Şu linki izleyiniz: http://capul.tv/berkin-elvanin-cenazesine-ilk-saldiri-12-03-2014/
İzlediniz. Nedir manzara? Her yaştan, her toplumsal kesimden, kadın, erkek, çocuk bir milyon yas tutan insan daha yarım saat önce çocuklarını, Berkin’lerini toprağa vermiş ve Osmanbey’e gelmişler. Karşılarında dört toma ile bunların arkasında, gaz maskelerini, biber gazı atan tüfeklerini kuşanmış robocop denen polis güçleri mevzilenmiş bekliyor. Taksim Dayanışma’sına ait bir otobüsün üzerinde biri megafonla bir konuşma yapıyor. Ceren ve Devrim’le birlikte CHP Şişli örgütünün karşı kaldırımına düşen bir tostçuda ağrıyan belimizin sızısını biraz olsun dindirmek için oturmuş, dinleniyoruz. Dükkâna gireli daha beş dakika olmamıştı ki saldırı aniden başladı. Hiçbir uyarı yapılmadan hem de. Geçen Eylül ayına kadar katıldığım gösterilerde polis şefleri usulen “dağılın” uyarısı yaptıktan sonra başlardı polis saldırısı. Bu “yenilik”, öyle sanıyorum ki, yeni Polis Bakanı’ndan kaynaklanıyor.
Tost dükkânının içi ana baba gününe döndü. Masalar devrildi. Yerlere yıkılanlar oldu. Portakal sandıkları devrilip portakallar yerlere saçıldı. Bir an dışarıya ilişti gözüm. Dışarıda gazdan göz gözü görmüyordu. İçeriye yoğun bir şekilde gaz doldu. Dükkân sahipleri kapıları kapatıp otomatik kepenkleri indirince içeri dolan gaz daha da boğucu oldu. Karşımızda oturan genç bir kadın kalbini tutmuş, “kalbim, ölüyorum” diye bağırıyordu. Arkadaşlarının söylediğine göre astım hastasıymış. Kusanlar vardı. Herkesin gözleri kıpkırmızıydı. Tostçunun içindeki mahşer manzaralarını fazla uzatmasam iyi olur. Gezi’nin en yoğun gösteri ve çatışmalarında bile böyle yoğun bir gaz kullanımı görmedim. Atılan biber gazı, sanırım Gezi’dekinden daha etkiliydi ve biber gazı kullanımı bana kalırsa üç dört misline çıkarılmıştı. Polis Bakanı’nın getirdiği “yenilik”lerin en önemlilerinden biri de buydu sanırım.
Dükkânın kepenkleri on beş dakika kadar sonra açıldı ve dışarı çıktık. Yerde bir kadın ayakkabısının teki vardı. Çok dokunaklı bir manzaraydı. Bir an için eğilip alayım dedim. Sonra vazgeçtim. Belki sahibi sonradan gelip ayakkabısının tekini arayabilirdi. Bir tarafta ayakkabı kutuları, diğer tarafta bu ayakkabı kutularını korumak üzere örgütlenmiş polis vandallığının sembolü bir kadın ayakkabısı.
Teşvikiye’nin ara sokaklarından Kabataş’a indik yürüyerek. O zamandan beri düşünüyorum. Herhalde ölüsünü yeni gömmüş yas tutan kalabalık bir kitleye acımasızca saldırılmasının tarihteki örnekleri çok da fazla değildir. Bunun emrini veren Polis Bakanı’na ne demeli? Evet evet Efkan Himmler demeli. Heinrich Himmler, yas tutan insanların üzerine saldırı emri vermiş midir bilmiyorum ama aslında temelde çok büyük benzerlikler var. Üstelik bana soracak olursanız, binlerce insanı gaz odalarına göndermekle üzerlerine gaz sıkmak arasında özünde bir fark yoktur. Her ikisi de aynı acımasız emirlerle yerine getirilir. Her ikisi de savunmasız insanları hedef alır. Evet, biber gazı doğrudan bir kitle imha aracı değildir ama doğrudan ya da dolaylı olarak insanların ölümüne yol açan (yani insan imha eden) biber gazı gibi bir silahı bu kadar fütursuzca kullanma emri veren birinin, yarın aynı emri daha ağır kitle imha araçlarının kullanıma sokulması yönünde vermemesi için hiçbir sebep yoktur. Acımasızlık aynı acımasızlıktır. İktidar yozlaştırdığı gibi acımasızlıkta da sınır tanımaz.
Zaten bu Polis Bakanı’nın yayınlanan tapeleri de nasıl bir insan olduğunu, nasıl bir fütursuzluk içinde bulunduğunu, iktidarı savunmak için her türlü melaneti işlemekte bir an bile tereddüt etmeyeceğini çok açık biçimde ortaya koyuyor. “Valisi”ni çocuk azarlar gibi azarlamasından; onu, “burada yok öyle biri de” diyerek yasa dışı işlemler yapmaya davet etmesinden; ifadesi alınacak polis görevlisi için çağrıda bulunan savcıya ilişkin olarak, “iki adam gönderip örgütten aldırırız onu” demesinden; otoriter, haşlayıcı, küçük dağları ben yarattım kibrinden bu kişinin tam görevine uygun olduğunu anlamak mümkündür. Gelen gideni aratırmış. Şu bizim boyunsuz Muammer Güler bile bunun yanında daha sevimli kaldı.
Hem görevine hem de Himmler soyadına uygun. 1923 yılından beri Nazi hareketi içinde yer alan Himmler, adım adım yükseldi ve SS şefi olarak Hitler’in gözüne girdi. Hitler, iktidarı ele geçirmesinde en büyük araç olarak kullandığı Röhm’ün liderliğindeki SA’ları 1934’te temizlemeye karar verdi. Bunu yapabilmesi için polis gücünün (Gestapo) yönetimini güvendiği, acımasız birine vermesi gerekiyordu. SS lideri Himmler bu iş için biçilmiş kaftandı. Röhm ve adamlarının ve SA’ların temizliğini, esasen Hitler ve Himmler kararlaştırdı. “Uzun bıçaklar gecesi”ni bilfiil yürürlüğe koyan Himmler oldu. Bir gece ansızın evlerinde baskına uğrayan Röhm ve adamları, Himmler’in SS’leri tarafından öldürüldü.
Bundan sonrası da bilinir. Başta Yahudiler olmak üzere yüz binlerce insanın ölüme gönderildiği toplama kamplarının mimarı ve şefi de Gestapo’nun başı Himmler’dir. Nazilerin yenilgiye gitmeye başlamasıyla Hitler’le Himmler’in yolları ayrıldı. Hitler, birçokları gibi Himmler’i de “vatan hainliği”yle suçladı. Nazilerin yenilmesinden bir süre sonra yakalanan Himmler, ağzında sakladığı arsenik tüpünü patlatıp yutarak intihar etti.
Bazı arkadaşlar, Polis Bakanı’na “Himmler” adını takmamı abartma olarak görüyor. Faşizmin spesifik bir olay olduğu kanısındalar. Tarihte hiçbir olay aynıyla tekrarlanmaz ama ana eğilimler birbirine benzemektedir. Faşizmin belirleyici ana eğilimi, direnen (ya da direnmeyen bile) insanları amansızca ezmektir. Farklı tarihi koşullarda bu ezme, farklı biçimlerde tezahür eder. Bugünün dünyasında, açıkça totaliter birkaç ülke dışında hiçbir ülkede Nazi düzeninin totaliter özelliklerini eksiksiz bir şekilde bulamayız ama ana eğilimlerini tespit edebiliriz. Üstelik, unutmayalım ki, Naziler iktidara geldikten sonra bile, Reichstag yangınına kadar (hatta ondan sonra bile bir süre) Hamburg-Altona’daki işçi mahallelerinde, evlerin pencerelerinde kızıl bayraklar dalgalanıyordu (bkz. Jan Valtin, Karanlığın Ötesinde, çev: G. Zileli, Kibele, 2009).
