(1920-2014)
Rasih Nuri İleri, Mihri Belli’nin cenazesinde
(Fotoğrafı çeken: Ersen Olgaç)
“Orta kademe yöneticiler ve sendikacılar arasında daha sıcak, daha dostça bir hava olduğu dikkatimi çekmişti. O zamanlar bütün sosyalistleri birer melek gibi gördüğümden, her parti üyesini, her yöneticiyi dikkatle inceliyor, bu “melek”lerin özelliklerini kendime mal etmeye çalışıyordum. Örneğin sendikacı Sina Pamukçu, yazar Rasih Nuri İleri, yazar Yusuf Ziya Bahadınlı vb. gibi, bana göre oldukça yaşlı görünen (o zamanlar otuz, kırk yaşlarında olmalıydılar) TİP’lilerin kendi aralarındaki konuşmalarına, şakalaşmalarına kulak kabartıyordum. Bir gün, Rasih Nuri İleri’nin, Sina Pamukçu’ya, “ne tıkınıyorsunuz yahu, bana da verin,”demesi çok hoşuma gitmişti. Demek sosyalistler de şakalaşabiliyorlardı!” (Yarılma, s. 156)
“… Rasih Nuri İleri, en solcu (!) olduğu dönemde evinde kendisine beyaz eldivenli uşaklar hizmet ediyor. (Öyle uşağa seslenmek de yok, ayıp tabii ki uşak çıngırakla çağrılıyor. Baştan zengin olup da sonradan maddi zafiyete düşen birisinin bile üyelikten çıkarıldığı, kapitalizmin en üst düzey örgütlenmelerinden birisi olan masonluğun en üst isimlerinden birisi…
NTV ekranlarında Okan Bayülgen kendisine “Rasih Amca’yı küçük yaştan itibaren tanırım” diyerek övgüler yağdırıyor. ” İstanbullu olmayanları küçümserim” diyecek kadar kendinden geçmiş Bayülgen ve Rasih Nuri aynı apartmanda oturuyor. Apartmanda daire satılacaksa yeni sahibinin kim olacağına apartman sakinleri karar veriyormuş, yani parayla da alamıyorsunuz. Kim olduğunuza göre karar veriliyor.
“Muhteremler” siz kimsiniz? Nedir bu kibriniz? Nedir bu başkalarını aşağılama merakınız? Rasih Nuri gibilerinin solcu sanıldığı bir ülkede hangi emekçi, hangi sıradan insan sola sempati duyabilir? Özellikle öyle arz edilip, ezilenlerin soldan nefret etmesi iyi sağlanıyor. Bunların sola verdiği, ideolojik ve psikolojik zararı kendilerinden başka kimse veremez…”
(Tayfun Er/ Yalıdakiler)
Rasih Nuri İleri’nin Kuledibindeki evine konuk olmuş bir araştırma için arşivine başvurmuştum. Çok babacan bir edayla beni karşıladı, istediğim derginin fotokopisini verdi. Kahve ve çay ikramını yeğeni yaptı. Öyle kibirli, havalı bir insan değildi. Bu tür nefret kokan yorumların yalanları mutlaka ortaya çıkar.
Rasih Nuri İleri’yi saygıyla anıyorum.