Bingöl Erdumlu / PKK Nereye ?
Geçtiğimiz yüzyıl içinde dünyanın değişik bölgelerinde, çeşitli ortamlarda farklı amaçlar ile farklı bağlamlarda birçok gerilla hareketi ortaya çıktı.Bunların bazıları bir sosyal devrimi, bazıları sömürgeci bir devlete karşı bağımsızlığı, bir kısmı da her ikisini birden hedefliyordu.Bu mücadeleler çoğu zaman soğuk savaş koşullarında bazen de ‘Sovyetler Birliği-Çin -Küba-Arnavutluk’ anlaşmazlıkları ve çatışmaları ortamında şekillendi.
Bazıları kesin zafer ile sonuçlandı ve ortaya belirli bir partinin hegemonyasında yönetilen devletler çıktı.
Bazıları ise kesin yenilgiye uğradılar .Bir kısmı kitleselleşme imkanı bulamadan ‘düşük yoğunluklu’ savaşlarda CİA vb. destekli kontr-gerilla ör gütleri tarafından, bir kısmı ise kitleselleşip güçlü örgütlenmeler yarattıkları halde halde, savaştıkları ülkelerin orduları tarafından, bazı durumlarda CİA, MI6 vb.nin de yardımı ile yok edildiler.
Bazıları onlarca yıl süren ‘pat durumu sonucu zorunlu olarak, bazıları ise bilinçli olarak, daha az ile yetinip ‘özerklik’ elde ettiler, ya da bulundukları ülkenin siyasal yapısının içine girerek o yapıyı dönüştürebildiler. En başarılıları girdikleri barış ve seçim süreçleri sonunda seçimleri kazanıp adaylarını başkan seçtirebildiler. Diğer yanda ise, bazı örgütler başı sonu belli olmayan mücadelelerini onlarca yıldır, on binlerce yaşamın karşılıklı kaybı ile sürdürmekte. Bazı durumlarda barış müzakereleri sürüyor. Bir kısmında o da yok.
Bir de, birden fazla devletin sınırları içinde süren mücadeleler var. İki devlet söz konusu olan birinde, bu savaşım bir bölümde özerklik ile sonuçlandı. Bir diğer ülkede ise, ülkenin büyük bölümünde onlarca yıl evvel bağımsızlık elde edildi, küçük bölümde ise birkaç yıl önce, uzun bir barış müzakereleri süreci sonunda var olan siyasal sisteme başarılı bir entegrasyon sağlandı.
……………………………..
Yukarıdaki örneklerden bazıları Kürdistan ve PKK’ nin durumunu anımsatsa da, bu durum diğerlerinden daha çetrefilli. Bölge birbirinden çok farklı dört devletin sınırları içinde. Bunlardan ikisinin sınırları başkaları tarafından çizilmiş ve şu an dağılma süreci içindeler. Diğer ikisi ise tarihlerinden gelen köklü geleneklerin mirasçısı kolay kolay çözülmeyecek bölgesel güçler.
Bu dört ülkenin her biri, bir diğerinin içinde olup bitende de parmağı var. Üstelik ABD, Almanya, Rusya, İngiltere İsrail, Fransa, Suudi Arabistan, vb. gibi ülkeler ile bunların gizli servisleri de olan bitenlerin bir biçimde hep içinde. Tabii ki İŞİD’ i de hiç unutmamak gerekli.
Irak Kürdistanı bağımsızlık ilan etme aşamasında.Suriye Kürdistanı’ da ise, özerklik ilan edildi. Birinci durumda PKK muhalefetteki Kürt partilerine yakın duruyor. İkincisinde ise hegemonya sağlamış görünüyor. İran yönetimi ile başını belaya sokmak istemeyen PKK’ nın o bölümde pek sesi çıkmıyor.Bu davranışların hepsi anlaşılır şeyler. Üstelik, İŞİD’ e karşı yürüttüğü silahlı direniş ile çok değişik çevrelerden büyük sempati topladı, saygınlık kazandı örgüt.
Anlaşılamayan Türkiye ve Türkiye Kürdistan’ ında ne yapmaya çalıştığı PKK’ nın,Seçimler öncesinde sağduyulu bir tutumla davranarak HDP’ nin seçim başarısında pay sahibi oldular. Seçimler sonrasında ise birdenbire alınan özerklik ve ‘devrimci halk savaşı’ kararları ile bugüne kadar kendilerinin de desteği ile elde edilen tüm kazanımları torpillemekteler.
Örgüt içinde ne gibi farklı eğilimler var, HDP’ nin kozanın içinden çıkan kelebek gibi bağımsızlaşmasından, Demirtaş ve HDP’ nin Gerry Adams ve Şinn Fein rolü oynamasından mı rahatsızlar, içinde yer aldıkları ittifakların, cephenin zorunlu kıldığı bir hamle mi, ya da Erdoğan ve müttefikleri ile karşılıklı oyunu yükselterek diğer oyuncuları saf dışı bırakma gayreti mi bu…ya da bütün bunların bir kombinezonu mu, bunu bilemiyoruz. Abdullah Öcalan da uzun bir süredir ‘manidar’ bir suskunluk içinde, ne bekliyor ise zamanı gelince konuşacak herhalde.