Şu anda bizim “uzun bıçaklar gece”mize doğru hızla ilerliyoruz. Muhtemelen yerel seçimlerden sonra başlatacaklar bunu. Ama bir şeye daha ihtiyaçları var. İktidarı tam olarak ele geçirmelerini (Naziler) ya da elde tutmalarını (AKP) sağlayacak şekilde sokağı kitle hareketlerinden sivil gruplar arasındaki (1970’li yıllardaki gibi) çatışmalara çekmek. Bunun ilk provasını palalıları vasıtasıyla Gezi sırasında yapmışlardı. İkinci provayı dün sergilediler. Bir milyon insanın vakur yürüyüşünden ve Berkin Elvan’ın ölümüyle vicdanı yaralanan toplumun ayağa kalkmasından çok rahatsız olmuşlardı. Acilen bir şeyler yapmaları gerekiyordu. Önce “DHKP-C’lilerin gece polis kılığına girip cinayet işleyeceği”ne ilişkin tweetler dolaştırıldı ortalıkta. Gece de haber geldi. Okmeydanı’ndaki çatışmada “milliyetçi” bir genç öldürülmüştü. Nasıl olmuştu bu? Eli sopalı ve alelacele toplandığı anlaşılan sağcı bir grup, kör gözüm parmağına, Halk Cephesi’nin güçlü olduğu ve Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgeye baskın yapmış ve silahlı çatışma çıkarmıştı. Normal olarak bir sağcı grubun “arı kovanı”na böylesine fütursuzca çomak sokmayı düşünmeyeceği açıktır. Bu sağcı grubu, kasıtlı olarak çatışma çıkartmak üzere oraya süren kimdir? Kim olacak, açıktır ki, AKP’liler, MİT ve polistir. Böyle bir çatışmaya, hatta ölüm olayına ihtiyaçları vardı, durumu biraz olsun dengelemek için. Tabii, Polis Bakanı’nın buradaki kişisel rolünü tespit etmek şimdilik imkânsız.
Seçimlerden sonraki “uzun bıçaklar gecesi”ne hazır olalım.
Ardından “Reichstag yangını” gelecek.
Tabii o zamanki Alman Komünist Partisi’nin yaptığı gibi, sosyal demokratları esas düşman alma hatası yapılmaz da Türkiye’deki halk kitleleri Kürdüyle Türküyle dün haykırıldığı gibi “faşizme karşı omuz omuza” verirse, sıra ona gelmeden alaşağı edilebilirler de.
Tarih tekerrürden ibaret değildir.
Arkadaşlardan gelen bilgilere göre yazıya ilişkin birkaç düzeltme ve ekleme yapmam gerekiyor.
1. Yazıda, “her yaştan, her toplumsal kesimden, kadın, erkek, çocuk bir milyon yas tutan insan daha yarım saat önce çocuklarını, Berkin’lerini toprağa vermiş ve Osmanbey’e gelmişler” denmektedir. Burada bir algılama ve bilgi hatası vardır. Arkadaşların bildirdiğine göre, polis saldırıya geçtiği sırada, esas yürüyüş kolundan ayrılan ve Feriköy mezarlığına gelen büyük bir kalabalık cenazeyi toprağa vereli bir dakika bile olmamıştı. Büyük bir ihtimalle, bu büyük kitlenin esas yürüyüş koluyla yeniden birleşmesini istemediler ve ayrıca, cenazeye saldırıyormuş gibi bir görüntü çıkmasın diye Berkin’in toprağa verilmesini beklediler.
2. Yazıda gaz bombasından söz ediyorum ama plastik mermilerin sözü edilmemiş. Oysa yukarıda verdiğim linkteki görüntüler bile bunu apaçık gösteriyor. İnsanların üzerine yoğun bir şekilde plastik mermi sıkıyorlar. Zaten orada, en ön saflarda bulunan arkadaşlar da bunu teyit ediyorlar. Sanırım, Himmler’in üçüncü “yeniliği”, polise daha önce görülmemiş ölçüde plastik mermi sıkma talimatı vermiş olmasıdır. “Plastik mermi” adı her ne kadar bu mermiler yumuşak şeylermiş gibi bir izlenim yaratıyorsa da gerçek bu değildir. Bu mermiler göz çıkarabilir, deriyi yarıp ete saplanarak ciddi yaralanmalara yol açabilir. Hatta daha hayati yerlere geldiğinde öldürebilir bile ve bunlar yaşanmıştır da. Sosyal medyada plastik mermiyle ciddi şekilde yaralanmış direnişçilerin fotoğrafları sık sık yayınlanmaktadır.
Gün Zileli
13 Mart 2014


anarşistler ne zamandan beri otoriteden anlayış, hukuk, insan hakları bekliyorlar?
nerde 1930’lara kadar olan tavizsiz, idamla yargılanıyorken “biz bu mahkemeyi tanımıyoruz” deyip savunma yapmayan anarşistler nerde sizin gibi kendini anarşist sanan radikal liberaller…
vay ali ismailim oy ali ismailim aman da gittin ali ismailim yandık ismailim!
dün aliismaili döverek öldürenlerden biri öldürüldü ŞİMDİ SORALIM HANGİSİ SİZİ ÖLÜNÜZ? KİME YANIYOSUNUZ? KİMİN SINIFINDASINIZ?
Abi şu anda 1930’ların ALmanya’sında değiliz. aynı zamanda bu ülkede Yahudiler ve Komünistler direnç göstermediler ciddi bana göre. Faşizmin bu kadar kolay olabileceğini zannetmiyorum..Kürt hareketini ve diğer hareketleri tutuklamalar ile işkenceler ile belli süre sindirebilir ama patlama olacaktır ve bu ne yazk ki çatışmalar sonucunda olacaktır. Biz koşar adım silahlı çatışmalara gidiyoruz sanki..
Babasi isci emeklisi market calisani Burak Can’in da sinifindaniz. Anonim 2 var mi itirazin? Bizim hatalarimiz olmasa bizim safimizda olacakti o cocuk da. Polislerle fingirdesen firinci esnafi degil. Markette raf duzelten cocuk.
anarşistlere anonim birilerinden “devrimci şiddete davetler” gelmeye başladı. bir ara da (haziran direnişiydi) “kürtler neden yok” ithamları vardı.
ne kürtler ne de anarşistler yek pare olmadıkları gibi, kendi akıl ve vicdanlarını dinleyerek karar verecek kadar tecrübeliler…
devrimden sadece ve sadece şiddet duygularının tatminini ya da “devrimci iktidarının” bitmez tükenmez kovalamacılığını anlayan bir takım “devrimperest”, bunu anlamazlıktan gelmekten vazgeçmez belki ama….
köprülerin altından akan sular, denizlerden geri döndü, “devri-i daimin” yeni turundayız. 12 eylül yenilgisinin iyi tahlil edilmesinde yarar var.
küresel çağda açıktan faşizm de o kadar kolay değil. buna tevessül edenler olabilir ama, “iletişim devrimleri çağında” karşı reaksiyonun da imkanları var.
bu süreçte öz savunma durumu olmadıkça, şiddete yönelmek, istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
Gun ben sende bazi revisyonist egilimler gozluyorum. Ilk defa Stalin”e sovmeden bir yazi yazmis durumdasin. Artik gazin etkisi mi yaslaniyor musun bilmem artik!
