Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

Ceren C. Gündoğan / Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar Kitabının İçeriği

Gün Zileli, Hakkında Çıkanlar, Kitap Tanıtım, Sovyetler Birliği, Stalinizm

Ceren C. Gündoğan

Gün Zileli’nin Kaos’tan yeni çıkan Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar kitabı, aynı yazarın 1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne (Bilim ve Sanat, 2019), Sukhanov’un 1917 Rus Devrimi (çev: Gün Zileli, Edebi Şeyler, 2020) ve Volin’in Bilinmeyen Devrim (Çev: Erdem Akbulut, Ayrıntı, 2017) kitaplarıyla birlikte, 1917 Devrimi ve sonrasında kurulan Sovyetler Birliği üzerine kapsamlı bir set oluşturuyor. Art arda okunmasında yarar var.

Gün Zileli’nin son kitabının içeriğine biraz göz atalım. Fikret Başkaya’nın “Sovyetler Birliği ‘Sosyalizmin Anavatanı’ mıydı?” başlıklı önsözünde devletlerin tarihi yalanları üzerinde durulduktan sonra, Sovyetler Birliği’nde “Hiçbir işçi inisiyatifine izin verilmedi”ği belirtiliyor ve “özyönetim yoksa sosyalizm de yoktur” deniyor.

Zileli, “Giriş” bölümünde, kitabının, Stalin tarafından 1938 yılında yazdırılan Sovyetler Birliği Komünist Partisi Bolşevik Tarihi adlı kitabın 80 yıllık (Türkiye’de 1970’de basıldığına göre 50 yıllık) yalanlarına karşı bir itiraz olarak yazıldığını belirtiyor.

Muhalefetin Tasfiyesi ve Tek Parti Diktatörlüğü

1920’lerin ilk yarısını ele alan Birinci Kısım, “Tek Parti’den Tek Adama Doğru” başlığını taşıyor. Bu kısımda önce “Basının Susturulması ve Çeka’nın Kurulması” üzerinde duruluyor. Victor Serge’den yapılan bir alıntıda Serge, “Engizisyon yöntemlerine dönmek çok mu gerekliydi yani?” (s. 20) diye soruyor.

Bundan sonra, Lenin’in Kurucu Meclis’i dağıtması, 1918 Temmuz’unda, o zamana kadar Bolşeviklerle ortaklık yürütmüş Sol SR’lerin Brest-Litovsk anlaşmasına karşı çıkarak ayaklanmaya teşebbüs etmeleri ve şiddetle ezilmeleri, hemen ardından, Yekaterinburg şehrinde mahpus tutulan Çarlık ailesinin çoluk çocuk denmeden, doktorlarına, hizmetçilerine ve köpeklerine varıncaya kadar hunharca kurşuna dizilmeleri anlatılıyor. Bu bastırma harekâtlarından, 1917 Devrimi’nin kahramanı Putilov ve Obukhov fabrikası işçileri de nasiplerini alıyorlar ve St. Petersburg’daki grevler silah zoruyla bastırılıyor. 1918 yılının ikinci yarısında Bolşevik görevlilere ve Lenin’e karşı girişilen suikastler ve suikast girişimleri şiddetli bir “Kızıl Terör” kampanyasıyla cezalandırılıyor. Çok sayıda insan yargılanmadan kurşuna diziliyor. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak muhalefet tümüyle yasa dışı ilan ediliyor ve ülkede tek yasal parti olarak Bolşevik Partisi kalıyor.

Beyazların reaksiyonunun doğal sonucu İç Savaş oluyor. 1921 yılında sona eren İç Savaş’ta her iki taraftan da on binlerce insan ölüyor. İç savaşın hemen ardından köylülerin, ürünlerine el konmasına karşı tepkisinin sonucu olan Tampov bölgesindeki ve Ukrayna’daki köylü ayaklanmaları geliyor. Ukrayna’daki köylü ayaklanmasının lideri, bir anarşist olan Nestor Mahno. Köylü isyanları silah zoruyla bastırılıyor. Bunları, şehirlerdeki anarşistlerin bastırılması izliyor. Kronstadt bahriyelilerinin ayaklanması ise 1917 Devrimi’nin son çığlığı olarak görülebilir.

