Bir yetkili politikacının basın toplantısını ve açıklamalarını dinledim biraz önce.
Tek düşüncem şu oldu: Demek politikacılık denen şey böyle bir şey dedim kendi kendime. Bunlardan öğrenmek gerek politikacılığı…
Sana karşı düzenlenen bir mitinge giden insanlar bombalanarak havaya uçurulduğu, yüzden fazla ölü olduğu halde hiç gözünü kırpmayacaksın. Hiçbir vicdan muhasebesi yapmayacaksın. Hiçbir sorumluluk hissine kapılmayacaksın. Sakın ha! Böyle insani duygulara kapılmaz politikacı dediğin. Her türlü duygusal etkiden uzak duracaksın. Hiçbir insani endişe ve duyarlılığı yanına yaklaştırmayacaksın. İki dirhem bir çekirdek giyinip “basın mensuplarının” karşısına çıkacaksın. Elbette öncesinde, sana soru soracak “mensubu” ayarlamayı, soracağı sorunun içeriğini ulakların aracılığıyla ulaştırmayı unutmadan. Bir politikacı böyle şeyleri asla unutmaz. Asla ihmal etmez. Onun beyni bir bilgisayar gibi çalışır. Emir-komut; tıklama; favoriye alma; komut verme; yedeğe alma; delete yapma; search yapma; sörf yapma; bilgi depolama vb vb. Böyle şeyler insanın ruhunu üzmeden yerine getirilebilir. Ruh –eğer varsa – özellikle böyle zamanlarda susmalıdır. Ona bir çocuk muamelesi yapmak en iyisidir. “Sen sus bakayım! Sen anlamazsın! Hadi git uyu! Hı hı tamam tamam! Yarın bakarız! Büyükler konuşurken ayak altında dolaşma… vb.” Her politikacının bir ruhu olduğu oldukça tartışmalıdır ama olanlar da ruhlarına böyle davranırlar. Ruhlar “büyükler”in işine karışmamalıdır. Çünkü bu ruh denen şey, aynı zamanda kadın gibi duygusaldır. İnsanın iradesini zaafa uğratır. Çelik gibi bir iradenin ve acımasızlığın gerektiği yerde bir kadın gibi gereksiz sulugözlülük yapar. Bu yüzden, bir politikacının ruhuyla asla işi olamaz, ona asla kulak asamaz. Ya da en iyisi ruhunu terbiye etmesi, onu kendisi gibi zalim bir ruh haline getirmesidir. Bunu becerebilirse o zaman keyfine diyecek olmaz. En acımasız olunması, en büyük yalanların göz kırpmadan söylenmesi gereken anlarda terbiye edilmiş ruh kulağına fısıldayacaktır onun: “Az bile söyledin. Canına oku onların. Yerin dibine geçir. Söylemediklerini söylemişler gibi yap. Yalan diye bir şey yoktur. Sen ne söylüyorsan gerçek odur ya da gerçek o olmak zorundadır.” Ruhunu böyle eğitebilen politikacılar gerçekten talihlidir. Lüzumsuz çıkışlar yapacak bir ruhu susturmaya çalışmak yerine onu ek bir güç olarak kullanabilirler.
Böylece kameraların karşısına çıkarsın. Artık bir kere öğrenmiş ve iyice kafana yerleştirmişsindir. Gerçek, senin söylemek zorunda olduğun şey değil, senin söylediğin şey gerçeğin kendisi olmak zorundadır. Devletler böyle yönetilir, yalanla. George Orwell’in 1984’ünde ne deniyordu: “Hürriyet esarettir”. Bunun tersini kim iddia edebilirdi ki? Öyleyse sen de büyük bir özgüvenle bombalananların aslında kendileri tarafından bombalanmış olabileceğini ima edebilirsin. İma edersin, çünkü bu aşamada daha fazlasını söylemek bu sefer seni zor duruma sokabilir. Bazı münasebetsizler nereden biliyorsun ya da kanıtın nedir, gibi gereksiz sorular sorabilirler. O zaman da makul bir cevap veremezsin onlara. Gerçi makul bir cevap vermen gerekiyor mu, o da tartışılır. Milyonların beynine dünyanın en büyük yalanlarını gülen bir maskeye benzeyen kıpırtısız yüz hatlarınla şırınga ettikten sonra varsın birileri seni tutarsızlıkla ya da kanıtsız suçlamada bulunmakla eleştirsin, ne olacak ki. Önemli olan o anda insanların kafasında en olmadık şeyler konusunda bir kuşku yaratabilmektir.
İşte bu da politikacının en büyük özelliklerinden biridir. Söyle ve geç. Söylediklerin yalan da olsa birilerinin kafasını bulandırıyorsa, “önemli bir devlet adamı” olarak sözlerine değer vermeye, hatta doğru olarak kabul etmeye hazır milyonların kulağına en büyük yalanları sok, gerisi önemli değil.
Bir politikacının en önemli özelliği, kendine güvenidir. Kendine güvenmesi için gerçekte hiçbir neden olmasa da. Yahut, güvenmemesi, aslında kendine bakıp titremesi ya da gülmesi veya yalnız başına kaldığında suratına bir tokat indirmesi için çok neden olmasına rağmen her daim kendine güven duygusunu ayakta tutması ya da en azından ayakta tutuyormuş gibi davranmasıdır. Sarsılmayan lider, basiretli politikacı böyle olur işte! Dünyanın en büyük hakikatini açıklıyormuş havalarda dünyanın en büyük yalanını hiç yüzü kızarmadan, sesi katiyen titremeden, gözleri sabit bakışlarını aslı yitirmeden bir robot gibi konuşabilmenin adıdır politikacılık. Bu arada ölenlere rahmet dilemeyi de unutmayacaksın tabii!
