DSİP’li Arkadaştan Derhal Özür Dilenmelidir
DSİP’li Arkadaştan Derhal Özür Dilenmelidir
Bir insan neden anarşist olur? Haksızlığa, eşitsizliğe, sömürüye, zulme, şiddete karşı olduğu için.
Bir anarşist, mazlumdan zalime döndüğü an, eğer hemen sonrasında bunun yanlışlığını görmüyorsa, hele hele yanlışta ısrar ediyor, bu yanlış tavrını üstelik bir de anarşizm adına savunmaya devam ediyorsa, anarşistliği artık lafta kalmıştır ve yaptığı, anarşizme de, devrime de, bu dünyada olumlu ne varsa hepsine zarar vermektedir.
Bir anarşist, özsavunma dışında asla şiddete başvurmaz. Devrim ya da anarşizm adına bir insanı bir kenarda kıstırıp dövmek, dövülen kişinin ideolojisi ne olursa olsun asla kabul edilebilecek bir şey değildir. Bu kişi bir faşist olsa bile. Hele hele DSİP gibi devrimci bir partinin (Açıklama aşağıdadır) mensubunu dövmek, bırakın anarşistliği, açıktan karşıdevrimci, ancak polise yakışacak bir eylemdir.
İzmir’de anarşist olduğunu söyleyen birkaç genç, bir gösteride “1, 2, 3 daha fazla Kronstadt” diye slogan atan DSİP’li bir genci gözlerine kestirip onu bir kenarda yakalamış ve dövmüşler. Eylemi yapanların bildirilerinden anladığım kadarıyla, bu DSİP’li genç şaka yapmış bu sloganı atarken. Doğrusu, şakanın ne olduğunu ve anarşist gençlerin ona neden kızdıklarını anlayabilmiş değilim, bunu benim anlayış kıtlığıma verin. Atılan slogan ne olursa olsun, neyi ima ederse etsin, yapılan karşıdevrimci eylemi hiçbir şekilde haklı kılamaz. Bir kere bunu net bir şekilde saptayalım.
Üstelik bu eylemi yapanlar, dövdükleri liseli gençten çok kendilerine zarar vermişlerdir. Bir devrimciye, bir insana şu ya da bu bahaneyle el kaldırarak kendi vicdanlarını ve anarşist inançlarını yıkmışlardır.
İdeolojiler suya veya herhangi bir sıvıya benzerler genellikle. İçine döküldükleri kabı değiştirmekten çok, o kabın kalıbına girerler. Kap, bizleri yüzyıllardır şekillendiren kültürdür. Dolayısıyla kültür, ideolojiyi kendi şekline sokar. Ülkemizde bu Marksizmin de başına gelmiştir. Son elli yılda Marksist kılığında dolaşan çok sayıda Marksist ve Marksist örgüt çıkmıştır ortalığa. Marksizm adına insanlar dövülmüş, örgüt disiplini adına öldürülmüştür. Ortaya “Marksist” kabadayılar, serkeşler, zorbalar çıkmıştır. Aynı şey anarşizmin de başına geldi. 1990’lardaki AGF deneyini biliyoruz. AGF gitti ama kabadayılık, zorbalık baki kaldı. Bu eylem böylesi bir kabadayılığın, zorbalığın, serkeşliğin ürünüdür. Kültürel değişim toplumsal alanda sağlanmadan bu tür olaylarla karşılaşmak ne yazık ki zaman zaman kaçınılmaz olabilecektir.
Yapılan eylemin insanı isyan ettirecek ölçüdeki kötülüğü ve yanlışlığı bir yana, kendine “İzmir Anarşist İnisiyatifi” adını veren bir grup, “Sosyal Savaş” adlı bir sitede bu eylemi yazılı olarak da savunmaktadır. Burada ileri sürdükleri saçma argümanlarla tartışmayı bile gereksiz buluyorum. Ancak, yazının sonlarına doğru benim de adım geçtiğinden bir iki laf söylemek zorunda hissediyorum kendimi. “İnternet üzerinden umarsızca yürütülen, manipülasyon, konuyla hiç alakası olmayan başta Gün Zileli olmak üzere bir çok yoldaşımızı hedef göstermektedir.” Beni kimlerin hedef gösterdiğini bilmiyorum. Ama hedef göstermişlerse de buna yol açanın, yapılan bu insafsızca eylem olduğunu bilmek gerekir. Ve buradan açıkça ilan ediyorum: Benim yoldaşım bu zırva yazıyı yazanlar değil, dayak atılan DSİP’li gençtir. Onunla aynı saflarda mücadele edebilirim ama zorbalarla ve zorbalığı savunanlarla asla.
Eylemi yapan gençlerin önünde tek bir yol var: Sitelerinde derhal bir özeleştiri yazısı yayımlamak ve dövdükleri gence gidip açıkça özür dilemek.
Bunu yaparlar mı? Bilmiyorum. Ama yaparlarsa çok iyi ederler. Hem böylece devrimci saflarda, ideolojik tartışmaların boyutlarını aşan şiddet eğilimlerinin önünü kısa yoldan kesmiş hem de kendi vicdanlarını temizlemiş olurlar.
Şunu bilsinler ki, adına böylesi berbat bir eylemi yaptıkları, haksızlığa ve zulme karşı çıkan mangal yürekli Kronstadtlı devrimci bahriyelilerin adını yaşatmak da ancak böyle mümkün olabilir.
Açıklama: DSİP’in “devrimci bir parti” olduğu yönündeki açıklamam, birçok arkadaşın itirazına neden oldu. Elbette bir kavram karışıklığı söz konusu. “Devrimci bir parti” yerine “Devrim saflarında bir parti” demem daha doğru olurdu. Evet, DSİP devrim saflarında bir partidir. Bugünkü bütün AKP yanlısı politikalarına ve sağ-liberal yönelimlerine rağmen bu böyledir. Devrim, Gezi ayaklanmasında da somut örneğini yaşadığımız gibi, büyük bir toplumsal olaydır. İstesek de onun sınırlarını daraltamayız. O, açık karşı devrimcilerin dışında bütün toplumsal öğeleri içine alır. Geçmişte Bolşeviklerin ya da Lenin’in yaptığı en büyük hata, sadece Bolşevik Partisi’ni devrimin temsilcisi olarak ilan etmek ve bunun dışında kalan devrimden yana toplumsal güçleri şu ya da bu çizgileri nedeniyle devrim dışı ilan etmekti. Aslında bu, Bolşevik Partisi’ninsırtına çok ağır bir yük yüklenmesine ve bu ağır yükün altında çökmesine neden olmuştur. Geçmişten çıkarılacak derslerden en önemlilerinden biri de budur. Sonuç olarak, siyasi ve ideolojik bakımdan tartıştığımız, haklı-haksız eleştirdiğimiz siyasal güçleri devrimin karşısında ilan etmekten vazgeçelim. Bu, bir paradigma değişimidir. (Bkz: Fikret Başkaya-Gün Zileli, Devrimi Yeniden Düşünmek-I, Özgür Üniversite, 2010)
Gün Zileli
3 Aralık 2013
Not: Şu linklerden, DSİP’in olaydan önce yayımladığı özür açıklamasını, dövme eylemi yapan zorbaların bildirisini ve saldırıyı kınayan İzmir DSİP il örgütünün açıklamasını okuyabilirsiniz.
http://www.karakedizmir.org/ozur.html
http://sosyalsavas.org/2013/12/magduriyet-kampanyasi-baslatan-dsiplilere-hak-ettikleri-cevap/
DSİP’in yayınladığı bildiri için TIKLA
“Hele hele DSİP gibi devrimci bir partinin mensubunu dövmek…” bundan sonrasını okumadım :))
“Hele hele DSİP gibi devrimci bir partinin…”
Gun abi ironi yapiyorsun degil mi?
Hayır, ironi yapmıyorum. DSİP genel olarak devrimci saflarda bir partidir. Bunu söylemek, onların AKP kuyrukçusu tutumunu eleştirmemeyi getirmez. Devrimde genel olarak solda yer alan herkese yer var.
http://sosyalsavas.org/2013/12/magduriyet-kampanyasi-baslatan-dsiplilere-hak-ettikleri-cevap/
gün abi arada böyle yazdıkça kung-fu’daki master po geliyo aklıma 🙂
ok yaydan çıkmıştı zaten abi, hele son zamanlarda genel olarak anarşistlere karşı takındıkları tavır, anarşistlerden adam afirilir hayalleri, “anarşistler iyi de cahiller hep ondan” edaları bu arkadaşlara değilse başka birimize patlıycaktı. böyle olması arzulanandı zaten.. ben öyle düşünüyorum en azından.. bi’süredir çoğumuzu bu tehditkar halleri yüzünden bu beklentiye zaten sokmuşlardır sanırım dsipliler.. burdan patladı.. senin adın nye geçti onu ben de merak ediyom ama
e tabi manipülasyon örgütlerini savunmak manipülatör insanlara yakışır. Fakat şunu bil ki Zileli, bu topraklarda ortalık senin at koşturacağın kadar boş değil.
Anarşizm zaten şiddet karşıtı değil mi? birisine şiddet uygulamak-Karşı şiddet haric- savunulacak bir durum değil kanımca.Ancak devrimin bir ya da daha fazla partisi olma ihtimali var mı? Devrim derken devleti yıkmaktan mı bahsediyoruz(Anarşizm), yoksa iktidarı ele geçirip kullanmaktan mı(Sosyalizm).Yani sosyalizm sizce bir devrim midir? yoksa iktidarın el değiştirmesi midir?
DSİP kendisine anarşist diyenlerin bu saldırısı olmadan çok önce şöyle de bir metin yayınlamış
http://www.karakedizmir.org/ozur.html
son yazılarından birinde seçimler de mhp yi desteklemekten bahseden Gün Zileli ,bu yazısındada yoldaşlarının Dsip liler olduğunu ilan ediyor ben bu yazıdan bunları anlıyorum ,seni ilk defa okuyacak birine kolaylıkllar diliyorum
Bence burda özür dilenecek bir durum söz konusu değil. Troçkizme bir dereceye kadar eyvallah ama zibidilik ve terbiyesizlik gelir bir yere toslar.
sen özür dile abi ben de 2 tokat ta benim için ataydınız diye yoldaşlarıma çemkiricem
Devrimci şiddet bazı durumlarda meşrudur. Sizin de söylediğiniz gibi özsavunma konusunda kullanılabilir. Bu durumu da özsavunma olarak değerlendiriyorum. Ortada katliam savunusu varsa (şaka olup olmaması önemli değil, bunun nasıl şakası olabilir onu da anlamış değilim), gereken cevap verilmelidir. Ayrıca DSİP grubu hayatım boyunca gördüğüm en kaypak hareketlerden biridir. Yaptıkları açıklamada bile samimi olduklarını düşünmüyorum. Olayın gelişimi de haklı olduğumu gösteriyor zaten. Sonraki açıklamaları da zaten olay üzerinden genel olarak anarşistleri karalamaktan ibaret.
DSİP’i devrimci saflara dahil edip de, anarşist arkadaşları karşı-devrimci saflara oturtmak nasıl bir anarşistliktir sorarım Gün Zileli.
toplum devrimle karşıdevrimci iktidar da yıkıldığında (elbette devrimi iktidarın yıkılmasıyla kısıtlamamak gerekir. İktidar yıkılmadan da toplumsal devrimi başardığı bir sürü şey olabilir) orada bu mücadeleye omuz veren herkese yer olacaktır. Gezi’yi düşünün. Kimse dışlandı mı?
Bravo. Anlayışın için. Ama şunu söyleyeyim, bu iftiralarına rağmen sen de benim yoldaşımsın.
