Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

Hegemonya Bunalımı ve Yeni Hegemonik Bloklaşmalar…

İktidar Bloku, Siyasi Tahlil

 

 

Gramsci’nin, iktidar teorilerine en büyük katkısı, iktidar denen olguya hegemonya kavramını sokmuş olmasıdır. İktidar sadece devlet aygıtı ve zor araçları değildir. Her iktidar aynı zamanda ideolojik hegemonyaya dayanır. Bu ideolojik hegemonya, iktidarın, yönetilenlerin rızasını almasını sağlar.

İktidarların ideolojik hegemonyası çöktüğü zaman geriye sadece zor aygıtları kalır ki, bu, iktidarın çöküşünün de başlangıcıdır. İdeolojik hegemonyayı, yani halkın rızasını kaybeden bir iktidarın çok fazla ayakta kalması mümkün değildir.

İdeolojik hegemonyası bir süredir epeyce yıpranmış olan AKP’nin iktidar bloku, son yolsuzluk operasyonuyla hem çöktü, hem de ideolojik hegemonyayı esasen kaybetti. Artık AKP’li medyanın kalem erbabı bile yazdıklarına inanmıyor. Bu çok açık. Bugün bir anket yapılsa AKP’ye oy verenlerin oranının yüzde otuzlara düştüğü görülecektir.

Bu durumda, konuya bir de ideolojik hegemonya açısından bakıp iktidar adayı yeni bloklaşmaları ve saflaşmaları ele almakta yarar var.

AKP iktidarı safından meseleye bakacak olursak, AKP’nin müttefiklerini kaybettiğini (Kürt siyasal hareketinin AKP ile ittifakı sürdürmeye istekli kesimi hariç. Bkz: BDP milletvekili Nursel Aydoğan’ın hükümet yanlısı açıklaması), dolayısıyla, AKP’nin merkezini oluşturduğu iktidar blokunun çöktüğünü söyleyebiliriz. AKP yeni müttefikler bulup iktidar blokunu onarabilir mi? Bu pek mümkün görünmüyor. AKP’nin yapabileceği tek şey, iktidarın zor aygıtlarına dayanarak eski müttefiki Cemaatçilerin ve genel olarak muhalefetin üzerine yürümektir. Bunun yeni “Ergenekon” davalarıyla yapılmaya çalışılacağını daha önceki iki yazımda belirtmiştim.

İktidar Bloku’nun çöküşüne paralel olarak alternatif bir iktidar adayı blok oluştuğu ise çok açık. Nedir bu? Şudur: Merkez CHP (Kılıçdaroğlu), MHP (MHP merkezinin tutumu henüz netleşmemiş olmakla birlikte) ve Fetullah Cemaati. Bu yeni “iktidar bloku”nun pek bir ideolojik tutarlılığı yoksa da yeni bir ideolojik hegemonya için önemsenecek dayanakları olduğu düşünülebilir: AKP’nin yozlaşmış iktidarına karşı “temiz” bir iktidar alternatifi; ılımlı laiklikle ılımlı İslamı birleştiren (bu noktada harç MHP olabilir) bir yönelim; Kürt meselesinde T.C.’ci bir “ulusal birlik” yönelimi tutturmak ve dolayısıyla Kürtlere karşı eski milliyetçi yönelime kapıları yeniden açmak. Bu blokun ABD’den de destek aldığı rahatlıkla söylenebilir.

Ulusalcılar ise bugünlerde hep bir ağızdan “aslanlı yol” alternatifini ortaya atmaktadırlar. Bununla kastedilen Atatürk yoludur. Bu blokun bileşenleri nelerdir ya da neler olması planlanmaktadır? Ulusalcıların kimleri hedef aldığından yola çıkalım önce. Ulusalcılar, AKP-Cemaat-Abdullah Gül ve Kılıçdaroğlu’nu hep bir arada hedef tahtasına koymuş bulunuyorlar. Bunun anlamı, ulusalcıların AKP iktidarından olduğu kadar, yukarda sözünü ettiğim merkez CHP-Cemaat-MHP ittifakından da rahatsız olduğudur. Bunun yerine onlar, CHP’nin ulusalcı kesimi (CHP’nin bütününden ya da merkezinden umutlu değiller), MHP (Bahçeli böyle bir ittifaka girer mi? Girmezse MHP’nin tabanı arzulanmaktadır), İP ve şimdilik geri planda duran Demirel-Cindoruk’un Milli Merkez’inin oluşturacağı bir ittifakın peşindedirler ve ciddi ciddi bunun bir iktidar alternatifi olduğunu düşünmektedirler. İdeolojik yönelimleri ise açıktır: Yeniden eski tür devletçi diktatörlük; yeniden Kürt düşmanı bir ulus devletçilik. Bu arada, dünkü yazımda belirttiğim gibi, bu ulusalcı blokun “anti-emperyalizm” adına AKP iktidarına, hatta T.C.’nin hegemonyacılığı adına T.C. yanlısı bir Abdullah Öcalan’a gizli ittifaklar önermesi olasılığı da dikkate alınmalıdır. Aydınlık gazetesinde sürmekte olan “İmralı’daki Öcalan Diyor ki” yazı dizisinde, Öcalan’ın, T.C.’ye, Ortadoğu’da hegemonik bir yayılma için Kürtleri koç başı olarak öneren cümlelerinin yorumsuz veriliyor olması ilginçtir.

İktidara adaylığını koyan bu iki blokun dışında kalan güçler nelerdir?

Bunlar, toplumsal devrim ya da Gezi hareketi olarak da adlandırabileceğimiz devrimci-sol güçler ve Kürt ulusal hareketidir.

Bu güçleri şöyle sayabiliriz:

ÖDP ve çevresindeki bileşenleri (buna kimi yerlerdeki sol veya gerçekten sosyal demokratik CHP kesimlerini de ekleyebilir miyiz?); BDP-HDP (AKP’ye angaje olanların dışındaki Kürt hareketi);TKP ve sol cephe; dağınık ML sol örgütler; dağınık Anarşist ve Troçkist parti, grup ve çevreler; anti-kapitalist Müslümanlar. Bu güç, BDP-HDP’nin yüzde beş oyunu saymazsak, oya tahvil edilebilecek bir kitleye sahip olmasa da, Gezi hareketinin rüzgârını arkasına almış önemli bir ideolojik hegemonya gücüdür ve bugünkü mücadelede özellikle bu gücüyle dikkate ve ciddiye alınmalıdır. Bu kesim kendi arasında bir bloklaşma yaratabilir mi? Solun “ideolojik saflık” refleks ve gelenekleri dikkate alındığında bu biraz zor görünüyor ama hayat böyle bir bloklaşmayı zorlayacakmış gibi de görünüyor. Şahsen ben böyle bir “halk cephesi”nin ya da Gezi hareketi temsiliyetinin devrimin bugünkü aşamasında yararlı olacağını düşünüyorum. Toplumsal devrim mücadelesi ancak olabildiğince büyük güç birikimleriyle yürütülebilir.

Yazıyı bitirirken 2014 yerel seçimlerine ilişkin taktikler konusunda da bir iki şey söyleyeyim: Yeni oluşumlar ve bloklaşmalar çerçevesinde bakarsak, AKP’ye karşı en güçlü adayları destekleme politikasının geçerliliğini kaybettiğini görebiliriz. Çünkü AKP zaten kaybetmiştir. Bugün, sol eğilimli CHP adaylarının dışında CHP’ye oy vermenin yukarda sözünü ettiğim yeni iktidar bloku’na oy vermek anlamına geleceği açık. Bu durumda, ya anarşistlerin ve bir kısım “hard-corn” Troçkistin (mesela DİP) önerdiği türden bir boykot tutumunu benimsemek ya da güçlü bir sol blok oluşursa, bu blokun adaylarına (bu kimi yerlerde CHP adaylarına oy vermeyi de kapsayabilir) oy vermek şeklinde bir tutum olabilir. Önümüzdeki üç ay içinde, yukarıda sözünü ettiğim sol ve devrimci bileşenlerin bir blok oluşturması için çaba göstermek en iyi yol gibi görünüyor.

 

Not: Arkadaşlardan, çok yazı yazdığım yönünde uyarılar alıyorum. Onlara hak veriyorum ama acil gelişmelerin beni sık yazmaya zorladığı da bir gerçek. Umarım bu yazım, uzunca bir süre yazmayıp beklememi sağlayacak bu yılın son yazısı olur.

 

Gün Zileli

20 Aralık 2013

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

 

 

 

101 Comments

  1. Anonim

    o uyaran arkadaslara selam söyle bizden, biz okurlar geri zekalimiyiz cok yazinca takip edemeyecek okumayamayacak kadar.. karismasinlar her ise…

  2. Anonim

    önerme cok güzelde hem BDP HDP deki hem TKP nin SOL CEPHESIndeki ben öncüyüm tek alternatif benimm subjektifini neremize sokacagiz….

  3. Gün Zileli

    bu reflekse dikkat çekmiştim zaten.

  4. Gün Zileli

    :)))

  5. Murat

    Böylesi bir gündem de yıl sonuna kadar dayanamazsın 🙂
    Sessiz kalanlardan, kalmaktan daha iyidir çok yazı yazmak 🙂
    Daha önce ki yazılarında da hareketle, şunu demek isterim. Senin bu solcuları önemsediğin kadar, onlar biz anarşistleri kaale bile almadıklarını biliyorum. En azından şu sitende ki yazıları toplasan, silkelesen onlarca birlik mesajı içeren yazı çıkar. Lakin karşı tarafta böylesi bir talep yok. Kuruluş ve Kongre dönemlerinde, ekoloji, surayniler, lgbt bireyler gündeme gelirken, şu an kimsenin esamesi okunmuyor. Sosyalistler, Kürtlere, Kürtler Akp ye yaslanırken nasıl olcak bu işler ? “Aman süreç bozulacak” diye geziye geç kalanlar sonradan özür dilemişlerdi. Şimdi de aynı tavrı mı gösterecekler, sonra yine mi özür gelecek ?
    Mesala Sırrı Süreyya, bir hdp li olarak değilde, bir birey olarak, gezi de ki gibi, bugün kalksa dese ki, “Alın lan meclisiniz yere batsın, her yer kokuyor” ve vekillikten istifa etse ? fenamı olur ? belki o zaman düşünmeye başlarız “devrimci bloku”

  6. Gün Zileli

    O kadar da değil. Somut güç oluşturmada anarşistleri ciddiye almazlar ama (anarşistler kendi kendini ciddiye alıyor mu sanki) anarşizmin onların üzerinde önemli bir ağırlığı var.