Tek Fraksiyon Diktatörlüğü ve Köylülüğün Tasfiyesi

Kitap, Lenin’in ölüm yılı olan 1924 yılını “Tek Fraksiyon Diktatörlüğü”nün başlangıcı olarak alıyor. Fraksiyonlar arasındaki mücadele Lenin’in vasiyeti üzerinde cereyan ediyor. Stalin’in başında bulunduğu “Merkez fraksiyonu”, 1921 yılındaki 10. Kongrede konulan “fraksiyon yasağı”ndan yararlanarak ve muhalif fraksiyonları birbirine karşı kullanarak üstünlüğü sağlıyor ve 1930’ların başında egemenliğini kutsuyor. Bu egemenlik aynı zamanda köylülüğün topluca tasfiye edilmesinin de yolunu açıyor. Artık her şeye hâkim olan ve muhalefeti bastıran Stalinist fraksiyon, köylülüğe topyekûn bir savaş açacak kadar güçlü hissetmektedir kendini. Böylece “dev biçer-döver” makinesi harekete geçiyor ve köylülüğü (müjik sınıfı) mülklerinden yoksun bırakarak yerleşkelerde bedava köle emeği olarak kullanıyor. “Stalin, yıllar sonra Churchill’e, bunun, ’10 milyon insanı’ yok etmek zorunda kaldıkları ‘korkunç bir mücadele’ olduğunu söyleyecekti.” (s. 63) Sovyet sanayileşmesi denen olayın ardında köylülüğün ve mahkûmların aşırı sömürülmesi vardır.

Kirov’un Öldürülmesi ve Tek Adam Diktatörlüğü

Kitap, Stalin’in tek adam diktatörlüğünü ilan etmesiyle Kirov’un 1934 yılının 1 Aralık günü suikast sonucu öldürülmesi arasında doğrudan bir bağlantı kurmaktadır. Kendisi de bir Stalinist olan Petrograd parti şefi Kirov’un suikastı neden bu kadar önemlidir? Çünkü Kirov, Stalin’in sertlik yanlısı politikalarına karşı direnişin legal alandaki temsilcisi haline gelmişti ve parti içinde Stalin’den daha çok seviliyor, hatta Stalin’in politikalarına karşı direnişin sembolü olarak görülüyordu.

Kitap, Kirov cinayetinin NKVD tarafından örgütlenmesini ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Zaten bu ayrıntılar, 3. Moskova yargılamaları sırasında da ortaya çıkmış, fakat suç NKVD başkanı Yagoda’nın sırtına yüklenmiştir.

Kirov suikastının ardından muazzam bir tasfiye hareketi başlatılır. Bu tasfiye hareketi, 1936-37 yıllarındaki üç Moskova yargılamasıyla parti içi muhalifleri hedef alırken, 1937-38 dönemindeki, Yejovşçina denen dönemle, doğrudan bütün yerel ve merkezi parti bürokrasisini ve yöneticilerini hedef alır. Bu dönemde tutuklananların ve öldürülenlerin yüzde doksanı Stalinisttir.

Kitap, düzmece ve göstermelik Moskova yargılamalarının doğrudan Stalin’in emirleriyle ve senaryolarıyla nasıl örgütlendiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Bütün davaların, nasıl hileyle, baskıyla ve işkenceyle alındığının ayrıntılarını, özellikle bu davalara yakından tanık olan NKVD görevlilerinden  Orlov’un anlatımlarıyla öğreniyoruz. Elbette Stalin’in senaryoları zaman zaman uluslararası skandallara yol açacak ölçüde büyük fireler de verir. Örneğin Hotel Bristol ve Kjeller Havaalanı skandalları, davaların inandırıcılığına ölümcül darbeler indirir.

Gorki Çıkmazı

Kitap, Stalin diktatörlüğünün Sovyet entelijansiyasına karşı izlediği politikaları da inceden inceye anlatmaktadır. Gorki özelinde anlatılanlar gerçekten de son derece öğreticidir. Stalin, NKVD aracılığıyla Gorgi’nin gözlerinin önüne bir sinema sahnesi kurar ve orada Gorki’ye istediği “film”leri gösterir. Yılların deneyimli yazarı, zamanında Lenin’e bile kafa tutmuş Maksim Gorki, bu hayal perdesinde gördüklerine inanır ve Stalinist rejimin hizmetine girer bir süre. Böyle büyük bir yazar açısından gerçekten son derece üzücü ve ibretliktir yaşananlar.

Kitap, daha ileri bölümlerde Stalin’in öldürttüğü ya da “arafta tuttuğu” entelektüeller üzerinde durmaktadır. Pasternak, Mandelştam, Meyerhold, Babel, Koltsov vb.  