Kardeşim, üstelik adamlar bu saldırı olayından önce yazılı olarak özür dilemişler. http://www.karakedizmir.org/ozur.html
Bu ne saldırganlıktır anlamıyorum. Ama aslında bir bakıma iyi oldu bu olay. Anarşist saflardaki saldırgan eğilimleri ortaya çıkarttı. Bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz.
İşte anarşistlik tam da budur. İdeolojiik ortaklıklara bakmadan haklının yanında yer almaktır. Sovyetler Birliği tarihindeki rezaletleri incele (Kronstadt da dahil) ne demek istediğimi anlayacaksın.
Bana gelen bir başka açıklama:
Merhaba,
DSİP’ uyesi birinin dovulmesiyle ilgili yazdığınız yazıyı okudum ve “İzmir Anarşi İnisiyatifi” denen başıbozuklara verdiğiniz cevabı yerinde buldum.
Benim, yazıyla ilgili duzeltmek istediğim birkaç nokta var. Naifçe duzeltmek istediğimi bilmenizi isterim. Başta bunu söylemekte fayda göruyorum. Bahsi geçen DSİP uyesi arkadaş, “1,2,3 daha fazla Kronstad” sloganını atmamış, arkadaşları arasında kısık bir sesle şaka yollu söylemişti. Hoş, anında parti yoldaşları tarafından susturulup, uyarıldı. Daha sonra ise bu şiddet eylemini gerçekleştirenler, DSİP İzmir burosuna gelip özur beklediklerini söylemiş, DSİP uyesi arkadaş da özur dilemişti. Ayrıca yazılı bir ozur beklediklerini söylemişler ve bu talepleri DSİP’liler tarafından ivedi bir şekilde yerine getirilmişti.
DSİP’li arkadaşı lokantadan çıkarıp yerde tekmelerken, “yazdığın yazıyı beğenmedik ….. -aslında cinsiyetçi kufurler var burada-“, şeklinde bağırarak darp etmişler.
dövmek e karsi cikmak ayri birsey ama dsip gibi devrimci parti mi turkiye devrimci hareketinin en ana damarlarina hepsi stalinist diye kulp tak dsip gibi DEVRIMCI parti de havarilerde yazdigi gibi sinifinin yuvasina donuyor zileli , e bugune kadar iyi idare etti kucuk burjuva aydini gule gule:)))
merdi kipti secaat arzedeyim derken sirkatin soylermis hoscakal zileli al devrimci dsip inide git
demekki aydinlik genlere isletiyor iktidarin bir kismi ile ittifak olani devrimci saymayi ha perincekci vaziyette ha dsipli trockist olraka illa iktidari aklayan iktidarim bi kesimini aklayani devrimci sayacak digerlerini tu kaka kac mahallede var senin dusuncelerin zileli kac fabrikada , türkiye devrimci hareketine eklenmis aydin taifesinin bu kadar guduklesip dejenere oldugu bir donem olmamistir. artik suncacik bir sempati haketmiyor zileli
dsip devrim saflarinda ile devrimci parti arasinda ne fark var bu ne capsizlik zileli ha gecmisin aydinligi ha dsip, emperyalizmle birlikte yasasin suriye devrimi diye haykiran bir parti al dsipini git
Spesifik olarak olayla ilgili yorum yapmayacağım ama devrimci şiddet vardır ve kimi zaman gereklidir.DSİP devrimci mi solcu mu tartışmasına gelince iktidar dahil herkes istediği her kavramı sembol ismi şahsı hemen kendine mal edip deforme edebiliyor ki bu bende artık sadece mide bulantısı yapıyor.Twitterde anarşist kimliğiyle övünüp solu kuru sınıf mücadelesinden dolayı ‘sıkıcı’ ve ‘bağnaz’ diye yaftalayıp ‘zekice’ dalgasını geçenler var.hasta tutsakdan bana ne diye çemkirmeyi orijinal anarşist söylem sayan var.ha buarada solcu olup alem yapıyorlar diye mahallede ev basıp adam döven de var.Bi de her işbirliğini özgürlükçü sol diye pazarlayan var. özetle DSİP sol değildir.Bunu bu netlikte görebiliyor olmam dar kafalı bir yaftacı olduğum anlamına gelmez,anarşistliğime halel getirmez.
bu isi saglam trotskystler yapsa idi ne kadar eyi olurdu. dsip devrimci diil ama devrim saflarinda kafaya bak mantiga bak, yazdigi herseye bu kafa hakimse … devrimci diil ama devrim saflarinda sülüman demirel geldi aklima :))))
Arama motoruna DSİP ya ve ara, karşına çıkan makaleleri oku. Bakalım ne göreceksin orada.
Eleştiri başka şey, şiddet başka şey. Şu dilin bile anlamaktan yoksun.
“Devrimci şiddet” diye bir şey yoktur. Bu Leninist bir kavramdır. Anarşistler asla böyle bir saçmalığı savunmadılar. Sadece Devrimci özsavunma vardır. Bir de elbette düzenin polisiyle, jandarmasıyla, ordusuyla her yoldan mücadele. Savunmasız bir genci dövmenin ne devrimcilikle, ne anarşistlikle bir ilgisi vardır. Bunun sadece hırtlıkla ilgisi vardır.
aydinlikcilar karsi devrimcilerdir ama onlar saldirmadikca yada devrimci platformlari isgal etmeye kalkmadikca yada provakatif bir fiili duruma girmedikce onlara karsida siddet uygulanmamalidir yazdiklari cizdiklerin dolayi, bu aynen dsip icinde gecerlidir DSIP KARSI DEVRIMCI BIR AYDIN DUSKUNLUGUNUN adidir. siddet kullanmak elestririlmelidir. ama bu siddet elestirisini dsip i devrimci ona siddet kullananlari polis ilan etmeye varan mantigi tükürükle bogmaktan almaz bizi……
google dsip yazacakmisimda görecekmisim dsip in bildirilerini , sen bi yaz da oku bakalim, suriye devrimini savunmayan devrimci olamaz diyen dogan tarkanin yazilarini, senin söhretin dsip i devrimci saflara sokmaya yetmez zileli o prof arkadasininkide yetmez bu dsip sevdasi gittikce anlasilmaz oluyor(ve kokuyorda) zileli de , mantiken anlasilmadiginda demagoji alip basini gittiginde biz meseleye soyle bakariz; ahbab cavus dayanismasi , kisisel tanisiklar, gelenektir sol aydinin gecmisinde, google dsip yazacak bakacakmisim, adamlar suriye de savas kiskirticiliginin adini suriye devrimi dunya devrimi diye savundular,(öyle rojava devrimi falan demediler dikkat, pentagon eksenli sürekli devrimmi izleyecek komunistler) hadi ordan zileli hadi ordan…
bak öfkeli genç kardeşim, belki heyecanından, belki acelenden, daha ne dendiğini bile anlamıyorsun. Bu arada tabii ben de eksik ifade etmişim. “Arama motoruna” bak derken google’ı kastetmedim. Benim sitenin arama motoruna bak dedim. Neyse hadi seni ben zahmetten kurtarayım da bakmanı istediğim yazıların linklerini ben vereyim buraya: http://www.gunzileli.com/2012/03/29/yettin-ama-dogan-tarkan/
http://www.gunzileli.com/2013/08/06/dsip-tgb/
Hakarete yumrukla cevap verenlerin yarın eleştiriye de yumrukla cevap vermeyeceğinin garantisi var mı? Bence mesele bu. DSİP’in iktidar kuyrukçuluğundan veya işbirlikçiliğinden falan önce bana kalırsa burada ilkesel bir sorun var: Beğenilmeyen bir düşünceye (O düşünce ne kadar alçakça veya o beğenmediğimiz burjuva hukukundaki terimiyle “şoke edici” olursa olsun) yumrukla karşılık vermek. Bu yol bir kez açıldı mı, kötü yerlere gider.
savunmasız bir insana dayak atılmasına ve bunun anarşistliğe mal edilmesine ben de karşıyım, o konuda sonuna kadar haklısınız hocam.Yazdığınız yazının asıl ekseni de derdi de bu.Hal böyleyken “Hele hele DSİP gibi devrimci bir partinin…” demeye ne gerek vardı onu anlamadım.Kimin tanımına göre devrimci veya değil hertürlü tartışmadan bağımsız özsavunma ve devletin kolluk güçlerine karşı mücadele hariç şiddeti dışlayacaksak dövülen çocuğun devrimci bir partinin üyesi olup olmamasının yazıda bu şekilde vurgulanmaması gerekirdi.Bu, yazının zayıf karnı olmuş ve gereksiz yere yazının eksenini DSİP devrimci mi değil mi tartışmasına çekmiş. Ha bu arada DSİP’i ne devrimci ne sol olarak görmediğimi söyleyeyim.Karşı devrimcilik etiketinden emin olmasam da erkin işbilrlikçisi olduğu kanımca aşikar.Bunu artık başka bir yazınızın konusu yapsanız belki bu tartışmadan bişeyler çıkarabiliriz.şimdilik ben bu yazının ana gündemini harcamayalım derim.
su anlamaktan yoksun dilime hukmeden geri kafam söyle düsünüyor, sol saflar birseydir, halkin ezilenlerin saflarinda olmak baska birseydir, devrimci saflarda ve devrimci parti olmak baska birseydir, bu ulkede bir cok partiyi devrimci olmayan sosyalist sol kesimde gorurum, ne sosyalist ne baska bisey olmayan bazi kesimleri halk safinda ezilenlerin safinda görurum, ama devrimci olmayi öyle zilelinin yaptigi gibi sekilsiz genel bi arabesk sol kimlik söylem olrak görmem, baris sürecini ve o sürecin örgütlenmelerini devrimci olarak görmesemde halk safinda, sol saflarda, tartismali bir bicimde sosyalist saflarda görürüm ama devrimci saflarda görmem (zileli de benzer seyler yazmisti) ama dsip i manipulatif söylemine bakipta NE HALK SAFLARINDA NE SOL SAFLARDA NE SOSYALIZM SAFLARINDA VE HELE HELE DEVRIMCI SAFLARDA GORMEM su AKP yalakaliginin demagojik yöntemi ile aslinda sol gecmis tumden karsi devrimci idi gercek marxistler yada sosyalistler yada anarsistler bizleriz diye AKP her karsi cikani yaftalayan cahil ukela yavsak yeni yetme aydin solcu gecinenlerdenen ne farki var islev olrak DSIP in . Baris sureci yada imrali surecinde devrim ile kurt hareketinin baglarinin koparildigini dusunen Zileli DSIP i devrimci ilan etti! niye? e anti stalinist ya ..kafa bu kadar basit calisiyor. belki dusturu bu olan kafa mahsuru yoksa calisir biraz, kurt hareketinin devrimle bagini kopardigi dogrudur, reformistlesmistir bu anlamda halk saflarinda dir sol saflardadir muhalif saflardadir. DSIP bu degildir o DEVRIMCILIGIN ELESTRININ SAFLARINDADIR. kurt hareketi devrimle bagini koparmistir ama hala devrim dinamigidir. DSIP bastan beri manipulatif karsi devrimci aydin insiyatifidir.TV lerde ikna edilmise benzer Zileli ,solun kirli pis siddet kokan gecmisi konusundaki düsüncelerine bakilirsa. anarsistler savunma disinda siddete basvurmazlarmis. devletin kendi varolusu bi saldiri be , bunun savunmasi saldirimi olurmus. majestelerinin anarsisti seni, yaramamis siddet ve sol uzerine tv programlari, kafa dogan tarkanlasmis kafa….
arkadaşlar siz de fırsatını yakaladınız mı ha babam yükleniyonuz ama kronştadlılarımızın şiddetten hangi ölçülerde kaçındıklarını hangi ölçülerle kullandıklarını bir çok yerden okuyabilirsiniz sanıyorum.
hiç birimiz bayılmıyoz bu troçkistlere ama küpe bu kadar masraf çıkarmaya ne gerek var. gün abi görüş beyan etmiş ki adı da geçtğine göre buna hakkı doğmuş. bu meseleye karşı gelenler destekleyenlere bu kadar çıkıştı mı? ben görmedim..
iş belli bir iki isime yüklenmeye gelince maşallahınız var. destekleyenleri desteklediklerine pişman ettiniz, yapanları da pişman ettiyseniz şaşırmam.