  7. AnarkoPic

    İnsanlar şu hayatda en çok sevdikleri çocuklarına, kardeşlerine bile, hem de haksız yere olsalar dahi toz kondururlar da, putlarına kondurmazlar, konduramazlar. Ne kadar patolojik, tuhaf bir durum. İnsan aklının uçsuz bucaksız yağmalanıp, bir tane bile sorgu birimi kalmaması ve kendisini yaratan canavarı, bu sefer tekrar ve tekrar kendi yaratarak buna kul köle olması; güzel bir deyişle kendi katiline aşık olması. Çocuğuna duyduğu sevgiyi tabi ki, asla heykellere, putlara, donuk tarih satırlarına duymaması ama kendisi olmayan kendisini yaratığı ile özdeşleştirmesi, hayatı onun perspektifinden, ancak onun izinden izleyebileceği sanrısı. Doğruluğundan-yüceliğinden-insaniliğinden kayıtsız emin olması. Dehteş bir aidiyet duygusu, adeta onsuz hayatın anlamını yitireceği korkusu. Yapılan katliamları, sapıkça nitelendirilebilecek yolsuzluk rakamlarını bile anlamlandırma ya da örtme çabası. Erdemsizliklere neden arama. Ve tüm bunlar olurken iktidarların-diktatörlerin yarası açık bırakılmış beyinleri iyice alt üst etmesi. Velhasıl; insanın beyninde-aklında-zihin dünyasında; kendisi olması, doğayı işte tam oradan sevmesi, hissetmesi gereken yerde, gelmiş, geçmiş ve gelecek diktatörler için her zaman bir rezervasyon olması; oldurulması. Devrim; marşlar ve ilahiler içinde insan düşüncesini sömüren o yer ayartılmalara, sadece bireyi, kendinin kendisini koymaktır. İşte o zaman her birey ayrı bir evren olacaktır; herbirimizin içindeki o eşsiz ve farklı yıldızlara dokunarak, hissederek, doğanın kendisine dönüşerek.

  8. Anonim

    Sirri Süreyya dan AKP yi ve sistemi zora sokacak bir istifa bekliyen arkadas , anla artik, Sirri Süreyya Gezi Parkinda ki agaclari savunanlarin eylemine destek verdi, Gezi direnisinin gelecegi düzeyin ne olabilecegini bilseydi önderlik edermiydi bilinmez, netekim haftasi dolmadan böyle sonuc alinmaz evlerimize gidelim senlige cevirelim diye ayni vali nin tonundan konusmadimi.etmeyin eylemeyin kili kirk yararsiniz baska durumlarda gerceklik budur..Yarattiginiz sahte kahraman ve önderlerin elinden cektigimiz yetti artik. Sirri nin ici bos ama hos laflarini bir yana birakin geriye ne kaliyor. ????

  9. Anonim

    Anti emperyalizm deyince aklina Perincek yada Kemalist lerden baska birsey gelmiyen arkadaslar ,ABD büyükelcisinin zirt pirt gündeme iliskin yukaridan buyuran aciklamalari sizi hicmi rahatsiz etmiyor, kimsin lan sen diyen cikmiyor…

  10. Anonim

    AnarkoPic arkadas özgürlükçü arkadasla tanissaniz yukaridaki yazinizin içerigince ona bir terapi uygulasaniz, belki Zileli okurlari , özgürlükçü den içinde Tek yol HDP yazmiyan yorumlarda okuyabilir….

  11. kuantum

    gün zileli bu dinamik bir oyun poker gibi,teksas holdem de önce 2 kart dağıtılır ve ona göre el konuşması yapılır ve pey ileri sürülür,sonra yere üç kagıt açılır ve eller yeniden açılan kagıtlar la birlikte değerlendirilir ve pey sürülür veya pas geçilir veya oyundan çıkılır,sonra bir kagıt daha açılır ve eller tekrar değerlendirilir ve pey sürülür son olarak bir kağıt daha açılır ve analiz yapılır.somut durumun somut tahlili dedikleri böyle bir şey.

  12. kuantum

    bu aşamada akp darbe yedi ve güçlü bir darbe artçılarının geleceği de düşünülürse enerjinin çogunu akp ye değil parelel f organizasyona dönük olması gerekiyor.fcemaat zaten yapıya vuruyor niye muhalifler enerjisinin çoğunu akp ye yoğunlaştırsın ki.farazi enerjinin 40 ını akp ye 60 ını f cemaate yoğunlaştırmak gerekiyor.henüz yere üç kağıt açıldı daha iki kağıdın açılma aşaması var.onlar açıldıkça 40 a 60 dengesi yeniden gözden geçirilmeli.ve bu arada eleştirinin yanısıra 3. bir bloklaşmanın zemini de yoklanmalı çünkü sadece yıkmak yetmez kumak da gerekiyor.

  13. AYANOĞLU

    80 öncesi bu tür yazıları O.Çalışlar yazardı.Nereye çeksen uzayan köşesi olmayan yazılar.Ama Zileli-nin yazısının anlamı şudur: Zileli yıkılan AKP iktidarına ve teşhir olan

  14. AYANOĞLU

    ….teşhir olan ÖCALAN-a üzülmektedir.
    Zileli Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ve bu temelde halkın savaşımını yükselten devrimcilere küfür yazıları düzmektedir.

  15. Gün Zileli

    Ayanoğlu genelde sana cevap vermem ama zorunlu bir iki şey söyleyeceğim bu sefer: Öcalan’ın konuşmalarındaki (bu konuşmaları nerede yapmıştır o da belli olmamaktadır, gazetenizden) Türkiye’nin bölgesel hegemonyacılığını destekleyen ve Kürtlerin bu hegemonyacılığa hizmetlerini sunan bölümleri ballandıra ballandıra ve yorumsuz aktaran ben değilim herhalde. Hem de bugünküyle beraber 5 gündür. Bunun anlamı ne? Öte yandan, hiçbir zaman küfür yazıları yazmam ve kimseye küfretmem. Haklı gördüğümün hakkını, düşmanım bile olsa teslim etmeye önem veririm. Ezbere laf etmekte üstüne yok. Yıkılan AKP’ye üzüldüğüm ise artık demogojinin dibidir. Yazılara ciddi olarak bakıyor ve okuyor musun sen, yoksa rüya mı görmektesin?

  16. deniz

    chp nin sol adayları kimlerdi ya ben onları baya bi kaçırmışım

  17. Murat

    5.no’lu yorumcuya cevaben;

    Ben Sırrı’dan birebir istifa beklentisi içinde değilim. Sadece Gün’ün yazısına hitaben bir örnekleme yaptım. Pratiğe karşılık pratik, veya adıma karşılık adım gibi anlayabilirsin. Yorumumda belirttiğim gibi onların bizi dikkate aldığı yok. “Yarattığınız kahraman” diye konuşuyorsun da kuzum; benim şefim, idolüm olsa, HDP’liyim derim. Gezi olayında Sırrının tavrı diğer tüm Gezi’de bulunanlar gibi, her bireyin kendisi açısından doğrudan eylemin başarısıydı. Kendisi ilk gün oradaydı, BDP kitlesel olarak ne zaman sonra katıldı. (Hatta parti olarak geciktiklerini kendileride ifade etti). Ben onun üzerinden anlatmaya çalıştım. “Geleceği noktayı bilse öyle yaparmıydı” diye sormuşsun. Vallaha bu niyet okuma olur. Bunu cevaplamak etik değil. Dediğim gibi vekilliği bıraksa, istifa etse meclisi reddetse ? fena mı olur ? bizim de derdimiz otoriteleri reddetmek değil mi ? “Yarattiginiz sahte kahraman ve önderlerin elinden cektigimiz yetti artik.” demişsin. Bir başkasının yarattığını düşündüğün ve de üstelik sahte dediklerinden çekmekte zor iş.

  18. Gün Zileli

    olası bazı adaylardan söz ettim. Örneğin ÖDP’nin güçlü olduğu bazı ilçelerde ÖDP adaylarının CHP adayı olarak seçime girmesi söz konusudur.

  19. Anonim

    Haydi senin anladigin dilden konusalim Ayanoglu. Her tavsani kendi Tazisina yakalatmak gerek. Hangi Cumhuriyetten bahsediyorsun , AKP nin islamo Fasist cumhuriyetinden bir önceki Mafya ölüm mangali Latin Amerika Tipi fasist cumhuriyettenmi? AKP ile mi geldi bu ülkeye Emperyalizm, senin gazeten ve gelenegin bu ülkede hic bir zaman gercek bir anti emperyalist tavra sahip olmadi , emperyalizme bagimliligin bicimleri ve o cok sevdigi kliklerinin birinin usagi oldu. Bu ülkede cezaevlerinde oluk oluk kani akanlardir gercek anti emperyalist olanlar, sen ve senin geleneginde onlarin ihbarcisi idiniz demagoglar manipulatorlerdiniz , hala da öylesiniz…

  20. Anonim

    Murat arkadasa ; bir ayaklanmanin ortasinda biri: artik bundan sonrasi senlik olsun diyorsa , ben bunu yorumlarim. Niyet okumakmi simdi bu?. Algida secicilik diyecegim ama tam oturmuyor, somut olgu varken inadina bilincli algilamayis diyebiliriz buna….Israr ediyorum Sirri Gezi nin, mesele agac degil anla artik denen kisminda degil, meselenin agac oldugu kisimdadir. sonraki rolü hiiiiicte Gezi ruhuna uygun falan degildir. Gec kaldik özür dileriz özrü ne sis ne kabab tarzinda teshir olmaktan kurtulma çabasi. Gezi direnisinde Kürt yoksullari agirlikli olarak BDP ye ragmen oradaydilar..BDP nin orada bulunmasi en son karar alinan Forumlarda kendisini acik olarak ortaya koydu. (buna yine anilmayan EMEP lilerin tavrini ekleyebiliriz ama henüz bu tespitlere psikolojik olarak hazir degilsiniz anlasilan)Tek cadir tek bayrak haydi tatil evlere… Pesine takilindigini iddia eden Sirri is agac isinden ayaklanmaya dönüsünce itfaiye rolünü oynadimi? Oynadi.. budur…..

  21. Anonim

    Murat arkadas ek : Charlie Chaplin in modern zamanlarinda bir sahne vardir, kamyondan düsen bayrak sahnesi….

