Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

“Gezi” Notları (II)

Devrim ve Sosyalizm Sorunları, Direnişler

Bir arkadaşım, yazının altına kopyaladığım, twitterde dolaşan bir afişi göndermiş. Bu afişin ilk satırına göre, ben de gelmemesi gereken “ayı”lardan biri oluyorum. Ayı çok sevdiğim bir hayvandır. Keşke gerçekten ayı olabilseydim. Bundan sadece şeref duyardım. Buradaki ayının toplumsal anlamını kavrıyorum elbette. Bununla birlikte, ekolojik bir bakışı olmasını umacağımız insanların, toplumsal anlamıyla bile olsa “ayı”yı bir imaj olarak kullanmalarındaki tuhaflık bir yana, karşı olduklarını iddia ettikleri insanların dilini taklit ederek “ulan” hitabını kullanmaları iyice garabettir. Neyse, şimdi bunların üzerinde durmayalım da, bu afişin toplumsal ve kültürel anlamına yoğunlaşalım.

Son toplumsal patlama, bugünkü “Gezi” Notları… (I) yazımda da belirtmeye çalıştığım gibi, doğrudan sınıfsal veya ulusal bir karşıtlıktan çıkmadı da, esasen kültürel diyebileceğimiz bir konudan kaynaklandı. Bu da doğaldır. Bugün bu toplumda mücadele esasen kültürel kodlar ve kimlikler üzerinden yürüyor.

İlk yazımda da belirttiğim gibi hareket olağanüstü bir şekilde yaygınlaşırken neredeyse bütün toplumsal kimlikleri de kucaklıyor. Ulusalcısından futbol taraftarına, MHP’lisinden Beyaz Türk’üne, eşcinsel hareketinden Müslüman solcusuna vb. vb. herkes bu hareketin içine katılmaktadır, elbette kendi ideolojisiyle ve kültürel yönelimiyle birlikte. Burada önemli olan, farklılıklara saygı göstermek ama aynı zamanda hareketi saptıracak ve çığırından çıkartacak eğilimlere karşı bilinçli bir eleştirel tutum almaktır. Aşağıdaki afişi düzenleyenler de belli ki bir şeylerden rahatsız olmuşlar ve bunu düzeltmeye çalışmışlar. Evet ama, öncelikle kendilerini düzeltmeleri gerekmez miydi acaba? Çünkü bakışları ve tepkileri, tipik seçkin Beyaz Türk bakış ve tepkisidir. Tek tek alalım:

“Çevreye saldırmak”la neyi kastediyorlar, bence tam net değil ama eğer benim ilk yazımda belirttiğim türden, olayla ilgili olmayan kamyondaki yükleri indirip yakmak gibi amaçsız ve dizginsiz şiddet eğilimlerini kastediyorlarsa bu eleştiriye katılmak mümkündür.

“Partizanlık yapmak”la neyi kastettikleri tam net değil ama, bana öyle geldi ki, burada kastettikleri daha çok CHP. Gerçekten de CHP’lilerde böyle bir eğilim gözlemek mümkün. Örneğin, TV’den izlediğim haberlerde, Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinin polisin Taksim’den çekilişi, Kılıçdaroğlu’nun, taraftarlarıyla birlikte Beşiktaş’tan Taksim’e yürüyüşüne bağlanmış. Yani bunu sağlayan, dört gündür polisle göğüs göğse çatışanlar değilmiş de, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüymüş. Gerçekten komik! Evet, bu tür komik eğilimler eleştirilmeli ama insanların “partizanlık” yapmamalarını istemek o kadar doğru bir şey değil, çünkü bunu önlemek imkânsız gibi bir şey.

