“Wikileaks belgelerinde, ‘gölge CIA’ olarak bilinen, Stratfor’da ‘TR 705’ kodu ile kayda giren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu TBMM’de yaptığı konuşmada, AKP, cemaat ve BDP ile birlikte kendi partisinden milletvekili olan Birgül Ayman Güler’e karşı linç kampanyasına katıldı… Yaptığı konuşmada isim vermeden Güler’in, ‘…Türk ulusu ile Kürt milliyetini eş değer olarak göremezsiniz’ sözlerinin partisinin görüşü olmadığını bildirdi.
“ ‘TBMM görüşmelerinde sarf edilen sözler kabul edilebilir değildir’ ifadelerini kullanan Tanrıkulu’nun konuşması CHP Grubunda tepkiyle karşılanırken, birçok milletvekili grup yönetimine tepkilerini iletti.” (Aydınlık, 26 Ocak 2013)
“Savcılar, Türk milletinin üstün bir millet olduğunu ileri sürüyorlar. Başka milletleri ve Kürt milletini hor görüyorlar. Faşistlerin uydurduğu bütün ırkçı teoriler, Kürt milleti üzerindeki zulmü ve sömürüyü haklı göstermek amacına hizmet ediyor. Onlar, iki kardeş halkı birbirine düşman ederek faşist diktatörlüklerini ayakta tutmaya çalışıyorlar… Biz, Türk milletinin Kürt milletinden ‘üstün’ olduğu yolundaki görüşleri kesinlikle reddederiz. ‘Üstün ırk’, ‘üstün millet’ teorileri, Hitler Nazileri ve Mussolini faşistleri tarafından başka milletleri ezmek amacıyla uydurulmuş teorilerdir.” (TİİKP Savunması, Aydınlık Yayınları, Eylül 1974)
Gün Zileli
(141 imzalı TİİKP Savunması’nda, Doğu Perinçek’ten sonraki ikinci imzanın sahibi)
26 Ocak 2013
http://www.gomemis.com/portal/haberdetay.asp?ID=6
🙂
İşçi partisi ve öncelleri TİİKP, Sosyalist Parti bir siyasi ve ideolojik akım olarak Türkiye Devrimci Hareketin de Oportünist ‘çizginin’ başat tüm niteliklerine haiz bir hareket ve akımdır. ukkth ilkesel olarak savunmuş bir partiden ziyade pragmatik ve taktik amaçları doğrultusunda kendi oportünist çizgisinin güncel çıkarları için kullanmıştır…
Talep üzerine kaldırılmıştır.
Kaldırılmıştır.
Gün Zileli Üretilen deformasyonu teşhir ettin senden ricam bu tip minvalde yorum adı altında hakaretleri engellenmen müdahale etmendir sana olduğu gibi siteyi takip edenlerede saygısızlık..
chp gurubunun tanrukulu ve istifa eden görece özgürlükçü kanadından ulusalcı,ırkçı,devletçi,şöven milliyetçi kanadının daha fazla olduğunu hatta aydınlık çizgisine yakın olduğunu söylemek istiyor galiba aydınlık gazetesi.birleşin olsun bitsin hiç olmasa azda olsa chp den umudu olan toplumsal muhalefet dinamikleride saflarını belirleme ihtiyaci hissedip özgürlükçü demokratik toplumsal muhalefet alternatifi yaratma siyasetinin önündeki chp engelide kalkmış olup herkez rahatlasın.asıl benim dikkatimi çeken nokta bu satırların yazarı 1 yıl önce yorumunda yerel seçim öncesi chp nin patlayacağını 2015 genel seçim önceside akp patlayacağını yazıp ana muhalefet ve toplumsal muhalefetin partisi HDP olacağını yazmıştı.chp nin hali aydınlıkın hali ortada iken aslında tükenenleri gündeme alan zileliye şaşıyorum.hala bunlardan bahsederek ya asıl alternatifi görmemeye ve göstermemeye çalışılıyor yada hala bunlardan umudunmu var?asıl sorular hep cevapsız kaldı özellikle özgürlükçünün soruları zilelinin amacı ne ?
