Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert’in anısına…
Geldiler, kendilerine ayrılmış yerlerine oturdular. Masalarındaki gri, ölü çiçeklere baktılar, birbirlerini başlarıyla hafifçe selamladılar, gülümsediler, kameralara olabildiğince iyimser bir görüntü vermeye çalıştılar. Gözlerinin önünden geçen ölüm ve işkence görüntüleri uzaklaştırmaya da.
Çalışmalarının sonuçlarını görüşeceklerdi. Barışı görüşeceklerdi.
Polisine, bir parka, çoluk çocuk, şenlik havasında doluşmuş halkın üzerine biber gazıyla, tazyikli suyla, plastik mermilerle, en vandalca yöntemlerle saldırı emrini verdiğini açıkça söyleyen, barışa karşı savaş açmış biriyle barışı görüşeceklerdi.
Her konuşmasında ayak üstü binbir yalan söyleyen, başörtülülere saldırıldığını söylediğinde bu beyanı bizzat başörtülü kadınlar tarafından yalanlanan, biz o parkta özgürce dolaştık diye haykıran yüzlerce başörtülü kadına rağmen bu yalanını tekrarlamaktan asla vazgeçmeyen, camide içki içtiler beyanı bizzat cami imamı tarafından yalanlanan, hazırlattığı propaganda filmine sahte bayrak yakma görüntüleri monte ettiren, etkisi altındaki insanları yalan yoluyla kışkırtan biriyle barışı görüşeceklerdi.
Polisinin bir ay boyunca estirdiği terörle halkı açıkça düşman ilan eden, üç direnişçinin polisçe öldürülmesine, diğer üç vatandaşın ölümüne, binlerce insanın yaralanmasına, hâlâ hastanelerde ölüm kalım mücadelesi veren ağır yaralılara, onlarca insanın gözünün çıkmasına neden olan, yaralılara yardım eden beyaz önlüklü doktorları ellerini arkadan kelepçeleterek tutuklattıran kişiyle barışı görüşeceklerdi.
Sivil polis ve parti taraftarı sivillerin saldırılarına uğrayan binlerce insanın amatör videolarla ya da gözetleme kameraları tarafından çekilmiş görüntüleri sosyal medyada ve TV ekranlarında art arda gösterilmeye devam edilirken, bütün bunların baş müsebbibiyle ülkenin bir bölümünde barışın nasıl sağlanacağını görüşeceklerdi.
Bir göz ağlarken diğer göz nasıl güler, ülkenin bir yarısı kana bulanırken diğer yarısında nasıl barış olur diye sormaya bile cesaret edemeyeceklerdi.
Barışın temel dayanaklarından yoksunsunuz, polisiyle halkın bir bölümüne savaş açan bir hükümet nasıl olur da yıllardır bu polisin, bu devletin zulmünü en ağır bir şekilde yaşamış ve yaşamakta olan bir halka barış getirebilir; açıktır ki, siz bu ülkede yaşayan her iki halkı da aldatmaya çalışıyorsunuz, aslında en başta barış yapacağınızı söylediğiniz halka karşı saldırıya hazırlanıyorsunuz, diyemeyeceklerdi. Biz bu oyunda yer alamayız, görünen köy klavuz istemez, bu sorumluluğu bizim omuzlarımız çekmez, halklarımıza bunun hesabını veremeyiz, diyemeyeceklerdi.
Polisin işlediği cinayetlerin hesabını sormayı bir yana bırakın, cinayetlere teşvik ettiğiniz polisinizi kutsadınız, onları “destan yazdınız” diye daha da cesaretlendirdiniz, sırtlarını sıvazladınız, cinayet işleyen polislerinize “benim polisim” diye sahip çıktınız, cinayetlerin bütün kanıtları ortadayken onları serbest bıraktırdınız, polisin öldürdüğü gençlerin ailelerinden özür bile dilemediniz, böylesi bir kana susamışlıkla ve cinayet teşvikçiliğiyle nasıl olacak da ülkede barışı sağlayacaksınız? Yazıktır, günahtır, bizi de bu oyuna alet etmeye kalkıyorsunuz üstelik, diyemeyeceklerdi. Diyemedikleri gibi, onunla karşılıklı gülümsemelerle dostane sohbetlere girişecek, elini sıkacaklardı. Sonrasında ellerini yıkamışlar mıdır acaba?
