Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

Tayyip Erdoğan Neden Ağlıyor?!

İktidar Bloku, Siyasi Tahlil

AKP önemli bileşenlerini kaybediyor ve bu, kaçınılmaz olarak aldığı oy oranına yansıyacak.

Birincisi, AKP, Gezi isyanının ve Suriye müdahalesinin başarısızlığının sonucunda, merkez sağın önemli bir unsuru olan şehirli, mülk sahibi orta sınıfı büyük ölçüde kaybetmiş bulunuyor. Bu orta sınıf, daha önce ANAP ve DYP iktidarlarının dayanağıydı ve süreç içinde AKP iktidarının önemli dayanaklarından biri haline gelmişti. Bu sınıfın sınıfsal güdüleri onu her zaman istikrardan yana tutum almaya itmiştir. AKP iktidarı, özellikle son yıllardaki iç ve dış politikalarıyla şehirli orta sınıfın istikrar duygusunu zedelemiştir.

Gezi isyanına karşı sert ve aynı zamanda başarısız tutumuyla yapmıştır bunu. Belki daha önemlisi, Suriye’yle savaş politikası ve bu politikanın Türkiye açısından önemli bir istikrarsızlık riski yaratması orta sınıfı büyük bir güvensizliğe sevk etmiştir. Öte yandan, bu orta sınıf, Kürtlerle barışın sağlanmasına taraftar olmakla birlikte, geleneksel “Türkiye bölünüyor mu?” güdüleri nedeniyle de rahatsızdır. Eğer Kürt barışında gerçekten başarılı adımlar atılmış olsaydı bu bir istikrar unsuru olarak görülebilir ve şehirli orta sınıfın da desteğini alabilirdi ama ufukta bu politikanın başarısını gösteren çok az belirti vardır ve bu durumda özellikle MHP ve CHP’nin körüklediği “bölünme” paranoyası etkili olabilmektedir. Bunlara, ekonomik alandaki, özellikle yakın gelecekte iyice belirginleşecek ekonomik istikrarsızlık ihtimalini de eklemek gerekir.

İkincisi, Cemaat, AKP’nin bileşeni ve desteği olmaktan açıkça vazgeçmiş bulunmaktadır. Bundan sonraki dönemde hangi partiyi destekleyeceği merak konusudur; MHP’yi desteklemesi daha galip ihtimal gibi gözüküyor. Cemaat, oynak bir müttefik olarak AKP’yi şaşkına çeviren politikalar izlemiştir. Örneğin, Ergenekon davasının gazetecilere kadar yaygınlaştırılmasında, polisin ve savcının iyice sertleşmesinde Cemaatçi polisin ve yargının önemli rolü vardır; keza Kürtlere karşı açılan KCK davasında da Cemaatin rolü bilinmektedir. Fakat bu oynak müttefik, bütün bunları yaptıktan ve AKP’yi iyice bataklığa sürükledikten sonra bir anda “demokrat” kılığına bürünebilmekte ve özellikle Kürtlere karşı sertlik politikasının bütün sorumluluğunu AKP yönetiminin sırtına yıkabilmektedir. Yani bu Cemaat denen şey zaman zaman daha faşizan bir noktada olduğu halde, anında bir kertenkele kıvraklığı gösterip anti-demokratik uygulamaların eleştiricisi ve Kürt dostu pozuna da bürünebilmektedir. Bunu anlayabilmek için, Cemaatin kontrolüne geçmiş son dönem Taraf  gazetesini izlemek yeterlidir. Cemaatin AKP ile bağları kopartmasının da AKP oylarına önemli oranda yansıyacağı bir gerçektir.

