İP, GENEL KURMAYIN EMRİNDEKİ FAŞİST BİR PARTİYE DÖNÜŞMÜŞTÜR
Benim de, 1969 yılındaki beş kurucusundan biri olduğum, o zamanki adıyla Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP), adının kısalması oranında sağa kaymış ve bugünkü İşçi Partisi (İP), sonuçta, Genel Kurmaya bağlı, eli bayraklı, faşist bir parti haline dönüşmüştür. Bu partinin bugün vardığı yer, benim gibi kıdemli devrimcilere, “geçmişte güzel, devrimci şeyler de yapmıştık canım” dedirtecek bir gönül rahatllığına dahi izin vermeyecek kadar vahim bir yerdir.
Hiç kimseye iftira atmiyorum. Terkettiğim bir örgütü karalayarak kendimi rahatlatmaya çalışmıyorum (tam tersine, onun bugünkü lekesinin benim geçmişime de yayılacak kadar koyu olduğunu hissediyorum). İdeolojik rakiplerimi damgalamak için bol keseden atıyor da değilim. İP hakkındaki bu yargıya varıncaya kadar çok uzun bir süre bekledim ve düşündüm. Ama artık, kendi gördüğüm bir gerçeği ilan etmemenin de dürüstlük olmadığı kanısındayım.
İP’in Genel Kurmayın güdümünde faşist bir parti olduğu sonucuna nereden vardığımı kısaca açıklamak istiyorum.
Birincisi, bu parti, Türk devletinin, başta ordu olmak üzere halka karşı bütün baskı araçlarının açıktan destekçisidir. Genel Kurmayı “devrimci” ilan ederek, aslında kendi faşistliðini ilan etmiştir.
İkincisi, bu parti, açıktan açığa tank paletlerinin savunuculuğuna, dolayısıyla ordunun faşist bir darbe yapmasının teşvikçiliğine soyunmuştur.
Üçüncüsü, bu parti, devletin istihbarat örgütleriyle bir istihbarat alışverişi içindedir ve oradan beslenmektedir.
Dördüncüsü, bu parti, Kürtlerin Türk ordusu tarafından ezilmesinin açık teşvikçisi konumundadýr.
Beşincisi, bu parti, Gazi Mahallesi olaylarında olduðu gibi, halk hareketine karşı devletten ve devletin polis güçlerinden yana tavır almaktadır.
Altıncısı, bu parti, Türk ordusunun sınır ötesi harekatlarıanın gönüllü destekçisidir ve başka ülkelerin Türk ordusu tarafından işgal edilmesinin savunuculuğunu yapmaktadır.
Yedincisi, bu parti, Türkiye’deki anti-militarist hareketin azılı bir düşmanıdır.
Sekizincisi, bu parti, son 1 Mayıs ve 2 Temmuz gösterilerinde görüldüğü gibi, radikal gösterilere katılıp, polisin himayesinde Türk bayrakları sallayarak, radikal hareket saflarında açık bir provakatör rolü oynamaktadır. Bu partinin lideri, televizyon ekranlarında devrimcilere ana avrat sövecek kadar fütursuzdur.
Dokuzuncusu, bu partideki, tek kişi yönetimi ve parti içi zorbalık, faşist partilere bile dudak ısırtacak boyutlara ulaşmıştırk.
İşte bu partinin yeni “dokuz ışığı” budur.
Gün Zileli,
3 Temmuz 1997
Not: Bu yazı, Birikim’e yollanmış, ancak yayımlanmamıştır.
Yazının baştan sona bir kin ve düşmanlık yazısı.
AKP’nin emrine giren bir ruh hali ancak böyle küfür yazıları yazar.
G.Zileli Gladyo’nun mallarını pazarlamaktadır.
Bu yazılarınız ancak Eymürlerden ve Fetullahcılardan destek bulabilir.
G.Zileli,H.Berktay,O.Çalışlar,bu isimler AKP tarafından devşirilmiştir.