“Benden buraya kadar” deme yürekliliğini gösteremeyeceklerdi.
İktidarın ayaklarını yalamaya devam edeceklerdi.
TV ekranlarına çıkıp onunla yaşadıkları tatlı anları utanmadan anlatacaklardı.
Onun kendileriyle yumuşak bir şekilde konuştuğunu söyleyip bunu bile bir kazanç olarak görecek kadar alçalacaklardı.
Başında bulundukları kitle örgütlerinin binlerce üyesinden bile utanmayıp, kollarını ve bacaklarını kaptırdıkları politika timsahının önünde bıyıklarını titreterek oturmaya devam edeceklerdi. O kitle örgütlerinin mensupları acaba ne hissetmişlerdir? Ben o örgütün üyesi olsam örgüt başkanımın düştüğü utanç verici durumdan şahsım adına hicap duyardım. Bir kuşağın vakıf başkanı olduğunu iddia eden şahsın yalakalığından da kuşağım adına aynı hicabı duyardım.
DP iktidarının zorba bastırma yöntemlerini uygulamaya başladığı günlerde İsmet Paşa’nın DP yöneticilerine söylediği bir sözü tekrarlayarak zalimin sofrasına oturmaya hazırlananları uyarmaya çalışmıştım: “Sizi ben bile kurtaramam.” Artık onları kimse kurtaramaz. Uçurumdan atladılar bile.
Cem Karaca’nın o güzel şarkısını yeniden söyleyelim hep birlikte:
Gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
Hepsi halka karşıdır
Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
Hepsi halka karşıdır
Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
Hepsi halka karşıdır
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini
Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
Hepsi halka karşıdır
Zindanları, tutukevleri, işkenceevleri
Hepsi halka karşıdır
Borsaları ve şirketleri ve iktidarları
Danışmanları, vekilleri, akilleri,
Hepsi halka karşıdır
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini…
Gün Zileli
27 Haziran 2013
Şu an onların hepsini o kadar küçük görüyorum ki…
Sana çok teşekkür ediyorum. Reflekslerimizi uyanık tutuyor yazdıkların, ruhun, varlığın. Seninle kara-kızıl bayrak altında sokaklarda olmak çok güzeldi Roj. Muhteşem bir yazı, harika bir uyanış metni…
teşekkürler…biraz olsun içim serinledi ..
Sevgi ve selamlar.
“İsmet Paşa” mı? Gün abi iyi misin? Biber gazı yan etki yaptı heralde?
Neden? Önemli tarihi sözler, kim söylerse söylesin unutulmamalı. Yeriydi.
Bu yaziya katilmiyorum.Sorun birilerinin-akil-gorusmesi gurusmemesi degil.Savas baltalarini cikarip,bu kirli savasa devam etmek veya etmemekmidir? Son bir aydir yasanan ve gezi direnisine amansizca saldiran eli kanli diktaci tayyibin daha once eli kana bulasmisti.Savas ve baris boyle bir surec iste. Yazi,duygularin ve ayni zamanda damarlardaki kemalizim milliyetciliginin yeniden nuksetmesidir.Baris sureci hem masada hemde sokakta mucadeleyle kazanilir.Gezi direnisi uzun zamandir birbirinden kopuk iki halkin demokrat, devrimci ve yurtseverlerini birlestirdi.Tum eksigi ve zaaflarina ragmen kardeslesmenin ve ortak mucadelenin tohumlarini ekti. Kurt Ozgurluk hareketinden ne isteniyor ne bekleniyorsa bu akiler uzerinden degil direk yapilmalidir.
Bu “sefillerin “halini anlatan cok iyi bir yazi..Kalemine saglik…Bunlar Pir Sultan Abdalin Hizir Pasaya dedigi “Benim köpegim bile sizin verdiginiz yali yemez” sözünü tekzip ediyorlar!!!