Ozgurlukcu, paragraf kullan.
kusura bakma yusuf cemal ana dilimiz lazca olunca dil bilgisinden çakıyoruz.yinede ne demek istediğimiz anlaşılıp görmemeye çalışılması enteresan.bir türlü cevabını aradığımız sorulara cevap bulamayınca işimize bakıp pratik hayatta hiç bitmeyen toplumsal muhalefetin asıl dinamikleri ile işimize bakıyoruz.bir türlü zileliye anlatamadık ama önemli değil yaşanan hayatın pratiği gözüne sokacak seviyede söylemek istediklerimizi zileliye gösterdikçe benim yapamadıklarımı hayat öğretiyor düşüncesiyle mutlu olmaya çalışıyorum
Yok o degil. Senin yazilarini okumaya calisiyorum. Ama noktalardan sonra bosluk birakmaman, uzun cumle kurman ve paragraf kullanmaman sebebiyle cok zorlaniyorum. Ne dedigini bir iki cumle sonra kaciriyorum. Bu her dilde vardir bir de. Turkceye ozgu degil ki. Dis kapinin mandalindan bir oneri telakki et…
yorumları kaldırma Gün,bırak kim ne istiyosa söylesin.söylesin ki iktidar karşıtları da kendi küçük iktidarlarının yıkılmaması için sözcüklerden korkmasın.sen yapma bunu bırak en berbat laflar bile edilsin..
Fikir ozgurlugunu engellemek polisin, ajan perinceklerin ve ulusal enistelerin isidir, yakisti.
Bu konuda iki farklı tutum var. Bu daha önce de bu sitede tartışıldı. Bir tutum, bırak istediğini yazsın, buradaki insanların bilincine güven diyor. Diğer tutum ise şu aşağıya alacağım yorum gibi söylüyor:
“Gün Zileli Üretilen deformasyonu teşhir ettin senden ricam bu tip minvalde yorum adı altında hakaretleri engellenmen müdahale etmendir sana olduğu gibi siteyi takip edenlerede saygısızlık..”
Bu durumda ne yapalım. Ben şahsen polisin zırvalamalarından rahatsız olmam. “Küçük iktidarımı” korumak diye bir derdim de yok. Ancak yukarıdaki yorumda görüleceği gibi, bu tür yorumları kaldırmamanın siteyi takip edenlere saygısızlık olacağını söyleyen arkadaşlar da var. Ben yine küçük bir anketi gerekli görüyorum. Polis ve polis türü, fikri düzeyi düşüren yorumlar kaldırılsın mı, ibretlik olarak tutulsun mu?
ip yani kayinbiraderin partisi mecliste grup kuruyor, normaldir, mhp bile solcular kadar insanlik dusmani ve kana susamis degil. IP turk fasizminin kemalist militarizmin halk, insanlik ve islam dusmani cuntanin vurucu gucu haline geldi, zaten turkiye de solculuk iste tam da bu, hepiniz busunuz ozunde, geri kalani demagiji.
Bence bu yorumlar ibretlik olarak tutulsun.
Fasizm icin futursuz sokak birlikleri gereklidir polis. Siz o teroru yaratmak icin yetersiz kalirsiniz. Bir gaz bombasiyla, adam oldurup ben yapmadim, Festus silahimi caldi deyip hakim karsisinda ezilip buzulmekle olmaz o is. Oyle olabilmek icin Marastaki gibi bebekleri bacaklarindan ikiye ayiracak kadar akil hastasi olmak gerek. IPsi CHPsi o isi yapamaz. Yillarin toplumsal pislik birikimi, akil hastasi koleksiyonu lazim o is icin. Anlasilan, her gordugu irkciyi, ulusalciyi fasist zannetme hastaligi solculardan sana da bulasmis. Uzun sure bu tur sitelerde takilirsan olacagi buydu iste. Adamlar ruhunu calmis kamil, haberin yok.
içinde karşıtı olduğumuz “fikirler ” varsa polisten de gelse engellememeliyiz, eğer gerçekten anarşist olmak istiyorsak, anti tezlerle hesaplaşmadan nasıl olacak? i
içinde fikir de olan yazılar, kısaltılarak ya da parantezlenerek vb. yöntemlerle sitede kalmalı derim. önerim bu.
Ip sinden polismi değilmi anlayın sonrada bloklayın keratayı.
Üretilen deformasyonun bir parçası olmak istemiyorsak bir müddet teşhir edip kaldırmak daha doğru bir tutum olur diye düşünüyorum. Eğer hakaret varsa hemen kaldırılması daha doğru. Eğer hakaret ve deformasyon olmasaydı biz şimdi TİİKP’İ ve savunma belgesini tartışıyor olacaktık. Gün Zileliyi sadece anarşistler takip etmiyor. Genç bir marksist leninist olarak ben de takip ediyorum daha başka görüşlerden takip edenlerin olduğunu da biliyorum. Gün Zileli Türkiye Solunda yaşanan siyasi ayrışma ve tartışmaları günümüze taşyan aktaran bir kişi olması nedeniyle önemsiyorum (tabi bu bilgileri kendi siyasi tedrisatımızdan geçirdikten sonra) .
bırak kalsın o yorumlar.ifadeye düşünceye “aşşağılık” da olsa ket vurma..