  22. Anonim

    Sosyal Emperyalist olarak gördügü SSCB ye karsi bir GLADIO bir KILIC gibi savasan Perincek in , açik RUS emperyalist vizyonu olan AVRASYA ciliga bu kadar sempati ile bakmasi bilmem nasil açiklanir….

  23. özgürlükçü

    zileli daha çok düzeltme yazısı yazarsın neden hiç düşündünmü???çok basit ama anlarmısın bilemedim çünkü bütün yazdıkların ve teorin yaşanan hayatın pratiğinden değil masa başı halkın en devrimci öncü anlayışından besleniyor.aklına hiç geldimi???her defasında yaşanan hayatın pratiğinden beslenmeyen yazıların hayatın pratiğinin gerçekliğine çarpınca tuzla buz oluyorda ondan eeee şimdiyedek yazdığımdan ne anladın???pazar günü barış ve demokrasi konferansında yerelden hayatın bizzat yaşandığı yerelin yerel süreç yönetim program taslağı ile katılıp yerelin hatta o yerellerin mikro yerellerinin yerel yerinden toplumsal ekolojik otonom özerklikçi özgün programları ile geneli besleyen toplumsal muhalefetin politik örgütüHDP ye katkı verdik kürsüde sunuş yapan Mungan açıkça anarkocu olduğunu söylediği gibi murray bookcin kokan genç bir gezici toplumsal ekoloji sunuşu izledim aaralardaki müzakereye katılanların çoğu bireysel ve politik anarşizmi savunan liberterlerdi kaç kez iyiki hayatımıza özgürlükçü anarkocu liberter gelenekler girmiş lgbti ekeoloji gibi geleceğin başarı siyasetinin programını özgürleştirdiler dendi kendine anarşist diyen sitede asıl liberter geleneğe en uygun program ve pratiği devlet-iktidar öğretilmiş yalanlarından etkilenip kürt düşmanı şöven devletçi eski efendi chp-mhp ye anarşizme en yakın politik dinamik HDP ye rağmen düzenin sistemin direk uzantısı partilerin bu sitede tercih edilmesi ironidir.son zileli yazısı chp limhp li seçeneğin aslında topbaş Sarıgül farkının olmadığı yeni akp Sarıgül olduğu sizcede anlaşılmış olması olumludur.garibime gidenin sırrı süreyyayı itibarsızlaştırmak çabalarıdırki gezi gençliğini hiç anlamayanların işi olmalı sırrının gezi gençlik devrimcileri ve genel olarak özgürlükçü toplumsal devrimcilerdeki hatta iktidarlar değişip bir türlü kaderi değişmeyen bereketli toprakların tüm yoksul halkları neznindeki itibarını masa başı pazarlık siyasetçileri etkileyemez güneş balçıkla sıvanmaz.gezi gençliği ile dün akşam birlikte yürüdük birlikte hırsızlar dışarda vekiller içerde dedik siz kimsiniz???? hangi sokakta ne iş yaparsınız her gün sokaklarda bir şeyler oluyor hala anlamadınızmı eski yeni bütün efendilere cepheden itiraz edip her türlü bedelle mücadele ednlerin artık sistemin barajlarına ve sizin zihninizdeki barajlara sığmadını ne zaman anlayacaksınız %5 miş HDP utan utan senin ödp ve bilumumu tkp-ip binde 1 olmadığını benden iyi bilmezmisin %5 derken utanmadınmı?efendiler bile şaşırdı sırrının oyu %10 ları geçtiğini bilmeyen kaldımı?kürdistandan akp yi yolcu ettiğimizi duymadınızmı??yoksa bu duruma üzüldüğünüzdenmi %5 dediniz anlamadık 30 martta BDP-HDP toplamının geçerli oya bilünmesiyle %10 barajının aşıldığını görünce genel seçim olsa 100 cıvarı vekille parlamentonun 3.grubu HDP olacağından efendilerin korkup kck mck tedbir almasını anladıkta sizi anlayamadık hani demokratik özerklik anarşizmin murray bookchin in toplumsal ekolojik kömünalizmine en uygun proje idi yoksa siz kendini anarşist sanan aydınlıkçımısınız? biraz yaşanan pratikten hayattan öğrenin hayatla ilginiz yoksa pratik mücadele ednlerin ne dediğine ne yaptığına bakın sık sık zileli gibi bu olmadı bunu deneyelim demeyin korkarım bu gidişle seçeneksiz kalıp efendilerin ve sistemin kuyruğuna takılmayın sizin eleştirdiğiniz tkp den ne farkınız var??gezi gezi diyenlerin bu gençlikten erkilenip özgürleşmesini beklerdik ne biçim anarşi yahu biz açık politik anarşist olup HDK-HDP de çalışıyoruz siz politika yapmayan anarşist ayağına en kötü politikayı yapmayın lütfen DİKKAT ALGISI zileli dikkatten kaçmıyor ÖZGÜRLEŞ

  24. AYDINLIK'TAKİ ÖCALAN DİZİSİ

    Bir not: “…Öcalan’ın konuşmalarındaki (bu konuşmaları nerede yapmıştır o da belli olmamaktadır, gazetenizden) Türkiye’nin bölgesel hegemonyacılığını destekleyen ve Kürtlerin bu hegemonyacılığa hizmetlerini sunan bölümleri…”(nin)
    1990 yılında, Öcalan’ı sorgulayan ekipteki, (geçen yıl İP’e üye olan) Albay Atilla Uğur’un arşivinden alındığı belli değil mi? Dizi yazıda söylenenlerin 2000 yılından önceye ait olduğu, çeşitli paragraflardaki cümlelerden anlaşılıyor zaten…

  25. AYDINLIK'TAKİ ÖCALAN DİZİSİ

    1990 klavye hatası olmuş. 1999 olacaktı.

  26. ender coban

    kkc nin son aciklamasi Nursel hanimim aciklamasindan daha da beter.”biz sizi kurtarmaya haziriz” diyor adeta ve ben cok iyi biliyorumki bu iktidar kavgasinda öcalanin tavri Güclü eglimden yana olacaktir.dolayisiyla her Zaman oldugu gibi,kkc de Nursel hanimin temsil ettigi paritfe cok defa oldugu gibi aciga düsecektir,hersey kosterin calisip calismadigina bagli biraz..Mesele iktidar olunca sadece ulusalcilarin ve sistem partilerinin degil güya sistem karsiti görünenlerinde belkemiksiz ve ilkesiz davrandigi ilk degildir,herzamanki gibi önemli olan farenin yaklanmasidir kedinin Beyaz yada siyah olmasi farketmez denecektir..

  27. Gün Zileli

    Açıklama için teşekkürler. Ne var ki, elimdeki 20 Aralık Aydınlık nüshasında Albay Atilla Uğur’un adı bile geçmemektedir. Öte yandan, bu ifadelerin şu anda tamameğn yorufmlanmasının anlamı sizce nedir?

  28. Gün Zileli

    kck’nın açıklamasını göremedim. linkini yollayabilir misiniz?

  29. Gün Zileli

    tamam ben buldum. Gerçekten de dediğiniz gibi: http://www.cafesiyaset.com/KCKnin-ust-duzey-isminden-operasyon-aciklamasi_394921.html

  30. m.aliŞér

    kürt meselesi öcalandan ibaretmiş gibi yapanlara birinci mantık sorusu:

    “BEN SENİN DİLİNİ NEDEN KONUŞMAK ZORUNDAYIM?” BUNUN NERESİ ADİL, EŞİT VE ÖZGÜRLÜĞE UYGUN?

    BU SORUYA YANITLA BAŞLAMIYORSA, BU KONU HAKKINDA SÖYLENECEK HER ŞEYDEN ŞÜPHE EDİLİR…

  31. ender coban

    m.alisere..”ben senin dilini neden konusmak zorundayim” sorununun daha ötesinde benim neden Devlet kurma yada baska bir deyisle kendi kaderimi kendim belirleme hakkim olmasin hakli istemiyle baslar kür sorunu..ama gel görki kürt lerin iradesini temsil iddiasinda olanlar birak bunu demeyi benim sinirlarlan sorunum yok,bayrakla sorunum yok,misaki milliyle sorunum yokdiyor ve daha cok seyi..bunu teorize eden kisi Öcalan ve Öcalan kürt halk önderi payesine sahip.kkc yada öteki her türlü örgütlenme herzaman oldugu gibi hala öclanina isaretine göre siyaset yapaiyor.eskaza söyledikleri dogruya yakin bir sey hemen tezkip edilebiliniyor..besikci ki kürtler icin vazgecilmez biri-derdini anlatamiyor üc bes aydinin disinda kimseye..bu anlamda kürtler öcalandan ibaret degil demek cok seyi ifade etmiyor ne yazikki..türkiye kürdistani ile sinirladigimizda bu bir realite

  32. aydinlik taraftariyim

    Gun hale aydinlik gazetesine itibar ediyorsun. Derin devlet yoldasi IP senin gozunde dogrulari soyliyen devrimci yapimidir?
    IP veya Aydinlik kurd dusmani olarak ozelikle Apo ya MHP lilerle ayni gozle bakan Aydinlikcilarin yazilarini bize sunuyorsun.
    GUN HAYATINI YAZARKEN AYDINLIKCI OLMADIGINi SOYLUYORSUN.
    Aslinde sen Aydinlik ve Dogu pernceke hala guveniyorsun. Neden insanlari anarsistim ve devrimciyim diye kandiriyorsun. Lutfen durust ve samimi ol. Aydinlikci olaman bizim acimizdan pek birsey ifade etmez. Aydinlik dergisinin yazilariyla politika uretiyorsun.

    Bu yazimi sansurliye bilirsin onemli degil.

    Cesaretin varsa Kim oldugunu ,ne oldugunu acikca bu sitede yazarsin.
    yazilarinla karsi devrimcileri guclendiriyorsun Turk, kurd ayrimini kiskirtiyorsun

  33. Anonim

    özgürlükçü BDP ve HDP seçimlere ayri ayri girsin ne dersin???? BDP ve IP in (IP i sol saymiyorum ama) oylarini düsün tüm digerlerinin oyu 200 000 civarindadir hadi ben 300 000 yapayim..bundan HDP nin payina ne düser. TKP yi düsecegiz öDP yi düsecegiz… Secim sonuclarina internetten ulasmak kolay. Neden acik acik sunu söyleyemiyorsunuz HDP kürt oylari üzerinden varolan bir misyon partisidir. BDP seçime ayri girdigi gün bitiverir…

  34. Anonim

    bir tekkenin müridi olarak öncü elestrisi yapmak nicolaki???