Örneğin, dün Harbiye’de benim de tanık olduğum, Türk bayraklıların attığı “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını ele alalım. Bu da tam anlamıyla, İP’in yaygınlaştırdığı partizanca bir slogandır, üstelik partizanlığın da ötesinde güçlü bir ideolojik vurguyu ifade etmektedir. Bu arkadaşlar, oradaki on binlerce insanın, üstelik hareketi ilk başlatan ekolojist, anarşist ve sosyalistlerin bu slogandan irkileceklerini dikkate bile almadan fütursuzca atıyorlardı. Kardeşim, sen birilerinin askeri olup başka birilerini öldürme emirlerini tereddütsüz yerine getirmek isteyebilirsin (çünkü askerin görevi öldürmektir) ama içinde bulunduğun harekete, o sırada yan yana yürüdüğün insanlara biraz daha saygılı olsan, mücadelenin ortak sloganlarına ağırlık versen olmaz mı? Yok, illa partizanca bir tutumla harekete damgasını vuracak. Üstelik, iktidara gelecek olsa AKP’den bile on misli ekoloji düşmanı uygulamaları rahatlıkla uygulamaya koyabilecekken, hiçbir şekilde duyarlı olmadığı, “çiçek böcek hareketi” diye aklı sıra küçümsemeye çalıştığı ekolojist hedeflerle başlamış bir harekete katılırken yapıyor bunu. Bu böyle olmakla birlikte, böyle bir toplumsal harekette bunların arsızca partizan sloganlarına bile tahammül etmek zorundayız. Burada insanların sağduyusuna güvenip bu arsızların kendiliğinden tecrit olmalarını beklemekten başka çaremiz yok. Yani “gelme” diyemeyiz. Üzerlerinde “Mustafa Kemal’in askeri” kimliği de olmadığına göre, arama yapsak bile, bu “gelme”nin pratik geçerliliği yok. Yoksa “gelme” deyince gelmeyeceklerini mi sanıyorsunuz.

Üçüncüsü ise, en kötüsü. Polise taş atanlara da “gelme” demişler. Önce şunu belirteyim: Tek tek polislere hiçbir düşmanlığım yok. Onların da ekmek parası için bu berbat mesleğe girmiş kurbanlar olduklarını düşünürüm. Bununla birlikte, halka gaz yağdıran bir devlet gücüne taş atmakta hiçbir kötülük olmadığı gibi, bu zorunludur da. Eğer o “ayı” dedikleriniz polise taşla karşılık vermeseydi, siz beyaz Türk kardeşlerimiz, Hayko Bağdat’ın Twitter’de yazdığı gibi, şimdi TV’lerinizin başında dizi izliyor olurdunuz. Hayko Bağdat’ın bu deyişini sizleri küçüksemek için tekrarlamıyorum ama bu eleştiriyi gerçekten hak etmişsiniz. Sizi anlıyorum. Seçkincisiniz. “Ulan ayı” diye hitap ettiğiniz, bu toplumun en dibindeki, sizin eğitim olanaklarınızdan yararlanamamış varoş çocuklarını sınıfsal içgüdülerinizin itkisiyle dışlama eğilimindesiniz ama  yaptığınız gerçekten çok ayıp. Unutmayın ki, bu dünyadaki tüm olumlu gelişmeler, tipik seçkinci bir tavırla dışladığınız, ter kokularıyla burnunuzun direğini kıran o varoş çocuklarının özverili mücadeleleriyle gerçekleşmiştir. Onlar, dövüşürler ve sonra da zaferlerini siz beyaz Türklerin yeni iktidarlarına teslim edip sessizce o zehir gibi hayatlarına geri dönerler.

Bu büyük toplumsal harekette yeni bir devrimci fraksiyon da ben kuruyorum öyleyse.

“Ayılar Dayanışma Örgütü”.

Sloganımız: Her türlü beyaza karşıyız.

Çarşı’nın Siyahındaki beyaz hariç.

 

Gün Zileli

2 Haziran 2013

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

 

Not: Sadece Gezi Parkı’ndaki çöplerin toplanması yerindedir.

Diğer yerlerdeki çöpleri yapan kaldırsın.

 

 

"SEN GELME AYI!"

“SEN GELME AYI!”

 

 

30 Comments

  1. (X)

    MÖÖÖÖÖÖÖÖÖ..
    demek batililar No,No interst anlaminda No”lastirarak biz öküzlerden almislar.. Atlarin kisnemesinde türkler hayir kelimesini aldigi gibi…

    Ben yaziniza öküz diliyle Möölüyorum..

    Bu uyduruk Dil Darvinizminden sonra.. Sakin Silmeyin su küfürümü!! kendime ediyorum!

    BEN AYIOGLU AYIYMISIM! Hayatiminda yedigim engüzel küfürdü derdim,eger bu Pankarti bana gösterseydiler!!

    Ilk defa gördügüm bu Pankarta bayildim dogrusu..

