(Kaynak: Evrensel Gazetesi – www.iwallerstein.com’dan Çeviren: Mithat Fabian Sözmen)
Libya’da neler olup bittiğine ilişkin o kadar çok takiyye ve aklı karışık analiz var ki nereden başlanacağını bilmek zor. Durumun en göz ardı edilen yanı dünya solundaki derin ayrılık. Başta Venezuella olmak üzere birkaç sol Latin Amerika ülkesi Albay Kaddafi’ye tam destek verdiklerini açıkladı. Fakat Ortadoğu, Asya, Afrika, Avrupa ve Kuzey Amerika’lı dünya solunun sözcüleri bu görüşlere katılmadı.
Hugo Chavez’in değerlendirmesi öncelikli olarak ve aslında yalnızca ABD ve Batı Avrupa’nın Kaddafi rejimine karşı tehditkâr ve suçlayıcı davranmasına dayanıyor. Kaddafi, Chavez ve diğerleri Batı Dünyası’nın Libya’yı işgal etmek ve Libya petrolüne el koymak istediklerinde ısrarcı. Bütün bu analiz geniş ölçekte neler olduğunu tamamen kaçırıyor ve Chavez’in hükmüne de kötü bir şekilde yansıyor-tabii ki onun dünya solundaki itibarına da.
Her şeyden önce son 10 yıl boyunca ve hatta birkaç hafta öncesine kadar Kaddafi, Batı Dünyası için pozitif bir figürdü. “Terörizmin” destekçisi olmadığını kanıtlamak için her yolu deniyordu ve tek istediği dünyanın jeopolitik ve ekonomik sistemine tamamen entegre olmaktı. Batı Dünyası ve Libya bir kârlı anlaşmadan ötekine girişiyordu. En azından son 10 yılı göz önüne aldığımda benim için Kaddafi’yi dünya anti-emperyalist hareketinin bir kahramanı olarak görmek hayli güç.
Hugo Chavez’in yanıldığı ikinci noktaysa şu ki, Batı Dünyası’nın Libya’ya kayda değer bir askeri müdahalesi olmayacaktır. Yapılan basın açıklamalarının tamamı yerel kamuoyunu memnun etmekten ibaret olan söylevler. Güvenlik Konseyi’nden gerekli karar çıkamaz çünkü Rusya ve Çin buna katılmaz. NATO’dan da böylesi bir karar çıkamaz çünkü Almanya ve birkaç başka ülke daha buna katılmaz. Sarkozy’nin Kaddafi karşıtı militan tutumu bile Fransa içinde tepki topladı.
Ve her şeyden öte ABD’de askeri bir harekata karşı olan muhalefet hem halktan hem de daha önemlisi ordunun ta kendisinden geliyor. Savunma Bakanı Robert Gates ve ABD Müşterek Kurmay Başkanları lideri Amiral Mullen, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi konusundaki itirazlarını basın önünde açıkladı. Aslında, Gates daha da ileri gitti ve 25 Şubat’ta West Point Harp Okulu’ndaki asker öğrencilere seslenerek: “Kanımca ABD’nin bir daha Asya, Ortadoğu ya da Afrika’ya büyük bir kara ordusu göndermesini tavsiye eden bir savunma bakanı önce beynini kontrol ettirmelidir” dedi. ABD’deki kimi şahinlerin çağrısına rağmen Başkan Obama da böylesi bir harekata direnecektir.
Dolayısıyla mesele Batı kaynaklı bir askeri müdahalenin gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi değil. Mesele, Kaddafi’nin kendisine yönelik muhalefeti en vahşi şekilde bastırmasının 2.Arap Devrimleri’ne yapacağı sonuç. Libya, Tunus ve Mısır’da gerçekleşen başarılı ayaklanmalardan dolayı telaşlı. Ve eğer ortada gizli bir anlaşma varsa bu Kaddafi ile Batı arasındadır ve Arap devrimlerini yavaşlatmak, hatta ezmeye yöneliktir. Kaddafi başarılı olduğu sürece bölgedeki diğer despotlara şu mesajı verecek: Halka imtiyaz tanımaktan ziyade onlara daha çok baskı uygulamak isyanları bastırmada daha etkili bir yoldur.
Latin Amerika’daki bazı iktidarlar değil belki ama dünya solunun gördüğü budur. Samir Amin’in Mısır’daki ayaklanmalara dair analizinde belirttiği gibi, göstericiler içerisinde birbirinden farklı 4 grup vardı. Gençlik, Radikal sol, Orta sınıf demokratlar ve İslamcılar. Radikal sol, senelerdir baskı altındaki sol partilerden ve yeniden güçlenmekte olan sendikal hareketlerden oluşuyordu. Libya’da çok daha ufak bir radikal sol ve daha da güçsüz bir Ordu olduğundan şüphe yok(Kaddafi’nin kendinden emin politikaları sebebiyle). Dolayısıyla oradaki ihtilaftan çıkacak sonuç hala belirsiz.
