TKP’nin başı çektiği Sol Cephe Ankara’da kurulmuş. Sol cephenin ilk açıklamalarına bakarak şunları söyleyebiliriz: Haziran-Gezi isyanına sahip çıkmasıyla ve ulusalcı söylemden görece uzak durmasıyla bu cephe şimdilik olumlu bir rol oynayacak gibi gözükmektedir. Öte yandan, Sol Cephe’nin önümüzdeki 2014 Yerel Seçimlerinde bir samimiyet sınavına tabi tutulacağı da kesindir. Sol Cephe, önümüzdeki yerel seçimde, örneğin İstanbul’da AKP’nin karşısında Sırrı Süreyya Önder gibi bir adayı desteklerse samimi olduğunu; hiçbir şansı olmayan TKP’li bir adayı ya da Sol Cephe’nin herhangi bir adayını destekleyip AKP’nin değirmenine su taşırsa, bütün söylemlerine rağmen bencil bir reelpolitikanın aleti olduğunu kanıtlayacaktır. Bunu, çok uzak bir zamanda değil, Mart ayında göreceğiz.
Sol Cephe, cephe faaliyetleri içinde en göze görüneni. Öyle gözüküyor ki, başka cephe ya da ittifak çabaları da var. Bunlardan daha önce söz etmiştim: http://www.gunzileli.com/2013/11/29/sol-ve-mart-2014-yerel-secimleri/
Cephe faaliyetlerinin en başta gelen muhatabı, doğal olarak büyük (o ölçüde de amorf) bir parlamenter parti olan CHP. CHP’nin şu andaki manzarası, akbabalar tarafından şurasından burasından gagalanan ölü bir hayvandan farksız. Herkes ondan bir parça kopartma peşinde. Ve CHP yönetimi, bu gagalamaları neredeyse iradesi felç olmuş bir şekilde seyretmekte ya da tuhaf refleksler vermektedir. Örneğin Sarıgül’ün adaylığı hâlâ net değildir ve CHP yönetimi de bu konuda net bir tavır almamakta ısrarlı. Sanırım yönetim bunun yüksek politika olduğu gibi bir yanılsama içinde. Diğer yandan, Ankara’da Melih Gökçek’e karşı doğru dürüst bir aday çıkartmak varken, sırf oy hesaplarıyla eski bir MHP’linin aday gösterilmesi CHP’nin, Doğu Perinçek’in belirttiği anlamda değil, gerçekten sağa kaydığının, İP’in desteklediği CHP-MHP-İP cephesine kaydığının tehlikeli bir işareti gibi. Öyle anlaşılıyor ki (bugün için görünen o) CHP’nin ulusalcı reflekslerini bir yana bırakarak ÖDP ve HDP ile bir seçim ittifakına girmeye pek niyeti yok. Diğer sağcı seçim ittifakına ise şimdilik daha yatkın görünüyor. İnşallah direksiyonu toparlarlar. Toparlamadıkları durumda devrimciler tabii ki, CHP’ye karşı net bir tutum alacaktır. Devrimciler net tutum alsa ne olacak ki, ne kadar oyları var, diye sorulabilir. Ama her şey oy hesaplarıyla olmuyor. Gezi bunu göstermedi mi?
Yerel seçimlere yaklaşık üç ay kala cephe durumları böyle. Öyle anlaşılıyor ki, burjuva oy sisteminin kaygan ortamında devrimci bir siyaset tutturmak bir hayli zor. Böyle bir durumda bu kaygan alandan önemli ölçüde çekilmekten başka çare yok gibi görünüyor şimdilik. Yani anarşizmin klasik tezleri, oy verme, parlamenter oyunlara katılma tezleri yeniden parlaklık kazanıyor.
Bununla birlikte, devrimci sorumluluklarımızı da unutmamaya dikkat etmeliyiz. AKP’nin oy oranının düşürülmesi hâlâ önemini koruyor. Bu durumda, bugünün en doğru seçim sloganı, “AKP’ye oy verme” olabilir. Bu, biraz AKP’ye oy verme de kime verirsen ver gibi de algılanabilir gerçi ama yine de seçimin esas hedefini göstermesi bakımından önemlidir. Galiba bizler bunu bireysel düzlemde sandık başına gitmeyerek uygulayacağız genellikle. Ama bu sadece bireysel tutumu gösterir. En önemli görev ise, AKP’ye oy veren milyonlarca insanı, emekçiyi AKP’ye oy vermekten mümkün olduğu kadar vazgeçirebilmektir. Bunun yolu da, kendi siperlerimizde kendimizden memnun bir şekilde birbirimizin gözünü oymak yerine, karşı tarafın siperlerine sızıp oradaki insanlara derdimizi anlatmaktan geçiyor.
Bizim taraftakiler ya oy vermeyecek ya da oylarını şu ya da bu adaya verecek. Ama karşı tarafta, hâlâ AKP’ye oy veren kitleler var. Esas mesele onların arasına girebilmek ve onları ikna edebilmektir. Körler sağırlar, birbirini ağırlar durumuna düşmek istemiyorsak.
Gün Zileli
16 Aralık 2013

Yazılarınızı takip ediyorum , bir yazınızda akp’nin karşısında hangi aday olursa olsun desteklenmesi gerektiğini ve toplumsal muhalefetin önünü kapatan akp’nin zayıflatılması gerektiğini söylemiştiniz . bu yazınızda o yazınızdan -AKP’ye bir seçim yenilgisi yaşatmak- farklı bir noktada olduğunuzu söyleyebilir miyiz ? çünkü o yazınızda aynen şunları yazmıştınız :
”CHP adayının şansı olan mahalli birimde CHP adayı, BDP ya da HDP adayının şansı olan birimde onların adayı, ÖDP adayının ya da bağımsız herhangi bir adayın şansı olan yerel birimde ÖDP adayı ya da bağımsız aday, hatta (şimdi sıkı durun), AKP adayının karşısında en güçlü aday MHP adayı ya da (olur a) İP adayı kazanma şansına sahipse onlara oy verilmelidir.”
şimdi ise CHP’nin bir MHP’liyi aday göstermesine karşı tavır alıyorsunuz. MHP’ye dahi oy verilmesi düşüncesiyle oluşturulan siyasi taktikten bir MHP’linin adaylığı sebebiyle CHP’ye oy verilmemesine giden bir değişiklik olmuş . sebebi nedir ?
O günkü taktiğe göre CHP’nin başkan adayı MHP’li de olsa sonuç olarak Ankara’da seçim kazanılması AKP’ye büyük bir moral darbe olacaktır ve belki de desteklenmelidir ( önerinize dayanarak söylüyorum )
Sol Cephe’nin kendi ilkeleri doğrultusunda farklı yerelliklerde farklı adayları desteklemesi, destekleme ihtimali niçin “bencil bir reelpolitika” olsun? Doğru olan aday Sırrı Süreyya mı? Peki siz bunu iddia ederken ne kadar samimisiniz? Böyle bir tartışma mı olur? Kusura bakmayın ama Sol Cephe’yi “Oylar Sırrı Süreyya’ya mı; değil mi” üzerinden tartıştırmaya çalışmak, aslında Sol Cephe’yi tam olarak anlayamadığınızı gösteriyor. Sırrı Süreyya’yı desteklerse samimi; desteklemezse samimi değil” ne kadar kestirme bir mantık. Sol Cephe sadece yerel seçimleri düşünülerek oluşturulmuş bir yapılanma değildir. Hem burjuva oy sisteminin kaygan olduğunu söyleyin; hem de Sol Cephe’nin samimiyetini işaret edeceği aday üzerinden sorgulayın… Burjuva oy sisteminin kaygan bir ortam olduğuna katılıyorum; bununla birlikte Sol Cephe’yi tartıştırmaya çalıştığınız zemininiz de aynı şekilde kaygan.
