Reha Yünlüel / – hayvan pazarı –
Georg Less’e ve Saeed Fayaz’a…
peşimdesin
gözlerin faltaşı
kürkümün peşindesin etimin sütümün yağımın
dölümün peşindesin tırnaklarımın derimin
kıllarımın peşindesin boynuzlarımın
dişlerimin canımın
ne pahasına olursa olsun
beni yakalayacak yüzecek yolup ütecek
kesip pişirip kızartıp yiyeceksin kanımı içecek çorbamı
yatağına yorgan yapacak üstüne kılık kıyâfet
dişlerimden kolye bilezik halhal ayıklayıp
ayıklayıp teleklerimden yelpâze
kellemden tablo ya da gece lambası korkuluk ya da
dolduracaksın içimi bir güzelce de evine süs püs
odana halı sandalyene koltuğuna post
ya da yalnızca deneyecek
ilaçlarını deneyeceksin hastalıklarını
mutsuzluklarını silahlarını bombalarını
kurutacak tütsüleyecek tuzlayacaksın
konserveleyecek donduracak
öğüteceksin de hayvanlarına yem
kedine köpeğine kuşuna balığına
köleleştireceksin sergileyecek
bekçin polisin edeceksin jandarman gardiyanın
avcın edeceksin savaşacak askerin maşan
senin için uçacak yüzecek yakalayıp getirecek
saklandığı deliğinden çıkaracak
mektubunu götürüp getirecek postacın
eğlendirecek maymunun papağanın seni gül gül güldürecek
bir küçük okşamaya bir küçük
çok sevip ya da sevmeyip ama hep övünüp
tepe tepe kullanacaksın
haklar verip haklar silip
keyfince kısırlaştıracaksın keyfince dölleyecek
keyfince alıp satacak keyfince
özgür kılacak ve öldüreceksin
çok para kazanacaksın sırtımdan çok sevap
tanrılarına kurban edeceksin sanrılarına
beni sana ihsân edene
çok dua edecek
beni sana nîmet kılana
seni bana tanrı yapan sana
çok
ama çok
reha yünlüel
Artık bu dedikodu e-gazetesini kimse okumuyor galiba, ya çok ağır ya da çok cıvık olmalı
Siteyi okuyan da yok yorum yapan da yok. Modaya uyanlarda rastlanan ünlü bir hastalık bu: Çabuk bıkmak.
Site müdürü anarşistin anarşizmi hafifletmesi, yumuşatması, etkisini azaltıp bir çeşit uluslararası uyuşum barış ve iyi geçinme ideolojisine çevirmesi, cansızlaştırmasını anlamak pek zor değil. ABD’nin Zelensky’si ve Ukrayna’sı hakkında fikirleri; anarşistleri oy vermeye davet etmesi; sitede dünya-jeopolitik- stratejik- kapitalizm – ideolojik falan filan geniş alanlarda fikir dedikodularına uyması/katılması ve benzeri tutumları dünyaya egemen olan liberal görüşler.
Bu görüşlerin anarşizm içinde yer almış olmasının işini sonsuz kolaylaştırdığını hatırlatmak gerekir mi? Tek belirgin ve kesin olan bu çevik anarşistin esen havalara, son modalara ayak uydurma mahareti.
Bunları kendine dolaylı söyleyen “pipsqueak”e, sitedeki cahil bilginlere şükür, küçük düşürücü saldırışları ve sansür etmesinin nedeni de bu.
Bu şiiri son modalara uyduğu için eleştirme yapmadan yayınlaması bu modaya uyma çılgınlığına emsalsiz bir örnek. Bana göre 6 milyonluk, bilimcilere göre en az 300 bin yıllık tarihte doğan insan aniden tüm insanları temsil eden İNSAN olmuş.
Şiir şahane, fakat sanki suçlu tüm insanlar. Hem doğru hem de çok yanlış! Hatta doğru olan kısım bile sorunsal. Bitkiler hariç tüm canlılar birbirini yiyerek hayata devam ederler. Hatta bir anarşistin dediği gibi “doğanın cömertliğinden memnun olan burnu havada canlılar oldukları gibi kaldılar. Büyük beyinlilik yerinde duramayanlar iki ayak üzerine kalktılar.
Sonra (Büyük Beyinli Anarşist) Tanrı, “İnsanoğlunu KENDİMİZE (benden güncellik notu: çoğul? çoğulculuk? bu tanrı site müdürü anarşisti andırıyor?) benzer yaratalım; denizdeki balıklara, havadaki kuşlara, sığırlara, yeryüzündeki bütün yabanıl hayvanlara ve sürünen her şeye (güncel benden not: gerçek bir anarşist gibi evcilleştirip dostluk kurarak demek istedi, belki?) egemen olsunlar” dedi.