Politikacı, en büyük bölücü olduğu halde hasımlarını bölücülükle suçlayabilen; en büyük terör aygıtının başındayken önüne geleni terörizmle suçlayan; kendisi siyasi muarızlarının mitingine en insafsızca bir saldırı yapıldığı için en azından zan altındayken siyasi muarızlarına ima yollu “terörist destekçisi” iftirasını yapabilen; böyle bir günde polemiğe girmek istemem dediği halde, ama diyerek polemiğin allahını yapan, en olmadık suçlamaları anında savuruveren, bütün partilerin liderlerine sesleniyorum dedikten sonra, işi ketempereye getirip bir partinin liderini bunun dışında tuttuğunu açıkça ifade etme yüzsüzlüğünü gösterme yeteneğine sahip olan kişidir. Bu yüzden politikacı büyüktür, yani yalancının ve itirafçının en büyüğüdür.
Kısacası politikacı, eğer varsa ya da hâlâ kalmışsa, vicdanını ustalıkla susturabilen ve ortalığı pisliğe buladıktan sonra, büyük devlet adamı pozlarında dönüp, otomatik olarak açılıp kapanan kapıdan büyük bir vakarla çıkıp gitmesini bilen kişidir.
Sonra da gece yatıp, ertesi gün işine kaldığı yerden devam etmek için enerji toplamak üzere mışıl mışıl uyuyacağı yatağına gönül rahatlığıyla uzanabilen kişidir. O, bütün ev sahiplerini bastıran yavuz ve davut bir hırsızdır.
Gün Zileli
10 Ekim 2015
www.gunzileli.com
gunzileli@hotmail.com
Gene Hackman, sanırım ABD başkanı rolü ile azmettirdiği bir suikast üzerine çekilmiş filmde başkan rolündeydi. GZ’nin anlattığı gösteriyi canlandırıyordu.
Bu adamlara “mutant” diyorum. Bilinen insan genleri dışında “fazladan” ya da “kopmuş” genleri olanlar.
***
Tarihî günleri yaşıyoruz. Ölenler.. sakat kalacak olanlar.. yaşadığı felaketi bile anımsamadan yaşayacaklar… Bu korkunç katliamda parmağı, beyni olanların yanına kâr kalacak mı bu?
Yaşadığımız siyasal-tarihsel evre olarak bence bu mümkün değil!
*
Amaçları ne? Korkutmak, sindirmek, boyun eğdirmek; Başkan’a biat!
Ne salakça! Bu toplum bu eşiği çoktan aştı…
Ve yetmez.. daha binlerce cinayet işlenmeli.. O zaman olur mu; “korkarım!” o zaman da olmaz!
Bu toplumu tanımayan bir bedevi şeyhinden bozma kafanın umuduna bak..
Katlederim lan! “Oluk, oluk kan akıtırım…”
Akıyor…
Aptal bir seri katil!
Yazık.. Yazık.. Bu güzelim insanları katledenler amaçlarına ulaşamayacak..
*
Bu korkunç katliamda parmağı-beyni olanlar belki de artık yalnızca bu işe devam edecekler… Oldukları gibi kana bulanmışlardır; artık daha da çok bulanmak mümkün değildir…
Aynen devam!..
O Müslüman mağduriyetten gelinen yer burası mı?
Katliamları bekliyorduk; bekliyordum. Sanırım sürecek…
http://marksist.net/marksist-tutum/ankarada-barisa-bomba-doktugunuz-kan-sizi-kurtarmayacak.htm
http://gercekgazetesi.net/manset/sorumlu-akpdir
Bizim politikacıların tipik görüntüsü bıyık, kısa saç ve kravattır. Bir de o duruşları. Fazla iddiali olmayan, biraz çekingen, kendini kontrol etmeye çalışan, bu yüzden neredeyse kaskatı kesilmiş bir vücut ve yüz hatları. Peki kimden çekiniyor bunlar? Elbette üstlerinden. Hepsinin bir üstü var ve rahat, kendinden emin ve farklı davranırlarsa üstlerinin makamına göz dikmiş sayılacaklarından anında azledilme tehlikeleri var.
Bu hiyerarşiyi inceleyerek yukarı çıkarsanız istediği gibi davranma hakkının sadece ve sadece liderde olduğunu görürsünüz. Geri kalanı ona rakip olmadığını, ondan daha iyi olmadığını hal ve hareketleriyle, saygısıyla göstermek zorundadır. Medrese hocası ve talebeleri gibi bir görüntü çıkıyor sonuçta.
Davut hırsız işin başında bunu yapacakki CNN de bile siyasi muhalefetini katledenin katilliği değil katliama uğruyan toplumsal muhalefetin politik partisinin liderinin ”’devletin katliamı””cümlesini eleştirmek konuşulsun.sonrada burada başka partili yok deyip en az 3 akp linin politik kimlikten uzak HDP eleştisiyle Tv programları zihinleri zehirlesin.
