• Yazdır
  • e-Posta
PAZAR, 09 MART 2014 10:38
OZ
  • PREV
  • 1 of 6
  • NEXT

EMEKÇİ KADINLAR (EKA) olarak Ocak ayında tüm siyasi çevrelere, kadın örgütlerine ve Taksim Dayanışma’ya “gelin bütün kadınlar olarak Taksim’de özgürlüğümüzü haykıralım. Kadınlar Gezi’de özgürlüğünü kazandılar ve bundan vazgeçmeyecekler” dedik. Tekrar tekrar bu çağrılarımızı herkese yineledik. Bir hafta sonra feministler “Arkadaşlar biz geleneksel yürüyüşümüzü yapacağız” dediler. Üç hafta sonra diğer kadın örgütleri ve siyasi çevreler “Biz Taksim’de olmayacağız Kadıköy’de miting yapacağız” dediler. Şubat’ın ilk haftasıyla EKA olarak afiş, bildiri çalışmalarımıza başladık. Her yıl yaptığımız gibi bu yıl da Taksim’de olacağımızı Ocak ayında internetten duyurduk.

 18.55’te Rumeli Han’ın önünde toplanıp şarkılar ve sloganlarla yürüyüşe geçtik. Fransız Konsolosluğuna gelmeden polis barikat kurdu. O andan itibaren de EMEKÇİ KADINLAR (EKA) olarak polisle tartışmaya başladık ve barikata yüklendik. Israrlar ve tepkiler üzerine polis geri çekilmek zorunda kaldı ve biz ilerledik. 19.30’da KALDIRAÇ yürüyüşe geçti ve bir süre sonra da polis barikatının önünde bizimle durdular. Böylece barikatın önünde eylem ortaklaşmış oldu.

Bu arada ne yapacağını bilmediğimiz feminist kadınların yürüyüşe geçtiğini öğrendik. Daha öncesinde polisle girilecek ciddi bir çatışmanın orada bizden bağımsız bulunan diğer kadın örgütlerinin yürüyüşlerine zarar verebileceği düşüncesiyle barikatın önünde kendi programımızı devam ettirdik. 20.15 civarı İFK (İstanbul Feminist Kolektif) geldi. Hep birlikte “YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI” sloganları atıldı. Hiçbir sorun yokken İFK hem kadın arkadaşlarımıza hem de dayanışma için gelen ve kenarda bekleyen erkek arkadaşlara hakaret etmeye, bağırıp çağırmaya başladı. Bize doğru yaklaştıklarında da yanlarına gidip ne yapacaklarını sorduk. temsilcimize verdikleri cevap tepkisel ve öfkeliydi. “Öndeki erkekli grup çekilsin biz Taksim’e yürüyeceğiz. Siz çekilin biz öyle yürüyeceğiz” Polislere yüklenmek yerine bizimle tartışan İFK’nın amacı neydi sormak lazım. “Öne geçmek istiyoruz” dediler, “buyrun geçin” dedik. “Taksim’i zorlayacağız” dediler, “Buyrun birlikte zorlayalım” dedik. “Bu eylem bizim her yıl biz yürüyüş yapıyoruz” dediler, “Biz de her yıl yapıyoruz” dedik. Ve bütün konuşma çabalarımızı baltaladılar.

İFK’nın gerçekten amacı Taksim miydi yoksa devrimci kadınları orada görmenin öfkesiyle ne yapacağını bilmezlik miydi? Başka bir kadın örgütünün eylemine gelip “bayrağını indir” deme cesaretini nereden buluyorsunuz? Esas bu davranışlar yok saymadır. İFK ile gelen kadınların bir kısmı onlarla aynı şeyi düşünmüyordu. Bizimle birlikte harekete geçtiler ve orada kaldılar. Çünkü Gezi ayaklanması kadınlar için hala devam ediyor. İFK’dan cesaret alan polis onlara şöyle çağrı yapıyordu “Öndeki gruptan uzak durun!”. Polisin bir diğer anonsu ise daha manidardı: “Biz bayanlara müdahale etmiyoruz, öndeki kadınlara müdahale ediyoruz.” Polis bir çok kez kalkanlarla itekledi, tekmelerle vurdu ve gaz sıktı. Buna rağmen EKA çekilmedi ve polise yüklendi. Bütün bunları herkes fotoğraflardan ve videolardan görebilir.

EKA olarak biz zaten polisle tek başımızaydık ve İFK’nın (onlardan hemen sonra da KALDIRAÇ’ın çekilmesi) asıl olarak oradan çekilmesi Kadın Dayanışması’na ne kadar uygundur? Kadınların güçlü ve kitlesel karşı koyuşuyla Taksim’in yolu açılabilirdi. Bu nedenle ta en başından beri bunu savunduk ve bunun için çabaladık.

Emekçi kadınların özgürlüğünü savunan erkek arkadaşlardan hiçbir rahatsızlığımızın olmadığını her yerde daima dile getirdik. Çünkü sorunun temeli ve sorunu her gün yeniden yeniden besleyen sistemin kendisidir. Kaynak kurutulmadığı sürece gerçek gelişmenin ve özgürlüğün yolu açılmayacaktır. 8 Mart’ta eylemin bütün sorumluluğunu EMEKÇİ KADINLAR üstlenmiş, erkek arkadaşlar onların yönlendiriciliğinde olmuşlardır. Bu nedenle İFK’nın yaygarası boş, yalan ve anlamsızdır. Bunları fotoğraflardan da bir kez daha herkes görebilir.

Ne feministlere, ne de translara yönelik hiçbir fiili saldırımız asla olmamıştır. Bizimle birlikte gelen ve kenarda bekleyen hiçbir erkek arkadaşımızın da bir fiziksel şiddet olayıyla bağlantısı olmamıştır. Bize “Bayraklarınızı indirin” diyen feministlerin mor bayrakları da bir ideolojinin ifadesi değil midir?

EMEKÇİ KADINLAR (EKA)

9 Mart 2014