FECİ OLAN NE BİLİYORMUSUNUZ ?
Alışıyoruz…
Şaşırmıyoruz,…
Yadırgamıyoruz…
Kabulleniyoruz,..
İNEK GİBİ !
Aslında bu düzen değil , bu düzülenler değişmeli…!!!
Ve bugun,Anarsist yuregim;
Devlet otoritesini,iktidarin baskısi altinda inleyen toplumu…ve oligarsik
hiyerarşinin tüm biçimlerinin ortadan kaldırılmasını savunan siyasi öğretilerin hepsini ayaga kaldirmistir Berkin.!
ve yine siyasal eğilimin toplumsal hareketler arasında farklılıklar olmakla birlikte, tümünün ortak paydası, her türlü otoritenin reddi ve toplumsal nesnelliğe dayandırılmayan bir otonomi yaratmistir..Berkin
ve yine,Berkin toplumun Anarşist yuregini;toplumsal otorite, baskı, iktidar ve hiyerarşinin tüm biçimlerinin ortadan kaldırılmasını savunan siyasi öğretilerini ortaya cikartip,geliştirmiş ve hedefini gostermistir topluma..!
ve yine Berkin,Toplumun;Varılması arzulanan toplumsal sistem ve düzenin,sinifsiz,cikarsiz siyaset Marksizm-Anarşizm,genel anlamda benzer hedefleri paylaşsada bu hedefe nasıl ulaşılabileceği konusunda çeşitli Anarşist akımlarla Marksizm arasında derin bir uçurum olsada,konunun ozeti ve esasi onemle üzerinde durulması gereken yönünu de gostermistir Berkin..nazmi kipel
ben kimseye sövmem Ahmet. Sadecçe tarihi olayları çarpıtmadan yorumlar ve bugüne ilişkin dersler çıkartmaya çalışırım. Öte yandan, bu yazıda Hitler’e ilişkin anlattıklarımın benzerleri Stalin’de de vardır, biliyorsun. Hatta fazlası bile. Bu yazıda beklentilerini karşılayamadım, kusura bakma 🙂
Sosyal demokratlarin Rosa ve Karl’i katlettirmesinin yil donumunun Ocak 15ti. Alman devrimini kanla bastirmalari 1919’dur. Simdi bu halk cephesi laflariniz cok iyi oldu. Stalin’in 1933’de savundugu seyin tipkisinin aynisi yani. Yav niye boyle yapiyosunuz! Allah askina sizden ozgucumuze guven verecek, komunist zafer icin bagimsiz bir cizgi insa edecek, moral verecek tavirlar bekliyorum ya. Yapmayin artik yuz ustu birakmayin su can alici tarihsel donemecte!
AKP gider CHPyle bas basa kaliriz – tarihsel yenilgimizi o zaman yasariz esas! Eger AKP bu kriz ile bugun olmasa yarin dusecek. CHP ise ancak krizin bedelini bizim, emekcinin sirtimiza bindirir! Ecevitin Dervisciginin bedelini 10-15 yilda agir odedik-oduyoruz. Sola olan nefretin genel suphenin sebebi biraz da bu degil mi? Yapmayin etmeyin gozunuzu seveyim ya bir yenilgi daha mi alalim?
Mikail, şu söylediklerin, dün ulusal kanalda Doğu Perinçek’in söylediklerinin aynısı. Sen nerede yaşıyorsun kuzum?
bu mu yani cevabiniz? Ben pes ediyorum artik. Ama bari nacizane; bence bu kadar cok zigzak yapmayin. Benzetmek gibi olmasi Stalin bolca yapardi onlardan o yuzden diyorum.
Tarihten rast gele anektodlar alip da boyle kafaniza gore kesip yapistirmak olmuyor hocam. Uyarsa uyar uymazsa zipla 1933’e mi diyelim yani… Yapmayin etmeyin lutfen, boyle hoyrat olmayin. Sizin kalibrenize gitmiyor bunlar…
Şurada yazılan yorumların hepsini tek tek okuyorum ve hatta arada bir yorum da yazıyorum, rutin olarak antitez koyamayıp anarşistlere ” radikal liberaller ” diyen birileri var ve artık komik olmaya başladı..Gün Zileli türk anarşist hareketinin tek temsiclisi gibi onun şahsi fikirleri üzerinden ülkedeki anarşist duruşu eleştirmeleriniz bitmedi. Gerçekten olaya tatlı su anarşistci canım bunlar tadında yaklaşanlar varsa buyursun barikatların en önlerine gelsinler,eylemlerde herkesi yara yara en öne gidip duran siyah bayrakları takip etsinlerde artık utansınlar şu lümpen anarşistsiniz tavırlarından..
hiç olmadı bir iki forum takip edip polis çemberi içinde izin verilen alanda halay çekenler varken harbiye’de dövülen anarşistlerden utansınlar..
katılırsınız katıllmazsınız ama her okuduğunuz şeyin üzerine radikal liberaller ya bunlar demek yerine azıcık fikrinizi koyun, o zaman biz de okuyup kendimizden utanalım
Evet, ben de tanık oldum çarşamba günü o kara bayraklara.
Zigzag yapmak herke allahın kulu için kaçınılmazdır, hele siyasal ve toplumsal alanda bu kaçınılmazdır. Kötü olan, zigzag yapmak değil, zigzag yapmıyormuş gibi davranmaktır.
kusura bakma, niyetim uygunsuz benzetmeler ya da özdeşleştirmeler yapmak değildi ama sana D.Perinçek’in dün ulusal kanaldaki konuşmalarını izlemeni öneririm.
evet anarsistlerin bir kismi radikal liberallikle anarsistligi karistiriyor hoca bu dogru. turkiyede hala biseylere tepki duyan adam ve kadinlarin tepkiselliginden öte bir anarsist hareket yoktur, ister kizin ister sövun, en cabuk uzerine atladiginiz sey marxist leninist(stalinist) ögütler, buradan yasiyorsunuz, ozgunlesin elinizi tutanmi var… koca koca eli yuregi saglam anarsistler varken tarihte sizden hep burjuva liberallerine paralellik olusturan laflar duyuyoruz, sokaktaki anarsistlerin bir kismi harizc, cok hosnut olmasakta anlayislarindan, samimiyetlerine inanniyoruz, ama onlarida zileli .dhkpc jargonuna benzemekler sucladi, soluklasiyolarmis retorige ve slogana dusuyolarmis, hadi oradan…0 noktasina gelir gibiyiz, perincekte öyle diyodu ahhh bu sahte yada kandirilmis sol. ne yaziyor zileli???? radikal bir liberalden fazlasinimi? guldurmeyin beni…umarim en gercek anarsizm bizimki digerleri sahte anarsizm diye ihbarlara kadar götürmez , ama kafa ayni halaaaa ayni…
okmeydaninda da bizleri yalniz birakmayan anarsist dostlarimizi selamlariz, saniriz zileli ye bir cift sözleri vardir, retoriklesme soguk gri sloganlara düsmek konusunda, yerlerinde olsam söyle derdim soluk renkler yada flu renkler, yada aslinda kendini anarsizm e gizleyen renksizlikler…
ya sanki türkiyede , ispanyada italyada ukraynada oldugu gibi , bir anarsist , marxist leninist stalinist mucadelesi olmusta, türkiyeli leninist stalinist örgütler, turkiyenin anarsistlerini harcamislar, senin bir bi pratigin yok, (ayip degil bu) yeni yeni var sokaklarda, (onlardanda rahatsizsin) e onlarida dhkpc ye benzemekle sucluyorsun, sen anarsizmin ozgun tezlerini pratiklestirdinde elini dhkpc mi tuttu diyecem…. durutti dendemi utanmazsin diyecem …
sonra bize /aslinda bana diyecekte diyemiyor, radikalliberal diyorlar, diyenin agzina saglik, kendine anarsist süsü vermis bi cengiz candar… yorumlarda tahrik etsen engin ardicin birikimlisi olmaya elverisli, ama bunun egemenlerle organik bagi yok, tum devrimciligi farki bundan ibaret…sen radikal(bak bunuda sorgularim aydinlik gelnegi ve tkp geleneginden yetisenler aslinda köktenci, takintili anti radikaldirler, anti militandirlar, kafalirin özgür olmasi sorgulanir..)burjuva kemalin ciftlikleri vardi bakin paradigma coktu diyen adama tapan adamdan bu cikar, burjuva kemalin neden ciftlikleri vardi, neden ay dunyanin etrafinda donuyor,….ve paradigmanin iflasi cok onemli bi kitaptir, ve yazarida entelektueldir, kemal diyorki ben burjuvayim …yazar diyorki baaak yalanini yakaladim sen bi burjuvasin, bravo… yaveler yaveler ve yaveler….
