Patlamış Mısır Sever misiniz!

Televizyon programlarındaki yorumcuların ve “Mısır uzmanları”nın yorumlarını biraz hayret, biraz da gülerek izliyorum. Bu yorumcu ve uzmanların büyük çoğunluğu, Mısır’da patlak veren devrimin toplumsal nedenlerinden ve sonuçlarından çok, politik nedenleriyle ve sonuçlarıyla ilgililer. Efendim, Mübarek’ten sonra iktidara kim gelecekmiş. Adlarını bile öğrenemediğim, daha doğrusu beynimin öğrenmek konusunda tuhaf bir direnç gösterdiği ve kendini kilitlediği bir takım adlar sayıyorlar. Onları ilgilendiren tek şey iktidar.

Elbette ayaklanan halk da iktidar sorunuyla ilgili. Mübarek’in devrilmesini arzuluyor ama ilginçtir ki, sokaklardan yeni bir politik iktidar alternatifi çıkmıyor. Acaba güçlü bir iktidar adayı olmadığı için mi çıkmıyor, yoksa bu, halkın ortak deneyiminin, ortak belleğinin yol açtığı bir durum mu?

Bana kalırsa halk, onca acı deneyden sonra, başa getireceği yeni bir liderin ya da partinin de pek hayırlı işler yapmayacağını içgüdüsel olarak sezmiş durumda. Bu yüzden, yeni bir liderin peşinden gitmekte ya da onu el üstünde tutmakta oldukça isteksiz.

Ayrıca bu devrim, unutulmaması gereken önemli bir noktadır ki, politik motivasyonlardan çok, sosyal motivasyonların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Temelde diktatörlüğün baskısı da bir sosyal motivasyondur. Mübarek diktatörlüğü, hiç de bir tek adam diktatörlüğü değildi. Mübarek, batı sermayesiyle işbirliği yapan Mısır burjuvazisinin ve egemen sınıfının temsilcisiydi ve diktatörlüğünü onlar adına yürütüyordu. Mısır burjuvazisi, global kapitalizmin Ortadoğu’daki en önemli dayanaklarından biriydi ve bu ayaklanma aslında bu burjuvaziye ve kapitalizme karşı bir sosyal ayaklanmadır. Halk, burjuvazinin bir liderini devirip yerine yeni bir liderini getirerek bir kez daha aldanmak istemiyor. En azından içgüdüleri ve sezgileri bu yönde.

Ayaklanan kitlelerin orduya karşı tutumu da, yorumcular tarafından, Türkiye’deki gibi, halkın güçlüye boyun eğme eğiliminden doğan bir ordu hayranlığı olarak gösterilmeye çalışılıyor. Oysa durum hiç de böyle değil Mısır’da. Ordu, ortaya çıkan büyük sosyal patlamada halkla doğrudan doğruya kanlı bir çatışmaya girmenin sosyal düzeni toptan tehlikeye düşüreceğini gördü ve nötr bir tutuma girdi. Mübarek yıkıldığında düzen açısından görece sağlam bir temel gücü korumak açısından akıllıca bir davranıştı bu. Öte yandan ayaklananlar da kendi açılarından akıllıca davrandılar. Birincisi, halk çocuklarından oluşan sıradan askerlerle kardeşleşmek her devrimin kaçınılmaz sonucuydu. Ikincisi, orduyu kumanda eden subayların saf değiştirmesini ve dolayısıyla ordunun çözülmesini teşvik etmek de doğal ve yapılması gereken bir şeydi. Üçüncüsü, kritik mücadele anlarında, karşı karşıya gelen büyük güçler karşılıklı olarak birbirlerinin güçlerini denerler ve üstün gelemeyeceklerini anladıklarında, karşı taraftan bir saldırı gelmedikçe saldırıya geçmezler. Halk bugün ordu karşısında bence şöyle bir tutum takınmaktadır: O bana saldırmıyorsa ben onu neden karşıma alayım. Saldırmadığı, nötr kaldığı sürece onu kışkırtmamak en iyisi. Taktikleri sadece pek akıllı olduğunu sanan partiler belirlemezler. Halkın da bir aklı vardır ve kritik mücadele anlarında bu akıl pek de güzel işler üstelik.

