Sol ve Mart 2014 Yerel Seçimleri

 

Cumhuriyet’in 28 Kasım 2013 tarihli nüshasında “Sol cephe umudu” başlıklı bir haber yayınlandı. Bu haberden çıkardığım sonuçlar şöyle:

 

Birincisi, CHP, resmen bir seçim ittifakı yerine fiili yerel birlikteliklerden yana tavır koyma eğiminde;

İkincisi, buna bağlı olarak, kimi yerlerde ÖDP adayları istifa ederek CHP’ye kayıtlarını yaptırıyorlar. Bunun yerel anlaşmaların sonucu olduğu anlaşılıyor;

Üçüncüsü, CHP ile HDP arasında, özellikle İstanbul’da yerel seçimlerde işbirliği kulisleri yürütülmektedir;

Dördüncüsü, “Atatürk’te birleştik” sloganıyla bir “milli merkez” oluşturulurken, CHP, MHP, DSP, HEPAR ve İP’in birlikte yerel seçimlere girmesi hedeflenmektedir. İP Genel Başkan Yardımcısı, CHP-HDP işbirliği haberlerine tepki göstererek, “bölücülüğü meşrulaştırmayın” demiştir.

 

AKP diktatörlüğüne bir seçim yenilgisi yaşatmak ve diktatörlüğü geriletmek için, sırf yerel seçimlere mahsus olmak üzre, AKP’li adayların karşısındaki en güçlü adaya oy verilmesinin yerinde olacağını daha önceki iki yazımda açıklamıştım. http://www.gunzileli.com/2013/11/03/akpye-bir-secim-yenilgisi-yasatmak ve /http://www.gunzileli.com/2013/11/04/toplumsal-mucadelede-tarihi-momentler/

Bu bağlamda CHP’nin, seçim ittifaklarına kapalı ve kibirli bir tutum almaması (şimdilik öyle görünüyor) iyi bir gelişmedir. Öte yandan, solda yer alıp aslında AKP destekçisi olan DSİP gibi partiler, daha “aday adaylıkları” aşamasının sona ermesini bile beklemeden İstanbul’da Sırrı Süreyya Önder’i desteklediğini açıklayarak AKP’ye İstanbul’da bir seçim başarısı hediye etmek için kolları sıvamıştır. Mesele burada Sırrı Süreyya Önder’in gerçekten de en iyi aday olması değil, Sırrı Süreyya’ya oy verilmesi halinde bundan AKP’nin yararlanacak olmasıdır ki, zaten DSİP de bunun için bu çağrıyı yapmıştır.

Bu süreçte en aklı başında tutumu ÖDP’nin aldığı anlaşılıyor. ÖDP, kendi güçlü olduğu yerlerde adaylarını CHP şemsiyesi altında seçime sokarak, yerel seçimlerde AKP’ye karşı izlenebilecek en doğru yolu izlemektedir.

Öte yandan, ulusalcıların, MHP’nin de dahil olduğu bir ulusalcı cephe girişimlerinin muhteva olarak kötülüğü bir yana, hiçbir geçerliliği olmadığını da belirtelim. Bu ittifak önerisinde kilit parti MHP’dir. MHP’nin böyle bir ittifaka girmeyeceği açıktır (inşallah girmez de!). MHP’nin ittifaka yaklaşmadığı koşullarda böyle bir ulusal cephe (İP’in oy potansiyeli pek bir şey ifade etmediğinden) CHP’ye, radikal, devrimci, özgürlükçü oyları kaybettirmekten başka bir işe yaramaz ve sonuçta bu da AKP’ye yarar. Açıkçası bu, “Atatürk’te birleşmekten” çok, AKP’nin karşısındaki güçleri zayıflatmakta birleşmekten farksız bir taktiktir.

Görünen o ki, yerel seçimlerde en mantıki seçim ittifakı, CHP-ÖDP-HDP seçim işbirliğidir. Bu aynı zamanda muhteva olarak da tatmin edici bir işbirliğidir. ÖDP ve HDP’nin içinde yer aldığı bir işbirliği, kuşku yok ki, ulusalcılıktan uzak, görece daha özgürlükçü bir işbirliği olacaktır ve batı illerindeki Kürt oylarının yanı sıra, devrimci, radikal, özgürlükçü oyları da etrafında toplayacak ve böyle bir blok, yerel seçimlerde AKP’ye ağır bir darbe indirebilecektir. Oy gücü olmamakla birlikte, TKP’nin bu cepheleşmede ulusalcı safta mı, yoksa özgürlükçü safta mı yer alacağı ise ayrı bir merak konusudur.

AKP-Cemaat çatışmasının iyice şiddetlendiği şu ortamda AKP’nin bayır aşağı gitme şansı iyiden iyiye doğmuş bulunuyor. Gezi mücadelesinden aldığımız güçle özgürlükçü seçim ittifakına omuz verelim.

 

Gün Zileli

29 Kasım 2013

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

 

Not: Siteye bir okuyucudan Doğu Perinçek’in aşağıdaki yazısı geldi. Okunması iyi olur. Bu yazı CHP-MHP-İP “milli” ittifakını savunmakta ve yukarıda savunulan CHP-ÖDP-HDP seçim işbirliğini “AKP ve Amerika yanlısı” proje olarak damgalamaktadır. Doğu Perinçek’in yazdıkları, bir anlamda yukarıdaki tespitlerimizi doğrulamaktadır:

 

http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dogu-perincek/24422-chpnin-sagcilari-ne-yapmak-istiyorlar.html

 

 

Metne ilişkin düşüncen nedir?