  35. Anonim

    akp’nin hegomanyasının çöktüğü, oyunun %30’lara indiği, belediye seçimlerini artık kaybettiği gibi iyimser ve bana göre gerçeklikle çok da ilgisi olmayan yargılara nereden kapıldınız? Şu an akp’ye oy vermiş olan kitlenin büyük çoğunluğu -maalesef- operasyonu, yolsuzluk iddialarını hükümet kurmaylarının aktardığı biçimde komplo olarak görüyor. geri kalanın büyük çoğunluğu ise “yok canım yapmamışlardır” ile “yaptıysa da yaptı, adamlar yiyor ama çalışıyor.” arasında bir yerde. aynı şey gezi’den sonra da oldu. biz gezi’de halkın gerçekleri gördüğünü, uyandığını, bizi desteklediğini filan sandık ama saflık yaptık. son günlerde olan olaylardan sonra halkın yine aynı algıyla ‘bunların gerçek yüzünü gördüğünü’ ve iktidarın hegemonyasının bertaraf olduğunu düşünmemiz de saflık olacak bana göre. yani ben önceki yerel seçimlerle ilgili yazınızın miadını doldurduğunu değil kullanım süresinin devam ettiğini düşünüyorum.

  36. m.aliŞér

    klişe bir cevabı tekrarlamakla yetinmek en iyisi;

    “ister kapitalist, ister sosyalist, ister türk ister kürt, alevi ya da sunni, kadın ya da erkek (uzatılabilir) bütün devletler havlayan köpektir”.

    öcalanın önderliği meselesi için de, şunu söylemek kafi; bu payeyi ben değil tarih verdi…

  37. özgürlükçü

    bütün devletler havlayan köpek olduğu halde havlaması duyulmayınca bu havlamayı tekrar eden mıyavlamaları yapıp sonrada hala kendini devrimci sananlara ne dersin?m.alişer kendini anarşist sanan millici zillici devletçilerin bizi anlamasına imkan yoktur sadece hayatın pratiği onlara belki bir şey öğretir bir miktar özgürleşebilirler

  38. Anonim

    Tarih mit ile gizli kapakli görüsen her türlü ittifaka açik birine önderlik payesi vermisse eger , devrimcilik o önderin erisemedigi etkilemedigi bir alanda , kismen onada karsi olan bir platformda cereyan ediyor demektir….

  39. azadi

    öcalanın aydınlıktaki savcılık ifadesini okuyorum bir haftadan beridir.
    okudukça yüreğim kanıyor. çünkü kendisine inanan koca bir halkı düşünüyorum.
    ağır bedeller ödemiş ve hala ödemekte olan halkımı düşünüyorum.
    siyaset bu denli basit ve kirli olmamalı,diyorum.
    ve yüreğim kanamaya devam ediyor.
    tutsak edilmiş halkım için tek bir kelime, tek bir cümle göremedim.
    bizden daha çok efendilerini düşünen ve onları dünyanın süper gücü haline nasıl getirebileceğini adeta huşu içinde anlatarak paçasını kurtarmaya çalışan kurnaz bir lider, evet evet sadece kurnaz bir lider gördüm.
    öldürülürüm,diye korkmuş belliki.
    fakat biliyor olmalıydı:özgürlüğün bedeli ağır olur.
    ancak özgürlük gibi bir derdinin olmadığını da söylediklerinden anlıyorum gene.

    anladım ki:öcalan yıllardır bize bir düşten söz ediyormuş.
    asıl gerçekse efendilerine anlattıklarıymış.

    not:aydınlığın söylemediğini ben söyleyeyim:
    aydınlıkta yayımlanan yazılar, öcalanın savcıya özel olarak verdiği ek ifadesidir.
    bunu ben de, öcalan imralıya getirildikten sonra avukatlığını yapmış bir arkadaşımdan öğrendim.
    yazıyı ona gösterdim,doğru mu bunlar,diye sordum.
    evet dorudur,dedi…

    o zaman öcalanın avukatlı

  40. Yusuf Cemal

    AKP ülkeyi adım adım bir istikrarsızlık yuvası haline getirdi. Hukuk parçalandı, eğitim sistemi parçalandı, ekonomik yapılar parçalandı, kültür parçalandı, devletin zor aygıtları parçalandı, kısacası kapitalizmi kapitalizm yapan tüm alt yapı ve üst yapı kurumları parçalandı. Bu klasik bir hegemonya bunalımı değil bana kalırsa. Bu diktatora’nın da bunalımı. Hegemonya bunalımı Gezi’den önceki süreçteydi. Gezi’de açık hale geldi. O sırada devletin zor aygıtları çoktan devredeydi. Yani işin diktatora kısmı. Artık bu seviyede zorun kullanımı dahi yetmiyor şu an. Çünkü zor aygıtlarındaki eski müttefikler, müstakbel müttefiklerin önüne yol açıyor.

    Bu istikrarsızlık burjuvazi için inanılmaz korkutucu bir şey. Yalnızca burjuvazi için de değil. Uluslararası güçler için de öyle. Ama onları korkutan ve AKP’ye karşı harekete geçiren bir şey daha var. Eğer AKP’nin yarattığı ulusal ve uluslararası alt-emperyal budalalık ya da bildiğimiz tabirle beceriksizlik kaosu biraz daha devam ederse, Gezi’nin mumla aranacağı bir ayaklanma vuku bulacak. Ve işler kontrolden çıkacak. Tunus ya da Mısır örneğindeki gibi. Belki bizlerin çabasıyla farklı bir örnek de olabilir tabi. Ama sonuçta asıl aktörler açısından, sorun çıkaran bir iktidarı yolsuzluklarını ifşa ederek, parlamenter taktiklerle yerinden edip, daha stabil bir iktidara yol vermek, sonu nereye varacağı bilinmez bir ayaklanmadan çok daha yeğdir. Yaşadığımız anı, bu şekilde okumak gerek.

    AKP gittikten sonra iktidara gelecek tarihsel blokun Gezi’nin potansiyellerini yok etme amacında olduğu kesin. “Sonunun ne olacağı öngörülemeyecek bir Mısır vakası daha yaşanmamalı. Türkiye’nin Mübarek’i bir yoluyla iktidardan edilmeli. Ama bir ayaklanma gerçekleşmeden.” Bu bakış açısının sığlığı, içinde sınıfsal desenin olmayışı, sahibini ele veriyor: Uluslar ötesi burjuvazi.

    Ve AKP sonrası iktidarı oluşturacak ve tabi ki kendi iç çelişkileri içinde parçalanacak yeni tarihsel blokun yapacağı ilk iş, parçalananları geri toplamak olacaktır. Yani, hukukun, eğitim sisteminin, zor aygıtlarının vs. yeniden “tek bir hegemonik eksen”e emanet edilmesi. Bunu başarma ihtimalleri zayıf, çünkü ana hegemonik ilke (eski hegemonik ilke kemalizm mevhumuydu) var olamayacak sanılabilir. Oysa illa böyle sert bir ilkeye gerek yok. Zaten şu anda sol potansiyelin tamamına yakını bu tür bir “burjuva restorasyonu”na yatmaya teşne. Toplumun diğer bölümleri dünden razı. Yani bu restorasyon, sorun çıkmadan halledilebilir bir durumda. Ve bu restorasyonun gerçekleşmesi demek, şimdi kırılan kolda gördüğümüz tüm kanın, etin, kemiğin tekrar yenin içine toplanması demek.

    Kürt hareketinin uzlaşmakta inanılmaz zorlanacağı CHP-Cemaat-MHP gibi bir ulusalcı blok yerine, eksikçe de olsa muhataplık bulduğu AKP’yi tercih etmesinde endişelenecek bir şey yok. Son derece normal. Bunu aşmak istiyorsak, Kürt burjuvazisini hedef aldığımızdan çok daha fazla Türk burjuvazisini ve istikrar isteyen, burjuva restorasyonu isteyen odakları vurmamız gerek.

    Buna kimler tav olacak, kimler toplumsal devrim yerine hukuk gak guguk muhabbetlerine tamah edecek görebilmek mümkün. Bence şimdi yapılması gereken, AKP’ye karşı mücadeleyi daha da yükseltirken, AKP karşıtı diğer odakların eleştirel teşhiri. “Efenim gücümüzü azaltırız, efenim Koç’a ihtiyacımız var, efenim ulusalcılara laf etmeyelim, küserler.” vs. Geçiniz bir kalemde…

  41. m.aliŞér CEVAP

    “ister kapitalist, ister sosyalist, ister türk ister kürt, alevi ya da sunni, kadın ya da erkek (uzatılabilir) bütün devletler havlayan köpektir”.

    Sen kendine ne zanediyorsun. Devletlere karsi gibi anarsist pozlardatuculuk yapiyorsun. Hepiniz aynisiniz. Ayni kisisiniz.
    Kopek insanlardan daha temiz ve durustur.

    Havlasaydin benim icin daha kiymetli olurdun.

  42. Aydinliga inanlar

    21 ender -28 m.aliSer -32 azadi

    Aydinlik da cikan belgelere inanmaniz beni sevindirdi. Bizi yillarca sucladiniz. Sonunda bize hak verdiginizi gormek beni umutlandirdi.

    Gezi oncesi aydinlik karsi devrimciydi. Gezinin hepimize ogrettigi IP sapina kadar devrimci ve hakli oldugudur. Apo korkak, itirafci dir. Hepinizi aydinlik ve milliyetciler anladiginiz ve gayretleriniz, dogru yolda oldunuzu gosterdi. Sizleri cok seviyorum ve saygiyla selamliyorum.

  43. Anonim

    AKP’ye oy verenleri suskunluk sarmalı metaforu ile değerlendirmek gerekir. Tam da bu partiye oy verenler birşeyler söylemeye, neden oy verdiklerini anlatmaya başlamışlardı ki yeninden bir bocalama içerisinde yine bir suskunluk sarmalına yakalandılar ( AKP hükümetinin anlattığı istikrar, gelişim vs. ezberleri). Fakat, sanmıyorum ki bu AKP’nin oylarını Zileli’nin dediği ölçülere çeksin. Çünkü bu partiye oy verenler hala umutlarını bu partide göreceklerdir. Belki daha kötüsü yaşanan bütün süreci içselleştireceklerdir. Şöyle ki toplumun büyük bir çoğunluğunda dile getirilmese de py verenler kendileri kadar dürüst bir siyaset arayışındadır. Yani, kurumsal bir demokratik sürecin yaşanmasından daha çok kendilerine anlatılan vaatlerle yaşamak eğilimindeler. Eğer ki AKP bir şekilde kendisine savaş açan ya da bu süreçleri yaşatanlarla bir anlaşma noktası bulur ve görünürdeki aktörleri siyaset dışına taşıyabilirse bu süreçten çok zararlı çıkmayacağı gibi daha rahat örgütlenmesini gerçekleştiren ve daha fazla etik siyasetin sınırları dışında edebilen bir parti olacaktır. Ve insanlar sessiz sedasız Stockholm sendromuna yakalanan hastalar vari oylarını bu partiden yana kullanacaktır.

