Saygı Yağmurdereli’yi Bursa’da 1968’de Devlet Tiyatrosu bünyesindeki Halk Eğitim Merkezi’nde tanıdım. Orada tiyatro çalışmamıza, şiir geceleri düzenlememize olanak sağladı. Mehmet (Proleter Memet) Gülersoy’un da bulunduğu söyleşilerde isyan temalı halk türkülerini söyler, emeğe ve TİP’e dair konuları tartışırdık. Birikimli olduğu kadar ateşleyici kimliği de olan bir ağabeyimizdi… O MDD’ye yöneldi, ben TİP’te kaldım. 1970 başında ben Bursa’dan önce Balıkesir’e, sonra ayağımın tozuyla aynı gece Trabzon’a sürülmüştüm. Yıllar sonra 1975’te ikimiz de TSİP’te yer aldık. O ilkin GSB’ye, ardından İGD’ye geçti, Maden-İş’te eğitim sekreteri oldu ve o çizgide kaldı; o yıldan sonra özellikle Broy Yayınevi’nden beri dostluğumuzu siyaset tartışmadan sürdürdük, buluştukça türküler söyledik, şiirler okuduk; eski günleri ve edebiyatı konuştuk, geleceğe dair ütopik düşünce ve duygulardan söz ettik. “İnsanın Beyaz Kokusunda” kitabımdaki şiirleri, -Tarık Dursun K.’nın da çok beğendiği- özellikle “Bir Karara” adlı şiirimi o sıralar çok tutmuş, adının geçtiği “İyi Yerdeyiz Hepimiz” şiirinden o günlerde herkese söz etmişti. Heybeliada’ya yerleşmesinden sonra hiç görüşemedik. Gerçek bir yaşam tutkunuydu. Bir eser olarak yaşadığı hayatı biyografik roman olarak mutlaka yazılmalı… Şu cümleler bile onun yaşamı ve kişiliğinin özgünlüğünü vurgulamaya yeter:
“Sendikal mücadelede yer alan isimlerden Yağmurdereli için, vasiyeti gereği cenaze töreni yapılmadı.
Saygı Yağmurdereli bedenini kadavra olarak tıp fakültesine bağışladı.”
İnsan kimliğini asla boşa almadı.
Abi. Senin basp gittiğini duyduğumdan beri dilimde o türkü.. Bilmem şu feleğin bende nesi var.
Saygı Yağmurdereli’yi Bursa’da 1968’de Devlet Tiyatrosu bünyesindeki Halk Eğitim Merkezi’nde tanıdım. Orada tiyatro çalışmamıza, şiir geceleri düzenlememize olanak sağladı. Mehmet (Proleter Memet) Gülersoy’un da bulunduğu söyleşilerde isyan temalı halk türkülerini söyler, emeğe ve TİP’e dair konuları tartışırdık. Birikimli olduğu kadar ateşleyici kimliği de olan bir ağabeyimizdi… O MDD’ye yöneldi, ben TİP’te kaldım. 1970 başında ben Bursa’dan önce Balıkesir’e, sonra ayağımın tozuyla aynı gece Trabzon’a sürülmüştüm. Yıllar sonra 1975’te ikimiz de TSİP’te yer aldık. O ilkin GSB’ye, ardından İGD’ye geçti, Maden-İş’te eğitim sekreteri oldu ve o çizgide kaldı; o yıldan sonra özellikle Broy Yayınevi’nden beri dostluğumuzu siyaset tartışmadan sürdürdük, buluştukça türküler söyledik, şiirler okuduk; eski günleri ve edebiyatı konuştuk, geleceğe dair ütopik düşünce ve duygulardan söz ettik. “İnsanın Beyaz Kokusunda” kitabımdaki şiirleri, -Tarık Dursun K.’nın da çok beğendiği- özellikle “Bir Karara” adlı şiirimi o sıralar çok tutmuş, adının geçtiği “İyi Yerdeyiz Hepimiz” şiirinden o günlerde herkese söz etmişti. Heybeliada’ya yerleşmesinden sonra hiç görüşemedik. Gerçek bir yaşam tutkunuydu. Bir eser olarak yaşadığı hayatı biyografik roman olarak mutlaka yazılmalı… Şu cümleler bile onun yaşamı ve kişiliğinin özgünlüğünü vurgulamaya yeter:
“Sendikal mücadelede yer alan isimlerden Yağmurdereli için, vasiyeti gereği cenaze töreni yapılmadı.
Saygı Yağmurdereli bedenini kadavra olarak tıp fakültesine bağışladı.”
İnsan kimliğini asla boşa almadı.
Abi. Senin basp gittiğini duyduğumdan beri dilimde o türkü.. Bilmem şu feleğin bende nesi var.