Muhteşem!
0
Mantıklı.
0
Fena değil.
0
Emin değilim.
0
Mantıksız!
0

Bunları da okumak isteyebilirsiniz:

64 Comments

  1. Politikacı olmak gerçekten iğrenç bi meslek(mi)…Geçen de Sırrı Süreyya açıklamıştı…Düne kadar Kürd’e sabah akşam küfür edenler,Kürdlerle nasıl ittifak kuracaklar ve Kürdler bunu içlerine nasıl sindirecekler?diye bi soru-yaklaşım göstermişti….Ben sana birşey sormak istiyorum Gün abi…Bi anarşist olarak iğne ile kuyu kazar gibi kendi anlayışımız,perspektifimiz doğrultusunda bir çalışma ve eylem birlikteliği içinde mi bulunacağız yoksa Allahın belası Sosyal Demokratlar’da dahil olmak üzere diğer sol’a yol yöntem mi önereceğiz…..Anarşist bakış açısını,bugünün dünyasında ya da Türkiyesinde farklı bir yerden mi alacağız….Verecek olduğun yanıt için şimdiden teşekkür ederim…

  2. Hangi iktidarın daha avantajlı olacağına dair hesap kitap yapmak ne zamandır anarşistlerin uğraşı haline geldi?

  3. Nehir Adnan kardeşim, bana kalırsa anarşizm, her zaman zor olanı yapmaktır. Bazen bu zorluk, bizzat anarşizmin kendisinden bile kaynaklanır. Anarşizmin oy vermeye karşı tutumu çağları aşan büyük bir doğrudur. Ama bazı somut durumlarda bu doğru da gelip o an yapılması gerekenin önünde bir engel haline gelebilir. Tarihte bunun örnekleri yaşanmıştır. Daha önceki “Toplumsal Mücadelede Tarihi Momentler” yazımda açıklamaya çalışmıştım. 16 Şubat 1936 seçimlerinde anarşistler böyle bir durumla karşı karşıya kaldılar. 1 milyon oyu etkileyebilecek bir güce sahiplerdi. Eğer bu 1 milyon insana, bizim anarşist doğrularımız budur deselerdi, o kritik durumda sağın seçimi kazanmasına ve ardından da falanjistlerin büyük bir kitle kırımına girişmelerine ve devrimi ezmelerine yol açmış olacaklardı. Böyle yapmayıp halk cephesini destekleselerdi, bunun devrime kazançları çok olacaktı (30 bin mahkûm devrimcinin serbest kalması ve köylülerin kolektifleştirme eylemlerine girişmesi) ama aynı zamanda ilkelerini de çiğnemiş olacaklardı. Oy verme demeyi göze alamadılar ve CNT üyelerini oy verme konusundaı serlest bıraktı. İşte tarihte böyle ters köşe durumlar olabiliyor. Bence bugün genel doğrularımığza uygun olarak oy verme çağrısı yapmak neredeyse AKP’yi desteklemekle aynı anlama gelmektedir. Kaldı ki, ben kimseye oy ver demiyorum. Sadece, oy vereceksen AKP’yi zayıflatacak yere ver diyorum. Bunun anarşist ilkelerle çatışan bir yanını görmediğimi de söyleyeyim. Anarşist devrimden yanadır ve bugün devrimin yolu AKP’nin zayıflatılmasından geçiyor.

  4. Nehir Adnan’a verdiğim cevabı okumanı salık veririm Borat kardeşim.

  5. Düşünsel bağlamda sorum ya da yaklaşımım üzerinize suç atmak değildi…Bir kez bunu söylemek isterim…İspanyol devrimi örneğinde,çerçevesinde vermiş olduğunuz yanıt bana yeterlidir..Meseleyi bu yanından hiç almamıştım…Yeniden düşüneceğim….Teşekkür ederim….

  6. Radikal, devrimci, özgürlükçü oy oranı kaç? Yüzde 1 miydi, 2 miydi?

  7. çoğu düşüncenize olduğu gibi bu söylediklerinize de katılıyorum. umarım tkp’ de ulusalcılardan yana olmaz ve en azından yerelde de olsa da bu birlikteliğe katılır.ne kadar oy oranları düşük olsa da bir geniş çaplı sol birlikteliği birçok umutsuz insanı heyecanlandırabilir.

  8. Gezi’ye bakın, ne kadar olduğunu görürsünüz.

  9. Gezi’ye katılan insanların sayısı maksimum 10 milyondur. Bunların en fazla 1 milyonu radikal, devrimci, özgürlükçüdür. Geri kalanları küçümsemem ama çoğunluğu CHP, MHP, İP seçmenidir. Sol cephe kurulursa CHP seçmen kaybeder, yüzde yirminin altına düşer. Cephecilikten başka bir taktik bulsanız olmaz mı?

  10. CHP’nin seçmen kaybetmesinden korktuğunuz için mi bu taktiğe karşı çıkıyorsunuz, anlamadım. CHP’nin oy kaybedip kaybetmemesi umurumda değildir, bana ne. Ayrıca radikal oylar eklenince CHP neden seçmen kaybetsin. CHP’ye oy veren bir kısım sağcı oylarıysa kastettiğiniz, bu da iyi bir şeydir. Bu, CHP’yi bir nebze olsun sola çeker hiç değilse. Burada derdimiz, sistemin başat partisi AKP’ye ve onun diktatörlüğüne devrimci-özgürlükçü güçlerin bir darbe indirmesidir. Tuzu kuru ve keskin solculuğun ya da anarşizmin sonuçta AKP’ye hizmet ettiğini de görmek lazım.

