Ben İpimi Kendim Çekerim Emre (Mustafa Tokdede)
Yani Seyit Rıza hesabı dar ağacında, celladına fırsat vermeden kendi ipini cekmeden önce söylediği son söz. ”Ben sizin yalanlarınızla, zulmunüzle baş edemedim bu bana dert oldu; ama sizin önünüzde boyun eğmedim buda size dert olsun.” Değerli okurlar ve yazar arkadaşlar, tabii bu yazı yayınlanırsa bir veda yazısı olacak. Ben de bu İnternet gazetesi sahipleri, yayın müdürleri, editörleri ne derseniz deyin ama baş edemedim. Çok kısa da olsa medyadaki kirlilik üzerine değineceğim. Belki bu yazı hem Kronik sahibine bir uyarı hem de sitenin uzun ömürlü olması babında faydalı olur diye düşündüm. Kronik Muhalif ile birlikte çok sayıda sitede yazı yazdım ve yazıyorum. Hemen hemen hepsinde aynı sorunlarla karşılaştım ve egemenlik kayıtsız şartsız yayın yönetmenine ait diyen siteleri terkettim.
İnternet gazeteciliği yaygınlaşmaya başladığında çoğu kesim gibi ben de sevindim. En azından günümüz egemen medyasının bazı zaafları giderilecek, onu egemen güçlerin denetiminden çıkarıp ticari ve siyasi baskılardan uzak tutan, halk yararına bir gazetecilik anlayışı olacaktı. Mutlaka bu anlamda hayli yol alan sitelerde oldu. Bunlardan biri de rahatlıkla söyleyebileceğim Kronik Muhalifdir. Ama diğer taraftan çok sakıncalı gördüğüm, insana parmak ısırtacak derecede, sol adına, emek, özgürlük adına genel yayın diktatörleri ortaya çıkardı. Türkçe’de hani bir deyim var eğri oturalım doğru konuşalım, ama biz hem doğru oturalım hem doğru konuşalım.
Bu sol adına ortaya çıkan çoğu sitelere bakın. Hepsinin bir künyesi, biz kimiz sayfası var okuyalım. Hak, hukuk, adalet, emek, özgürlük adına mangal da kül kalmıyor. Yayın ekibi, danışma kurulu, yayın yönetmeni, yardımcılar vs. vs. bir sürü isim görürsünüz. Neticede bunların hepsi bir kişi. Ölçen, biçen, asan, kesen, karar veren, sansür eden, işine gelmezse kapıyı gösteren hepsi bir kişi.
Gelelim konuya, ben Kronik’de yazmaya başladığımda sevgili Emre benden yardımcı olmamı, birkaç yazar arkadaş bulmamı rica etti. Ben de daha önce değişik yerlerde beraber yazdığım arkadaşlardan ricada bulundum. Sağolsunlar beni kırmadılar ve Kronik ailesine katıldılar. (Gün Zileli, Haydar Karataş, Mete Karakaş) Bu arkadaşlar bir süre yazdılar ve bir gündüz darbesiyle bilgi adı altında gelen bir elektronik mail ile uzaklaştırıldı. (Yeni yapılanma dolayısıyla Kronik Muhalif’te yazılarınızın yayımlanmasına son verilmiştir. Bugüne kadar ki emekleriniz ve desteğiniz için, teşekkürlerimizi sunarız. Emre Dursun) Sizin onlarca, yüzlerce, binlerce saat verdiğiniz emekleriniz, bir cümleye bile sığamayan dandik sözlerle yerle bir. Bu kadar kolay, hak, hukuk, özgürlük çiğnemek sol adına bu kadar kolay. Ben darbe dışı kalmama rağmen Emre’den iki satır da olsa bu yeni yapılanmanın ve arkadaşların uzaklaştırılması konusunun açıklanmasını istedim. Bu güne kadar bir yanıt alamadım ve bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. Ama ben bu yazıyı arkadaşlarımın gönderilmesinden çok sol adına yola çıkanların emeğe, özgürlüğe verdikleri değeri kınamak açısından yazıyorum. Evren bile darbeyi 6 kişiyle yaptı, kendine sol diyenler bu işi tek kişiyle yapabiliyorlar. Hem de hiç bir açıklama sorumluluğu duymadan.
Üzgünüm, halen devrimci, aydın, ilerici yapılar arasında insani zaaflara yenik düşmemiş, kompleks ve eksikliğe karşı bir ilaç bulamadığımız için üzgünüm. Solu sol yapan insani değerlerdir. Eşitlik, özgürlük, adalet, emek, bağımsızlık isteği solun değerleridir. Çok üzgünüm, bu değerleri öğrenmeden gazeteciliğin ayak oyunlarını öğrenenler için üzgünüm.
Hepinize yayın hayatında başarılar dilerken, özgürlükler kitaplarda, künyelerde yazıldığı gibi kalmasın insanlara verilsin diyorum. Özgürlüğün olmadığı bir site muhalif olamaz.
Mustafa Tokdede
euro99@bluewin.ch