    Burada katıldığım bir nokta, bu saatten sonra etik dışı siyasi argümanlar yaratan, başta AKP olmak üzere, hangi parti ya da ideoloji olursa olsun karşı duracak bir sol sürecin yaratılmasıdır. Ama bunun için öncelikle etik kodların ne olduğunun anlaşılır ve kapsayıcı bir şekilde dile getirilmesi de gerekir. Diğer yandan, ÖDP sürecinden bu yana bütün birleşimlerin kendisinin sorunlu olduğu ve sonunda dalga dalga bütün süreci takip edenler tarafından bir hayal kırıklığı ile bittiğini gördüğümüzde solun alternatif olamadığını, sağın alternatifinin yine sağ tandasa yaslandığını görmekteyiz. Belki biraz daha dürüstçe şunu sormakla başlamalıyız;

    -Acaba bu birliktelikler gerçekte neden gerekli ya da gerekli midir?

    -Gerekliyse biz burada hangi çoğunluktan(sanırım azınlıklardan alınacak oyların sayısal bir anlamı olmayacak) oy almayı düşünüyoruz?. Ee ozaman kabaca kürtler, aleviler, ulusalcılar ve din temelli örgütlemelerin olduğu bir çoğunluk yer almaktadır!.

    -Son olarak da, bu oylara adaysak nasıl bir kapsayıcı politika üretmemiz gerekir? Çok pragmatist ve heterojen grupların yer aldığı bir kümelenmede sol gerçekten kapsayıcı bir çözüm sunabilir mi ya da sol şu haliyle gerçekten bu gerçekliği ne kadar görüyor? Samimiyetle söyleyebilirim ki sol cenahta şu haliyle bu temel üç sorunun hiçbirisine net cevaplar verebilecek bir oluşum yer almamaktadır. O sebeple bu suskunluk sarmalı devam edecek ve oylar o ya da bu sebeple büyük bir kriz yaşanmadığı sürece(yolsuzluk bize kabul edilemez geliyor) AKP’ye gitmeye devam edecektir.

    Benim naçizane düşüncem; yaşanan olayların sonunun nereye gideceği belli olmayan bir süreç olduğunu kabul eden bir yerden olaylara bakmak ve kendi hayat alanlarımızda yaşadığımız sıkıntıları tam da bu kırılgan süreçte daha çok ve örgütlü bir şekilde söylenir ve görünür kılmaktır. Bütün eforunu AKP’nin şu an yaşadığı darboğaza odaklayan ve negatif bir siyasetle güçlenmeye çalışan bir sol duvara toslar ya da dalga misali yeniden durulur gider. Çünkü kabul etmeliyiz ki oy verenler ne kadar mutlu mesut olmasalarda bir alternatifsizlik karşısında yine kürkçü dükkanına döneceklerdir. Ve negatif siyaset hiç de sandığımız üzere Türk siyasetinde oy verenler açısından olumlu karşılanmamıştır.

    Özetle, makro değerlendirmeleri bırakıp; kendi kimliğimizde, iş yaşantımızda, çevremizde yaşadığımız arka plana attığımız ne varsa görünür kılalım bunları paylaşalım ve örgütlü mücadelesini verelim. İlla büyük birleşmelere de gerek yok hani bu iktidar boşluğunda çapımız kadar mücadele verme zamanıdır. Doğrudur iktidar sarsılmış ve insanlar bazı sorulara cevap arıyordur. Ama kimsenin şu an kestiremediği devam eden bir süreci eşelemek yerine, kendi bildiğimiz çok daha dokunur alanlara yeniden nüfus edelim (atanamayan öğretmenler, asgari ücret, nükleer enerji, yurt sorunu vs.). Büyük bir birliktelik bize göre değil, oy hesabı bize göre değil. Eee madem birliktelik o zaman takkeyi ele alıp, yukarıdaki gibi soruları daha içten cevaplamalı…

  44. Anonim

    a

  45. Anonim

    kafalar sürekli düşünüyor heyecan içindeler sonsuz uzaklıktaki çocukluk bize yine heyecan veriyor oyuncak kimin olacak sürekli düşünülüyor bir heyecan ki sorma hep yazmalar hep yazışmalar ki ne güzel bir anlama sahipti asıl oyunu başlatan olarak hep ötesi düşünülür şimdi ne olacak zihinler tetikte konumlar yorumlanıyor güçler tartılıyor düşünce kendiliğinden gizli niyet tanınmak ki paparazi tekniğiyle özünü mükemmelen ifşa etmiştir isteği kırıp geçiriyor ama bunun tek güzel yanı vardır o da yazdıkça mecburen sessizliğin çoğalmasıdır verilmesi gereken her aralık yaşamın bizle sonsuzca alakasız umududur oyuncağın umdu

  46. Anonim

    gu

  47. m.aliŞér

    anonim30 un linkini verdiği m. çulhaoğlu yazısı “ibretlik bir devlet savunusu”…hem de “burjuva devletinde” diyerek yer yer utanç duyulası ifadelerini maskeleme çabasına rağmen…

    sol, iktidar ve devlet meselesinde, artık kendine bir tanım edinse iyi olacak… yoksa böyle kalem canbazlarının tüm maharetleri de yetmeyecek, bu iktidar-devlet özlemcilerinin kamuflajına…

    vehameti bir alıntıyla örneklemek gerekirse:

    “Modelin kilit ayrımı, genel olarak düzen ya da “”devlet sistemi ” diyebileceğimiz bir olgu ile “hükümet” arasındadır. Devlet sistemi, bir tür ” aklilik” olarak görülebilir.”

    Aklilik kelimesinin altını bilhassa çizen çulhaoğluna sormak gerekiyor: “Kimin aklı?” . nesnel bir akıl varmış gibi….
    Klasik sol cevap, “sınıfın aklı tabii ki” olacaktır, malum… küreselleşen kapitalizm çağında bunu sınıf aklı diye yutturmaya kalkmanın anlamı olsa olsa, “küçük de olsa benim sosyalist iktidarım” demekten başka ne olabilir ki?

    devam ediyor çulhaoğlu

    “Ancak bu aklilik (…..) daimi bir işlevdir. Devlet sistemi, verili sistemin uzun vadedeki çıkarlarını kollar,bu doğrultuda projeler geliştirir, müdahalelerde bulunur”

    çulhaoğlunun söylemekten özenle kaçındığı ise şu basit gerçek:

    ister kapitalist olsun, ister sosyalist ya da her ne halt…..devlet mülkiyetin düzenleyicisi olarak işlev görür. akliliği budur. “uzun vadedeki çıkarlar” da bu “doğrultuda projeler” de plan ve “müdahaleler” de bu gerçeğin açık ifa etmek içindir.

    unutmayalım ki, “mülkiyeti” olmayan devletin, sosyalist bile olsa, egemenliği, iktidarı olanaksizdır. “bütün iktidar “ı sovyetlere diyerek, “devlete” devşirmenin sahtekarlığı, yetmiş yıllık “deneyden” sonra, biraz ayıp oluyor…

  48. Anonim

    Türkiye halki güce tapar kim hakli kim mazlum kim hirsiz kim masum bakmaz pek hatta haksizin yaninda yer alir, gucluyse eger. Türkiye halki güce tapar. AKP iktidari güçten baska birseyle güçsüzlestirilemez.çünki onunla varolmaktadir, bunu cok iyi bildiginden iktidara yapismistir.Erdogan mezara kadar iktidarda kalmazsa bir pacavraya dönüsecegini iyi bilmektedir. Parti devletini güçlendirecektir..AKP icinde bir bölünme mümkün olamaz. çünki Erdoganin hülooog diye höyküren ve kendi ana dilini konusmayan bir kitleden aldigi oyu saglayan bir karizmasi var, parti ici , sag da bir alternatifi yok, . iste turkiyede bu kesimin oylariyla iktidar AKP. elitist deyin ne derseniz deyin. sivastada bu kesim vardir, marastada bu kesim vardir, ermeni katliamindada bu kesim vardir, bu toplum dis mudahale siz degismez..AKP irz larina namuslarina el atsa (ki atmistir aslinda , fuhus sektorundeki patlamayala) yine onu secerler , ne zamanki karsilarinda onlari ezebilecek bir güc gürurler o zaman sinerler. bu türk halkinin 1000 yillik karakteridir degismez.. seçimlerde ne yazikki yalniz düzen partileri degil Legalist parlementerist sol da büyük moral kaybina ugrayacak….

  49. gicigmen

    Hocam yeni yilinizi Basbug perinceksiz,Ip siz gecirmenizi dilerim.. sagolun walla,billa,tilla tillah..

  50. Anonim

    Halim Kar’ın bu yazısı okunmalıdır;

    http://www.devrimcidemokrat.com/halim-kar/696-halim-kar-abd-akp-kap-smas-askeri-darbe-kap-da.html

  51. kuantum

    gün zileli, mısırda büyük halk kitlelelrinin ayaklanmaları sonrası mursiden koltuğu devralan sisisinin darbe yapmadığında ısrarcımısın.abd büyükelçisi gezi eylemlerini övmüş bu günnlerde ona ne diyon.

  52. Gün Zileli

    ben darbe yapmadı mı dedim. Bunu hatırlamıyonrum doğrusu. alıntıyla hatırlatır mısın? ABD elçisinin Gezi eylemlerini övmesinden ne sonuç çıkarıyorsun ki…

  53. özgürlükçü

    iyisimi zilelide siteyi aydınlığın yan kuruluşu yapsında aydınlık gibi en devrimci olduğunuzu kendinize ispat edersiniz bizde kendi yolumuza gideriz daha bu gün kadıköyde bütün toplumsal devrimciler vardı ve anarşistlerde iyi bir sınav verdi gazlanırken en devrimci aydınlığı görmedik devam edin aydınlanıp milli devletinize iyi hizmetlerde bulunuesunuz

  54. azadi

    35 noluya,
    pek, sevinme ip benim için hala karşı devrimcidir.
    ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmayın insanı.
    bu durumda sizin öcalandan farkınız ne ki?
    ikiniz de güce ve devlete tapıyorsunuz.
    ben ne katilime ne de devletin emrine girmiş birine itaat ederim.
    özgürlük benim için en değerli erdemdir.
    kimsenin askeri olmam, kimseye de tapmam.