Bence kalmasin. Her seferinde ayni muhabbetleri duymak can sikici. Yeni bir sey yok. Hep ayni, hep ayni. Dusunce degil ki bu. Cocukca giciklik gibi bir sey.
Boyle, Polis Akademisi Sol Terorizme Giris derslerinden atletizm hocasi torpiliyle gecmis ayarinda kalacaksa ne kendisine yarar ne bize yarar. :p
Ama bir kez sansur baslayinca surer gider, digerlerine de sira gelir diyorsaniz, ben Gun Zileli’ye guveniyorum derim. Bizi de sansurlerse yapacak bir seyimiz yok. 🙂
Sil gitsin,
Nasil tecavuz etme ozgurlugu diye bir sey olamazsa baskasina hakaret etme ozgurlugu de olamaz. Ozgurluk her zaman baskasinin ozgurlugudur (demisti Rosa). Eger baskasini fikirlerini dinlemeye bile tenezzul edemeyen, onlari bastirmaya calisan varsa bu hareketini “ozgurce ifade etmesini” engellemek, “otoriterlik” degil. Anlamak istememek, yadsimak istemek bir ozgurluk turu degil.
ben aslında taban tabana zıt olan bu değişimin nedenini merak ediyorum.
bunu açıklarsanız bu durumu daha iyi algalamış olacağım.
çünkü siz o partide yıllaca bulundunuz dolayısıyla onun bu savruluşunun sebeplerini
daha iyi anlatabilirsiniz diye düşünüyorum.
yanılıyor muyum yoksa.
Bencede polis ve yorumları bu siteye yakışmıyor.
Bunu anlatmak çok uzun sürer. Uzun açıklamalar, Yarılma, Havariler ve Sapak (iletişim yayınları) adlı otobiyografik kitaplarımda bulunuyor. ama kısaca açıklayacak olursam, bunun temel sebebi iktidar için reelpolitika uygulamasıdır.
Bu durumda, ağır basan eğilimin bu tür yorumlara izin verilmemesi olduğu anlaşılıyor. Bu yönde hareket edeceğim. Ancak, hemen kaldırmak yerine, bir süre ibret için tutacağım, herkes görsün diye. Böylece kalsın diyen arkadaşların eğilimine de bir ölçüde yer verilmiş olur.
kitaplarınıza bakıcam ama açıklamanızı pek tatmin edici bulmadım.çünkü diğer maoist yapıların da iktidar perspektifleri var fakat hiçbirinde böyle ırkçı sapmalar olmadı.
Onlarda da iktidar saplantısı vardı ama onlar reelpolitik değillerdi. Aydınlık hareketinin lider kadrosu ise son derece pragmatikti. İktidar için esen rüzgara göre davranmayı Marksizmin özü olarak görüyordu. Güçlü Stalinist eğilimleri vardı ve Stalin’i taklit ederlerdi. Diğer Maoist gruplar, dogmatikçe de olsa ilkelerinde ısrar ettiler
Odak noktasini dunyadaki Maoist hareketlere kaydirirsak, Aydinlik hareketinden cok daha korkunc yabanci dusmani “maoizmler” bulabiliriz. Mesela Kizil Kmerler, savunduklari bir tur Maoizm sonucta, kendi insanlarina degil, Cin ve Vietnam kokenlilere karsi da agir baski uyguladi. Entellektuellik dusmanliklari IPnin soylemlerine ve soylemediklerine gercekten benziyor. Yani IP o kadar da ayriksi degil.
Ama bu Maoizmden kaynaklanmiyor, maoizmin de paylastigi makro iktidarin ayirt edici ozelliklerinin olmadigi inancindan kaynaklaniyor. Yani iktidarin her turunde, iktidara siz gececeginiz icin ve siz de dogru insanlar, sosyalist insanlar, mukemmel insanlar oldugunuz icin neyin iktidarina ve nasil geldiginiz onemli degil. Onu belirleyen, iktidarin sahiplerinin politik bilincleri. Tabi amac iktidar olunca reel politik de, ihbarcilik da halkin o andaki dusunus seklini gerici de olsa kitabina uydurup savunma da vs. son derece elverisli bir araclar oluyor. Iktidara gelelim de nasil gelirsek gelelim mantigi.
Tabi bu dusunus sekli sapina kadar burjuva. Bir sirketin basina gecip onu sahlandirmayi hayal eden Steve Jobs ozentileri de cok benzer fikirlerle ise koyuluyorlar. Tabi amac sirketin basina gecmek olunca piyasanin kurallarina gore oynama, ayak oyunlari, dusmanin ayagini kaydirma, hisse sahiplerinin sacma da olsa fikirlerine sahip cikma vs. son derece elverisli araclar oluyor. Sirketin basina gecelim de nasilgecersek gecelim mantigi.
pragmatik ve reelpolitik olmayan bir politik hareket gösterin bana¿neden bu faşist kaymanın kemalizmden dolayı olduğunu görmek istemiyorsunuz¿ve neden kemalizmin türküye , mezopotamya ve kürdüstan halklarına kan kusturan ırkçı ideolojisine bağlamaktan bu denli kaçınızsınız bu meseleyi¿
aydınlık hareketi maoist ideolojiden vazgeçtiğini ilan ettikten sonra kemalizmin tekçi dünya görişüne daha bir sıkı sarılmadı mı¿
kaldı ki faşistlerle ortak eylemlerde ve platformlarda bu denli futursuzca biraraya gelmesinin itici söylemlerinden biri olan ,Söz konusu vatan ise,gerisi teferruattır ,tarzı kemalist lakırtıda bile aydınlığın ideolojik perspektifinin ne olduğu çok açık anlaşılıyorken hala meseleyi başka olgularla ilişkilendirmeniz hiç anlaşılır gelmiyor bana.
bu söylediklerinizden pek farklı düşünmüyorum. Ama şuna dikkat edin: İP, esastan kemalist değildir. Pragmatik amaçlarla kemalizmi kullanmaktadır. Esasen Stalinist reelpolitika yapmaktadır. Gerçekten Kemalist olan sadece Cumhuriyet gazetesi çevresidirb
Aydınlık çevresinin değişmeyen bir ideolojisi varsa, o da Makyavelizmdir.
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=4460
Polis ve polis türü, fikri düzeyi düşüren yorumlar kaldırılsın…
doğrudur ip meta-aşırı pragmatist bir ırkçı kafaya sahiptir.
fakat biçimde kemalist ama özde stalinist olduğu anlamına gelen görüşünüzü doğru bulmuyorum ve duygusal olarak değerlendiriyorum.
bir de bu söyleminizden kemalizmin masum bir ideoloji olduğunu ima etmeye çalışmışsınız sanki,yanılıyor olabilir miyim bu konuda.
gerçek kemalizmi cumhuriyet gazetesi ya da çevresi temsil ediyorsa vay halimize derim.
çünkü hemen aklıma toktamış ateşin geçen sene pkkli gerillaların millet vekilleriyle karşılaşmaları üzerine gene ipin üslubunu aratmayan tarzda yazmış olduğu ırkçı yazısı geldi.
kendini bir kemalist olarak görüp tanıtan biriydi ateş bey…
Benim Kemalizm konusundaki eleştirel tutumum bellidir. Bu sitede de bu konuda en az elli yazı bulabilirsiniz. ayrıca bugün pek yaygın olarak kullanılan “ulusalcılık” sözcüğünü ilk kullananlardan biri olarak bu adla yazdığım kitapta kemalizm konusundaki tavrım çok açıktır. Kısacası, kemalizme karşı herhangi bir hayırhah tavrım yok (en azından son yirmi yıldır). Ancak İP’in nasyonal sosyalist yönelimi dikkat çektiğinden onun geri planındaki Stalinizm gözden kaçıyor. Hatta bir arkadaşım, ben İP’in Stalinist olduğunu söylediğimde, “yok canım, artık onlarda Stalinizm mi kalmıştır” demişti. Ben de “aç İP’in sitesini oradaki yazıları oku, DP’nin yazılarını oku, fazla sözünü etmemeye çalışmakla birlikte, orada alttan alta Stalin’i nasıl savunduklarını göreceksin” demiştim. Arkadaşın incelemesi beni doğruladı. Aynı şeyi size de tavsiye ederim.
Kemalistlerin şovenist tutumu zaten bilinmektedir. Bugün CHP’de kopan gürültü de bunu ortaya koymaktadır. Cumhuriyet de tutumuyla ortadadır zaten, özellikle Kürt meselesinde. Toktamış Ateş kemalistti ama son yıllarda Fetullahçı kesime kaymıştı diye biliyorum.
toktamış ateş, fethullah’ın “bugün gazetesi”nde yazıyordu.
Perinçek’in bürokrasiye bakışı:
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dou-perincek/10425-dou-perncek-brechtteki-mao.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dou-perincek/12228-dogu-perincek-nazim-hikmetin-buyuk-vicdani.html
Bunlar, DP’nin “bürokrasiyi” Kruşçev’e bağlayıp Stalin’in üzerinden “ustaca” ve sezdirmeden atlamaya çalışan makaleleridir.
Perinçek gericilikle savaşıyor.
Zileli ve benzerleri AKP-nin kanatları altında ya da eskilerin deyimiyle AKP icazetiyle anarşizmcilik yapıyor.
