının bile dışında bir eylemdir. Mesela kimse Vietkong gerillalarının bu tür bir eyleminden söz edemez. Bu, tipik istihbarat örgütü yöntemidir”
    Bunu en iyi bileceklerden biri sizsiniz.Bu, tipik istihbarat örgütü yöntemidir. Wikiliks Türkiye belgelerinde devletten maaş alan kaç PKK’lı olduğu yazıyordu?

  9. http://www.diken.com.tr/ulkemizi-mahvettiniz/

    Bu ülkede böyle İslamcılar da var…
    Bu sitedekilerin bildiği şeyler ama bu “söyleyenin” ifadesinde önem-değer büyüyor…

    Sanırım Gezi İsyanı bu ülkede “uyuyanları” açık etti… Anlamadılar… HDP oyunu beklenmedik oranda artırdı.. Anlamadılar…
    AKP-RTE gibileri kuşkusuz nice ölüm-cinayetlere sebep olacak… Bu ülkeye büyük iyilik yapacaklar! AKP-RTE ve IŞİD! Laik-Seküler siyaset sıçrama yapacak…
    ***
    Hürriyet gazetesinin kıyısına sıkıştırılmış bir haber…
    “Martin Chulov imzalı haberde ABD özel kuvvetler biriminin geçen mayıs ayında Suriye’de düzenlediği operasyonda öldürülen IŞİD’in petrol kaçakçılığından sorumlu yöneticisi Ebu Sayyaf’ın karargahından ele geçiren belgelerde “Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki bağlantılar” ortaya çıktı.

    Ebu Sayyaf’ın karargahında ele geçirilen istihbaratın içeriğini bilen Batılı bir yetkili, Observer’a yaptığı açıklamada, Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki doğrudan temasların artık ‘inkar edilemeyeceğini’ söyleyerek “Yüzlerce flaş bellek ve belge ele geçirildi. Tüm belgeler analiz ediliyor. Ancak aradaki bağlantılar şimdiden o kadar açık ve net ki Ankara ile aramızdaki politikalara ciddi tesiri olabilir” dedi. Bir IŞİD üyesi ise örgütün Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği bölgeleri ekonomik açıdan kendi kendisine yetebilir hale getirmesinin uzun zaman alacağını vurgularken “Türklere ihtiyaçları var. İki taraf arasında yoğun bir işbirliği de söz konusu.

    Türkiye’nin IŞİD’e çok sert bir darbe vurması da güç” yorumunu yaptı. Habere göre her ne kadar Ebu Sayyaf’ın yürüttüğü petrol kaçakçılığı artık işlemiyor olsa da, hâlâ tankerler derme çatma kuyulardan çekilen petrolü sınıra götürüyor.”
    *********************************
    Gidecek, “yatacak” yerleri kalmayacak…
    Özgür Mumcu’nun “hesap verecekler” yazısı yalnızca bir temenni gibi görünmüyor…

  10. Son birkaç yazınızda ağırlıklı olarak Pkk nin Mit ile bağlantılı oldugunu olayların bu temelde cereyan ettigini ve nihayi hedefte Hdp nin tasfiyesi ve tek adamın korkunç planlarının savaş konsepti oldugunu belirttiniz. hocam siz tam olarak hareketin Akp ile temasının ne zaman ve ne şekilde kuruldugunu izah eder msnz acaba sadece bu son olaylar mdr yoksa bir özgecmişi var mdr ?!

  11. gursel ozkan vietkong lularin yöntemlerini buraya yazarsam sanirim onlari barbar fasistler olarak ilan etmeniz gerekecek.

  12. PKK kandilde kendini savunsun peki kuzey kurdistanda ? kimin ulkesninde kimin askeri faaliyetini, hangi halkin silahli gucunu sinirliyorsun. ahhh ahhh rahatiniz bozulacak degilmi. oysa ne guzel kurt oylariyla Politik aritmetik yapmak, koalisyolar toplamak bolmek. o uzerinden konustugunuz kürt oylarini ve hdp ni kurt secmenlerini demirtasin lafebeligimi yaratti pkk ni silahli mucadelesimi? sizi gidi konformistler siziiiiiii

  13. İnsanlar hayatta kalmak için kendilerine saldıranları öldürmek zorundadır. Toplama kamplarında ayaklanarak Nazileri öldüren Yahudileri şiddete başvurdukları için kim suçlayabilir? Soykırımcı TSK’ya ve polise kendi dilleri olan şiddetle cevap vermek meşrudur.