Kara Hasan kardeşim, sanırım ben derdimi iyi anlatamadım. Ben barış görüşmelerine karşı değilim ve bunu daha önce de birkaç kez yazdım. Keza BİZ duyurusuna bakarsan orada da durum net bir şekilde konmuştur. Ne var ki akiller barış görüşmesinin bir tarafı değil, başbakanın danışmanlarıdır. Barış görüşmesine gidenler BDP’liler olsaydı bir şey demezdim. Ama ŞU KOŞULLARDA BAŞBAKANIN DANIŞMANLIĞINI YAPMAK AŞAĞILIK BİR İŞTİR. Ben bunu söylemek istemiştim. “Kemalizm milliyetçiliğinin yeniden nüksetmesi” nitelemene ise ben bir şey demeyeyim de sen üzerinde bir kere daha düşün.
Ethem’in katil “zanlısının” serbest bırakılmasını protesto etmek için yapılacak olan eyleme kürtler de katılıp, çewlik-bingöl tecavüzcülerini de protesto edecek mi?
iki halkın mücadele birlikteliğinin sağlanması için işte bir fırsat daha..
http://www.adilmedya.com/kaypakkayanin-kemalizm-elestirisi-h37502.haber
Ahmet Arif hani diyor ya “Bunlar, Engerekler ve çıyanlardır, Bunlar, Aşımıza, ekmeğimize Göz koyanlardır, Tanı bunları, Tanı da büyü…”
http://youtu.be/7RNzJT1sD50
ben ulusalcılarla ilgili her yazdığınıza katılıyorum ve hatta , direnişin 7. günü idi galiba , Sıtkı Süreyya Önder in Taksim’de konuşmasına izin verilmemişti, bu önemli bir ulusalcı hata idi… ancak bu direnişde Kürt gruplar biraz daha aktiv olabilirlerdi … önümüzde Lice protestoları gibi çok önemli fırsat var .. bence önümüzdeki süreçte bütün muhalif gruplar birbirlerini anlama çalışmalı…
Parkın arka bahçesi silivrinin düüzenli şekide yürtüügü bir oyundur darbe yapamadılar bari fırsatı iyi kullanıp halkı direnişe ortak tuttular onlar gözünde aşırı gruplar marlkiist anarşitler grupları bi kaşık suda bogacaklarını biliyorlardı. Evet bizi İsMET inönü bile kurtarmazd M. KEMAL DÖNEMİ OLSAYDI HEPİMİZİ yAKARDI.BOGMAKTA OLDUGUNUZ SESİMİZ BİRGÜN ÇOK GÜR ÇIKACAK (ANARŞİZM)
gun abi bilmiyorum parklardaki forumlara gidiyormusun ama gitmelisin ve konusmalisin kitle var bilinc var ama karar yok bisey yapmali ama ne cevap yok
belki ben hayal görüyorum, ama konda arastirmalarida böyle söylüyor, taksimi dolduran halkin ortak paydasi polis zulmü ve siddeti, buradan cikip bu kitleyi örgütlü bilincli , sosyalistler, komünistler , yada anarsistler yapmanin alemi yok, buradan cikip bu kitlenin apolitik ne istedigini bilmeyen bir yigin oldugunu ileri sürmeninde anlami yok, buradan cikip bu kitlenin baska türlü bir iktidar istedigini tartisabiliriz, buradan cikip bu kitlenin varolan iktidar baski polis teroru ve zulmine hayir dedigi kesindir, bu baglamda bu direnis kesinlikle (ama bu baglamda , apolitik degildir) türk bayraklari, devsirme calismalari , iki selye aciklanabilir, ayaklanan kitlenin buyuk cogunlugu turk bayragini bizden biraz farkli bir simge olarak goruyor(buradan ulusalci kürt dusmanligi cikmaz, ama cokta iyi bir anti ulusalci tahlilde cikmaz) bu HAM anti fasist tavri görmemek biraz ayip olur, anarsistler beni affetsinler, kitlelere bilinc kazandirmak ile sinirlanmis (onlar adina iktidar olmak degil) bir devrimciler örgütünün faalieyetinin gerekliligine inaninirim (varsin inceltilmis Leninizm denilsin) ama bu faaliyetin, hali hazirdaki, momentumunun (Zileliden caldim bunu) kendi ic dinamigi ile ham olan siddet zorbalik , a karsi cikmak ve bunun karsisinda her turden mucadele bicimlerinin, yerine gore uygulanmasinin, , düsünce ifadesinin platformlari olarak, dayanisma/ isyan forumlari olarak ortaya cikan …………( bir internet