Üçüncüsü, AKP’nin önemli bileşenlerinden liberal aydınlar kesiminde de AKP’den önemli bir kopuş yaşanmaktadır. Bunda Gezi isyanının rolünün yanı sıra, Cemaatin ve şehir orta sınıflarının kopuşunun da rolü olduğu su götürmez. Zaten bu liberal aydınların bir kısmı Cemaatle kurdukları organik bağlar sonucunda eklemlenmişlerdi AKP iktidarına. Cemaatin AKP’den kopuşuyla birlikte onlar da aynı rotayı tutturmuşlardır. Öte yandan AKP de, giderek aydınları örseleyen ve artık önemsemeyen bir tutum içine girmekte bir sakınca görmemiştir. AKP İstanbul İl Başkanı’nın 1 Nisan 2013 günü sarf ettiği şu sözler  bu örseleme tutumunu çok net bir şekilde açığa vurmaktadır: ”10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak.”  Ayrıca “Yetmez ama evet”çi, daha sosyalizan kesimler de, “hem ağlarım hem giderim” kabilinden AKP’den uzaklaşma sürecine girmişlerdir. Bunların üzerindeki en etkili unsur, Gezi Kamuoyudur. Bu arkadaşlar, AKP’yi desteklemeye devam ederlerse solda kendilerine bir daha ömrü billah yer olmayacağını çok iyi anlamış bulunmaktadırlar. Liberal sol aydınların AKP saflarındaki bu seyrelişinin en iyi ve son örneği, The Times gazetesine karşı AKP iktidarını savunan “aydınlar” bildisindeki imzaların fakirliğidir. Bırakın bilinen liberal sol aydınların imzalarını, tanınmış muhafazakâr aydınların imzalarını bile alamaması, AKP’nin entelijensiya üzerindeki etkisini kaybettiğinin ve ideolojik hegemonya alanında bir hayli zayıfladığının göstergesidir. Entelijensiyanın desteğinin kaybedilmesi her ne kadar doğrudan doğruya oya yansımaz gibi görünürse de, aslında ideolojik ve kültürel atmosferin değiştiğini ortaya koyar. Entelijensiya bir anlamda toplumun ruhunun dışavurumudur. Dolayısıyla, toplumun ruhundan kopan bir parti aynı zamanda oy kaybına da uğrayacak demektir.

Dördüncü olarak, bütün bunlara, ekonomik sıkıntıların derinden sarstığı şehir yoksulları kitlesindeki henüz gün ışığına çıkmamış çalkantıları da katmak gerekir.

Bu durumda AKP’ye kalan, sadece orta Anadolu’daki ve kısmen doğu Anadolu’daki durgun, mütedeyyin kitlelerdir. Şu anda AKP, savaş borularını öttürerek ve tek lider karizmasını körükleyerek bu durgun kitleyi bir arada tutma çabasındadır ki, bu kitlenin oy oranı azami ölçüde ancak %35’tir. Yani kısacası, AKP’nin oyları %40’ın altına düşme trendine girmiştir.

Tayyip Erdoğan, aslında Mısır’da öldürülen Esma için değil, eriyen AKP için gözyaşı dökmektedir.

Rabia işareti mi? O da boğulmak üzere olan birinin su üstünde kalan elinin son yardım işareti olarak kabul edilebilir.

 

Gün Zileli

27 Ağustos 2013

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

 

tayyip

rabia-isareti-

21 Comments

  1. sait tabak

    oh be.,,ağzına sağlık.,ğün. işte ben buna yorum derim.katılıyorumtüm ğörüşlere..,ve bu kanaldan ilerideki yorumları bekliyoruz. burada çıkarcı değil.,sağlam.,ğerçekci tesbitler var.,bütünleyici bir kanal çıkar diyorum bu tesbitlerden. selamlar.

  2. Gedi

    Gun Hoca’nin ongorulerinin dogru cikmasini yurekten istemekle beraber isin matematiginin bize ayni sonuclari vermeyecegini dusunuyorum.

    Elbette AKP mulk sahibi orta siniftan tepki aliyor fakat bir yandan da iktidari doneminde olusturdugu kendisine gobekten bagli bir orta sinifi var. Onlar da mulk sahibi, sehirlerde yasiyorlar, onemli onemsiz bir cok pozisyondalar, onceki muktedirlerin burun kivirdigi bu egitimli muhafazakar tayfanin AKP’den kopmasi cok da olasi degil ne yazik ki.

    Cemaat ise eli kolu cok uzun olsa da oy oranlarinda belirgin bir fark yaratamayacaktir. AKP’nin de ongorusu bu olmali ki anketlerde yuzde uc civarinda cikan cemaat oylarini bir kalemde silip atmis gorunuyor.