Zileli,devrimciliği bırakmış,kıyısına çekilmiş,yaratıcılık kalmamış vb vb
Zileli-nin vicdanı rahat değil.
iyi de nasıl oluyorda stalin döneminde sovyetlerdeki kürtler kendilerini özgürce ifade ederken kemalist tcde yok sayılyor ve soykırımdan geçiriliyorlardı¿dersim,koçgiri vb.lerindeki soykırımcı zihniyeti stalin sovyetlerindeki kürtler tanımadılar bile.
öyleki sovyetler sonrası ermenistandaki kürtlere bir takım baskılar yapılıca orayı terk edip eski sovyet bölgelerine gitmişlerdir.
genellemelerinizden o zaman
kürtler ve diğer ulusların kemalist rejim tarafından kültürel soykırıma uğratılmaları da istenirse pek tabii tc.nin stalinist gizli bir örgüt olduna bağlanabilir.
zorlansa bu da söylenebilir.neden söylenmesin ki¿
zaten bu topraklarda böyle kolaycı ve kestirmeci yaklaşımlar kültürel kodlarımıza da yedirilmiş sonuç itibariyle.
özcesi bir de burdan bakın derim.
Stalin doneminde yalnizca surulmus degil, ortadan kaybolmus halklar var. Volga Almanlari var mesela. Simdi adamlardan eser yok. Nazi destekciligi suphesiyle ortadan kaldirilmislar. Ayni Ermenilerin Rus destekciligi suphesiyle ortadan kaldirilmalari gibi. Kurtlerin SSCB altindayken ulusal baski gormemeleri -oralarin tarihini bilmiyorum, belki de gormuslerdir- konjonkturel sebeplerdendir olsa olsa. Cunku SSCB altindaki uluslarin alayi Rus sovenizminden cektiler. Su anda bu kadar milliyetci olmalari da bu yuzden. SSCBnin “milli” marsindaki tek satir bile bunu gostermeye yeter: Buyuk Rusya sizi topladi…
Unbreakable Union of freeborn Republics, Great Russia has welded forever to stand. Created in struggle by will of the people, United and mighty, our Soviet land!
Eylem arkadaşım, sanırım Sovyetler Birliği’ni iyi bilmiyorsunuz. Sovyetler Birliği’ndeki bütün halklar Stalin döneminde baskıya uğramıştır. Yusuf arkadaşın belirttiği Volga Almanları’nın yanısıra Kırım Tatarları da topluca tehcire tabi tutulmuşlardır. Bütün milliyetlerin aydınları çeşitli ülkelerin casusu olmakla suçlanıp tutuklanmışlardır. Kürtler için ise söylenecek şu: Size, gerek Şeyh Sait isyanı, gerekse Dersim katliamı sırasında, Komintern’in kemalistlere kayıtsız şartsız destek veren açıklamalarını okumanızı salık verebilirim. O dönem eğer Kürtler, Türkiye’de ileri sürdükleri ulusal taleplerin binde biri kadar bir talep ileri sürmüş olsalardı siz o zaman görürdünüz neler olacağını.
Devlet, sol ve CHP
Roni Margulies / Taraf
Partim ve ben on beş yıldır ustura gibi keskin bir tartışma ve ayrışmanın hep aynı tarafında kalıyoruz.
Aynı tartışma ve ayrışmayı toplumun bütünü yaşıyor. Herkes taraf oluyor. Ve hiç değişmiyor. Bir konuda o tarafta, bir konuda bu tarafta kalan yok.
Çünkü tek tek somut konular farklı görünse de, gerçekte tek bir süreç yaşanıyor ve gündeme gelen her somut konu aynı sürecin bir yansıması.
Saflaşma konuları
Aşağı yukarı kronolojik sırayla, ama kapsamlı olmaktan çok uzak bir liste yazmayı denersem, tek tek somut konular şöyle şeyler:
Bir komutan Sincan sokaklarında tanklara gövde gösterisi yaptırtabilir mi?
Genelkurmay hükümete muhtıra verip “Şunu şunu yapacaksınız” diyebilir mi?
Orgeneraller eğitim politikaları hakkında görüş bildirmeli midir?
Genelkurmay’a bağlı özel birimler insan öldürebilir mi, sakallı hacı ve hocalara komplo kurabilir mi, askerde kimin namaz kılıp kimin kılmadığını ve kimin eşinin başörtülü olduğunu belgeleyebilir mi?
Özden Örnek’in günceleri gerçek midir, sahte mi?
Ergenekon diye bir şey var mıdır, yoksa bunu AK Parti mi uydurmuştur?
Darbe planları yapılmış mıdır, yoksa bunu vatan hainleri mi uydurmuştur?
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilme hakkı var mıdır? Hayrünnisa Gül başörtüsüyle Çankaya’da oturabilir mi, oturamaz mı?
