“Dost” Görünümlü Trollere Dikkat!

1969 yılının heyheyli günlerindeydik. Ankara’daki Zafer Meydanı’nın önünde yaptığımız gösterilerin en heyecanlı anında, üstünde eski bir subay ceketi, göğsünde türlü türlü madalyalar, elinde Türk bayrağı olan yaşlı bir kadıncağız,  dönemin havasına uygun bir şekilde “kurtuluş savaşı” marşları söyleyerek zuhur eder ve aramıza girerdi. Biz Dev-Genç’liler de, adeta mezarından çıkıp gelmiş bu çağdaş “Kara Fatma”ya gereken saygıyı gösterir, ön taraflara geçmesine yardımcı olurduk.

Günün birinde, sık sık “ziyaret etmek” zorunda kaldığım, Ankara’daki Emniyet Sarayı’nın 7. Kattaki 1. Şube (siyasi şube) merkezinde bir odada sorgu için bekletilirken, kapı aralığından bu “İstiklal savaşı gazisi”nin masa başındaki komisere rapor verdiğini duydum. Yarım yamalak duyuyordum ama, “çok kalabalık değillerdi, aralarında yine mimli olanlar vardı” türünden sözleri seçebildim.

Polis böyle yollara sık sık başvurur. Mihri Belli ve eşi Sevim Belli, hapisten çıktıktan sonra (1950’lerin sonlarıydı) bizim Arnavutköy-Vezirköşkü sokakta otururlarken, mahalleden geçen “ayakkabı boyacısı”, “çarşafçı” vb. türü satıcıların sayısında büyük artış olduğu bizim bile dikkatimizi çekmişti. Yarısı gerçek satıcıysa, yarısı, kılık değiştirmiş sivil polis ajanıydı.

Bunları neden anlatıyorum? Birkaç hafta önceki “Komplo ve Paranoya” yazımda belirttiğim gibi, paranoyadan hiç hoşlanmam. Dolayısıyla özgürlükçü saflarda, insanların birbirine kuşkuyla bakmalarına yol açacak paranoyakça kuşkuları körüklemeyi istemem. Bununla birlikte, saflarımızdaki, iyi niyetle eleştiri yapan arkadaşları tenzih etmekle birlikte, özellikle aday isimlerinin açıklanmasından sonraki toz duman ortamında, eleştiri yapıyormuş gibi görünüp özgürlükçü saflarda moral bozukluğu yaratmak isteyen “dost” görünümlü trollere karşı da uyanık olmak gerektiği kanısındayım.

Elbette her zaman olduğu gibi (belki son durumda daha çok olmak üzere) muhalif partilerin aday listelerinin hayal kırıklığı, hatta öfke yaratması normaldir. Fakat bunu fırsat bilen “dost” trollerin yangına körükle gitmekte olduğunu görmezden gelemeyiz. Bu unsurlar, yer yer haklı kırgınlık ve kızgınlıkları da körükleyerek bugünden muhalif saflarda moral bozukluğu yaratmak, hatta iktidar cephesinin kazanacağı, kazanmakta olduğu havasını yaymak peşinde olabilirler. Daha net bir örnek verecek olursam, Veryansın adlı  sitedeki bir konuşmacı şöyle demiş: “Mecliste çoğunluğu AKP kaybetti, yalan! Asıl şu an mecliste en büyük çoğunluğu AKP kazanıyor. Erdoğan hepinizi ayakta alkışlıyor.” Bu arkadaş, bu sözleri iyi niyetle ve eleştiri babında söylemiş olsa bile, söylem tipik bir trol söylemidir. Muhalefeti eleştirirmiş gibi yapıyor ama AKP’nin kazanmakta olduğu havasını yayıyor. Eleştiriye eyvallah da, bozgun havası yaratmaya ne gerek var. Ben bu arkadaşa doğrudan trol demiyorum ama bundan sonraki süreçte buna benzer saptamalar yapan “dost” görünümlü trollere rastlamaya hazır ve uyanık olalım derim.

Listeler eleştirilemez mi? Elbette eleştirilebilir, hatta eleştirilmelidir. Fakat bu, iktidar blokunun şimdiden kazandığı havasını yayarak yapılırsa oldukça kuşku uyandırıcı olur.

Bizim “İstiklal savaşı gazisi” yaşlı anamız tabii ki çoktan “hakkın rahmetine” kavuşmuştur ama aynı meslek bugün, oldukça modern araçlarla devam etmekte.

Paranoyaya karşı olmak, uyanık olmayı engellememelidir.

Eleştiriye evet, bozgunculuğa hayır!

Gün Zileli

10 Nisan 2023

www.gunzileli.net

gunzileli@hotmail.com

Metne ilişkin düşüncen nedir?

Muhteşem!
0
Mantıklı.
0
Fena değil.
0
Emin değilim.
0
Mantıksız!
0

Bunları da okumak isteyebilirsiniz:

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir