Nihai Hesaplaşma…

 

 

Şu anda, yaklaşık son dört yıldır birbirlerine elense çekmekte olan iki sağcı kesim, nihai denebilecek bir hesaplaşmaya girişmiş bulunmaktadır.

Bu olayı daha derinlemesine anlamak için Türkiye politik yelpazesinin, özellikle de sağının geçirdiği değişimleri tahlil etmek gerekmektedir.

Bu değişimin kökleri daha eskilere gider ama tahlile Susurluk’tan başlamak da mümkün. Susurluk’la birlikte, Kürtlere karşı o zamana kadar ittifak halinde olan klasik muhafazakar sağla, devletçi-ittihatçı sağın kaderleri birbirinden koptu. Bahçeli MHP’si ve Mehmet Ağar da dahil olmak üzere muhafazakar sağ, klasik parlamentarist alana çekilirken, ĺttihatçı, teşkilat-ı mahsusacı sağ, her zamanki darbeci içgüdülerine uygun olarak devlet katında iktidara daha fazla tırmanma ve tutunma çizgisini sürdürdü. Muhafazakar sağ, Fettullah ve AKP’nin şahsında yeni patronuna kavuşurken, Íttihatçı sağ, ideolojik ve siyasi akıl hocalarını «sol»dan devşirmeye girişti. ĺlhan Selçuk ve Doğu Perinçek vb.gibileri bu işlevi yerine getirdiler.

Muhafazakar sağın temel dayanağı eskisi gibi parlamento olurken, Íttihatçı sağ da geleneksel olarak orduyu kendi temel dayanağı olarak kullanmaya çalıştı. Tabii ordu da, ideolojik olarak daha yakın olduğu ĺttihatçı sağı yakın zamana kadar kolladı. Son seçimlerden önceki bayraklı yürüyüşlerle, CHP’nin ve ordunun da destek verdigi Íttihatçı sağ bir anlamda son meydan muharebesini verdi, ancak bayrakların çokluğu yenilginin büyüklüğünü gizleyemedi. MHP’nin de içinde yer aldığı muhafazakar sağ, TBMM’de dörte üç gibi ezici bir çoğunluğu ele geçirmişti.

ĺktidar paylaşımındaki bu yeni güç dağılımının nihai hesaplaşmayı gündeme getirmesinin önünde tek engel kalmıştı: ordu. Ordu, Íttihatçı sağın defterinin dürülmesine karşı kalkan rolü oynayacak mıydı? Unutulmaması gereken en önemli nokta, ordunun temel bir iktidar odağı olarak muhalif bir konumu uzun süre benimseyemeyeceğiydi. Bu yüzden, muhafazakar sağ iktidarla yeni tür bir ittifaka girip ittihatçı sağ dostlarını yeni sağ timsahına yem yapması hiç de şaşırtıcı olmayacaktı. Olmadı da. Bu yeni ittifakın işaretleri, Ergenekon operasyonunda ve kısa süreli Irak müdahalesi sırasında görüldü. Hükümet, elini ĺlhan Selçuk’a bile uzatabildiğine göre, bundan, ordunun AKP’ye yaktığı yeşil ışığın devam ettiği sonucunu çıkarabiliriz.

Hükümetin elinde  «sağlam kanıtlar» («gerçek kanıtlar» demiyorum) varsa, CHP’den bile sadece çekingen bir destek göreceği anlaşılan Íttihatçı sağın defterinin dürülmesinin yolu açılmış demektir. Eğer tersi söz konusuysa, ĺttihatçı sağa, yeni bir hamle için gün doğacaktır. önümüzdeki günlerde, hangi olasılığın gerçekleşeceğini göreceğiz.

Gün Zileli
22 Mart 2008

Hakkında Gün Zileli

Okunası

İran-Türkiye “Fay Hattı”

Artıgerçek Sarsıntılı toplumsal gelişme ve değişimlerle yeryüzündeki sarsıntılı değişimler arasında bir benzerlik olduğu düşünülebilir. İkisi …