Arap Birliği’nin liderleri Kaddafi’yi basın önünde kınıyor olabilir ama çoğunluğu onu takdir ve taklit ediyor.
Dünya solundan iki tanıklıkla bitirmemiz faydalı olacaktır. Afrika’daki birçok radikal hareketle birlikte çalışmalar yürüttüğü için bölgede tanınan İrlandalı Marksist aktivist Helena Sheeham Kaddafi rejimi tarafından üniversitede ders vermesi için Libya’ya çağrılmıştı. Sheeham, ülkeye geldiğinde isyanlar başladı. Üniversitedeki dersleri iptal oldu ve kendisini çağıranlar tarafından yüzüstü bırakıldı. Ülkeden bile tamamen kendi imkanlarıyla ayrılabildi. 8 Mart’ta günlüğüne şöyle yazmıştı: “Rejimle alakalı tüm kararsızlıklarım bitti, bitti, bitti… Bu acımasız, yozlaşmış, namussuz ve yalanlarla dolu bir rejim.”
Aynı zamanda Güney Afrika’nın önemli sendikalarından ve ülke solunun temsilcisi COSATU’nun açıklamasına da bakabiliriz. COSATU, Libya’daki toplumsal ilerlemeyi övdükten sonra şöyle diyor: “Yine de COSATU, bu ilerlemelerin Albay Kaddafi’nin baskıcı diktatörlüğüne karşı isyan edenleri katletmenin mazereti olabileceğini kabul etmemektedir ve Libya ve tüm kıtadaki demokrasi ve insan hakları mücadelesine desteğini açıklamaktadır.”
Gözümüzü küreden ayırmayalım. 2.Arap Devrimi, şu anda dünya çapında gerçekleşen en kilit mücadeledir. Bu mücadeleden gerçekten radikal bir sonuç çıkarmak yeterince zor. Kaddafi şu anda Arapların ve Dünya Solu’nun karşılaştığı en ciddi engel. Belki de hepimiz Simone de Beauvoir’in şu vecizesini hatırlamalıyız: “Kendinizi özgür kılmak istemek başkalarının da özgür olmasını istemek demektir.
Bir takim hainler, diktatörler, ajan provokatörler, saçma sapan adamlar güruhu….
kardeş madem öyle ne kasıyon uğraşma sen. maaşla mı çalıştırıyolar.
Venezuela’daki dikta mi dünya solu? Kaddafi’nin okul bozuntusunda ders veren “marksist aktivist” (peh, peh, peh) mi solcu?Libya’daki “sosyal ilerleme”yi öven sendika mi? Yoksa Simon de Beauvoir mi? Yoksa bu yaziyi yazan egzantrik sahsiyet mi, yoksa bunu çeviren mi, yoksa yoksa “dünya solu” diye yekpare bir blok olduguna inanan aklievveller mi? Troll avlamadan önce bunlari düsün de sonra alinganlik yap gardas.
alınganlık mı heh! ulan bu siteyi kaç aydır sabaote ediyorsun. hala bana soru sorup beni tahrik edecek cevaplar peşindesin. cevapsız yaşayamazsın bunu biliyorum da dediğim şu madem sol diktacı vesaire bu siteye giren insanlar da kendini senin gibiler dışında devrimci diye arif ediyor. ee amacın ne, burada her yazının altına alakasız saldırgan yazılar yazmak senin mesleğin muhtemelen internet polisi seni. bi de utanmadan ironik tavırlar peşindesin. allah ıslah etsin seni gardaş(!) yoksa bu tavırlarını gerçek dünyada da sergiliyorsan başkaları terbiye edebilir. ama biliyoruz ki zekasız troller günışığına çıkamaz. taş olursun taş.
Git kendini terbiye et ve patronunu kötü örnek alma. Internet polisi veya polis senin gibi zavallilari ne yapsin, ülkede tüm darbecileri, tetikçileri bitirdi de seninle mi ugrasacak, sana polis degil doktor gerek.
evet kaddafi’den kurtulmak gerekiyor artık.Bunda hemfikirim.Ama aynı zamanda insancıl emperyalizme de karşı gelmek gerekiyor.
Nedense kaddafi diktatörken.Bahreyn ve yemen’fde yapılan katliama ses çıkarmayanlar halkların dostu olamaz.Libya’daki halk hareketi eğer emperyalistlerden medet umuyorsa sonları pek parlak değil.Bir gün halk bir kez daha onları tarihin derinliklerini gömerek adlarını bir hatırlamayacaklar….
Halk her türlü iktidarı devirip alternativ bir yaşamı seçmediği sürece komün yaşam gibi, her türlü sömürüye açık olacak gibi görünüyor. emperyalistlerde kendi diktatörleride birbirinden ne bir eksik ne bir fazla Bir elmanın yarısı biri sensin biri ben misali.
Anarşizm, halkın kendi gücü kendi iradesi her şeyin üstünde.
bu makale de durumu açıklamış değil. kaddafi ya da batı; neden 3. bir seçenek yok (mu)?
