“Sinema ve Anarşizm” kitabı çıktı
Richard Porton, Sinema ve Anarşizm, çev: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, 2015
Sakallı bombacılar, kendine düşkün nihilistler, tehlikeli yıkıcılar –halkın imgelemindeki bu anarşist klişeleri sinemada da sık sık yeniden üretilmektedir. Richard Porton ise bu kitapta, Griffith ile René Clair’in erken dönem sinemalarından Godard, Lina Wertmüller, Lizzie Borden ve Ken Loach’ın filmlerine kadar sinemada çizilen anarşizm portrelerini irdeliyor; Hal ve Gidiş Sıfır, Her Şey Yolunda, Aşk ve Anarşi ve Ülke Özgürlük gibi klasik filmlere dair yorumları ve eleştirileri ele alıyor. Ayrıca Bakunin ve Kropotkin’den Emma Goldman ve Murray Bookchin’e, Paris Komünü’nü saran zengin tarihsel mirastan İspanya İç Savaşı’nın anarko-sendikalistlerine ve 1968’in öfkelileriyle sitüasyonistler gibi daha çağdaş temsilcilerine kadar, karmaşık anarşist düşünce geleneklerine dair mükemmel bir panorama çiziyor.
467) sinema ve anarsizm on kapak
Sinema ve Anarşizm, Agora Kitaplığı (kapak üst resmi, Ken Loach’un “Ülke ve Özgürlük” filminden)
***
“Greil Marcus’un bir terimine başvurursak, anarşizm hâlâ ‘saklı bir tarih’tir. Bu saklı tarihin gizleriyle şifrelerini çözmek ve onu daha geniş kesimlere ulaştırmak eleştirmenler ile tarihçilerin görevidir. Yakın zamanlarda ilan edilen bir ‘anarşist sanat’ manifestosunda şu görüş ileri sürülüyordu: ‘Eğer bir sanat eserinin hakikaten anarşist olması isteniyorsa, araçları amaçlarına uygun olmalı ve olay örgüsüyle anarşist, görüntüleriyle anarşist ya da formuyla anarşist olmalıdır.’ Elinizdeki kitap bir şey ortaya koymayı başardıysa şayet, benim umudum çalışmamın, anarşist olay örgüleri, görüntüler ve formların ne olması gerektiğini yetkin bir şekilde belirtmenin aşırı derecede zor olduğunu kanıtladığı yönündedir; çünkü bu öğeler sürekli akış halindedir ve gözden geçirmeye tabi tutulmaktadır.”
(Richard Porton, arka kapak)
Türkçesi: Osman Akınhay
320 sayfa
1. basım: Ocak 2015
Fiyatı: 25 TL
Sinema: 92
Agora Kitaplığı: 467
film and anarchist imagination
Film and Anarchist Imagination, Verso Books
İÇİNDEKİLER:
1) Anarşizm ve Sinema: Temsil ve Kendini Temsil Etme
2) Sinema, Anarşizm ve Devrim: Kahramanlar, Şehirler ve Ütopyacı Anlar
3) ‘Çalışmaya İsyan Etme’ye Karşı Anarko-Sendikalizm
4) Sinema ve Anarşist Pedagoji
5) Yakalanması Zor Anarşist Estetik
Kitapçılar ve dağıtımcılar için isteme adresi: Punto Kitap, www.puntokitap.com, Tel: 0 212 496 10 50
Kitapla ilgili sorularınız için: Agora Kitaplığı, agora@agorakitapligi.com, Tel: 0 212 243 96 26 – 0 212 251 37 04
Kobanéde ABD ve koalisyon güçlerinin hava bombardımanı yapması ışİDi zayıflatmakta mıdır…evet. Bu hava saldırıları direnişin gücünü ispat etmesinin ardından, bilahare devreye sokulduğunu akılda tutmalıyız. ayrıca koalisyon güçleri mesela neden ışİDi kaynağında (örneğin Rakka ya da TILebyad da değil) vurmayıp, Kobanéye kadar kmlerce yol almasının ardından vurdukları (ne kadar vururrlarsa) sorusu akla geliyor.