Ben, reelpolitikanın tamamen dışında, salt gerçeklik olarak bunu ortaya attım. ama politika alanında böyle bir şey geçerli değil. öte yandan, ben AKP’ye karşı en güçlü aday MHP ise o da desteklenebilir derken doğrusu ankara’yı hiç düşünmemiştim. Bazı kenar köşe yearlerde, diyelim ki Osmaniye’de sadece AKP ve MHP karşı karşıya ise ve başka bir şans yoksa o zaman belki orada MHP’ye oy verilebilir diye düşünmüştüm. Ama Ankara gibi önemli bir şehirde MHP’li bir adayı CHP adına desteklemek tam bir rezalettir. Bu, AKP’ye karşı mücadele falan değil, sağcılığa teslim olmaktır.
Neden rahatsız oldunuz ki Sol Cephe adına. Sırrı Süreyya önder, Sol Cephe’nin de çok sözünü ettiği Gezi mücadelesinin sembol isimlerinden biridir ve İstanbul’dan adaydır. Burada en makul olan, Sol Cephe’nin yeni bir aday göstermek yerine Sırrı’yı desteklemesidir. Desteklemezse ben bundan Sol Cephe’nin ulusalcı eğilimleri nedeniyle HDP ile bir araya gelmek istemediği sonucunu çıkarırım.
http://birgun.net/yazi-goster/selcuk-candansayar/16-12-2013/sagli-solsuz-chp-1424.html
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/sagcilasmak-uzerine-84237
Nasıl rahatsız olmam? Bu yaptığınız düpedüz zihinsel tembelliktir. Sol Cephe’nin kendi iç tartışmasıdır İstanbul’da kimin destekleneceği. Destekleme veya desteklememe kararını alırken makul sebepler öne süreceklerine eminim. Daha henüz alınmamış bir karar için, “Desteklemezse ben bundan Sol Cephe’nin ulusalcı eğilimleri nedeniyle HDP ile bir araya gelmek istemediği sonucunu çıkarırım” gibi tamamen varsayıma ve önyargıya dayalı bir çıkarım yapıyorsunuz. İstediğiniz çıkarımı yapabilirsiniz elbette; fakat hani “devrimci sorumluluktan” bahsediyorsunuz ya, devrimci sorumlulukta varsayımlara dayalı ve hiçbir somut temeli olmayan çıkarımların yeri olmamalı. Siz zaten Sol Cephe için kararınızı çoktan vermişsiniz maddi temel arıyorsunuz bunu sunabilmek için okuyucularınıza. Ama bu bakış açısı devrimci sorumluluğa yakışmayacağı gibi, kabul edilebilir bir düşünme şekli de olamaz.
Sırrı Süreyya’yı desteklemekle devrimci olunmayacağı gibi desteklememekle de ulusalcı olunmaz Zileli. Bu kurduğunuz basit mantıkta, Sırrı Süreyya’yı destekleyecek olan Kürt siyaseti içindeki gerici unsurların “devrimci” olacağı sonucuna dikkat çekmek isterim.
İnanın hiçbir önyargım yok. önceden böyle şeyler söylememi acüllüğüme yorun. Sol Cephe’nin bu konuda düzgün bir tutum almasını istediğim için önceden söyledim. O zaman ben çenemi kısayım. Bekleyelim ve görelim.
Ya şayet mesele AK partinin kaybetmesiyse CHPnin kazanabileceği adaylarla seçime girmesi kadar mantıklı birşey olabilir mi. CHP-HDP-ÖDP falan gibi seçim platformunda anlamlı olmayacak şeylerin lafını etmek saçmalık. Eğer seçimdeki temel devrimci slogan AK Parti kaybetsinse bu durumda CHP kazansın da hangi adayla kazanabiliyorsa onunla kazansın demek gerekir. O ki seçim denen bok üstüne bu kadar konuşacağız, yok efendim mansur da pek sağcı şu da pek bilmemneci gerçekten komik oluyor. “Maoistiz ama o kadar da değil, biraz da anarşistiz canıma” gerek yok.
Daha once yerel secimle ilgili yazilarinizi begenerek okudum
fakat bu yazinizda anlamadigim cok sey var. Oncelikle ben
temel amacin AKP’nin Istanbul secimini kaybetmesini saglamak
oldugunu dusunuyorum. Simdi bunun uzerine kotunun iyisi bir secim
olamaz diyecek olan kisilere hayatin her alaninda kotunun iyisini
sectigimizi soyleyerek bu konuyu gecmek istiyorum (ayrica, benim
de secilebilme olasiligi olsa tercih edecegim Sirri Sureyya Onder
(SSO), mutlak iyi mi ki bu argumani sunabiliyorlar).
1. SSOye verilen oy nasil AKP’nin isine yaramiyor. Bu
adayin %4.5 oyla kazanma sansi mi var?
2. Madem SSO kazanma sansi olmadigi halde secime
giriyor, hem de bu sayede CHP’nin de oylarinin bir kismini
alarak (nasil oluyorsa) AKP’nin isine gelmeyen bir is yapiyor.
Ayni seyi Sol Cephenin yapmasini nicin yadirgiyorsunuz ve
SSO’yu desteklemesini istiyorsunuz. (Sol Cepheye kesinlikle
sicak bakmiyorum).
3. Insanlari nasil AKP’ye oy vermekten caydiracaksiniz
baska bir alternatif gostermeden. Eger boyle bir alternatif
gosterecekseniz bunun saga biraz daha yakin olmasi
gerekmez mi? Ne yani AKP’liler AKP’ye oy vermeyin dendigi
zaman peki o zaman ben HDP’ye mi vereyim diyecek.
4. Eger amac AKPnin kaybetmesini saglamaksa boykot
etmek yerine karsindaki en guclu adaya oy vermek daha
mantikli degil mi?
Son olarak genel secimlerde SSO’ye oy veren birisi olarak
SSO’nun gitgide Ufuk Uras’in yeni versiyonu olarak piyasaya
surulen (cikan) birisi olduguna inanmaya basliyorum. Umarim
yaniliyorumdur.
tamam, benim de mantığım öyleydi başlangıçta ama Ankara gibi bir yerden de MHP’li aday göstermek olmaz. Olur da o zaman CHP radikal ve devrimci oylardan da vazgeçsin. Kendisi bilir.
haklı olduğunuz birçok yan var. Zamanımız olduğuna göre bunları tartışabiliriz. Ben bildiğiniz gibi daha önce en güçlü adaya oy vermekten yanaydım
, fakat CHP’nin ankara gibi bir yerde (ki CHP bu ilde büyük ölçüde MHP’den uzak oylara sahiptir) MHP’li aday göstermesi moral bozucu. Bu, CHP’nin sağa kayma işareti gibi göründü bana. Hadi Sarıgül’e katlanalım da, MHP’li Mansur’a neden oy versin millet. Bu durum beni ‘bu parlamenter partilere güven olmaz, her an insanı satarlar” düşüncesiyle yeniden boykot tutumuna yaklaştırdı açıkçası. Ama daha bir şey olmuş değil. Tartışıyoruz.
