BİZ Bildirgesi
1. BİZ, bölgesel hegemonyacı diktatörlüğe karşı mücadele eder; iktidar destekçisi liberalizmle arasına kalın bir çizgi çeker;
2. BİZ, siyasal ve toplumsal muhalefeti destekler; Kürtlere karşı düşmanlık körükleyen devlet yanlısı ulusalcılıkla arasına kalın bir çizgi çeker;
3. BİZ, Kürtlerin özgürlük mücadelesini destekler; her türlü milliyetçiliğe karşı çıkar.
4. BİZ, köylülerin, gençlerin, kadınların, taşeron işçiden sanatçıya, asgari ücretliden mühendise… tüm çalışanların; insan hakları, azınlıklar, inanç, vicdani ret, LGBTT, hayvan hakları, HES’lerden raf ömrü kimyasallarla uzatılmış gıdalara kadar, kâr uğruna canlı hayatı yok eden kapitalizme karşı ekoloji mücadelelerinin yanında yer alır. Devrimci Marksizm, Anarşizm gibi devrimci ve radikal akımları kendine dost görür.
5. BİZ, Bugün AKP diktatörlüğü tarafından örgütlenen bütün davaların manipülasyon ve siyasi amaçlı sahte davalar olduğunu düşünür ve bunları teşhir eder. Zindanların toptan yıkılmasını savunur.
6. BİZ, bugünden parça parça ilerleyen, özörgütlenmeye ve özinisiyatife dayanan anti-kapitalist bir aşağıdan toplumsal devrimi savunur. Bu toplumsal devrimin organlarının konseyler olmasını önerir. Parlamentoyu ve siyasi partileri reddeder; konseylerin, hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun, sömürülen ve kapitalizmden rahatsız tüm insanların katılımıyla yaşayabileceğini düşünür ve bugünden inşasını savunur.
7. BİZ, yasallığa da, gizliliğe de karşıdır. Meşruluk taraftarıdır.
8. BİZ, başta NATO olmak üzere, mevcut her türlü devletler ittifakının savaşa hizmet ettiğini düşünür ve Türkiye devletinin bölgesel yayılmacılık yönündeki her girişim ve müdahalesini teşhir eder. Ulus kavramını ve ulus-devlet zihniyetini toptan reddeder; kapitalizm karşıtı bir dünya devriminde, dünyadaki tüm devrimcilerle ve devrimci yönelimlerle dayanışma içinde olur.
BİZ, bizi bu bildirgenin bütünü ve maddeleri üzerinde tartışmaya davet eder.
24 Şubat 2013
Bakınız: BİZ’in “Barış Süreci”” Üzerine Duyurusu (Konuk yazılarda)
Kimdir bu biz ? Biraz aciklarmisiniz
Çok komiksin polis.Bir iki takla atta daha fazla gülelim.
çok güzelde bizi zaten pratik olarak gerçekleştiren HDK varken bu bizin ordaki anlayıştan farkı ne?tamam HDK ayrıca seçime müdahele aracı politik partisi HDP ye katılmayabilirsin parlamentoyu reddedersin engel yok HDK il ilçe ve genel meclislerinde bizi gerçekleştir HDP ile yerel seçimlerde belediye kazanıp yereli yönetmenin nesine karşısın bizdeki parlementoyu reddin dışındaki bütün anlayış HDK de savunulup gerçekleştiriliyor bi zahmet en yakın HDK ilçe ve il meclislerine katılırsa arkadaşlar bizleride görüp farklı olmadığını anlayacak ayrıca sizin gibi bizlerin ayrı ayrı dükkanlarınında içinde yer aldığı bir anlamda daha büyük bir mağaza olduğunu görürüz.belkide müşterisi olmayan ayrı ayrı kısır dükkanlardan büyük mağazanın sadece hepimizi değil sistemin mağduru halkında dikkatini ve ilgisini çekebileceği cazibeleri olabileceği aklımıza gelebilirmi?
