Site Logosu

Gün Zileli

Aşk ve Devrim

Anafora Doğru (Journey into the Whirlwind) (Cilt: I) – Anaforun İçinde (Within the Whirlwind) (Cilt: II)


Anafora Doğru (Journey into the Whirlwind) (Cilt: I) Eugenia Ginzburg, Çev: Gün Zileli, 1996, Pencere.
Anaforun İçinde (Within the Whirlwind) (Cilt: II) Eugenia Ginzburg, Çev: Gün Zileli, 2000, Pencere.

Eugenia Ginzburg, 1930’lu yılların başında, Kazan Üniversitesinde genç bir öğretim üyesidir. Kocası, Parti Merkez Komitesi üyesidir. 1934 yılının 1 Aralık günü, Moskova Parti şefi Kirov’un öldürülmesiyle başlatılan temizlik hareketleriyle birlikte onun da zulüm yolculuğu başlar. Bu yolculuk sırasında kocası yok olur, büyük oğlu da Leningrad kuşatması sırasında açlıktan ölür. Kızıl Tataristan adlı dergide birlikte çalıştığı Profesör Yelvov’u suçlamayı reddetmesi, tüm kaygısı vicdanının sesini dinlemek ve Partiye karşı dürüst davranmak olan Ginzburg’un kuşku altına alınmasına yetmiştir. Dört yıl süren soruşturmalardan sonra, önce Partiden atılır, sonra da NKVD’nin mahzenlerine. Sibirya’dan da çok uzakta, kimi zaman eksi 50 derecede, Elgen’de, çalışma kamplarında geçen 18 dehşet ve zulüm yılından sonra, 1956’da rehabilite edilir. Stalin’i savunmak için yayımlanan yalan metinlerinin bilmeden etkisi altında kalan, Stalin’in devrimi ezdiğinden, onun Hitler’den bile misliyle fazla komünist öldürdüğünden habersiz devrimcilerin öncelikle okuması gereken kitaplardır Anafora Doğru ve Anaforun içinde. İkinci cildinde, Ginzburg’un oğlu, romancı Aksyanov’un da arkadaşı olan tanınmış romancı Henrick Böll’ün önsözü de ayrıca okunmaya değer.

Radyo LoRa, Kassandra’lar: “Anafora Doğru“’dan bölümler..” (30.03.2005)

Dinlemek İçin;

“Yazar, çevirmen Gün Zileli, Eugenia Ginsburg’’dan çevirdiği „Anafora Doğru“’dan bölümler..”

Türkisch Radio: Kassandra’lar

Mittwoch, 30.03.2005, 14:00 – 16:00

Radyo LoRa 97,5 MHz, Zürich, Startseite

http://www.lora.ch/

9 Comments

  1. baris

    within the whirlwind:

    http://vidbox.net/file.php?fd=28d4cba056dbfa5a932bbbb01c38fbd0#

    iyi seyirler

  2. ertan

    Şu anda bu kitabı okuyorum ama ikincisini bir türlü bulamadım. Taksim’deki sahafları gezeceğim. Okuduğum en etkileyici kitaplardan biri. Acı ve merakla okuyorum.

  3. Gün Zileli

    Ertan, yarın Yayın Kolektifi’nin Kadıköy’deki toplantısına gelirsen, sana 2. kitabı imzalı sunabilirim. Toplantının yeni ve zamanı duyuruda yazılıyor. Beklerim.

  4. ertan

    Valla çok teşekkür ederim. Fakat gelebileceğimi hiç sanmıyorum. Başka bir yerde görüşmek üzere.

  5. Gün Zileli

    Aslında Pencere yayınlarından da alabilirsin. Yüzde elli indirimli. Kadıköy’de yerleri. Ben oradan aldım mesela.

  6. ertan

    Pencere’ye gittim ikinciyi de aldım, teşekkürler. Fakat hep umarım böyle şeyler yaşanmamıştır, bunlar hep yalandır gibi düşünceler geliyor aklıma. Hatta Ginzburg aleyhine yazılmış olabilecek muhtemel iddialara dahi baktım google’da. Stalin zamanında yanlış olayların yaşandığını biliyordum ama bu kadarı, hemen hemen tüm tutukluların çok samimi devrimciler olması beni hayrete düşürüyor. İrkilerek devam.

  7. Yusuf Cemal

    Ikinci kitabi da gecenlerde bitirdim. Gariptir ilkine gore daha ilginc buldum. Belki de 1937 tutuklamalari en azindan dunyaya daha bagimsiz gozlerle bakanlar icin harc-i alem olmustur biraz. Ama ondan sonrasi, yani sag kalanlarin hayatlari, surgunlerin kaderleri o kadar da tanidik degilmis. Yalnizca sehitlerle ilgilenen gunumuz sol anlayisinin bizim uzerimizde etkisidir muhtemelen.

    Bana ilginc gelen seylerden biri o buyuk ac birakilmisligin ortasinda yalnizca bir tane yamyamlik vakasinin kitapta gecmis olmasi. Gulaglardan kacarlarken mahkumlarin taktigi bilinir: Sandvic metodu. 3 kisi kacar. Biri eninde sonunda yaralanir ya da gucden duser. Diger ikisi de onu yerler. Yoksa taygadan sag gecmenin yolu yoktur.

    Ve Ginzburg’un aslinda isaretlerini gozumuzun icine soktugu ama yine de yanlis analizde israr ettigi su “Tarihte bireyin rolu” analizi de ilgi cekici. Aslinda iplerin gevsemis oldugunu, artik 1937de olanlarin birebir tekrarlanamayacagini, insanlarin dusuncelerinin bile gevsemis oldugunu anlatirken birden bire Gurcu Yilan’in olumuyle butun o analizi cope atiyor. Yani resmi ogretiye hakli nefreti, resmi ogretinin kullandigi kelimelere nefrete donusuyor. Oysa resmi ogretinin, kadim ogretinin kelimelerini kapiton noktasi kaymasini kullanarak carpittigi, onu bir ezilenlerin kurtulusu dusuncesinden burokrasinin cikarlari icin bir ortuye cevirdigi cok acik. Evet burada o kapiton noktasi kaydirmasi bile yok. Cunku tarihte bireyin rolunu burokrat kafalilarin dogru dusunmesinin yolu yok. Ama kadim ogretinin de ayni fikri savundugunu bir cirpida iddia ediyor Ginzburg. Benzer refleksi bir yerlerden hatirliyorum. 🙂

    Sonucta her iki kitap da Soljenitsin’den daha onemli. Cunku butun yanlis dusuncelerine ragmen, hatta o dusuncelere nasil geldigini incelemek icin bile Ginzburg, Denisovic’den daha gercek bir karakter. Denisovic’te dusunce bile yok. Belki de onun icin daha populer.

  8. Yasemin AYDINLI

    Bu iki kitabı bugün alacağım.Tavsiyeniz için teşekkür ederim.

  9. Gün Zileli

    eğer bulamazsanız, Kadıköy’deki Pencere yayınlarında var. indirimli alabilrisiniz. Benden selam söyleyin.

© 2025 Gün Zileli

Theme by Anders NorenUp ↑