Kınalıada’da Taşlı Saldırı
Dün gece geç vakitlerde attığımız, eve yapılan taşlı saldırıyı bildiren twitten sonra çok sayıda arkadaştan “geçmiş olsun” mesajı aldık; öte yandan arkadaşlar bu ikinci saldırının nasıl meydana geldiğini sorup merak ettiler, doğal olarak. Aşağıdaki kısa açıklamayla hem olayın mahiyetini arkadaşlara açıklamak hem de “geçmiş olsun” dileklerine topluca teşekkür etmek istedik.
16 Mart akşamı Kınalıada’da benim de içinde bulunduğum dört arkadaşa yönelik saldırıyı hatırlayacaksınız: http://www.gunzileli.com/2014/03/17/kinaliada-olayi-hakkinda/
Dün geceki olay ise şu şekilde cereyan etti:
Gece 23.25’ti. Oturma odasındaki çalışma masasının bir kenarında Ceren, diğer kenarında ben, bilgisayardaki son okumalarımızı yapıyorduk. Tam o sırada benim sol tarafıma (karşımda oturan Ceren’in sağ tarafına) düşen camdan büyük bir gürültü geldi. Ses o kadar şiddetliydi ki, ben tüpgaz patladığını sandım ilk anda. Camda bir kıvılcımlanma gören Ceren ise evin silahla tarandığını sanmış. Böyle seslere karşı duyarlı olan köpeklerimiz bile gürültüden şok olup havlamadılar (dış kapılarımızın mesafesi 4 metre olan karşı komşumuz bile patlama oldu sanıp dışarı fırlamış). Birkaç saniye içinde cama taş atıldığını anladık. Tuhaf olan, o büyük gürültüye rağmen çiftcam kırılmamıştı. Daha sonra, camın alt bölümünde, taşın şiddetiyle iki yerde delik açıldığını fark ettik. Aşağı bahçede atılan taşı bulduk. Aşağı yukarı el büyüklüğünde olan taş, oturduğumuz 1. Kattan iki-üç metre yüksekte bulunan Külhan Sokak tarafından (evle mesafesi yaklaşık 8 metre olan sokağın bu bölümünde hiç ev yoktur, bir tarafı ormana açılır) atılmıştır. Olay resmi makamlara intikal etmiş bulunmaktadır.
Tabii ki, elimizde kanıt olmadan kimseyi veya herhangi bir topluluğu suçlayacak değiliz. Fakat bu saldırının bir önceki saldırıyla bağlantılı olduğuna, bu işi en azından o topluluğun içinden bir grubun önceden planlayarak örgütlediğine hiç kuşku yoktur.
Kınalıada’daki arkadaşlarımızla tam bir dayanışma içindeyiz, merak edilecek bir durum yok.
Ben ve Ceren, arayıp soran, geçmiş olsun dileklerini ileten tüm arkadaşlara gösterdikleri dayanışmadan dolayı teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Böyle bir zamanda gönderdiği, “Ya çocuklar atıyodur, sanki bomba attılar aq sana kim napsın Sarıgül’e basıp geçen adamsın dikkat çekmeye çalışma artık” twitiyle olaya farklı bir yorum getiren soyadıyla müsemma Ezgi Daryürek’e ise nasıl bir cevap vereceğimi bilemedim doğrusu. Galiba cevap vermemek en iyisi.
Tüm arkadaşlara sevgi ve dayanışmayla.
Gün Zileli
8 Nisan 201
www.gunzileli.com
gunzileli@hotmail.com
GEÇMİŞ OLSUN…..
Sevgili Gün,
Çok geçmiş olsun. İyi ki de çift cam varmış pencerenizde. Yoksa bedensel bir zarara yol açabilirdi bu saldırı.
Üstat sen ne badireler atlatmış bir kuşağın önde gelenlerdensin. Hiç birşeyin seni yolundan ayırmayacağına da eminim.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimle selam ve sevgilerimi yolluyorum.
Esenlikler..
çok sağol Sami. Tabii ki, neler gördük, çok doğru söylüyorsun. Dayanışma duygularımla.