    Hocanin ucuncu kalem olarak ele aldigi liberal aydinlarin ise tum diger aydin kesimler gibi sozu gecmiyor ulkemizde ne yazik ki. Gazete, kitap okuyan insanlarin ulkesi degiliz, aydinlarimizin halka ne kadar tesir edebildigi tartisilir.

    AKP’nin ipini cekecek olan asil kitlenin, ekonominin de gidisatina bagli olarak, hocanin dorduncu kalemde ele aldigi sehir yoksullari olmasi muhtemeldir. CHP ve MHP’nin proje sunamamalarindan, BDP’nin ise Kurt politikasi sebebiyle bu secmenler icin bir secenek olamamalari da mumkun tabii.

    AKP’yi yiyip bitirmesi beklenen Orta Dogu politikasi rezaletinin ve bir savasin kiyisinda olmamizin bile bazi kesimlerde rahatsizliga yol acmadigini goruyorum ne yazik ki. 2002’de Irak Savasi icin fazla mesai yapan AKP kurmaylari, sadece kamuoyundan elestiri almamislardi, cogunlugu kendi milletvekilleri tarafindan olusturulan TBMM tarafindan da yenilgiye ugratilmislardi. Simdi ise on yil oncesinin aksine savasi destekleyen vicdansiz ve “bolgesel guc” yalanlarina inanan ahmak bir kitle olusmus gibi gorunuyor.

    Yine de umuyorum ki Gun Hoca hakli cikar!

  3. dik_duran

    Türkiye’de siyaset iki ana bölünüşe uğratılmaya çalışılıyor : Bir tarafta [ CHP+MHP+İP vb. ——– AKP+BDP (+HDP) ] İlk çok parti denemesine kalkışılan yıllardan bu yana istenilen “istikrar” bu yöndedir. Devlete hakimiyet kavgasında asker-sivil bürokrasi finans kapitalin müttefiki olmaktan çıkarılıp tasfiye ve tesfiyeye uğratılınca, bu mümkün görünmeye başlandı. Türk ve Kürt sermayelerinin “Kürt Meselesi”ni çözme yoluna girmiş oluşu da bu konuda yardımcı oluyor. FG Cemaati yeni bürokrasi üzerinde etkili ve bu gücünü finans kapitalin en eski ve en güçlü kesimiyle birlikte davranarak, AKP’nin esas dayanağı olan TOBB ve yan oluşumları üzerinde baskı yaratmaya çalışıyor. Liberallerin ve cemaat intelenjiyasının taarruzunun arka planında bu görülüyor. AKP’ye oy veren halkın fakir kesimlerindeki “tarafsızlık”, miting meydanlarına taşımalı güç gösterileriyle gizlenmeye çalışılsa da, yapılan çağrılara rağmen balkonlarına bayrak asmamalarında kendini gösterdi. Kendilerini “beleştepeden maç izleyenler” olarak gizleyip, maç sonucuna göre tezahürat yapmaya yatkın görünüyorlar. Ekonomik kriz, halkın fakir kesimlerine ve bankalar ile TOBB uyumuna zarar verdikçe konumları değişecektir. Ekonomik kriz kapıda ve olası bir Suriye müdahelesi ile birlikte ortaya çıkması beklenir. Halkın demokrasi güçleri dağınık ve hazırlıksız olursa, egemenler -darbe dahil- her türlü saldırıya kalkışacaktır.

  4. Ahmet

    Değerlendirmeleriniz için çok teşekkürler, okuyucu yorumlarını da katıyorum. Biraz konu dışı olacak ama, bu öngörülerin makul bir şekilde hayat bulması ya da çürümesi için düzgün ve adilane yapılacak bir seçime ihtiyaç var. Bunun gerçekleşeceğini, ve/veya geçmişte gerçekleşmiş olduğunu düşünüyor musunuz? Adilane derken sadece barajı değil, diğer şaibeli durumları da kastediyorum.