Bir not düştüm bu konuda ama ayrıca bir yazıda yazacağım. uyarın için teşekkürler.
Biraz daha sakin, biraz daha sağduyulu olmaya çalış. Bir de dilini düzeltsen daha iyi olacak.
DSİP hakkında “devrimci” veya “devrim saflarında” tabirini kullanmak çok büyük bir yanlıştır. DSİP’in devrimcilerden şiddet görmüş olması onu devrimci yapmaz, muhalif bile yapmaz. DSİP’in AKP-yandaşlığındaki performansını unutmadık. Bu örgütün yan kuruluşlarının AB’den, Tüsiad’dan ve Soros vakıflarından aldığı fon yardımlarını da unutmadık. Böyle bir örgüte “devrimci” demek tamamıyla duygusallığı akıl yerine ikame etmekten kaynaklanan bir körlüktür. DSİP en az Alperen Ocakları kadar tiksindirici bir örgüttür ve onunla aynı cephededir. Evet DSİP de Gezi’ye katıldı ama bir Truva Atı olarak katıldı; DSİP’in, diğer liberal örgütlerin ve anaakım medyadaki yazarların buradaki amacı Gezi dinamiğini AKP-karşıtı politik bağlamından koparıp bu hareketi “çiçek, böcek ve yaşam tarzı” liberalizmine saptırmak idi.
Öte yandan bu zevata şiddet uygulamak da bir o kadar yanlıştır. Çünkü karşı-devrimciliği artık hemen hemen herkes tarafından bilinen bu örgütün öteden beri kullandığı taktik; devrimcilere karşı provokatif bir dil kullanarak onları anlamsız tartışmalarla (ve mümkünse kavgalarla) oyalayıp onlara zaman ve enerji kaybettirmektir. Yani trollüktür. Bırakın şiddet uygulamayı, bu zevatı kaale alıp tartışmak bile zaman kaybıdır. Ayrıca, son olarak, özsavunma haricinde şiddet uygulamak bize yakışmaz.
dilde kaos u savunuyorum ben düzeltmem dilimi
peki o zaman. Senin bileceğin iş. Bunu anarşistlik sanıyorsun ama yanlış.
DSİP’le Alperen Ocaklarını neredeyse aynı görmeyi aklım almaz. DSİP’in AKP’yi desteklemesi önemli bir eleştiri konusudur ama onu tamamen karşıdevrimci ilan etmek olacak şey değildir Çıracı. Gezi’de şu amaçla bulundu bu amaçla bulundu ama sonuç olarak bulundu ya. Onları Tophane’deki sivil AKP çeteleriyle aynı yere koymak doğru mu sence. Ayrıca saflarında bir sürü devrimci insan varken. Bu kapıyı bir kere açarsak, devrimcilik “en düzgün” çizgiyi izleyen bir grubun elinde kalır ve bunun dışında kalanlar karşıdevrimci ilan edilir. Ayrı 1917 devriminden sonra oldu gibi. Ama bu kapıyı açmayalım aman. Daha doğrusu kapıyı kapayalım.
Açıklamaya, dile bak hele: “Kendi yoldaşlarının yalnız bıraktığı asalak, tek bir anarşist tarafından dövülmüştür”
Keşke bir grup ayırmaya çalışıyorken darp edip daha sonra bürodaki yoldaşları geldiğinde nasıl toz olduklarını da anlatsalarmış.
* Sivil polisle “devrim” muhabbeti: http://www.ensonhaber.com/roni-marguliesten-ogrencilere-cirkin-hareket-2013-02-26.html
* DSİP’in kodaman bağlantıları: http://www.sendika.org/2010/08/yetmez-ama-evetcilere-dair-alper-erdik/
* DSİPgillerin emperyalist-kapitalist sistem açısından işlevi: http://petras.lahaine.org/?p=1962
http://www.wsws.org/en/articles/2012/02/bswp-f15.html
* Her devirde güçlüye tapan DSİP:
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/dsip-gecmisiyle-yuzlesmek-ister-mi-haberi-37568
* Son olarak Hrant Dink, Rahip Santoro ve Zirve kitabevi cinayetlerinde tetikçiliği Alperen Ocakları yaptı; azmettiren, organize eden ve koruyan, AKP ile Fethullahçı çete olmasına rağmen DSİP zevatı yıllardır “Ergenekon yaptı!” propagandası üzerinden bir yandan gerçek suçluları gizlediler diğer yandan da AKP’nin yürüttüğü siyasi davalarda demokrat ve sol kamuoyundan ciddi destek devşirmesini sağladılar.
* Daha saymama gerek var mı?!
Kendi geleneksizligi yüzeyselligi nin verdigi komplexle hemen her degerle dalga geçmeyi , alaya almayi marifet sayan bu çevreye Anarsistler tarafindan bir ders verilmis olmasi ne sevindirici birsey. Baska birileri yapsaydi manipule ederlerdi . Elleri dert görmesin .
Gün Zileli yüzlerce yazı yazmış bu siteye, bir tanesinde bile yorumlarda bu civarda ramp-up görmedim. Kavga var ya, kaynıyo ortam kaynıyo…
DSİP’in AKP’yle öyküsü daha yeni. Şunun şurasında 10 yılı ya var ya yok. Ondan önce SHP’ye oy istemeler, birleşik cephe taktiklerini garip gurup yerlerde öne çıkarmalar, Marx olmayan Marx’ı, Lenin olmayan Lenin’i, Troçki olmayan Troçki’yi piyasaya sürmeler vs var. Şimdilerde çoğu kişi CHP’ye oy istiyormuş gibi geliyor bana. O zamanlar bunu dediklerinde az zılgıt yememişlerdi. Ama zaman 90lardı. Ortam daha farklıydı. İlkeler daha parlaktı o zamanlar.
Dolayısıyla tamamen Gün Zileli’nin dediği gibi. Eleştirilecek, iplikleri pazara çıkarılacak, rezil edilecek, ifşa edilecek çok ama çok yerleri var. Ama iş şiddete gelince… Önce indir o elini… :p
bunları ben de biliyorum. Ama bunlar siyasi çizgiye ilişkin meselelerdir. Sadece tartışmayıc gerektirir. “Karşıdevrimci suç” kategorisi yaratmayalım yeniden.
Gün Zileli’ye de amma yüklendiniz ha.Adam yeri gelince BDP’yi de DSİP’i de bunlar solcudur devrimcidir bunlara dokunmayım minvalinde tabulara yalakalık yapmadan eleştirebildi.Bu çok az devrimcide gördüğüm bir özellik buarada.Özeleştiri yapmamak da bir çeşit karşı devrimciliktir, devrimi bozguna uğratmak,statik tanımlara hapsetmektir.Yazının zayıf karnı ‘hele de devrimci partinin üyesine’ diye kardeş kavgası yapmayın ezberine sığınmak olmuş ve evet yanlış olmuş, tartışmanın eksenini de saptırmış.AMA KONU BU DEĞİL.Adam antifaşist cephe kurmak adına tarihi ittfifakların öneminden dem vursa ilkesiz,zorbalık yapmayın dese gayrianarşist…Steril,ödün vermez amansız devrimci anarşist abilerim ablalarım siz başımıza yeni muhtar mı kesildiniz?
en anarşist Zileli kampayası var:))) Sen kimdin? Kimsin? kendini anarşistlerin ağababası mı sanıyorsun? Kendine anarşist diyen her insana anarşizm nerde başlar nerde biter, bunu yaparsan anarşistsin yapmazsan değilsin gibi sınırları sen ne zamandan beri çiziyorsun? Türkiye anarşizminin allahı mı? peygamberi misin? Aaaaa oyle olmaz DERHAL ÖZÜR DİLEYİN gibi cümleleri sarfettiğin o guzel kanependen dünyaya hangi gözle bakıyorsun? Sen sağlıcakla kal, bu tartışmalara girme lümpen kokuşmuş zihnini bunlara yorma..
Tamam. Özür dilerim seninle tartıştığım için:)
şeker seni…
DSIP i anti fasist ittifaka hazirlamak, böyle bir ittifaka layik oldugunun psikolojik sartlarini yaratmaya kalkmak Anti Fasizm in icine etmektir. Onun oldugu yerde AKP ve su yada bu Libos bir iktidar kligi ile iliskiye gecmeyi red eden herkes bi bicimde kemalist ve fasizmden etkilenmisligi ekseninde bir tartismadan baska hic birsey varolamaz onun anti fasizmden anladigi budur. evet sag öyle ama ya sol önce onlar kendilerini düzeltmelilere denk gelen bayagi bir manipulatif tartismanin örgütünün yeri ne solun yani ne anti fasist ittifakin yani olabilir. 10+(- 1) 11 etmez.
Gezi’yi düşünün. Kimse dışlandı mı? kürtlere edilmedik küfür kalmadı? sen nerdeydin zileli? o arada TGB çadırında mı takılıyordun, belkide o arada yoldaşlık tombalandan TGB çıkmıştır belli olmaz? hele ki kendisine anarşist diyen başıbozuk gibi bir mesajı forwardlaman aklının sınırlarını belli etti..
DSİP Devrimci değil sağcı oluşumdur. Şiddeti hangi hareket ve oluşum yapımışsa özür dilemelidir. Böyle saçmalıklar geçmişte Türkiye Devrimci hareketine çok zarar verdi, onulmaz acılar yaşattı.
acilan bir kapidan devrimciligi tek bir cizgi halinde kavramak , ile korkutuluyoruz. o zaman ne yapmak lazim, Trollügü (müsaadenizle kullaniyorum çiraci) ayukka çikmisi da devrimci cokluga katacagiz. ama bu demagoji. kimse su ana kadar en dogru devrimci cizgi edebiyati yapmadi, karsi devrimci troll bir çizgiden bahsedildi. Zileli israrla demagojik yöntemlerle DSIP i devrimci yapmaya çalisiyor. Neredeyse gezi de oldugu gibi ,iktidar AKP karsitligi konusunda birlesmis bir cokluk, DSIP in devrimci cokluk icinde anilmamasinda hemfikir. Ama onnari da dövmüsler e o zaman devrimcidirler , bu ne olaki. bu israr neden?????
Doğrusu, yaşadığı hezeyan ve savruluşlardan sonra (Ergenekon davasına bakış, İşçi Partisine oy verme çağrısı vs. vs.)Zileli’den beklenmeyecek kadar iyi bir yazı. Bir gerçeği iyi kavramış ki, hala algı ve idrak gücünü kaybetmediğinin göstergesi, bu önemli: İçerik ve yöntem. İçerik başka bir şey, ona katılmama, hatta farklı pozisyona düşme sonucu verilecek tepki başka. Görüldüğü üzere, İzmir’deki DSİP’liler böyle bir hadiseye arka çıkar bir durumda değiller, ancak 3-4 ay sonra, intikam güdüleriyle, pusuyla yapılan saldırı karşısında da tepkisiz kalmalarını beklememek gerek. Sözel düzeyde her türlü işi yapmaları beklenirdir.