pltformuindan arakladigim yorumu eklemek isterim) lerin her turden yasakciliga karsi olarak gelistirilmesi (örgut parti vs) nin cok onemli oldugunu dusunuyorum (benim cumleler kaydi :)) herkesin , her anlayisin , eger demokrasi vs yada kür ulusal sorununa cozum arayaninin, bu dinamige sirt ceviremiyecegini dusunuyorum….düsünüyorumda, türk bayragini diyarbakira asariz yeterki çözüm olsun diyen bir anlayis, neden,türk bayragi ninda bulundugu bir kitlenin anti fasist tepkisi ile , gezi parkinda direnen kürt gençleri kadar empati kurmaz. bu hareketin kendiliginden , ama kesinlikle apolitik olmayan karakteri, polis teröru siddetine karsi baslayan anti fasist niteligini kimse görmek istemez, anti fasist pratik , herkesi birlestirmeye muktedirdir, yeterki, vicdanlar birlessin, hani çanakkelede beraber öldük diyorduya ulusalcisi, kürd yurtseveri, anti fasizmde birlesin, ne kürtler inkar edilir ve ulusal haklarindan olurlar, ne de bölünürsünüz, bundan baska bir zemin yoktur birlesebilinecek… herkes herkesin hassayiyetlerine saygi göstersin, halk forumlarinda , her türden otorite ve siddet iceren tehditlerden uzak tartisma ortamlarinda, kimseyi rencide etmeden , herkesin yarasini, kanayan yarasini görerek , düsüncelerinizi anlatiniz. herkesi , tüm ötekilestirdiklerini ezmeye yeminli bir iktidarin projesinden daha saglam seyler cikarirsiniz…Lice deki Medeni ye sahip cikan kitle türk bayraklari tasiyorsa , ben burada red edilecek bir hareket degil, yapilmasi gerekekn pek cok is görürüm, sevinerek…
Bizim icin hiç sürpriz olmadi; konserlerimize gelen kitlenin, Fasizmin (ulusalcilik ? bu kavram ciddi bi sorgulanma istiyor ) IP in basariiszligina bakilirsa (halkimizin bölunme korkusu , yok seriat korkusu var.. )kitle tabani sayilmasindan rahatsizdik, sola açik bir kitledir dinleyici ve sevenlerimiz, ama, sürece ayak uydurmak ugruna, o kadar küfür yeddiki, biz ve gelenegimiz bile, taksim, gezi parki ayaklanmasi karsininda , allah sakin bu kitle bizim konserlere gelen , renk vermiyen , sola acik bir kitle olabilirmi deye düsündük deseydi, grup yorum, 8istanbulda konserine kalabaliklar geelen bir muzik grubunu siz , sadece halk cephesinin grubumu saniyorsunuz, hiç sasirmazdim…. amaaan neyse türk bayragi tasiyan ulusalci vatansever bi kitle iste, … eee en son ne demis serok…. sam i ne zaman islamilestiriyormusuz, hangi uluslararis entelektuel aslinda tam onun gibi dusunuyormus…
söyle düsünülüyor, biiiji seerok apoooo, yasasin baris süreci diyen bir kitle sokakta olmadikca her türden sokak hareketi fasisttir… türk bayraklidir essoglu essektir–
aslinda cözum sureci taraftari olmam lazim, kurt siyaseti en az muadili oldugu devlet kadar , sovenizm temelinde orgutlendigi icin, bunu görmemek imkansiz, sokaga cikarsak gercekten solcu oldugumuzu, apo denen sarlatanin kuyrukcusu olmadigimizi herkes anlar, gizli bilincinde bir kurt dusmanligi yoktur , ama bir apo tiksintisi vardir, her turlu demokratik istemi bu sarlatan apo ya takmak isteyen bir sol hareket olunca tabiiki halk kendini kurt dusmani ulusalciliktan ve apo yalakasi soldan siyiracakti halami uyayanmiyorsunuz… birakin cozum sureci islesin, satabildigini satsin apo, onun politikasinin bittigi yerde sol özgurlukcu hareket oyle bi bas verirki, biz turk halkina , ayri devlet kurma hakkini kullanan kurtleri bile anlatabilirisz, tanrim, ortadogu halklarinin basina bela ettigin insanlar hep urfa dan cikmak zorundami?????