Yejovşçina Dönemi

Dönemin NKVD şefi Yejov’a atfen verilen Yejovşçina adıyla anılan bu dönem aynı zamanda “Büyük Terör” olarak da adlandırılır. Bu süreçte en ağır kan kaybını doğrudan Stalinist bürokrasi ve Kızıl Ordu subayları verir. Yerel parti örgütlerinin yöneticilerinin büyük kısmı bu tasfiyelerde eşleriyle birlikte ya kurşuna dizilirler ya da Gulagların derinliklerini boylarlar ve büyük ihtimallle oralarda açlıktan ve soğuktan ölürler. Bu dönemin hemen başında yine en büyük darbeyi yiyen NKVD kadroları olur. Çünkü bu kadrolar Moskova duruşmaları sahtekârlığına bulaşmışlardır, ifadelerin hangi yöntemlerle alındığını ve senaryoların düzmece olduğunu bilmektedirler. Stalin, Yejov’a, bu yüzden bütün NKVD kadrolarının temizlenmesi talimatını verir. Tabii bütün bu temizliklerden sonra Yejov’a da sıra gelir. Kitap, bütün bu tasfiyelerde ne kadar insanın öldürüldüğü üzerine çeşitli kaynaklardan verilen rakamları da karşılaştırmaktadır.

Nazi-Sovyet Paktı ve Savaş Dönemi

Kitap, 1939 yılındaki Nazi-Sovyet Paktı’nın “savaşı geciktirdiği” ya da Sovyetler Birliği’ne savaşa hazırlanmak için “zaman kazandırdığı” iddiaları üzerinde de durmaktadır. Oysa II. Dünya Savaşı, Pakt’ın imzalanmasından bir hafta sonra Hitler’in Polonya’ya saldırmasıyla başlamıştır. Eğer bu pakt imzalanmasaydı, Hitler’in en azından o sırada Polonya’ya saldırması çok güçtü. Zaten Paktın gizli bir maddesinde Polonya’nın doğu kısmı da Sovyetler Birliği’ne bırakılmıştı ve Nazilerin Polonya’ya girmesinden bir hafta sonra da Kızıl Ordu Polonya’yı doğusundan işgali başlamıştı.

Kitap, bu paktın Sovyetler’in savaş hazırlıklarına zaman tanıdığı argümanını da yanıtlamakta ve bu iki yıla yakın sürede Sovyetler Birliği’nin kendi sınırlarını korumak için hiçbir önlem almadığını anlatmaktadır. Stalin, Hitler’in saldıracağı öngörülerinin İngilizlerin propagandası olduğuna o kadar inanmıştır ki, “Nazi birliklerinde asker olan Alfred Liskov adlı bir Berlinli komünist işçi, Prut nehrini yüzerek geçip kendi birliğine intikal eden işgâl emrini Sovyetler tarafına” bildirince Stalin’in emriyle kurşuna dizilir.

Ve Gulaglar…

Kitabın ikinci bölümü olan Gulaglara ilişkin anlatım başlı başına kapsamlı bir esir kampı anlatımıdır. Sovyetler Birliği’nde 1933-1953 arasındaki 20 yılda ayrı bir ekonomik birim haline getirilen Gulagların buralara atılmış insanlar üzerinde nasıl bir zulüm çarkı olduğu ancak doğrudan okunursa anlaşılabilir. Aktarmak yetersiz kalacaktır. Gulaglarda ölümüne çalıştırılırsınız, soğuktan, açlıktan ölürsünüz, uykusuzluktan, yer darlığından, haşerattan, soğuk ısırmasından azap çekersiniz, iskorbütten, pelagradan kırılırsınız, dizanteriden yerlere serilirsiniz, sevkiyatta tecavüze uğrarsınız, ceza hücrelerinde acı çekersiniz, dayaktan kırılırsınız, ölüm vagonlarında tuvaletinizi yapacak yer ararsınız, arkadaşlarınızın ölümüne tanık olursunuz, tayınlarını alabilmek için ölülerinizi ranza altında saklarsınız, adi mahkûmlar tarafından “halk düşmanı” diye aşağılanırsınız, içerde doğmuş talihsiz çocuklarınızın ölümüne tanık olursunuz ama yine de Moskova gözyaşlarınıza inanmaz…