Mısır’da yaşanan, bir politik iktidar kavgası değil, esaslı bir sosyal patlama, bir devrimdir.

Tüm Ortadoğu’yu sallayan bir yer sarsıntısı.

Devrimin güzel bir parolası var bugün: Patlamış Mısır!

Diğer dillerde anlamlı olmasa da, ikili anlamıyla Türkçede çok şey anlatıyor.

Gün Zileli

3 Şubat 2011

22 comments

  1. Patlamis Misir, Catlamis Hindi

    Her ne kadar yurtsevmeyen olsaniz da, baska halklarin alingan olabileceklerini hesaba katip ülke isimleriyle alay etmemek gerek. Gerçi Türkçede alay içeren ülke isimleri de yok degil. Mesela Arnavutluk da öyle. Benzinlik gibi.

  2. Ülke ismiyle alay etmek aklımın köşesinden bile geçmedi. Patlamış Mısır, Mısır halkının Devrimini anlattığı için çok güzel oturdu. Patlamış Mısır bugün dünyanın en güzel yiyeceğidir. Herkese tavsiye olunur.

  3. Patlamis Misir, Catlamis Hindi

    Nitekim ayni basligi Melih Asik da atmis. Katastrof.

  4. arnavutluk denince akla benzinlik gelmesi nasıl bi ruh halidir acaba

  5. benim aklıma arnavutluk deyince benzinlik gelmiyor. Sizin aklınıza geldiğine göre cevabı sizde olmalı.

  6. Melih Aşık da mı patlamış mısır demiş. eh aklın yolu bir.

  7. Hocam kısa net yazının her satırına katılıyorum. Beyin fırtınası yapıyoruz iyi oldu bu konuyla ilgili yazmanız. Bir de sorum olacak,
    Mısır’da doğrudan bir anti kapitalist protesto olduğunu düşünüyor musunuz?

  8. Anonim psikolog

    Arnavutluk isminin Ittihat Terakkiciler tarafindan Arnavutlarla alay etmek için konuldugundan tabii ki haberin yok. Psikolog olmak için biraz tarih de bilmek gerekmiyor mu? öte yandan Melih Asik ile aklin yolu bir tabii, nedense armut uzaga dûsmüyor. Kemalist kültür etkilesimi.

  9. Diğer makaleyi okumadan yazdım bu yorumu hocam, açıklamışsın sen zaten Öyle Bir zaman ki! de.

  10. tamamdır. şimdi ben yazacaktım ama sen görmüşsün zaten.

  11. Evet ama ben Arnavutluk’la ilgili bir şey söylemedim ki. Herhangi bir benzetme de yapmadım. Gölge boksu yapmanın gereği yok bence. Söylediklerime ilişkin yazabilirsin ancak. Melik Aşık eski arkadaşım olur. Bugün bulunduğu yeri onaylamıyorum elbette. Ama kötü bir insan değildir. Keza burada da “Kemalist” sıfatını kullanırken söylediklerimden hareket etmen daha doğru değil mi arkadaşım. Kemalist etkiyi nerede gördüğünü açık seçik ortaya koymalısın.

  12. Ayrıca ülke isimleri üzerine yapılan çağrışımlar sadece bir espridir. İngilizler, Turkey esprisi yapmaya bayılırlar mesela. Bundan alınacak ne var ki. Hindi aziz, filozof bir hayvandır. Mısır da çok güzel bir tahıl çeşididir. Ülkelerin kutsiyeti mi var. Ama Arnavutluk meselesine katılıyorum. İttihatçılar alay etmek için koymuşlarsa bu adı elbette bunun üzerinde espri yapmamak gerekir. Yani bir halkı aşağılamak anlamında. Ayrıca ben tarih bildiğimi falan da iddia etmedim. Bu bilgi için teşekkürler.