zileli yazını bir daha oku daha öncede sürekli aynını yaptın mevcudu faşist deyip aslında ayni işe talip olanlara güzelleme yapıyorsun çok ayıp ne hallere düştün fırtınacının yorumu ile perinçeğin ne alakası var?????utanmadan perinçeği izle diyebildinya bu sana yeter????neyini izleyeyim ülen sen izle faşizm faşizm dediğin boynuzlu değil faşistlerin uyguladığı yönetim biçimi değilmi????perinçek hrantı öldürten faşistlerden değilmi????? hrantı öldürenlerle fethiyede aksarayda HDP ye saldıranlar aynı değilmi????şu yazılarını ve özgürlükçünün yorumlarını tekrar oku bu yaşına geldin hala faşizmin ne olduğunu öğrenemedin insan biraz utanır????faşizmin temel karakteristiği kitlesel şiddet ve hegemonyadır???bunca faşizmin iklimini anlatan film çekildi izledin bari o iklimden bir gram öğrenseydin insanları kandırmaya utanmıyormusun????sana kaç kez sordum kitle tabanı hatta hegemonik şiddetine bizdeki bu faşizmin kitlesi kim diye sordum duymamaya geldin???yoksa sen olmayasın hadi sen olamasında yoksa çok sevip bu sitede güzelleme yaptıkların yaklaşan faşizmin kitle tabanı olmasın???????bütün güzelleme yaptıkların ilk faşist kitlesel şiddet ve linçte sence kime saldıracaklar toplumsal muhalefetin özgürlükçü devrimcileri ve ötekileştirilen kürt ve diğerlerine saldırmayacaklarmı???işte orda kimin ne olduğu belli olacak eminim sen perinçek,veli küçük kerinçsizlerin yanında olacaksın ama biz özgürlükçü devrimciler saklamaya çalışıp güzelleme yaptığın asıl faşist millici devletçi ulusalcıların karşısında mücadele eden olacağız yanımızda lgbti ler bile olurken sen nerde olacaksın???bu durumu faşizm diye insanları kandırma asıl faşist ırkçı linççi,millici leri saklama faşizmin ne olduğunu öğrende gel?????????
mahno , tasralilik, türkiye anarsizmi, bir solculuk örgüt bikintisi, aslinda lux bisey ayyy sikildim ben …( bilinizki siyasi ideolojik dusmanlariniz anarsizmi sizden daha fazla ciddiye alirlar. yazan :leninist:))…bikintisi, memlekette tum sol oy 1 milyonu bulmazken, 70 milyonluk bir ulkede , ulan bu salak marxistler tabiiki yapamazlar cunku soyle soyle zaaflari var diye toplumun her kesimine yonelmekten (bunu algilayabilmekten bile yoksun bi anarst bana mahno dan bahsedip akil verecek) bir anarsizm… aydin hareketine bile saymam ben bunu, orgutten ayrilmislarin genel ruhii halitiyesi… anarsizm vakti zamaninda bi halk hareketiydi desen bu, beyoglunun arka sokaklarina gitmekten baska bisey anlmamaz.. yada ispanya italya nostaljisi, e peki metropol gecekondulari e yoksullar koyluler, hemen karsina cikarir cinsel ozgurlukler , tamam lan onada ok hadi benim kadar sahip cik bedel ode, postmodern emperyal re feodal devletin, istedigi yeni tebaayi yaratmak sanami dustu anarsizm?anlamaz anlamaz, sonrada derki marxist sol ne dar kafali…. yaaaw heee heeee
uzun bicaklar gecesi, tayyip feto. iyi bir benzetme’.
zileli hiç dikkatini çektimi Ahmet le görüş birliğiniz sevişmeye başlamanız aslında aynısınız Ahmet,zileli,perinçek,add,chp,milli,ulusalcı zilli duygularınız hep aynı kadim proje başarmış sizden harika bir ulus yaratmış ne seviyede zihninbiz zehirlenmiş bi düşünün memlekette kürdü özgürlükçü devrimciyi hrantı HDP-BDP yi linç ve yok edenlerin yerine akp nin sıradan sokaktan uzak tabanına bile faşist diyebilip ekürisi perinçek,tgb-türk solu-ip-tkp-chp-mhp-özel harpçı-veli küçüklere bu linçleri ve ırkçı saldırıları yapana faşist diyemiyorsunuz bu iklimde bile kürkçüye sırrı süreyyaya laf edebildiniz bunun anlamı asıl sizinde korktuğunuz ırkçı linççi faşistlere mesaj olmasın biz onlardan değiliz onları linç edebilirsiniz mesajı olmasın utanmayacakmısınız?????perinçeğe geçmiş olsuna git zileli eminim ahmette seninle gelir tv maceralarında sınıfta kalmıştın şimdi onunla telafi edersiniz güzel güzel sevişin hapisten çıkan eski genel kurmay başkanını cumhurbaşkanı perinçeği başbakan yaparsınız
AKP’nin seçmenini hiçbir zaman faşist görmedim ama bugün palalıların ve eli sopalı çetelerin de AKP tarafından örgütlendiği bir gerçektir.