ortada oynanan bir “devletlerarası oyun” olduğu açık…birileri egemenlik ya da iktidar hesapları içinde….bu tamam.
yine de bu Kobané destanını Destanlıktan saymamaya yeter mİ? bence iki temel nedenle yetmez:
ilki, Kürtler diğer halklarla birlikteliğin doğru yol ve yöntemini Yani egemenlik ilişkisine girmeden, eşit bir birliktelikle yaşamı örgütlemek….hem de bildiğimiz anlamda devlete ihtiyaç duymadan…
ikincisi ise, bu yeni yaşamı komünal bir anlayış içinde ve can pahasına savunmadaki ısrardır…
bu iki neden destansı değilse…nedir destansı olan?
Katledilen mizah dergisinin direktörü olan merhum karikatüristin dediği gibi “Kürtler sadece kendilerini değil, insanlığı savunuyorlar… o yüzden de hiç dillerini bilmesem de bugün bu yüzden ben kürdüm” mealinde sözler söylemiş.
Emperyalizmin ulusalcıların takıntısı halini almış olması bence de doğru bir saptama.
Ama bence yazıda gördüğüm temel bir eksikliği ifade etmem gerekiyor: yazıda “emperyalizm” kavramı tanımlanmadığı gibi, leninist bir kavramsal tanım veri alınmış gözüküyor.
Emperyalizmin ulusal devletleri durduk yere harcadığını savunan kimse var mı? Ki zaten emperyalizm “ulus devletler çağının kapitalizm biçimi” değil mi?
Leninist yorum küresel kapitalizm çağında neden yanlışlandı sorusuna yanıt vermeden konu anlaşılamaz gibi gelir bana…Anılan yorumda emperyalizm sadece bir “ekonomik sistem” olarak tariflenmişti. dolayısıyla rejim meselesi tali bir konu olarak konuluyordu. Açıkçası şuydu leninist emperyalizm anlayışının kısaca özeti : emperyal “devletlerin güdümündeki sermaye sınıfı” kendine pazar ve hammadde ortamları bulmak için kendi devletlerini desteklemektedir. bu desteğe karşılık olarak da devletleri başka “geri kalmış” halk ve coğrafyaları, diğer “emperyalist” devletlere kaptırmamak üzere onların sömürüsüne açmada işlev görmeliydi.
bu durum haliyle iki kutuplu bir yapı ortaya çıkarır: bir yanda sömürgeci “emperyalist devletler” diğer yan da ise, onlara direnmesi gerekli olan “mazlum ulusdevletler”…
işte ulusalcı-milliyetçi-faşist güruhun ulısdevletlerini kutsama nedebleri bu leninist algıya dayanıyor. hatta denebilir ki bu “takıntı” onların hem gerçekle ilişkisini sakatlayan bir engel…ve aynı zamanda onları devlet şemsiyesi altında birarada tutmaya yarayan bir varoluş nedeni veya “cansimidi”.
oysa biliyoruz ki küreselleşme çağında devletleri kullanabildiği oranda kullanan…(yani karını arttırmasına yaradığı ölçüde destekleyen aksi halde ise derhal yokeden) bir küresel gerçeklik var. Artık devletler bu ilişkide aktör değil, sadece kullanım süresi sınırlı araç…
bu sürenin “sınırlılığı”nın, sermayenin küresel entegrasyonunun tamamlandığı zaman dilimi olacağı besbelli. o zaman için uygun bir üstyapısal biçim olarak “küresel mülkiyetin tek ulusdevleti” olacağı da bu akıl yürütmenin sonucu olarak ortaya çıkıyor…
ancak bu “küresel burjuva mülkiyetini koruyup kollayacak olan küresel burjuva ulus-devletinin “zaman” algısı ve tasavvuru…
bizlerinkine nasıl varılacağının bir örneğini ise kobané ve ROJAVADA görmeyi umalım…