Bir diğer şaşırtıcı nokta ise, Zileli’nin DSİP analizleri, bir damarı yakalamış olması değerli. Farklı pek çok nedenle, türk solunun ortalama reflekslerinde olan birinin anlaması zor bunu.
bir ‘kıssa’ ile bitireyim. Doğu Almanya’lı muhalif bir şarkıcı Batı’ya gider ve konser verir, dönüşte onu ülkeye almazlar. Gazeteciler sorar, “siz de komünistsiniz, onlar da, neden almıyorlar sizi içeri?” şarkıcı yanıt verir: “öncelikle bir hatayı düzelteyim, komünist olan benim.” selamlar…
Selam Gun
Once bu siddetden ayri olarak senin Dogan Tarkan ve muridileri ile tartisman, elestirlerde bulunman, hatta onlari bir kefeye koyman senin sitende veya baska mailerde okudum. Yazdiklarinla usteki yazin arasindaki fark siddete karsi tepkinin ruh haliyle alelacele duygusal yazman buyuk bir celiski gostermektedir. Senin ne demek istedigini anliyorum. Orta da ruh hali sozkonusu. Bu son donemler deki yazilarina, anarsistler den gelen elestirilere karsi sen de dogal bir tepki ve karsi cikis yaratiyor.
Bu tepkini keske (seninde herdefasinda yazip soyledigin iktidarin kurtaricisi, ingiltereden orneklerle Dogan Tarkan ve sureasi ). bu trockist oldugunu soyliyenler uzerinden kulanmasaydin. Karakedi anarsizmin semboludur.
Siddet tabiki bizlerin kulanilacak direk yontemi ( bazi durumlar haric, mesela savunma ani ) degildir.
Dogan tarkan la anarsistler arasindaki siddet olayin da, senin adinin bir sekilde gectigi ve sende ki olusan rahatsizlik basit bir yaziyla cozumlenirdi. Anarsistlere saldiri bicimindeki yazinla degil. Dogan kardes bak ben tarafsizim gibilerdenmi davranmak istedin ?
DT grubunun bu siddete maruz kalmasini senin kiskitman oldugunumu dusunduklerini zanediyorsun?
Siddete bulasmamak adinami davraniyorsun?
Gezi psikolijisi icinde tum gezi katilanlara Sirin gorunmek icin mi?
Gezi de MHP lilerde , IP ve TGB de vardi. Katilanlarin tumu devrimci veya devrim saflarindaysa formel olarak MHP ve IP de devrim saflarindadir. Onlara karsi gayet nazik davranilmalidir dusuncesi icindemisin?
Kitle olsun da,camurdan olsun kitle kuyrukculugu mantigi Marksistlerin yontemi ve kafa kol orgutleme bicimi degilmiydi?
kitle iliskilerine, kitleye karsi bakisimiz ayni olmadigini soyluyorduk. Kitleye yon vermek gibi derdimizin olmadigini, iradi, ahlaki ve oz guvenli birlikteliklerden bahsediyorduk.
Durriti, Bakunin, Mahno bir cok siddet dusunmusler vede yapmislardir. Ustelik bu siddet ti Baku nin savunma halindeki ortamlarda soylememistir. Avrupa da gezinirken, kisisel gorusmelerde soylemisitir.
Senin bu yazim bicimindeki ( Dune kadar DT ve surasini yerle bir ederken, hatta onlari karsi kutuplara koyarken ) bana Hiristiyan dininde ortaya cikan reformist akimin humanist misyonerlerini
animsatti.
Senden istegimiz ve ricamiz gezinin sarhosluy la duygusaligina kapilip herseyin merkezine gezi yi oturturmamalisin . Geri donulmez yollara acilir bu ufuk.
Rojava da su donem devrim yasanmaktadir. Neden bu konuda yazmiyorsun?. Gezinin 15 gunluk isyani ve konum hayati rojava da ise bu komunel yasam sureklilik arz ederken ,
herkesin katilimiyla olurken
, kadinlarin on planda yer almasi varken
, yerel yonetimler,
oz yonetimler olusturulurken,
Din, irk, mehsep ayir edilmezken,
en buyugu ayrimsiz hep birlikte ortak ( Gezide ise, ayrimci solaganlar , bayraklar vardi ) hareket edilirken
isgalci ve somurucu lere karsi savasilirken
halk milislerinin oz savunmasi varken
Neden istanbul un, Ankara nin kucuk bir isyanina odaklandigini anlamis degilim.
Orta da turkluk , mulkluk soz konusumu acaba ?
gün zileli, yemek yedigin kaba tükürme. belli ki meseleyi anarsistlerden degil dsiplilerden dinlemişsin. dsipli eleman için liseli dediginden belli zaten.
Aslında tartışmanın şiddete ilişkin hengamesi geçince ayrıca tartışmak lazım ama, şu cümleye itiraz etmem gerekiyor:
“Geçmişte Bolşeviklerin ya da Lenin’in yaptığı en büyük hata, sadece Bolşevik Partisi’ni devrimin temsilcisi olarak ilan etmek ve bunun dışında kalan devrimden yana toplumsal güçleri şu ya da bu çizgileri nedeniyle devrim dışı ilan etmekti. Aslında bu, Bolşevik Partisi’nin sırtına çok ağır bir yük yüklenmesine ve bu ağır yükün altında çökmesine neden olmuştur. Geçmişten çıkarılacak derslerden en önemlilerinden biri de budur.”
Ben bunun hata olduğunu düşünmüyorum. Bu bildiğimiz burjuva devrimlerinin klasik hareketidir. Crommwel, Jacobenler, Mao, Küba, Mustafa Kemal, Humeyni vs. Acaba kaç Kronstad vakası yaşandı bu devrimler sırasında. New model army’nin bastırılması? Danton’ın kellesi? Kültür devrimi? Che’nin gidişi? Takrir-i Sükun? Fedayin-Tudeh? İstisna belki Amerikan devrimci savaşı ve iç savaş, bir de Haiti’nin Toussaint Louverture’ü olsa gerek. Belki de oralarda da vardır da bilmiyorumdur.
Ortada düşünüş şeklinde bir hata yok yani. Devrimin yeterince “sosyalist devrime doğru ilerleyememesi”, 1917’nin sürekli devrime doğru ilerleyemeden burjuva devrimi olarak kalakalmasında problem var. Evet evet, bolşevik devrim bir burjuva devrimidir. Cliffçilerin deyimiyle yoldan sapmış sürekli devrim vakasıdır. Dünya devrimi imdada yetişmeyince anca bu oluyor işte. Eğer Kronstad biraz daha sürse, devraldıkları ya da kurdukları kurumlar onlara “itaat etmeyecek”, parçalanacak, herkes kendi başının çaresine bakmaya başlayacak durumda, çünkü o kurumlar aslında burjuvazinin yönetebilmesi, ezmesi, baskı kurması, katliam yapabilmesi için biçilmiş kaftan olan kurumlar. O anda, iktidarın (yani devrimin) ellerinden kayıp gittiğini hissediyorlar. Yanlış bir panik değil bu. Gerçekten de bu olacak. Bolşevikler, hele hele de o günlerin azıcık bilgisiyle öyle kurumları yönetmeye kalkarlarsa böyle olur. Bizim sınıfın kurumları ise, bitmiş durumda. İşçi konseyleri-sovyetler yani. İçsavaşta 3’te biri ölmüş bir işçi sınıfı var. Üstelik Darwinci bakış açısıyla en kararlılar, en gözü karalar ölmüş, çünkü cephenin en önündeler. Geri kalanlar da savaştan sonra daha rehabilite edilemeden yallah devlet katmanlarına.
Bolşevikleri iktidarı kendi ellerinde topladılar diye değil, burjuva devrimini aşamadılar diye suçlamak gerek bence. Rosa alttan alta böyle eleştiriyor Bolşevikleri. Leninler de “yok ki, olsa dükkan senin” modunda cevap veriyorlar. Eh yine aynı noktaya geliyor problem. Ters doğrultulardaki Rosa’nın “Cesaret ettim!”i ile ve Troçki’nin “Trajik bir zorunluluk” noktasına. Düşünsel süreçte asıl eleştirilmeleri gereken nokta, bürokrasinin kendinde sınıftan kendisi için sınıfa geçeceğini öngörememeleri. Yani, “kendileri” başta olacağı sürece, “düşman” toplumsal güçleri bastırabilecekleri yanılgısına kapılmaları. Bu da burjuva bir bakış açısı değil mi ama? Zizek istediği kadar “üçüncü yolu bulmaya çalıştılar” derse desin. Simgesel olarak söylersek “Lenin Hegel’i savaştan önce değil, 1903’den önce okumalı ve ‘Devlet ve Devrim’i İki Taktik’ten önce yazmalıydı” Kısacası, bolşevikler bir sosyalist devrim için de, sürekli devrim için de fazla “burjuva”ydı.
Bir de unutmadan söylemeli, Manila Gezi’yi tamamen unutmuş. Evet küfürler edildi, evet bıçaklanma olayı bile olmuş olabilir. Ama yine de bu olanlar, binlerce insanın içinde yüzlerce kişinin birbirini boğazlaması gibi bir daha solun kendisini toparlayamayacağı bir rezalete, bir katliama dönüşmedi. Eğer Manila’daki öfke o anda orada olsaydı, daha doğrusu Manila gibilerde AKP’nin basıncından doğan rasyonel öfke bastırma mekanizmaları çalışmamış olsaydı bu hiç de olanaksız değildi. Basınç azaldı, çünkü kaybettik. Şimdi bütün öfkeler piyasaya çıkıyor.
Yani ya olasılık dünyasında hayal gücü eksikliği var (Gezi’de neler olabileceği ama olmadığı), ya deneyimin önemi tamamen unutuluyor (geçmişte mesela 1 Mayıs 77’de neler olduğu) ya da şu an nasıl hissediyorsak onu düşünce sanan kişiliklerin fikirleri bunlar.
Öncelikle bir kaç hususu belirtmekte fayda görüyorum.Gün Zileli arkadaşım seni anarşistlerin sevmediğini,yazdıklarını ve yaşamını kabul etmediklerini biliyoruz ama sen hala sokaktaki anarşistin mücadelesi sonucu kendine anarşist deyip tvlere çıkıyor,herhangi bir tartışmada hemen anarşistler adına söz alıp anarşistler dışındaki herkesin hakkını veriyorsun.