  55. O.Gürsel

    Yorum da başlık olur mu? Olsun…
    Mazlumlar, geleceğin zalimleridir de! (Bakınız.. İsrail…)
    AKP ve Erdoğan’ın 11 yıl önce başlatıldığı gibi, bu kez yine bir “emperyalist proje” olarak “hal edilmesi” sürecinde siyaset üzerine kafa yoranlar da “test ediliyor.” Zaten bu ülke “aydınlarını” bir kaç yılda bir test ediyor! Kim ne kadar olguyu tarihsel-sınıfsal-insan temelinde ele alıyor; ne kadar zeki, ne kadar kişisel siyasal beklenti içinde, ne kadar demokrat, ne kadar ulusal-dinsel önyargılarından sıyrılmış, ne kadar milliyetçi, özgürlükçü, statükocu vs. vs.
    Bu AKP-Cemaat meselesinde de Kürt Sorunu karşımızda!
    Bir görüşe göre AKP-Erdoğan’ın iktidarını sarsmak “Barış Sürecine” zarar verecek…
    BDP nin üç tutumuna bakalım.
    Reyhanlı katliamı… Hükümetten yana
    Gezi olayları… Hükümetten yana (Sonra toparlamaya çalışsalar da refleks böyle idi…)
    Fethullah-ABD darbesi! (Kafaları karışık ama belli… Bu durum hoşlarına gitmiyor…)
    Bu ülkede dini, milliyeti ne olursa olsun, tüm insanların-emekçilerin-halkların bugünkü reel koşullarda en azından eşit bir “fırsat eşitliğini” savunmak varken, milliyetçi önyargılar, bölgesel iktidarcık hesapları, siyasi ego tatminleri işte böyle ikide bir test edilir!
    Ana dilde eğitim hakkı verildiği an, Kürt Halkının da Türk halkı gibi benzer sefalet, işsizlik ve taşeron işçileşme v.b. süreçlerinde aynı şekilde benzer bir gerçeklikle yüz yüze geleceği aşikarken, Kürt Burjuvazisinin daha çok serpilebileceği Kürt Milliyetçiliği temelinde (ve emperyal çıkarlar lehinde) siyaset üretildiği işte böyle açığa çıkıverir!
    Siyaset üretimini insanın-emekçinin insan gibi, onurlu ve özgürce yaşaması gibi en temel haklarını var etme, geliştirme üzerinden kurgulamamış siyaset gevezeleri böyle dönemlerde sınıfta kalırlar. Siyaset canbazlıkları ile günü kurtarmaya çalışırlar. (Bakınız, yetmez ama evetçiler.)
    Ortadoğu’nun jandarmalığı, Türk’ler yerine Kürt’lere verilecekmiş! Türkler kıskançlık içinde! Olamaz! terk edilecek sevgilinin ruh hali ile hırçın! Yo… Bir çözüm daha var! Bu işi birlikte yapın! (AKP çözümü…) AKP giderse! Ne olacak o zaman? Eskisi gibi mi? Başa mı döneceğiz… Tam da bu kadar yaklaşmışken…. Kendini oyuncak edersen, siyasi analizlerin de “Çin malı” oyuncak olur! En hevesli anında bozuluverir; ağlayıverirsin!
    Ne hesaplar ama! Büyük politikacılar bunlar… En büyük hayalleri, Arapları katlederek petrol ticaretinde söz sahibi olmak… Her iki taraf da gözlerini kırpmadan milyonlarca insanı savaşlarda öldürtecek karakter ve hırs içinde! Elbette kalanlar da kendi dillerini konuşacaklar; kendi dillerinde ağıt yakmaları da engellenemez!
    “Mazlum, ezilen halk, demokrasi, analar ağlamasın (Suriye’de çocuklar ağaç kovuğundan çıkarlar; gezi’de ölenlerin ana’larına da ana denmez), barış süreci “ne ait iki yüzlü söylemler kimi Kürt politikacılar tarafından alkışlanırsa; omurgasını yitirmiş sosyalistlerin de “bakışlarıyla”, (bildik Türk filmlerinin sevgililerin birleşmeye giden süreci izleyen takdir, hoşnut bakışlarıyla…) ve hep bakışlarıyla (siyasi gücü kendi ideolojisi, kararlığı ile sağlayamadığı için salt bakışlarıyla!) Kürt insanına-emekçisine değil de, bir şekilde Kürt yeni burjuvazisine destek verdikleri için de bu süreçte bu yalpalamalar kaçınılmazdır… O Gürsel

  56. Anonim

    Yoldaşlar, kitlelerin arkasına gizlenmeyi bırakın!

    Ulrike Meinhof

  57. Anonim

    Yusuf Cemal 21 Aralık 13 / 11pm

    AKP ülkeyi adım adım bir istikrarsızlık yuvası haline getirdi.

    diye baslayan bir makale okudum, meger ben bir tipik mensevik yada legal marxist struve miydi hoca onun adi ….? ile karsi karsi karsiya degil ulkeyi istikrarsizliga sürenler karsisinda ülkeyi istikrarsizliga dusmesinden rahatsiz olan anti oncu cu ozgurlukcu bi devrimci(nasi oluyosa , yusuf cemal ile özgürlükçü yu tanistirin)rahatsiz olan , bir yusuf cemal ile polemik yapiyomusum ,olsun bisey olmaz..:))) ulkenin istikrarsizligini severiz yusuf cemal. sen az öteye bi git hele:))))sen en sag mensevik bilem olamazsin bu kafayla. yok kesinlikle seni yanlis anlamiyorum seni, ya devlet basa ya kuzgun lese demiyorsun, (aslinda diyosun hoca ,maxim gorki nin devrimi gordugunde tiksindigi yerdesin) ama ya kuzgun lese de diyemiyorsun… ben diyorum:)))) nereden torpilli bu yusuf cemal. bakin akp her seyi mahvetti hadi kurtarin:) chp ici bir muhalefet(yusuf cemal chp nin saginda) , olsun oda olur:))) devleti kurtaralim sonra yikariz,(yusuf cemal buraya gelemez devlete tapan bir anarsizm , oda olur , ama psikoloji alanindadir) ama sakin haaa su devrimci orgutlerden uzak duralim zaten biz anarsistiz, ama neydi yusssssuffff cemal.. seni seviyorum:)))

  58. Anonim

    Hakim in biri grup yorup elemani bir kadin dan ses ornegi alinmasini istemis, yanlis duymadiniz ses örnegi, gerekirse bagirtin demis Dilan Blaci yi .belliki sembol olmak istemis(sorun yok sembol ederiz) meydan okumus sana bana demokrasiye halka halka ,Dilan Balci ya sahip cik, alakali hakime Dilan in sesini biz verelim:bizim tedarigimiz hep hazir Hakim bey seninkide hazirmi??? http://www.youtube.com/watch?v=Xyr_vDqyV-M

  59. Anonim

    Kahrolsun istikrar ve istikrarcilar…..

  60. Anonim

    stanbul 15. Ağır Ceza Hakimi Ali ALÇIK Grup Yorum elemanı Dilan Balcı’dan ZORLA ses kaydı alınması kararı verdi ve bunu yerine gertirmeleri için Terörle Mücadele Şubesi polislerini görevlendirdi.

    Ali ALÇIK polislere zorla, işkenceyle, bağırtarak da olsa ses örneği alın diyor…

    İşkenceci bir hakimin bütün kararları hukuk dışıdır.. hos bir soyadi var, bakalim kim kimi bagirtacak

  61. Yusuf Cemal

    Arada kaynamamasi icin gosterdigin caba icin sagol Anonim 49.

    O halde bir kez daha: Cogu durumda keyifle ve esprili bir sekilde izledigimiz bu durum, ulkenin bir devrime dogru gitmesini engellemek icin yapildi. Dolayisiyla keyfe keder davranmayi birakip, ufukta gorunen CHP-MHP-cemaat blokuna karsi tavir almamiz gerek. Yoksa istikrarsizligin ustu ortulecek, kirilmis kol yen icine geri alinacak, devrimci enerji parlamenter budalalikla massedilecek. Kurtlere karsi yapilacaklari, oyle bir hukumetin isci sinifina yapacagi zulumleri de unutmamak gerek.

    Yani su Baslangic dergisindeki arkadaslarin “Biz de bu surecin icinde olmaliyiz,pasif kalmamaliyiz” turunden dusunceleri biraz geri kaliyor. Hala bu yolsuzluklarin cikis aninin ozellgini ve tabi ki Gezi’nin ne anlama geldigini anlamamislar. Biz anlayalim bari.

    Burjuvazi icin istikrar en guzel seydir. Savasi bile istikrarsiz yapmak isterler. Bizse istikrar lafini duyunca biliriz ki basimiz beladadir ve bir sekliyle bize bedel odetme niyetleri vardir.

  62. kuantum

    gün zileleli mısırdaki darbeye darbe demekte tereddüt ediyordunuz meseleyi daha çok ayaklanan milyonlar üzerinden okuyup resmin diğer tarafını zayıf bir biçimde görüyordunuz.şimdi futbolda bazı fırsatçı gölcüler vardır sahada yürürler kendilerini unuttururlar takıma efor anlamında bir katkıları olmaz ama şöyle bir özellikleri olur doğru yerde olmasını bilirler.bir futbolcu çalımlar çalımlar çalımlar ve kalenin önüne kadar topu getirir ancak bu fırsatçı golcü kale önüne kadar gelmiş toğu karambolün de yardımıyla ve doğru noktada bulunmamnın da verdiği avantajla topu ağlara yollar.mısırda olan da budur.gol fırsatçının hanesine yazılır çaılmlayıp büyük efor yaznın kine değil.

