İran Komünist Partisi’nin Darbe Sonrası Duruma İlişkin Açıklaması
Türkiye’deki Darbe Girişimi ve Halkın Özgürlüklerine Saldırıya İlişkin
İran Komünist-işçi Partisi Bildirisi
Türkiye’de 15 Haziran askeri darbe girişiminin yenilgiye uğramasından sonra geniş çaplı kitlesel tutuklamalar ve işten çıkarmalar dalgaları başladı. Son bilgilere göre şimdiye kadar 10 bini aşkın asker, hâkim, savcı ve devlet memuru tutuklanmıştır. Bu Erdoğan yönetiminin Erdoğan karşıtlarından iç tasfiyesinin boyutlarını gösteriyor. Ancak bu sorunun daha önemli yönü toplumsal baskının boyutlarıdır. Şimdiye kadar 60 bini aşkın öğretmen, öğretim üyesi ve rektör işten çıkarılmış, birçoğu tutuklanmıştır. Sayılar sürekli artmaktadır.
Darbenin hemen ardından başlatılan on binlerce kişinin işten çıkarılması Erdoğan yönetiminin darbe öncesinde bu listeleri hazırladığı ve saldırıya geçmek için uygun fırsat kolladığı görüşünü doğrulamaktadır. Bu koşullar Türkiye burjuvazisinin ve egemen sınıfının yakasına yapışan derin ve müzmin siyasal yönetim bunalımının göstergesidir. Erdoğan, kendisine rakip bir başka siyasal İslamcı damarı temsil eden ve ordu ve devlet kurumlarında büyük etkisi ve varlığı bulunan Fetullah Gülen ve yandaşlarını paralel devlet olarak adlandırmakta ve darbe girişiminin sorumlusu olarak göstermektedir. Ancak bu son dönem tutuklamalar ve işten çıkarmalar sadece paralel devlete değil; temelde hem devlet içinde hem de toplumda Erdoğan hükümetinin karşıtlarını bastırmaya yöneliktir.
Darbe ve karşı-darbe gerçekte uzun süreden beri Türkiye icra kurumu içinde Kemalist nasyonalizm ile İslamcılığın çeşitli kolları arasında bir karşılaşma biçiminde ortaya çıkan Türkiye egemen sınıfı saflarındaki derin siyasal yönetim bunalımının, parçalanmanın, çelişkilerin ve çözümsüzlüğünün ürünü ve göstergesidir. Darbenin yenilgisi ve ardından gelen tasfiyeler bu eğilimlerin arasındaki çelişkileri ve karşılaşmaları çözüme uğratamayacağı, hatta hafifletemeyeceği gibi siyasal yönetim bunalımını ve üsttekilerin saflarındaki çekişmeleri ve çelişkileri şiddetlendirecektir.
Başından beri Türkiye’deki askeri darbenin bütün askeri darbeler gibi halk karşıtı bir hareket olduğu, temelde siyasal yönetim bunalımını çözmeye, toplumsal muhalefeti geriletmeye, toplumun sola dönmesini, Türkiye’de sekülerizmin, işçi hareketinin ve solun ilerlemesi ve büyümesini önlemeye yönelik olduğu ortadaydı. Darbenin yenilgisi de, devlet içindeki hesaplaşmalar ve tasfiyeler bir yana, bu aynı gerici ve halk karşıtı hedefe hizmet etmeye yöneliktir.
Bugün Erdoğan yönetimi muhaliflerini bastırmanın yeni bir dönemini başlatmış durumda darbe öncesinde Türkiye işçilerinin ve halkının, Kürdistan halkının ve siyasal muhalefetin en temel haklarına karşı başlattığı saldırıyı daha geniş çaplı ve daha vahşice yürütmeye çalışmaktadır. Bu saldırıya karşı var güçle durmak gerekir. Bu baskılar ve saldırılar Türkiye egemen sınıfının iç bunalımı ve çelişkilerinin temelinde gerçekleşmektedir. Devlet içindeki çelişkiler ve çekişmeler bu saldırılar ve tutuklamalarla çözülemeyecektir. Bu gerçeği topluma göstermek, Erdoğan yönetimi ve Türkiye egemen kesiminin bütününe karşı geniş çaplı bir direniş ve saldırı hareketini örgütlemek için var güçle çalışmak gerekir. Geniş çaplı tutuklamaları, bahanesi her ne olursa olsun, kınamalı ve karşısında durulmalıdır.
Biz, Erdoğan yönetiminin saldırılarına karşı onurlu Türkiye halkını, sol ve seküler güçleri savunuyoruz. Türkiye hassas ve belirleyici bir dönemden geçmektedir. Erdoğan yönetimine karşı var güçle durmak gerekir. Türkiye’deki seküler, sol ve işçi hareketlerinin yönetim saflarındaki parçalanma ve dağınıklık koşulları temelinde Erdoğan yönetimini geriletmeleri, diktatörlüğün şiddetlenmesini karşıtına dönüştürmeleri ve yenilgiye uğratmaları kesinlikle olanaklıdır. Uluslararası dayanışma ve Erdoğan hükümetine karşı geniş çaplı uluslararası bir hareket örgütleyerek Türkiye halkının yanında saf tutmak gerekir. Biz İran’daki ve dünya çapındaki bütün sol parti ve örgütleri, insan hakları örgütlerini, işçi örgütlerini ve bütün onurlu insanları baskıcı Erdoğan yönetimine karşı Türkiye insanlarını savunmaya çağırıyoruz.
İran Komünist-işçi Partisi
21 Haziran 2016
İran tarafından bu görüşlerin açıklanması ilginç ama gün bunun tartışılması değil.
Ne darbesi, ne halk direnişi? Bindirilmiş kıtaların provasıdır yapılan. Asıl darbe TSK ve Türk halkına yapılmıştır ama halk sahtekar her türlü muhalefeti ile bu işe ortak olmuştur. Çünkü Gezi ve diğer eylemlerde olduğu gibi halkı yönlendirecek ve bilgi verecek deneyim ve birikim ortada yok.
Tersini iddia eden var ise, gözlerini açsın, ilk gece TV bağlantısının nereden yapıldığına, zatın Istanbul’dan ayrılmadığına ama öyle süs verildiğine, o gece damadın sırıtkan yüzüne baksın. Daha pek çok defo var da uyanmak isteyen zaten anlar. Başımıza gelenler sadece cahillik ve kendimizi bilmemektir.