Bu DSİP meselesinde de aynısını yapmışsın ve katledilen binlerce anarşisti görmemiş DSİPi mağdur koltuğuna oturtmuşsun.Bu tarihsel bir hatadır Gün,bilinç yanılmasıdır ya da anarşiye ve tarihteki yoldaşlara ihanettir.Tarihte katledilen binlerce anarşist bize bir miras bıraktı ve biz o mirası sahipleniyoruz.Burada zaman ve mekanın çok bir önemi yok Gün.Senin belki haberin yok ama anarşistler Ankarada,Eskişehirde,Amedde bir çok yerde sol ile mücadele, yeri geldiğinde kavga da ediyor.Anarşistler şiddete karşıdır fakat şiddet anarşistler için bir direnme ve kendini savunma aracıdır,yeri geldiğinde kullanılır.İzmirde olan da biraz budur.Kronştad 1921 katledilen yoldaşları hakkında kimse alay edemez,şaka yapamaz.Eğer yaparsa bunu yapan yapı ya da kişi hakkında onu bundan vazgeçirecek müdahale yapılır.Buna kavga etmekte dahildir.Gün kendine anarşist diyorsan DSİPin göründüğü gibi görünmek istemiyorsan yazdığın şeyler konusunda anarşistlere saldırmaktan vazgeç.Sen bu yapılanı anarşizme sığdaramıyorsun da biz seni anarşizmin neresine sığdıracağımızı bilemiyoruz.
http://anarsistplatform.org/2013/12/03/magduriyet-kampanyasi-baslatan-dsiplilere-hak-ettikleri-cevap/
Efsanelere sığınmak yanlıştır. Kronstadt’da ölenler devrimci bahriyelilerdir. Bunların içinde anarşiestlerin sayısı bir elin parmaklarından fazla değildir. Bütün Rusya’da, Bolşevik baskı dönemi boyunca öldülen anarşistlerin sayısı da sanıldığı kadar kabarık değildir. Çünkü Çeka yoluyla hareket zaten bastırılmış ve çoğu içeri atılmıştır. Büyük Temizlik dönemi (1936-39) geldiğinde bunlar zaten çalışma kamplarındaydılar vebir anlamda bu onların hayata kalma şansı oldu. Yeni alınmış olsalardı hepsi katledilirdi. Gerçi bir kısmı da çalışma kamplarının kötü koşullarında hayatlarını kaybetmişlerdir. Öte yandan, Kronstadt isyanının bastırılması sırasında Bolşevikler, Kronstadt bahriyelilerinden çok daha fazla kayıp vermişlerdir. Çünkü Kronstadtlılar istihkamlarda ve kalelerde korunuyorlardı. Bolşevikler ise tamamen açık alandan, donmuş denizin, buzların üzerinden ilerlemek zorundaydı. Birçoğu Kronstadt’tan atılan top mermilerinin buzları kırması sonucunda denize gömülerek yok oldular. Arkalarında da kaçanları vurmak üzere gelen Çeka birlikleri vardı (Bkz: Paul Avrich, çev: G. Zileli, Kronstadt 1921, Versus yayınları, 2007). Yani sonuç olarak mesele “anarşist katliamı” falandan çok, Bolşeviklerin haklı bir devrimci isyanı zor yoluyla bastırarak her iki taraftan da gereksiz can kaybına neden olmalarıdır. Bolşeviklerin bağnazlığı ve “devrimci şiddet” söylemleri, sizin yaklaşımlarınızı hatırlatmaktadır.
Twitterdan ”Bunu gördün mü?” diye İzmir Anarşist İnisiyatifi’nin açıklamasını sana gönderen bendim. Anlaşılan ben göndermeden önce görmüşsün. Pardon! Bu arkadaşı Dsip’li olduğu için mi dövmüşler, ortak eylemden mi atmaya çalışmışlar? Ne yapmışlar? Toplum halinde yaşıyorsan, onu geçtim birileriyle toplu bir iş yapıyorsan, en basit nezaket kurallarına uyman gerekir. Anarşistlerin de olduğu bir toplulukta 1 2 3 Kronstadt diye bağırmak ne demek? Ki bunun da öncesinde anarşistleri kendi kuyrukçuları gibi görmeleri, diğer Marksist arkadaşlarına yaptıkları gibi, insanlara ikide bir ulusalcı diye hakaret etmeleri işin tuzu biberi. Sen dert etmeyebilirsin belki bunu ama bu hakareti duyan başka anarşistler ediyorlardır. İşi linç boyutuna vardırmadıkça mesele, kavga eden anarşist arkadaşla Dsipli çocuk arasındadır zaten.
Mesele kavga değil. Lokantadan çıkartıp dövmüşler. Anarşistlere asla yakışmayan faşizan bir saldırganlıktır bu.
“Gün Zileli arkadaşım seni anarşistlerin sevmediğini,yazdıklarını ve yaşamını kabul etmediklerini biliyoruz ama sen hala sokaktaki anarşistin mücadelesi sonucu kendine anarşist deyip tvlere çıkıyor,herhangi bir tartışmada hemen anarşistler adına söz alıp anarşistler dışındaki herkesin hakkını veriyorsun.”
Böyle net cümleleri anarşizm üzerinden yapan birinin yaraları buradan gözüküyor. Geçmiş olsun kendisine ama Gün Zileli bu arkadaşlar gibi dar kapıcı, üç kişilik ittifaklarla kendine anarşist diyen biri değil. Zaten biz kendisine-ne söylediğine -yer yer katılmamakla birlikte- bu yüzden değer veriyoruz. Hiçbir temeli olmayan, saldırgan, sen anarşistsin sen değilsin modası populeritesini yitirse de şu sıkıcı demodelikten kurtulsanız. Zileli’nin ne olup olmadığını bilenler biliyor ve iyi ki doğrucu davutlukta ısrar ediyor.
Gun Zileli Kronstadt 1921, kitabini niye cevirme ihtiyaci duydun.
Dune kadar bolseviklerin ,trockinin, bahriyelilerin isyanini siddetle bastirmistir diyordun. Simdi kivirma yollariyla bahriyelilerin icin de anarsistler cok azdi diyorsun. Senin de dunun ,bugune uymuyor. 1920 -1921 arasi sovyetlerde hirsizlara, katilere, vandalistlere karsi tutuklamalar yapildi.Aslinda bu operasyonlar anarsistlere yonelik oldugunu sende biliyorsundur.
sen okuduğunu anlamıyorsun galiba. Ben Bolşevikler, bahriyelilerin isyanını şiddetle bastırmamış dedim mi? Evet, Bahriyelilerin içinde anarşqistler çok azdı. Bun da ben söylemiyorum, bizzat o zamanki anarşistler söylüyor.
“İşi linç boyutuna vardırmadıkça mesele, kavga eden anarşist arkadaşla Dsipli çocuk arasındadır zaten.”
15 yıldan biraz fazla zaman oldu üniversite ortamına gireli. Şimdi lisansüstü aşamasındayım. Önümden nesiller geçti, dergiler, tavırlar, insanlar geçti. Temel insani zaafları (Gün Zileli’nin deyişiyle hırtlıkları) örtmede o kocaman siyasi söylemlerin ne tür bir gereç olarak kullanıldığını ve yüceltilip duran apaçık terbiyesizliklerin nesilden nesile nasıl aktarıldığını gördüm. Siyasetin kutsallaşmış mugalatalarında kaybolmadan, bir an önce adının konması gereken husus budur.
“Çocuklar kendi aralarında kavga etmiş” dediğiniz anda herkesin kendi şiddeti meşrulaşır ve aşama kaydeder. Burada önerim eleştiri kültürünü içselleştirmek, özsavunma çizgisini terketmemek ve efendi olmaktır.
Efendi olmak diyorum bak. Bu çok zor edinilen bir erdem. Malumatfuruşlukla ulaşılamıyor maalesef. Devrimci samimiyetin nakış gibi işlenmesi, estetik bir meseledir. Devrimcilik sanatkarlıktır, insan olmaktır. En ufak kızgınlıkta orta yere, “Biz senin Aydınlıkçılığını da biliriz” vesair Şahin K. lafları saçamazsınız. Eleştiri adabı bu değildir. Aydınlık’ı falan geç, yeri gelecek -mümkün görünüyorsa- MHP’li adamla konuşacaksın. Nihayet o da bu ülkenin bir insanıdır. Derdin ne, adam dövmek mi, bunun için mi devrimci oldun? Ben size, kantinde “kendi” masalarına oturduğu için sıradan insanları oradan kaldıran ve hala devrimciyim diye gezen insanların, maalesef ve maalesef, istisna olmadığını söylüyorum.
Çocuklar “aralarında” kavga ediyorsa bizatihi linç vardır. Yoksa da gelir, merak etmeyin. Gelmişliği vardır.
Önce efendi olun, kibar olun, hobi olarak yine dövüşürsünüz.
yetmez ama evet. izmirli yoldaşlarımı kutluyorum. yaptıkları olması gerekendir.” şakanın ne olduğunu ” biz anladık. şaka kendine anarşist diyen sensin. ayrıca şu yanlış anlamayı da düzeltmek gerek ““İnternet üzerinden umarsızca yürütülen, manipülasyon, konuyla hiç alakası olmayan başta Gün Zileli olmak üzere bir çok yoldaşımızı hedef göstermektedir.” cümlesini bir kez daha okuyup ;’burada konunun hedef gösterilenin sen değil, konu ile alakası olmayıp anarşistleri hedef gösterenin sen olduğunu’ olduğunu anlamak gerekiyor. neticede sana yoldaş diyen anarşist pek kalmadı memlekette.
hadisenin çıkış noktası, izmir’de yapılan rojava’ya destek eylemidir. o eyleme katılmış biri olarak söylüyorum ki,
“1 2 3 daha fazla kronştad” diye bir slogan atılmadı. bu sloganın atıldığı söyleyenlerin çokluğu şaşırtıcı, ısrarla belirtmek gerekiyor, zira bu yanlış ‘bilgi’ virüs gibi yayılıyor, öyle bir durum yok. politik hattımız ne olursa, bu tarz dezenformasyonlardan kaçınmak gerek… söz konusu kişi böyle bir şey söylemiştir, ancak yanındaki kişiler tarafından susturulmuştur. doğru bilgilerle, doğru bir tartışmanın düzeyini tutturabilmek gerekli.
son yazılarındaki efendilerin sistem partilerine kuyruk sallayan zilelinin kedi olalı fareyi yakaladığı seviyede olumlu bir tutum ve yazı yazmış dsip in devrimci saflarda parti olduğu tesbitine de katılıyorum gözünü sevdiğim gezi özgürlükçü gençlik devrimi zileliyede bir şeyler öğretmiş darısı ısrarla öğrenmek istemeyip kendini en devrimci öncü sananlara toplumsal devrim bütün politik devrimci dinamiklere ihtiyacı olduğu gibi dsip ede ihtiyacı vardır kimseyi dışarda bırakmayan toplumsal muhalefetin politik örgütü ve seçenek ve alternatifimiz HDK-HDP inşasıyla hepimizin gezidende öğrenerek dilimizin ve anlayışımızın değişip özgürleşmemizi sağlayacağından eminim zileliden beklenen bu gibi tutumlardır bunları yaptıkça sistem ve efendilerinden kopuşun alternatifinin inşasını göreceğiz
Gün hocam ben yeni anarşist fikirlerle tanışıyorum acaba elinizde yapılması gerekenler ve asla yapılmaması gerekenler gibi bir metin varmıdır.
: )
“anarşistlerin donanma içindeki etkisi her zaman güçlü olmuş ve onlar zaman zaman ayaklanmaya önayak olmakla suçlanmışlardır. Fakat bu büyük ölçüde gerçek dışıdır. Bir kere, son yılların ön plandaki anarşistleri artık sahnede değildir: Kurucu meclisi dağıtan ateşli, genç bahriyeli Anatoli Zihelezniakov Beyazlara karşı mücadele sırasında hayatını kaybetmişti; 1917’de Çapa Meydanının popüler hatiplerinden I. S. Bileikhman ayaklanmadan birkaç ay önce ölmüştü ve ayaklanma sırasında Kronstadt Sovyetinde önde gelen şahsiyetlerden olan yoldaşı Efim Yarchuk o sırada Moskovadaydı ve hapiste değilse de ÇEKA tarafından sıkı gözetim altında tutuluyordu. Yarchuk’un kendi Kronstadt tarihi anarşistlerin 1921’de önemli bir rol oynamadıklarını göstermektedir, bu dönemde herhangi başka anarşist kaynak da bunu ileri sürmüş değildir. İç savaş sırasında ölen ya da 1920’lerin başlarında Bolşevik zulmüne uğrayan anarşistleri içeren eksiksiz bir listede Zihelezniakov, Yarchuk ve Bileikhman dışında başkaca Kronstadtlının adı geçmemektedir. Geçici Devrimci Komitenin yalnızca bir üyesinin (Perepelkin), o da dolaylı olarak, anarşistlerle bağlantısı vardır. Ayrıca, isyan hareketinin gazetesinde anarşistlerin adı yalnızca bir kere, Petrepavlovsk Manifestosunun metninde ‘işçilere, köylülere, anarşistlere ve sol kanat sosyalist partilere konuşma ve basın özgürlüğü’ talep edilirken geçmiştir.