  63. kuantum

    bayram değil seyran değil abd büyükelçisi geziyi niçin övdü.gezi kendiliğinden tepkisel bir eylemdi odağında akp ve özellikle t.erdoğan karşıtlığı vardı.ancak eylemler süreci boyunca abd ve ab nin açıklamaları olayı manüple edip yönlendirme çabasıydı.artık gezi meselesi bu posttan kaç çeşit elbise çıkar sorununa dönüşmüş vaziyette.fcemaatin abd nin ve ab nin geziye dönük olumlu iyimser yaklaşımları bu çerçevededir.bu kesimler geziyi kendiliğindelikten çıkarıp akp ve erdoğan karşıtlığı temelinde nasıl kışkırtırız ve örgütleriz yönelimindedirler. malesef siz de bu tuzağa düştünüz akp karşıtlığı üzerinden seçim ittifakı önerinizle.mesele çok taraflı ve boyutlu bu boyutlar kaçırılınca doğru bir analiz yapılamaz.bir çok değişken ve girdinin olduğu bir mesele tek bilinmeyenli denklemden çok bilinmeyenli bir denkleme dönüşür.belirsizlikler fazladır,bu belirsizlige dönük kesin olmayan panzehir; ikilemlerden kurtulmuş ,olayı geniş çerçevede, bir çok yönünü ele alan bir pollitik analiz ve pratik müdahaledir.

  64. kuantum

    gün zileli;Devrim Kitlelerle Yaşar… Silah Devrimi Öldürür…yazınızdan.

    Şimdi AKP yanlısı medya, Mısır’da ordunun “demokrasiye karşı darbesinden” söz ediyor. Oysa gerçek durum bu değil. Olay şudur: Silahlı mücadele tuzağına düşmeyen halk hareketi, Mübarek’i nasıl devirdiyse, Mısır’daki egemen düzenin temsilcisi İhvan’ı da aynı şekilde, kitle hareketiyle devirmiştir. Yani Müslüman Kardeşleri deviren, ordu değil, devrimci halk hareketidir. Ordu, halk hareketinin bütün sistemi silip süpürme ihtimalini gördüğü için, düzeni kurtarmak üzere Mürsi’yi uzaklaştırmak zorunda kalmıştır. Kısacası, bu bir askeri darbeden çok, ordunun düzeni korumak için yaptığı bir müdahaledir. Karşıdevrimin silahlı gücü olan ordunun devrimi durdurmak ve yatıştırmak için bundan başka çaresi yoktu.
    27 mayısa biraz benziyor değil mi?
    Read more: http://www.gunzileli.com/2013/07/03/devrim-kitlelerle-yasar-silah-devrimi-oldurur/#ixzz2oInY3wzT

  65. kuantum

    İki Kemalizm…yazınıdan
    Öte yandan, Tahrir’in ve Temeddüd hareketinin bugünkü şaşkınlığını da görmek gerekir. İki cami arasında binamaz durumundadırlar. Yukarı tükürseler İhvan’ın, aşağı tükürseler ordunun yanına düşeceklerinden iyice pasif bir haldedirler. “Hatta sanırım kısmen de ordu destekçesi bir konuma düşmüş bulunuyorlar”

    Read more: http://www.gunzileli.com/2013/08/25/iki-kemalizm/#ixzz2oIowJIAl

  66. Gün Zileli

    benim darbe demediğimle ilgili bir cümle bekliyorum.

  67. Gün Zileli

    Mısır’a gelecek olursak. Mısır ordusunun iki yüz göstericiyi katlettiği haberleri geliyor. Hiç şaşmam. Bütün devlet orduları halk düşmanıdır. Burada artık ordunun kimi öldürdüğünün, hangi parti için gösteri yapanlara ateş açtığının bir önemi kalmamıştır. Halk kitleleriyle ordu karşı karşıyadır. Devrimin üçüncü aşaması olarak öngörülen ordunun dağıtılması süreci başlamıştır. Mübarek’in ve ardından da İhvan diktatörlüğünü yıkan Mısır halkı devrimin üçüncü aşamasında sistemin son kalesi Mısır ordusu ile karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır. Şimdiye kadar kendini perde arkasında saklayan, sistemin esas yürütücü gücü açığa çıkmak ve halkı açıkça hedef almak zorunda kalmıştır. Bu üçüncü aşamada halk ya ordu diktatörlüğüne son verip orduyu dağıtacak ya da devrim ordu tarafından bastırılacaktır. Bugünden bakınca ara formüller pek geçerli görünmüyor.
    Devrimin ve özgürlüğün nihai ve mutlak garantisi tüm ordu ve polis güçlerinin ortadan kaldırılmasıdır.
    Ordu vesayetinin değil, ordunun kendisinin. Bu sözüm “liberal”lere.
    Mısır’da ordunun iktidara el koymasını devrim diye alkışlayanların gelecek planlarını çok güzel ortaya koyuyor Mısır ordusunun katliamı. Bu sözüm de ulusalcılara.

    Read more: http://www.gunzileli.com/2013/07/28/ordularin-islevi/#ixzz2oIsAHFDt

  68. özgürlükçü

    o.gürsel efendi daha çok eski efendileri beklersin??? başına kürt özgürlük hareketi kadar taş değil kaya düşsün??el insaf insan biraz utanır emperyallerin hizmetinde siyaset üretmişiz yetmez belkide biz cia ajanıyızda biz farkında değilizmi demek istedin anlamadık??genelikle bunu kadim sistemin devleti ve iktidarları asıl toplumsal devrimcileri itibarsızlaştırmak için yaptıklarını biliyordukta kendini en devrimci öncü zanneden efendi hizmetkarlarına yaptırmak tam şeytan işi olmasın???şu anda sallanmaya başlayan sistemin iktidarının yerine oluşabilecek alternatif gibi gözüken 1.chp-mhp-cemaat-tkp-ip-zileli-ö.gürsel 2.HDK-HDP-ÖDP-BDPve toplumsal devrimci özgürlükçü gelenekler dışında bir seçenek gözükmediği bu iklimde ö.gürsel ve zileligillerin yukardaki analizleri ile 1.yimi 2.yimi istediğini kimi itibarsızlaştırmaya çalıştığından anlamak çok isabetlidir en devrimci öncünün cia emperyallerin siyasetini yaptığını iddia edip 1.alternatifi istemediğini yerine itibarsızlaştırmayıp bir anlamda hararetle hizmet etmeye çalıştığının bizzat egemen sistemin çözüm alternatifini bu sitede utanmadan savunup asıl sistemin bütün mağdurlarının politik alternatifi özgürlükçü toplumsal devrimcileri eleştirebilmek efendilerin siyasetini kendine devrimci diyerek yeniden üretmek değilmidir????utanmaz adamlar düşün yakamızdan birde sizle uğraşmayalım????ya haddinizi bilin kendi hizmet ettiğiklerinize bizi bulaştırmayın bütün eski yeni efendiler ve onların her türden sistemleri hegemonyaları ve devletlerine neler yapabileceğimizi en iyi siz bilirsiniz???aynini sizede yaparız????yerinizi açık edin şu anda durduğunuz yer karşı devrimciliktir karşı devrimcilere devrimcilerin ne yapması gerektiğini hatırlayın?????yaptıklarınızı unutmayın hepsinin karşılığı varrr??? hiç bir çabanız boşa gitmeyecek efendilerinizden mükafatınızı alacaksınız ama devrimcilerden alacağınızıda unutmayın????devam edin

  69. özgürlükçü

    https://www.youtube.com/watch?v=MBfzgLyCuqA Yusuf cemal tanışmak istermi?

  70. O.Gürsel

    Ortada nasıl bir “devrim” var ki, “karşı devrimciliğn” ne olduğunu bilelim! Ortada yalnızca bir Kürt Özgürlük Hareketi yok ki… Aynı zamanda belirli bir coğrafyada güç hesaplarının, Kürt Halkının dışında ve içinde seyreden bir “egemenlik politikası” da yok mu? (Barzani-ABD, petrol şirketleri, müteahhitler vb)
    Ortada Kürt halkı dahil, %70’i dinci, milliyetçi, feodal geleneklerin hükmünde iki toplum var! Ekonomik ve kültürel gerilik içinde yaşayan toplumsal yapılar bir Sosyalist Devrimi başaramaz! Faşist bir devletçi kapitalizme dönüş yapılır yalnızca! İster Dinci, ister milliyetçi.. Türk İslam sentezli bir Faşistik yapı da olabilir. En iyisinden bir Stalin Sosyalizmi!
    Uzun bir dönem için gelecekte Devrim Sürecini hızlandıracak “sağlam” politikalar üretilmesi gerekir ki, henüz düşünmeyi, konuşmayı, tartışmayı bilmeyen, “sol içi farklı görüşleri” bile kısa yoldan “infaz” ile çözmeye hazır zihniyetlerin bu sürece de bir yararı olmaz…
    ” ya haddinizi bilin kendi hizmet ettiğiklerinize bizi bulaştırmayın bütün eski yeni efendiler ve onların her türden sistemleri hegemonyaları ve devletlerine neler yapabileceğimizi en iyi siz bilirsiniz???aynini sizede yaparız????…” İşte Stalinizm de budur! Hem de ortada Devrim sıcaklığı içinde olmayan, analitik bir değerlendirme yapma çabasına verilen yanıttaki gereksiz öfkeye bakalım…
    “Özgürlükçülük” kolay bir iş değildir. Rus Halkının özgürleşmesi için ölen delikanlılar-partililerin yoldaşlarına daha sonra neler yapıldı? Kürt Halkının özgürleşmesi için ölen delikanlıların ideallerinin korunduğunun, korunacağının garantisi nedir? Bu bölge tam bir Kurtlar Sofrası… Kimin kimi yiyeceğini öngörmek kolay değildir? Bu bölgede “önderlerin” çok kolay saf değiştirdikleri ne sık görülmüştür… Bakınız; T.Erdoğan bile “Esad Kardeşinden”, ne hızlı bir “Düşman Esed”e geçiş yaptı?

