Yarılma (Derya Sazak)

Siyaset Günlüğü,
25 Mart 2008


Hafta sonu 68 kuşağının öyküsünü anlatan Gün Zileli’nin “Yarılma” adlı otobiyografisini (Ozan Yayıncılık, 2000) okudum. Kitabın kapağında tütün mitingi için Ege köylerine giden “devrimci gençliğin” Filistin’i çağrıştıran bir fotoğrafı yer alıyor. Zileli, eski “Aydınlıkçı” Sol hareketlerin gelişimini ve 12 Mart 1971 muhtırasına giden süreçte üniversite gençliğini birbirinin can düşmanı haline getiren kariyer ve iktidar savaşlarını “özeleştiri” süzgecinden geçirerek anlatıyor. “Ne yazık ki, 68 nostaljisinin küllerini eşelediğimiz zaman, karşılaşacağımız acı gerçek budur” diye yazmış.

“Ergenekon” soruşturması kapsamında Doğu Perinçek’in tutuklanması üzerine “eski Aydınlıkçılar”ın serüveni güncellik kazanıyor.

Gün Zileli’nin “Yarılma” diye söz ettiği 1969-70 yıllarında Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) yönetiminde başlayan MDD (Milli Demokratik Devrim), SD (Sosyalist Devrim) ayrılığı, Dev-Genç içindeki bölünmeler, silahlı eylemler 12 Mart muhtırasının ardından soldaki tüm grupların sıkıyönetim askeri cezaevlerinde toplanması “Denizler’in asılmasıyla” trajik bir sona ulaşıyor.

1971’de muhtıra verildiğinde bile sol gruplar darbenin “ilerici” yanını tartışıyorlar!

Gün Zileli’nin kitabından aktaralım:

“Kanımca, o dönemde, iktidar yolu olarak parlamentoda güçlenmeyi hedef almış olan TİP dışında, iktidara oynayan hiçbir ‘sol’ grup, yaklaşan ‘sol’ bir askeri darbe ve bu darbe sonrasında iktidardan pay kapma ihtimaline karşı kayıtsız değildi. Buna, PDA (Proleter Devrimci Aydınlık) merkezi de dahildi. Doğu Perinçek başta olmak üzere PDA merkezi, durumu dikkatle izliyor ve bir ‘sol’ darbenin ‘olumlu’ yönde nasıl etkilenebileceğinin hesaplarını yapıyordu. Ancak bir yandan da, somut bir ‘halk gücüne’ sahip olmak gerektiği düşüncesine uygun olarak, PDA, esas olarak bir köylü gücü yaratma planını pratiğe geçirmenin de yollarını arıyordu.”

12 Mart’ta “sol” darbe beklentisinde olan sadece Aydınlıkçılar değildi, asıl Mihri Belli ve Doğan Avcıoğlu’nun düşünsel önderliğindeki Milli Demokratik Devrimciler (MDD) “asker-sivil-aydın” ittifakıyla Türkiye’deki Amerikancı-burjuva düzeninin yıkılacağına inanmışlardı. Oysa darbeciler “sol gösterip sağ vurunca” Kemalizmin en ateşli savunucuları, İlhan Selçuk Ziverbey Köşkü’nde işkenceye uğradı; Mümtaz Soysal, Uğur Mumcu ve yüzlerce aydın Mamak Cezaevi’ne gönderildiler!

Doğu Perinçek başta, “Ergenekon” kapsamında darbecilikle suçlananların solculuktan ulusalcılığa, MHP aşılı “Kızıl Elma”cılığa uzanan yol hikâyesi açısından öğretici bir kitap Gün Zileli’nin “Yarılma”sı. Mutlaka okuyun.

Derya Sazak

Hakkında Gün Zileli

Okunası

Şahin Alpay / Gün Zileli’nin anıları üzerine

P24’ten alındı Benim kuşağımın Marxist – Leninist ideali de; özgürlükçü bir demokrasi getirme çabasına sarılması …