Bütün bu garabete rağmen bu Tv lerin ve bu programlarda boy gösteren mit eskisi yalamaların itibarları dillerinden düşürmedikleri Bereketli toprakların yiğit evladı Demirtaşın itibarının çok gerisine düşmesi halkımızın her türden zehre karşı bağışıklık geliştirip pratik bir pragmatizmle katilin kim olduğunu çok iyi bilmesidir hepimizi umutlandıran.Yok öyle sandığınız gibi sonuçlar alamazsınız biz bu hikayeleri öncedende görmüştük bu yaptığınız daha önceki yaptıklarınızın devamı değilmi?daha dün HDP nin yüksek oy aldığı kentleri kuşatıp bebelerden 75 lik dedelere pkk li olması bile imkansız insanları kapısında avllusunda kıpırdadığı için öldürenler siz değilmisiniz yetmedi HDP seçim çalışması aktivisti ve belediye eş başkanlarını yüzlercesini tutuklayıp işklence etmedinizmi? yüzlerce kürdün işyeri yakılıp HDP parti binaları yakılıp linçler yapılıp yapanları mükafatlandırıp HDP lilere savcılar soruşturma açmasıda yetmeyince bu seviyede katliamı göze alacak size acı veren ne olabilir?????tabiki iktidardan gideceğiniz görünür olması sizi çileden çıkarabilir hatta gözünüz kararıp seçimi engellemek için çok üst seviyede suikast bile yapmayı göze alacağınızdan eminiz eğer bunları yapamaz da seçim olursa seçimde HDP nin beklenenden çok fazla vekil çıkaracağını şimdiden görüp gider ayak bütün diktatörlerin yaptığını yapacak seviyede gözünüz döndüğünü biliyoruz.Pişkin pişkin basın toplantısında sorumluluğunu unutup değil istifayı düşünmek katliamda sorumluluğunun olmayıp işini en iyi yapıp bunların katledilmesinin gerektiği imasına gelen buz gibi suratla halkın huzuruna çıkanların seçimden sonra yargılanacağına eminim
Bu çapta işler Erdoğan’ı ve AKP’yi aşıyor. Artık bunu görmek lazım.
Söylenenlere göre şu anda katliamda öldürülenler arasında 2 anarşist yoldaşımız var. Tayfun Benol ve Ali Kitapçı. Kesin bilgisi olan var mı?
Aydınlık’a baktım. Bombalamadan ABD’yi sorumlu tutuyor, bunun ABD’nin işi oyduğunu söylüyor. Güya ABD, Erdoğan’ın PKK’ye savaş açmasından ve Rusya ile iyi ilişkiler kurmasından rahatsız olup bu bombayı patlatmış. Ayrıca önerdiği çözüm: Devleti iyice güçlendirmek. Yani katilin elini iyice serbest bırakın, kanlı savaşını yoğunlaştırsın demiş oluyor.
Yani bu kadar olabilir! Ne diyeyim.
Vatan Partisi’nin tavrı sadece ABD’yi sorumlu tutmak değil, AKP ile aynı alçaklıkta, HDP’nin üstüne yıkmaya çalışıyor. Mesela Serhan Bolluk’un son tweeti: “CIA’cı Henri Barkey 10 Eylül’de ne demişti: “HDP Meclis’e giremezse büyükşehirler havaya uçar”
Aydınlık yavaş güncellendiği için daha pek bir şey yok. Ama tweeter ve sosyal medya sitelerinde Vatan Partililerin yorumları nasıl utanmaz faşistler olduklarını gösteriyor.
DOğrudur. Sen benden daha yakından izlemişsin. Ben sadece gazeteye şöyle bir baktım.
Aydınlık’ın sitesinde doğru düzgün haber veya yorum gelmemiş bile. Herhalde Perinçek bir süre afallamış olaya nasıl bir “spin” vereceğini düşünüyor. Aynı meydan ateşinde yakacağız bunları da.
S. Demirtaş..
“…Ankara, Türkiye’nin başkenti. Kuş uçsa devletin haberi olur. İstihbaratın en güçlü olduğu şehirdir burası. 100 binlik miting yapılıyor tek bir güvenlik önlemi yok. Ne ara sokaklarda ne ana caddede tek bir güvenlik önlemi yok. Kendi mitinglerine bir bakın. On cadde öteden başlıyor güvenlik önlemleri. Bugün barış isteyenlerin mitingine 2 tane canlı bombayı kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var ne güvenlik. Yetmedi, canlı bombalar kendini patlatmış yerde yaralılar var. 500 yaralı var nefes alacak durumda değiller kendi emirleri ile polisler gaz atıyorlar. Yaralılar zaten ölmek üzere birde gazla boğuştular. Yaralıları taşıyanlar gazla boğuştular. …
Ülke olarak bunların kahrını çekmek zorunda değiliz. Halen bizi dışlayan bir tutum var. Halen bunlardan bütün sorumlu bizmişiz gibi bütün bu ölümlerden sorumlu bizmişiz gibi bir tutum var. Ülkeyi biz yönetiyorsak haber veririz. Bugün Başbakan ben olsaydım Türkiye toplumundan bin defa özür diler istifa ederdim. Hatta onuru olan istifa değil intihar eder böyle bir alçaklık karşısında. Bunlarda utanma yok. Bir tane haysiyetli onurlu yok ki, istifa edin çağrısı yapalım. Ve biz bunlar tarafından yönetiliyoruz. Nerede nasıl öleceğimizi, öldürüleceğimizi bilmeden bunlar tarafından yönetiliyoruz. Bunun adına ileri demokrasi diyorlar.