Çok sağol Cemal arkadaşım.
bunlar sizi yıldırmaz biliyorum yine de dikkatli olun, geçmiş olsun.
kedidir kedi , neyse gecmisler olsun fransadan selamlar
Bu yapilan saldirilar ne ilk nede son olacak gibi;cok gecmis olsun dileklerimle sevgi ve selamlarimla…guzel gunleri gormek dileklerimle,iyiki varsiniz,esen kalin.!
Selamlar,
Şimdi öğrendim. Geçmiş olsun sana ve eşine. Görüşmek üzere.
Sevgiler, esenlikler.
Geçmiş olsun Gün Zileli.
Sevgiler ve mutluluklar.
sağol. sevgilir malatesta…
sağol Can. sevgiler.
Eyvallah Nazmi. Dayanışmayla.
sağol Kazo.
Geçmiş Olsun .
geçmiş olsun gün abi. taşlı saldırıyı yapanları kınıyorum.
Gun ve Ceren durumda herhangi bir degisiklik varmi. Merak ettik. Aslinda bu siralar buraya gelseniz iyi olur.
sağol.
eyvallah kardeş
selam Kaan. bunu sonra bir ara konuşalım. biz iyiyiz. merak edecek bir şey yok.
abi hiç tedirgin olmayın. o taşı atan kaşınmaya devam ederse ya taş ya kafası kırılır sonunda.
tabii ki. “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Hocam geçmiş olsun. Bunlar gericilerin iki yüz yıllık küçük kirli dümenleridir. Orada seçimi kaybettikleri için bir süreliğine daha da saldırganlaşabilirler. Daha ötesine cesaret edebileceklerini sanmıyorum ama yine de emniyeti elden bırakmamanızda fayda var. Devrimcinin iyisi sağ ve salim olanıdır 🙂
doğru tahmin etmişsin. bunun kızgınlığı sanırım. Sağ ve salimiz. arkadaşlar yalnız bırakmıyor. merak etmeyin. Yapanlara söyleyeceğim şu: Sakın ha bir daha olmasın. Sonrasını siz bilirsiniz.
Gün abi cok geçmiş olsun , şükür ki bişey olmamış. Allah her daim muhafaza etsin…
Teşekkürler Mehmet
çok geçmiş olsun
Sevgili Zileli,
Size ve eşinize çok geçmiş olsun. Bu tür saldırılar aslında korkakların işidir, siz bunu daha iyi biliyorsunuz.
Ama ne olursa olsun dikkatli olunuz ve kendinizi tehlikelerden korumaya çalışınız. Ne diyeyim ?
Sayımız azda olsa, gücümüzün ve cesaretimizin fazla olduğuna inanıyorum.
Sevgiler…
Cengiz Karataş
Sana ve eşine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum Gün. Neyin kini bu be!!! Söyleyecek başka bir şey bulamadım…
Kendine, yengeye iyi bak. Allah’a emanet ol gün abi.
gun,gecmis olsun. esenlikler
geçmiş olsun gün abi,umarım bir an önce bunu yapan ya da yapanlar yakalanır.
ikinize de geçmiş olsun.
geçmiş olsun hocam, yalnız değilsiniz…
Geçmiş olsun. Tekrarlanan bir saldırı olması biraz endişe verici. Tedbiri elden bırakmamakta fayda var. İhtiyaç olursa çağırın, geliriz.
Gün hocam geçmiş olsun. Bugün internetten uzak kaldım ondan bunu anca şimdi yazabildim.
Sevgili Gün,
Elbette ki bu iğrenç saldırı huzur kaçırıyor, ama tepkilerinin bir nedeni de bence korku.
Kınalıada’da açık alanda bir dayanışma ve protesto toplantısı yapsak nasıl olur. Sabırlı ve metanetli olduğundan bir kuşkum yok.
Her türlü dayanışmaya hazır olduğumuzu eklerken, geçmiş olsun dileklerimizle çok öpüyoruz.
Ersen/Nazan
Çok geçmiş olsun hocam sizlerie birşey olmadıgına sevindim.
güN ve ceRen, çoK geÇmiş oLsun. duYmamıŞtım… haLki’den seLam ve daYanışmayla,
elbette Ersen. Dayanışmayla. Nazan’a ve sana bizden sevgiler
sağol Sezin.
