LİBERTER.ORG SİTESİ İNTERNET YAYININA BAŞLAMIŞTIR.
8 Comments
Anonim
Hayırlı olsun
Liberter bi yoldaş
Sayın Gün Zileli
Liberter olmanız harika bir haber. Buna neden ve ne zaman karar verdiniz?
Anarşistlikten neden vaz geçtiniz?
Anarşistlikte de, Stalin benzeri, hayal kırıklığına mı uğradınız? Nedenlerini yazacak mısınız?
Çetin Altan, 28 Nisan 1960 öğrenci hareketine polisin vahşice saldırısı üzerine sütununda sadece şu cümleyi yazmıştı: “Bugün Canım Yazı yazmek istemiyor.”
hozdol
Sayın Zileli
Sitenizi çok uzun olmayan aralıklarla takip ediyorum (pipsqueak/anonim atışmalarına da göz atıyorum.). Daha önceki yazılarınızda birkaç yorumum olmuştu. Bunlarda belirttiğim üzere (Sınıf Kokusu!) dindarım ve olağanüstü değerde olduğuna inandığım anı kitaplarınızı okuyunca hayranınız olduğumu belirtebilirim. Kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş derler ama, bende öyle olmadı. İnsanın kendini bu kadar cesur ve yapmacıksız ortaya koyması, benim harcım değil. Birkısım insanlar da kendilerini bir düzeyde eleştiriyorlar ama, bu eleştirişte gizli bir takdir edilme beklentisinde oldukları hissine kapılıyorum. Bu tabi hayranlık duymamı gerektiren bir şey değil. Samimi olanlara lafım yok tabi. Gün Bey, hafızam kuvvetsiz. Ama sanırım ya Yarılma ya Havariler’de olacak, dini inanç yönünde size birşeyler söylemeye çalışan kişilere fazla yüz vermediğiniz yönünde bir hatıranızı okuduğumu hatırlıyorum. O zaman bu dikkatimi çekmiş ve büyük hata yaptığınızı düşünmüştüm. Basına yansıyan görevli imam Seyit Çiftçi’nin anlattıkları beni etkilemiş ve sevindirmişti. Uydurduğuna ihtimal vermiyorum. Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın abdest alıp kelime-i şehadet getirmeleri, muazzam doğru hamleleri idi bence. Deniz Gezmiş telkini reddetmiş. Bunu düşündüm. Tabii ki bakış açısının bir gereği olarak böyle bir tavır göstermiş olabilir. Diğer yandan, acaba kendisinden sonraya kalacak Deniz imajını bozmak istemedi de, onun için konunun değerlendirmesine hiç mi girmedi? diye aklımdan geçti. Eğer böyle ise büyük yanlış diye düşünüyorum. Sonuçta kelime-i şehadet getirmenizi temenni ediyorum. Böyle bir yazıyı dini bir vazife olarak değil, size karşı bir sevgi (ve hayranlık) duyan ve iyiliğinizi gerçekten isteyen bir kişi olarak yazdım. Açıkça belirtmek gerekir ise önce aklıma gelmemişti. Ancak tanıtımda belirtilen yaşınıza daha bir dikkat edince, doğru hamle zamanının olduğunu düşündüm. İstatistikler belli ve sapma payı da en fazla ne kadar olabilir. Takdirdir tabii ki. Allah uzun versin. Doğrusu ne ise o olsun inşallah.
Benim dini ritüellerle de inançlarla da hiçbir ilişkim yok, inanmam yani. Zaten cenazem de dini törensiz kaldırılacak, vasiyetim böyle. Hüseyin ve Yusuf’un o ritüelleri yerine getirdiği bence tam bir palavra. Asla yapmazlar öyle bir şeyi. Esenlikler dilerim.
Şunu da ekleyeyim: Hüseyin de Yusuf da Deniz kadar karakterli insanlardı. O son ölüm anında zebanilerin taleplerine boyun eğmeleri imkânsızdır. Eğselerdi, son anda bile af dileyip canlarını kurtarırlardı.