gezi gençliğiyle birlikte özgürleşme belirtileri gösteren zilelide devrimci durumun durulması belirtileriyle birlikte milli duygu ve hassasiyetleri nüksetmesi tornasından geçtiği modernizmin zihninde bıraktığı karakolları henüz özgürleştiremediği buram buram beyaz atdınlık kokan yazı olmuş.tamam iktidar-devlet nedir bilmezmi bu site takipçileri kimle ne yapılıp yapılamayacağını akp nin devletin iktidarın hegemonyanın ne olup ne yapacağını hepimiz biliriz yeni bir şey söylede dişimi kırayım??? eskiyi söylerken bile alttan alta kürt düşmanlığı itibarsızlaştırma yapma? sen bilmezmisin bu topraklarda özgürlükçü devrimci isyan geleneği ve pratiğinin ağır bedellerle yükselttiği bayrak sayesinde bu günlerde kendimizi tomaların önüne atacak seviyede korku duvarlarını aşmamızda hiçmi rölü yok be adam.ne vakfının başkanıymış göndermeleri yaptığın adam gibi çıkıp devlet-iktidar gayrımeşrudur diyebildinmi?tv pratiğinide biliyoruz licede olup bitenle gezide olup bitende bir gram anlamamışsın üstelik bir tomar yazı yazıp içinde olduğunu anlamayan olabilirmi?burdan yukardaki yazımı çıkar?bari anarşizmin yakasından düşte beyaz aydınlık bayrağı aç.licede kürt özgürlük hareketinin sılahlı mücadeleyi tek taraflı terk edip başladığı demokratik siyasetin örneğiydi neydi yerelde insanlar yeni karakol değil gerçek ihtiyaçlarının talepleriyle demokratik siyaset yapıp karakollar istemdiklerini barışı isteyip kendi demokratik siyasetleriyle barışın inşasının mücadelesini vermişlerdir kendileri olup kendi yerellerinin ihtiyacına karar ve uygulama süreçlerine katılıp proleter kamusal alan yaratıp özgürlükçü demokratik eşitlikçi süreçlerde ürettikleri demokratik siyaset pratiği yapmışlardır.aynen gezide forumlarda özgür eşit karar üretme süreçleri gibi hani 1800 ler devrimler çağında fransız baldırı çıplak ve külotsuzların seksiyonları ve çarlık proleterleri köylüleri ve askerlerinin sovyet meclisleri gibi süreçlerde doğrudan demokratik siyaset üretilmiştir bunların ardındaki özgürlükçü ideolojiyi itibarsızlaştırdığını anlamıyoruzmu sandın zileli sen kürtlere değil asıl ardındaki özgürlükçü ideolojiye gerçek yerinde doğrudan demokratik siyasete saldırdığını ve milli-devletçi beyaz aydınlık temelinden olduğunu anlamadığımızımı sandın lütfen birazdaha dikkat algısı güneş balçıkla sıvanmaz sen saldırdıkça ki yıllardır kürt özgürlük hareketine saldırdın geldiği yeri ve başardıkları ortada halen saldırdığın asıl ideoloji bu gün gezi ile cizreyi birleştirip toplumsal muhalefetin politik örgütü olup bu gün yüzbinlerle gezi ve cizre direnişinin bayrağını yükselltiğini HDK görüyoruz devam et saldırdıkça başaracağız
ilginc bir tkp li ile tartistim, pesinden bir maoistle pesinden bir liberal sosyalist ile, hepsine demokrasi denen seyin en azindan varolan devletin ya yikilmasi ya yerine direkt sovyet benzeri seylerin olmmasi konusunda biseyler anlatmaya calistim, hepsi beni eski paradigma ile düsünmekle suclayan uc bes slogandan baska biseyle suclayamadilar, eski paradigma ile dusunme hocam paradigmasini yikan bir paradigmaya ihtiyac olacak gibi gözüküyküyor, kimsenin eski paradigmayi astigi felan yok, basbayagi eski paradigma uzeinde dans ediliyor….TKP paradigmayi yikti da ben geri kaldi isem yikil sezar…
yeni paradigma bana varolan devletin yani basinda mutlu mesut bir demokrasinin olabilecegini ögütluyorsa gercekten ya benim ya paradigmayi yenileyenlerin doktora ihtiyaci var..