Ancak 1917’de Kronstadt’da öylesine güçlü olan anarşizm ruhunun birden bire ortadan kalkmış olması mümkün değildir. Perepelkin, isyancı liderler arasında bilinen tek anarşist olabilir, ancak Petrepavlovsk kararlarını kaleme alan ve ajitasyon ve propagandanın başında bulunan kişi olarak liberter görüşlerinin propagandasını yapmak açısından iyi bir pozisyonda bulunuyordu. Hareketin bazı anahtar sloganları- ‘özgür sovyetler’, ‘3. devrim’, ‘komiserokrasiye son’ iç savaş sırasındaki anarşist sloganlardı ve ‘bütün iktidar sovyetlere, partilere değil’ sloganı da anarşist bir tını taşımaktadır. Ama öte yandan, anarşistlerin çoğu herhangi bi ‘iktidar’ talebinden uzak dururlarken, denizciler hiçbir zaman, her anarşist platformun merkezi maddesi olan devletin bütünüyle tasfiyesi çağrısında bulunmamışlardır.
Ne olursa olsun ayaklanma, Rusya’nın her yanındaki anarşistleri sevindirmiştir. Onlar, Kronstadt’ı ‘2. Paris Komünü’ olarak alkışlamış ve Kronstadt’ın üzerine askeri birlikler yollayan hükümeti şiddetle suçlamışlardır. İsyanın en yüksek noktasında Petrograd sokaklarında bir anarşist bildiri dağıtıldı; bu bildiri Finlandiya Körfezinden top sesleri gelirken sessiz kalarak Kronstadt’ı yalnız bıraktığı için halkı eleştiriyordu. Bildiri, denizciler sizin için, Petrograd halkı için ayağa kalkmıştı, diyordu. İçinde bulunduğumuz ataletten silkinip uyanmalı ve ardından anarşizmin zaferinin geleceği komünist diktatörlüğe karşı mücadeleye katılmalısınız. Bu sırada Bergman ve Goldman gibi diğer anarşistler ise, çatışmada arabuluculuk yapmak ve kan banyosunu önlemek için boşuna çabalıyorlardı.
Kısacası ayaklanma, herhangi bir parti ya da grup tarafından etkilenmiş ya da planlanmış değildir. Ona katılan farklı eğilimlerdeki radikallerin -SR’ler, Menşevikler, Anarşistler, tabandaki komünistler- ne sistematik bir ideolojileri ne de eylem için önceden düşünülmüş bir planları söz konusudur.” (Paul Avrich, Kronstadt 1921, Çev: Gün Zileli, Versus, 2006, s.155-156)
Var. Kropotkin, Etika (orada yıllanmış devrimcilere saygılı olunması gerektiği de anlatılır) 🙂
“Var mıdır?” işte böyle ayrı yazılır. 🙂
dayak hoş olmamış ama dsipli muzip arkadaş bu kafayla ilerde 1 2 3 daha fazla roboski ya da 1 2 3 daha fazla kızıldere falan demeden ufak bir musibetle belki de hayrına olacak bir ders almış olamaz mı?
bence kutsallar yaratmamak en iyisi. Söz özgürlüğü olmalı ve insan istiyorsa karşıdevrimci bir şaka da yapabilmelidir. Hatta bu devrimin koruması altında olmalıdır. Biliyorsunuz, Stalin devrinde, kolektif çiftlikleri alaya alan fıkra anlatmak yasaktı ve cezası beş yıl çalışma kampıydı.
sevgili gün zileli, engin tecrübesi ve hassas kavrayışıyla besbelli ki bütün süreci biliyor gibi yaparak yazılar kaleme almak konusunda sınırsız bir özgürlüğe sahip olduğunu düşünüyor. ayrıca bu korkunç olay yüzünden düştüğü derin acı sırasında bile üstün bir insan olmanın verdiği sorumlulukla, her şerde bir hayır vardır diyerek anarşist diye kime denir, kime denmezin tarifini verdiği için teşekkürü ediyorum. özsavunmalar dünyasının rahatı yerindegillerinin hınzır ihtiyarı, kendisi gibi iki kelam ederek özsavunmasını gerçekleştiremeyen milyonlarca insan hakkında neler düşünüyor, merak ediyorum. kişisel olarak kimsenin kendisi için devrimci olacağına inanmıyorum. karşı devrimcilik, sol içi şiddet, ihbarcılık, polisçilik ve daha nicesi hakkında birçok devrimciye tur bindirecek, toz yutturacak kadar teori ve pratiğe sahip olduğu kuşkusuz, ama keşke, nedir bu olayın aslı astarı diyebilecek tevazuya da sahip olsaydı. kimsenin kimseyi “kıstırarak dövmediği” bir olayın şiddetini lanetlerken bile, açıktan ya da “kıstırarak” dövmek arasındaki farkı, bir şiddet ölçüsü olarak değil de, edebi bir ölçü olarak kullanıp, dramatik atmosferlere yenik düşmesini umut ettiği yürekler için tuzak kuran bu çok bilir üstadımızın kinayeli “dsip’liyim” açıklamasını ciddiye almaktan başka bir şey yapamıyorum. kendi tecrübelerini aktarmadaki keskinliğinden ve duyduğu her olayı özyaşam öyküsündeki bir kıssayla anlaşılır hale getirip, yutulur haplara dönüştürmesinden-ki bu tam bir kamu hizmetidir- tiksinti duyuyorum. beğenmedikleri/onaylamadıkları her haltı, agf öcüsü marifetiyle korkutulup ıslah etme huyundan bir an evvel kurtulmanın, bu coğrafyadaki anarşi için ne kadar hayırlı olduğunu görecekleri bir gün olduğuna inanmak isterdim. kendisine herhangi yol/lar sunabilecek kibri kendimde göremediğim için selamet diliyorum.
“insan” dediğin tahrik olabilir. her şeyden olmasa keşke ya, olur. dürtülür ve “hareket” eder. zehirlenir ve zehirler. “tahrik”in bilinen en kuvvetli panzehiri “soğukkanlılık”tır. o da, yukarıda da görüldüğü gibi hiçbirimizde yok! buradaki esas gariplik, dsip’liye tekme tokat giren anarşistin mahrum olduğu o soğukkanlılıktan bu yazı da aynı derecede mahrum (hayalimizdeki yazınızla kıyaslandığında “aynı derecede” hocam)… herhalükarda şiddete karşı durmak amacıyla da olsa, “mağdur taraf”ı alelacele “iyice” (devrimci) tanımlayıp, “zorba taraf”ı hem “kötüce” (karşı devrimci) tanımlamak, hem de pek tanımlayamamak, heyecan-heyecan-heyecan içinde bir yazı yazmak (yazı yetiştirmek), yazının bu haliyle bile apaçık belli olan iyi niyetinin anlaşılmasını, sindirilmesini böylece güçleştirir; esas hedefleneni zorlar, zedeler ya da erteler.
“yazı”, soğukkanlı kalmak için sokaktan daha avantajlı bir alan oysa…
şiddet, sabrı, yavaşlığı, soğuğu, dikkati ve mesafeyi sevmez. ne yapıyorsak olalım, şiddete ilk önce bunları çok severek karşı durabileceğiz.
bu ne zaman olacak? “derhal” mi hocam?….
şu özür yazısını paylaşıp özür diladiler diyorsun ya bir daha oku o yazıyı istersen özür filan dilenmiyor orada. üzücü bir olaydı ama o zamanın şartları bunu gerektiriyordu demişler hani bazı kemalistlerin dersim soykırımı için uydurdukları bahane gibi
“Kronstadt ayaklanması Lenin ve Troçki de dahil daha sonra kendisini onların takipçisi olarak adlandıranlar tarafından dönemin koşulları altında bastırılması gereken bir ayaklanma olduğu ve sonuçları bakımından da üzücü bir olay olarak nitelenir. Dsip de bu ayaklanma ve sonuçlarına bu şekilde bakar.”
”Efendi olmak diyorum bak. Bu çok zor edinilen bir erdem. Malumatfuruşlukla ulaşılamıyor maalesef. Devrimci samimiyetin nakış gibi işlenmesi, estetik bir meseledir. Devrimcilik sanatkarlıktır, insan olmaktır. ”
Allah aşkına efendi olmasalar ne olacak? Sen mi belirliyorsun ”efendi ol”manın sınırlarını. İdeal davranış tarzları mı biçeceksiniz insanlara.
İlle birilerine bir şey öğretmeye niyetliysen, ”devrimcilere” nezaket öğret. Nerede nasıl konuşulacağını öğrensinler. ”Bahriyelilerin içinde anarşistler azdı çoktu” ayrı bir tartışma konusu. Ben yeterli hissetmiyorum kendimi konuşmak için. Ama Kronştad’la ilgili zihinlerde bir imge varsa, bu imge de anarşistler için hiç hoş sayılamayacak bir imgeyse, olay yeterince açıklığa kavuşana kadar ortalarda ”1 2 3 Kronştad” diye bağırmazsın. Bağırıyorsan, en başta ”gaz veren” arkadaşların terkedip gidiyorsa seni bir kavgada, ağlamak yerine, önce dönüp kendine bakman gerekir.
ne bir iki üc daha fazla kronstadmi, sakasi bile mide bulandirici. gün bak hele simdi sana soruyorum karsinda bir nazi, 1, 2, 3 daha fazla ausschwitz diye yanindakiyle sakalasiyor, hani sende güclü kuvvetlisin , karsindaki dazlagi hacamat ettin , caizmidir degilmidir. yani anarsiklige zeval gelirmi hocam…?
usta ikinci meselede su; senin bahsettigin sey varya hani o dsip bildirisi onu okudum utangan ceyrek agiz bile degil özür dilerim ama katliam yapilmak zorundaydi, hemen altinda kronstadtaki katliamin zorunluluktan yapildigini bununda odönem gerekli ve zorunlu oldugunu yazmislar.. tipik, proleteryanin cikarlarini koruma sahtekarligi.. daha dogrusu benim icin bunun adi sahtekarlik, belirli bir düsünce akiminin neferleri üzerinde uygulanan KIRIM`in sakasimi olurmus.. dimi gün, sahi senin acindan siddet nedir? daha dogrusu hayalleri ugruna her türlü zorlugu göze almis insanlarin karsisina gecip sizinle ayni hayalleri paylasanlari suracikta kursuna dizdik, firsat elimize gecerse yine yapariz gibi bir zihniyet bu “ saka “yollu bile osa sence muhataplarini proveke etmekle birlikte, ayni zamanda muhataplarina karsi bir tür siddeti icinde barindirmiyormu? Peki dsip bildirisi sence anti otoriter cepheye karsi icrisinde siddeti barindiran bir aciklama degilmi..? “ hani su var ya gün, sey diye basliyor, dur ya ben paragrafin tamamini alayimda bir bütünlük olsun..