  5. m.aliŞér

    başbakan, esma vb. nedenlerden değil, kendi siyasi çöküşünü sezdiği için ağlıyor.

    düşündüğü, hayal ettiği hedeflere varmak bir yana, iktidarının sonuna geldiğinin farkına varmakta olduğundan ağliyor.

    neydi bu hedefler?

    giderek daha açık bir hal almaktadır ki, erdoğan aslında devletin asıl çekirdeğinin, yaygın ve yanlış ifade ile “derin devletin” yeni patronu olarak görevlendirilmiş biri…

    asıl görevi, ekonomik olarak devam edemeyecek ve bilhassa kürt savaşını sürdüremeyeceği belli olan devletin çekirdek aklının bir projesi olarak temelde iki “önlem” için görevlendirilmiş.

    ilki, sermayenin küresel kapitalizme tam entegrasyonu ve bu iş için İslami ilişkiler ve sermayelerin kullanılmasıdır. erdoğan ve partisi şu ana kadar görevinin bu kısmında başarılı…

    ancak bu başarının bedeli olarak küresel kapitalist ilişkilerin gereği olan “burjuva demokratik ortamın” oluşmasında tam bir fiyasko ve çöküş yaşamaktadır. ne sermayenin küresel ilişkilerine uygun bir anayasa ve hukuk ortamı sağlamada ne de bununla bağlantılı olarak kürt meselesi başta diğer konularda sermayenin istemlerini karşılayabilmiş değil.

    ama aslında böyle bir hedefi de yokmuş anlaşılan… zira asıl amaç, küresel sermaye güçlerini böyle bir vaad üzerinden oyalayıp, ekonomik sıkıntıyı atlatmakmış, tevcih edilen görev…

    rahata erince de “devletine sadakat görevine kaldığı yerden devamla, “eski osmanlı heveslerini yeniden canlandırmak..plan buymuş anladığım kadarıyla…

    ama anlaşılan o ki küresel kapitalizmin bu şark kurnazlığını “bu kadar erken fark edeceğini” hesaplayamamış, bu derin hayaller arasında…

    şimdi bu erken bitişin getirdiği hayal kırılmasının gözyaşlarına şahit oluyoruz bence…

    burda bir noktada daha açık olmak gerekirse:
    anayasa oylamasında yetmez ama evet dediğimi, daha önce de belirtmiştim. bu kararımdan pişmanlık duymak değil, aynı oylama tekrar olsa aynı kararı vereceğimi belirtmek isterim.
    şu iki nedenle:

    küresel sermaye entegrasyonu, yanlış bir ekonomik durum gibi gelmemektedir bu bir.

    ikincisi ise, 12 eylül anayasasını sadece fiilen kadükleşmesi değil, hukuken de bitirilmesinin tescilinin gerektiğine inandığım için.

  6. Zihni

    Bizim toplumda çoğunluk seçmen nabzında “karizmatik lider” beklentisi tartışılmaz gerçeklik. Bu durumda anayazıda ve yorumlardaki öngörüleri tersine çevirecek en büyük sürpriz sonuç yaratacığı düşünülür. Elbette matematik ve mantıksal olarak sıralanan veriler işaretlenen yöne ibreyi sürüklüyor görünüyor. Dediğim gibi, sosyal demokrasi kanadında doğabilecek sürpriz bir karizmatik lider ve yukrıda işaret edilen verileri dikkate aldığını düşündüğümüzde, eskiyen akp yerine burjuvazi yenisini besleyecektir.