    Onlara ödülden büyük benim M.marsimi hediye edecegim..
    Megafonlarla,hepberaber YIHHAHAHAA ceksinler yürüyüslerinde…..YUHHAA dan daha etkili olacagina eminim..

    beyaz türk,siyah türk gibi kavramlardan pek anlamam ama bu baslangicta cok kücümsedigim Sivil eylemin anlami su;

    Biz Mhp ye,Akp,Chp ye oy verdik diye kendimizi vermedik!
    Bizi oy verdik diyede bizi,kendimizi yönetme hakkinida yok etmedik! Sen illede beni yönetme hakkin oldugunu sanan,Politika agalarina,politika seflerine,politika krallarina HADDINI bildirmesidir!
    Sizin gibi,her politik olayi,sopa,tas,bomba,atom bombasinin kullanilmasinin YAMYAM döneminden kalmis,Uygarliktan bi haber olarak görüp,redetmesidir!

    Chp yi ,onun sefini bile cagirip,Akp ye mücadelenin tam zamanidir diye Politk kurnazliginin reddidir!!
    Sanki Chp Akp den iyiymis gibi!
    Bu olayin en önemli yanida; Su yada bu grup,partili kisiler
    gerektiginde herseye acik olduklaridir! Yani,bagnaz olan biz ayilariz!
    vede daha önemlisi;
    Illet oldugumuz politikacilarin etkisini,haddini bildirirken,gelecekte politkasiz,politikalarsiz bir toplumun belkide embriyonudur,tohumudur!!
    Tarafsizlik degildir! tarafsizlik tarafidir! siyasetsiz degil,Siyasetsiz siyasetidir!

    Cocukken,sanatcilara karsi komleks duyardim..
    dünyayi kücük görürken tekrar komleks duymaga basladim!!

    Ölsem kitle yürüyüslerine katilmam derdim; buna katilmadigima üzüldüm.. birde kücük görmüsüm!!

  2. anarsist otonom

    Sevgili Gun bu isan eylemini baslatanlar diye saydigi goruslerde sosyalistlerin de oldugunu yazmissin .Hangi sosyalistler ,hangi grublar isimlerini bildirirmisin. Onlar bu isyanin ilk baslatan baslangicinda yer almislarsa ya sosyalist degiller yada cok degistiler. ekolojist, anarşist diyorsun. turkiyede greenpeace aktivistleri amerikada balikci kayinda baslayan ekolojik dusunceleri zamanla reformist bir sekle donusmustur. Greenpeace leri kuran kisiler hic supesizki 18 ve 19. yy daki teknoloji karsiti anarsist dusunurlerden ve frankfurd okulunun marksitlerinden ,1970 lerde amerikada John Zerzan dan, Peter Singer, etkilenmislerdir.
    Doga yi koruma amerikada cevrecilik olarak 1864- 1973 de devlet destekli orman kanunlari cikarilmistir.

    turkiye deki ve dunyadaki devletler ve kurumlar disi anti teknoloji, antinukleer, hayvan haklari dusunceleri anarsist dusuncelerle sekilenmistir. insanin doga ve hayvanlar uzerindeki otoriterligi ne karsi olmak anarsizmin bir parcasidir. Sivil cevreci kurumlar anti devletci degildirler. devletlerinden reform isterler.
    Dunya da ilk atom sentralin yapilmasi karari sovyetlerde atilmistir. 26 Haziran 1954’te Rusya’da Obninsk santrali olmuştur. The Frist Atomic Power Station USSR 1921 lenin doneminde kurulmustur. O donem fosil yakiti ile baslayan nukler santraller 50 li yillarda uranyum yakitina donusmustur.

    istanbul daki eylemlikler agaclarin kesilmesi ve sehrin heryerini bina, isyerleri ve betona donusturmesinin aktif bir sekilde tepkiyle karsiliyan ilk anarsist dusunce olmustur. Polise ilk direneler de keza anarsistler olmusutur. Lutfen bu isyanin da sosyalistlere marksitlere mal etmeyelim. Yeterince dusuncemizi kopya etmektedirler.

    yukaridaki plakati yazanlar isyani bastirmakla ve bu coskuyu kendilerine mal etmek isteyen Partiler veya devlet kanunlarina uygun kurulan sivil kuruluslardir.
    Anarsist isyanlarimizin icinin bosaltilmasina izin vermeyelim. Isteyen istedigini yapsin

    isyan, yasam , anarsi

  3. Gün Zileli

    Buradaki koşulları iyi bilmek gerek. İsyanın ardından büyük bir ulusalcı dalga yükselmekte. Bu durumda ulusalcı olmayan marksist sola bile büyük ihtiyacımız var, anlamıyor musunuz?