özgürlükçüye
bütün bu güz zileliyi saçma bir şekilde eleştiren yorumlarını gün zilelinin hangi görüşlerine yönelttiğini anlasakda seni yorumlasak.. hiç olmazsa gün zilelini söylediklerinden tırnak içinde bir iki cümle alıntılasan diyorum..yoksa tahayyül dünyanda günzileliye bir şeyler söyletip onlarımı eleştiryorsun
hiç kimsede rastlanmayan ilginç bir yöntem
özgürlükçüye
senin yazdıklarını okurken herzaman değil ama çoğu zaman aynı yazı hakkınnda mı yorum yapıyoruz diye şüpheye düşüyorum.ya da yazılardan çok farklı şelermi anlıyoruz diye
düşünüyorum . seni yorumunla benim algı arasındaki fark okadar büyük ki yukardaki yorumu yapmaktan başka bir şey elimden gelmiyor.anladığım kadar gün de seni ciddiye almıyor ağır suçlamalarına cevap bile vermiyor
karahasan yorumunda anlamışken neyin eleştirildiğini anlayamama sorunu olanlar için malesef elimden bir şey gelmez.demir küçükaydının yazılarınıda dikkatle takip edip siteye koymasına rağmen demiri hiç anlamayan yine zileli olması enteresandır.gezi isyanıyla yaşanan hayatın pratiğine katıldıkça özgürleşeceği beklentim biji azadi gömleğiyle geziye gelenin yukardaki yazıyı yazmasıda pratiği ile yorumu farklı görüntü çizmiş bukadar ulusalcı millici devletçi flörtü körle yatanın şaşi kalkmasına benzedi millicilerin özgürleşmesini beklerken özgürlükçülerin millileşip devletleşmesi enteresan olabilir yaş kemale erdikçe sapmaların hep bu şekilde olmasıda dikkatlerden kaçmamıştır.neyseki yeni özgürlükçü toplumsal devrimci gençlik ve yeni nesil var umudum onlarda sadece zileliyi değil benide özgürleştireceklerinden eminim
özgürlükçüye
halen somut olarak gün zileliden alıntılanan birkaç cümleye gün zileli bu dedikleri ile şu mesajı veriyor diyebildiğin bir eleştiri bekliyorum .yeldeğirmenlerine saldırının devamını değil
herhalde anlama özürlü olup olmadığını düşünürsün artık
anonim 25 özürlü değilsek zilelinin yukardaki yazısı ve bir sonraki d.notları 7 yazısında kürt özgürlük hareketini akp gemisinin dümeninde siyaset yapmakla suçlayıp aslında devlet-iktidarın çok isteyipte itibarsızlaştıramadığı asıl alternatifini içerden zileli gibi gönüllülerce itibarsızlaştırmaktan başka bir işlevi varmı yukardaki yazıların ?daha ne somut cümle arıyorsun buram buram kürt özgürlük hareketinin silahlı mücadeleyi terk etme açıklamasına fesatlanma açıkça savaş isteyen bir yorum değilmi?bunları yapacağına silahlı mücadele yerine demokratik siyaset pratiğine geçen kürt özgürlük hareketinin lice örneğinin tamda demokratik siyaset pratiği olduğunu köylülerin yeni karakollar değil kanalizasyon su gibi alt yapı talepleri ve kendi hayatlarına müdahil olma çabası olduğunu söyleyip demokratik siyasete kurşun sıkılıp insanlar katledilmiştir demesi gerekirken iktidarın yapamadığını zileli yapmaktadır çünkü millici devletçi milli duyguları ile yüzleşememiş kürt düşmanlığını zihninden atamamıştır açıkça siteye ulusalcıyıda geçtik ırkçılar yorum yapmakta zilelide onaylamaktadır
delil için illede delil boynuz görmek istiyorum diyorsan merak etme bu hızla giderse zileli ve onun gibi beyaz aydınlıkçıların boynuzuda çıkmaya başlar pek yakında bu sitede okursunuz