  11. Korktuğum şey CHP’nin oy kaybetmesi değil. Söylemek istediğim, bu taktik seçimlerde AKP’ye kan kaybettirmez, muhalefet partilerine, en başta CHP’ye kan kaybettirir.

  12. diyelim ki CHP’ye kaybettirdi (öyle olmaz ya). Bize ne? CHP’li değiliz ki

  13. niye? Devrimcilerin desteklediği taraf kan mı kaybeder diyorsun…

  14. Biraz Türkiye gerçeğini düşünün lütfen. CHP-BDP ittifakı CHP’ye de BDP’ye de oy kaybettirir. Bu işten AKP, MHP ve Hüda-Par kazançlı çıkar. Keskin solculuk, asıl sizin yaptığınız gibi solun tabanını ve popülaritesini abartmaktan temel alır.

  15. Radikal solun halk tarafından sevilmesini ben de isterim. Ama verili durum böyle değil ki. Devrimciler ve solcular kuru kuru ittifakla hiçbir başarı sağlayamazlar, sağcılığın değirmenine nesnel olarak su taşırlar. Halkın yüzde 70-75’i sağcıyken asıl mühim olan halkı solculaştırma, onları kazanma çabasıdır. Türkiye solcularının bu ittifak fetişizmini bir türlü anlayamıyorum! İttifakta keramet olsaydı SHP 1991’de, ÖDP 1999’da tulum çıkarırdı. Aklınıza ittifaktan, cepheden başka bir seçim taktiği gelmiyor mu?

  16. yani mantık şu mu: CHP’li seçmen, Kürtlerle ve devrimcilerle yan yana gelindi diye CHP’den kaçar; Kürt seçmen de ulusalcı CHP ile yan yana gelindi diye BDP’den kaçar. Elbette böyle kaçaklar olabilir ama bu her türlü ittfakta olabilecek bir şeydir. ama göremediğiniz şudur ki, CHP-ÖDp-HDP ve radikal-devrimci işbirliği ülkede bambaşka bir ruh hali yaratır (Gezi gibi) ve bu da inanın ki, AKP’nin mezarını kazacak şeydir.

  17. yukarıda açıklamaya çalıştım. aynı şeyleri tekrarlamayayım.

  18. Söylediklerinize tamamıyla katılıyorum. Facebook sayfamda Radikal’de yayımlanan son bir habere yaptığım uzunca yoruma bakmanızı dilerim. İttifakla ilgili zaten size görüşlerimi birkaç ay önce yollamıştım, sağolun siz de sayfanıza koymuştunuz. Solun karşısına ilk defa olarak memleketin gidişatına müdahil olabilme ve oradan da muhalefetin çapını büyütme fırsatı çıkmış durumda. Umarım bunu heba etmeyiz, yoksa yandı gülüm keten helva.

  19. Sayın Zileli,devrimin yolu Akp’yi zayıflatmakla gerçekleşmez.Devrim için devrimci sınıfların var olması gerekir.Ve maalesef şu an bunun çok uzağında halkımız.

  20. Bugünkü somut durumda devrimin yolu (devrimci sınıfların hareketlenmesi de) AKP’yi zayıflatmaktan geçiyor.

  21. Özetle,
    Bir böcek bir ağacı devirebiliyor. Devrimin yolu AKP’den ve CHP ile iş birliği yapmaktan direk geçmiyor ama, devrime giden yoldaki maliyeti azaltıyor. Devrim için kayalardan, ağaç dallarından sıçrayarak ovaya inmek yerine, yoldan geçen bir kamyona el kaldırarak, yol ücretini de ödeyerek varılmaya çalışmak akıl işidir. Nefretin bir strateji yolu değildir.
    Gün Abi’yi anlıyorum ve katılıyorum.

  22. 2009 seçimlerini baz alırsak; TKP, ÖDP’den daha fazla oy almıştır. Dolayısıyla, TKP için sarf ettiğiniz “Oy gücü olmamasına rağmen” ifadesi maddi hata içermektedir. İkincisi; ÖDP Samandağ Belediye Başkanı CHP’ye geçince partiden ihraç etmiştir. Dolayısıyla Samandağ örneği konuyla uyumlu değildir. Bu vurgular dışında diyebilirim ki, yerel seçimlerde AKP’ye karşı en geniş ittifakın sağlanması temennisi ortak paydamızdır.

  23. Ben yerel durumları bilemem elbette. Sadece cumhuriyet’in haberini yer adı vermeden belirtmekle yetindim. TKP, ÖDP’den fazla oy almış olabilir ama bu oylar Ankara, İstanbul gibi büyük şehir, öğrenci oylarıdır ve yerel seçimlerde çok fazla etkileyici rolü yoktur. ÖDP’nin oyları ise speasifik bir karakterdadir. Belli kasabalarda (örneğin Artvin-Şavşat) düzen partileriyle boy ölçüşecek kadar oyu vardır. Bununla birlikte TKP’nin, ulusalcı cephe yerine Özgürlükçü ittifakı tercih etmesini ben de isterim. TKP her ne kadar ulusal bayraklara sarılıp ulusalcılara enikonu yakın bir tutum almışsa da bir İP değildir.