Dönekliğin ruh hali ancak yukarıdaki yazılarla dile gelebilir.
Yazının tarihi 7 temmuz 1999’u gösteriyor. O zaman AKP kurulmuş muydu?
İşçi Partisi’nin Genel Başkanı Doğu Perinçek, 21 Ekim 2010’daki Ergenekon duruşmasında Danıştay cinayetinin sanığı Osman Yıldırım tarafından yumruklanmıştı. Tanıkların dinlendiği duruşmaya ara verildiği sırada salondan çıkan Osman Yıldırım, içeri giren Doğu Perinçek’e yumruk atarak “hafif travma” geçirmesine neden olmuştu. Maruz kaldığı saldırı hiçbir şekilde tasvip edilemez, kendisine geçmiş olsun. Ancak Perinçek, sağlık kontrolü için götürüldüğü hastanede avukatlarıyla bir açıklama yapmış ki, bu, travmanın pek de hafif olmadığını gösteriyor. Perinçek, saldırı için şöyle demiş: “ABD ve Haçlı gericilik, Türkiye’yi parçalıyor; Cumhuriyeti yıkıyor; Danıştay Yargıcını katlediyor; bir yumruk da bize gelmiş, çok değil. Arkasındaki gücü biliyoruz!”
AKP 2001 yılında kurulmuş. Aydınlıkçıların hepsi de mi el ele yürüdükleri faşistlerce yumruklanıp travma geçirdi acaba.
Gladyonun en has adamı Veli Küçük için “onunla iyi dost olmayı isterdim”, faşist Levent Temiz için ise “Çok değer verdiğim bir gençtir” diyen Perinçek değil de Gün Zileli mi Gladyonun mallarını pazarlıyormuş. Aydınlıkçılar çok ağır travma geçiriyorlar, çok…
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/473699.asp
Fetullahcı Gladyo’nun kirli bilgilerini ezbere sıralamak Bardamu vb öğelerin sola dışardan saldırmaktan başka işi olmayanların üstlendiği görevdir.
Gladyo’nun elinize tutuşturduğu kirli belgeleri yaymak ancak karşı devrimcilerin yapabileceği iştir.
Iste budur TSP’lerinin Cumhuriyeti, IP’lerinin, diger TKP-Pelerin Cumhuriyeti. Ne Mutlu P’yim diyenlerin cumhuriyeti. Partisi Cumhuriyet Halk P’si olan cumhuriyeti, ulu önder dedikleri Ata P’ye tapanlarin cumhuriyeti. YIKILACAK bu cumhuriyet, yalakalari ve stepneleri ile birlikte.
Baranas arkadaş, eğer “kirli belgeler”le kastınız, Perinçek’in son açıklamasıysa (yani “Haçlı gericilik” açıklaması) lütfen bunu yalanlayan bir açıklama yapsın İP yetkili organları. Sevinerek basarız. Çünkü bu deli saçması lafların edilmiş olabileceğine ben de inanmak istemedim gerçekten.
Sola dışarıdan saldırı mı, karşı devrimci mi! Güleyim bari… Solu arıyorsan yanlış adrestesin BaranaS, genel kurmayın, gladyonun kuyruğunda mı solculuk, devrimcilik yapıyorsun! Orada olunsa olunsa İP gibi faşist olunur. Senin kafan çok karışmış, çok…
beklenen, biraz gecikmiş..ama hakkıyla vurmuş bir yazı..
gün zileli’ ye yakıştı.
sayın zileli, YARILMA isimli kitabınızı epey aradıktan sonra buldum.zevkle okudum.sizi egeye gönderenler Ankara da kaldılar…sonrası malum…
her hafta AYDINLIK ALIRIM.iki üç sayı öncesinde BBP için “hırant katilleri bu partnin uzantıları…”şeklinde yazmıştı.
bu parti ile daha yakında istanbul da ortak miting yapmadılar mı.bu parti liderini eski katili kürsüye övgülerle davet ettiler.
yazacak şey çok…saygılarımla…