Bilebildiğimiz PKK’ nin tehlikeli sularda seyrediyor olduğu. Biran önce tek taraflı ateşkes ilan eder ise çok hayırlı bir iş yapmış olacak, eğer karşılıklı ateşkes için Demirtaş ve HDP’ nin tasfiyesi bekleniyor ise bunun anlamı çok farklı olur.
Geçmişte bir takım diktatörler ile, örneğin Irak’ ta Kürtler anlaşmalar yaptı, uzlaşmalara vardı, bütün bunlar Kürt halkı için felaketle sonuçlandı. Umarız halkların demokratik güç ve iradeleri dışında , bunları çiğneyerek girilecek her türden anlaşma ve ittifakın da, en başta bu işin sorumluları için aynı şekilde sonuçlanacağının bilincindedir PKK yöneticileri.
yav siz nasıl insanlarsınız? bir halka, apaçık devletin kanlı zulmü altında neredeyse yok edilmekle yüz yüze kalmış bir halka nasıl tek taraflı silah bırakma çağrısı yapabiliyorsunuz? burada eğer çağrı yapacaksanız adresi çok açık olan devlete neden yapmıyorsunuz. yapamazsınız söven zihniyetiniz buna izin vermez her şeyden önce. kemalist türk şövenizminin soğuk bi o kadarda açımasız yüzüyle yapmış olduğunuz sahtekarca barış naralarınızın altında yatan üniterci devlet aklınızı göremediğimizi mi sanıyorsunuz? yanılıyorsunuz? siz pekekeye düşmansınız,siz kürt halkına düşmansınız, siz kendinize bağnazca bağlısınız,sizin kör yüreğiniz tabi ki göremez hakikati.
AKP’ye neden ateş kes çağrısı yapalım. AKP düşman safta. Ateş keş çağrısı düşmana değil, dosta yapılır.
hadi ya gün beyden yeni bir şey daha öğrenmiş olduk! demogojiyle gerçekleri örtemezsin. hadi diyelim dostsun, peki durup dururken dostundan niçin ateşkes yapmasını istiyorsun? bu durumda ya dostunla birlikte savaşırsın yani bu illa gidip cephede bulunmayı gerektirmez; ne olabilir, gücün oranında bir şeyler yaparak mücadele edersin değil mi gün bey?
peki yaptığın ne? ortada; ne körüz ne de aptalız. bir şeyleri en az senin kadar kavrayabiliyoruz.
akp dediğin şey artık bir devlettir. sadece bir faşist parti olarak karşımızda bulunmuyor. akp artık devletin bütün gücünü eline geçirmiş bulunuyor.böyle bir gerçek karşımızda dururken kalkmış akpyi sade bir parti olarak sunuyorsun.
şunu kabul edelim:bu toprakların aydınları şovenizmle zehirlenmişlerdir. ancak en acısı da bunu hala reddediyor olmalarıdır. bu durumda kendilerine yapabileceğimiz hiç bir şey bulunmuyor.
ancak tek ricamız şu: yıllardır bizim adımıza konuşuyorsunuz, hani öyle doğrudan karşımıza çıkarak da değil aksine hep yanımızda durarak yapıyorsunuz bunu. olmuyor,daha çok zarar veriyorsunuz bize,bizi mücadelemizi daha çok yaralıyorsunuz.
biz kürtler artık böyle dostlar istemiyoruz. şoven dostlar istemiyoruz,korkak dostlar istemiyoruz. çünkü bizi yoruyorsunuz, bizi incitiyorsunuz ve bizi daha çok öldürüyorsunuz. yapmayın,vaz geçin bundan. çözmüyor bu ve daha da sarpa sarıyor işler. evlerinize dönün, sokakları bize bırakın, bizi yalnız bırakın ki bilelim ne kadar olduğumuzu ve ona göre biz de başımızın çaresine nasıl bakabileceğimizi düşünelim.
ha, olur mu?
