BOYKOT (Sadık Varer, 08.2010)

AKP iktidarı öncesinde geleneksel sermayenin egemenliğinden yakınan, sömürü pastasından aldıkları payın giderek küçülmesiyle yaşadıkları ‘mağduriyeti’ İslam ideolojisine yaslanarak ifade eden MÜSİAD’çılar, AKP iktidarı döneminde şaşırtıcı bir hızla palazlanmış ve TÜSİAD’çı geleneksel sermayenin 80 yıllık egemenliğini sarsmaya başlamıştır. Denilebilir ki, artık mağduriyet edebiyatı yapan MÜSİAD’çılar değil, TÜSİAD’çılardır!..

Ve şimdilerde, yakın geçmişin ‘mağdur’ sermaye grupları, kendilerini yalnızca iktisadi olarak değil, siyasi olarak da egemen bir güç şeklinde örgütlemek ve bu egemenliği kalıcılaştırmak istiyorlar. Görülmesi gereken gerçek budur; AKP iktidarının hazırladığı anayasa değişiklik paketi bu amaca hizmet ediyor.

AKP iktidarının ‘demokratlığında’ hiçbir samimiyet belirtisi görünmüyor. AKP’nin askeri vesayet rejimine ‘dokunması’ ise, onun demokrasi aşkından kaynaklanmıyor. AKP, kendisinin de varlık nedeni olan memleketin yeni ‘efendilerinin’ istikbali için geleneksel sermayenin güç kaynaklarına ‘dokunmak’ zorundaydı; Batılı dostlarının aktif desteği ile orduyu ve yargıyı ‘terbiye’ etme eylemine girişmesi bundandır.

Bu güne dek 12 Eylül Anayasası’nda pek çok değişiklik yapıldı. 12 Eylül Anayasası’nın 34 maddesi değiştirildi. Ama bu değişiklikler yapılırken 12 Eylül Anayasası’nın anti demokratik özüne hiç dokunulmadı.. AKP’nin anayasa değişiklik paketinde yer alan maddeler de 12 Eylül Anayasası’nın faşist dokusuyla uyum içindedir.

Şayet AKP, ulusların kendi kaderlerini özgürce belirleme hakkının teslimi, işsizliğin yasaklanması ya da seçim barajının kaldırılması gibi ‘demokratik açılımlar’ yapmaya karar vermiş ve anayasa değişiklik paketine bu meselelerle ile ilgili birkaç madde koymuş olsaydı, onaylanması imkansız diğer maddelerin varlığına rağmen referandumda ‘kerhen evet’ tavrı düşünülebilirdi. Ve fakat vaziyet şimdiki gibi olunca  AKP’nin anayasa değişiklik paketini onaylamak, referanduma katılıp ‘evet’ demek bir demokrat için bile ‘ayıp’ bir şeydir; bir komünistin ‘evet’ demesi ise akıl dışı bir davranış sayılmalıdır

Gerçekte, komünistlerin, egemen sermayenin siyasal ihtiyaçlarını gidermeye ayarlı anayasa değişiklik paketine ‘hayır’ demeleri gerekiyor. Fakat, memlekette öyle bir siyasal atmosfer oluştu ki, ‘hayır’ demek, ‘hayır’cı CHP ve MHP gibi partilerle aynı kulvarda yer almak anlamına da gelebilir. AKP’nin karşısındaki ‘hayır’cı siyasal güçler, geleneksel sermayenin eski gücüne yeniden kavuşmasını istiyorlar ya, bağımsız emek siyaseti yapan bir komünist için ‘hayır’ tavrının yanlışlığı bu hassas durumla alakalıdır; bu koşullarda, AKP’nin ‘evet’ine karşı, CHP ve MHP gibi partilerin ‘hayır’ına taraf olmak, sermaye grupları arasındaki egemenlik mücadelesinde taraf olmakla eşanlamlıdır.

Bu nedenle, referandumda, ‘evet’çilerle ‘hayır’cıların siyasal teşhirini merkeze alan bir boykot tavrı almak daha anlamlıdır.

Sadık Varer www.enternasyonalle.com

Metne ilişkin düşüncen nedir?

Muhteşem!
0
Mantıklı.
0
Fena değil.
0
Emin değilim.
0
Mantıksız!
0

Bunları da okumak isteyebilirsiniz:

Comments are closed.