Her kelimesine katılıyorum. Geliştirilebilir ama eksiltilemez.
sen, ben, o, siz , biz, onlar…:)
Fikri düzeyi düşüren yorumlar anında silinmektedir ve silinecektir.
Alternatif bir bildirgenin HDK ve benzeri oluşumlardan farkı içerdiği öğelerden çok, öğeler aralarındaki uyumda aranmalıdır. Aynı öğeleri kullanarak “etik/estetik” bir proje de oluşturulabilir yamalı bir bohça da. Öğelerin bu uyumu tam da arzu edilen toplum biçimini temsil edeceğinden -sevimsiz benzetmeyi kullanacak olursak- boş yere dükkan açılmış olmayacaktır. İnsanlar ideolojik varlıklardır (zihinsel bir toplum haritası anlamında); önce bütünü görmek isterler. İnsanlar mekanik olarak bir araya getirilmiş öğelerden, zihinlerinde bütünleştiremedikleri projelerden uzak dururlar.
Soru(lar):
BİZ, mücadelenin her adımında, en geniş katılımla “öncelikli yapılması gerekenler” tahlili yapacak mı? Yoksa, direkt olarak temas edebildiği bölgelerde/yerellerde halk ile baskıcı/sömürücü otorite arasındaki çelişmelere doğrudan, anında mı müdahale edecek? Veya bu iki mücadele tipinin belli ölçülerde melezlenmiş bir modelini mi tutturacak?
Ben şahsen “melez” diye ifade ettiğin tutumdan yanayım.
güzel güzel okuyoruz 5. maddeye kadar, sonra bir de ne görüyoruz, meğer geri kalan her şey, muhtemelen katılacağımız o maddeler 5. madde içinmiş.. meğer adam utangaç utangaç ergenekon savunacakmış.. ketempereye getirip anarşistleri de ergenekon savunucusu durumuna getirmek istiyor.. bi gidin yahu.. solun zaten alayı ergenekon savunusuna soyunmuş, anarşizmi ve anarşistleri bari alet etmeyin… yanına da “zindanların toptan yıkılmasını savunur” ekleyince artık iyi bir olta daha attık diye düşünüyorsunuzdur.. ama o oltaya takılmaz bizim balıklar.. niye anarşizm üzerinden söz alırsınız ki, söyleyin açık açık, ulusalcıyız, ergenekoncuyuz deyin.. ilk siz değilsiniz, bakar geçeriz.. ama bu köylü kurnazlıklarını bırakın.. sonraki maddelerdeki marksist eğilimleri konuşmaya gerek yok zaten, bokun büyüğü ortada…
Adam DSİP’li beyler, dağılın! 😀
Pars Bey, görüyorum ve arttırıyorum:
İşçi-polis el ele, demokratik-devrime!
Vur Tayyip vur, ileri demokrasiyi kur!
Türk solcuları çok rererö!
Marks’ın Jakobenliğiyle ve Esedçiliğiyle hesaplaşalım!
Bana, ‘Fethullahçı polisler Kürtleri de tutukluyor’ dedirtemezsiniz!
Ilk 4 maddenin ve sonrasindaki maddelerin 5. madde icin olduguna nasil karar verdiniz anlamadim. Mesela ilk maddede AKP hakkinda oldugunu dusundugum sozler size “Ergenekon”cularin argumanlarini mi hatirlatti? Yoksa ikinci madde de ulusalcilik aslinda iyi cocuktur gibi bir anlam mi hissettiniz? Ya da 3. madde Kurt sorununa bakista Veli Kucuk’lerin imzasini mi gordunuz?
