“Sapak” Gün Zileli’nin üç kitaplık otobiyografik çalışmasının son kitabı. Daha önceki iki kitap “Yarılma” ve “Havariler” ismini taşıyor. ‘Yarılma‘, çocukluk-ilk gençlik yılları, sol ile ilk tanışma, TIP, FKF, Dev-Genç gibi devrimci yapılarda geçen dönemlerini, ‘Havariler‘ ise üst düzey bir parti yöneticisi olarak, Aydınlık hareketi içinde geçen yılları, ‘Sapak‘ da 1983-1992 yılları arasındaki dönemi anlatıyor.
Diğer iki kitapta olduğu gibi bu kitabında en çarpıcı yanı bir otobiyografide görmeye pek alışık olmadığımız özeleştirel tutum. Otobiyografilerde genelde yazar ya her zaman mağdurdur, ya da her zaman mağrur. Her zaman doğruları önceden gören, ama sözünün kıymeti bilinmeyendir. Başarı bireysel, hata kolektiftir.
Gün Zileli otobiyografilerini sol tarih yazımı açısından benzersiz kılan da işte bu zaaflardan şaşırtıcı ölçülerde azade olması. Böylelikle kendi tarihini “bizim” tarihimize dönüştürebilmiş. İşte bu yüzdendir ki bugünümüzü anlayabilmek için bu referans metinlere sıkça başvurmamız gerekiyor. Onlar olmadan ne ulusalcılığı, ne postal yalayıcılarını, ne liboş entelektüel zevatı ne de ortodoks marksist yapıları tam olarak anlayamayız.
Üçlemenin son kitabi “Sapak”, 12 Eylül sonrasında solun yaşadığı bocalamayı, savrulmayı, değersizleşme ile başa çıkma ve yeniden var olabilme savaşını anlatıyor, ama diğer kitaplardan biraz daha farklı bir üslupla. Bu kitap diğer kitaplara göre daha deforme edilmiş bir öznel üsluba sahip. Olayların nesnellik karinesi gözetilerek aktarıldığından kuşku duymuyoruz, ama olaylar aktarılırken diğer kitaplardan aşina olduğumuz incelikli mizahi dilin acemice karikatürize edilmiş olduğunu görüyoruz. Özellikle de Doğu Perinçek, Halil Berktay ve Oral Calışlar arasında gecen danışma kurulu toplantısının bir tragedya senaryosuna dönüştürülmüş olması bu işin doruğa vardığı yer olmuş. Gerçeğin kendisini anlatsa daha komik olurdu muhtemelen.
Kitabın sonunda Anarşizm-Marksizm üzerine yazılmış bir deneme metini var. Çok öğretici ama kitabın tümü düşünüldüğünde hayli eklektik. Hem çok faydalandım hem de keşke bu konuyu başka bir mecrada tartışsaydı diye düşündüm.
Özetle “Sapak” diğer kardeşlerine göre daha kişisel bir otobiyografi olmuş denilebilir. Bu bir otobiyografi için büyük bir başarı sayılabilirdi eğer ki bu metin Gün Zileli’ye ait olmasaydı.
Özgür Akın Oto
18.11.2013
(‘Yarılma’ , ‘Havariler’ ve ‘Sapak’ isimli kitapları Nisan Kitap’tan %25 indirimli alabilirsiniz.)