özgürlükçü den hec bisey anlamadim, acik yaz özgürlükcu , derin sayilmiyor artik en direkt yazilanlar, sen seydesin hdp ye saldirdilar ve orda ip vardi, valla bencede kendi olmasa bile ruhu vardi, ama insaf , agaca takmisin kafayi ormani gormuyorsun diyecem ama, bence sen imralidaki (çıkarıldı. Admin) yedegi olmayi saga sola satasarak rehabilite etmekten baska hic bisey söylemiyosun… sen aslinda bisey söylemiyosun, haydi hdp ye , saidi nursi yi okuyorum bitince verecem oyumu sirri nin hdp sine:)))
Lazkiye nin araplardan alinip kürtlere verilmesi kürtler icin ve çözüm için ne iyi olacagini söyleyen selahattin demirtasa iki çift laf et özgürlükçü, senin hdp lilerin siyaset (çıkarıldı. admin) olmuslar bi arabin elinden sehir almayi dusunurler, kürdun sicak denizlere acilmasi,,, bi baska bisey,bi devrimci, anneme HDP de eski solcu siyasetci oldugumu soylmyin, (çıkarıldı. Admin) dogan avcioglu oku bence ozgürlükcu, çünki süreci kemalist lerle çözecek abd ve apo ne yaveler diyecek, ve sen bel agrilarina aldirmadan ayni daireyi çizeceksin, ama beyninle…. vucutla yapilana dans sanati diyolar.:))) senin seyhinin yaptigi sanat degil kitsckh
yayinlanmasin, benden bisey cikaracak adminin adi zileli olsa bile, , bari kelime listeyi as da neyi neylen ifade edecegimizi bilelim, zileli sebi neyzen tevfiklere can yucellere havale ediyorum…
http://halkinsesitv.com/index.php/acklamalar/14953-dhkc-acklama-425-13-mart-2014.html
herif kafayi kufre takmis, yayinlanmasin diyorum, o icinde kufur saydigi seyleri cikarildi diye notlayip yayinliyo, zileli yazdiklarinizi algida seciciliklle okur arkaadslar, sindi ben yzsaydim , son konusmalariniz ve önerilerinizde corbaya sinek dusmesi uzerine , dusuncelerinizi onemsiyorum, ama kasikla degil catalla alinsa, deseydim bu zileli bu genel gecer laf uzerine sunu yazardi, ;muthissiniz bu dusuncenizi acin gelistirin, 🙂
okmeydaninda ne oldu, kimin arabasina kim biniyor, üç taane klesh var abi diyor, daha çogalacak o kheleschler, nasil alismissiniz döve döve öldürmeye…. her eve lazim bu medeni alet…http://www.youtube.com/watch?v=HSyV9f98qcU
insanligin, itilenlerin kakilanlrin , ezilen emekcilerin, iscilerin , yok sayilan uluslarin icinde biriken ofkeyi frenlemek ve rehabilite etmekten ibaret yazdiklariniz. birakin birazda soldan sapalim, gorbacovdan beri sagdan sapiyoruz, birakiniz yapsinlri birde sola koyalim, birakiniz sapsinlar….sizin sagdan sapisiniz uyusturuyor….http://www.youtube.com/watch?v=HSyV9f98qcU
sanki ust siniflari, onlarin adamlarini ikna etmeye yönelik bir ickinlik gun zilelinin tum yazilarinda var, marxistleri elestrirken avamci, ama hep yukariya akil veriyor yetenegi, ….kötü bu….
http://mertskaplan.com/genel/berkinin-fotografina-yoneltilen-montaj-iddiasina-yanit#prettyPhoto
Müsel Çoban’dan yanıt geldi:
Dost da düşman da bilsin, Berkin’in fotoğrafını paylaşırken hiçbir art niyetim yoktu. Berkin Elvan direnişçidir. Fotoğrafımı kullanıp Berkin’in hakkında kara propaganda yapanlar katil polisin yandaşlarıdır. Meşru olan direniştir. 15 yaşında bir çocuğun direnişe katılması sadece bu sistemin nasıl bir bataklıkta olduğuna işarettir. Polise karşı direndi diye Berkin’in öldürülmesini meşru gören zihniyet, katillerden hesap sorarken sizden de hesap soracağız. Faşizme karşı direniş en onurlu, en insancıl direniştir! Hakkımda link kampanyası başlatanlar bunları iyi okusun! Aynı katil polis ben gazetecilik görevimi yaparken Kadıköy’de, daha iki hafta önce, beni göğsümden vurdu. berkini dogru savunun….http://mertskaplan.com/genel/berkinin-fotografina-yoneltilen-montaj-iddiasina-yanit#prettyPhoto
RTE’ye hak veriyorum… Ya teslim olacak, ya da en azgın, en acımasız saldırıları tezgahlayacak. Ya iki bileğini kelepçelere uzatacak, ya da insanlık suçu işlemede engel tanımayacak…
Bu da bizim, bu ülkenin ne kadar özgür bir ruhu olduğunu, köleleştirmeye olan direncini, tarihsel olarak ne denli deneyim biriktirdiğini gösterecek.
Bu korkunç, hasta, insanlıktan çıkmış “iktidar manyaklarını” küçümsemenin alemi yok! Zileli’nin yazdıklarını, “gardını alma” anlamında okudum…
Her ne olursa olsun; “Gezi” ve Berkin’in cenaze töreni gösterdi; bizi kolay teslim alamazlar! Onların da işi kolay değil kardeşim! Hatta diliyorum ki, 3-5 yıl içinde her hangi bir şekilde olsun, ölmesinler! Kuyruklarını kıstırıp, kaçacaklar… kaldıkları her yıl, sonlarını daha da rezil hale getirecek… Yeter ki bu ruhumuz, bizi köleleştirmeye niyetli bu “Hitler-Himmler” karikatürlerine gülmeye devam etsin!
***
Doğu Perinçek’i tümüyle olamasa da izledim…
İzlediğim kadarıyla bilinen tipik Nasyonal Sosyalist hikayelere devam ediyor. Rusya, Çin önderliğindeki Doğu Despot dünyayı “çare” görüyor. Turan, Türkizm meselelerinde MHP ile sevişmeye yatkın… MHP ile olan farkları, Müslümanlık-İslam algısı, propagandası olabilir. Bence bu “tipler” gerekirse ve “gerektiği” kadar da İslamcı olabilir…. Belki MHP daha da iyi! Doğu despotlarının oyuncağı olmak ve Turan hikayeleri şimdilik programlarında yok…
Ulusalcı görünümlü Devletçi, Despotluk… T. Erdoğan’ı aratacağı kesin! Üstüne üstlük, Stalinist bir devlet kölesi emekçilik…
Şahsen yatkın bence… Uygulamalar yalnızca konjonktüre bağlı! Rusya ile anlaşarak, bizim gibi adamlar için Sibirya’da uygun “tatil kampları” kurdurur… Sanırım 10 milyoncuk “halk düşmanı” arasında, “karlar içinde “romantik” bir tren yolculuğu bileti “herkese” çıkabilir. Kaç yıl sonra yarımız dönebilir… Ama bu duruma da bir “adrenalin mevzusu” olarak bakabiliriz… Adam aksaçları ile her şeyi o kadar yumuşacık anlatıyor ki… İnsan seve seve bu maceralı hayata atılabilir! Az daha unutuyordum; büyük olasılıkla 3-5 milyoncuk da Ortadoğu Petrolleri hegemonik savaşlarda harcanabilir… Kerkük v.s…
6 yıl hapiste kalmış, hiç üzülmemiş. Çünkü Yemen’de insanlar yıllarca askerlik yapmış; Çanakkale’de de ölmüşler…
Yemen’de askerlik yapanlar İmparatorluk yağmacılığının, Padişah Mülkü iddialarının zavallı kurbanları değil miydi? Çanakkale ölüleri, Alman Emperyalizminin o üç kuklasının bizi soktukları savaşın büyük diyeti değil miydi? Bu “mavralar” bile adamın emperyal savaşlara nasıl baktığını gösteriyor… Böyle” Dava adamları”, bir “insan hayatı” yaşamayanlar, günü geldiğinde, kendi “insanlık dışı” hayatının diyetini o halka hem de kendilerinde hak bularak ödetirler….
Ne bu tantana kardeşim… Üç öğün yemek yiyeceğiz… Barınacağız… v.s. Türk, Turan, Rusya, Çin… ne gerek var bu “büyük politikalara!” Milyonlarca cinayet işlenecek bu “salak” politikalara neden ihtiyaç var ki?
Soros “dürüstçe” bize anımsatmıştı; “Türkiye’nin en iyi ihraç malı ordusudur!” Anlaşıldı; D.Perinçek daha karlı bir pazar bulmuş, gençlerimizi satacak; Yeni yetme Çin, Rusya emperyalizm çıkarları!