Ataberktay arkadaş
Bu sitedeki AKP ile ilgili yazıları gözden geçirirsen AKP’nin nasıl adım adım devlet diktatörlüğünün partisi haline geldiğini anlattığımı görürsün. Dostumdan ateşkes, evet tek taraflı ateşkes talep etmemin nedeni, şu andaki silahlı eylemlerin hem genelde Türkiye’deki özgürlük mücadelesine, hem de özelde Kürt halkının mücadelesine zarar verdiğini görmemdir. Görmüyor musunuz, bugün silahlı mücadeleyi kışkırtan akp diktatörlüğünden başkası değil. Suruç’ta MİT bomba patlattı ve 34 gencimizi öldürdü. O güne kadar ateşkesi bozmayan pkk neden ertesi günü, son derece şaibeli bir eylemle (Ceylanpınar’da iki polisin evlerinde öldürülmesi) silahlı eylemleri başlattı. Tam da akp’nin tecrit edileceği bir günde bu eylem ve sonrakiler akp’yi içine düştüğü çukurdan kurtarmadı mı sanıyorsunuz? Kendinizi akp’nin veya Tayyip Erdoğan’ın yerine koyun. Tam böyle bir anda başlatılan silahlı eylemlere can kurtaran simidine sarılır gibi sarılmaz mısınız? Nitekim sarıldılar da. Bu silahlı eylemlerin bir tek amacı var o da hdp’yi tasfiye ettirip akp’yi tek başına iktidar yaptırmak. Bence akp ile pkk arasında bu noktada bir anlaşma var. Yoksa pkk’nin bugünkü eylem çizgisini başka türlü açıklamak mümkün değil. Ne olabilir bu anlaşma? Mutlaka tek başına iktidar olduklarında kendilerine bazı olanaklar sağlayacaklarını söylemişlerdir. Söylemedi demeyin. Tarih uzun. Yaşayacağız ve göreceğiz.
farazi yorumlarda bulunarak gerçeğin üzerini örtüyorsun. pkk neden hdpyi tasfiye edebilecek bir saldırıya evet desin ki? ya daha düne kadar hdpnin öcalan tarafından kurulduğunu dillendiren sizler değil miydiniz?
bakın hala bu hareketin nasıl bir yapı olduğunu anlamamışsınız.
çünkü konuşan önyargılarınız konuşan bizim mücadelemiz değil. bu önyargılarınızı bile bize dayatarak her şeyi altüst edebileceğinize inanıyorsunuz.
çok mu zor geliyor size hakikat?
pkk kürt halkının mücadelesine nasıl zarar veriyormuş? batıdaki sahtekarların yüzlerindeki maskeleri düşürdüğü için mi zarar veriyor? bugüne kadar hdpyi destekleyen sözümona kürt dostu olarak kendilerini medyada pazarlayanlardan tutalım da yazar çizerine kadar yüzlerindeki o kalın maskelerini düşürdüğü için mi zarar veriyormuş ?
birkere daha görmüş olduk gerçek yüzlerini.
nasıl da dönüverdiler özlerine, nasıl da şoven türkçü yüzlerini açığa vurdular. bunları görmediğimizi mi sanıyorsunuz? pkk buna mı zarar veriyor? evet evet buna zarar veriyor. peki bundan niye korkuluyor? gerçek ortaya çıkıyor diye mi?
hadi bi de biz soralım: nerede geziciler,neden biz kurşunlanırken sokakları işgal etmiyorlar? yoksa kürtlerin ağaçlar kadar bile değeri yok mu?
size gerçeği söyliyim mi: aynen böyle düşünülüyor? yoksa çıkılırdı, kürdistanda ormanlar yakılırken çıkılırdı,kürtlerin katırları katledilirken çıkılırdı sokağa. ama çıkılmadı. çünkü kürtlerin boyun eğenleri sevilir de ondan. kürtler eğer türk devletine sadık birer köle olduklarını gösterselerdi, inannın bunların hiçbiri olmazdı. boşuna kendinizi komplo teorileriyle de uğraştırmayın,yormayın. mesele bu kadar açıktır.
yahu 7 hazirandan önce pkk mi şavasıyordu da hdp binalarına saldırılırken hdp binaları bombalanırken mitingleri bombalanırken? ya gerçekten yorulduk; yani size 40 yıldır kendimizi, mücadelemizin amacını anlatmaktan yorulduk ama siz yorulmadınız.
şimdi siz yordunuz ama… Saygı ve sevgilerimle.
ataberkyan yoksa sen de mi aktrolsün?
hayır sanmıyorum.
anonim seni bu ahmakça soruyu sordurtmaya iten şey ne oldu acaba? okuduğunu anlama güçlüğü mü çekiyorsun yoksa kemalist şoven aklın anlama yetini mi yok etti?
Bir parti,örgüt veya hareket kendi ideolojisine uygun olarak kitlesel veya kadrosal eylemler yapar.kitlesel eylemler kendi tabanını yaymak için ,(yani genişlemek için 9 kadrosal eylemlerde kendi kadrosuna ve örgütüne moral kazandırmak için yapılır.(sakin cizreyi kitlesel eylem demeyinyaptığınız tüm eylemler kadrosal eylemler dir.kazanım elde etmek istıyorsanız kitlesel eylem yapmanız lazım bunuda ancak HDP ile yapabilirsiniz ama hdp yi bitirme noktasına geliyorsunuz.ndan sonrada yapılan eleştrileri öportinist bakiş açısıyla şövonist olarak değerlendiriyorsunuz… gelinen noktadaki kazanımları heba ediyorsunuz