  13. ENVER HOCA DOĞUM KUTLAMASI

    Ülkemi lütfen malzeme konusu yapmayın. Şimdi, Mısır’a odaklandım da arkadaşlar.

  14. KURESEL KAPITALIZME KARSI KURESEL AYAKLANMA BU OLMALI !
    2007’nin ortalarinda ortaya çikan krizle birlikte, dunyanin degisik ulkelerinde kendiliginden sokaklara dokulen emekçilerin eylemleri, yasanan krizin sadece finansal olmayip, ayni zamanda ekonomik, sosyal, ekolojik ve politik oldugunu açik bir sekilde gostermistir. Yasanan sosyal ayaklanmalar her ne kadar farkli bir sekilde ortaya ciksa ve her ulkenin sosyo-ekonomik, politik ve kulturel yapisina gore bazi farkliliklar gosterse de, Yunanistan’dan Banglades’e, Tekel isçilerinin direnisinden Tunus emekçilerine, Fransa’da emeklilik yasasina karsi iki ay suren mucadeleden Cin Halk Cumhuriyeti’ne, Arjantin’li issizlerden Ukrayna’daki ogrenci eylemlerine kadar, dunyanin degisik yerlerinde, milyonlarca insan kuresel kapitalizme karsi « Baska bir dunya mumkun ! » diye haykirarak sokaklara dokuluyor. Genel anlamda, bunlarin tabandan gelisen sosyal patlamalar ve devrimler oldugu gun gibi ortada. Bu eylemlerin giderek yayilacagi da asikârdir. Iste bazi ulkelerde olanlar:
    Dun, Fransa’da Misir’la dayanisma eylemleri oldu ve polis kitlelere saldirdi. Gazetelerin yazdigina gore bes yarali, yuzden fazla da gozalti var. Fransizlar ozelikle Tunus sosyal ayaklanmasindan sonra, ciddi ciddi kendilerini sorgulamaya basladilar. Misirlilarla dayanismanin kendi hukumetlerine karsi ayaklanmaktan gectigini yavas yavas anlamaya basladi, Fransizlar. Yarin da Fransizlar Sarkozy def ol! diye sokaklara dokulurse sasirmamak lazim.

    Ukrayna’da, 31 Ocak’ta baslayan ogrenci eylemleri hâlâ devam ediyor. Ogrenciler, universitelerinin ozellestirilmesine karsi sokaklara dokuluyor.

    Yemen’de 100 000 den fazla kisi sokaklari isgal ederek Ali Abdallah Saleh’in hemen iktidari terketmesini istediler.

    Bunlar sadece basin da cikanlar. Bir de basinda yayinlanmayan, fabrikalarda, tarlalarda, evde, kisacasi somurunun, hegemonyanin, iktidarin oldugu her yerde yasanan direnisler var. Aslinda yasanan bu sosyal ayaklanmalarin da gunluk hayatimizda kimsenin gormedigi, duymadigi bu direnislerin bir birikimi oldugunu soylemek yanlis olmaz sanirim.

  15. yurtsevmeyen ismini ben kullanıyorum sayın zileli değil, gerçi oda yurt sevmez ama olsun genede o benim mahlasım…
    dünya bir bütündür bölünemez…
    ülkeler, insaları birbirinden ayıran bölücü unsurlardır.
    sınırlar ortadan kalksın isteyenler sınır derdine düşmezler…
    ayrıca patlamış mısırda çok tatlı bir benzetme…

  16. İki yazıya da (Patlamış Mısır Sever misiniz?, Öyle bir Zaman ki!) tahlillere de tamamen katılıyorum. Bugünkü durumu yaratan Tunus’ta başlayan Mısır’da devam eden devrimi gerçekleştiren kitlelerdir. İktidar sahipleri onu bir anda kaybetmenin şaşkınlığı içindeler. TV’lerde konuşulan iktidar dili de bir anda boşluğa düşen bilinmeyen bir dil olmuştur. Daha çok şaşıracaklar.