  4. anarsist otonom

    Evet bu isyanin arkasinda buyuk bir ulusalcilik dalgasi geliyor. Bilirmisin turk solun dada kemalizmin etkileri oldugunu. Anti kemalizm anti devletci mantigiyla paraleldir. Bu gun sola ihtiyac var biliyorum. Onlari disliyalim, yok sayalim demiyorum. Demem suki bu bir sokak isyanidir. Marksizm de yeri yoktur. Sayilari bizden fazla oldugu icin pankartlariyal, kortejleriyle sanki kendileri ilk baslatan ve dogayi cok sevip koruyormuscasina sitelerinde bol bol yaziyorlar. Herzamanki gibi onde olma yarisi. Bocek, cicek onlar icin lumpen , gereksiz islerken simdi yalan soyliyerek grublari cogaltmak ve propaganda icin yarisiyorlar. ML unutma senide arkandan vurur. Acaba ML ler anarsistlere ihtiyaclari varmi`? Kendimze guvenimiz azaldi bu mantikla.

    Ulusalcilara gelince neden turk bayraklilar bu kadar cesaretle one cikiyorlar. Cunku hersey birbirine karisti. Kim ulusalci, kim solcu, kim Marksist. Anarsistler yasam ve dusunceyle bu karmasanin disindalar. Anti oteriter, anti devletci, anti parlementer, anti fasist, anti uluscu , olarak.

    CHP eskiden kitlesiyle devrimcilerin icine bayraklariyla giremezken bugun o cesareti nereden buluyor, Bunuda sorgulamak lazim. Anti fasist mucadele henuz yerine oturmadigi icindirki bu kargasa suruyor.

  5. niçin?

    ulusalcı dalgadan niçin korkuyorsunuz ki? 15-16 Haziran 1970 büyük işçi eylemi gelene kadar 68 gençliği de ulusalcıydı.
    bunca direniş, eylem, ezilme, gaz yeme ve barikat yıkma pratiğinden sonra ulusalcılar da “şoven ve devletçi” kalabilecek mi sizce? ayrıca ulusalcılar bu halleriyle bile ortalama bir Türkten daha solcudurlar.

  6. MM

    “anarşist değilsin” dediler, “bu ne biçim anarşizm” dediler, gün zileli’nin aklını çeldiler. 🙂 taş atmayı savunarak, yakıp yıkmayı savunarak ispat çabasına girdi. anarşizm ülkemizde zaten şiddetle özdeşleştirilmişti.

    şiddet, güçlü olanın işine yarar. güçsüz olanın gücü ise haklılığında ve meşruiyetindedir. “ayı” benzetmesi hatalı ve kafalardaki önyargıyı gösteriyor, ama “vandal” uygun kavram.

    vandal anarşizm, bir çocukluk hastalığı… 🙂

  7. anarsist

    Evet benimde bu konuda cok tedirginim, ulusalcilik büyük bir tehlike tr icin. Kürtlerin mücadelesi es tr tarafinda sol bir de kendi nasyonalizmle mücadele etmesi gerekecek. Sol kendinimi toparlasin yoksa bu nasyonalist grühla mi ugrassin, is zor görünüyor.
    insanin cani yaniyor bu nasyonalizmin ortaya cikmasinin kürt mücadelesine tepkiden olmasi…cok aci bir durum..hitler dönemini tr düsünebiliyormusun…..

  8. taş atan bir 'ayı' olarak edward said

    http://www.birgun.net/worlds_index.php?news_code=1285060750&year=2010&month=09&day=21

  9. m.aliŞér

    İsyanın başta ulusalcı-faşist güruh olmak üzere bil cümle devletçilerin elinde sulandırıp, “tayyip istifa” derekesine düşürülmesini engellemek için yapılması gerekenlere dair ve bilhassa kürt özgürlük hareketinin ve yandaşlarının okumasında yarar gördüğüm demir küçükaydın ın yazısı var.
    ilgienenlere…

  10. Figan

    Anarşist otonom rumuzuyla yazan yorumcu arkadaş bir sağcının katologlaşmış laflarını siyah bir kılıf içinde takdim etmiş.. Orda olmadığın belli,eğer orda bulunup bunları yazmışsan demek ki bir kütle olarak orada bulunmuşsun.. Neyse vakit kaybı..