Öte yandan, SSÖ’nün oylarının AKP’ye yardımcı olacağını ben de düşünüyorum doğrusu. Ama ben Sol Cephe’yi bu noktada bir samimiyet testine tabi tutmak istedim. Madem Sol cephesin. Hadi bakalım sol için iyi bir aday var, onu destekle demek istedim. Mantıki değil mi sizce de.
Sonuç olarak “AKP’ye oy verme” tavrının genelde en iyi tavır olacağına karar verdim. Bunun ötesinde kim ne yaparsa yapsın. Bu kaygan alanda yapılabilecek fazla bir şey yok gibi görünüyor.
sorun bu seçimden beklentimizle ilgili aslında ne istediğimizi bilmemiz gerekiyor bence sizde de bu karmaşa mevcut.. seçime akp’nin kaybetmesi düşüncesiyle yaklaşırsak mansur/chp gökçek/akp yi saf dışı bırakması en yüksek ihtimaldir aynı zamanda sırrının aday olmadığı bir istanbul seçiminde de istanbulu akpden alabilecek en güçlü adaylık sarıgül/chp dir. benim gözlelediğim kadarıyla chp artık sadece kazanma hedefinde bunu tunceli/hüseyin aygün ankara/sinan aygün adaylıklarından ve mansur/chp adaylıklarından görebiliriz. bu doğrultuda eğer ki akp kaybetsin istiyorsak chp doğru olanı yapıyor fakat biz sol/sosyalist adaylıklarla yola devam edip devrimci mücadeleye atıfta bulunalım istiyorsak ne istanbul ne de ankara akpden alınamaz bunu kabul etmek gerekir ben seçimimi istanbul ve ankarada özellikle istanbulda akpnin kaybetmesi yönünde kullanacağım fakat edirnede yaşıyorum burada sol/sosyalist bir aday destekleyeceğim bana göre önemli olan gezi direnişi sonrası akpnin kritik yerlerde darbe almasıdır sosyalizm mücadelesinin akp iktidarından ziyade chp iktidarında daha kolay olacağı düşüncesindeyim o yüzden chpyi bir basamak olarak görebiliriz..
tamam, aşağı yukarı ben de böyle düşünüyorum. Hatta bu bağlamda çevreme, Sarıgül’e bile oy verilebileceğini söylüyordum. Fakat şu var: Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Yani CHP bu yolda devam ederse MHP’yle fazlasıyla samimi olabilir ya da başka sağcı adaylarla. O zaman da işin tadı iyice kaçar ve midesi bunu kaldırmayan insanlar uygun bir yerde AKP’ye karşı CHP’ye oy vermek yerine oy vermemeyi ya da başka bir adayı tercih edebilirler pekala ve sonuçta bu da AKP’ye yarar. Ben CHP dışındaki sol adaylara çok da teşne olduğumdan değil, MHP’yle CHP’nin ittifakının yine AKP’ye yarayacağı açısından endişe ederim (unutma ki, bir kısım MHP seçmeni de, sırıf CHP’ye gıcık olduğu için gidip yeniden AKP’ye oy verebilir). Bu yüzden bence, hem AKP karşıtlığında, hem de tutarlılıkta direnmek en iyisi gibi görünüyor şu durumda.
Gun bey Ankara da Büyükşehir seçmen sınırları en uçtaki köylere kadar genişletildi. Seçime bir kaç ay kala bu aday dışında CHP nin secim kazanacağı aday yok. CHP yi rsdip gibi görmüyorsak bırakalım dinci toraliterizm ciddi bir yara alsın diye düşünüyorum. Sarıgul ile MHP’li aday arasında gerçekten çok fark yok. Sarıgül’ün ülkücü kimlikle eski Kürt siyasetçilere ilişkin yazdığı mektubuna bir bakmak lazım. Dediğim gibi bırakalım despotluk ciddi iki yara alsın.
üç dünyacı “baş düşman karşı,birleşilebilecek bütün güçlerle birleşmek..” gerekirse mhp’yi desteklemek fikri,üç dünyacı anlayışı çağrıştırdı bana.Diğer tespitlerinizle de çelişiyor bu konudaki yazdıklarınızın bir kısmı.. Ulusalcı “sol”un HDP ittifak yapmayacağını,bu konuda ham hayaller kurmamak gerektiğini düşünüyorum.Sırrı’nın gezideki varlığını unutturmaya çalışan bu “sol”la sol adına yapılacak bir şey yok bence.Faşist cumhuriyetin kuruluşunu da kutlayan bir “sol” Kürtlerle ittifak yapar mı?Yaparsa da M.Kemal’in yaptığı gibi,daha sonra icabına bakmak üzere yapar. Boş hayallere gerek yok sevgili Zile’li..
hayatımız boş hayallerle geçti zaten:)
ben de öyle düşünüyorum ama MHP’li birisini insanlar hazmedebilir mi bilmiyorum. Yine de kapıları kapamayalım. Bakalım neler olacak. Yanılmaz stratejistler tavrından uzak, böyle usul usul tartışmakta fayda var, şu karmaşık durumda.
Çevir kazı yanmasın..
Olur yanılmaz liderim.
Seçimlerde genelde (İstanbul Anadolu) Kürt hareketi-sosyalist hareket adaylarına oy verdim. Ama galiba bu seçimde Sırrı Süreyya Önder aday olursa oy vermeyeceğim. Gittikçe kötüleşen bir üslubu var çünkü. AKP geriletilecek diye Sarıgül gibi bir popülist sol görünümlü sağcıya ya da eski MHP adayına oy verilmesini, sosyalistlerin bunun propagandasını yapmasını ise en hafif tabirle rahatsız edici buluyorum. İlkeler ne olacak peki? Sırf AKP geriletilsin diye sağcı aday göstermek, hele ki Gezi direnişi sonrası büyük bir tembellik, yüzsüzlük ve ilkesizlik göstergesidir. Bunlara oy vermek ise çaresizliğin itirafıdır, direnen ve bedel ödeyen insanlarla dalga geçmektir. Sarıgül’ün Topbaş’tan farkı olmadığını görmek büyük bir körlüktür.
gün zileli,baltayı taşa vurdun malesef.meselyi yüzeysel kavradığın için olasa gerek.sistemi akp den ibaret görürsen olacağı budur.sistem dinamiğini analiz etseydin enbaşta seçime dönük tutum ve seçenekler konusunda esneklik gösterebilirdin.haziran direnişinden beri durum dinamik bir şekilde içerde ve dışarda değişim gösterdi,değişime ayak uyduracak bir dinamik sistem analziyle yola çıkılmayınca iki arada bir derede olma ve hatalar büyümeden dönüş yapma imkanı olabilirdi,geç dedeğil.