  7. özgürlükçü

    zileli hürriyet gazetesine baş yazar olabilecek seviyede makale çıkarmış genel trendin iktidarın kan kaybettiği tesbiti gibi genel doğruların dışında hürriyete köşe gözü kırpan popülist bir makale zilelinin trendinide açıklayan özgürlükçü toplumsal devrimci anaşizme mendil sallayan yönünüde belirginleştirmiş.bence hürriyete baş yazarlığı hak ediyor ordakilerin hiç bir zilelinin eline su dökemez bu konularda.cemaat akp den uzaklaşmış ap-anap gibi merkez geleneksel sağ seçmen uzaklaşmış bunlar bu seviyede kesin ve doğru değil zilelinin canı öyle istemiş cemaat mhp yi desteklermiş?yuh artık cemaat akp çekişmesinin iktidar paylaşım çekişmesi olduğunu anlamayıp anlayış seviyesinde mhp-akp yakınlaşması mhp-cemaat yakınlaşmasından daha ihtimal dahilinde olduğunu anlamayan zileli yorumu canı öyle istemiş sefilik nerde bu konuyu yazan zileli seviyesinde akp nin destekçileri desteği çekti derken çekilenlerin alternatifi konusunda tek cümle etmeyen bu yazı popilizim değilde nedir?insan bir miktar bu çekilenlerin alternatif görebileceği gerçekten akp den eksiltip oy verebileceği alternatiften zileli neden bahsetmez?zilli duygularından olmasın cindoruk güzellemesi yapmasının nedeni belli oldu şimdi zileli cin toniğe gaz verip sen yürü tam zamanı barajı geçersin gazı veren yazılar yazmasın yanlız burda pek etkili olmazda hürriyete baş yazar olup orda yazarsan belki türkiyenin türklerin olduğuna inandıramayan hürriyete yeni bir aşi yapmış olup efendilere hizmet edersin.bir cümle enteresan olmuş zileli sana yakışmamış akp ye destek olan arkadaşları olduğunuda öğrendik şaşırdık halbüki biz zileliyi iktidar devlet ve sistem karşıtlığından çok akp karşıtlığı ile tanımıştık akp destekçisi arkadaşları olması çok tehlikeli sanada bulaşmasın zileli bilirsin körle yatan şaşi kalkar dik-duranın siyasetteki iki ana eğilim tarifi çok doğru soru şu CHP-MHP-İP—–AKP–BDP–HDK iki ana eksende zilelinin yeri neresi olabilir bence cin tonik güzellemeleri ile mokunda boncuk aradığı ulusalcı sol beyaz aydınlık sapmalarının yanına hürriyede baş yazar olma seviyesindeki makalelerinden sonra bence zilelinin yukardaki iki cepheden birinciye chp-mhp-ip-cintonik cephesine daha yakın olduğunu söylemeliyim sanırım bu yakınlığını gizlemek için akp den eksilttiği %15 lik oyun alternatifi kim sorusuna cevap yazamamıştır ne desin hazret kendi savunduğu cepheden %15 lik oyun chp-mhp-ip-cintoniğe gider dese rengi belli olacak öteki cephede akp den hariç BDP ve HDK HDP var akp den eksilip bdp ve hdp ye gider nasıl desin hazret efendileri çok kızar ne yapsın garibim zileli ne yapsa yaranamadı bence yapabileceği bir şey var özgürleşebilir bu anlayışlardan hanginin özgürlükçü anarşizme yakın her türden devlet-iktidar hegemonyasını reddeden olduğunu anlayabilir anlarmı bence o seviyede olduğunu düşünüyorum hangisi iktidarın devletin sorunlu olduğunu zileli programlarını okursa anlarda bence okumaz okusa güzelleme yaptğı CHP-MHP-İP-CİNTONİK gillerin iktidarcı ve devletçi olduğunu peşinen bildiği için bu yolu seçmez halbuki bize anarşizmi öneren zileli değilmi?biz bile ondan öğrendiklerimizle iktidar ve devletle en sorunlu programın HDP de olduğunu anlarızda zileli anlamazmı?anlarda bu yöntem işine gelirmi hürriyete başyazar olmanın bir bedeli olmalı?onuda olamadı hazret

  8. Anonim

    Tüm seçimler öncesi ağladığı gibi yine ağlıyor. Bazen bir ağlama, onlarca seçim kampanyasının, vaadin, programın önüne geçebilir. Medya ballandırır, köylü, gariban, muhafazakar halk da şahlandırır. Taktikleri bu kadar basittir.