25. 4. 2021

1 Comment

  1. Astiras Tombili

    Devrimimi yapanlar Karl Marx’ın Proleter İşçi Sınıfı tanımladığı,Bir Burjuva Fabrikatörün Sömürüsüyle soyulup istismar edilmiş,Emeğiyle hiç gelir elde etmemiş.Bunları Ailesinde içinde Sefaleti,acıları yaşamamış alakasız İnsanlar.Batı Avrupa ya Ohrankadan kaçmış Lümpen Devrimci takımı.Enternasyonalde toplanıp tek doğruya kapılmış Bağnaz İnsanlar,Burada yaşanan tartışmalarla İdoloji geliştiren yazın hayatı başlamış.Bu esnada,Orta Çağ Merkezi ve Köylü Burjuvası düzenini içinde.Teknoloji Devrimini içselleştirmemiş,Kapitalizme ulaşamamış Rusya,Winsor Akrabalık ilişkilerinde kurulmuş blok peşinden 1.Dünya harbine katılıyor.Düşman Prusyaya saldırıyorlar.Almanlar Piyade Silahlarında ve Askeri Disiplinde, Lojistikte çağ atlamış.Ruslar Alay Süngü Tak,Saldır. Alman tırrrrr.2.Alay Süngü Tak Saldır.Tırrr.Karşlıklı Top atışları.Sipere çakılmışlar.Alman Top atışları daha yıkıcı.Dürbünle Sağ taraf zayıf saldır.Tırrrr .Cephe gerisi Hava koşulları,Tıbbi yetersiz lik,Hijen koşulları,On Binlerce İnsan Asker yığılmış,Beslenme,Su İhtiyacı.Sonunda Saldıramayan Askerde büyük kayıplar. Panik başlıyor.Bozguna dönüyor.Kaçan kaçana,toplu firara dönüyor.Prusya hızla ilerleme başlıyor.Moskovada panik başlı yor.İmparatora muhalefet başlayınca Çekiliyor.Ekim Devrimi.Burjuva Devrimcilerini saf dışı bırakıp.Yönetime konuyorlar .En iyi bildikleri,Örgütçülük,Fraksiyonculuk,Ajan,Provakatör,İş birlikçi,Spekülatör.İçlerinde ezecek düşman arıyorlar.En Kurnazı yönetime elkoyuyor.Stalin Orta seviyenin altında zekalı Alkol Bağımlılığı gördüğü sanrılarla bu aşırıya ulaşıp,Pat alojik hal almış.Defalarca Batı Avrupalı Marksislerden gelen uyarı.Hitler Barbarısa harekatına hazırlanıyor.Saldırı başlamak üzeri.Saldırı konumundalar.Biz anlaştık.Olmaz oyle şey.Rusya en verimli topraklarıyla Avrupa yakasında.Dünya savaşıda çarpışmalar Ural sıra dağlarına kadar uzanır.Tahrip olan ülke.ABD biliyor.Pön Savaşları gibi Demokrasi içinde onlarca yıllık savaşlar süremez.Stalin uğraşsın.Al Sana Kara,Hava Silahı,Açlıktan kırılma,Al sana Buğday yemek.Rusda kaçarsa ölüm, dur ursa ölüm.Vuruşarak belki sağlam kalırım.Aynı Patalojik hali Hitlerde görürüz.Binlerce ton Beton,Demir,Aylarca uğraşma sonunda Dezialtı fabrikası yapılıyor.İç donanım başlamasına kadar Müttefikler bekliyor. İki tane tonluk bomba ve enkaz.Tek noloji geliştiriliyor. Ergonomi olmayınca,Endüstriel çöp.Köle gibi emre biat.Tüm Almanya işgal altında.Sonunda SSCB Berl inde son kuşatmada.Elde kalan tek zinde Kuvvet 15&18 yaş arası yeni yetmeler.Yarma harekatı Emrediyor.Kuzey Afrikadan bu yana İlk kez,uygulan mıyor.Batı Avrupalı Müttefikler.Almanyanın İş gücü savaşa sürülmüş,Tarım iş gücü yokluğundan çöküntü.Temel gıdalar sorun.Temerküz kamplarında,Esirler ile Yahudiler ve dışlanmış Halklar ölüme terk edilmiş.ABD sem yeli işletmeler Fort,GMC den bilgiler gelmiş.Kampların dağılmasını sağlayıcı hava bombardımanı yapılmıyor. ABD Kendi içerinde de Irkçı Ayrımcılık var.ABD savaş sonrası55den65dek Esmer Amerikalılar eşit yurtaşlık hakları mücadelesi verirke n fark bu yıllara kadar uzadı.Sovyet sistemi vahşet ülkemiz içi Sosyalistlerde var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