Bulanık Mantık (Fuzzy Logic)
Bulanık mantık (Fuzzy Logic) kavramı ilk kez 1965 yılında California Berkeley Üniversitesinden Azeri bilim adamı Prof. Lütfü A.Zade’in bu konu üzerindeki araştırmalarına ait ilk makallelerini yayınlamasıyla duyuldu. O tarihten sonra önemi gittikçe artarak günümüze kadar gelen bulanık mantık, belirsizliklerin anlatımı ve belirsizliklerle çalışılabilmesi için kurulmuş katı bir matematik düzen olarak tanımlanabilir. Bilindiği gibi istatistikte ve olasılık kuramında, belirsizliklerle değil kesinliklerle çalışılır ama insanın yaşadığı ortam daha çok belirsizliklerle doludur. Bu yüzden insanoğlunun sonuç çıkarabilme yeteneğini anlayabilmek için belirsizliklerle çalışmak gereklidir.
Bulanık mantık ile klasik mantık (aristo mantığı) arasındaki temel fark klasik mantığın önermelerin sadece aşırı uç değerleri kullanmasıdır. Aristo mantığında bilindiği gibi bir şey ya A kümesinin elemanıdır yada değildir. Başka bir deyişle ya siyah ya da beyazdır. Gerçek dünyada ise tam siyah veya tam beyazı bulamazsınız. Bulanık mantık ise gerçek hayata uygun olarak hemen hemen tamamıyla grilerle çalışır. Çok uç durumlarda siyah veya beyaz vardır.
Klasik mantık yöntemleriyle karmaşık sistemleri modellemek ve kontrol etmek işte bu yüzden zordur, çünkü veriler tam ve net olmalıdır. Bulanık mantık kişiyi bu zorunluluktan kurtarır ve daha niteliksel bir tanımlama olanağı sağlar. Bir kişi için 38,5 yaşında demektense sadece orta yaşlı demek bir çok uygulama için yeterli bir veridir. Böylece azımsanamayacak ölçüde bir bilgi indirgenmesi söz konusu olacak ve matematiksel bir tanımlama yerine daha kolay anlaşılabilen niteliksel bir tanımlama yapılabilecektir.
Bulanık kuramının merkez kavramı bulanık (fuzzy) kümeleridir. Küme kavramı kulağa biraz matematiksel gelebilir ama anlaşılması kolaydır. Örneğin “orta yaş” kavramını inceleyerek olursak, bu kavramın sınırlarının kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini görürüz. Kesin sınırlar söz konusu olmadığı için kavramı matematiksel olarak da kolayca formüle edemeyiz. Ama genel olarak 35 ile 55 yaşları orta yaşlılık sınırları olarak düşünülebilir. Bu kavramı grafik olarak ifade etmek istediğimizde karşımıza çan eğrisi gibi bir eğri çıkacaktır. Bu eğriye “aitlik eğrisi” adı verilir ve kavram içinde hangi değerin hangi ağırlıkta olduğunu gösterir.
Bir bulanık küme kendi aitlik fonksiyonu ile açık olarak temsil edilebilir. Aitlik fonksiyonu 0 ile 1 arasındaki her değeri alabilir. Böyle bir aitlik fonksiyonu ile “kesinlikle ait” veya “kesinlikle ait değil” arasında istenilen incelikte ayarlama yapmak mümkündür.
Bulanık mantıkta önemli bir diğer kavramda dilsel değişken kavramıdır. Dilsel değişken “sıcak” veya “soğuk” gibi sözcükler ve ifadelerle tanımlanabilen değişkenlerdir. Bir dilsel değişkenin değerleri bulanık kümeler ile ifade edilir. Örneğin oda sıcaklığı dilsel değişkeni için “sıcak”, “soğuk” ve “çok sıcak” ifadeleri kullanılabilir. Bu üç ifadenin her biri ayrı ayrı bulanık kümeler ile modellenir.
Bulanık mantığın sağladığı en büyük fayda ise “insana özgü tecrübe ile öğrenme” olayının kolayca modellenebilmesi ve belirsiz kavramların bile matematiksel olarak ifade edilebilmesine olanak tanımasıdır. Bu nedenle doğrusal olmayan sistemlere yaklaşım yapabilmek için özellikle uygundur. Bunun için kural tabanı oluşturulur. Kural tabanı incelenen konuya ilişkin insanlığın o güne kadar edindiği tüm gözlem, deneyim ve matematiksel bağıntıları yani tüm bilgiyi içermelidir. Kural tabanı ne kadar iyi ve geniş hazırlanırsa o kadar hassas ve doğru sonuçlar elde edilir.
Bulanık Mantık İşlemcisi (fuzzy process controller) olarak isimlendirilen özel amaçlı bulanık mantık mikroişlemci yongasının üretilmesine çalışılmaktadır.
Bulanık mantık fotoğraf makineleri, çamaşır makineleri, klimalar ve otomatik iletim hatları gibi uygulamalarda kullanılmaktadır. Bundan başka uzay araştırmaları ve havacılık endüstrisinde de kullanılmaktadır. TAI’de araştırma geliştirme kısmında bulanık mantık konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Yine bir başka uygulama olarak otomatik civatalamaların değerlendirilmesinde bulanık mantık kullanılmaktadır. Bulanık mantık yardımıyla civatalama kalitesi belirlenmekte, civatalama tekniği alanında bilgili olmayan kişiler açısından konu şeffaf hale getirilmektedir. Burada bir uzmanın değerlendirme sınırlarına erişilmekte ve hatta geçilmektedir.
Bulanık mantığın da klasik mantıkta olduğu gibi işleçleri (operator) vardır, örneğin VE, VEYA, DEĞİL gibi. Ancak bunlar kendine has işlemlerdir mesela -başka yaklaşımlarda olmasına rağmen VE işlemi- genelde çarpma olarak ifade edilir, DEĞİL işlemi de birden çıkarma şeklinde ifade edilir. Bunlar;
VE: A=0.2 B=0.8 => A VE B = (A) * (B) = 0.2 * 0.8 = 0.16 DEĞİL: A=0.4 => A DEĞİL = 1-(A) = 1 – 0.4 = 0.6
şeklinde örneklenebilir. Ancak bunlar en basit yaklaşımlardır. YSA ve Bulanık Mantık tekniklerinin beraber kullanımı ile daha etkili sistemler tasarlamak mümkündür, ancak bu işlem ortaya çıkan sitemi çok yavaşlatmaktadır ve henüz bu tekniklerin birleştirilmesi yöntemi geliştirme ve test aşamalarındadır, aslında YSA algoritmaları da her gün hızla güncellenmektedir. Yani bu konuların -mesela özyineleme ya da arama gibi- tam olarak oturdukları söylenemez, fakat başarılı uygulamaları da mevcuttur.
secim acisindan degil CHP yi kitleler ve secmenleri nezdinde tamamen sagci bir parti olarak algilatacak TKP sol cephesi bence olumlu bir gelisme… Sol cephe mi o tartisilir ama CHP nin yerini almasi o yere o secmene hitap etmesi neden olumsul olsunki, CHP den daha evla olan bir ortanin solu neden bizi tedirgin ediyor:) sirri sureyya yi abartisinizi hala anliyamiyorum belediye baskani oldugunda bi tan saklabanlik yapip gunasiri Imralidaki megolamana saygi selam arzedecegi kesin olan bir sahis yerine Mustafa Keser in adayligini öneririrm onun repertuari en az Sirri Sureyya nin mesrebi kadar genis ve en azindan saidi nursi nin semsiyesi altinda birlesmekten bahsetmiyor….Bazen Zileli nin tutarli olma kaygisini anliyorum, bazen o kadar ters dusuyorki kurtarilamiyor herhangi bir seyle ne bu sirri sevdasi??????nedir bu adam özelligi ne islevi ne tarihi ne kökeni ne??????sanildigi kadar seviliyormu sizce ???? kürtlerden baskasindan cidden oy alacagina inaniyormusunuz?????
Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele girip kompartman karardigi zaman, MUCCK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktiktan sonra yasli kadin : – Aferin genc kiza, nasil yapistirdi tokadi, diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir.Genc kiz da : – Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi, diye dusunmektedir. – Albay ise : – Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik, diye yanarken er de icinden söyle düsünmektedir : – Hehe. Aferin lan bana. Elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya…
Sirri Süreyya nin solu birlestirecek bir istanbul baskani adayi saymak öcalan i fiilen tüm solun lideri ilan etmek anlamina gelirki bu sol acisindan daha buyuk bir kayip olur bence…. yillardir bir taktik olarak bu dayatiliyor sola bilmem kimi bilmem kimin taleplerini destekle, destekliyorsun, sonra bakiyorsun hic desteklemedigin bir surecin destekcisi, hic olumlamadigin bir adamin tebaasi oluveriyorsun ve o lider gizli kapakli kapilar ardinda seninde liderinmis gibi görusmeler yapip kararlar aliyor, sen ne niyetle yaparsan yap fiilen bu duruma dusuruluyorsun, ve bu artik bilincli yapiliyor….hic kimsede rahatsiz olmuyor bu durumdan…
balbayın tahliyesi
yüksekovada insanların öldürülmesi
bdp li vekillerin tahliyesinin reddi
cimbomlu iki güney afrikalının mandela tşörtü dolayısıyla tff na sevkinin istenmesi
gezi davalarının birkısmında savcıların hoşgörülü tutumları
liberallerin geziye dönük tutumları
anabnt platformunda alevilere dönük yaklaşımlar
.
.
.
vs. bunların çogu birer operasyon gibi duruyor.hedefi barış sürecidir.
soru sadece akp nin kaybetmesi değildir.bu işin bir tarafıdır.o soruyu tamamlayacak olan soru da biz nasıl kazana biliriz olmadı nasıl güçlenebilirizdir.çünkü akp kaybedebilir ama uluslararsı desteği olan başka bir güç kazanabilir.bu da bütün çaba ve enerjinin çarçur olması demektir.uluslararası güç merkezlerinin geziyi bu kadar gündem yapmaları ile geziye dönük davalarda savcıların yer yer hoşgörülü yaklaşımı,kimi noktalarda da çelişkili bir şekilde acımazsız yaklaşarak kitleleri ajite etmeleri geziyi manüple edip yapay bir şekilde yeniden oluşturma projesi olabilirmi
meselyi bir de şu yönüyle bakın(tamamen varsayımdır.)sizin gücünüz(a) 50 puan rakiplerden birinin gücü (b) 70 puan diğer rakibin gücü (c) 80 puan olmak üzere toplam 50+70+80+20 = 200 puan olduğunu düşünün.bir çeşit poker oynuyoruz.temel hedeflerden biri iki rakibin toplam puanı ile sizin puanınızın eşit olmasını sağlamak.b ve c rakiplerinizin 25’er puan kaybettiği bir durumda b:45’e , c:55 e gerileyecek ve toplam puanları 45+55:100 olacak siz ise her ikisinde 25’er puan topladığınız için a:50+(25+25) :100 olacaksınız. a=b+c denlklemi kurulmuş olacak.sosyal sistemler tabi ki daha karmaşik ve belirsizdir.
Yazınızı ilkkez okdum. Öncelikle anladığım kadarıyla öncelikle sizin net olmanız lazım zira yazınızda solcephe nin samimiyetini seçimlerde kime oyvereceğine bağlayıp daha sonra bu tezinizi herşey oy değil gezi bunu gösterdi diyerek çürütüyorsunuz..
Bencede herşey oy değil ki yıllardır her seçim zamanında yapılan gereksiz kampanyayı şimdide siz ağzınıza dolamışsınız öndere oy vermessen akp ye güç verirsin chp ye oy vermessen akp ye güç verirsin vs vs…
Anlamamanız anarşist olmanızdanmı kaynaklı bilmiyorum ama
solcephe bir seçimler ittifakı yada seçim öncesi taktiksel bir girişim değil bu yüzden seçim hiç bir şekilde bir berirleyen değildir.
Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz sol cephe türkiyede örgütlü toplumsal bir haraket yaratmayı hedefliyen bir çalışmadır.
Başarılı olup olmamasından bağımsız olarak bu sistemle derdi olan herkezin olumlu bakması gereken (içine katılmasını kast etmiyorum) bir çalışmadır. ve bu tip çalışmalar samimiyetini sokakta eylemlerde grevlerde ispatlar.
Çok laf edip,hiçbir şey anlatmamak bu olsa gerek. Anonim arkadaşın kürd düşmanı olduğunu,ismi saklı olduğu,Anonim’in ardına saklanıp,kürdlere ve kürdlerin değer verdiği insanlara küfür dışında bir şey yok yazdıklarında… O çok entellektüel bir anonim olduğu için biz anlamamış olabiliriz,diğer dediklerini..Daha cesur olmasını ve kendi adıyla yazmasını bekliyoruz sayın anonimi..
sol eğer sadece iktidar olmak için değil de bu ülkede demokratik bir ortamın oluşması için politika yapıyorsa işte fırsat. turnusol ayağa geldi…seçimde sırrı süreyya yı desteklerse, umutlu olmak için bir gerekçe ortaya koymuş olur.
yok eğer dandik bir inat için dandik adaylar üzerinden devam kararı alırsa, bileceğiz ki sadece “iktidar benim olsun” demek için var ve politikliği bu kadar.
kimse sırrı süreyyanın oy hesabına takılıp, kendine meşruiyet yaratmaya da kalkmasın… seçimi kazanmak ya da akpyi geriletmek değil mesele… mesele, gelecekte oluşturulacak bir devrimci yapılanmanın nüvelerini sağlamak, bence…
anonim 17 hayir baris sürecine karsi yapilan yeni birsey yok, baris süreci zaten buydu ve sen uyuyordun halada uyuyorsun…..
Kendi adıyla yazınca kıyamet kopmayacak,kime cevap yazdımızı bileceğiz… Farklı anlamlar yüklenirse üzülürüm.
Gün Zileli’nin mantığına katılıyorum. Ama ne yazık ki bazı yorumlar çok komik. “AKP’yi geriletmek ana ilke ise” önkabulü mesela. İnsanda popüler dildeki Aristo mantığını aratır bir düşünüş biçimi. Yani kimsenin işi gücü yok, AKP’yi geriletmek dışında bir ilke yok, bütün seçim manevrası bundan ibaret öyle mi?