(1921 Mart ayında Kronstadt’ta başlayan ayaklanma Kızılordu birlikleri tarafından bastırılmıştır. Kronstadt ayaklanması Lenin ve Troçki de dahil daha sonra kendisini onların takipçisi olarak adlandıranlar tarafından dönemin koşulları altında bastırılması gereken bir ayaklanma olduğu ve sonuçları bakımından da üzücü bir olay olarak nitelenir. Dsip de bu ayaklanma ve sonuçlarına bu şekilde bakar.)
iste bana göretamda burada dsip bildirisinde anti otoriterlere karsi bir siddet söz konusu.siddetin en yogun hali. cümlenin bittigi yere baksana üzücü olay olarak nitelemisler, özür bildirisinden ziyade bassagligi mesajini andiriyor. sey gibi, hasmini birgün önce gizlice öldüren mafyacinin, ertesi günde dualar esliginde eliyle gömmesine benziyor. bence bir fikrin tasiyicisi olmak elbette belirli sorumluluklarida beraberinde getirir. ama muhataplarin bunu kabul ve hazim etmeli. ates olmayan yerde duman ne arasin, demekki bunlarin efendileri konustuki bu cocukta olur olmaz yerde böyle lüzumsuz seyler yapti, yoksa bu kardesimiz element uydurmadi ya kendi kafasindan, senin yazindaki sudevrimci saflardaki bir hareket meselesinede katilmiyorum. simdi bak usta senin acindan kumandanin kimde oldugu fark edermi ? yani b ile c, a`ya hizmet ediyorsa/edecekse, gercekten bunlar senin icin devrimin saflarindamidir?
Yönetilmek Nedir?
Pierre-Joseph Proudhon
Yönetilmek; polisçe gözetlenmek, denetlenmek, dikizlenmek, sevk ve idare edilmek, yasalar içinde boğulmak, sınırlandırılmış olmak, hareket alanı daralmak, nasihat dinlemek, kontrolden geçmek, değerlenmek veya değerlenmemek, aşağılanmak, sansürden geçmek; hiçbir hak ve yetkisi olmayan birilerince emir altında kalmak demektir…
Yönetilmek, her işte, her harekette, her faaliyette kaydedilmek, bir şeylere tabi tutulmak, değerlendirilmek, damgalanmak, vergi ödemek, uyruklu olmak, ruhsatlı olmak, otoriteye maruz kalmak, yararlı olmak, uyarılmak, engellenmek, reforme edilmek, düzene sokulmak, cezalandırılmak demektir…
Yönetilmek; kamu yararı bahanesiyle ve kamu yararı adına suiistimal edilmek, idare edilmeye tabi tutulmak, dolandırılmak, sömürülmek, birilerinin tekelinde olmak, aldatılmak, hırsızların eline düşmek, şantaja uğramak demektir…
Sonuç olarak yönetilmek en küçük bir direnişte, daha şikayete kalkışmadan baskı görmek, cezalandırılmak, fena halde haşlanmak, hakarete uğramak, takip edilmek, tartaklanmak, bir şey söylemek için ağzını açamamak, hapse atılmak, kurşuna dizilmek, topa tutulmak, yargılanmak, lanetlenmek, sürülmek, kurban edilmek, satılmak, ihanete uğramak ve üstüne üstlük alaya alınmak, makaraya sarılmak, küfürlere maruz kalmak ve tecavüze uğramak demektir…
İşte yönetim budur: onun adaleti de, ahlâğı da budur…
sen degilmiydin daha bir kac hafta öncesine kadar bir tv kanalinda bunlari bagira bagira söyleyen, devlet kötüdür bütün derdi efendilik yapip sizleri yönetmeye calismaktir diyen, simdi ne olduda dsip sevdalisi oldun. neymis anarsistler bir dsipliye tokat atmis, kronstadt6a kursuna dizilen bahriyelinin gözüyasli evladina saysinlar. ee bunlar bugünün kücük trockileri, hala katliamlari saka yollu sinsilik altinda dillendirdigine göre.. birde kalkmissin trockinin cömezlerinin yaninda saf tutuyorsun , sana iyi saf tutmalar gün. Ben olsam kimin yaninda duracagimi bir daha düsünürdüm….
Bu eleştirin üzerinde düşüneceğim. Belki de fazlaca infiale kapıldım. Dediğin gibi, yazı daha soğukkanlı olabilirdi.
Kardeşim, bu adamların Kronstadt ayaklanması konusundaki parti görüşü. Bunun için özür dileyecek değiller herhalde. Özürü, arkadaşlarının davranışıyla ilgili olarak dilemişler.
Sonuç olarak, Kronstadt’ın bastırılmasının doğru olduğu fikrinde olanların hepsi dövülmeli mi diyorsun yani:)
su bu fraksiyon , sunlari bunlari dövmüs darp etmis yaz Zileli ye gönder sövsün saysin ,diye medya kampanyasi yapmak lazim. denesek yutarmi acaba:)))
“i have a new love for that glittering instrument, the human soul.
it is a lovely and unique thing in the universe. it is always attacked and never destroyed…”
Gün Abi iyi ki varsın….Sol entellektüeller içinde farklı bir renksin….
Bravo gun seni desteklyorum. Savcilar mahkemelerde uyuyor.
Simdi trocki mi hakli? Anarsist mi hakli ?
Ben isin icinden cikamadim.
Mesele şunun ya da bunun haklı olduğu tartışması değildir. Eğer yazıyı dikkatli okusaydın bu yazının o uyuyan savcılarla da ilgili olduğunu anlayacaktın.
Bu yasima geldim turkiye de ilk defa kamu onunde devlete ve kurumlarina aciktan kafa tutan Gun Zileli kendin ve dusuncelerini korkmadan , cesur bir devrimci durusla orta koymusutur. Ben eski kusak olarak 12 eylulde siyah beyaz tv den cuntanin yakaladiklari ve TV de gosterip konusturduklari , DGM nin iddianamelerdeki, ana sovunmalarin daki devrimcilerin, MK nin, Genel Komitelerin, Il komitelerin, Bolge komitelerin, ogrenci komitelerin, sendika ve memur komitelerin
Devrimci neferlerin, sempatizanlarin neler soylediklerin bilen bir kisi olarak Gun Zilelini 70 milyon kisini duyabilecegi cesaretle ve yilmadan Tum devrimci ve anarsist dusuncelerini orta koymustur,
Izlemeyenler icin TV programi;
http://tvarsivi.com/player.php?y=7&z=2013-09-25%2022:19:00
– anarsist oldugunu
-50 yillik mucadele icinde oldugunu
-30 yillik ML, 20 yillik anarsit oldugunu,
-siddeti devletin yaptigini,
-elinde olsa molotof bile atacagini,
-Yasadisi orgut yoktur, yasadisi olduklarini devlet soyluyor
-1968 devrimcilerinden Mahir, denizi, ibo yu, sinani aciktan
destekledigin,
-ibo nun kemalizm yargiliyan ilk devrimci oldugunu
-Tayyipin genclik donemindeki icinde yer aldigi dinci orgut un bircok kisiyi oldurduklerini,
-en onemlisi kendileri bile sokak da, evde, mitinglerde DHKP c li olduklarin soyliyemekdiklerini hepimiz biliyoruz. Gun Zileli Tv den DHKP-C lileri devlet infaz etti, sizde infaz edilmesini istiyorsunuz
-Evet bir anarsist olarak; devleti yikmak, karakolari, orduyu ,polisi, hapishaleri yok edilecegini soyledi.
Soruyorum herkese , elinizi vicdaniniza, gozleriniz tum devrimci dokumanlara,
kulaklarinizi kendilerini devrimci olduklarini soyliyen herkese
Simdiye kadar turkiye devrimci tarihinde bu kadar cesur ve durust konusani gordunuzmu?
evet diyeceksiniz ; dogru subelerde, iskencelerde ve catisma da bu sozler soylendi. Zaten bu sozlerin disinda soyliyecek soz olmadigindan ( itirafci ve doneklerin disinda ) soylediler.
O nlarin saygiyla aniyorum
TV programina katilanlarda
Laciner ;( Gun Zilelinin generasyonundan ; Gun zilelinin aciktan tavir gostermeseydi TV karsisinda kiviracakti. Gun nun konusmalarinda cesarat alip oportenist takildi
Melih Altinok ; DY cular doneklikle sucladilar, ama Gun onun donekligini TV de soyliyerek Altinokun yerini herkese gostermis oldu. Altinok liberal, bir tavir sergiledi ve devrimcilere saldirdi. DY veya birgun gazetesi taraftarlari
Gun Zileli yi tebrik edip etmediklerini bilmiyorum
Kurtulus Tayiz; kurt hareketinde yer almis cezaevinde yatmis, simdilerde ise AKP ve CHP cizgisinde yol izliyor. Utanmadan sol a ogutler veriyor.
Durum Tablo
SIZ SIMDIK SOYLEYIN. HALA GUN ZILELIYE AYDINLIKCI, HAIN, DIYEBILECEKMISINIZ.?
Kendiniz onun yerine koyun ve TV de bunlari haykirabilirmisiniz. Polis ,mit, it, AKP, dinci, Kemalist, tahrikatci cepheye karsi , oldurulme riski, tutuklanma riski , goz hapsi ve takip edilme risk yasanirken.
Hala bu asamada Gun Zileli ye bu argumanlarla yanasanlar ve israr edenlerin pravakator oldugu soylemek zorundayim
44 ORHAN (ve onun gibi dusunen tum ANARSISTLER)
cokmu cesursun?.
1 Mayis 2012 polis operasyonun da neler yapiyordun, kafani kaldirmaya bile cesaret edemiyordun.Sana polisin ve mitin devrimcilere( ML ) yaptigi operasyonu ve iskenceyi yapsalardi sen birak turkide olmayi sibiryanin collerine, kendini atardin.
1 mayis oprerasyonu, turkiye de gelmis, gecmis, en hafif olani iken sen ve senin gibi bazi anarsistler kacacak yer aradilar. eeee simdi hersey gulluk, gulistanlik, at, at, tut kormadan yaz
Ben bir anarsist olarak 1 mayis operasyonun daki korkak, aciz anarsistleri durust olmaya cagiriyorum.
Oz elestirilerini vermelerin rica ediyorum.
gezi eylemindeki yok gozukmelerinin, aciklamalarini ve bu konudaki yetersizlik ve acizliklerini soylemelerini istiyorum.
Gecmiste 12 eylul evveli orgutlerden ve seflerinden gecmisin degerlendirilmesi ve ozelestirilerinin verilmesini israrla istemistik.
