Altı da bir, üstü de birdir yerin!
Bedrettin Dalan’ın İstek Vakfına ait arazide gömülü silâhlar bulunmuş. Bazı emekli ya da muvazzaf subaylar aranıyor ve yakalananlar da sorgulanıyormuş. Peki ama neden?
Ben olsam, yer üstündeki silâhları yerin altına gömdükleri için o subaylara madalya verirdim.
Hatta bu madalyaları derecelendirirdim de. Silâhı tamamen imha edene birincilik madalyası, silâhı en derin noktalara gömene ikincilik madalyası, daha az derine gömene üçüncülük madalyası, silâhı ordudan yürütüp evinde saklayana da mansiyon verirdim.
Şimdi, şaka bir yana da (her şaka biraz da gerçeğe tekabül eder ayrıca) o silâhlar yerin üstünde olunca insan öldürmüyor muydu? Bugüne kadar onca faili meçhul cinayet yerin altına gömülen silâhlarla mı işlendi, yoksa polisin, Jitem’in ve ordunun yerüstü silâhlarıyla mı? Dağlardaki Kürt gerillalarını olsun, kasabalardaki silâhsız Kürtleri olsun, devlet tarafından örgütlenen bir gayrinizami savaşla öldüren silâhlar yerin üstünde çalışan, yasal devlet silâhları değil miydi? Bugün de hâlâ ordu ve polisin bu yerüstü silahları ölüm saçmaya devam etmiyor mu?
Zaten ordu ve polisin fonksiyonu nedir? Bu kurumlar neden tepeden tırnağa silâhlıdır? Bu ülkede yaşayan insanları öldürmek için değil mi? Ordu, komşusu ülkelerin topraklarına da girip, dağı taşı bombalayarak öldürmüyor mu? Silâhın yerüstüsü, yeraltısı diye bir ayrım olabilir mi? Silâh silâhtır işte. İster gömün, ister gömmeyin, çalıştığı sürece öldürür ve zaten bu amaçla imal edilmiştir.
Şimdi Taraf gazetesi ve yazarları, hükümetle birlikte ellerini oğuşturuyor “yakaladık” diye. Polis ve ordu, hükümetin önayak olmasıyla yer altında silâh yakalamış. Bu silâhların hükümete karşı darbe yapmayı planlayanlar tarafından gömülmüş olması muhtemeldir. Ne var ki, bu, hükümeti ve Taraf’ı fazlasıyla ilgilendirse de halk açısından özel bir ilgi konusu değildir. Halkı, yer altına gömülmüş veya gömülmemiş, üstüne doğrultulmuş bütün silâhlar ilgilendirir. Halka ölüm saçan tüm silâhlar imha edilmelidir.
Taraf gazetesi “tüm silâhlar imha edilsin” diyor mu? Hayır, demiyor. O, silâh tekelinin hükümetin kontrolünde olmasını istiyor sadece. Ordu, hükümetin denetimi altında olsun diyor. Bu, halktan insanların, hükümetin denetiminde öldürülmeye devam edilmesini savunmaktan başka anlama gelmez.
Çok mu “ya hep, ya hiç”çiyim. Evet, öyleyim. Tüm silâhlar ve ordular imha ve ilga edilmedikçe yasal ya da yasal olmayan cinayetler devam edecektir.
Namık Kemal’in dediği gibi, “altı da bir, üstü de birdir yerin”.
Gün Zileli
26 Nisan 2009