  14. ne olacaktı? ne bekliyordunuz? 600bin kişilik ordunun 1400 gerillaya karşı savaştığı yerde nasıl bir eylem bekliyordunuz ? çocuklarının üzerine bomba yağdırdığınız insanlardan avrupanın en büyük ordusuna karşı nasıl bir “mertçe savaş” bekliyordunuz?

    http://eksisozluk.com/entry/53552154

  15. sıradan bir erin ölümü trajedidir. hayatının belli bir kısmını istemeyerek, zorlanarak ordunun malı olarak geçiriyor. bu adamın bir suçu, günahı yok. hemen hepsi o kadar perişan durumda ki bazıları askerliği tatil olarak bile görüyor. bu adam bir saldırıda ölürse ben açıkçası üzülürüm.

    ama uzman çavuş, rütbeli asker, polis gibi adamlar bu işi profesyonel olarak yapıyorlar. yani böyleleri için bu iş bir meslek. kimse zorla kollarından tutup silah vermiyor eline, gayet de para karşılığı yapıyorlar. doğu bölgelerinde olunca bir hayli iyi tazminat da alıyorlar.

    bu adamın işi gerekli durumlarda adam öldürmek. bunun için para alıyor, bunun için eğitim alıyor, bunun için teçhizatlandırılıyor. ben bir bankada çalışıyorsam ve her gün oturduğum için uzun vadede aldığım kilolardan ötürü şeker hastası oluyorsam bunun için bankayı dava edemem. banka bana farklı bir çalışma tarzı vaat etmiyor çünkü. ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin hesabı anlayacağın.

    felsefik olarak bakacak olursak, doğuda silahlı çatışma yaşanmasa uzman çavuş, asker ve polislerin bir kısmı orada olmayacaktı, zira ihtiyaç olmayacaktı. yani zaten bu adam orada silahlı çatışma olduğu için ve personel ihtiyacı olduğu için orada. tsk da bu adamlara gül bahçesi vaat etmiyor. eline silah alan adam ölümü göze almış adamdır zaten. pkk’li de böyle, asker de, polis de.

    http://eksisozluk.com/entry/53552828

  16. Elbette geçmişi var. On yıllık bir geçmişi.

  17. RTE, ağzından baklaları çıkarıyor ve utanmadan, sıkılmadan söylüyor:

    “Çözüm sürecinin başlangıcına bakalım, buraya geldiğimiz ana bakalım. Bu hükümetimizin samimi niyetiydi. Bundan rahatsız olanlar oldu. Son seçimlere, 30 Mart seçimlerine giderken çözüm sürecinin istismar olduğunu gördük. Çözüm süreci karşılığını bulmadı. Daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bunun hasar gördüğünü fark ettik.”

    Süreç, AKP’nin seçim hesabına olumlu yansıdığı kadarıyla müsaade edilebilir, bununla kısıtlı bir şeydi! AKP’ye muhalefet edip oylarını düşürürsen çözüm sürecini İSTİSMAR etmiş olursun !

    “Artık ortada bir gerçek var. Milli birliğimize ve kardeşliğimize kast edenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil.”

    Süreç bitti !

    “Ben açık ve net parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bunun bedelini ödemeleri gerekiyor. Bunları dokunulmazlık zırhından sıyırmak suretiyle, biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Biz gerçek kişileri muhatap almalıyız, tüzel kişilerle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekeni yapmalı, senin sırtını dayadığın terör örgütü mü, bunun bedelini ödeyeceksin.”

    Parti kapamıycaz, HDP yöneticilerini hapse tıkacağız !!

  18. kapatmayacağız demiyor, ben doğru bulmuyorum diyor. Bu TAMAMEN TAKTİK. hdp’NİN KAPATILMASI İÇİN düğmeye çoktan bastılar. MHP de yanlarında.

  19. Hesap oya değil diktaya yönelik galiba !

    “Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi Anketi”ne göre erken seçimde solun oyları artıyor AKP-MHP’nin düşüyor.

    http://t24.com.tr/haber/son-ankete-gore-olasi-erken-secimde-akp-ve-mhpnin-oylari-dusuyor-chp-ve-hdpnin-oylari-yukseliyor,304210

    “HDP’nin sızan anekti”ne göre HDP oylarını koruyor.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/332558/iste_HDP_nin_yaptirdigi_son_anket.html

    HDP oylarının %94’ünü koruyor gözüküyor. Yani HDP oylarında düşüş varsa da 1 puandan az.