O nedenle özellikle Davutoğlu’na sesleniyorum: Bizi tehdit ederek, hakaret ederek daha cenazelerimiz morgdayken, parçalarını meydandan toplamamışken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen başbakan bile değilsin. Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kliksiniz. Bize parmak sallayarak, tehdit ederek konuşmak sizin haddinize değil. Türkiye demokrasi ve barış çağrısından tahrik oluyorsa kusura bakmayın. Biz sadece kardeşçe yaşamak için bu mitingleri ve yürüyüşleri yapıyoruz. Asıl sorumlu ve tahrikkar sizsiniz. Her konuşmanız tahrik kokuyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına her konuşmanız sadece insanlarımızı birbirine düşman etmeye yarıyor. Size oy verenler vatandaş geri kalanlar kuluz, tebayız. Size oy vermediğimiz için geri kalanların hepsinin katli vaciptir. Bunu her gün siz söylüyorsunuz. Her gün kameraların karşısına çıkarak ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Utanın, sıkılın. Düşün bu ülkenin yakasından. Ülkemizi sizden kurtaracağız. İnşallah o günler yakındır. Bu halkları, ezilenleri sizden kurtaracağız. O günler gelecek hep birlikte göreceğiz.
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak!!!
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük….
Yorulduk bu memlekette nefes almaktan bile.
Alpay’dan Ankara Garı’nda
https://www.youtube.com/watch?v=lmuvM41BrJQ
gün zilelinin dikkatine!!!!!
İMC haberlerinde bereketli toprakların yiğit evladı özgürlükçü toplumsal devrimci Demirtaşın haberini izledim harika bir devlet tahlili yaptı kutsamayın devleti dedi en zalim katliamları devletler yapar ve üstünüde örter dedi kutsal olan biz insanlarız dedi ben yıllardır gezi yürüyüş direnişleri dahil devrimci eylemlerde katil devlet katil akp gibi sloganların arasında ”bütün devlet ve iktidarlar katildir”’sloganı atarım kendine devrimci diyenler bile eşlik etmez garip garip kortejdekiler bana bakar demirtaşı izleyince zilelinin ve benim anarşizmimiz eleştiriliyor ben de yapıyorum vallahi Demirtaş bizden anarşist çıktı zileli muhakkak o açıklamayı izlemeli yada okumalı
Dinledim. Gerçekten çok güzeldi.
9 Anonim HDP için söylenen sözlere faşistçe , ama nedense HDPKK nın yaptıkları Kürtçülükleri sosyalizm mi oluyor:) Eş başkanı sırtımızı PKK ya dayadık der… Suçlu Vatan partisi, faşist olan Vatan partisi…. Biji Obama diye slogan atarlar suçlu Vatan partisi, faşist olan Vatan partisi… Be birader bide durduğunuz yerde durun fırıldak gibi olmayın….
de yi bu sefer bilerek “bir de ” yerine ” bide” olarak yazdım.
” biz sırtımızı PKK ya dayadık der…”
Bu demogojiyi son zamanlarda en çok kullanan AKP ve yandaş medyadır.
Perinçek total yalan ve uydurma sıçmak konusunda reis, AKP ve havuz medyası ile yarışıyor, ne de olsa eski dezenformasyoncu kendisi.
Katliamı ABD yapmış :
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/abd-den-kanli-uyari-h77243.html
Ne kanıt, ne mantık silsilesi var, eğreti bir başlık yeter Aydınlık okuyucusu kafaya.
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/tsk-raporu-saldirinin-failine-3-ay-once-isaret-etmisti-h77265.html
Şanlı ordumuz uyarmış ABD’ye karşı.
“PKK’nın Suriye’deki ABD kara gücü PYD’nin Cerablus’u almasından sonra koridor planını hareketlendirmesi üzerine”
Avaneler Tel Abyad yerine Cerablus yazmış tabi dezenformasyonu bir an evvel zerke etmek lazım aceleyle oluyor böyle hatalar.
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/barkeyden-sehirler-havaya-ucar-tehdidi-h77267.html
ABD tehdit etmiş zaten
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/abd-vatandaslarina-donun-cagrisi-yapmis-h77263.html
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/saldiridan-once-istihbarat-vardi-h77262.html
“9-11’i bilen Yahudi çalışanlar o gün kulelere gitmedi” benzeri komplo teorisi uydurmalar, buram buram ilkellik
REZİL BİR SEVİYE
Eee bilader vatan partisi faşist olmasaydı, memleketin evlatları küfür suratlı topal ve avanesine neden faşist desindiki.
Gerçekler ne zamandan beri “demogoji” oldu.. Kadın bunu basının önünde söylemedi mi? Yani hepinizde aynı toptancılık ve kolaycılık var. Bir cevap verilemeyeceği zaman karşındaki ya ajandır, ya yandaş medya… vb… Farkında mısınız ? RTE ile aynı çizgiye geldiniz… O da sinirlenince cevap bulamayınca hain, paralel, darbeci nitelemelerini yapıştırıyor… Yok aslında birbirinizden farkınız , yoksa Osmanlı bankası mısınız ? 🙂
HDP Eşbaşkanı sırtımızı pkk ye dayadık demez demedi o konuşmanın bütününü okuyun.HDP liler hdp bereketli toprakların biriktirdiği isyan itiraz ve özgürlükçü devrimci bütün birikimlerin taşıyıcısı ve devamıdır der geçmiş bütün isyan ve devrimci günah ve sevaplarımızın hesabını bedelini ödeyerek bu günlere geldik bu gün varsa yanlışımız onun da bedelini biz öderiz kimseye ödetmeyiz. bu gün yapmaya çalışıp yaptıklarımızın özeti yukarda zilelininde izleyip çok güzeldi dediği devlet analizinden başlayan politik yelpazede bizdeki en özgürlükçü toplumsal devrimci çizgide devam edebilirsek bunun karşılığı bedel ödemek değil ödediğimiz bedellerin karşılığını almak olacaktır.HDP den öncesini hatırlayalım bu gariban mağdur halkın politik bir seçeneği alternatifimi vardı????herhalde vatan partisinin öncesi sonrasını özleyenler efendilerine hizmete devam eder bu sitede bu seviyedeki insanlar bana laf etmesi bile ironidir.mütevazilik yok haddini bilecek özellikle ırkçı şöven milliciler
“Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz”
demişlerdi ama. ypjg lpg her neyse, pkk’ya bağlı değil mi?