Simdi ibre bizi gosteriyor; Haydi hep birlikta polis operasyonu karsisindaki korkak davranisimizi ve gezideki durumumuzu konusalim.
kendimizin ,ML lerin ve halkin karsisinda onurlu durus sergiliyelim
Haric den gazel okumak guzeldir.
bir gercek nasil bu kadar carpitilir baris sureci diye AKP ye yedeklenen belli bu yedeklenenlerin platformunda yer alinca afsunlaniyorsun sanki ,digerleri sistemin partisi oluyor. cildirasi geliyor insanin su digerleri sisteme nasil uyusmuslar. yahu HDP nin ideolojik onderi bagiriyor ben sistemi dogru buluyorum diye ve DSIP o yuzden dogru yerde duruyor .artik gercekten gulunc .
simdi gün; adamin biri mahpusa girmis. gel zaman git zaman tahliye günü gelmis catmis diger mahpuslar ondan kalacak esyanin ne olacagini sormuslar. adam, kalsin nasil olsa bizim köydeki namussuzu öldürüp geri gelecem demis. aylar, yillar gecmis bizim adamdan ses seda yok. gün gelmis mahpuslardan biri tahliye olmus köye, bizim adamin evine misafir olmus. demis arkadas hani sen mahpusa geri dönecektin, ne olduda sözünde duramadin diyede sormus. bizim adam, ben mahpusa girdigimde köde bir namussuz vardi onu öldürecektim, mahpustan ciktim geldim baktim herkes namussuz olmus hangi birini öldüreyim demis..
simdi sana cevap veriyorum bayim….!
bu trockistlerin agzi bezden, kumastan degilki hangi birinin agzini dikesin…
ne yapsalar anarsistler begenirsiniz pasam? sabah aksam her dunya meselesini rus devrimine baglayarak mi dsip’lileri ikna etselerdi? sen en guzeli, bu nacizane yoldaslarina devletsizlik reklami yapmaya devam et, belki bigun anlarlar seni iktidarlarinin bekasinda da sana bir isporta tezgahi birakirlar, bu sakayada sabah aksam gulersin…
Güleyim bari 🙂
seçimlerde oy vermekten bahsediyordunuz, neyse kendini anarşist olarak tanımlayabilen birinin oy vermesinde sakınca görmüyorum da başkalarını ikna etmeye çalışıyorsunuz üstelik dsiplilere yoldaşım diyebildikten sonra hala nasıl oturduğunuz yerden insanlara anarşizm hakkında akıl hocalığı yapabildiğinizi merak ediyorum gerçekten.bir insanın izmir anarşist insiyatifini, agf gibi otoriter bir oluşumla kıyaslaması için beynini dünyadanın en izbe yerine bırakıp bilgisayar karşısına geçtiğinin kanıtıdır.gerçekten.liberallere karşı izmirli ‘haydutlar’la dayanışmaya!
ben İzmir Anarşist Federasyonunu otoriter bir oluşum olarak nitelemiş değilim. Yazıyı dikkatle okuyun lütfen. Ben sadece eylemi ve eyleme destek verilmesini eleştirdim.
İzmir Anarşist Federasyonunu değil İzmir Anarşist İnisiyatifi
sen bana cevap hakkini kullanip bir soru cümlesiyle cevap yazmissin bende kafamdaki anarsik, yikici ve yakici düsüncelerle sana bir cevap yazmistim, yayinlanmadi yani ANTI OTORITER OLDUGUNU IDDIA EDEN; ( KENDINI ANARSIST OLARAK TARIF EDEN) GUN ZILELININ SITESINDE SANSUR UYGULANIYOR DUYURULUR…. biz senin dengesizliklerine sansür uyguluyormuyuz gün zileli??? fikirlere karsi sansür ahlaksizligi bu sitede girla yani yalarsan problem yokmu gün efendi.. ama biz sen degilizki yalama isleri bizim mezhebimizde yok, bize ters yani. sansürcülük yapip daha sonra anarko stalinci diye birde element uydurmussun, stalincimi ariyorsun gün git aynanin karsina aradigini bulursun…
birde yazik yakinimda degilsin ki, yoksa keyifle üzerine tükürürdüm senin…
Bu sitede asla sansür uygulanmaz. Sadece küfürler yayınlanmaz. Bak senin üzerime tükürdüğün mesajın bile yayınlanıyor. Yeniden kontrol ettim. Yayınlanmayan bir mesaj yok. Demek ulaşmamış. Yeniden yolla yayınlayalım. Öte yandan, sinirlerine biraz hâkim olsan iyi edersin. Öfkeni boşa harcama derim. Gerçek mücadelede lazım olacaktır. Sana naçizane tavsiyem.
Barlarda kadın çalışmasın basarız, mahallede şu bu içilmesin kızarızın devrimcilik sanıldığı bu topraklarda ısrarla ilkeleri savunan bir adama bu kadar saldırı olması normal sanırım.
Bu Ruzgar denen sansurlenmeliydi.bunlar hot desen saga sola kaciscak tipler.tukururmus.salagin lafina bak.o tukurdugunu yalatirlar oglum.
Aslında söylediğin doğru. Hakaret içeren mesajlar yayınlanmıyor ama “sansür var” diye ortalığı velveleye verdiği için, sırf bu nedenle yayınlamayı doğru buldum. Hangi görüş ileri sürülürse sürülsün, bu sitede, küfür ve hakaret dışındaki her mesaj yayınlanır. Aslında daha önce moderatör denetimi konmadan doğrudan yayınlanıyordu ama bazıları bunu istismar ettiği için istemeden moderatör denetimi koyduk.
Gun bu sitede kufurlerin yayinlanmayacagini soyluyorsun ama senin kufurlerin yayinlaniyor, Hem bana sovdun hem de burada senin secim onerini begenmeyen bir suru anarsiste sovdun. CHP ye oy vermeyenler kufur yer gibi bir kural mi var?
sana veya diğer arkadaşlara yönelik ettiğim bir tane küfür göster, dediğini kabul edeceğim. Gösteremezsen iftiracısın.
Mesela asagilik kelimesinden baslayalim, digerlerini de yazayim mi?
öyle olmaz. Copy past isterim. yorumun numara ve tarihini de.
30 Kasım tarihine kadar gittim ve benim yazdıklarımda tek bir küfre rastlamadım. Senin de “araştırman” sanırım biraz uzun sürdü. Neyse, ben sabırlıyım, bekliyorum. iki gün sonra da kanıtlarını getirmezsen (bu, Vişinski’nin kanıtlarına benzemez:)) üzülerek iftiracı olduğunu söylemek zorunda kalacağım.
bir tek “bu yapılan hırtlıktır” dediğim, DSİP’li gençleri dövenlerin davranışına ilişkin bir değerlendirmam var, onu da şimdi gördüm. Belki bu KÜFÜR OLARAK GÖRÜLEBİLİR. Gerçi bunun küfür olmayıp, “kendini bilmez” anlamına geldiğini söyleyenler de vardır ama buradaki arkadaşlar bunun bir küfür olduğunu düşünürlerse o mesajı kaldırır ve özür dilerim, hiç tereddüt etmem. Bunun dışında bir şey bulamazsın.
Öte yandan, sana nasıl küfür etmişim, bunun örneğini bekliyorum.
Gun ne yazdigini unutuyorsun sonra da benden istiyorsun, benim tek isim senmisin? Bu forumlardaki agzi en bozuk insanlardan birisi sensin,
O kadar tartismadan sonra Moskova mahkemelerindekilerin fiziki iskence gordugune iliskin hic bir delil olmadigini kabul etmek zorunda kalmistin, sonucta benim iddiamin hakli oldugunu kabul ettin, ertesi gun bana yazdigin seye bak: “Ayrıca alçaklarla tartışmanın sorumluluğunu da alamam. Bu yüzden dayanamayıp seninle tartışmaya girmekle bir kez daha hata yaptığımı kabul ediyorum.”
http://www.gunzileli.com/2013/11/15/koylulugun-tasfiyesi-ve-kole-emegi-kullanimi/ 50 nolu mesaj
Merak etme, kafayi kufure takacak kadar duzeysiz degilim. Ben burada CIA propagandasi ile ugrasiyorum. O yuzden de sen agzini bozdugunda zaten bir sey demedim, belli caresizliginden kufur ediyorsun. Ama ardindan forumdaki bazi insanlar senin gibi kufur etti diye onlari suclamaya calisman hatta yazilarini silmeye calisman senin standartlarinin duzeyini gosteriyor.
Sabah aksam Stalin”e laf ediyorsun, sirf bazi anarsistler CHP ye oy vermek istemiyor diye yaptigin hakaretlerin bini bir para. Insanlar senin politikalarini kabul etmek zorunda mi?
Buraya bunu ikinci kezdir yaziyorum birincisi cikmadi, http://www.gunzileli.com/2013/11/15/koylulugun-tasfiyesi-ve-kole-emegi-kullanimi/ 50. mesaj
“”Ben Moskova duruşmalarının sanıkları işkence görmemişlerdir demek istememiştim. Bu bir dil sürçmesi. Böyle bir laf edemem, bunun sorumluluğunu alamam. Ayrıca alçaklarla tartışmanın sorumluluğunu da alamam””
Gun ben kufurlee takacak kadar duzeysiz degilim, bilirim Kufur caresizligin ifadesidir. O yuzden ilk yazdiginda bir sey soylemedim. Benim dediklerime itiraz edemedin, Moskova durusmalarinda fiziki iskence olmadigini soylemek zorunda kaldin, bu yuzden bana kufrettin, ama baskalari bir sebebten kufredince onlari suclaman senin ne kadar cifte standartli oldugunu gosteriyor sadece.
Seninle tartışmayacağım. “Alçak” sözü için özür dilerim. Bu noktada ilkesel davranmamışım ve duygularıma mağlup olmuşum. Düşüncem baki kalmak üzere.
Iyide senin kayis kopmus asagilamalarina ne diycez?kufur caresizi ahmed.
Bu yusufda tirsak cikti.
Anonim 76 ne dediğini anlamadım. Tamam tırsağımdır da, ne alaka? En son yorumlardan yola çıkarsam, son zamanlarda Ahmet’le kapışmadığım için mi bunu dedin şimdi? He biz kapışalım, sen de karşımızda çekirdek çitlet, iyi mi?
yoldaşların ellerine sağlık…düşünün biri 1 2 3 daha fazla roboski dese nasıl hissedersiniz…gereği yapılmış…yapan yoldaşların ellerine sağlık yüreklerine sağlık diyorum…bir katliam övülürken daha fazla düşünülsün artık.
50 yıldır bu işlerin içindeyim. Sol ya da devrimciler arasındaki şiddetin bu kadar açıktan savunulduğuna ilk kez seninle tanık oldum. Bu da bir rekor sayılır.
yok gün abi şiddeti övmek falan değil zaten devrimciler arasında şiddet yok…biri troçkist yasal akp kuyrukçusu bir parti diğeri sokakta ki anarşist saflar bu…zaten yukarıda ki bütün tartışmaları okudum gün abi eksenli bir tartışmaya dönmüş o toplara hiç girme niyetim yok zaten çok nete de takılmam girersem gün abinin siteye indymedyaya anarşist sitelere bakar çıkarım…yani ben yapılan eylemi destekliyorum ben olsam ben de yapardım çok basit nazi stalin troçki mustafa kemal hayata dönüş operasyonları roboski beyaz adamın yaptığı katliamlar uzar gider bunun şakasını yaparsan bu konuda hassas biri gelir seni şamarlar benim açımdan bu kadar basit.
ayrıca bu şiddetin meşruluğunun krtieri bana göre aynı lafları tkp işçi partisi bilumum stalinist faşist polis mhp bbp dediğinde de aynı şekilde uygulayabiliyorsam ilkesel bir tutarlılığım vardır demektir sıkıntıda yoktur.
ama hayat o kadar basit değildir kardeşim.
“…insan birini dövdü mü hep bir yanı sızlar” Emile Ajar, Onca Yoksulluk Varken
Şimdi burada görülen aslında şiddete başvuran anarşist arkadaşların esas olarak ideolojik yetersizliği ve yanıt üretemeyişini perdelemeye çalışmalarından başka birşey değil. Yıllarce her kitle eyleminde attığımız sloganlara bir biçimiyle versiyon uygulayıp küfürlü karşılıklarla alaya alan anarşist arkadaşlar nerede marksistlerden şiddet gördüler ki… Şiddet gereklidir evet ama o şiddeti türkiyedeki anarşist arkdaşlar kusura bakmayın yiyorsa ezenlere karşı kullanın önce ondan sonra haklılığınızın ve meşruluğunuzun tartışmasını sağlayın.
Değerli Arkadaşlar,
Malesef yazılan çizilen bunca şeyi okuduktan sonra biraz dürüst olup anlamak gerek; Bu şiddet kültüründen kurtulmadıkça bizden hiçbirşey olmaz. Anarşist, sosyalist, ülkücü, dinci bir sürü ‘Kadir İnanır’larız biz… Sen onu Kronstad’a laf etti diye dövüyorsun, bir başkası seni Kuran’a küfrettin diye dövecek…