  11. anarsist otonom

    Gun arkadas haklisin. Ulusalcik ileri boyutu fasizm dir. Nazilerde nasyonalist idiler. Sonra kendinden baskasina tahammul edemeyip yok etmeye basladilar. CHP ve IP bugun ulusalci yarin turk disinda herkesi yok sayacaklar, hatta asimilasyon sistemlerini yine ugulayacaklar. Ibrahim Kaypakkaya kemalizmi ve CHP yi fasist olarak goruyordu. Yoldaslarida 80 lere kadar ayni dusunuyorlardi. Onlarin disindaki tum ML kemalizm hakkinda pek konusmayip antiemperyalist savas verdi diyip oportenist ce kiviriyorlardi. Bugunde ayni. Hangi ML grup kemalizme ve CHP ye fasist diyebiliyor. Anarsistler acikca soyluyorlar. Korkulmasi gereken; ulusalciliga ses cikmayan ve birlikte yuruyen sol da kendini kaybedecek. Biz anarsistler olarak ulusalci fasizme karsi acikdan tavir almaliyizki sol hareketler netlessin. Taksime BDP gelirse ulusal bayrakli fasistlerle aralarinda sorun cikarsa ML ler ne yapacak tavirlari cok onemli olum,kalim meselesi. Sol yeniden emekliyerek yuruyor ulusalciliga fasizme acik tavir koyarsa iki ayak ustunde yurumeye baslar. Iste o zaman anarsistlerin sola , solun anarsistlere ihtiyaci olur. Simdi degil.

  12. anarsist otonom

    Gun yukaridaki afis occupy larin oldugunu dusunuyorum. Cunku bu reformist grub baslatigi eylemlerde kendilerinin disida davrananlara bu tip hitaplarda bulunup, distamaktadir. almanya ,fransa, isvicre,hollanda da ayni seyler yasandi. Bu grup devleti rahatsiz etmeden, isyan edecek insanlari pasifize edip uslu cocuk yapma telasindalar. Devrimci Anarsist Faliyetin bu occupylar hakkinda cikan yazilari var istersen bir goz ativer. Amerikada 2 yil evvel occupy hareketi meydanlara cikti ve akabilde onlardan ayri Newyork da radikal, siyahilerinde icinde bulunan ikinci grup olustu. Nedeni cok basit , bu afisteki kafalaridir.

  13. İsyan

    Gun abi harbiyede en onde çatışan orgutlu ve orgutlu olmayan devrimcilerdi ama ulusalcılarında bireysel çatışma hatta zaman zaman grup çatışma performansları iyiydi bence cuma gecesi en iyi direnen bölge harbiye tarafi ve besiktasti 🙂 diktatör zihniyeti ve onun fiili görünümü polis karşısında barikat arkasında önünde güçlü samimi bir kaynaşma oldu ulusalcıların kitlesel katilimida polis şiddetinin teşhiri ve bu siddetin sıradan insanların gözünde gayri meşru olmasında önemli rol oynadı basından beri oralarda olan biri olarak kendi adıma ulusalcıların kitlesel katılımından memnunum. 🙂 memnuniyetsizlerin bulusmasi guzel sey çeliğe birkere su verildimi ne kadar sertlesecegi belli olmaz 🙂 dogrudan eylem nede olsa

  14. Yusuf Cemal

    Ulusalcıları bu eylemde kendiliğinden sola çekecek hiç bir şey yoktu. Tam tersine Cumhuriyet mitinglerinde neden bunu yapmadık diye düşünenler olduğunu biliyorum. Yoktu, çünkü mesela daha dayanışmacı davranarak yaşam tarzını iyileştirmek demek, otomatik olarak kolektivizm demek değil. Her insanın eşit olduğunu düşünmek de değil. Hayatlarını işyerlerindeki bireysel rekabetle yönlendiren, yanındakinin önüne geçmek için direksiyonunu diğerinin önüne kıran insanların bir eylemle değişeceklerini düşünmek saflık. Etkilendikleri ise gerçek.

    Benim olası gördüğüm şey, bu ulusalcı tayfanın AKP’ye muhalefet ederken, işin içine sloganlarla ya da direk eylemlerle “Barış” sürecini işin içine sokmalarıydı. Bu hemen hemen gerçekleşmedi. Yani kimse “AKP-PKK hede hödödür” sloganı neyini atmadı. Bu da adamların sosyalistleri kaybetmemek için verdikleri bir tavizdi bana kalırsa. Kürtleri kaybetmemek için değil. Çünkü aynı insanlar, “Bizi eli kalaşnikoflu teröriste dahi yapamadıklarını yapıyorlar, gaz bombası atıyorlar” sözlerini bol bol kullandılar. Bunu her duyduğumda da “Kaç gerillanın kimyasal silahla öldürüldüğünü biliyor musun? Dersim’de kimyasal silah kullanıldığını bilmiyor musun?” tepkisi verdiğimde, hep birlikte barikat için demir taşırken karanlıkta ten rengime baktıklarını çok iyi gözlemledim.