    Bazı olguları atlayarak yorumlarımda hatalı saptamalar mı yaptım; gösterirsin, anlatırsın, yazarsın… Hepsi bu! İnsanları hemen etiketlemek, düşman yaratmak için ne çok hevesli var? Bu olgunun korkunç yanı kendi dünyasını yalnızca nefret ve düşmanlık üzerine kurmuş olanların Stalin gibi, Hitler gibi sürekli cinayet işleme-düşman üretme zorunlulukları vardır; “gerçek düşmanlarını” hallettiklerinde de yeni düşmanları yoldaşlarından devşireceklerdir! Düşman olmazsa kendilerine ait bir dünya olmayacaktır çünkü… Gerçekte kendilerine ait dünya da yoktur zaten… Tam bir kısır döngü…
    Kürt Hareketi saf bir blok mu? Kürt hareketini Ortadoğu için ABD yedeklemek istemiyor mu? Bu politika Tüm Kürt Hareketini bağlamasa da, bu tehlike yok mu? Bu yolda ABD’nin ciddi biçimde ön aldığı görülmüyor mu? Son Diyarbakır-Barzani toplantısı yalnızca bir Konser miydi? Kürtler ikiye bölünemez mi? Bilen var mı? Fransadaki, Kadınlar neden öldürüldü? “Kürt hareketinin” milliyetçi bakış açısından -faşizan, ırkçı ve toptan eleştirmek ile Özgürlükçü Kürt Hareketinin önünde yürüyebileceği, evrilebileceği süreci konuşmak başka bir şeydir…
    Her hangi bir “devrimci, özgürlükçü” bir siyasi hareketin gün gelip, “statüko” ile uzlaşması, onun hesabına çalışmaya başlaması dünyada görülmemiş şey değildir! O. Gürsel

  71. Geziciler

    Hey geziciler neredesiniz? Sizleri gormuyorum. yoksa kormu oldum. aaaaa hayir hayir goruyorum, ama geziciler ortada yok, Halbuki bu rusvet sikandali karsisinda yeniden cig gibi dalda, dalda gezi isyanlari basliyacaginin soylemislerdi.
    Yoksa gezide gezinenlerin mi gozleri kor. Nerelerdeler o isyan devrim gezisi. NOSTALJIK animsanan ve kiskirtmanin yaratigi bir kabaris neden simdi olmuyor?. Iki, uc agac kesilmedi daha fazla seyler oluyor bu topraklarda. Agac icin ayaklanma devrim ise, Rusvet icin birakin ayaklanmayi direk iktidar alaasagi bir sekilde devrim olmasi gerekirdi. Hani hali hazirda gezi nefrleri var diya. O yiyitler nerede.

    Gezi ; bir kiskirtma,
    Kiskirtilan; mazlum halklar

    kiskirtilma abilinde gidilecek yon; fasist veya ulusalci milliyetci iktidar

    Kime karsi kiskirtilma; Dinci sermayeli, monopol AKP iktidarina

    Kiskirtan ; Amerika, EU, cemeaat, israil ve sermaye

    Zarar gorenler ; turkiye ve kurdistan halki
    Seyirciler ;Ben

  72. Admin

    Yorumlarınızı gözden geçirip yeniden küfürsüz yollarsanız yayınlanacaktır.

  73. geziciler burda

    Burdayız.ilk fırsatta senin gibilerin ümüğünü sıkıcaz.alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.

  74. Admin

    Küfürlü yazmakta ısrar ediyorsunuz. aynı şeyleri küfürsüz de yazabilirsiniz. O zaman yayımlanır.

  75. Anonim

    (sadece ve sadece kemalizm meselesinden dolayi kaypakkaya ve mahir karsilastirmalarini AKP dinci gerici iktidari altinda hatirlayan adamdan kork)

  76. Anonim

    Roni Marqiez ve Fikret Baskaya ya ettigim küfürleri cikarinca dramatik yapi bozuluyor hocam cikarmam….

  77. özgürlükçü

    o.gürsel efendi bir aynaya bak hangimiz stalinle hitlere benzediğimizi göreceksin kendine anarşist diyen sitede anarşizmin başlangıçta ne tanrı ne efendiden günümüze biriktirdiği bütün iktidar ve devletler katildir deyip toplumsal ekolojik kömünalizmi ve her türden merkezci otoriter anlayışın yerine otonom özerklikçi özgürlükçü toplumsal devrimci özgürlükçü politik anarşizme bereketli topraklarda en yakın programı olanları(HDP-HDK-BDP)itibarsızlaştırmak aklına gelip bir türlü daha dün özgürlükçü toplumsal devrimcilerin kökünü kazımaya çalışan eski yeni efendilere laf edememek karşı devrimcilik değilde nedir????kime hizmet ettiğini altan alta ne yapmak istediğinizi asıl alternatifi görmemeye çalışıp%5 ler emperyallerin yedeklediği demedinmi????emperyaller kürt özgürlük hareketini yedeklemek istermiş??? eeee seni yedeklemek istemezmi eski efendiler????yoksa yedeklendiğindenmi aklına gelmedide biz aklına geldik?????efendilere ne yaptığımızdan neden rahatsız oldun?????efendilerine hizmet için asıl toplumsal devrimcileri itibarsızlaştırmak istediğinden 0lmasın????ortada devrim yok haklısın nasıl olsun????özgürlükçü toplumsal devrimciler ne yapsın hem devasa sistem ve bütün kurumları ile mücadele edecek hemde senin gibi bilip bilmeden devrimcileri itibarsızlaştırıp sisteme hizmet edenlerle mücadele etmekten devrimci bir durum ve alternatif yaratamadığımız için sende özürmü dileyelim yoksa gölge etmede işimize bakalımmı demeliydim?????sen kimsin amacın nedir????kürtlerin %70 i sadece batıda sistem partilerine oy veriyor diye kürdistanda %58 sini bdp nin aldığını neden unutturmak istedin bu seçimde efendilerini yolcu edip kürdistanda %70-80 lere dayanmasından sen niye rahatsız oldun efendilerin hizmetinde olmandan olmasın????zileliye demiştim geverde olanlardan sonra sesi çıkamadı patlat bir balbay,haberal yazısıda kerinçiz,veli küçükleri sevindir demiştim o.gürsel sende cemaatın yeni gözdesi yeni topbaş sarıgül yazısıyla yukarda yapmaya çalıştığını taçlandır efendilerin yedek seçeneği chp-mhp-cemaat-ip-tkp eski efendileri HDK-HDP-bdp-ödp-liberter devrimci gelenekler seçeneğine tercih edip %10 lara dayanan sırrının oyları ile kürdistan oylarının birleşmesi efendilerinin %10 barajını aşmasını görmemeye çalışıp seçeneğimiz yokmuş havası yaratmakmı devrimciliktir????haklısın devrimci bir durum yoksa senin gibiler ne yapar sistemin partilerinin kuyruğunda alternatifsizliğe katkı verir biz ise inatla özgürlükçü toplumsal devrimci seçenek vardır kendimiz olmamız yeterlidir artık bir seçeneğimiz var(HDP)SİSTEMİN RANTÇI KATİL HIRSIZ PARTİLERİNE MAHKÜM DEĞİLİZ kendi geleceğimizi HDP ile birlikte inşa edebiliriz diyoruz biz devrimci olamadık senmisin devrimci?????yaptığına bak kim stalinis kim efendilerin hizmetçisi anlayacaksın tehdit değil gerçekleri yazdım ısrar edersen elimizden ne geleir ha sistemin efendileri ha sen yaptıklarınızın sonucu aynıysa sistem le ettiğim mücadeleyi senlede yapmak zorundaysam benim için işlevin karşı devrimci olmuyormu?????kimsiniz ????amacınız nedir işiniz nedir toplumsal devrimci mücadeledeki yeriniz nedir????yaptıklarınız nedir????yapamadıklarınız nedir??????utanmadan asıl devrimcilere saldırmayın lütfen dikkat algısı

  78. Gün Zileli

    O. Gürsel arkadaş, Özgürlükçü’yü mazur görmeni rica ederim:)

  79. O.Gürsel

    Özgürlükçü, insanlığın acı ile inlediği en az son 0n bin yıllık geçmişin, korkunç acımasızlıkların ve adaletsizliklerin, insanın insana yaptığı kötülüklerin her duyarlı insanın ruhunda yarattığı acının öfkesiyle konuşuyor olabilir… Bu duyarlılığa saygı duymayanın “insanlığından” kuşku duyarım!
    Ama bu “kusma” tarzıyla yazılanlardan çıkarsadığım şey, anlamadan, dinlemeden, “dostunu düşmanını bilmeden, “hayata ve insanlara” bodoslama girişmek, ne toplumsal olgulara, ne insanın kişisel gündelik sorunlarına çare getirir. Ne düşünsel, ne de pratik bir katkısı olabilir…
    Koşullar içinde kendine de, sevdiklerine de, harekete de çok zarar verir… Kendisi bunu arzulamasa da bu tarz her zaman “iyi” bir insana geride her zaman pişmanlıklar bırakır; çocuğunu çok seven ama öfkesi kontrolsüz karakteriyle onu öldüren babaların pişmanlığı sonuçta o “babayla” birlikte herkesi kahreder…
    Kendini böylece iyi hissediyorsa bu benim sorunum değil; ama bir siyasi karakterin-insanın kendini iyi hissetmesinin yolu öncelikle düşmanlarına verdiği acı değil, yoldaşlarına verdiği mutluluk ile ilişkili olması gerekir.. O Gürsel

  80. özgürlükçü

    anlaşıldı yorumu gidemedi çok fazla hizlı yorum gönderiyorsun uyarısı aldım galiba sansür????litfedip zileli adımıza mazeret bildirmiş

  81. Geziciler

    nerdesiniz

  82. geziciler burda

    Kadikoydeydik.sen nerde saklaniyodun onu de hele bir.

  83. özgürlükçü

    doğrudur ‘iyi insanlığımızdan’ sadece sen değil kimlerinde şüphe duyup sizin gibi iyi insanların mutluluğu için bize yapılanları meşrulaştırdılar bütün bu iyi niyetleri o.gürsel asıl özgürlükçü toplumsal devrimcileri emperyallerin emellerine hizmet eden diyebilirken göstermesini beklerdik itiraz ve ikazı tehdit gibi görüp algılarken amacın nedir?kimleri neden itibarsızlaştırıyorsun?kendine devrimci diyenin işi asıl devrimcileri itibarsızlaştırmak yada görmemeye çalışmak olabilirmi??işlevin nedir???kime neden hizmet etmiş oldun???gibi asıl soruları görmemek galiba o.gürselin fazla ‘iyi’niyetinden olmalı özgürlükçünün yorum ve sorularına cevabı olmayıp özgürleşmesi beklenirken sürekli milli ve zillileşen zilelinin özgürlükçü adına mazeret bildirmesi bile cevabı olamayıp fazla ‘iyi’niyetten alay etmek olmalı???bazıları gerisine bakamadığından fesatlandıklarını alay etmekten başka bir yol bulamamış

  84. Geziciler

    Adi uzerinde iste geziyorlar. Devrim yaptiniz, biz duymadik.

    Gun bey gezideki gibi isyanin baslamasina az kaldi.
    Verdigin sure yakasiyor. Bekliyorum.

    Bekliyorum geze(ge)nlerden devrim isyanini.
    Ne kadar trajik yasam.

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