Yayınlar – Kısa Kısa

KARAŞIN

Karaşın’ın çıkarttığı Bergama Köylü Direşini ve Anarşizm, fotokopi “betikçik”de, Süreyyya Evren, Rahmi G. Öğdül ve Füsun Kayra, Bergama köylülerinin, altın madenine karşı yürüttüğü soluklu mücadeleyi çeşitli yönlerden inceliyorlar. Bergama’nın, Türkiye’de ve dünyada öz-etkinlik simgesi olduğunu söyleyen ve yazısında Meksika-Chipas mücadelesinin yönelimleriyle Bergama mücadelesi arasında paralellikler kuran Süreyyya Evren, köylülerin öz-mücadelelerini, onların elinden alıp “önderlik etmek” isteyenleri eleştirerek şu önemli saptamayı yapıyor:
“…bu mücadele bayrağı kimden devralınacaktır, Bergamalıların elindeki mücadele bayrağı Bergamalıların elinden alınıp anarşistlerin eline mi geçecektir, anarşist hareketler tepeden inip liderlik, öncülük kapmaya, gerçek mücadeleyi yürütenleri temsil eden kuvvet kesilmeye hevesli hareketler midir? Bu heves sosyalist iktidar hırsının bir karakteristiği olmasın?.. Neden mücadeleyi götürecek bir odak gereksinmesi var zannediliyor, Bergamalılar kendilerinin başlattığı ve kendilerinin yürüttüğü mücadeleyi kendileri götüremiyorlar mı, neden mücadeleleri odakların götürmesi . şartı var, devrim anlayışımız şöyle mi: odaklar mücadeleyi götürüyorlar ve zirveye (iktidar koltuğuna) devraldıkları bayrağı dikiyorlar! Oysa öz-etkinlik, öz-yönetim ve halkın kendiliğinden hareketleriyle kentli devrimci bireylerin bileşimi konusunda kentli Marcos ve arkadaşlarıyla Chipas halkının ilişkisi anarşist siyaset ve karatöre (özgürlükçü etik) açısından çok daha gelişkin bir yaklaşıma dayanıyor.” (s.7)

Rahmi G. Öğgül ise, “Erk bozumu yaşayan Bergamalılar gün geçtikçe kendi erklerine daha çok güveniyorlar. Her erk bozumu, bireyin ve topluluğun erklenmesi anlamına geliyor,” diyerek, iktidar gaspçılarına karşı mücadelenin, aynı zamanda geçmişte iktidarları gaspedilenlerin, iktidarlarını geri alması demek olduğunu ortaya koyuyor.

KANUNDIŞI

Selanik’deki Türkiyeli  sürgün anarşistler tarafından çıkartılan Kanundışı’nın 1. sayısı 15 Eylül 1997 tarihini taşıyor. Çıkış yazısında, yurtdışında yayınlandığı için güncel bir yayın olamayacağını belirten dergi, şöyle devam ediyor:
“Kanundışı, anarşist kuramın yeni yeni filiz verdiği Türkiye’de, ‘tek bir kimlik’ tartışmasını anlamsız bulmaktadır. Her tarzın ifade edilebileceği bir zemine taraftardır. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Farklı bireysel deneyimler, farklı arzu ve gereksinmelerimiz, mücadele tarzlarımızda ifade bulabilmelidir. Mücadele tarzlarının doğruluğu ya da yanlışlığı her bireyin ve grubun kendi eylem sürecinde sınanmalı, soyut tartışmaların yerini, bu somut veriler, sonuçlarla değerlendirme pratiği almalıdır.”

Kanundışı’nın adresi:
P.O. Box 50067
540 13 Thessaloniki./Greece

ATEŞ HIRSIZI

Ateş Hırsızı, iki buçuk yıllık aradan sonra, 9. sayısıyla yeniden yayınlanmaya başladı. Unabomber’i kapak konusu yapan ve “Kazinskiyi ve kulübesini geri istiyoruz” diyen Ateş Hırsızı, arka kapakta, İngilizce olarak, Unabomber’i savunmanın neden güncel ve önemli olduğunu açıklamaktadır. Çin’de anarşizmin tarihine bir giriş yapılan 9. sayıda, ayrıca İsveç anarşist hareketi hakkında da bazı bilgiler verilmektedir. Derginin arka kapağında, Farsça, “Kadınların özgürlüğü, toplumdaki özgürlüğün ölçüsüdür” yazısı yer alıyor.

Ateş Hırsızı’nın adresi:
Piyerloti Cd. Dostluk Yurdu Sk. No.8 Çemberlitaş – İstanbul

FİRARİ

Londra’daki  Zorunlu Askeriliğe Karşı Kampanya’nın (ZAK), 5. sayısını yayınladığı Firari 15 Ocak 1998 tarihini taşıyor. Bu sayıda yazılarının yarısından çoğu İngilizce olan Firari’de, İzmir Savaş Karşıtlarından Serdar Tekin’in, daha önce Londra’da çıkan Peace News dergisinde yayınlanmış bir makalesi de iktibas edilmiş. Vicdani redci Osman Murat Ülke’nin askerliği red mücadelesinden hareketle Türkiye’deki anti-militarist direnişi ve İSK’nın faaliyetlerini anlatan Tekin, gelecekte tutuklanacak her vicdani redcinin, yeni bir anti-militarist kampanyanın başlatılmasına neden olacağını belirtmektedir.

Firari’nin adresi:
PO Box 2474
London N8
Fax: 0181 – 374 5027

KAOS GL

Dört yıldır, hiç aksatmadan, her ay sebatla çıkan, Kaos GL’nin 43. sayısı Mart 1998’de çıktı. “Hofobinin diğer yüzü” adlı yazısında Yeşim T. Başaran şöyle diyor:
“Eşcinselliğin heteroseksüellikten hiçbir farkı olmadığını ve de aynı zamanda çok farklı olduğunu anlamalarını istiyorum ben. Bu nasıl bir şey biliyor musunuz, bir insana Kürt olduğunu unutarak yaklaşmak ve ardından onun Kürt’lüğünü (tarihini ve şimdisini) hiç unutmamak. Bunu yaşayabildiniz mi hiç, başkasını (ötekini) kabul etmeyi, onu anlamayı. Hiç kolay değil, göründüğü gibi değil yani. Ne var, işte insan insandır, ha Kürt, ha Alevi, ha eşcinsel… ha hepsi birden… ama Kürt, ama Alevi, ama eşcinsel… ama hepsi birden…” (s.18)

Kaos GL’nin adresi:
Ali Özbaş
PK. 53
Cebeci/Ankara

Gün Zileli

Metne ilişkin düşüncen nedir?

Muhteşem!
0
Mantıklı.
0
Fena değil.
0
Emin değilim.
0
Mantıksız!
0

Bunları da okumak isteyebilirsiniz:

Comments are closed.