Asıl bunun, en temel çelişki, esas çelişki vs. düşüncesinden farkı yok. DSİP zavallılarını da AKP’nin kucağına iten aynı mantık değil miydi? Eğer darbelere “karşı” iseniz, eğer Kürt sorununun her ne suretle olursa olsun “çözümünden” yanaysanız, yani en temel ilke demokrasi, temel çelişki bürokrasi ile “halk” arasındaysa, AKP’yi referandumda desteklemek kadar mantıklı hiç bir şey olamaz.
İlkelerle düşünmenin klasik bir örneği, aslında ilkelerle düşünülemeyeceğinin klasik bir ispatı bu. Aksiyomlar yalnızca en temelde çalışır. Ve onlar bile zaman zaman yoklanmalıdır.
Gün Zileli bir çok defa ifade etti. “AKP’ye bir seçim yenilgisi yaşatmak, toplumun bileşenlerini sarsacak, bir toplumsal hareketi tetikleyecek, bu sebeple AKP’nin geriletilmesi gerekiyor” Bu mantık sırf onda yoktu. Bir çok insanda aynı şekilde düşünüyordu. Durum ve ortam o kadar kaygan ki, CHP’nin içindeki bazıları buradan yola çıkıp MHP’li birisini büyükşehir belediyesine aday göstermeye kalktı.
Böylelikle işin iki yanı ortaya çıktı. Biri, bunun yıllardan beri bir bölüm sol oyları da alan CHP’nin orta vadede ulusalcı tabanını güçlendirecek bir seçim manevrası olması. Gün Zileli’nin tarifiyle “evdeki bulgurdan olma” meselesi yani. AKP tek düşman felan değil. Buradaki fuzzy logic’i anlamadıysanız, eşitliğin sağı solu denklemlerine kaldıysanız, “süper pozisyon” yapın bari. Bir politik analizi zaten geçtim. Tek düşmanın olmadığı yerlerde, düşmanların gücü ve amaçlarına yakınlıkları hesap edilir. Vektör hesabı yaparak, size ne gerektiğini bulabilirsiniz.
Bir ikincisi bugün Melih Gökçek’in Muharrem İnce ve Mansur Yavaş’a eşbaşkanlık önerisi. Tam olarak şu:
“CHP adayı solcumu olsun sağcımı, kafaları döndü. …Seçilince belediyeyi bir gün Mansur, bir gün Muharrem idare eder. İkisi bir AK Parti adayı etmezse onu da bilemem…”
Eşbaşkanlık mevhumunun Kürt hareketinin alamet-i farikası olduğunu es geçelim. Son cümle, AKP isterse bütün büyükşehirleri kaybetsin, CHP-MHP ittifakına rağmen eğer %50 alırsa neler olacağının küçük bir işareti. AKP bu durumu bile “Hepsi birleşti ama bizi yine yenemediler” diyerek lehine çevirecektir. İşte bu toplumsal hareketi dibe vurdurabilir. Bu AKP seçmeninin blok halinde kaldığı, hiç bir dönüşüm geçirmediği bir ortamın var olduğunun kabulü olur. O zaman yapılması gereken başka bir şey daha var demektir.
Gün Zileli’nin önerisinde, yorumcuların da çoğu okuyucunun da dikkatini çekmeyen bir yer var.
“En önemli görev ise, AKP’ye oy veren milyonlarca insanı, emekçiyi AKP’ye oy vermekten mümkün olduğu kadar vazgeçirebilmektir. Bunun yolu da, kendi siperlerimizde kendimizden memnun bir şekilde birbirimizin gözünü oymak yerine, karşı tarafın siperlerine sızıp oradaki insanlara derdimizi anlatmaktan geçiyor.”
Neden dikkatimizi çekmiyor? Çünkü kendi siperlerimizde, kendimizden ve durumumuzdan memnunuz, körler sağırlar birbirlerini ağırlar durumuna düştüğümüzü bile anlayamayacak durumdayız. Buradan sıyrılıp, AKP’lilere dert anlatmak içinse yalnızca 3 ayımız var.
Dolayısıyla bir an önce, geviş getirmeyi bırakıp, treni yakalamak için koşmamız lazım.
http://www.sendika.org/2013/12/chpnin-kepez-adayi-da-akpli/
düşün yakasından anarşizmin hepiniz beyaz aydınlıkçı olmuşsunuz yakında chp milli solcusu olursunuz.dün katıldığım barış ve demokrasi konferansında(boğaz içi ünv.)hemen müzakereye katılan konuşmacıların çoğu hdk de siyaset yapan politik anarşistler anarkocu liberter toplumsal devrimcilerdi utanmadan asıl liberter anarşizmin toplumsal ekolojik kömünalizmi reel siyasete sokup inşa edenleri görmemeye gelip kendini anarşist devrimci sananlar yeter artık düşün yakamızdan gidin chp-mhp-ip-tkp hepiniz milli sol-sağ cephe kurunki efendilerinize daha iyi hizmet edin bizde kimle mücadele edeceğimizi anlayalım
Gün Zileli
Aralık 16th, 2013 at 11:21
Ben, reelpolitikanın tamamen dışında, salt gerçeklik olarak bunu ortaya attım. ama politika alanında böyle bir şey geçerli değil. öte yandan, ben AKP’ye karşı en güçlü aday MHP ise o da desteklenebilir derken doğrusu ankara’yı hiç düşünmemiştim. Bazı kenar köşe yearlerde, diyelim ki Osmaniye’de sadece AKP ve MHP karşı karşıya ise ve başka bir şans yoksa o zaman belki orada MHP’ye oy verilebilir diye düşünmüştüm. Ama Ankara gibi önemli bir şehirde MHP’li bir adayı CHP adına desteklemek tam bir rezalettir. Bu, AKP’ye karşı mücadele falan değil, sağcılığa teslim olmaktır.
mhp de desteklenebilir derken ve bu taktiği kurarken akp’yi geriletmek ve özellikle moral darbe indirmeye vurgu yapmıştınız. bu bakımdan neden ankara gibi merkezi ve etkili bir ili değil de kenarda köşede kalan küçük illeri düşündüğünüzü anlayamadım . asıl tam tersi daha etkili alanlarda akp’ye kayıplar yaşatmak kurduğunuz taktik açısından daha etkili olmaz mıydı ?
ayrıca yeri gelince ip adaylarının dahi desteklenebileceğini söylemenizden şunu anlıyorum , kazanan adayın siyasi görüşü umrumda değil hakeza seçim sonucu da ben sadece akp’ye darbe indirip toplumsal muhalefete ivme kazandırmanın derdindeyim . burdan bakınca mhp – ip adayını dahi destekleyebilirken bu adayın chp ile seçime girmesinde nasıl bir fark olduğunu anlayamadım . bana sorarsanız Akp’ye bir seçim yenilgisi yaşatmak isimli yazınızda kurduğunuz taktik kendi içinde tutarlı ve denemeye değerdi . ancak bu yazıyla ondan yapılan geri dönüş bana çok çelişkili ve temelsiz geldi ( diğer yazının varlığı sebebiyle)
yine de cevap verdiğiniz için teşekkürler
anonim 23’e. barış süreci veya süreç imam nikahıyla evli bir çiftin durumuna benzer bir taraf resmi nikah yapılmasını ve hukuken medeni haklarını isterken diğer taraf çokeşli bir evlilik yapıp kuma getirmek istiyor.taraflar aynı şeyi ve statüyü anlamıyor ve fakat bir kriz hali var buna dönük bir tutum görüşme adlandırma var.