  24. Halklarin empati yetenegi gelismeden demokrasi mücadelesi icsellestirilemez.demokrasi olmadan sosyalist devrim umudu ete kemige bürünemez.bunun icin halklarin kardesligi cok önemki bir eşik olacaktir toplumsal devrim yolunda.Özellikle işçi sinifini devrime bu anlamda kazanmak hayati bir önem taşiyo kanimca.devrimi gerçekten isteyen her siyasi unsurun tüm çabasini bu yolda seferber etme gibi bir mecburiyeti var.devrimci selamlarla

  25. alooo hala bıkmadan usanmadan egemen sistemin efendilerin hizmetine anarşizmi bu seviyede alet etmeye insan biraz utanır.özgürlükçü toplumsal devrimci sistemin alternatifi muhalefeti engellemek için sistemin kadim devletin partisi(devleti elinden alındı)CHP ye yaranıp oluşmaya başlamış sistem alternatifi politik partiHDP yi ve alternatifi engelleme vazifesi sanamı düştü?biz HDP de bizzat çalışan politik anarşistler olarak senin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyoruz seçim ittifakından biz sistemden kopmuş toplumsal muhalefet dinamiklerinden olup HDK içinde olmayan ÖDP-halkevi-TKP gibi dinamiklerden bahsettikçe sen sistemin partisi chp hdp itifakı diyerek aslında HDP yi yıpratma alternatifliğini engelleme çabanla kime hizmet ediyorsun HDP seçim programını ve adaylarını görünce Sarıgül gibi akp den farksız insanlara ve sistem partilere oy vermekten verin demekten utanmayacakmısın çizmelerimin anarşisti sen anarşistsen ben şimendiferim

  26. özlemiştik yahu:)

  27. Diyecektim ki

    1 – TKP’nin gazetesi Sol “Sol Cephe” çağrısı yapmıştı. İsimlere baktım hiç biri ulusalcı değil, anarşist var mı bilemem ama hepsi sosyalist. Bence TKP’liler de açıkça söylemiyorlar belki ama ÖDP benzeri bir yola girmiş durumdalar. Bu iyi bir işaret çünkü oylarından öte ideolojik-moral etkileri yüksek olur. TKP gezi sınavını iyi veren öznelerden biriydi.

    2 – HDP ile CHP arasında sürtüşme olmaması hepsinden önemlidir. Burada özellikle meclistekilere çok iş düşüyor. Mesela Sırrı Süreya bir süreliğine espri yapmayı bırakıp ciddi laflar edebilir ya da tamamen susabilir. AKP iktidarı gibi çok ciddi bir sorunumuz var ve Sırrı bey bu işi sürekli parodileştiriyor. CHP ile alay etmek bize birşey kazandırmıyor ki. Sanki insanlar bayıldıklarından mı oy veriyorlar CHP’ye, çaresizlikten gidiyorlar. Onun için bu makara yapılacak bir konu değil. Levent Tüzel ve Kürkçü gibi isimler de daha aktif olmalılar. Seçimlere dört ay kalmış ve o kadar düşük bir profil sergiliyorlar ki inanılır gibi değil. Gün Zileli bile onlardan daha çok çabalıyor.

    3 – Zileli’den sonra en çok okuduğum yazar “özgürlükçü”. Mizah niyetine ben onu alıyorum 🙂

    Sevgiler

  28. Ayhan arkadaşım, TKP söz konusu cepheye katılsa iyi olur tabii, yazıda da bunu bir soru ya da ikilem şeklinde ortaya koydum, ancak TKP’lilerin böyle ciddi bir ortak cepheye pek yatkın olmadıkları ortaya attıkları “sol cephe” çalışmasından anlaşılıyor. Onların derdi günü “cephe” adı altında TKP’ye destek sağlamak. Ben böyle düşünüyorum. Kendilerine sempatizan olanların katılımına “sol cephe” adını vermeleri bile bunu gösteriyor. Stalinistler geçmişte de bu tür sahte cepheleri çok yapmışlardır.

  29. ayhan kırdar gün zileli kürkçüden fazla ne çabası yapıyor?efendilerin düzenin sistemin partilerine oy verin çabasını kürkçüden fazla yaptığını söylüyorsan haklısın eeee bizim işimiz chp-mhp gibi sistemin hizmetindeki partilere oy verin yeterki akp kazanmasın ise devam edin şimdiyedek sistemin kuyruğunda geldiğin yerde kalır sisteme politik alternatif yaratamazsın tamda gezidende öğrenerek toplumsal muhalefetin politik alternatifini yaratmanın mümkün olduğunu öğrenip sistemin partilerine mahküm değiliz artık bir seçeneğimiz var diye inşa etmeye çalıştığımız HDP nin görünür olup efendilerinin barajını geçmeye hatta ıstanbulda %15 lere dayandığı bu günlerde zilelinin yaptığı ile sırrı sussun diyerek senin söylediğin aslında kime hizmettir efendilerin en korktuğu şey olan sistemden kopuşu temsil eden politik alternatifi engellemek görmemezlikten gelip MHP-chp gibi sitemin partilerine oy verin diyebilmek kendini en devrimci öncü zannedip aslında efendilerin hizmetinde olan karşı devrimciler olmasın sırrıya sus deyeceğinize asıl siz susun aloooo gölge etmeyin yeter onun bunun kuyruğunda politik alternatif yaratılamayacağını hiç öğrenemeyenlerin binde birlerde ölçülemedikleri geldikleri yerden bellidir bütün bu yapamadıklarımızıda olumlu tüketip yeni bir perspektifte bütün iktidarlar sorunludur deyip sorunsuz iktidarın halka verildiği yerinde doğrudan demokrasiyi hatta toplumsal ekolojik kömünalizmi aşağıdan yukarıya mahalle ilçe il meclisleri ile inşa etmeye çalışan asıl toplumsal devrimci politik alternatifi engelleme işi sizemi verildi?eskide özel harb özel harekatın yapmaya çalışıp yapamadıklarını kendini devrimci sananların yapması ironidir?kırdar en çokta özgürlükçüye gülüyorsun ama ben seni okuyunca gülmüyor üzülüyorum nedenmi sen bile bu isen daha yapacak çok işimiz olduğundan demekki sadece sistemin efendileri değil birde sizinle uğraşmak zorunda olduğumuza üzülüyorum devam edin gülün gülün arada birde halinize gülün kendini anarşist sananlar