4. madde de oyle bir izlenim almaniz normal. Mesela AKPliler icin “ergenekonculuk” bu muhalefetin kendisi, biliyorsunuz. Adamlar her toplumsal mucadeleyi, her ayaklarina basacak demokratik hakki Ergenekon’a baglama egiliminde. O olmazsa KCK. O olmazsa Devrimci Karargah, o da olmadi DHKPC. Ama illa bir teror orgutu gerek onlara. Sanirim 4. madde sebebiyle boyle bir dusunceye kapildiniz. O da bir gorus tabi. Saygimiz var…
Neyse yazi kisa ve oz. Bir bildirge olarak guzel olmus. Getirilebilecek elestiriler yok degil. Ama bir iki ay sonra daha da fazla hissedecegimiz ulusalcilar mi AKPliler mi ikilemine dusmemek icin simdiden dogru bir cizgi cekmis. Referandum da boykotcular bile evetten boykot, hayirdan boykot diye ayrismislardi hatirlarsaniz. Sanirim metin bagimsiz bir durusun isaretlerini simdiden veriyor. Diye umuyorum…
Biz birgün klavyelerin başından kalkıp meydanlara iner miYİZ, yoksa BİZ,sıkışıp ekranla klavye arasına çürür gider miYİZ?
Tartisma onerisine ek degisikliklerle onerilerim;
A) Bolgesel hegomanya pesinde kosan AKP dir. Yanliz Iktidari destekliyen libarelizma karsi degil bolgesel hegomonyayi kim destekliyorsa aramiza kalin bir cizgi ceker;
B) Siyasal ve toplumsal muhalefet yaratmak icin yogun bir mucadele verir ve bu mucadelede toplumsal muhalefet guclerini bolen zayiflatan devlet yanlisi ”ulusal”ciliga kalin bir cizgi ceker;
C) Kurtlerin ozgurluk ve demokrasi mucadelesini destekler ve bu mucadelede omuz omuza olmanin bilinciyle hareket eder, esas olan ezen ulus milliyetciligine ideolojik ve siyasi karsi cikar;
D) BIZ, köylülerin, gençlerin, kadinlarin, taşeron işçiden sanatçiya, asgari ücretliden mühendise… tüm çalişanlarin; insan haklari, azinliklar, inanç, vicdani ret, LGBTT, hayvan haklari, HES’lerden raf ömrü kimyasallarla uzatilmiş gidalara kadar, kâr ugruna canli hayati yok eden kapitalizme karşi ekoloji mücadelelerinin yaninda yer alir. Devrimci Marksizm, Anarşizm gibi devrimci ve radikal akimlari kendine dost görür ve ortak mucadele alanlari ve olusumlarda birlikte olmayi devrimciligin geregi sayar;
E) Bu gunku kapitalist sistemin temsilcisi AKP diktatorlugune, Muhtevasi ezen ve ezilen,zalim ve mazlum olarak,ezilen ve mazlum olanlara acilmis tum siyasi davalari teshir eder,iktidar kavgasi paylasimi icerisinde olan ve manipulasyon amacli acilmis davalari sistemin teshiri temelinde ele alir ve tum zindanlarin yikilmasi perspektifiyle hareket eder;
F) BIZ, bugünden parça parça ilerleyen, özörgütlenmeye ve özinisiyatife dayanan anti-kapitalist bir aşagidan toplumsal devrimi savunur. Bu toplumsal devrimin organlarinin konseyler olmasini önerir. Parlamento ve siyasi partilerin islevsiz hale gelmesine calisir; konseylerin, hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun, sömürülen ve kapitalizmden rahatsiz tüm insanlarin bireylerin kendi rizasiyla katilim ve yaşayacagini düşünür yerel inisiyatiflerin bugünden hemen simdi inşasini savunur;
G)Yasalligi ve gizliligi somut sartlar belirler, gucunu hakli ve gercege dayanmanin mesrulugundan alir;
H) Başta NATO olmak üzere, mevcut her türlü devletler ittifakinin savaşa hizmet ettigini düşünür ve Türkiye devletinin bölgesel yayilmacilik yönündeki her girişim ve müdahalesini teşhir eder. Ulus kavramini ve ulus-devlet zihniyetini toptan reddeder; kapitalizm karşiti bir dünya devriminde, dünyadaki tüm devrimcilerle ve devrimci yönelimlerle dayanişma içinde olur.
