Wikipedia’dan, Stalin’in infazcısı Vasili Blokhin (kısmi çeviri)
Vasili Mikhailovich Blokhin (1895 – February 1955). Sovyet Generali, Stalinist NKVD’de, Genrikh Yagoda, Nikolai Yezhov ve Lavrenty Beria’nın komutası altında baş infazcı olarak hizmet görmüştür. Stalin tarafından titizlikle, 1926 yılında seçilen Blokhin, Stalin rejimi sırasında infazların çoğunu yerine getiren infazcılar takımının liderliğini yapmıştır (çoğunlukla da Büyük Temizlikler sırasında). Sovyet hükümeti tarafından Stalin rejimi sırasında yapılan infazlara ilişkin verilen resmi rakam 828.000’dir ve Blokhin 26 yıllık dönemde bizzat on binlerce kişiyi – uzun süren bir kitle infazıyla öldürülen 7.000 Polonya subayı da dahil – infaz etmiştir. 1937’de Liyakat Nişanıyla, 1941’de de Kızıl Bayrak nişanıyla ödüllendirilmiştir.
Hayatı
Blokhin, Rusya’da, bir köylü ailesinde doğdu, birinci dünya savaşında Çarlık ordusunda hizmet gördü ve 1921 yılının Mart ayında Çeka’ya girdi. Tutanakların son derece yetersiz olmasına rağmen, sertliği ve Stalin’in deyimiyle “karanlık işler” denen, suikast, işkence, baskı ve gizlice yerine getirilen infazlarda son derece usta olduğu kanıtlanmıştır. Önce Stalin’in gözüne çarpmış, hızla terfi etmiş ve NKVD’nin Üst Yönetiminin, bu tür amaçlar için kurulmuş kommandatura bölümünün başkanı olmuştur. Bu bölüm, Stalin tarafından, özel olarak “karanlık işlerin” yerine getirilmesi amacıyla kurulmuş oldukça geniş bir yapıdır. Karargâhı, Moskova’daki Lubyanka cezaevinde olan bu bölüm Stalin’in onayı altında çalışmış, emirlerini doğrudan doğruya ondan almış ve NKVD içindeki üç kanlı tasfiyeye rağmen bu birim ömrünü sürdürmüştür. Baş infazcı Blokhin’in, Lubyanka iç hapishanesindeki resmi görevi Kumandanlıktı ve gerçek görevini denetimsiz şekilde ve resmi kayıtlar olmaksızın sürdürmekteydi.
Sıradan infazların çoğu, yerel çekistler ya da onun biriminden daha alt infazcılar tarafından yapılmışsa da, üst düzeydekilerin infazını Blokhin bizzat yerine getirmiştir, örneğin Moskova Gösteri Mahkemelerinde mahkûm edilen eski Bolşevikler ve NKVD’nin üç şefinden gözden düşen ikisinin (1938’de Yagoda, 1940’da Yezhov – Blokhin, Yezhov’un emriyle Yagoda’yı, Beria’nın emriyle de Yezhov’u, aynı yöntemle, önce soyup bayıltıncaya kadar döverek, sonra da vurarak öldürmüştür) infazları onun tarafından yerine getirilmiştir.
Blokhin’in en fazla dikkat çeken fiili, 1940 Nisan’ında Sovyetlerin Polonya’yı işgali sırasında, Ostashkov Subay kampındaki 7 bin Polonyalı subayın infaz edildiği Katyn ormanı katliamıdır. Bu katliam, 4 Nisan’da Stalin’in, NKVD şefi Lavrenti Beria’ya verdiği talimatla (kesa NKVD’nin 00485 nolu emri) gerçekleşmiştir. İnfazlar birbiri ardına 28 gecede tamamlanmıştır. Kalinin’deki (şimdiki Tver) NKVD karargahında özel olarak inşa edilimiş bodrumdaki infaz bölümünde infazlar doğrudan NKVD’nin resmi infazcısı Blokhin tarafından yerine getirilmiştir.