  9. çıracı

    RTE’yi ağlatan bir başka neden :
    http://www.odatv.com/n.php?n=erdoganin-buyuk-korkusu-2808131200

  10. Ayhan Kırdar

    özgürlükçü kardeş ben aslında zileli’yi okumaya gelmiştim ama sen bir alemmişsin yahu 🙂

    anarşistler için sık kullanılan bir yadırgama hatta saldırı sözü : “herşeye karşısınız ama bir alternatifiniz yok, ne dediğiniz anlaşılmıyor, reel politiği bilmiyorsunuz vs vs .. ” şeklinde idi. hala da bu argüman kullanılıyor. ben kendimi anarşist olarak nitelemem ama az çok anarşizmi bildiğimi düşünürüm, bu tip peşin hükümleri de genel olarak ciddiye almam hatta düşmanca, anlama kaygusundan uzak ve mesnetsiz bulurum.
    ancak şimdi seni okudukça anlıyorum ki bu laflar hepten mesnetsiz değilmiş. demek ki kimi solcular senin gibilere bakıp bu klişeleri üretiyorlarmış.

    tahminim şunlardır :

    1- özgürlükçü zileli’nin kendisidir ve kendine bir karikatür muhalefet yaratarak “eğlence” yaratmaktadır.

    2 – özgürlükçü hürriyetin başyazarıdır ve yerini zileli’ye kaptırmaktan endişe etmektedir.. peh peh, yavaş gel yiğidiğim.. 🙂

    3 – özgürlükçü tarihsel bir geyiktir. işi budur : çözüm üzerine kafa yormak yerine geyik yapmak. ve başarılıdır da.. (lakin tarihte örneği çoktur…)

    gelelim yazıya : sevgili gün zileli çok basit, çok sade ve çok doğru bir analizdir bu. ellerine sağlık. ama eksiktir. özgürlük nerede ? bunu tarif etmek zorundasın. kavga edeceksek bu fikir için, sadece özgürlük için kavga etmeye değer..

  11. İsyan

    Gün abi analizin sosyolojik olarak güzel ve hatta gerçekleşmesini temenni ettiğim bir analiz. Ne yalan söyleyeyim Türkiye dışındaki oturmuş toplumlarda bu verilerin desteklediği analizinin yanılma payı standart sapmalar haricinde pek yok gibi diye düşünülebilir. Ama bizim yalnız ve güzel ülkemiz bilimsel analizleri ve siyaset bilimini tarumar eden bir yapı ve seçim istatistiği arz ediyor maalesef.

    Bundan önceki iki seçimde Giresunlu solcu bir arkadaşım vardı Giresunlu fındık üreticilerinin her gün sokağa döküldüğünü fındıkları yerlere döküp eylem yaptığını çiftçinin esnafın ayakta olduğunu, çelişkilerin keskinleştiğini Giresun’un AKP’den, iktidar boyunduruğundan kurtulduğunu anlatıp dururdu. Bu görüşlerini ekonomik veriler ve siyasi verilerle desteklerdi. Ulusal kanal ve diğer ulusalcı kanalların bu protesto mitingleri haberlerinin linklerini sürekli mail atardı.

    Seçim günü geldi anlı şanlı Giresun çitçisi, fındık üreticisi emekçisi sandık günü kafasına çekiç düşmüş gibi Tayyibe birinde %70 birinde %60 oy verdi. bizim arkadaşta bir iki ay sessiz kalmak ve memleketine küsmek zorunda kalmıştı. Bu mikro örnekten ve son iki seçimdeki makro örneklerden yola çıkarak Kısaca şunu söyleyebilirim. Umarım her şey özetlediğin gibi olur ve Tayyip kaybeder ama maalesef burası “Türkiye” ihtimali en önemli analiz sapmasını oluşturuyor hala

    Bu herifin fetonun numaradan salya sümük riyakar ağlamaları bize ne kadar iğrenç gelse de kendi kitlesini hala hipnotize edebiliyor bu veriyi de göz ardı etmemek lazım

    Son olarak Herif Türkiye’nin en büyük spor kulübünü bir kaç f tipi piçe kurban etti ya. Böyle akıl tutulması yaşayan bir iktidarın yönettiği bir ülkede her şey ihtimal dahilindedir.

