Tahir Canan’dan mektup var
Merhaba Gün Zileli arkadaş, dost
Öncelikle cezaevlerindeki siyasi mahkûmlarla dayanışma içinde olmanızdan dolayı çok teşekkürler. Çok sağ ol. Bu benim için çok anlamlı bir dayanışmadır. Bildiğiniz gibi uzun bir cezaevi yaşamım var. Bu yaşama neden olan şey ise: 1980 öncesi darbecilerin darbe hazırlama planından bağımsız olmayan, delilsiz bir şekilde suça bağlama-bağlanma anlayışıdır. Bulunduğu alanlarda siyasal kimlikleri önde olan, öne çıkan insanlara, faili belirsiz, faili meçhul eylemleri yıkarak sorgusuz sualsiz cezalandırma tutumunun sonucu bu oluyor! Mesela Erdal Eren’in idam edilmesindeki hiç tartışılmayan esas şey: Erdal’ın idam edilmemesi için yürütülen kampanya vardı. Ulusal ve uluslararası düzeyde Erdal Eren için kampanya yürütüldü. Bu kampanya da cunta başlarını kızdırdı! Erdal’ın idam edilmesi için kemik yaşı büyütme yoluna gittiler. Cunta başlarının asıl amaçları, hiç kimseyi iplemediklerini, dinlemediklerini göstererek, direnç kırma tutumu sergilemekti. Gerçi o süreci siz çok iyi bilirsiniz. Bildiğim kadarıyla siz de o süreçte Aydınlık grubunun merkezinde yer alıyordunuz. Faaliyet yürütüyordunuz. Olayların da yakın tanığıydınız. Benimki biraz da tereciye tere satmak gibi oluyor ama işi biraz sohbet açma noktasında görmek gerekiyor.
Neyse işte ben o dönemden beri allem kallem siyasetinin, allem kalem hukukunun bir sonucu olarak içerde tutuluyorum. Bu dönem içinde o allem kalem işleri çok başarılı bir şekilde uygulandı. Ceza olmadığı halde 10 yıldır (bu, önceki cezalandırmanın hukuki olduğu anlamına gelmemeli, sadece kılıfına uydurulmuştu, o kadar) keyfi hukuk normu denkleminde içerde tutuluyorum. Şimdi haliyle bu nasıl oluyor diyeceksin? Çok basit: Nasıl ki sahte evraklar icat ederek insanları içeri atıyorlarsa mahkeme kararlarını da bir çırpıda farklı bir yoruma tabi tutarak mahkeme kararını yok hükmünde bir noktaya çekiyorlar. “Osmanlıda oyun çok” sözü boşa söylenmemiş. Has Osmanlı gelenekçileri de atalarına sadık kalarak entrika siyasetini devam ettiriyorlar. Sıfır sorun söyleminden savaş politikasına nasıl hızlı geçildiyse, demokrasi nutukları da ”ileri demokrasi” sosuyla diktatoryal konumunu güçlendirdi. Bir sendika yetmez, iki sendika söylemi gibi, insanlar şimdi sendikaya kilit vuracak hale geldiler. Adamlar, hangi meseleye el atmışlarsa, kötü diye propaganda yaptıkları şeyi daha kötü hale getirmedeki hünerlerini hepimizin gözlerine sokarak anlatmış oldular. İdam karşıtlığından idam severliğe terfi ederek elinde urganlarla dolaşır oldu. Her iki sözünden birisi olan “yaratandan dolayı yaratılanı severiz” sözü de “yaratanın” yerine geçip can alma evresine dönüştü. Yani “kel başa şimşir tarak” misali bizim halk aradığını bulmada çok başarılıdır! Bir dönem de Evren ve avanesini başına geçirmekten çok memnundu! Bugün o adam hastane köşelerinde raporlarla saklambaç oynar hale geldi.
Kim bilir ilerde neler olur, neler yaşanır, bilemiyoruz. Ama biz de o geleneksel sahtekârlık denklemini aşamadığımız için, hep içerde kalma gibi garip bir hukuksuzluk süreci içinde ömür tüketiyoruz! Belki ilerde, bu yaşadığım hukuk garabeti hukuk fakültelerinde derslere konu olacak! Hukukun nasıl hukuksuzluğa dönüştüğüne bir örnek olarak gösterilecektir. Tükenmiş ömrümüz üzerine çok canlı tartışmalar yapılarak insani hukukun oluşmasına da katkı sunmuş olacağız. Belki de hiç tartışmaya değer görmeyecek, bir yanılgı denip geçip gidilecek.
Cezasızlığın cezaya dönüşmüş hukuk sisteminde yargıtayın bozma kararı da yerel mahkemeyi ikna etmemiş olacak ki yine tahliye etmemekte direnmişler. 2016’ya kadar cezaevinde kalmam salıklanmış. Kararlarına itiraz ettim. Ama sonuç değişir mi bilmiyorum. Bizim özgürlük kampanyamız devam ediyor. Bütün insan hakları savunucularının kampanyamıza desteklerinin devamını rica ediyorum. Çünkü hukuk da hukuksuzluk da toplumsaldır. Ülkemizdeki faili meçhul 17 bin rakamı herkese bir şeyler söylüyor. Hapishanelerin bu kadar tıka basa dolu olması da aynı şekilde hukuk üzerindeki bir kara deliktir.
Sevgili Gün Zileli, destekleriniz için teşekkürler. Elinize, yüreğinize sağlık. Ben de size küçük bir cezaevi hediyesi göndereyim. Burada bayan şalı yapıyorum. O şallardan bir adet size göndereyim de sevdikleriniz kullansın. İyi günlerde kullansınlar. Sevgi ve dostluk dileğimle sizleri saygı ile selamlıyorum. Esen ve dostça kalın.
Tahir Canan
M Tipi Cezaevi
B-8
Bandırma Cezaevi/Balıkesir
19 Kasım 2012