Hayırlı olsun
Sayın Gün Zileli
Liberter olmanız harika bir haber. Buna neden ve ne zaman karar verdiniz?
Anarşistlikten neden vaz geçtiniz?
Anarşistlikte de, Stalin benzeri, hayal kırıklığına mı uğradınız? Nedenlerini yazacak mısınız?
yazamam. Çünkü anarşistim.
Abi şu günler makale yazmıyorsun özlettin kendini
Çetin Altan, 28 Nisan 1960 öğrenci hareketine polisin vahşice saldırısı üzerine sütununda sadece şu cümleyi yazmıştı: “Bugün Canım Yazı yazmek istemiyor.”
Sayın Zileli
Sitenizi çok uzun olmayan aralıklarla takip ediyorum (pipsqueak/anonim atışmalarına da göz atıyorum.). Daha önceki yazılarınızda birkaç yorumum olmuştu. Bunlarda belirttiğim üzere (Sınıf Kokusu!) dindarım ve olağanüstü değerde olduğuna inandığım anı kitaplarınızı okuyunca hayranınız olduğumu belirtebilirim. Kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş derler ama, bende öyle olmadı. İnsanın kendini bu kadar cesur ve yapmacıksız ortaya koyması, benim harcım değil. Birkısım insanlar da kendilerini bir düzeyde eleştiriyorlar ama, bu eleştirişte gizli bir takdir edilme beklentisinde oldukları hissine kapılıyorum. Bu tabi hayranlık duymamı gerektiren bir şey değil. Samimi olanlara lafım yok tabi. Gün Bey, hafızam kuvvetsiz. Ama sanırım ya Yarılma ya Havariler’de olacak, dini inanç yönünde size birşeyler söylemeye çalışan kişilere fazla yüz vermediğiniz yönünde bir hatıranızı okuduğumu hatırlıyorum. O zaman bu dikkatimi çekmiş ve büyük hata yaptığınızı düşünmüştüm. Basına yansıyan görevli imam Seyit Çiftçi’nin anlattıkları beni etkilemiş ve sevindirmişti. Uydurduğuna ihtimal vermiyorum. Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın abdest alıp kelime-i şehadet getirmeleri, muazzam doğru hamleleri idi bence. Deniz Gezmiş telkini reddetmiş. Bunu düşündüm. Tabii ki bakış açısının bir gereği olarak böyle bir tavır göstermiş olabilir. Diğer yandan, acaba kendisinden sonraya kalacak Deniz imajını bozmak istemedi de, onun için konunun değerlendirmesine hiç mi girmedi? diye aklımdan geçti. Eğer böyle ise büyük yanlış diye düşünüyorum. Sonuçta kelime-i şehadet getirmenizi temenni ediyorum. Böyle bir yazıyı dini bir vazife olarak değil, size karşı bir sevgi (ve hayranlık) duyan ve iyiliğinizi gerçekten isteyen bir kişi olarak yazdım. Açıkça belirtmek gerekir ise önce aklıma gelmemişti. Ancak tanıtımda belirtilen yaşınıza daha bir dikkat edince, doğru hamle zamanının olduğunu düşündüm. İstatistikler belli ve sapma payı da en fazla ne kadar olabilir. Takdirdir tabii ki. Allah uzun versin. Doğrusu ne ise o olsun inşallah.
Değerli arkadaş,
Benim dini ritüellerle de inançlarla da hiçbir ilişkim yok, inanmam yani. Zaten cenazem de dini törensiz kaldırılacak, vasiyetim böyle. Hüseyin ve Yusuf’un o ritüelleri yerine getirdiği bence tam bir palavra. Asla yapmazlar öyle bir şeyi. Esenlikler dilerim.
Şunu da ekleyeyim: Hüseyin de Yusuf da Deniz kadar karakterli insanlardı. O son ölüm anında zebanilerin taleplerine boyun eğmeleri imkânsızdır. Eğselerdi, son anda bile af dileyip canlarını kurtarırlardı.
Naçizane, “tabi” değil, “tabii” olacak.