Tanrı onları kutsadı ve onlara şöyle dedi: “Verimli olun, çoğalın, yeryüzünü doldurun ve ona egemen olun (benden güncel not: aynı ama farklı olan kapitalizm ve komünizm gibi? bir de site müdürünün çok şekerli anarşizmi var); denizdeki balıklara, havadaki kuşlara ve yeryüzünde hareket eden her canlıya egemen olun.”
Yukarıdaki Mezopotamya’da peyda olan geleneksel kurtuluş dininden bir alıntı. Kurtuluş dininin laik (seküler) sürümleri de var: Aydınlıkçılar, Marksizm ve site müdürünün anarşizmi, mesela. İngiliz, Amerikan, Fransız, Rus, Çin, …
Antropolojide sık rastlanan ve tipik bir örnek: Bir yılan bir kadını ısırır. Olaya şahit olan antropolog bir panzehir vermek ister ama kadının kocası (anarşist dilinde eşi, ortağı, hayat arkadaşı falan filan) durdurur. Birkaç gün önce kadın bir yılan öldürmüş ve yılanın akrabası öcünü almış.
Cenneti ararken buldukları cennetleri cehenneme çeviren büyük beyinli sarışınların buldukları ve hala taş devrinde yaşayan Afrika, Avustralya, Amerika, Yeni Gine, Madagaskar vb yerlileri de mi İnsan suçunu üstlenmeli?
Hatta canlı/cansız ayırımı bile çok yakın zamanların mahsulü; en çok 2-3 bin yıllık. Bu ayırımı yapan da site müdürü gibi bir anarşist idi: Kurduğu merdivenin en üstünde büyük beyinliler en altında küçük beyinliler bir altında da beyinsizler, hayvanlar ve bitkiler.
Hatta ve hatta son 8-10 bin yıl içinde bile Saray’dan uzak durmayı ve hatta yakınında olup kıvırmasını başaran geri zekalı insanlar, bence, bu suçu paylaşmazlar.
Diğer yandan insanların hayvan sevgisini görmek için mağaralardaki duvar resimler yeter. Saray’a yakın örnekler de çok. En çarpıcı olan piramitlerin içini angarya sezonunda çalışırken süsleyen fellahların yaptıkları resimler, ilk şehirlerde henüz hayvanat bahçelerinin varlığı, Orta Amerika’da sayısız şahane hayvan heykel ve resimler. [Uxmal hayvan-yaşam sevgisinden bu site müdürü gibi zamanımızı simgeleyen kendine aşıklığa geçişi çok güzel simgeler.]
Hiç şüphe olmasın ki, bu dediklerimin şiirin özü ile alakası bile yok ama her modaya uyum beceren anarşistliğin bilgi boşluğu ile alakası çok.
Şiirden bir dörtlük:
“kurutacak tütsüleyecek tuzlayacaksın
konserveleyecek donduracak
ÖĞÜTECEKSIN DE HAYVANLARINA YEM
KEDİNE KÖPEĞİNE KUŞUNA BALIĞINA”
Sayın Zileli, bu sizin sansürü nasıl geçti? Kendiniz hayvanlarla dostluğu böyle mi kurdunuz? Yoksa Kropotkin’in karşılıklı yardımını mı düşünüyordunuz?
Sayın Gün Zileli,
Son yazımızı kırmızı çizginizi geçtiğimiz için yayınlamadığınızı düşünüyoruz. Amacımız sadece savunduğunuz anarşizm ve fikirlerin uzun bir süredir dünyaya egemen olan liberalizme uygun anarşizm olduğunu belirlemekti. Dünyanın bu yeni düzen anarşizmine hazır olduğu savunanların modelindeki elemanlar sivil toplum örgütleri, “LGBT+”, çevre koruma örgütleri, feminizm ve benzeri ve hükümet dışı örgütler. Bunlar arasından sadece
Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin eleştirisi için Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş’u okumanızı tavsiye ederiz.
Şiirin, dostça da olsa, eleştirisini veya çözümlemesini yapmamanızı da liberalizm ile anarşizm arasında benzerlik ve farkları görmemenize atfettik. Liberter kelimesi bu karıştırmaların sonucu.
Daha da önemli bir uyarı: Faşizm liberalizmin bir çocuğu, bir evladı, bir oğludur. Avrupa tarihi bunu gösterir. Kısmen olsa ABD de dahil, şu an liberalizm ideolojisinin hüküm sürdüğü Batı ülkelerinde bu faşizme kayma hızla ilerlemekte.
Yazdıklarımızın çoğu bu sitede öğrendiklerimiz. Bizim yazımızı neden yayınlamadınız?