Blokhin, gecede 300 infazın gerçekleştirilmesine karar vermiş ve bunun için, mahkûmların küçük bir bölüme tek başlarına getirilerek öldürüldüğü etkili bir sistem planlamıştır. “Leninist oda” adı verilen bu odaya getirilen mahkûmlar, yandaki odada elleri çözülmeden çabuk ve üstünkörü bir kimlik sorgulamasına tabi tutuluyor ve bundan sonra infaz odasına sokuluyorlardı. Kırmızıya boyalı odanın duvarları ses geçirmeyecek biçimde özel olarak yapılmıştı, betondan yapılan zemin eğimliydi ve su akma kanalıyla hortum bulunuyordu. Mahkûmun sırtını dayayacağı bir kütük yer alıyordu içerde. Deri kasap önlüğü, şapka ve dirseklere kadar eldiven giyen Blokhin, böylece üniformasını kan lekelerinden korumuş oluyordu. Blokhin, mahkûmu kütüğün önüne itekliyor ve Alman Walther marka 2.25 ACP tabancasını kurbanın kafatasına doğrultarak ateşliyordu. Walther marka tabancalarla dolu çantasını daima yanında getiriyordu, çünkü Sovyet TT-30 tabancalarına güveni yoktu, hele böyle ağır bir işte.Genellikle Alman gizli servis mensuplarınca kullanılan Alman tabancalarının kullanılmasının bir diğer sebebi de, günün birinde cesetler bulunursa, infazların Sovyetler tarafından yapıldığını inkâr edebilmekti.
20 ila 30 kadar yerel NKVD ajanı mahkûmları infaz odasına götürüyor, kimliklerini soruyor, infazdan sonra cesetleri alıp götürüyor ve hortumla zemini yıkayarak kanları temizliyorlardı. Bazı infazlar Devlet Güvenlik kıdemli yarbayı Andrei M. Rubanov tarafından yerine getirilse de baş infazcı Blokhin’di ve ününü kesintisiz bir şekilde ve hızla yerine getirmesiyle yapmıştı. NKVD’nin politikasına ve operasyonun karanlık doğasına uygun olarak infazlar gece yapılıyor ve karanlığın bastırmasından şafak sökene kadar devam ediyordu. Belirlenen 300 infaz kotası Blokhin tarafından ilk geceden sonra 250’ye indirildi, çünkü infazların tam karanlıkta yapılmasına karar verilmişti. İnfaz odasından çıkarılan cesetler kara kapı denen yerden çıkarılıp kamyonlara balık istifi yığılıyor ve iki gecede bir Mednoye denilen mevkiye taşınıyorlardı. Blokhin burada iki buldozer ayarlamıştı. Buldozerler cesetleri kazılan çukurlara döküyor ve üstünü kapatıyorlardı. Her gece 8-10 metre derinliğinde 20-25 çukur kazılıyor ve bunlar sabaha kadar doluyordu. Blokhin ve takımı gece boyunca on saat durmaksızın çalışıyordu, Blokhin’in her mahkûm için harcadığı zaman ortalama 3 dakikaydı. Blokhin, iş bittikten sonra personeline votka ikram ediyordu.
27 Nisan 1941’de, Blokhin’e gizlice Kızıl Bayrak nişanı verildi ve kendisine, Stalin’den, “özel görevleri etkili bir şekilde örgütlediği ve büyük beceri gösterdiği” için aylık ikramiye bağlandı. 28 günde 7000 infaz yerine getirerek kitle katliamında en büyük rakamı yakalamış kişi olduğu muhakkaktır.
Ölümü
Her ne kadar Lavrenti Beria, giderayak .onun “kusursuz hizmetlerini” övmüşse de, Stalin’in ölümünden sonra zorla emekli edilmiştir. Beria’nın tasfiyesinden sonra, Nikita Kuruşçev tarafından yürütülen destalinizasyon kampanyası sırasında rütbeleri geri alınmıştır. Söylentiye göre, alkolizme batmış, aklını kaçırmış ve 1955 yılı şubat’ında “intihar” ederek öldüğü duyurulmuştur.