    Yalnız bu da değil. Beşiktaş’taki çatışmalardaki o başkalarını umursamadan çaldıkları İzmir Marşı ya da Nişantaşı bölgesindekilerin kendi aralarındaki konuşmalardan kulak misafiri olduğum “İzmir’de hala dayanan komutanlar varmış, onlar işe el atacaklarmış” türü düşünceler az buz can sıkıcı değildi.

    Bu tür düşünceler, kendiliğinden ortadan kalkmaz. Ama Tuna Kiremitçi zerzevatının mükemmel tweeti buna yardımcı olabilir: “Bi saniye… Biz Diyarbakır’ı da 30 sene bu medyadan izledik di mi?”

    Bu tweet, acaip güzel bir yere vurdu. Bu mem’i duyduğum anda çeşitli versiyonlarıyla etrafa yaymaya başladım ve ulusalcılar üzerinde inanılmaz bir etkisi olduğunu gözlemledim. Vakit kaybetmeden, medyanın güvenilmezliği düşüncesi yerini başka şeylere bırakmadan bu düşünceyi milyonlarca insana yaymak için çabalamamız gerek.

    Darbeci iç kıyılmalarıyla ise bir tweetle başa çıkacağımızı düşünmüyorum. “İzmir”, “komutan” ve “el atmak” kilit kelimeleri, “Siz hala uslanmadınız mı?” demek dışında nasıl yok edilebilir? Üzerinde düşünmek gerek.

    Gün Zileli’ye küçük bir not: “Ayılarla Dayanışma Örgütü” fraksiyonu söylemi kesinlikle güzel bir “sapkın” söylem örneği. 🙂

  15. şark bülbülü

    bir kemal sunal filmi repligidir

  16. Metin Solmaz

    Manasız bir romantizm münasebetsiz bir retorik yapmışsınız. Evinizde filtre kahvenizi içerken yazdığınıza da neredeyse eminim. Lafım haşa evinizde filtre kahve içmenize değil. Uydurmanıza. O “ilk günler”de sokakta olaydınız, o taş atanların yok denecek kadar az olduğunu, Taksimin alınmasıyla ilgisi olmadığını görürdünüz. Onlar ertesi gün Beşiktaş’ta belirdiler. Sonra yayıldılar. En gazlı vakitlerde o taş atanlar evlerinde dizi izliyorlardı. Nümayiş var diye biralarını alıp geldiler.

    Taşın haysiyetli olduğu durumlar bilirim. Atmışlığım da vardır. Bu öyle değil. Bu iş 90’larda olsaydı silahlanmamız dahi gerekirdi. Şimdiye binlerce ölü vardı.

    Ama bugün bu direniş yol kat edebilmişse, bu ayılara, mustafa kemalin askerlerine ve sarhoş gezenlere rağmen edebilmiştir.

    Beşiktaş’ta bu ayıların arasında epey vakit geçirdim. Barbaros’tan geçen kaç tane sivil, üstelik desteğe gelmiş araba zarar gördü sayamadım.

    Halkı ürküterek halk hareketi olmaz. Halka rağmen halk hareketi olmaz. Bunları size ben öğretmeyeyim. Sizin için de bu eski usul kaosun arkasındaki ışık işlerini bırakmanın vakti geldi sanırım.

    Selam ederim.

  17. Mustafa

    Gün hocam, Gökçek’in Tunalı’ya döktürdüğü taşların fotoğrafını gördünüz mü?

  18. Gün Zileli

    görmedim. Yollasana. Adamlar paramiliter gruplar örgütlüyor. Çok dikkatli olmak gerek.

  19. Gün Zileli

    Ben debu tür eylemlere karşıyım ve Gezi Notları I ve II yazısında bunu belirttim. Kamyon örneğini de verdim. Bununla birlikte, insanların “ayı” diye aşağılanması doğru değil. Anında müdahale ile engellemek mümkündür. Biraz yürekli olmak gerekir tabii böyle durumlarda. Ben orada olsaydım müdahale ederdim, inan olsun Metin kardeşim.

  20. Mustafa

    İnsanların taş atılmamasındaki ısrarı da tam o sebepten. Şu haberde var resim.

    http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/melih-gokcek-kugulu-parki-taslarla-dosuyor-haberi-74051

  21. Yusuf Cemal

    Aynı zamanda benzer yerlerdeymişiz ama Metin Solmaz’ın düşüncelerinin tam tersine sahibim.