Ayrıca, intihar bombacılığını mücadele yöntemlerinden biri olarak seçen, kelimenin her anlamıyla terörist bir siyasi grubun şimdi teröristlerden, canlı bombalardan şikayet etmesi de garip.
Nasıl ki, serbest seçimlerle devlet gücünü aynı anda kullanan bir partinin (örneğin son seçimlerde iktidar partisinin ) demokratlığından bahsetmek anlamsızsa serbest seçimlerle terör kartını aynı anda kullanan bir parti de demokrat değildir.
Belki de ben bilmiyorum, çok derin modern siyasi kuramlarda “her şey mübahtır, bu bir oyundur, ya kazanırsın ya kaybedersin, koy g. rahvan gitsin” şeklinde bir yaklaşım mı var acaba?
9 murat’a
sen PKK’den önce sırtını NATO’ya dayayan emperyalizm işbirlikçisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ABD uşaklığına karşı çık, bu lafları NATO ordusu olan Türk ordusuna söyle, emperyalistleri kendi vatanından kov, İncirlik’ten çıkar, sonra Kürtlere laf atabilirsin.
Hangi partiden söz ediyorsunuz, HDP’den mi? Eğer kastınız buysa hatalısınız. HDP tamamen barıştan yana bir partidir. Son barış mitinginde esas hedef alınan güçlerden biri olması da bunu gösterir. Öte yandan PKK, şiddetle ilişkisi nedeniyle eleştirilebilir gerçi ama PKK intihar bombacılığı yöntemini benimsemiş bir parti değildir. YPG ise Suriye bölgesinde IŞID’a karşı direnerek ve özgürlükçü bir siyaset izleyerek olumlu rol oynamaktadır.
Esprilerin otuz yıl öncesinden kalma ve çok bayat Murat. Aynı düşüncelerin gibi.
Buna “Türkiye’nin Rusya ile iyi ilişkiler kurduğu şu dönemde” palavrasını da ekleyelim. Yani ABD bakmış, Rusya ile Türkiye aşna fişne, bombayı patlatıvermiş. Bu palavralara acaba kendi taraftarları inanıyor mudur? Bugünkü konjönktürde Türkiye Nato’ya batıya yaklaşmış ve Rusya ile arası bir hayli açılmış durumda oysa. Komplo teorisi de bu kadar uydurma olunca, insan kötü bir polisiye filmi izlemiş duygusuna kapılıyor.
devlet katliamında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum…ruhları şad olsun ve and olsun ki sonuna kadar bu cinayetlerin takipçisiyiz…
9 değil 15 olacaktı gerçi ama o kadar hata da olsun. Faşist olmaktan iyidir.
http://demirden-kapilar.blogspot.com.tr/2015/10/ne-yapmal.html
http://gercekgazetesi.net/dip-bildirisi/devrimci-isci-partisi-bildirisi-akp-ile-dayanisma-degil-mucadele-gerek-10-ekim-ankara
Gün,
Kalp ilacı kullandığını söylemişsin.
Umarım ciddi bir durum yoktur?
Geçen yıl ağustosta bir kalp krizi geçirdim. Anjiyö yapıldı ve bir sten takıldı. İyiyim. Bu kadar genç insan bombalarla bir saniye içinde öldürülürken iyi olsan ne olacak ki.
Adamın kafasının tasını attırma Gün!
Niçin kendini YAŞLI yerine koyuyorsun!
kendimi yaşlı yerine koyarak söylememiştim. Onların yaşında da olsam aynı şeyi söylerdim.
Evet Gün Zileli esprilerim doğru tıpkı sizlerin fikirleri gibi eskiden kalma, biraz marjinal, biraz ayakları yere basmayan… Halbuki benim savunduğum fikirlerim hep günceldir… O kadar espri dolusunuz ki, HDPKK ‘yı bile en barışçı parti ilan ederek güldürdünüz beni 🙂 Buna yürekten inanarak mı söylüyorsunuz, yoksa ahbap çavuş ilişkisi içinde olduğunu kimi kimselerin hatırına mı ?
Ha bir de PKK/PYD/YPG için IŞİD’e karşı mücadelesini de pek abartmışsın, çünkü havadan ABD desteği, karadan eski Black Water askerleri YPG ile “Biji OBAMA ” nidaları ile özgürlük savaşı adı altında her zaman olduğu gibi ABD taşeronluğunu abartmak ve övmek güzel bir espri olsa gerek… Ne kadar eskilerde kaldığınızı bir düşünün de, hâlâ oradan oraya savrulmaktan yorulup yorulmadığınızı irdeleyin….
http://odatv.com/odatv-rojavadaki-abd-derin-devletinin-dosyasini-aciyor-1308151200.html
22 Anonim ne oldu sen PKK nın avukatı falan mısın? Ayrıca PKK deyince benim aklıma Kürt gelmez , bir terör örgütü gelir, bir uyuşturucu baronu gelir, bebek katilleri gelir, bölücülük gelir, öğretmen katilleri gelir… Bu taşeron terör örgütünün Kürt’le ne alakası var… Sapla samanı karıştırma…
Evet bence NATO ‘dan çıkılmalı, ben NATO ve ABD hayranı birisi değilim…
Bu ülke Emperyalizme karşı yaptığı bir savaş sonunda kurulmuş Milli bir devlettir.