Cumhuriyet mitingleri vatan evlatlarının özgürlük çığlığı mı, darbenin toplumsal tabanını yaratmayı amaçlayan milliyetçi hezeyanlar mı?
Zırt pırt her yerde İstiklal Marşı söylenmesi saçma mıdır, değil midir? 19 Mayıs törenleri okullarda öğrencilere işkence etmek için kullanılmaya devam edilmeli midir, edilmemeli midir?
Islak imza hakiki midir, sahte mi?
LAW silahı boru mudur, silah mı?
Askerler sivil mahkemelerde yargılanabilmeli midir?
Orhan Pamuk önemli bir romancı mıdır, vatan haini mi?
Anayasa değişikliği referandumunda, tüm eksikliğine ve güdüklüğüne rağmen yine de değişimden yana oy kullanılmalı mıdır?
Dink, Santoro, Zirve Yayınevi cinayetleri devlet eliyle yaptırılmış örgütlü işler midir, basit ve münferit suçlar mı?
Devletin el koymuş olduğu azınlık vakıflarının mülkleri iade edilmeli midir, edilmemeli midir?
Cemevleri ibadethane midir, değil midir?
Anadilde savunma yapılabilmeli midir, eğitim görülebilmeli midir, memlekette rahat rahat Kürt olunabilmeli midir?
Abdullah Öcalan’la görüşülmeli midir, barış için gerekli her şey yapılmalı mıdır?
Silivri’de yatan generaller Türkiye’yi emperyalizm karşısında zayıf düşürmek için mi hapse atılmıştır, millî kahraman mıdırlar, yoksa beceriksiz darbeci midirler?
Türk olmak mutluluk için yeterli bir neden midir?
Türkiye Türklerin midir, hepimizin mi?
Bu soruları soranlar emperyalizme, AK Parti’ye, Gülen Cemaati’ne mi hizmet etmektedir, başka bir şeye mi?
Vs, vs, vs.
İstediğiniz kadar uzatabilirsiniz bu listeyi. Hiç fark etmez. Saflar aynı kalır.
Devleti savunan “sol”
Bir yanda askerî yönetimi yanlış bulan, demokrasiyi tercih eden, devleti değil genel anlamda bireyin özgürlüğünü doğru bulan, Türk’e değil yine genel anlamda insana önem veren, Türklüğü sevse de diğerlerine eziyet edilmesini istemeyenler.
Öbür yanda, mevcut devleti ve mevcut kurumlarını haklı bulan, on beş yıllık süreç içinde bu “haklı bulma” tavrını içgüdüsel hâle getirmiş, Mustafa Kemalli Türk bayrağını bu içgüdünün simgesi olarak balkonuna asan, AK Parti’yi devirmek uğruna demokrasi, adalet, eşitlik kaygısından artık vazgeçmiş olanlar.
Bunlar, her türlü değişime karşı çıkar ve her durumda devletin resmî ideolojisini savunurken, bunu “solculuk”, “ilericilik”, “aydınlanma” adına yaptığını zanneden bir meczuplar sürüsü. En sağcı CHP’liden en keskin TKP’liye kadar uzanan, devlet güçleriyle bazen bilerek bazen farkında bile olmadan işbirliği yaparak devleti her ne pahasına olursa olsun savunan bir sürü.
Bu saflaşmada CHP’nin yeri ilk günden beri belli.
Birgül Ayman Güler, Türkler ve Kürtler hakkında söylediklerinin kendi kişisel görüşleri olmadığını, CHP programında bulunduğunu söyledi.
Muharrem İnce, “CHP’de ulusalcı denilen bir grup yoktur, çünkü CHP zaten ulusalcı bir partidir” dedi.
İkisi de haklı.
Dünyanın tüm normal memleketlerinde bunlara “muhafazakâr”, “milliyetçi” veya “gerici” denir.
“Solcu” zannedilmeleri bize özgü bir komiklik.
http://www.ilkehaber.com/yazi/devlet,-sol-ve-chp–6657.htm
Eylem Anafora doğru ve anaforun içindeyi okumanı tavsiye ederim Stalin döneminde yaşananları samimi bir şekilde ortaya koyuyor. Farklı bir stalin dönemi anlatımı bulacaksın
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/%E2%80%9Cirkcilik%E2%80%9D-ve-%E2%80%9Csolculuk%E2%80%9D-makale,928.html
Gün abi, keşke “Stalinizm” gibi, “Maoizm” diye bir çalışma da yapsan. Bu konuda derli toplu ve eleştirel bir çalışma Türkçe’de yer almıyor bildiğim kadarıyla. Eski Sovyetik çizgideki bazı yayınevlerinde benzer bir şeyler çıkmıştı ama doğru dürüst bir kitap yok.