Parti gorevlisi anarsist ozgurlukcu.kimliginde yazinda kulagimi tirmaliyor.sende lidere tapmada vardir.amirinin her dedigini yapmada.sen dus yakamizdan.
1974 de çatışmalar başladığında yaşamını yitiren ilk 10 kişinin tamamı sol devrimcilerdir. . İlk yüz kişiye bakıldığında ise çatışmalarda hayatını yitiren 100 kişiden 76’sı devrimci, 24’dü fasist görüştendi. 74- 75 yillari arasinda 28 devrimci 6 fasist.
1980 e kadar binlerce devrimci fasist MHP tarafindan katledildiler.
Sizler hala ulkucu -sagci larla itifak olur, olmaz tartisiyorsunuz
Fasist kelimesi diyemiryorsunuz.
AYIP EDIYORSUNUZ. DEVRIM ADINA FASIST KURSUNLARLA OLENLERE. KARSI HIC UTANMIYORMUSUNUZ.?
VIVDANINIZ YOKMU?
RUHUNUZ YOKMU?
secimler gibi aldatmaca oyunlar icinde, devrimcilere ihanet etmeye cabaliyorsunuz. Gecmisin radikal solu bugunun parlementer yolla devrim dusunuyorlar. Ha ha ha . Soruyorum neden, o zamanlar sosyal fasist diye nitelendirdiginiz kisilere saldirdiniz. Onlar o zaman parlementerizmi savunuyorlardi. Maocu boskurtlar ,neden o zamanlar halk savasini savunuyordunuz? Ne oldu? Sovyet yanlilari daha ileriyi mi gorduler?
Orta yolcular. dinenis komiteleri ,yerel yonetimler ne oldu? revizyonist dediginiz, pasifist, karsi devrimci dediginiz parlementer mucadeleyi benimseyenlerle simdi kolkolasiniz. Ne oldu oncu savasa , ne oldu PASS a .
Sol Cephe ne demek. Olsa olsa devletlet yanlisi ,parlementer kafali bir avuc korkak, donek ,reformist, teslimiyetci guruh cephesidir.
Bu sol cepheki sovyet yanlilari 1980 evvelide ayni tavirdaydilar. Korkak,aciz ve karsi devrim bloklari icinde flort etmektedirler. Yeni katilanlar bir zamanlar mangalda kul birakmiyan sidetle iktidari alacaklarini soyliyen, devrim olacak diyen guruh lar sol cephe gullerine katildilar..
Devrim i unutup evrimlesiyorsunuz. yarin birgun kanatlanip kelebek olusunuz. Yada ebabil olup cenete gidersiniz.
burda ince bir ayar var.. konuşulan şey mhp ile chp nin birlrşip mansuru aday göstermesi değil..işte bu olmazsa chp sağcılaşıyordur..ben sol demiyorum ama sağcılaşacağı kesin..farzedelim ki ortak aday çıkarsın ve kazansın ..kardeşim sanki bu seçimde akepe yüzde 40 ın altına düşünce herşey tamam..sarıgül gibi,mansur gibi adaylarla seçim kazananlar bir sonraki seçimlerde acaba ağzına neo-liberalizmi dahi alabilirler mi..bir daha seçim kazanmayı bırakın,sandığa gömülürler
ve ittifak muktedirin mağduriyetini güçlendirip,tabanı kemikleştirebilir..böyle ittifak hayallerini geçip,(ilkesel,ilkeli ittifakları ayrı tutmalı) bırakalım herkes kendi adyını çıkarsın,örneğin istanbulda yine topbaş kazansa bile chp+hdp nin oyu akp den fazla olsun ki; bu bir “ayar” olsun..
CHP’nin özellikle Ankara’da gün yüzüne çıkan manevralarında ben cok da absurd bir durum görmüyorum. Seçimi kazanma odaklı bir yaklaşım ve politikasızlık sonucu bu durumun olması olağan bence.
Burada, onun boşalttığı alanı HDP, Sol Cephe ya da başka birşeyin doldurup dolduramayacağı konusu önemli görünüyor. Bu konuyu esasen seçim odaklı da dikkate almamak gerekiyor.
Yerel seçimi merkeze alan bir CHP-HDP ortaklığı bu iki partinin “birleştirilmesi” amacından çok iktidarın kontrolden çıkmış bir şekilde gidişine de dur demeyi içinde barındırıyor.
Neden bu freni MHP-CHP ittidakı ile önermiyorum, çünkü olası bir CHP-HDP ittifakı sadece bir fren hareketinden fazlasını sağlayabilir. CHP ve ona oy verenlerin homojen bir karakteristiği olmadıgını dusunuyorum. Bu olması pek muhtemel olmayan ittifak CHP içindeki sola yatkın unsurları tetikleyebilir CHP’yi daha sol bir çizgiye çekebilir.
Diğer durumda ise, yani CHP’nin sağa kayması bugune kadar “sahiplendiği” sol kulvarın boşaltılması açısından esas olarak faydalıdır. Tabi başka birşeyin bu boşalan alanı doldurup dolduramayacağı konusu daha öncede bahsettiğim gibi ortada duruyor.
Bu potansiyeli takip edebildiğim kadarıyla ben ne yazık ki Sol Cephe de goremiyorum, toplumsal damarları daha kuvvetli olan BDP’nin aktif oldugu bir HDP buna daha müsait gibi görünüyor. Tabi problemli solcular yine olayları üçün beşin hesabına indirmezler ise…
Ayip be yzilanlari sansur ediyorsunuz. Siz anarsistmisiniz. Sizin yerinize ben utandim
Burjuva mahkemeleri bile bizlere savunma hakki verdi. ayip ayip sansurcu baylar
Koca Gun Zileli sitesi rtuk gibi sansur yapiyor. ayip be
Bu sansurunuzu kaos yayinlarina, yeryuzune ozgurluk hareketine, sosyal savas kisilerine, DAF cilara da anlatiyormusunuz? Tehdit degil. anarsistle ,anarsist oldugunu soyliyenler arasindaki farki bulmak icin , siz anlatamiyorsaniz biz anlatalim.
HDP ile bir araya gelmek istememek neden otomatik olarak ulusalcilikla damgalaniyor??? HDP ile yanyana gelmekten kacinmanin çok baska sebeblerini siralayabilirim….
Ne Kürtlerin ne Türklerin her deger verdigi insana deger vermek (tapinmak her dedigini emir telakki etmeyince böyle oluyor) zorunda degilim. Bu kanunu kim icat etti… bahsedilen deger verilmedigi söylenen baska sol siyasetlere etmedigi küfrü birakmamis sahsiyet ,önce devrimcilerin degerlerine saygi göstermeyi ögrensin bi hele…
1 Nolu yoruma yorumunda Zileli: Ben, reelpolitikanın tamamen dışında, salt gerçeklik olarak bunu ortaya attım. ama politika alanında böyle bir şey geçerli değil. öte yandan, ben AKP’ye karşı en güçlü aday MHP ise o da desteklenebilir derken doğrusu ankara’yı hiç düşünmemiştim.
yorumlayamiyorum……reelpolitika disinda salt gerceklik…komik…. bu kelimelerle dans… salt gercekler üzerinden pratik politik önermelerde bulunurum ama tövbe reelpolitige karsiyim,e o o zaten:) salt gerceklik ve reelpolitika:)))ayrimini yaratmak….reel politigin disinda reel politik dememk icin salt gerceklik…:)) cok keyifli coook… mhp yede su bu sartlar altinda oy verilmesi düsünülebilir…vs vs…Zileli elestirdigi marxistlerin çoooooook gerisinde….yada tatile ihtiyaci var..