Polonya ölmedi daha, evet
çok teşekkür Naciye, herkese çok selam.
teşekkürler Hasan. Önemli olan taşı atandan çok attıran tutum ve anlayışlardır.
eyvallah Mahmut.
biliyorum. sağol.
İnşallah ihtiyaç olmaz ama olursa bu sefer kesinlikle.
sağol Çıracı.
teşekkürler Kadir.
Çok teşekkürler tuBa
Gün,
çok geçmiş olsun ama yine de kendinize dikkat edin
sağol. dikkatliyiz. adalardan arkadaşlar yanımızda.
Gün Abi tekrar geçmiş olsun. O taşın gerçekte nereye atılması gerektiğini kavrayana kadar, acizce camlara ve karanlıklara atacaklardır. “Taş atmak” diye güzel bir söz var; tüm alçaklıkları ve cahillikleriyle bunu da yanlış anlamışlar. Sevgiler,
Gün geçmiş olsun. Çok üzüldüm. Sanırım önümüzde böyle bir süreç var. Belli merkezlerden planlanıp uygulamaya sokulan düzenli saldırılar. Yıldırma taktikleri…
Açıkça dövüşmek, savaşmak kolay…
Böyle apaçık, ortada durup, kolayca hedef alındığını bilmeden bir patlama ile irkilmek… Hem de kendin için değil… Sevdiğin, sevdiklerin adına kaygı duymaya ait bir refleks kaygı uyanıverir..
İnsanın doğal-nörolojik bir alt yapısı var… Ani olan her şeye bir refleks tepki gösterir… Cephede ölümcül füze ıslıkları ve arkasından gelen patlama bile kanıksanır; tepende patlayacak olsa da soğukkanlılıkla o ses beklenir… Otomatik silah sesleri ninni gibi gelebilir…
Ama… Sessizce evinde otururken… Kendini bir işe vermişken… Ve “savaş” olmadığını sanırken… Birden yanında patlayan “O ses!”
Öfkenizi paylaşıyorum…
Kim bilir, “muhaliflere” yönelik plansız veya planlı bir sinsi saldırı süreci mi başlatılacak? Bir takım “hücrelerin” (70’lerde olduğu gibi) ‘kendiliğinden’ sindirme operasyonları mı başlayacak? RTE için artık her şey mübah!
Bu olayla ilgisi olmasa da, “%50’yi evde zor tutan” hasta zihniyet için sinsi bir özel taktik saldırı-sindirme süreci planlanmış olabilir mi?
Her şey mümkün… Bu onun için bir ölüm-kalım savaşı… Kendine hak vererek, ve hiç bir ilke olmadan savaşacağını biliyoruz!
Bir ortaçağ zihniyetinin yer bulmuş bir gövdede taşıdığı ‘ruh’ ile bir “misyonun” adamı sandığı varlığını, vicdanında her şeyi yapmaya kendine de hak verebilecek psiko-patolojiden müzdarip bir siyasi güç, arkasında bu patolojiyi az-çok taşıyan %20’yi ve bunların da “bir şekilde” sürüklediği aciz bir % 20 ile neler yapabilir? (Hitler de ‘kendine göre’ vicdanının sesini dinliyordu!)
Elbette bu “vahim süreç” süregelen olgu salt kişilere bağlanamaz… 12 Eylül faşizminin 30 yıl sonra bile onunla-kendiyle hesaplaşamayarak “hasta” edilmiş toplumun sürüklendiği hikayeyi konuşuyoruz… olgunun sonuçları bugün RTE’de vücut bulmuştur!