Bu sitedeki şu yazıyı oku Güçlü
http://www.gunzileli.com/2010/07/21/asagidan-calisan-giyotin/
Tamam abi, teşekkür ederim.
http://marenostrum.blogsome.com/2013/02/13/p136/
http://mehmetaliguller.com/2013/02/25/berfo-ana-asil-bizim-anamiz/
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5038
http://www.marksisttutum.org/kemalizmin_sizofrenik_milliyetciligi.htm
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5099
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5104
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5107
İşçi Partisi’nden Sosyalist Sol ve Kürt Soluna tarihi çağrı:
GENEL BAŞKANVEKİLİ ÖZBEY’İN BASIN TOPLANTISI BUGÜN!
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün (26 Mart 2013) Ankara’da düzenlenecek basın toplantısında, ABD ve İsrail planları kapsamında AKP – PKK koalisyonu tarafından yürütülen açılım süreci hakkında Sosyalist Sol’a ve Kürt Soluna çağrıda bulunacaktır.
Tarih : 26 Mart 2013, Salı
Saat : 12.30
Yer : İşçi Partisi Genel Merkezi (Toros Sokak No. 9 Sıhhiye-Ankara)
26 Mart 2013
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey:
ABD VE İSRAİL PLANLARINA ALET OLMAYIN!
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, ABD ve İsrail planları kapsamında AKP – PKK koalisyonu tarafından yürütülen açılım süreci hakkında Sosyalist Sola ve Kürt Soluna çağrıda bulundu. Özbey’in açıklaması şöyle;
90 YILLIK KARŞI DEVRİM VE İNTİKAM PROGRAMI
Önünüze daha açık konabilir miydi?
Hepsi Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’da okunan mektubunda mevcuttur.
Mektup, Hakan Fidan’ın Apo’ya yazdığı programdır.
Öcalan, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun söylediklerini tekrar etmiş, toplumun önüne başka da bir şey koymamıştır.
Bu program, Tayyip Erdoğanların 90 yıllık karşı devrim ve intikam programıdır.
HEDEF: YOBAZ DİKTASI
Öcalan’ın mektubu baştan sona “tarikat ve mezhep” vurgusuyla dolu.
Öcalan, Kürdümüze yurttaşlık değil, mezhep ve tarikat mensupluğu vaat ediyor.
Öcalan’ın mektubunda birleştiririr denen sadece iki unsur vardır: İslam ve Osmanlıcılık!
“İslamda birleşme” ve “tarikatlara özgürlük” maskesiyle yobaz diktası hedeflenmektedir.
Öcalan, mektubu okunduktan 2 gün sonra Fethullah Gülen’e selam gönderip, Saidi Nursi’ye saygı duruşuna geçti. Şeyh Said’e bağlılıktan Saidi Nursi’ye biata terfii etti.
AKP Hükümeti, Öcalan’ın mektubunu sevinçle karşıladı!
İSRAİL UNSURU
Diyarbakır gösterisinin ertesi günü, Obama ikinci bombasını patlattı: İsrail, sözde özür diledi.
Evet, TÜSİAD medyasına bakılırsa durum böyle.
Peki gerçek?
Aklı olan herkes görüyor ki, aslında İsrail, Ortadoğu çapında yürütülen operasyonun en önemli ortağıdır ve artık gizlice değil, doğrudan doğruya tertiplerin içindedir.
Nitekim özürden bir gün sonra Suriye’yi bombalamıştır.
ŞER İTTİFAKI
Oluşan koalisyonu görmemek mümkün mü?
En başta Obama vardır.
Hemen altında Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Fethullah Gülen ve Barzani bulunuyor.
Netanyahu yerini gecikmeden almıştır.
Hepsi adına da Öcalan konuşmaktadır.
TÜSİAD’I UNUTMAYIN
Bu fotoğrafın eksiği Türkiye’nin en büyük holdingleridir.
TÜSİAD, Apo’ya “Misakı Milli” diye söyletilen projeyle iştahlandırılmıştır.
İşin aslı Musul-Kerkük petrolünden pay kapma hayalidir.
UYARIYORUZ!
Sosyalist olduklarını söyleyen solcularımızı ve solcuyum diyen Kürtlerimizi uyarıyoruz:
Barış çığlıklarının arkasındaki kanlı macerayı görün!
ABD artık kendi askerininkini değil, Türkün ve Kürdün kanını dökecek bir projeyi hızla hayata geçiriyor.
Türkü ve Kürdü, Arabın ve Farsın üzerine sürüyor.
Ortadoğu’yu kana bulamak için asker arıyor.
İkinci İsrail için Akdeniz’e koridor açmak istiyor.
“Halkların kardeşliği” değil, “birbirini boğazlaması” projesi yürürlüktedir.