    “Üç ay bağırır giderler dedik bir sene kapımızdan gitmediler” , “ülkenin genel kurmay başkanını aldık böyle kıyamet, tepki olmadı” diye savcının bile açıklamalarda bulunmak zorunda kaldığı mücadeleyi yaratan Büyük FENERBAHÇE taraftarı umarım kendisine yapılanları seçim günü unutmaz ve senin seçim sonrası analizinin beşinci maddesini oluşturur. Zamanında “sandıkta görüşürüz Mesut” pankartından sonraki süreç Mesut’un akıbeti hepimizin malumu 🙂 Darısı tay yyi pin başına

  12. m.aliŞér

    palalıyı yakalamışlar… peki ya PALALILAR? onlar şimdi suriyede işbaşındalar…çoluk çocuk demeden insanları doğrayacak ya da füzeler, kimyasallarla vurmaya devam edecekler. anlaşılan, öldürdükleri yeterli gelmemiş ki, toplu kıyımlarını şu ya da bu gerekçeye dayandırmak için araştırmalar, planlamalar, stratejiler geliştirip, “mümkün olduğu kadar temiz ölüm” ler gerçekleştirecekler…

    aslında her şey ayan beyan… bütün laf dumanının arasından ortaya çıkan gerçek bu… devletler egemenliklerini güçlendirmek için, insanları, hayvanları, doğayı katletmektedir. gerçek bu kadar yalın…

    ama bilmeliler ki, biçecekleri fırtınanın rüzgarını onlar ekti, ekiyor. şu “bizim palalıların” ettiğine bakın;

    bir kürt takıntısı ne işler açtı başlarına… bir halkı inkar etmenin bedeli, nerelere vardı? nerelerden zavallı, kandırılmış caniler bulup, cihad için suriyeye rojavaya doldurdular. silahlandırıp, halkın üstüne saldılar. mallarını, eşlerine tecavüzü, çocuklarının katlini “helal”sayan fetvalar çıkarttılar…

    sonuç nedir? aha diyelim ki beşşar yıkıldı (zaten zalimin tekiydi) …sonra?

    o cinayet şebekeleri kürtleri de katlettikten sonra, ey palalılar…size “iyi” mi diyeceklerini sanıyorsunuz?
    ne derler, bilirsiniz:

    “şeytan eşer, kendi düşer!”

  13. gicigmen

    Bizim sol emperyalist devletler sag emperyalist devletlere aldiris etmeden süriye halkini kurtaracak..

    Milyonlarca suriyeli geri ülkesine gidecek,evine dönecek.
    Kimse öldürülmeyecek.karinlari daha iyi doyacak.Özgürlüklerine kavusacaklar.
    Sonrada tabiki Kahralsun Emperyalist devletler diyecekler!

    Cünkü? Arabir,suriyelidir,türktür..
    Wahsiler ehli etmek zordur.. milleyetci olduklarindan..