https://www.facebook.com/notes/seyfi-cengiz/talimat%C4%B1-verenler-se%C3%A7im-mitinglerini-samsun-ve-erzurumdan-ba%C5%9Flatanlard%C4%B1r/1010112455706450
“Osmanlı devletinin bürokratik-despotik merkezî yapısı, feodal eğilimlerle asla bağdaşmayan bir karaktere sahipti. Böyle bir devletin feodal girişimlere izin vermesi demek, kendi sonunu kendi elleriyle hazırlaması demekti.”
http://marksist.net/TRH/Modern7.htm
Bu tarihî olgunun günümüzde devam eden biçimini ifade etmek için bu cümleleri şöyle değiştirelim:
Türkiye devletinin bürokratik-despotik merkezî yapısı, liberal burjuva devlet düzeniyle asla bağdaşmayan bir karaktere sahiptir. Böyle bir devletin buna izin vermesi demek, kendi sonunu kendi elleriyle hazırlaması demektir.
30 murat’a yanıt
Ben de Kürtler ile PKK’yi özdeşleştirmiyorum. Kürt toplumunda PKK dışında çok çeşitli kesimler var. PKK’nin silahlı mücadelesine karşı olan ama bağımsız Kürdistan’dan yana olan çevreler. Madem tek derdin “terör” ve şiddet, buna karşı olan ama devletleşmek isteyen Kürtlere ne diyeceksin?
PKK denince senin aklına bunlar geliyor. Türkiye denince de benim aklıma despot, soykırımcı ve terörist bir devlet geliyor. Bu son katliamı yapan, daha önce Dersim’de, Zilan’da, Koçgiri’de, Van Özalp’te, Güçlükonak’ta Kürtlere katliam yapan, dillerini yasaklayıp varlıklarını inkar eden, Varlık Vergisi ve 6/7 Eylül’le gayrimüslimlere terör estiren, Cumhuriyetin ilk döneminde tek parti, hatta tek kişi diktatörlüğüyle yönetilen, çok partili dönemde her on yılda bir askeri darbe yaparak ülkenin canına okuyan, günümüzde de AKP ve Erdoğan’ın tek parti ve tek kişi yönetimiyle devam eden bir tarih geliyor benim aklıma.
Son cümlene ise sadece gülünür. Türkiye emperyalizme karşı bir savaşla kurulmuşsa (ki yok böyle bir savaş, olan sadece Türk-Rum ve Türk-Ermeni savaşlarıdır, üstelik bu halklar Anadolu’nun yerlileri ve Türklerden çok önce vardı) neden o savaş biter bitmez emperyalistlerle tekrar müttefik oldu?
Doğru ya!
Türkiye cumhuriyeti’nin emperyalist-kapitalist sistemle çatıştığı tek bir günü bile olmamıştır.
bu murat tanıdığımız şu çenesi düşük değil mi?
ona bir soru “senin için devletin kutsallığı ne anlama geliyor ve nedenini nasıl izah ediyorsun?”
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/tsk-raporu-saldirinin-failine-3-ay-once-isaret-etmisti-h77265.html
“PKK’nın Suriye’deki ABD kara gücü PYD’nin Cerablus’u almasından sonra koridor planını hareketlendirmesi üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hükümete raporlarla aktardığı saptamalarda, önümüzdeki dönemde ABD provokasyonlarına dikkat çekilmişti.”
3 gün oldu hala PYD Cerablus’u aldı yazıyor. Haberi giren, editör filan hepsi atlamış. 3 gündür tekzip edilmemiş, bir okuyucu fark edip email atıp düzeltin dememiş. Böyle bir şuursuzluk.
Türkiye cumhuriyeti’nin emperyalist-kapitalist sistemle çatıştığı tek bir günü bile olmamıştır.gün zileli. bu devlet ırak harekatında meçlisin arka bahçesinden ırakta ki çocukları vurmuştur.türkiyenin usa olan borçu bir kalemde silinmiştir.ve yeni son sistem savunma sistemleri alınmıştır.suriye ise iştirak olmuştur. ışıd saflarını vurarak fajhişmezme ortak olmuştur. yeter ki kürt hareketi büyümesin ve alınan insasız hava uçakları sadece fahişze türkiye degil çıkarları olan fransa almanya avusturlya ispanya dahil olmuştur.
Pkk terör örgütünün şimdiye dek yaptığı katliamlar ile Işid terör örgütünün yaptığı katliamlar eşdeğerdir.Terörün her türlüsünü lanetlemek gerekir.Biri diğerinin ikamesi değildir.Tamamlayıcısıdır.Birine halk hareketi ve gayet Türkiyeli bir siyasal tavır alış biçimi dersen öbürüne de birçok kılıf uydurulur. Sizin yaptığınız çifte standart.Ne anarşizm ne de anarko sosyalizm.Hangi ideolojiyi savunduğunuz bile belli değil ki ideolojiler gereklidir ama bilimsel bilginin dışındaki her türlü soyut normlardır.
Gün,
Seni seviyoruz.
En başta; senin içinde fesatlık yok!
İyi ki varsın…
Nazilere karşı silahla direnen partizan da teröristmiydi Vedat? Asıl çifte standart, silahıyla baskı kurana saldırmayla özgürlük isteyeni katletme arasındaki farkı görmemektir.