AKP, kendi mevcut politik tabanından vazgeçmeden faşist sokak çetelerini ana gövdesi olarak kullanamaz. Zaten AKP’nin yapabildiği tek siyaset, simge siyaseti. Eylem siyaseti değil. AKP devleti kullanarak eyleyebilir. İktidardan düşünce süblimleşeceği aşikar. Kendi ana gövdesini bu yönde harekete geçirmesi imkansız. Neden?
Din simgeydi, kullandı. Kürt sorunu Batı’dakiler için bir simgeydi, çözülemeyen “sorunların”, kangren olmuş yaraların simgesi. Öcalan da doğudakiler için kurtuluşun. Hoop açılım felan, kullandı. Faili meçhuller bir simgeydi. Hoop kullandı. Asker postalı simgeydi, hoop kullandı. IMF’ye borç simgeydi. Hoop kullandı. Erdal Eren simgeydi. Hoop ağladı zırladı, referandum için onu da kullandı. Devlet içinde cemaatin yuvalanması simgeydi, utanmadan onu da kullanıyor. TÜSİAD en büyük düşmandı, adam lak diye TÜSİAD düşmanı rolü kesiveriyor. Zamanı olsa unutulduğunu hissettiği anda Berkin’i de kullanır. Ya da ABD açık tavır aldıkça anti-emperyalizm simgesini direk kullanacak.
Farkındaysanız, tüm bu simgelerin hem üreticisi, hem yayıcısı çoğunlukla biziz. Kirli savaş sürerken Batı’da olayların ana seslendiricisi biz olduk. Kürt sorununu Batı’ya tanıtan bizdik. Erdal Eren de, 12 Eylül’ün asıl acısını çeken de bizdik. Yıllarca ekonominin kötü yönetilmesinin müsebbibinin IMF olduğunu biz iddia ettik. Cemaati biz işaret ettik. ABD emperyalizmi diye ciyyak ciyyak biz bağırdık. Yani simge siyasetinin asıl müsebbibi biziz. Adam yalnızca bizim silahlarımızı elimizden alıyor, bizim kavramlarımızın altını istediği gibi doldurup, kullanıveriyor. Aslında AKP, Althusser’den Laclau’ya simge siyaseti dışında siyaset bilmeyen tüm tiplere karşı söylenecek binlerce argüman içeren bir labratuar sağlıyor bize. Tabi bizim kanımız ve çalınan emeğimiz üzerinden.
Solun simge siyaseti, bir demagogun onu böylesine rahatça kullanımına kadar sürer. Mussolini farklı bir gelenekle gelmişti ve Avanti’de kaptığı düşünsel avantaları kara gömleklilerini örgütlemek için kullandı. Hitler, KPD’nin Versay hakkındaki tüm bağırıp çağırmalarını iç ederek iktidara ulaştı. Aynı şekilde KPD’nin gerilimleri yüksek tutarak, garip gurup düşmanlar yaratarak, komplolar uydurarak suni 1917 Rusya atmosferi yaratma siyasetini, yahudileri hedef göstererek ellerinden alıverdi. Ama onların siyaseti aynı zamanda doğrudan eylem siyasetiydi. Simge siyaseti yapan solcuları, hem simgelerini ellerinden alarak hem de kendi doğrudan eylem siyaseti ile ezdi.
AKP’nin ana kitlesini AKP’ye yönlendiren şey istikrarsızlık korkusu. Korku geleceğe ait bir beklenti sonuçta. Oysa Nazileri Nazi yapan, Almanya’nın yıllarca içinde bulunduğu olağanüstü istikrarsızlık ortamıydı. Nazilerin “Yeter lan!”ı ile, AKP’lilerin “Bunları susturmazsak öcü gelecek” korkusu aynı moment değil. Bu sebeple de AKP sokak birliklerini ana gövdesi yapamaz. Bu ancak, olağanüstü kriz şartlarında ve bir devrimci durum yenilmiş, sol seçenek tükenmiş olursa olabilir.
Sonuçta AKP’ye karşı simge siyasetinde ısrar, adamların eline koz vermek demek. Doğrudan eylem siyasetini unutmamak gerek. Eylem deyince, sokak gösterisi değil. O da simge sonuçta.
AKP’yi yenmek için, AKP ile yoksul kitleler arasındaki bağı kırmamız gerek. Bu ise ancak, yürüttükleri siyasetin asıl istikrarsızlık yaratan siyaset olduğunu göstererek olabilir. Ya da krizin gelmesini beklersiniz. Ama o zamanda bile, istikrar isteği öne çıkabilir. Yani bu da çözüm olmayabilir. O halde geriye, istikrar isteyen yoksulların toplumsal örgütsüzlüğünü bitirerek, istikrarsızlık korkularını yenmelerini sağlama seçeneği kalıyor. Yani “Kriz çıkacak, istediğin kadar kaç, hiiç AKP’ye oy vererek istikrar sağlanacağını sanma, aklın varsa örgütlen, aklın varsa işyerinde mahallende kendini koruyacak odaklar, dayanışma örgütleri kur” denmesi demek. Yalnızca demek yetmez, milim milim yürümek, ilmek ilmek örmek, tuğla tuğla inşa etmek de gerek.
AKP’yi AKP yapan neydi? Toplumun örgütsüzlüğü, kriz anında patronlarla kapışamayacak kadar korkaklaşması sonucu kendini korumak yerine “bari birileri istikrar getirsin” anlayışı değil miydi? 80 darbesinin “islamcı” propaganda yaparak AKP’nin yolunu açtığını sanan ulusalcı zevzeklerden değilsek, 80 darbesinin toplumu örgütsüz hale getirerek AKP’nin yolunu açtığını görmemiz gerek. O halde çözüm toplumu yeniden “yaratmak”. Tabi kızım toplum diyorum, gelinim sen çalışan sınıf anla. Yoksa diğerleri çok da fifi.
Sonuçta, sınıfın örgütlülüğü için, doğrudan eylem siyaseti için “şeytanın büyük annesiyle” bile ittifaka girebiliriz. Yeter ki, gerçek bir toplumsal örgütlülük kurulabilsin. Simge siyaseti için ittifaka değmez.
anonim 19 doğanavcıoğlu okuyup 100 yıl geri gideceğine Bookchin oku 200 yıl ileri git özgürlükçüyü anlamadığın belli çünkü siteyi takip etmemişsin bu yazısında zileliyi ne diye eleştirmiş özgürlükçü bak bir sonraki yazısında zileli özgürlükçüye hak veren yazı yazmışmı bak anlarsın????anlamak istemeyip aslında şeyhi olmayıp bütün kültleri olumlu tüketip özgürleşmiş insanlara mürit anlamına gelen suçlamalar yapma bilmediklerin hakkında ağır söz söyleme haa bu sitede ağer muradın özgürleşmek ise çok zor sürekli özgürleşmek isteyenlerin paçasından çekilip zihinlerin örümcek bağlaması ve karakollaşması için uğraşan burda çok dikkat et
gezideki palalıya ana avrat söven niye öldürmediler bunları diyen sığırlar dün akşam ölen palalıyı profil yapıyorlar başımız sağolsun diye. kendimi kesicem.