  30. gün zileli hocam, tam çatışkıların adamısın. bir yanın anarşist, antifaşist. tadından yenmiyor. öbür yanın bastırılmış aydınlıkçı. kritik olaylarda eski aydınlıkçılığın hemen yüzüne vuruyor. eski kafa iktidar ve oy hesapları, ispanya iç savaşı anakronizmi, çeyrek asırdır anarşist olduğunu beyan edip en ufak bir örgütlenme çalışmasında bulunmayışın getirdiği yalnızlaşma da cabası. senden tek bir ricam var. bu memlekette kendine anarşist diyen ve şu yukarıda yazdığın şeylere katılan bir kişi daha göster bize. yok. yapayalnızsın.

  31. Perinçek’in yazısının linkini vermişsiniz. Yazı hakikaten inanılmaz! Bu nasıl bir kafa? Doğu Perinçek özetle demiş ki: CHP’nin içinde ÖDP’yle ittifak yapanlar sağcı, MHP’yle ittifak yapanlar solcudur.

    Solculuğun kriterini MHP ile ittifak olmak yapmış! MHP çok solcudur ya! MHP’yle bile ittifak olabiliyorsa gitsin cemaatle, ABD’yle v.b. ile de olsun, neyin mücadelesini veriyor acaba? AKP’nin burnu sürtülsün tabi ama yerine MHP gelsin diye değil. Adam bir yandan MHP’yle ittifak savunuyor, beri yandan hala solculuk taslıyor. Gün Bey, siz bu ”büyük deha”(!) sahibiyle bir zamanlar nasıl yan yana durabildiniz yahu?

  32. doğu perinçek iktidara gelmek kuvvet işidir demiş. Haklı. Ama bizim iktidara gelmekten daha önemli dertlerimiz var. bu yüzden saf akp karşıtlığıyla kuvvetlenmek bana sorunlu geliyor.

    bir anarşistin hdp-chp ittifakı arzulaması ilk bakışta doğrudan reddedilinecek gibi dursa da, zileliyi cezbeden böylece akp yi zayıflatıp daha özgürlükçü bir siyasete alan açma düşüncesi.
    yani pratikte, mesela, hdp sarıgülü desteklesin veya belediye başkanı akpli olmasın da ne olursa olsun görüşü.

    akpli olmak ya da akpli olmamak, that is the question…
    tkp’nin pozisyonu da böyledir, bütün şerlerin kaynağı akp’dir(bir de uzaklardaki emperyalizm), yaptıkları siyasette akp’ye cepheden saldırmaktan ibarettir.
    lakin bence böyle bir ikilikten ibaret siyaset evreninde yaşamıyoruz.

    şimdi biz anarşistler, komunistler her türlü ezen-ezilen, sömürü, baskı ilişkisine karşıysak 2014 seçimlerinide buna göre değerlendirmek gerekir.
    bir kere bizim temsili demokrasiyle sorunumuz var. yani belediye seçimleri özelinde konuşursak bir adet başkan belirleyip önümüzdeki birkaç yıl boyunca yaşadığımız şehirlere ve dolayısıyla hayatlarımıza sadece bir kerelik oy verme mekanizmasıyla etki edebilmemiz katılımcı değil hiyerarşik bir düzen üretiyor. Dolayısıyla asıl hedefimiz belediyenin başına kimi getireceğimiz değil ama şehirleri nasıl sıradan insanların yönetebieceğinin mekanizmalarını bulmak, temsilden çok katılımcılığı/doğrudan demokrasiyi dert etmek, güçsüz olanı güçlendirmek. bu biraz evrensel prensip gibi oldu zaten zileli de buna katılır (nitekim üstte “Anarşizmin oy vermeye karşı tutumu çağları aşan büyük bir doğrudur” diyor).

    Fakat tarihsel koşullar gereği oy vermek anarşistler tarafından doğru bulunabilir hatta oy vermenin ötesinde belediyelerin de bir mevzi olduğu düşünülebilir, nitekim anarşist ordular dahi olduğu düşünülürse(mahnovşçina, ispanya iç savaşı) anarşistler için belediyeler, oy vermek gibi şeyler küçük kaçamaklar sayılır. zaten politikayla kirlenmeyecek olsa anarşizm bireysel ahlak felsefesi olurdu ve üzerine bu kadar konuşulacak değerde olmazdı. kısaca bence oy verilebir, çeşitli ittifaklar arulanabilir, teorik olarak mümkündür.