————————————————————
Wikipedia’dan İngilizcesi
Vasili Mikhailovich Blokhin (1895 – February 1955) was a Soviet Major-General who served as thNikolai Yezhov e chief executioner of the Stalinist NKVD under the administrations of ,Genrikh Yagoda, and Lavrenty Beria. Hand-picked for the position by Joseph Stalin in 1926, Blokhin led a company of executioners that performed the majority of executions carried out during Stalin’s reign (most during the Great Purge). Claims by the Soviet government put the number of NKVD official executions at 828,000 during Stalin’s reign,[1] and Blokhin is recorded as having personally executed tens of thousands of prisoners by his own hand over a 26-year period-including 7,000 condemned Polish POWs in one protracted mass execution[1][2]-making him ostensibly the most prolific official executioner in recorded world history.[1] He was awarded both the Order of the Badge of Honor (1937) and the Order of the Red Banner (1941).[3]
[edit] Career
Blokhin, born into a Russian peasant family, had served in the Tsarist army of World War I, and had joined the Cheka in March 1921. Though records are scanty, he was evidently noted for both his pugnaciousness and his mastery of what Stalin termed “black work”: assassinations, torture, intimidation, and execution conducted clandestinely. Once he caught Stalin’s eye, he was quickly promoted and within six years was appointed the head of the purpose-created Kommandatura Branch of the Administrative Executive Department of the NKVD. This branch was a company-sized element created by Stalin specifically for “black work” missions. Headquartered at the Lubyanka in Moscow, they were all approved by Stalin and took their orders directly from his hand, a fact that ensured the unit’s longevity despite three bloody purges of the NKVD. As senior executioner,[4] Blokhin’s official title was that of Commandant of the internal prison at the Lubyanka, which allowed him to perform his true job with a minimum of scrutiny and no official paperwork.
Although most common executions were delegated to local Chekists or subordinate executioners from his unit, Blokhin personally performed all of the high-profile executions conducted in the Soviet Union during his tenure, including those of the Old Bolsheviks condemned at the Moscow Show Trials and two of the three fallen NKVD Chiefs (Yagoda in 1938 and Yezhov in 1940) he had once served under.[5] He was awarded the Badge of Honor for his service in 1937.[6]
[edit] Executions of Polish POWs
Blokhin’s most notable performance was the April 1940 mass execution by shooting of 7,000 Polish officers, captured following the Soviet invasion of Poland, from the Ostashkov POW camp, during the Katyn massacre.[7] Based on the 4 April secret order from Stalin to NKVD Chief Lavrenti Beria (as well as NKVD Order № 00485, which still applied), the executions were carried out in 28 consecutive nights at the specially-constructed basement execution chamber at the NKVD headquarters in Kalinin (now Tver), and were assigned, by name, directly to Blokhin, making him the official executioner of the NKVD.[8]
Blokhin initially decided on an ambitious quota of 300 executions per night, and engineered an efficient system in which the prisoners were individually led to a small antechamber-which had been painted red and was known as the “Leninist room”-for a brief and cursory positive identification, before being handcuffed and led into the execution room next door. The room was specially designed with padded walls for soundproofing, a sloping concrete floor with a drain and hose, and a log wall for the prisoners to stand against. Blokhin-outfitted in a leather butcher’s apron, cap, and shoulder-length gloves to protect his uniform[9]-then pushed the prisoner against the log wall and shot him once in the base of the skull with a German Walther Model 2 .25 ACP pistol.[10] He had brought a briefcase full of his own Walther pistols, since he did not trust the reliability of the standard-issue Soviet TT-30 for the frequent, heavy use he intended.[9][11] The use of a German pocket pistol, which was commonly carried by Nazi intelligence agents, also provided plausible deniability of the executions if the bodies were discovered later.