O sağcı genç, AKP’nin durumu dengelemek için ortaya koyduğu bir provokasyon sonucu ölmüştür. Bu yüzden AKP diktatörlüğünün provokasyonunun bir kurbanıdır. Kaldı ki devrimciler, özsavunma yaparlar ama bu özsavunma sırasında bir faşist öldüğünde buna sevinmezler. Nazilerin savaşa sürdüğü askerler de birer kurbandır. Biz nazi ordusunun bir askerinin ölmesine sevinmeyiz, sadece nazizmin yıkılmasına seviniriz.
burakcan ile berkin arasinda fark göremeyen ve kendine eski devrimci yolcu halkevci ödp li diyen arkadaslar, ds /cephe elestrisi olunca her seye atlamak insani mehmet ali agca nin yada çatlinin 22 yasindaki resimlerini facebookta profil resmi yapmaya kadar götürür.. evet yapmalisiniz bunu…(burakcan ilk isinde basarisiz oldu, o daha yeni corumlara yeni maraslara katilacakti, belkide katilmayacakti kim bilir)) ama neye katildigi asikar… akreplerle okmeydanina tasinan sirti türk bayraklilarin videolarinimi paylasalim?……..bir örnek…..“.Dün gece 22 yaşlarında bir gencimizi daha İktidarın hırsına kurban verdik. Siyasi görüşünün farklı olması sebebiyle en ağır şekilde hakaret edip öldüğüne sevinenler var. “Öldürüldü ama elinde sopa vardı diyenler ile Berkin’in elinde sapan vardı diyenler arasında hiç bir fark yok. Bir kişinin daha ölümüne tahammülümüz yok. Burak Can Karamanoğlu’nun ölümünü meşrulaştıranları ve öldürenleri kınıyor ailesine başsağlığı diliyoruz.“
Sorgulayan Sayfasindan Alıntıdır. Aynı düsünleri paylasiyoruz…. demagoji budur iste kimse hic bir ölümü mesrulastirmaz. ama sen mucadelenin kendisine kufr ediyorsun…8bunu yazan bir gercek eski dev yolcu) sorgulayan sayfasini bi sorgulamak lazim derdim ama tirsiyorum, ozgurlukcu, yusuf cemal, zileli atilirlar üstüme…
sana bir fasistin ölümüne sevinmeliyiz baklava börek yemeliyiz diyenmi oldu`??? illa bisey diyecek ya. uc bes bir on kisi sevinmeliyiz dese ne cikar, yapanlarda zaten fasistlerin olumunden onlari ortaya salan bildiriler yayinliyorlar, ama illaki bi süphe yaratilacak ya. illa arada olcak zileli…..o sagci genc , belki yasaminin devaminda devrimci bile olabilirdi, trabzon linc cilerinden adam örgütledi devrimciler, burada onumu tartisiyoruz, elestirdigim seye hic bisey dememissin, hadi bunu yasal kaygilara verelim, insaffff bu ülkede o sagci genci profil resmi yapan solcu bir anlayis var ustelik kendini oldukca modernize ettigini sanan bir anlayis…. iki kelimede onlara et, söyle bir elestrini kabul ederdim, sana uyardi bu cephe neden silah ortaya cikardi, örgütlü sapanlarlada bu savunma gerceklestirilirdi, bu senden beklenen bir elestri olurdu, sanki ben sey dedim ohhh nasil koydukkkk. bunu demem sunu drim saldiranlar bir bedeli oldugunu görmeliler, görmelerini olumlarim, bu beni sevindirirde, bunu onlar kurban dirlar diye bana ders verme git su kucuk burjuvalara akil ver biraz…. ayrica bir kemik yönetici fasistin ölümüne sevinmekten beni kimse alikoyamaz, margaretin olumune sevinen zileli, fasist saflarda bulunan insanlarin hepsi egemen siniflarin bizzat kendileri olsaydi ne eyi olurdu, ama sinif mucadelesi oyle yurumuyor, oh iyi oldu burakcan geberdi demem, ama o fasist bir eylem icin oradaydi ve yanitini aldi derim, tutup profil resmi yapmam—bir kerde sola sapanlara degilde saga sapanlara akil ver soldakiler senin sandigin kadar kaba salak degiller zileli
kurban …. ne yapacakti saldirya ugryanlar . bu suna benziyor, demagojimi bagislayin, iyiki sivasta yakilanlari silahla siddetle savunmadik yoksa hakli iken haksiz duruma duserdik, ama bakin ne güzel sehitlerimiz var… ohhh
besmele ile basliyor , ana avrat küfrediyor, allaha emanet olun diye bitiriyor… iskencede namaz icin ara verenlerin torunlari bunlar……. ihsan eliacik….
önemli soru? akp durumu dengelemek icin sehit yaratmaya mi kalkti yoksa ezmeyemi kalkti? farzedelim sehit elde etmek icin adam saldi ne yapacagiz? salinanlar olmeye degil oldurmeye gelmisler , metroda otobuste varlar her yerde saldiriyorlar, oz savunma mi yoksa provakasyona gelmemek icin 80 oncesi tkp ve aydinligin yaptigi gibi oz savunma ve oz savunma yapanlari gosistlik, yada sahte solun unsurlari olarak görmekmi, ? bence cok önemli bir sorundur bunu bunun sosyolojisini psikikolojisini tartismak, özerklik tartismasindan daha önemlidir, 80 öncesi solun aydinlik ve tkp (dusman sosyal pasifist gardaslar) nin dedigi gibi gosistlerin sivil fasistlere karsi silah kullanmak degil, o siddeti devlete bile yöneltip, yenilse bile cuntaya karsi silahli bir direnis yaratamamasi, bunun psikolojik orgutsel hazirligini yapmamasiydi, bunlari kavramaqyan sinif mucadelesinden bahsetmesin…
cok bayagi olacak biliyorum ama , benzetmeyi soyle yapacagim, ne zaman olgun bir turkiyeli /kurdistanli devrimci hareketlerinden bahsedebiliriz, silahli mucadeleden uzlasmaz ideolojik cizgi ile hdp ye oy vvermeyi karsit seyler olarak gormeyen, surece katilmayan kemalisttir demiyen ama hdp ye oy vermekte kazanimlar olabilir vs yi genel devrim ile birlestiren, devrimin bir solo degil bir senfoni…
devrimciler insan olumune sevinmezler , ama bir fasist saldirinin puskurtulmesine sevinirler, oldurulen fasistlerin birebir kisisel olumlerine sevinmek degildir bu, ama ben mehmet agar in ölümüne birebir de sevinirim baklava da yerim kutlarimda farki anladin sen. filler cimenler iliskisini
http://www.youtube.com/watch?v=QdWJXbg5R8I izleyin mahalleden cikamayan gariban halkin!!!!??? kimin nasil akreplere indrip bindirdigini görün,sadece bu olsaydi tahrik olurdu, eli palalilar silahlilar, marastakileri, corumdakileri , sivastakileri göreceksiniz, yine gelecekler, varmi bir baba yigit das atmayin kendinizi oldurtun biz gazetelerimizde ne kadar mazlum ve sucsuz oldugunuzu yzariz diyen baba yigit,,, gidin burakcani berkine esitleyin sizzzz,,,tipik fasist taktik, mesruiyet saglamak icin geri yiginlarin tek bayrak tek din diye bagrismalari ile birlikte palali tabancali adamlar beraber, ayri seyler bunlar hasan feritin olduren fasist cetelerin saldirisi ile, burakcanin cenazesine sedat pekerin celenk gondeesi detaymi sizce, hani akp derin fasizmi temizyodu…??? zileli sen anlarsin bunlar ne demek…..