Amerikan ordusu bir yazılım satın almış ve dünyanın her yanında blogları, siteleri ve sosyal paylaşım sitelerini takip ederek, Amerikan karşıtlığına karşı, kaynağın bulunduğu ülkeye ilişkin arka plan bilgilerine de sahip, sanal kimliklerle mücadele edecekmiş. Yani bu yazılım site ve blogları tespit edecek, yazılımın yönlendirdiği bir takım kimlikler buraları maniple edecek ve karşı propaganda yürütecekmiş. CENTCOM’un başındaki general bununla ilgili geçenlerde parlamentoda bilgi vermiş. Bütün Amerikan gazetelerinde vardı; Bianet de bu haberi vermiş. Bizim AKP’li, bu Amerikan ordusunun yazılımının yarattığı siber bir kimlik olsa gerek. Seni gidi Pentagon hayalisi seni! 🙂
Bardamu,bu palavralara inaniyor musun gerçekten, acaba ABD’yi kadir i mutlak göstermek isteyenler ABD’nin sanal kimligi olmasin. Sonra bir bak bakalim Bianet’i kim finanse ediyor? Ak Parti’si ne elestiri getirmeden önce bir düsün bakalim haydut Sarko BM kararlarini çarpitip Libya halkini bombalarken Ak Parti hükümeti neden barisçi çözüm istiyor. Islam allerjisi , halk allerjisi gerçeklerin görülmesine engel olmasin.
e simdi ben bu immanuelden suphelenmezde ne ederim emperyalist cete kaddafi yi bahane edip petrol icin arap oldurmeye devam ediyor, demekkiiii chavez in yaninda ya politik bi cahil sayacagiz immanueli yada emperyalizmin solun kafasini bulandirmakla gorevlendirdigi emperyalist bir ajan, eh libya nin ölü bebekleri nin diyecegi seyler olacaktir immanuel sarlatanina)))))))
Libya’da bir maymun kabile savaşı çıkardı
Libya’nın güneydoğusundaki Sebha’da perşembe günü bir maymunun sebep olduğu kabile çatışmaları nedeniyle kentin “afet bölgesi” ilan edildiği bildirildi.
Associated Press’in haberine göre, Libya’nın Sebha şehrinde, Gazazefe kabilesinden üç genç, okula giden liseli kızların üzerine maymun saldı. Maymun, Evlad Süleyman kabilesinden bir kız öğrencinin başörtüsünü çıkardı. Ardından da Evlad Süleyman kabilesinden bir kişi, intikam almak için önce maymunu ardından da söz konusu üç genci öldürdü.
AA’nın haberine göre, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM) Sözcüsü Abdullah Belihak, yaptığı açıklamada, Sebha kentinde kabileler arasındaki silahlı çatışmaların perşembe gününden bu yana devam ettiğini belirtti.
AFET BÖLGESİ İLANI
TM’nin Sebha’yı “afet bölgesi” ilan ettiğini kaydeden Belihak, kentte eğitimin durduğunu, güvenlik zafiyetinin yaşandığını, sağlık hizmetlerinin kötüye gittiğini ve atık sular nedeniyle bölgede gölet ile bataklıkların oluştuğunu ifade etti.
Belihak, TM’nin, Sebha’da çatışan taraflarla irtibata geçilerek sorunların çözülmesi ve çatışmaların durdurulması için üç ayrı komite oluşturduğunu bildirdi.
Ulusal Mutabakat Hükümetinde (UMH) görevli Savunma Bakanı Mehdi el-Bergasi de yaptığı yazılı açıklamada, Sebha’daki krizin taraflarına sağduyu çağrısında bulundu. Bergasi, taraflardan “kişisel ve kabilesel anlaşmazlıklarını ve silahlarını bir kenara bırakarak diyalog kurmalarını ve ülkenin geleceği için birlikte çalışmalarını” istedi.
Sebha kentinde kabileler arasında perşembe gününden bu yana süren çatışmalarda en az 21 kişinin öldüğü, 40’tan fazla kişinin yaralandığı belirtilmişti. Libya’daki Tobruk merkezli hükümet de kabilelerin önde gelen isimleri ve kanaat önderlerinden, “Sebha’daki çatışmaları sona erdirmek için ara buluculuk yapmalarını, akan kanı durdurmak için kan davalı ailelerle görüşmelerini” istemişti. Bunun üzerine bazı kabile temsilcileri, Sebha’da uzlaşının sağlanması çabaları çerçevesinde dün kente gitmişti.
İki kabile arasında daha önce de şiddet olayları yaşandığı ancak bu boyuta hiç ulaşmadığı kaydediliyor.
http://www.hurriyet.com.tr/libyada-bir-maymun-kabile-savasi-cikardi-40284672
http://haber.sol.org.tr/dunya/bizim-cici-medyamiz-libyadaki-catisma-maymun-yuzunden-mi-176575