I) Devrimci marksistler; devletin yeniden restorasyonuna katilmazlar, biz musluk tamircisi degiliz!Kapitalizmden kacinilmaz olarak devir alacagimiz devlet aygitini ozu ve bicimleriyle bir daha hayatimiza yasamimiza sokmamak icin hemen simdi yapilmasi gereken yerel iktidar alanlarinin yaratilmasi temel perspektif olmalidir.Bu gunden olusacak kucuk kucuk alanlar- bir anlamda sistemle gogus goguse verilecek mucadeleler- yerel iktidar alanlarini insanca yasamak isteyen herkesi kapsayarak genisliyecektir;
Karahasan bence sen “BİZ” değil “BEN” deseydin yazın daha bir anlam kazanırdı, ezen ulus milliyetçiliğine karşı çıkarken ezilen ulus milliyetçiğine arka mı çıkacağız? Ve hala iktidar olmak söylemi, ne yapacaksın iktidar olunca doğrusu düşünmek bile istemiyorum.
soylemimde iktidar olma perspektifi yok.gunumuz kosullarinda ezilen ulusun milliyetciligini ezen ulusla ayni gormenin esitlemenin yanlisligini vurgulamak icin formulasyonda sadece ezen ulus dedim. Aksi olsaydi Ulus kavramini ve ulus-devlet zihniyetini toptan reddeder;anlayisina destek vermezdim.Bu dusunceler tabiki ben-bizlere ait ve tartismaya katilmak icindir.selamlar.
karahasana katılıyorum ayrıca devranılan devlet yada üretim ilişkisinin yukardan iktidar eliyle dönüştürülmesi fikri mühendislik projesi mümkün olmadığı gibi mevcut üretim ilişkisi kapitalizmin hegemonyasında proleter iktidar ve devlet tahayülüde aslında bilmeden sisteme hizmet eden yeni bir baskı ve zülüm aygıtını savunmak olacağını bilen özgürlükçü devrimci anarşizm yerel hayatımızın yaşandığı alanların özgürleştirilip demokratikleştirilmesini sistemin hegemonyasında yerel gedikler açan dinamik olarak görüp mevcut üretim ilişkisinin içinden fışkıracak olup başlangıçta mevcudun özelliklerini taşıyıp giderek nitel farklılılığı açığa çıkacak alternatif yeni üretim ilişkisinin şimdiden nüvelerini oluşturma çabasının adı olabilir toplumsal muhalefet ve toplumsal devrimcilerin mücadelesi ve adınada özgürlükçü devrimci anarşizim diyebiliriz.yeni üretim ilişkilerin adının ne olacağını şimdiden söylemek çok güç olsada sosyalist üretim ilişkisi olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.kömünal özgür insan ilişkileri olacağı muhakkak
Milliyetçiliğin ezeni ile, ezileni arasındaki farkı Ruanda’da gördük, bundan bir ders çıkmadı ise daha ne deyim!
3. Madde de bir ariza var sanki
Biz ne kadar Kürt Ulusal mücadelesi (ulusal/milli) dememek için Kürt özgürlük mücadelesi diye duralim, bu basbayagi ezilen bir ulusun , ulusal mücadelesidir, ve ezilen ulusun mücadelesi ister sartli surtlu olsun ister bila kaydi sart desteklenmek durumunda. öyle ise her türden milli ulusal mücadeleye karsi olmak (biz ne anlatilmak istedigini anlar gibi olsakta) ile çelisen bir yön var sanki…
bir ulusun (kürtler deniyor, yani kürt ezilen siniflari degil, kürt halki da degil ,ki buda ulus anlaminda bir tanimlama) özgürlük mücadelesini desteklemekle her türlü (ezen yada ezilen de anlasiliyor,ayrim yapilmamis) milliyetcilige karsi cikmak ???
6. madde deki konsey önerisi , bir temsili secilmisler algisi veriyor, direkt katilim üzerine düsünmek gerek.
Biz bildirgesinin tüm maddelerine katılıyorum. Fikir olgunlaştıkça (sanırım) düşündüklerimi. önerilerimi ve eleştirilerimi ileteceğim.
Ancak şimdilik bütününe katılıyorum.