    Metropoll’un Suriye anketi ise çok daha kesin ve net. Seçmenin ezici çoğunluğu Suriye politikasını onaylamıyor, İD yerine PYD’yi tercih ediyor:

    http://www.radikal.com.tr/turkiye/turk_secmenin_tercihi_sinirda_isid_mi_olsun_pyd_mi-1405593

    Eğer bu çılgınlıklar oy olarak geri dönmüyorsa, ve RTE de bunun farkındaysa, hesaplarının oy almaktan çok dikta kurmak olduğu sonucuna varıyorum.

  20. Dikta kurmak için bu çılgınlıklar yetmeyecekse…
    yapılabilecek yeni çılgınlıkları kestirmeye çalışalım mı?
    Hangi Kürt önder öldürülecek?
    Hangi Yüksek rütbeli Subay?
    Hangi politikacı.. Örneğin MHP’li.. PKK yaptı! AKP’li de olabilir! Fark etmez!
    ………..
    ***
    Birisi vardı; GZ’yi Stalin’i yaşıyor sanmakla itham eden…
    Bilsin bakalım.. O kimin beyninde, yüreğinde yaşıyor?

    Belki şu anda Stalin-Gladyo, harıl harıl öldürülecek bir “Kirov” arıyor olmasın? Ya da bulmuş ama tereddüt ediyor; yalnızca zamanlamada elbette!

  21. Geri basmışlar ama yine de çekinceli. Ne demek bizden bağımsız yerel güç. MİT desene sen şuna.

  22. Davutoğlu bugünkü konuşmasında, “bu eylemi PKK’nın telsiz konuşmalarından tespit ettik” dedi ve “Apocu fedailer” açıklamasından hiç söz etmedi. Bu bildirinin beceriksiz istihbaratçılar tarafından yapıldığı o kadar açık ki, AKP bile bu açıklamaya sarılamıyor artık.

  23. Türkiye-Suriye sınırı Afganistan-Pakistan sınırına dönmüşken herkesin kendi gücü oranında alan hakimiyeti yaratmaya çalıştığı bir bölgede sağlıklı tahlil yapılamıyor ve devletin istediği kör dövüşüne tüm taraflar koşarak gidiyor. Gün abi senin kitapta söylediğin gibi soğuk kanlı ve akılcı çözümlemeler için sanki sapaklar çok gerilerde kaldı. Üzücü ama erken seçime kadar bu durum böyle devam eder gibi duruyor

  24. Sayın Ogürsel,

    Sayın Zileli; artık sadece “Stalin’in yaşıyor olduğu sanrısı”nda debelenip durmasın; “kapitalizme karşı” da metinler yazmaya başlasın diye bir hatırlatmada bulunduk; hemen otokrat öğretmen kimliğinize bürünerek tarafımızı diyalektiği bilmemekle itham ettiniz! 30 yıldır aynı kuyuda boğulduğumuzla itham ettiniz!

    “Gündem”i bizler de en az sizler kadar takip ediyoruz. Ama bütün bu yaşananlar ve yaşanacaklar; bir dev veba salgını olan “kapitalizme” karşı mücadeleyi büyütmemize engel teşkil etmiyor!

    İki örnek yeterli:

    1. TÜSİAD gibi bir kurum niçin koalisyon hükümetinin derhâl kurulması için bağırıyor ?!

    2. Ülke genelindeki emekçiler niçin TÜSİAD ve benzerlerine karşı dişe diş, kana kan mücadele yürütmektense; sadece “maaş arttırımı!” gibi pespaye ve geçici bir “çözüm!” için kendilerini yırtıyor ?!

    Hani nerede kaldı sizin, sizin gibilerin “emekçi dostu mizacınız” ?!

    Umarım durumun aciliyetini şimdi daha net kavramışsınızdır! Çünkü: Ekonomi hallaç pamuğu gibi savrulmaya başladığında; elektrik, su ve internet faturanızı ödeyemeyeceğinizden sayın Zileli’nin sitesine de yazamayacaksınız!

    Saygılarımızla!

Comments are closed.