    “Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Kaskını çıkar, copunu bırak, delikanlı kim bakalım” diye hep birlikte bağırmamızın nedeni Beşiktaş taraftarı olmamız değildi tabi ki. Polisleri yormaktı. Biz on binlerce kişiydik. Üstelik bizlere kapılarını açanları da sayarsak, kendi bölgemizde gösteri yapıyorduk. Fazla taş kullanılmamasının tek nedeni, polisleri kızdırmak için bu tür sloganların yeterli hatta fazla olması.

    Bir çok durumda biber gazları bitti ve tedarik olayını ambulanslarla hallettiler. Uyanık olmadığımız ve insancıl olduğumuz için bir kontrol bile edilmeden -ki bu şansımız vardı- geçmelerine izin verdik.

    Cuma akşamı Beşiktaş yönüne giden iş makinaları vardı mesela. Onları barikat niyetine kullandık. Bilmiyorum doğru mu yaptık, çünkü polis kısa bir süre sonra makinaları aldı götürdü. Belli ki bir inşaat işi için kullanılacaklardı. Bizim olayımız da ülkeyi kocaman bir inşaata çevirenlere karşı çıkmak değil miydi? Eğer doğrudan eylem’den bahsediyorsak, o iş makinalarıyla yapılabilecek bir iki güzel şey biliyorum.

    Pazar akşamı TOMA’lara karşı bir ekskavatörün POMA (Polis olaylarına müdahale aracı) olarak adlandırılıp TOMA’lara karşı kullanılmasında hiçbir “ayılık” göremiyorum. Bariz zeka görüyorum. Zaten bu tür zeka gösterilerine Çarşı geleneğinde bol bol rastlanır.

    92 Nevruz’unda da, 95’te Gazi’de de bunun biraz daha lokali olduğunda ateş açmışlardı. 96’da da 1 Mayıs’ta. Orada tam dağılmak üzereyken, sabahki çocuklardan birinin öldüğü haberi geldiğinde artık yapılacak bir şey yoktu.

    Sonuç olarak, kendimizi şirin göstermek için fazla kasmamıza gerek yok. Neysek oyuz. Pazar akşam Gültepe varoş gençliği geldiğinde, bu middle class otobüste görse yanından kalkacakları çocukları alkışlıyorlardı. Kahramanları onlar olmuştu. Onlara laf etmek kolay.

    Ama o polislerin Anadolu köklerine, bozkır ruh hallerine bir laf edin bakalım. Daha şimdiden başladılar, polisler bu işi ekmek parası için yapıyormuş. Empati kurmak gözde olsa da, bu insanların onları saran nefrete karşı kendilerini acındırmaları midemi bulanıyor. Girip kafede çay içip elini kolunu sallaya sallaya gitmek, her insani problemi polisim sıkarım kafana deyip çözmek, nasolsa yargılanmayacağını bilerek hareket etmek güzel ama değil mi?

    Kısacası, halkın bir bölümünü oluşturan orta sınıfların, malıma mülküme zarar veriyorlar, türevi kaygıları sebebiyle gerilemelerini takmamak gerekiyor. Araba sevdası insanı kendinden geçiriyor sanırım. Çatışma var. Kaybedeceklerin varsa gelme. Bu kadar basit.

  22. (X)

    Bu isyan herkesimi iyi ezdi… !!

  23. (X)

    Bravo Yusuf Cemal hazretleri… Tam senlik olay.. Polis seni kovalar sen polisi kovala.. cok güzel oyun.. Tabi birde su emeryaliszztler var.. Onlarada dikkat ediyorsundur…Neyseki ulasalcilar var onlar o cepheyi kolluyorlardir…
    Yakinda iktidari yikip iktidara gececeksiniz galiba..

    TÜRKIYE TARIHININ EN ANLAMLI;EN GÜZEL HALK HAREKETINI SIZ POLITIKACILAR,SIZ SEBEKELER,HIZIPLER;GRUPLAR ELINIZI CEKIN!!
    BERBAT ETMEYIN!!
    BU HAREKET SADECE IKTIDARA KARSI OLDUGU GIBI SIZLEREDE YAPILIYOR!!
    SIZLERDEN HALK TIKSINIYOR!! OLAYI BOZUYOR DIYE SIZLEREDE BARIKAT KURMUSLAR!!