Barış değil, kanlı iç ve dış savaşlar gündemdedir.
ABD’nin kendi askeriyle yapamadığını, piyonlarıyla yapmasının imkansızlığını görmüyor musunuz?
SINIF TAVRI
İşçi sınıfımızdan öğrenmeye çağırıyoruz.
Lüleburgaz’daki “Taşerona son” mitinginde en önde taşınan ay-yıldızlı sancağa bakın.
“Sendikal Güç Birliği”nin düzenlediği mitingin, neden alışılmışın dışında İstiklal Marşı ve şehitlere saygı duruşuyla başlatıldığını anlayın.
Topkapı Şişe Cam işçilerinin fabrikaya gelen 2 bin polise karşı, neden ellerinde Atatürk resmiyle çatıya çıkarak direndiğini, Yatağan’dan, BMC’ye direnen işçilerin neden “Mustafa Kemal’in akerleriyiz” sloganı attıklarını düşünün.
Zonguldak’taki “Taşerona Son” mitinginde kürsüde yapılan konuşmada Türk Ordusu’na sahip çıkıldığını görün.
Sınıf neden böyle davranıyor?
Çünkü üstümüze gelen belayı erkenden kavramış ve derhal doğru mevziye girmiştir.
“Yeni anayasa”nın, daha çok taşeron, sendikasızlık, kıdem tazminatını kaybetmek olduğunu görmüştür.
DÜŞMANIN PROGRAMI
Bu program, ABD emperyalizminin, İsrail’in programıdır.
Bu programın taşeronu Tayyip-Apo ittifakıdır.
Bu program, ancak ağırlaştırılmış Gladyo rejimiyle, faşizmle uygulanabilir!
Bu program;
– Bağımsızlığa, çağdaş topluma, demokrasiye, özgürlüklere düşman,
– Aleviye, Sünniye ve Gayri Müslimlere, bölge halklarına, barışa düşman,
– Gence, kadına, yoksula, emekçiye, devrimciye, solcuya, demokrata düşman,
– Mehmetçiğe de Memo’ya da, Türk’e de, Kürt’e de ez cümle Türkiye’ye düşman!
KARAR ZAMANI
Karar verin!
İşçi sınıfının mı, TÜSİAD’ın mı yanındasınız?
Hatay halkının mı, ABD, İsrail ve El Kaide’nin mi yanındasınız?
Vatan ve emek cephesinde misiniz, ABD’nin hempalarıyla mı birlikte olacaksınız?
Devrimin mi, Mafya Tarikat Gladyo rejiminin mi cephesindesiniz?
Halk iktidarı mı, BOP Eşbaşkanlığı mı?
Şimdi karar zamanıdır!
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/sol-ne-zamana-kadar-oluyu-tekmeleyecek-h10173.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/hueseyn-haydar/19661-kirk-dorduncu-tablet-ahmed.html
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/guneydoguda-nevroz-gosterilerinin-olaysiz-gecmesinin-formulu-h2165.html
http://www.youtube.com/watch?v=1zFnvyOTLbY
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5272
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=5283
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/25461-musa-anter-ve-kurt-milliyetciligi.html
60 nolu anonimin linki komik.ip kimki ona yaklasan ilerici uzaklasan gerici oluyor?onlarin dedigi sekilde cozulurse ilerici cozulmezse gerici.kuyunun dibindeki kurbaga gokyuzu kuyunun agzi kadar sanarmis.musa anter kurdcu olmusda ondan vurulmus.ondan once bunlarlayken iyiymis.yasiyomus.bunu diyor deyyus.katilleri akliyor.neyin kafasi bu?koko cekseler boyle dunyanin merkezi biziz diyemezler.ne iciriyorsa perincek bizde isteriz.Allah muhafaza kesi olmayakda.
http://www.kaynakyayinlari.com/urun/turkiye-solu-ve-pkk_697.aspx?CatId=140
http://www.ulusalkanal.com.tr/kultur-sanat/dogu-perincekten-cok-konusulacak-bir-kitap-daha-turkiye-solu-ve-pkk-h13214.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/eren-erdem/29513-eren-erdem-turk-var-mi-yok-mu.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/mehmet-ali-gueller/31299-mehmet-ali-guller-cesikadan-beseye-firatta-dogan-hayat.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dogu-perincek/31302-dogu-perincek-2000ler-cemal-sureyasiz-geldi.html
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/31553-isci-partisi-ve-tgb-uludereyi-ziyaret-etti-artik-milyonlarca-evladimiz-var.html
http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/dogu-perincek/22025-milletlerin-hukuki-esitligi-ve-pratikteki-esitligi.html
https://twitter.com/Dogu_Perincek/status/516656128886071296