    neyse öneriye döneyim, hdp-chp ittifakı sadece akp yi zayıflatıp özgürlükçü rüzgarlar estirmeyecek. Mesela bu ittifak istanbul için mustafa sarıgül’ün başkan olması, veya chp nin güçlenmesi demek, yani akp nin güçsüzleşmesi boşlukta gerçekleşmeyecek, aynı otoriter aygıt chp ye geçecek, ki chp şu haliyle özgürlükçü bir derdi olan parti değil, hakeza akp karşısında mhp’yi güçlü olduğu yerlerde desteklemekle de daha özgür bir ülke olmayacağız. Ha akp bölünsün, mhp den aldığı oyları kaybetsin, beter olsun o ayrı. Ama biz sözümüzü akp karşıtlığına indirgersek, bence stratejik düşünmüş olmayacağız, aptallık yapmış olacağız. Mesela isanbulda chp-hdp ittifakıyla kazanmaktansa, hdp ile kaybetmeyi ama kendi çizgimizi, dertlerimizi söylemiş, güçledirmiş olmayı tercih ederim, lenin’in savaş sırasındaki devrimci yenilgiciliği gibi. ittifaksız hdp’yi destekleyip seçimi kaybedebiliriz ama kendi sözümüzü (ya da bize yakın meseleleri olan hdp’nin sözünü) söylerek sarıgül zaferinden ya da akp’nin güçsüzleşmesinden daha fazlasını kazanabiliriz. Chp-hdp ittifakı önererek belki akpden kurtuluruz ama böyle yaparak belkide uzun vadede kürtlerin derdini arttırmış olacağız, ya da yalnızca seçimi akılcı şekilde ele almaya çalışırken saçma sapan laik-muhazafakar ikilemini yeniden üretmiş olacağız.tamam akp faşizan, ama Chp-Hdp ittifakı bana faşizm karşıtı cepheden çok komintern’in çkp’yi zorladığı kuomintang-çkp ittifakının andırıyor, ya da abdülhamiti ittihat ve terakkiyle beraber indiren ermenileri rumları(sonumuz benzemesin). akıllıca olduğunu düşündüğümüz strateji aslında siyasetin sadece seçimle sınırlı olmadığını hatırlarsak ve uzun vadeli düşünürsek çok saçma
    olabilir.

    safları bulandırmayalım, sıklaştıralım.

    cihan tuğal ile ssö nün alakalı gördüğüm ve gün zileliden daha doğru konumlarda olduklarını düşündüğüm yazılarını da ekleyeyim.

    http://t24.com.tr/yazi/gezi-hareketi-ve-secimler/7307

    http://birgun.net/haber/sirri-sureyya-onder-ayip-eden-kim-7421.html

  33. Devrimciler genellikle yalnız insanlardır. Sadece devrimci ayaklanmalarda kalabalık olurlar. Gezi’de olduğu gibi. Sevgilerimle.

  34. bir müsait zamanda okuyacağım bu yazıları. sen de yeni koyduğum yazıyı bir okuyuver. sevgiler.

  35. Sayin Zilleli

    Ben Anarsistim. gelecek ,yönetecek, tepemdekilerin hepsi benim icin ayni.

    Surekli secim zamanidan bahsediyorsun. Secimlerden sonra ne umuluyorki? Sen ne gibi ozgurlukler umuyorsun? turkiyede ne degisecek?
    Secmenlerden oy istiyenler secim sonrasi yapacaklarini anlatiyor.
    Belediye secimlerinde CHP ile ortak HDP kazansa ne olur.
    Biraz bundan bahsedin.

    Ne zamandan beri CHP, sosyal demokrat ( Dunya sosyalist enternasyonal icindeki en ulusalci, en antikomunist, en sagci) cizgisiyle OZGURLUKCU oldu. Bizi ikna etmek istiyorsan, Sosyal demokratlarin hakkinda bilgilendirmelisin ki oy verelim.

    CHP- MSP , DSP, CHP_MHP ortakliklar yaptiginda neden devrimciler mucalelerini birakip ozgurce yasamadilar?

    HDP nin durusunu yok etmeye calisiyorsunuz. CHP ye entegre edip Devletin yillarca yaptigi turklestirme politikasini, secimler yoluyla yapiyorsunuz. Neden masada oturup devleti nasil idare edilirin siyasetleri bulacaginiza sokakta ,dagda, bayirda, sehirde mucadeleye omuz verip, kurd mucadelesine de bir nebze dayanisma icinde olmuyorsunuz?kendi gucunuzu gostermiyorsunuz.

    Asimile, soykiyim, kitleleri yok etmek sadece fiili olmaz. Bakiniz gecmis tarihimize, almanyada ki halkin oy verdigi Hitlere.
    Bu secim mantigi, devleti kurtaran, devrimcileri yok eden, kurdleri asimile ile bogan mantikdir. Mucadeleye sevk etmek yerine secimdeki tutumunuz ve ikna edici onermelerinizle tarih sizleri afetmiyecektir. Sen hep demezmisin birakin halkin yakasini halk kendiliginden yolunu bulur. Simdi elitistlik yapip yol gostericiligine soyundunuz. Ve hala anarsist oldugunuz yaziyorsunuz.

    Sen hergecen gun derin tahlilerinle yanlis denizlere gidiyorsun. Bu da beni uzuyor.
    Kotulerin iyisi.

  36. Biraz daha derinlemesine düşünmelisin. Bu yazıda tam da senin gibi düşünen anarşistler eleştiriliyor. Keskinlik konformizmle el ele gider. Ben kimseye oy ver çağrısı yapmıyorum, sadece oy vereceklere en doğrusunun ne olduğunu söylüyorum. Asimilasyon falan diylorsun ama, dünkü yazının altında yaplaştığım D. Perinçek’in yazısının yaptığını (iyi okumanı salık veririm) tersinden cyapmaya çalışıyorsun. Ulusalcılar bütün güçleriyle CHP ile HDP’nin ittifakını öenlemeye çalışıyonlar, sen de tersinden aynı şeyi yapıyorsun, yani HDP cephesinden. CHP’nin HDP ile ittifak yapması CHP’de ulusalcı tutumun kırılması anlamına gelir, bunu anlamıyor musun, bu Kürt mtcadelesi açısından ne büyük kazanım olur. Öte yandan, hem seçimlere o kadar karşısın hem de HDP yanlısısın. Bu da anarşistlerin çoğunun içine düştüğü tuhaf bir çelişkidir. Parlamentarizmse HDP de sonuçta parlamentarist bir partidir. O da burjuva düzeni içinde oynamaya teşnedir. Eğer tutarlı bir anarşist boykotçuluk içinde olacaksan ona da karşı çıkman gerekir ama ben şu sıra boykotçu tutumun AKP’nin ekmeğine yağ süreceği kanısındayım. O yüzden kimseye tavsiye etmem.

