ANARŞİZM (Bir Düşünce ve Hareketin Tarihi), George Woodcock,
Çeviren: Alev Türker, Kaos Yayınları, Kasım 1996, 525 sayfa.
İki yıl önce Kanada’da ölen George Woodcock’un, 1960’ların başlarında yazılmış, ancak 1980’li yıllarda, yeni gelişmeleri içeren yeni basımları yapılmış bu yapıtı, batıda eskiden beri bilinen ve okunan bir başvuru kitabıdır. Uzun, meşakkatli bir tarihi, Woodcock, nerdeyse bir romancı ustalığı ile akıcı bir anlatıma dönüştürmüş. Anarşizmin temel taşları olan Godwin, Proudhon, Stirner, Bakunin, Kropotkin ve Tolstoy’un yaşamlarını ve yapıtlarını izleyerek, birbirleriyle bağlantı ve çelişkilerini ortaya koyarak izlediği tarihi, bir de İtalyan, Fransız, İspanyol vb. hareketlerinin akışıyla ele alıp günümüze kadar getirince, ortaya eksiksiz bir anarşizm tarihi çıkmış. Woodcock’un, her harekette görülen resmi tarih yazımcılarından çok farklı bir yaklaşımla anarşist düşünürleri ve hareketleri sert bir eleştiri süzgecinden geçirerek vermesi ise kitaba ayrı bir özgünlük katıyor. Anarşizmin ve tarihinin ne olduğunu merak edenler için hem derli toplu, hem de kapsamlı bir başvuru kitabı Anarşizm. Eser, kapsadığı konular itibariyle, yalnız anarşizm tarihiyle ilgilenenler açısından değil, son iki yüz yıllık düşünce ve devrimler tarihini inceleyenler açısından da ilginç.
* * *
MERKEZ KOMİTESİNDE CİNAYET (Siyasi polisiye roman), Manuel Vazquez Montalban,
Çeviren: Doğan Yurdakul, Afa Yayınları, Haziran 1992, 272 sayfa.
Daha çok siyasi polisiye romanlarıyla tanınan, 1939 doğumlu Montalban’ın, yer yer Mayk Hammer’i hatırlatan kahramanı Pepe Carvalho’nun kol kırma, yatakta kadınlara çeşitli hünerlerini sergileme gibi davranışlarını ve yazarın hayli zengin olduğu anlaşılan yemek kültürüne dayanarak verdiği İspanyol ve Katalan yemek tarifleri sineye çekilebilirse zevkle okunacak bir siyasi polisiye. Bir tür romancılar vardır, gerçek tarihi olayların üzerine kendi kurgularını oturturlar ve kendi ortamlarını kurarlar. Olayın gerçek olduğunu bilirsiniz, ama onun dışında her şey size bir roman okuduğunuzu hatırlatır. Montalban ise tam tersini yapmış. Çok iyi bildiği anlaşılan İspanya Komünist Partisi’nin ortamını, 1980’lerin başındaki İspanya’nın ideolojik ve politik atmosferini, yaşlı ve genç komünistlerin davranış ve düşünce alışkanlıklarını son derece gerçeklik duygusu vererek anlatırken, bu gerçekçi ortama gerçek olmayan bir cinayeti monte etmiş. Bu, başarılması hayli güç ve okuyucuyu gerilime soktuğu için de günümüzde bir hayli revaçta olan bir romancılık deneyidir. Montalban’ın bunu başarıyla yerine getirdiği söylenebilir.
* * *
ŞERİAT GÖLGESİNDE CEZAYİR (Araştırma), Faik Bulut,
Cem Yayınevi,Mart 1994, 320 sayfa.
Faik Bulut, Cezayir’in bugünkü toplumsal ve siyasal mücadele ortamına, bu ülkenin tarihini de ele alarak ışık tutuyor. Bir başka ülkenin tarihini, yerli bir yazardan bu kadar yakından ve nerdeyse birinci elden öğrenmek bu konunun meraklısı okuyucu için gerçekten bir şanstır. Üstelik, İslamcı partilerin iktidar için kıyasıya mücadele verdikleri bir ülkenin koşullarıyla, şu anda islamcı akımın yükselmeye devam ettiği Türkiye arasındaki benzerlikleri ve benzemezlikleri karşılaştırma eğiliminde olduğumuz bu dönemde bu kitap gerçekten önemli bir görevi yerine getiriyor. Yer yer aceleci ve üstünkörü olduğu kadar fazlasıyla keskin yargılara varsa da, kendi bilgisiyle ve mantığıyla vardığı akılcı sonuçları, ideolojik düzlemdeki üstbenden çekinip kendi eliyle karalama yoluna gitse de, laiklik konusunda klasik laiklik anlayışından bir ölçüde koptuğu halde yarı yolda bir yerlerde denge kurmaya çalışması olaylara bakışında bulanıklıklar yaratsa da, Faik Bulut, salt verdiği bilgilerle bile çok yararlı bir çalışma yapmıştır.
Gün Zileli