öldürülen bir fasistin uzerinde tepinip baklava yemem. ama oldurulen bir fasistin olumune aglayan onu berkin ile bir tutan ve adam ve kadinin ve ideolojisinin gebermesinden zevk duyarim zevk, yalan yok…
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/akpliler-bozkurt-isaretiyle-yurudu-h50013.html biktik bu yurt gazetesinin edebiyatindan, lan karanlik ne tarafi var?? fasist saldiri iste…(çıkarıldı. Admin) ilker basbug, veli kucugun un serbest birakilmasini kutlayacak kafan olursa, sedat peker in itlerinin acik fasist saldirisi sana karanlik gelir ulusalci perincek kafasi, adam ya teslim olursun yada provakasyon edebiyati yaparim, olmadi ezerim diyor, sen sunda karar kiliyorsun, aman pasif olalim provakasyona gelmiyelim, e asil provakasyon o zaten, (çıkarıldı. Admin)….
adam yaziyor; ne zaman toplumsal muhalefet büyüse, bu dev sol dhkpc bi provakasyon yapiyor… solcu bunu yazan. (çıkarıldı. admin) bu ulkede ne zaman toplumsal muhalefet buyuse (hatta kipirsa sa) sag fasistce saldirir , ve o gelenek ilk elden atesin muhatabi oldugundan yanit verir. hepsi bu…
alexis ile berkin in farki? yunanistanda hic kimse alexisisn aslinda bir anarsist eylemci olmadigini sadece bir basketbol asigi genc oldugunu söylemeye ihtiyac duymamisti, onu katleden polisleri hapse göndermek için ..biz berkin i ancak ekmek almaya giden bir çocuk olarak savunuyoruz, eldeki resim sapan, fotomontaj diyen adam, sunu söylüyor aslinda 15 yasinda bir çocuk eylemci ise ve elinde sapan varsa öldürülebilir… utanin utanin utanin utanin…..
berkin elvan kadikoy ödp anarsistler vs…http://www.youtube.com/watch?v=772kP03e_rM
ölümünü özlemle bekliyoruz egemen bagis.dirinden hayir olmadi bize….. / bir grup (çıkarıldı. admin) nekrofil genç….
Çok sertsin. Bu sertlikle seni iktidarda düşünemiyorum, ne yapardın sana karşı çıkanları bilmiyorum 🙂 her neyse. Fikrimi bir kere daha ifade edeyim. Özsavunmaya taraftarım ve hatta gerekli ve zorunlu görüyorum. Bu özsavunma, karşı tarafın güçleri ve kullandığı aletlere göre belirlenmelidir. Eğer karşı taraf üzerine silahla geliyorsa ya da Madımak’ta olduğu gibi etrafını kuşatmışsa ve seni yakacaksa elbette kendini silahla savunmak da haktır. Okmeydanı’ndaki durumu bilmiyorum. Kasımpaşa 1453 denen güruh oraya hangi silahlarla sürüldü. Eğer silah kullanmışlarsa silahla karşılık vermek elbette bir özsavunma olarak gereklidir. Fakat şunun üzerinde de düşünmelisiniz: AKP oraya o güruhu gerçekten de sağcılardan birileri ölsün de biz de durumu biraz olsun kurtaralım diye sürdü. Bunu hesap ederek özsavunma sadece gerçekten kendini savunma noktasında tutulmalı ve silah kullanma konusunda çok daha temkinli olunmalıydı. Belki öyle olmuştur bilemiyorum. Ama ben olsam, eğer silah kullanmak zorunda kalmışsam öncelikle ihtar niteliğinde havaya sıkarak ve ürkütmeye çalışarak yapardım bunu. Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Öte yandan, sanırım Burak adlı genç konusunda anlaşmışızdır. Onu profil resmi yapan kimdir bilmem ama ben böyle bir şey yapmam. Onu Berkin’le ya da diğer Gezi martirleriyle aynı yere koymam. Ama şunu da bilirim: Belli ki sağcı görüşlerin etkisi altında olan ve polis tarafından örgütlenen bir palalılar teşkilatının üyesi ya da sempatizanı olan bu genç oraya AKP polisi ve Mit tarafından alelacele sürülmüştür. Açıkçası sağdan bir ölü istiyorlardı ve bunu sağladılar o güruhu oraya sürerek. Bu genç de aslında onların yeni bir kurbanıdır. Bu bakımdan, “sivil faşist” türü pek keskin terimler kullanmak yerine bu gencin polis-AKP’nin oyununun kurbanı olduğu açıklansaydı toplumda çok çok daha büyük destek toplanırdı. Ama biliyorum ki, hiçbir örgüt bunu yapmaz. Örgüt aklı devrimin genel çıkarlarını değil, sadece kendi dar örgüt çıkarlarını düşünür.
ben baklava börekle kalmaz üzerine bir de kadeh kaldırırım o durumda 🙂
Evet, bu videoda görüldüğü gibi güruhun polisten destek alarak saldırdığı çok açık.
Yurt gazetesine neden kızdığını anlayamadım. AKP’nin provokasyonuna dikkat çekmiş, ne var ki bunda. Sana önerim şu: Ya biraz sakinleş ya da bir psikoloğa görün.
yalnız “ideolojiyi gebertirken”, dikkat et de insanları da götürme bu arada 🙂
işte buna yüzde yüz katılırım.
tvde çocuğun babasını dinledim. sanki elinde “gidin o berkin elvan nam underage teenageri bulun ve tiz katledin” diyen başbakanın kapı gibi fermanı varmış gibi “emri o verdi. o başbakan bulup çıkaracak katilleri” diyor.
tamam acılı babadır şudur budur. ama acılı olmak yetmiyor akıllı olmakta lazım.
“o başbakan”ın yerınde ben olsam babasının bu dediklerini duyar duymaz işi gücü bırakıp bu konuya odaklanırdım dimi.
he yaw tabi.
sen 13-14 yaşındaki çocuğuna sahip çıkma, bilgin dahilinde eylemlerde maskeyle cirit atsın, yaralansın, komaya girip ölsün ve tek sorumlusu başkaları olsun.
böyle pskikolaga gitme önerisi alacak tepkiler veriyorsam… dogru dusunuyorum demektir….detaylar önemlidir kelimeler önemlidir der althusser iyi oku yurt un yazdigini…
özne olmak özne önce hayata budahale eden taraf olmak, türkiye solunu etkileyen aydininin yarisindan fazlasi fasiszmin yarattigi fasist edebiyatin etkisinde sola akil veren nesnelerden ibaret, ozne olun önce kafanizda sonra oznelerin nasil orgutlenecegini, yada orgutun orgutlenmenin iyimi kotumu oldugunu konusalim…
sen once özne ol sonra blochin i tartisiriz, bana diyon ya sen once hayata mudahale eden bir birey ol modern totemci olma kafan bi OZGÜRLESSIN sonra bakariz blochinmidir ona:))))
37 ye zilelinin yazdigi yoruma yanit. benim iktidar olmak istedigimi nerden cikardin? devrimci bir demokrasinin(mao nun ki tövbe degil o burjuvaziyi tasfiye etmek istemediginden formule etti o devrimci milli demokrasiyi) komite ve konseylerinin karsi devrime acimasizca , hadi sana koz vereyim , zalimce davranmasini savunurum. buna iktidar diyorsan, iktidar dedigin sey devrim dedigin seyin baslangicindan itibaren var zaten, eski polemikleri anistirmak istemem, ama o sapan atan anarsistler (ulan bunlar niye bizi sevmezler) sapanin geriliminde bir miktar iradelerini güc ile karsi devrime dayatiyorlar… iktidar iceriyor sapanlari, …
gün abi jan valtin’le ilgili yazılar tam olarak nerede? on tane yazı var demişsin. nerede onlar? sağ tarafta bulamıyorum. link verir misin?
Jan Valtin karanlığın ötesinde diye yaz arama motoruna, çıkıyor.