Between 20 to 30 local NKVD agents, guards and drivers were pressed into service to prisoners to the basement, confirm identification, then remove the bodies and hose down the blood after each execution. Although some of the executions were carried out by Senior Lieutenant of State Security Andrei M. Rubanov, Blokhin was the primary executioner and, true to his reputation, liked to work continuously and rapidly without interruption.[9] In keeping with NKVD policy and the overall “black” nature of the operation, the executions were conducted at night, starting at dark and continuing until just prior to dawn. The initial quota of 300 was lowered by Blokhin to 250 after the first night, when it was decided that all further executions should take place in total darkness.[5] The bodies were continuously loaded onto covered flat-bed trucks through a back door in the execution chamber and trucked, twice a night, to Mednoye, where Blokhin had arranged for a bulldozer and two NKVD drivers to dispose of bodies at an unfenced site. Each night, 24 to 25 trenches, measuring eight to ten meters total, were dug to hold the night’s corpses, and each trench was covered up before dawn.[12] Blokhin and his team worked without pause for ten hours each night, with Blokhin executing an average of one prisoner every three minutes.[2] At the end of the night, Blokhin provided vodka to all his men.[13]
On 27 April 1940, Blokhin secretly received the Order of the Red Banner and a modest monthly pay premium as a reward from Joseph Stalin for his “skill and organization in the effective carrying out of special tasks”.[14][15] His count of 7,000 shot in 28 days remains one of the most organized and protracted mass murders by a single individual on record.[6]
[edit] Death
Blokhin was forcibly retired following Stalin’s death, although his “irreproachable service” was publicly noted by Lavrenty Beria at the time of his departure.[6] After Beria’s fall from power (June 1953), Blokhin’s rank was eventually stripped from him in the de-Stalinization campaigns of Nikita Khrushchev. He reportedly sank into alcoholism, went insane, and died in February 1955 with the official cause of death listed as “suicide”.[7]
[edit] References
- Montefiore, Simon Sebag (2005).Stalin: The Court of the Red Tsar.New York:Vintage Books.ISBN9781400076789.http://isbndb.com/d/book/stalin_the_court_of_the_red_tsar_a02.html.
- Parrish, Michael (1996).The Lesser Terror: Soviet state security, 1939-1953.Westport, CT: Praeger Press.ISBN0275951138.http://books.google.com/books?id=NDgv5ognePgC&pg=PP1&dq=0275951138&lr=&ei=W-wVSvGsDoiCzASX7amOBw#PPA150,M1.
- Rayfield, Donald (2005).Stalin and His Hangmen: The tyrant and those who killed for him.New York:Random House.ISBN0375757716.http://isbndb.com/d/book/stalin_and_his_hangmen_a01.html.
- Remnick, David (1994).Lenin’s Tomb.New York:Vintage Books.ISBN0679751254.http://books.google.com/books?ei=M_YVSsz8HZ6GyASEr-jeAQ&id=sZ84S-QRNXYC&dq=Lenin%27s+Tomb&q=Blokhin&pgis=1#search_anchor.
- Sanford, George (2005).Katyn and the Soviet Massacre of 1940: Truth, Justice and Memory. Routledge.ISBN0415338735.
[edit] Notes
- ^ a b c Parrish 1996, p. 324.
- ^ a b Montefiore 2005, pp. 197-8, 332-4.
- ^ Parrish 1996, p. 325.
- ^ Rayfield 2005, p. 324.
- ^ a b Rayfield 2005, p. 338.
- ^ a b c Parrish 1996, pp. 324-5.
- ^ a b Remnick 1994, pp. 5-7
- ^ Stanford 2005, p. 112.
- ^ a b c Stanford 2005, p. 102.
- ^ Remnick 1994, p. 5.
- ^ Rayfield 2005, p. 488.
- ^ Stanford 2005, p. 103.
- ^ Remnick 1994, p. 6.
- ^ Parrish 1996, p. 57.
- ^ Stanford 2005, p. 113.
Andrei WajDa’nın 2007 yapımı Katyn filmi, bu anlatılanları aynen görsel alana taşımaktadır. Seyretmesi okumasından da korkunç.
aklıma ibrahim kaybakkaya geldi,ibrahim; Blokhin,in katliamını duymadan bilmeden devlet tarafından katledildi,ibrahim köyle bir isyankar,kendi olan sevgili bir arkadaş,dı,yaşadıgımız çografyaya marks lelin’den önce emma goldman michel bakunin,keşkeler boşuna ,bak bu aralar max stirner,in ruhu dolaşıyor,sıra biricik egoistte
yorum yaparken karıştırmışım,ne demek istediğimi biri isterse anlar… af ola
i. kaypakkaya’nın yezhov, yagoda, beria, blokhin ile aynı dünya görüşüne sahip olması da tarihin ironilerindendir herhalde.