  37. Ben anarsist olarak HDP ye oyverin diye cagirmiyorum. Ben oy vermiyorum. Hicde beni duzen partilerin ve politikalarinin aleti olamam. Yaziyorsunki ” CHP’nin HDP ile ittifak yapması CHP’de ulusalcı tutumun kırılması anlamına gelir, bunu anlamıyor musun, bu Kürt mtcadelesi açısından ne büyük kazanım olur.” Bunun tersini neden dusunmuyorsun. Devlet kemalistdir. CHP mantigi devlettir, Guc cok muazzamdir, Gelenegi 1920 le dayanir. 35 yillik kurd kimligi dusuncesindeki partimi CHP nin ulusalci tutumunu kiracak. Alaymi ediyorsun.

    Anarsistler oy vermiyeceklerini dusunuyorum. Oy verenlere de mudahale etmiyecekler. Anarsistler BDP-HDP icinde de yer almazlar. Devlete karsi kimlik savasi veriyorlarsa, siyasal olarak iclerinde yer almadan desteklerim.

    Turk devletine yardimci olamam. Sizin dusunceniz malesef kemalizmin ve ittiyatcilarin yarim biraktigi asimile, yoketme politikasinin ust duzeyde uygulanmaya sokulmasindir.

    Birakin ellerinizi yakalarindan. Kendi adiniza konusun. Kurdler ve devrimciler bu gorevi size vermediler. Verselerde yine dagturkleri veya kuyruklu olurlardi.

    Anarsizm ne zamandan beridir, bilgiler, akillar, orgutlenmeler disardan vermeye basladi.

    Kardesim Kitleleri manuplasyona ugratmayin.
    Kurdler, anarsistler, ML ler, emekciler, sokaktakiler, vandalistler, Cinsiyet savasi verenler, savas karsitlari, ekocular, hayvan hk, tinerciler, issizler ,yoksullar, emekliler, herkes kendi yolunu bulur.
    siz rahatiniza bakin. kendiniz icin dusunun.

  38. Insanlari ,biribirine yem olarak atmayin. Harcamayin. Satmayin. Kendinize inanin ve mucadeleye devam edin. partilerden sizlere kurtulus yok. Kurtulus herkesin kendi ellerindedir.
    isyana kalk yada anarsist bir bircimde yasa, insanlar sana bakarak onlarda ayni yasami tercih etsinler. Bu sekilde yayilalim.

  39. Tamam, peki anladım. Ama sen de yazıyı bir daha dikkatle oku. Nasihat verme diyorsun ama en çok nasihatı da sen veriyorsun.

  40. Gün Zileli görüşlerine katılıyorum.Öyle toptancı yaklaşımla red cephesinde yer almak doğru değil.Yaşam devam ediyor ve sistem gerici dayatmasını her zerrede yaşamsallaştırıyor.Okullarda zorunlu din dersinin yanında dinsel içerikli diğer dersler girdi bile..Adamlar kamunun tüm kademelerinde kendi adamlarının dışında hiç kimseye şans tanımıyor.Öğretmenlere sınav görevi verirken bile kayırma yaparak kendi sendikalarından olanları gözetiyor.Emek mücadelesi içinde yer alan,onlardan olmayan herkes baskı altında.Bu baskının dağıtılması ileri doğru bir hamle için yerelde işbirliği gereklidir.Toptancı görüşler solu dahada geriletecektir.

  41. Arkadaslar, ben Kürtlerin mücadelesini destekleyen partilerden birine oyumu verecegim. Bana göre bizim topraklarda bir baska irkin taninmasi bir evrimlesmedir. Türkiyeli ulusalcilarin evrimlesmesine yardimci olacaktir. Kürtlerin özgürlesmesinin getirecegi milliyetciliginde / ki bu herkesin korktugu kürt milliyetciligi/ nasil mücadele edeceginin durumuda bir evrimlesmeyide kürtler yasayacaktir. Türk Milliyetciligin ve Kürt Milliyetciliginin ortaya cikmasi ile haklarin buna karsi mücadelesi kacinilmaz olacaktir. Bu sekilde türk – kürt vede baska ulusdan insanlarin bir anti nasyonalist cephesi olusacaktir. Bundan dolayida bir an önce kürt ve türklerin esit olmasinin ilerde muhalif cephedeki tüm insanlari daha farkli vede genis bir mücadele alani yaratacaktir.
    kabaca iste böyle. Insanlarin yasam kalitesinin yok eden en tehlikeli olani milliyetciligin nasyolizme vede ötesi fasizme dönüsmesini engelleme olarak kürt partilerini su anki durumda destekliyorum. Baska ulusu yok saymak- kendi ulusunu yok sayma ile esittir.