  14. Anonim

    emperyalizm(ne kadar dogmatik bir kelime degilmi?)suriyeye akklli akilsiz bombalarini gönderecek, yeni ozgurlukcu solun dikkatini hic cekmesede, emperyalizm, arap musluman dunyasinda hep sekuler , ve universitesi olan yerlere saldiriyor , biz fifti deyip suriyede sosyalizm anarsiszm kumpaslari kurarken)(kadin cinayetleri olan bir cografyada bati laikliigini kotulerken, modernizme soverken,) gun zileli iki kere iki dort bile diyemedi , kimyasal meselesinde, siir yazdi, kimyasal esad a ait olmasa bile, muhalifler in emperyalist servisler le paralel yapmis olsalar bile, fifiti fifti dedi… neden böyle soyledi, esad in tam kazanirken kimyasal kullanip kaybetmiyecek kadar kurnaz oldugunu bile bile, oda yapmis olabilire denk gelen bir kinama yazisi, ne ansrsizm ne sosyalizm kotarir, adama emperyalizmin (burası küfür nedeniyle çıkarıldı. G.Z.)suriye ye ortulu yada acik emperyalist mudahale oldukca Esad rejiminin yanindayim, teorik olarak, pratik olarak yeni bir irak var olasi milyonlarca oluyu fifti fifticelirin yuzune vuracagim, bu arada Imraliya kayik mayik gitmeyince ne guzel oluyor, PYD baskani dogru konusuyor, eli kulagindadir bir imrali gorusmesinin, ve apo nun emri ile kimyasal silah kullananin esad oldugunu zart diye kesfeder PYD onderi, bu konuda özgürlükcüye biyey demiycem tabiii, taniyan bri yazdi, arkadas lazmis , olur, bende pontus urumuyum, bisey olmaz, lazligin bir tedavisi var, isteyene, tarihi adam gibi ogrenmek isteyene, stefanos yerasimos derim, NOt ozgurlukcu yazilarinin kisimlarini bismillah amentu amiin diye ayirmaya basladim, seni allah ozgurlestirsin ben neyleyim:? ama neden illede isim soruyosun, ben caktimci degimim, ama nedeeen isim soruyosun, ibrahim seven in yazisini attim, az cok akli olan ibrahim sevenin yazisi altina yorum yazdigimi anlar. ama sen niyeee isim soruyosun ozgurlukcu??? emperyalist mudahale sonrasi, suriyenin zindanlarina tikilip, conilerin ve seriatcilarin irzina gectigi egitimli arap kadinlarini savunmak yerine fifti fifti , ama esad diktator diyen anarsitler oldukca , efendiler pratik bir yasam akiyor, saldiran belli hesap belli olacak olan belli, illa suriyenin ebu gureybinden arkeoloji okumus esad taraftari bir musluman kadinin, beni oldurun artik diyen mektubunumu okumaniz gerek, gun zileli suya sabuna dokunmayan kalemini temisz tutan bir anarsizm , ortadogunun pratiginde??? uzerine bir seriatci yada azgin bir amerikali deniz piyadesinin cikmis oldugu , esad destekcisi egitimli laik bir nusayri arap kadinina ne diyeceksin zileli???? ama esadda diktatööööör , (küfür çıkarıldı. G.Z.)…budur iki kere iki dort diyenler, iki kere iki bes diyenler, objektivis oportunistler arayi bulur, iki kere iki dortbucuk derler, ve en objektif kendilerinin oldugunu sanip yatarlar, dsip ci arkadaslara gelsin, suriye devrimi dunya devrimidir diyorlardi, aha basladi devrimleri, dusunuyorumda galiba Stalin hakli idi bu kadar sol yavsak varken…

  15. Anonim

    ama tas atmayiiiin , esadda ama dikator diyen butun kadinlari mudahale sonrasi suyiye gonderecek bir rejimin ozlemi icindeyim, emin olun size tayyip Kropotkin kadar sempatik gorunecektir, ama tas atmaaayuuun annem kiziyo, ust cevirisi sudur, ama esad dikatatüüüüüür.

  16. Anonim

    suriye meselesinde pratik olarak feminislerin ve LGBT cilerin gorus belirtmesini ozellikle isterdim, LGBT yi devrim dinamigi olarak adlandir, ama suriyede esad ile seriatci muhalifler arasinda fifti fifti denge kur.???? LGBT eyleme, oyle tek turkiye de sol icinde hava basmakla olmaz, hadi bakiyim suriyeye gidin ve deyinki biz ne esad ciyiz ne ocu bucu,:)))

  17. Anonim

    hala sunu yazanlar var , biz kurt lerin cikarlari cercevesinden olaya bakariz, ulan essek ben yillardir kendi urk aidiyetimi red edip , kurt halkinin kurtulusunu bunun icinmi verdim, kurtlerin CIKARLARI kurt halki degil kurt ezileni degil kurtlerin cikarlari, ulan ben salakmiyim bende demesini bilirdim turklerin cikarlari diye

  18. Ox

    Aramızda kürt siyasetini yeni yeni kavrayan arkadaşlar var sanırım. Bence çok umut bağlamışsınız bugüne kadar ve çok romantik bakmışsınız.

  19. kadir_izmir

    AKP arap ülkerinde lider pozisyonu giittigi için insanları elinde tutamadıgın acısıdır bu gözyaşları GeZİDE ölen insanlara neden gözyaşı dökmedi gezi parkını dogayı katletti gibi insanlarıda katlettii KATİL DEVLETLER YAKMAZLAR KATTLEDERLER(ANARŞİZM…………….))))))

  20. Anonim

    cemaatin mhp yi akp ye tercih etme olasılığı yüzde sıfır
    cemaatle akp nin arası gerçekten de çok kötü olsa bile

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