Olay yalnızca senin sana zulmeden devleti sahiplenmen. Senin devletin sanman. Baskı kuran, insanları evlerine işlerine sınırlara hapseden bir örgütü, o örgütün ezdiği insanın sahiplenmesi kadar muhteşem kandırmaca var mı? Sizi yiyiorlar olm. Haberiniz yok. Bu dümeni farkedenleri de düşman ilan ediyorlar. Siz de devletle kendini bir zannedip ezilenlere saldırıyorsunuz. Enayiler sizi.
Sağol valla. Ne diyeceğimi bilemedim.
Modernlesmenin garantörü ulus-devlettir.Türkiye henüz modernleşmesini tamamlamadı ki anonim efendi. İktisadi ve siyasi bileşenleri dönüştürdü ama henüz toplumsal zemin demokratikleşmedi.Önce buna imkan tanıyın sonra devlet aygıtını ortadan kaldırmayı amaçladığınız non-an archizm(anarşizm) ideolojisini hep beraber savunalım. Çok uluslu kapitalist şirketlerin emperyalist emellerinden biri de devleti ortadan kaldırmak.Çünkü kapitalizm modernleşmenin önünde duran buz dağı gibidir. Çarparsan devletleşirsin. Nitekim PKK yani kürdistan işçi partisi de bir devlet kurmak amacında. Bu silahlı direniş felan değil.Petrol açısından zengin olan ortadoğuda böyle bi devletin kurulması ezilenlerin refah toplumuna erişeceği ya da demokrasi kazanımı elde etmesini sağlayacak dersebnz bu dünyanın en aptalca şeyidir.Bugün ABD ve Rusya’nın akbabalar gibi bölgeye üşüşmesi, PYD-PKK’yı ilerde vesayet altında tutmanın hem amacı hem de aracı olacak.Nerden baksan sonu felaket.
tiipik ulus devletçi, ilerlemeci, dolayısıyla bir ucu faşizme, diğer ucu stalinizme açık görüşler.
33 Anonime yazdıklarının tamamı zırva benim gözümde..
Devrimcilik, sosyalizm eğer inkarı, karalamayı, ve ne olursa olsun “Devlet” düşmanlığı ise, kolayı var birader seni zorla tutan yok.. Sana ya bu deve güdeceksin, ya da güdeceksin diyen de yok. Sırtında yumurta küfesi de yok… Terk edersin beğendiğin, mesela Kuzey Irak’ta bir devletçik var, senin gözünle pek de ” Demokratiktir” 🙂 veya ne bileyim eskiden olsa yani “Sovyetler Birliği ” varken, Moskova’ ya derdim ama şansından artık o da tarih oldu .. 🙂
Çin’ e git desem ne de olsa sosyalist, Komünist bir yönetim var cismen de olsa , e siz oraya da gitmezsiniz sırf Perinçek’ e inat olsun diye 🙂 Artık kendin bulursun diyeceğim ama yok be birader senin hayalindeki komünler ancak ve ancak mars ta var sanırım 🙂
Yani sana bunları yazarken, insanın beğenmediği yeri terk etme özgürlüğü adına olduğu içindir.. Yoksa ” Ya sev, ya terk et” bağlamında değil.. Buna, yani senin seyahat özgürlüğüne bu ülkede kimsenin karşıma hakkı ve haddi değildir…
Ancak 2015 yılında oturup algı yönetimi ile Kurtuluş savaşı dönemini, kuruluş dönemini, sadece devletin karşısında yer almış hainlerin yazdıkları veya anlattıkları ile yargılamak da kimsenin hakkı ve haddi değildir.
http://www.guncelmeydan.com/pano/der-sim-den-tunc-eli-ye-yurttas-haklari-devrimi-ii-t26020.html
Vedat’a ve genelde bütün ulusalcılara sormak lazım: Hem ulus devlet yandaşı olup, hem de ulus devletin başındaki AKP ve Erdoğan’a karşı olmanız çelişki değil midir? Sisteme karşı olmadan o sistemin başındakine karşı çıkmak neyi değiştirir? Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ise iyi, Erdoğan ise kötü mü? Bakınız Erdoğan “size diktatör diyorlar ne dersiniz?” sorusuna M. Kemal’le aynı cevabı vermiş: Diktatör olsam bana bu soru sorulamazdı!
–
Erdoğan’dan Finlandiyalı gazeteciye: Diktatör olsam bu soruyu soramazdınız
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile ortak bir basın açıklaması düzenleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiyalı bir gazetecinin “Ülkenizde sizin diktatör olduğunuz konuşuluyor, siz diktatör müsünüz?” sorusuna, “Diktatör olsam bu soruyu soramazdınız” yanıtını verdi.
Sol’da yer alan habere göre; Finlandiyalı gazeteci, Türkçe olarak “Ülkenizde sizin diktatör olduğunuz konuşuluyor, siz diktatör müsünüz? sorusunu yöneltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruyu şöyle yanıtladı:
“Şunu bir defa samimiyetle görmek lazım, diktatörün olduğu ülkede böyle bir soru soramazdınız. Diktatörün olduğu bir ülkede, o ülkenin başbakanı ya da cumhurbaşkanına ailesi dahil olmak üzere sınırsız hakaretin olduğunu göremezsiniz. Bakınız şu anda ülkemizde demokratik parlamenter sistem içerisinde özgürlüklerin sınırsız yaşandığı ülke Türkiye’dir. AB ülkelerinin birçoğun olmayan bu tür talepleri ve etkinlikleri Türkiye’den daha etkin bir şekilde yapan ülke sayısı nadirattandır, yaraşırız onlarla. Bunu iddiayla söylüyorum. Türkiye’de medya, şahsım ve ailem başta olmak üzere her türlü hakareti sınırsız bir şekilde yapmaktadır. 13-14 yıldır bunları sabırla karşıladık, karşılıyoruz.