  42. devrimciler yalnız olurmuş hazret kendini devrimci sanmaya o kadar inanmışki yaptığının bütün çabasının sistemin efendilerine devlet-iktidar hegemonyası ve onun partilerine hizmet ettiğini bile göremiyor devrimciliğin bu olduğunu sanıyor.son katıldığım HDK komisyon çalışmasında kendimi politik anarşist diye tanıtınca yalnız olmadığımı kendini anarşist diye tanıtanları görünce toplumsal devrimcilerin asla yalnız olmadığını çok iyi anladım çok sevindim.zileli devrimciymiş??devrimcilerde yanlızmış ???aloooo zileli HDK-HDP de tonla anarşist var ya onlar ve ben yalancıyız ya sen anarşist değil beyaz aydınlıkçı millicisin utanmadan anarşistleri kandırmaya çalışıyorsun yazdıklarından utan geçmişte yazdıklarına bak altındaki özgürlükçünün eleştirisine bak bu gidişle kızıl elma gibi efendilerin hizmetine gidersin dediğimi hatırla sırrıya sus diyeceğine sen sus chp-mhp-ip ye oy ver diyeceğine hiç oy vermeyin de bari şu iklimde tamda sistemin politik özgürlükçü alternatifi HDP kitleselleşip alternatif olduğunu bilip yukarda yazdıklarınla neye hizmet ettiğini bilmediğimizi sanma hepsinin faturası vardır.eee bir özeleştiride bunun için yaparsın itirafına geçmiştede devlet-iktidar efendilerine hizmette bulunduğumdan alışkanlık yaptı diye öz eleştirini yapabilirsin bizde sana kendisiyle yüzleşmiş en büyük anarşist madalşyası takarız belki hürriyete başyazar habertürkede daimi yorumcu olursun

  43. Yazıyı okudum, pek cok noktada tespitlere katılıyorum. Lakin yazıdan cok, yorumlar daha ilgi çekici. Yorumcuların bir kısmı sanırım uzayda yaşıyorlar. Yazarın ittifak onerisi bence ülke dinamikleri dikkate alındığında oldukca değerli, ama fikirlerin kendisinden önce kimin soylediğine, o kişinin gecmişine daha fazla odaklandığımızdan pek cok noktayı kaçırıyoruz. Aslında açık yakalamaktan başka bir niyetimiz var mı yazılanları okurken ondan bile şupheliyim.

    Bu ulkenin devrimcisi ilericisi ilkel, dogmatik. Ben pek cogunun devrimci, ilerici ya da “şu bu” olduğunu da düşünmüyorum açıkcası. Sonuçta bu toplumun içinden çıkan bireyler ne kadar farklı olabilirler. Daha karsısındakini anlamakta zorluk cekiyor bu insanlar. Bu toplumu anlama, onunla birlikte kendini de değiştirme vasıflarına sahip değiller. En azından buradan bakıldığında bu şekilde görünüyor. Dışardan bakıldığında problem o kadar net görülüyorki. Bu yazdıklarıma da birileri cevap vererek, ağzımın payını verecektir. Bu “masturbasyondan” ne zaman vazgeceğiz çok merak ediyorum.

    CHP ile HDP’nin bir ittifaka girişebilmesi, aralarında da ODP ve bir ihtimal TKP gibi partilerin tutkal gorevi görmesi bu ülkede yükselen milliyetciliğe bir darbe vurarak ezilenler adına gerçek bir alternatifin oluşması için duygu birlikteliği yaratabilir. CHP’yi daha sola çekerken BDP’yide normalleştirebilir. Durun bir dakika buna ne gerek var değil mi? “Devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz.” Kendi sekter teorilerimiz var bizim. Onlarla yaşar gideriz.

    Ülke duygusal olarak bir ayrım süreci yaşıyor,buradan ne devrim çıkar ne demokrasi. Bunu dert edenlerin görevi nedir? Ne olmalıdır?

    Açıkcası bu ülkede bu malzeme ile işimiz oldukca zor. Her seçim zamanı aynı muhabbet döner durur. Parlamentarizm eleştirilir, herkes daha devrimci cephelerini kurar. Ateş çürmü kadar yer yakar. “Özgürlükçü” nickiyle yazan kişinin zihniyeti, insan (yazar) aşağılayarak ilerde nasıl bir toplum kuracağını da göstermektedir.

    Sıkıntıyı anlamak için klişeleşmiz bir laftır ama “hayatın içinde” olmak gerekir. Gözlem ve tespit gerekir. Bu da bilimsel bir bakış açısına sahip olmayı zorunlu kılar. Slogan atmaktan başka ne yapıyorsunuz kardeşim? Nutukdan ve laf vurmaktan başka ne üretiyorsunuz? Herkes satılmış herkes düzenin adamı. Bu hastalıklı bir bakış açısı.

    Belki konuyu biraz dagıttım ama yazmak istedim bunları iyazının içeriğine döner isem;

    Yerel seçimlerde kişisel olarak bir ittifakın olmasını destekliyorum. Bu ittifakın yaratacağı sinerji ile birlikte toplumsal kutuplaşmanın azalması, CHP’nin ulusalcı, BDP’nin anti-CHP reflekslerden kurtularak ( ya da bu refklekslerin azalması) bir sol alternatifin hayat şansı bulmasını isterim. Bu öneri anlamlıdır. Bu duygusal durum AKP’yi de geriletebilecek tek unsur bence de. Bu esasta gezinin kendisidir.

    Bir ittifak olmadığı durumda oyumu HDP’ye vereceğim, ama bu neyi değiştirecek ben de pek de bilmiyorum.

  44. Hırsızlığın, yolsuzluğun hesabını 90 yıllık Cehape zihniyetinden sorucaz inşallah 😀

Comments are closed.