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/haziran-ruhuna-en-agir-saldiri-84293
evet çelişkiylerin ben de farkındayım. ama bu kaygan zeminde bu tür zigsaklar kaçınılmaz oluyor. Hep birlikte düşünüp olabildiğince doğrusunu aramak en iyisi. Görüşleriniz önemli benim için.
sansür edilen bir şey yok. Gelen bütün yorumlar yayınlanıyor. Aradan gözden kaçmış olanlar oluyor bazen. Böyle bir mesaj varsa yeniden yolla. Çünkü geride kalanları bulmak bir hayli zor.
böyle bir şey yok. Suçlamadan önce sorman gerekir.
8 Aralık’a kadar geri gidip bütün mesajları taradım ve gelen bütün mesajların yayınlandığını gördüm. Yani yanlışlıkla atlanmış tek bir mesaj yok. Bu durumda mesajınızın buraya ulaşmadığı sonucuna varıyorum. Yeniden yolla, basalım. Burada küfür dışında, hangi görüşten olursa olsun, ne eleştiri yaparsa yapsın bütün mesajlar özgürlük ilkesinin gereği olarak yayınlanmaktadır.
Secimler deki tavir ; Mevcud iktidar ve burjuva Partilerinin yarin ne yapacaklari belidir. Bizler bu burjuva ust kurumunun kendi icindeki projelerine bakarak, yol cizememeliyiz. Bizler icin dogru sekilde, inanarak ve guvenerek yol haritamizi olusturmaliyiz.
AKP-CHP-MHP- ve Sol icin deki kurdler kendi kimliklerini kavrasalar Kurd partisi secimde en fazla oyu alir. Sorun CHP mi, AKP mi degildir. Daginik kafasi karisik, inkarci kurdleride kurd ozgurluk hareketi icinde biraraya getirmekdir. Turk devrimcileri , zaten kendi parti ve orgutleri bu konuda stratejilerini belirlemistir.
Nasilki, Sol cephe diye beyaz turkleri bir araya getirme teorileri var. O halde kurdleride bir araya getirme ( BDP-HDP ) teorilerinin de uzerinde duralim.
Ya arkadaslar Fasistler ne zamandir MHP partisle anilmaktadir. Neden FASIST kelimesi kulanamiyorsunuz.
Siz biliyormusunuz o fasistler 80 evveli kac devrimciyi katletti. Hala itifak gibi sozler ortada dolaniyor.
Neden Nazilerle Stalin itifaki yapti diye karsi cikiyorsunuz. Almanya da Kahverengi ceketlilerle Komuntern nin ortaklasa stratejilerini elestiriyorsunuz? Sizler simdi ne yapiyorsunuz.
Birakiniz, bilmiyorsaniz abilerinize, ablalariniza, babaniza, annenize sorun . Bu fasistleri size anlarsinlar.
seçimlerde oy verip kötünün iyisini koltuğa oturtursak faşizmin gazabından bir miktar kurtulabileceğimizi daha az sömürülebileceğimizi , sevebileceğimiz işler çıkabilecegini düşünenlere hayretle bakıyorum. sandığa gidip bizi , belediyelerimizi yönetecek adaylara oy vermek tüm düzen yandaşları gibi kendine devrimci antiotoriter diyenleride ırgalar oldu… oy vererek otorite pekiştirilir; oy vererek karşısına dikilinilmez. sistemin yarattığı yönetim kurumları meşrulaştan bir devrimcilik mümkün değildir.
http://gercekgazetesi.net/gundemdekiler/sandiga-isyan-yol-gostermeli
Belli ki büyük abi artik bu ülkeyi AKP ile yönetmenin riskli olduguna karar vermis ve alternatif ariyor. Böylesi bir durumda büyük efendinin alternatifi MHP CHP vs neden devrimcilerin defterlerine secim baglaminda gündeme girsinki… Gün Zileli tarihin belkide en secimci anarsist i ha oldu olacak. Sadece secim icin degil devrimci sosyalist muhalefetin yeginlesmesi acisindan, TKP nin kurdugu sol cepheden , odp HDP ye uzanacak en azindan bir koalisyon ile halkin karsisina cikabilmek… asgari programlar olmadi talepler listesi , cercevesinde bir ……….HDP baris surecinin tek alternatifinin savas olmadigi ama basbayagi devrimci bir mucadele oldugu, basindan beri bir manipulasyon olan bu surecten vazgecebilecekmi. TKP ve cephesi erken iktidar ruyalarindan vaz gecebilecekmi??
Ben AKP’nin emperyalizm tarafından artık pabucunun dama atıldığını düşünüyorum. Cemaatin öncüllüğündeki son operasyonlar da bunu gösteriyor. Bir de ortadoğuda artık Mursi de tasfiye edildi, RTEnin Suriyedeki militanları desteklemesi batı edyası tarafından erden yere vuruluyor. Sanıyorum ki TC 2 partili sisteme doğru gidecektir; ABDdeki sistem ihrac edileektir. Yani bir yanda muhafazakar bir yanda laik ama her ikisi de neoliberal ve sağcı 2 partili sistem. BDP ve MHP uysallaştırılacak. CHP AKPnin laik ikizi olacak. Onun için ‘oy verme hesap sor’ tavrı daha çekici geliyor.
Doğrusunu söylemem gerekirse, ben de dünkü operasyondan sonra aynı şeyleri düşünmeye başladım.
gün zileli üst düzey teorik yazılar yazsa daha iyi olur. bir anarşist burjuva politikaya bu kadar kafa yormamalı.yoksulların dünyasında seçim oy vermekten ibaret.kalplerinde yatan ise ayaklanmadır…
chp akp den iyidir sırrıda chp den iyidir mantıgı sistemin gündemine kafa yormaktır.bu yanlıstır.
çünkü tbmm den halka hayır gelmez.
tc ye abd saldırısı olsa dahi tc ile isgale direnmektense bagimsiz olarak direnmek yegdir..
kendi gündemi olmayandan kimseye hayır gelmez.devrimci kafa özgür bir kafadır en başda…
halk az konuşur ama öz konuşur. iki satır yazıyı internete on dakikada yazar.gerçegi bilmez sezer.sırrı süreyya gezi isyanında tamam tadında bırakalım demişti. ezilenlerin gönlünde ise silahlanmak vardı.
son olarak gezi isyanı ab tarafından manipule edildi.bir aydında cıkıp buna dikkat çekmedi.
bu teorik sefilliktir.
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/serpil-guvenc/sol-cepheye-dair-84586
http://haber.sol.org.tr/soldakiler/sol-cephe-yerel-orgutlerini-kuruyor-haberi-85105
http://haber.sol.org.tr/soldakiler/kemal-okuyan-yazdi-sol-cephe-tuttu-diyebiliriz-haberi-87002