Ben halkımın yüzde 52’sinin oyuyla seçildim. Bu oyla seçilmiş bir insanı diktatör olarak ilan edenler kimler. Menfaatleri elden gidenler mi, istedikleri gibi hükümet kurup indirenler m, dışarıdan beslenip içeride hakimiyet kuramayanlar mı? Türkiye nereden nereye geldi, bütün bunların hepsinin ölçüsü bilgi olarak ortada. Ama tüm bunlara rağmen iftiralara devam ediliyorsa benim söyleyecek bir şeyim kalmaz. Bu denli iftiraları yapanlar o rahatlıkla ortalıkta dönüyor, dolaşıyorlar”
http://www.birgun.net/haber-detay/erdogan-dan-finlandiyali-gazeteciye-diktator-olsam-bu-soruyu-soramazdiniz-92185.html
–
1932 yılında toplanan I.Türk Tarih Kongresi’nin sonunda Marmara Köşkünde verilen çayda, öğretmenlerden birinin Atatürk’e “Paşam! Birçok Avrupalı muharrirler yazdıklarında, eserlerinde sizi diktatör diye nitelendiriyorlar. Buna ne buyurursunuz?” sorusuna verdiği cevap: “Ben diktatör değilim ve heveslisi de olmadım. Benim diktatör olmadığıma şuradan karar veriniz, ben diktatör olsaydım siz bana bu soruyu soramazdınız!” (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s.116)
PKK terör örgütünün nihai hedeflerinden biri bölgede kuracağı devlet sayesinde küresel cok uluslu sirketlere ve dolayisiyla ABD,Rusya, AB ülkerine açık pazar imkani saglamasıdir. Petrol kaynaklarindan elde edilen gelirle piyasaci yontemler kullanilarak sicak para akisi ve sermaye birikimi hedeflenecek.Sermaye birikimi denilen sey de esasen emek somurusudur.Simdi savundugunuz ideolojiler kendi icinde celiskili zira sistem elestirisi yaparken bile bu sistemin argumanlarini kullaniyorsunuz. Ben ulusalci veya ulus devletci degilim Teshis koymadan once ozelestiri yapin lutfen.Sixteen toons belgeseli ve germinal filmindeki sizin burjuvaya olan nefretiniz burjuva olma isteginden kaynaklaniyor sahnesi tam size uygun dusen bi portre aslinda.Once kendinizi bi dara çekin sonra kimi düskun ilan edecekseniz edersiniz. Sirf bunu dedim diye kimlik analizi de yapmaya baslarsiniz. Stalinist fasist diktatorlugun yansimasi bugun PKK teror orgutunun eylemlerini isaret etmekte. Dolayisiyla neyi elestirdiginiz veya savundugunuz belli de değil.
yafta yapıştırmayı sevmem ama düşünceleriniz pek sağlıklı değil. Sanki biraz aktrollük var gibi mi…
Gün abi yine yaftalıyorsun ama sağlıklı teşhis koyamıyorsun senin yazılarını takip eden sıradan bir insanım aktrollükle uzaktan yakından hiçbir bağım yok olamaz da…
iyi o zaman. Özür dilerim.
Temelleri; “Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın. Öyleyse ben ondan üstünüm.” diyen İblis’ e kadar uzanan milliyetçilik, belki de tarihin gördüğü en tutarsız ve içi boş ideoloji olmuştur.
İblis kaynaklı bu ideolojinin amentusu ise; Benim milletim yeryüzünün en üstün milletidir (ırkıdır, kavmidir); diğer milletler bana hizmet için vardır ve düşmanlarımdır” olmuştur.
Bu kısa girizgâhtan sonra, milliyetçiliğin ne kadar tutarsız ve içi boş olduğunu şu örnekle açıklamaya çalışalım:
Elimizde Sırp milliyetçiliğinin amentusunun (esaslarının) yer aldığı bir metin olduğunu düşünelim.
Şimdi siz bu metnin içerisindeki Sırp ibaresinin olduğu yerleri silip, yerlerine Türk ibaresini koyduğunuzda, Türk Milliyetçiliğinin amentusunun (esaslarının) yer aldığı bir metin elde etmiş olursunuz.
Hiçbir hokus pokus yapmadan sadece metindeki milliyet adları değiştirilerek, farklı milliyetçiliklere ait metinler elde edebilirsiniz.
Fakat, amentu metinlerindeki bu kadar örtüşmeye ve benzerliğe rağmen, iki farklı milliyetçilik mensubunu bir araya getirmeye çalıştığımızda, aynı evde yaşamaya davet ettiğimizde bu çabanın ne kadar boş olduğunu göreceksiniz.
Bir Sırp milliyetçisiyle bir Türk milliyetçisi; bir Rus milliyetçisiyle bir Amerikan milliyetçisi aynı evde ne kadar süreyle yaşayabilir ya da yaşayabilir mi, takdirini siz değerli okurlarımıza bırakıyorum.
Ancak bu durum, diğer ideolojiler için geçerli değildir.
Örneğin Sırp ve Türk koministlerden, kapitalistlerden, liberallerden vs. oluşan bir grup bir arada pekala yaşayabilir.
Amerikalı bir kapitalistle, Rus bir kapitalist Kremlin Sarayı’ nın arka bahçesinde kol kola dolaşabilir.
***
http://www.habername.com/yazi-kenan-ozmen-milliyetciligin-turkiye-versiyonunun-anatomisi-3655.htm
http://marksist.net/selim-fuat/ankara-katliaminin-ardindan-akpnin-manipulasyonlari.htm