    Kilicdaroglu hic olmazsa ” biz CHP olarak degil,birey olarak katiliyoruz” diye asagilik pozisyondan kurtarirken SIZLER hala FARE gibi Menfaat pesindesiniz!!
    Dikkat edin Halk sizi gazlamasin!!
    Oturun,oturdugunuz yerde! ne zaman dogru birsey yaptinizki??
    politikanin emekliyen cocuklari.. yürüyün be diyemiyorum..yürüremesini bilmiyorsunuz…

  24. Yusuf Cemal

    He he. Hic bosuna kasma abicim. O “en guzel” sey her neyse onu yapan bizdik. Sense evinde takilip sonradan “katilmadigima pismanim” diyendin. En azindan beyanin oyle. Ortada “elinizi cekin” denecek birisi varsa senin gibiler. Benim emegimi, canimi riske atmami sakin kendine mal etmeye kalkma ve topukla bu ortamdan. Bu sefer “halk malk” lafiyla isi soyutlayip yiyemezsin.

    Bu is isyerlerine ve tum topluma yayilacak. Yakinda politik olarak isin icinden cikamaz hale geleceksiniz. Umraniye’den Habibler’e her yer ayakta. Kostebek is basinda.

  25. Anonim

    Benide say Zileli..
    AYI (hemide capulcu ayi)

  26. İsyan

    Bu arada duvarlara yazılan rejob hakkındaki küfürlü sloganlarda önemli diye düşünüyorum. Bu herifi kahrolsun faşizm sloganı falan etkilemiyor ama her yere yazdıkları “koyduk mu” yazısının rejob ve kemikleşmiş rejobçuları sinirden kudurttuğuna eminim ve buda eğlenceli bir sonuç.

  27. İsyan

    Yusuf evlerini açanların apartman kapılarını aralık bırakanların, camlardan destek verenlerin, geçmişinde hiçbir çatışma pratiği olmayan insanların meydanlarda azımsanmayacak sayıdaki oluşturduğu kalabalıklar; en geniş söylemle “ulusalcı , kemalist” yaftası ile burun kıvırılan ve kazanılması için hiç çaba sarf edilmeyenler olduğunu da unutmamak lazım. Kısaca Türk Solu bu insanlara umarım peşin peşin kayıp gözüyle bakma hastalığından kurtulur, saçma iletişimsizlik kompleksine son verir

  28. Metin Solmaz

    Sevgili Yusuf Cemal, bunlara bir itirazım yok. POMA bence de çok yaratıcıydı. Ambulanslarla gaz taşınmasını 1 (bir) kere yakalayabilseydik POMA kadar müthiş bir hareket olurdu.

    Ama şunu anlamadım orta sınıfı neden ürkütmemiz gerekiyor?

    Taş atarak hiç bir şeye engel olunamadı. Ben taksimde taşçılar ile polis arasındaki etten duvarda idim. Bütünüyle lüzumsuzlardı kendileri. Hem az sayıdalardı hem müthiş bir propaganda yetenekleri olduğunu düşünüyorlardı. Toplamı 30 saniye süren propogandalarından etkilenmediğimiz iç in sinirleniyorlardı bir de. Halka rağmen halk için taş atılır mı? Ürkütmekten başka bir işe yaramadılar.

    Yoldan geçen arabanın camını kırmanın araba sevdasıyla ilgisi ne ayrıca?

    Selam ederim.

  29. Yusuf Cemal

    Araba sevdası lafı işin iğneleme kısmı. Hatta şu “Direniş Notları (1)”in yorumlarındaki Devrimci Proleterya makalesiyle paralel bir ruh hali. Kısacası, orta sınıflar içinde kimileri arabasını, barikat kurabilmek için kendi eliyle Barbaros bulvarına dik koyup beni şaşırtırken, kimileri de araba camlarının kırılmasına üzülüyor. Bu ilginç bir durum.

    Bu taş meselesinde iki argümanım var. Ama halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olduğu için o ikisini açık açık yazmayacağım.

    Bunların ilki, bana beni öldürebilecek bir silahla nişan alan birisini nasıl durduracağım sorunu. Polislerin yaptıkları cinayete tam teşebbüs. Ben kendimi savunmayacak mıyım? Onları nasıl kendimden uzak tutacağım?

    İkincisi ise barikatı yaptım, yaptım da TOMA yıkamadıysa iş makinasıyla, o da gelemezse polisler elleriyle barikatı temizliyorlar. Ben o barikatı neden yapmıştım o halde?

    Sanırım halkı -halk ne ise artık- ürkütmek dışında başka işlere de yaradığı durumlar olduğunu gösterebilmişimdir.

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