80’lerde Türkiye’li Sosyalistlere, 90’larda Kürt isyancılara yapılan insanlık suçlarını görmezden gelerek yaşamayı becermiş, 13-15 yaşındaki çocuklara bile en ağır insanlık suçlarını umursamamayı “başarmış” bir toplumun ürettiği bir “liderin” arkasından sürüklenişini konuşuyoruz… Bu bir “cehenneme yolculuk” hikayesidir… Duygusuzca, mekanik bir mantıkla itiraf edelim! Hak edilmiş bir “turistik gezi”! (Ama … Ama…. Bilmiyorlardı ki….???? Ama… Doğmamışlardı bile… Ama “düşman çok güçlüydü!”…… Ama… )
Ne olursa olsun, bu “ama’lar adına” da bu “yolculuğu” kesintiye uğratma çabası vermek gerekiyor… Kolay olmayacak…. Hiç kolay olmayacak… Tüm süreç kıl payı bir dengede ilerleyecek görünüyor…
Bu “cehennem yolculuğunun” kesintiye uğramasının tek koşulu kişisel, dar grupçu, siyasi, partisel hesapların yapılmayacağı gerçekten sosyalist, gerçekten demokrat, gerçekten tarihsel-toplumsal bir aklı kullanabilen, etnik değil-emekçi/insani- bir kurtuluşu daha çok önemseyen bireylerin/grupların/hareketlerin önyargılarından sıyrılarak bu bilinen-süregen “suç ortağı” % 60’ın, %20 sini ikna etmemiz gerekiyor…
Bu da bir hayal belki! (Zaten hep hayal peşinde değil miyiz? Ne fark edecek… ) Ama olmadığında emperyal hesapların, “ne idüğü belirsiz faşist liderlerin”, “konjonktürün”, rastlantıların, hayatın, kısaca “rüzgarların önünde kuru bir yaprak gibi sürüklenen” bir toplum olacağız…
Gün, elimizden bir şey gelebilir mi, gelsek yanına faydamız dokunur mu. Bir vakit ortalıkta bu konuda laf etmek ya da eylemde bulunmak istersen, ben de gelirim. Geçmiş olsun.
Geçmiş olsun Gün kardeş, ümit ederim daha fazla uzamaz…
evet ali rıza, öyle gözüküyor. sağol.
çok sağol Mehmet. Dayanışmayla.
şimdilik sadece buradaki arkadaşların dayanışması yeterli ama biliyorum ki, sizler gibi çok sayıda arkadaş var koşup gelecek. Bu da insana hoş bir güvenlik ve dayanışma duygusu veriyor. Bir durum olursa elbette ki duyuracağız. Çok sağol Ahmet. Tüm arkadaşlara sevgiler.
sevgiler orkun.
çok sağol Cengiz arkadaşım. Cesaretimiz arkadaşlarımızın dayanışmasındandır, başka hiçbir şeyden değil. sevgiler.
sağol Alex
http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/ulusalcilar-devrimci-mi-fasist-mi-484116/
ne aCayip biR yaZı… soNu “muTlu” biTiyor neYse (uLusalcı, deVrimci çıKıyor geNe!) bu yaZı aKlıma şeYi geTirdi; caN düNdar’ın “muStafa”sında haNi biR büYükelçi mi ne, aTatürk’e “tüRkçe öĞrenmek iStiyorum” diYe yaZıyor, aTatürk de “1 seNe beKle, laTin aLfabesine geÇiyorum seNeye, daHa koLay öĞrenirsin” fiLan diYe ceVap veRiyor… en baŞta “aVruPa – buRjuva – aYdınlanma – geNe aVrupa” deYip, “aYakları aNadolu toPraĞına baSan geZi ruHu höYt bi’ şeY bi’şeY…” diYe biTirmek de, o muStafa’nın feRah feRah “keNdinde güÇ”ünün, aYaklarını şu baStıĞı yeRle göZünü keStirdiĞi yeRin bi’ tüRlü deNk geLmemeSinin kaDerimsi oRtaklıĞından gaLiba!… keNdi keNdilerine bu soRuyu “baŞlıkta” soRmaları biLe biR şeY beLki… aMa bu aDamın baŞlıklarının yaZının soNunda teRs çıKtıĞını heRkes biLiyor aRtık! (bu aRada, “geZi, eVropa’da vRe!” 🙂 )
acıl durumda ılk bızı arayıp onurlandırın. avcılar-esenyurt -sıslı den genc komunıst-anarsıstler
çok sağol Devrim kara arkadaşım. Bütün arkadaşlara devrimci selamlar. Ya da Salud.
Olayı şimdi öğrendim gün abi çok geçmiş olsun
sağol kardeşim. 1 Mayıs barikatlarından yeni geldim, Beşiktaş’tan. Polisin vandalizmini bir kaz daha yaşadık.