  17. “patlamış mısır sever misiniz!” başlığı benim de hoşuma gitti.

    işçiler, köylüler, ordunun halk çocukları, emekçiler, ezilenler,
    öğrenciler omuz omuza haydi devrim yoluna…

  18. Darbeciler cehennemi ve Ismail Y.K.

    Bir ara “Maymunlar Cehennemi” diye bir filmler dizisi vardi. Talat Aydemir de darbeciler cehenneminden yaziyor olmali. Bu arada Ismail Y.K.’yi tanir misiniz? Bomba , Facebook gibi bir kisim gençlige hitap eden bir alamanci popçu. Bomba derken seks bombasini kastediyor tabii. Ismail Y.K. ‘daki Y.K. , Yurtseven Kardesler anlamina geliyor, zira Ismail ve kardeslerinin soyasi Yurtseven. Bu sitede de demek ki Yurtsevmeyen Kardesler var. Bomba, facebook…

  19. ben kapitalist sisteme direniş olarak göremedim patlamış mısırı…sanki bir tiyatro oyunu izliyormuş hissi veriyor bana gördüklerim.yinede ümut yeşertti halkın isyanı içimde.

  20. Gün zileli abi sitesinde özgürce yorum yapılmasına imkan tanımış.binlerce yorum var yazıların altında(4 bın kadar)birsürü olumsuz yorumda yapılmıs gün abi hakkında. Ama burda bır mantık hatası var.madem gun abı özgurluk ıstegınde samımı degıl neden onu özgurce elestırmenıze olanak tanıyor?
    Evet bu mezıyet degıl yapilması gereken bırsey. Gun abıyı bı panelde bı kez dınledım uzaktan tanımam etmem.okudugum tek kıtabıda ulusalcılık. Ama haksızlık edılıyor kanımca abıye.bır omru adamıs kavgaya.lutfen kırıcı olmayalım.elestırı guzeldır.ama yapıcı elestırı guzeldır.ısıklı tabela yapıp ortasınada kahrolsun edıson yazmak komık.

  21. Gün zileli abi sitesinde özgürce yorum yapılmasına imkan tanımış.binlerce yorum var sıtedekı yazıların altında(4 bın kadar )birsürü olumsuz yorumda yapılmıs gün abi hakkında. Ama burda bır mantık hatası var.madem gun abı özgurluk ıstegınde samımı degıl neden onu özgurce elestırmenıze olanak tanıyor kı?
    Evet bu mezıyet degıl yapilması gereken bırsey. Bırsey elestırel degılse bılımselde degıldır.bılımden gıtmeyen yolun sonuda karanlıktır.Gun abıyı bı panelde bı kez dınledım uzaktan. tanımam etmem.okudugum tek kıtabıda ulusalcılık. Ama haksızlık edılıyor kanımca abıye.bır ömru adamıs adam kavgaya.lutfen kırıcı olmayalım.elestırı guzeldır.ama yapıcı elestırı guzeldır.ışıklı tabela yapıp tam ortasınada kahrolsun edıson yazmak komık yaw.

  22. Devrim karasansar

    Gün zileli abi sitesinde özgürce yorum yapılmasına imkan tanımış.binlerce yorum var sıtedekı yazıların altında(4 bın kadar )birsürü olumsuz yorumda yapılmıs gün abi hakkında. Ama burda bır mantık hatası var.madem gun abı özgurluk ıstegınde samımı degıl neden onu özgurce elestırmenıze olanak tanıyor bu sıtede?
    Evet bu mezıyet degıl yapilması gereken bırsey. Bırsey elestırel degılse bılımselde degıldır.bılımden gıtmeyen yolun sonuda karanlıktır.Gun abıyı sımdıye dek bı panelde bı kez dınledım uzaktan. tanımam etmem.okudugum tek kıtabıda ulusalcılık. Ama haksızlık edılıyor kanımca abıye.bır ömru adamıs adam kavgaya.lutfen kırıcı olmayalım.elestırı guzeldır.ama yapıcı elestırı guzeldır.ışıklı tabela yapıp tam ortasınada kahrolsun edıson yazmak komık yaw.