Hayvan Hakları Savunucusu Eva Aksoy’u Kaybettik (1946-2019)
Bütün gücüyle sokak hayvanları için çalışır, onlara yardım etmek için koştururdu. Kendisi de çevresindeki ırkçıların saldırısı altındaydı. Bir keresinde, bu konuda açtığı davayı izlemek ve destek vermek için Adliye’ye gitmiştik. Dünyanın kimsesizi Garip’i hastaneye sevk edip bakımını üstlenen de oydu.
Kentlerde (2000-2014) (İletişim, 2018) adlı otobiyografik kitabımda Eva Aksoy’dan şöyle söz ediyordum:
“Ertesi sabah gidip baktığımda Garip çalıların arasındaki sığındığı yerde yoktu. Her yerde aradım onu. Artık öldüğünü düşünüp geri dönüyordum ki, epeyce aşağılarda bir köpek vıyaklaması duyup bakındım. Onu yine çalıların arasında perişan bir durumda bulup eve getirdim. O arada “Garip” yazımı okumuş olan Eva Aksoy adlı bir hayvan hakları savunucusu facebooktan benimle bağlantı kurdu. Yazıdan, benim köpeği veterinere götürüp uyuz hastalığını tedavi ettirecek param olmadığını öğrenmiş, yardım teklif ediyordu. Eğer yavruyu Çiftehavuzlar’daki Anatolia Hayvan Hastanesi’ne götürebilirsem bakım masraflarını üstlenecekti. Çok duygulanmıştım. Ne insanlar vardı. Üstelik Eva Aksoy daha da özel bir insandı. Kendisi Sarıyer’de oturuyordu ve hem evinde hayvan baktığı hem de Ermeni olduğu için birilerinin sözlü, hatta yazılı tehdidine maruz kalmıştı. Özellikle kendisini tanıyan biri sosyal medya aracılığıyla Eva’ya karşı bir kampanya yürütmüştü: “Taşnak kırıntısı, senin sonun darağacı, seni mıgırdıçyan seni, Erivan’a git” vb. Eva’nın hayvanları götürdüğü veterinere de gidip tehdit etmişti. Bunun üzerine Eva tehdit ve hakaretleri yapan adamı mahkemeye vermişti. Daha sonra bu mahkemenin duruşmalarından birine, Eva’yla dayanışma amacıyla Melih’le birlikte gitmiştik. Bizden başka bazı anarşist gençler de vardı dayanışma için gelen. Eva’nın davacı olduğu adam değil de avukatı geldi. Avukat ve çevresindeki birkaç kişinin görünüşlerinden, aralarındaki konuşmalardan, çevreye tehdit dolu nazarlar fırlatmalarından tipik yerel rantçı, faşist-mafya karışımı tipler oldukları anlaşılıyordu. Belki de bunlar, tehdit edip ürkütmek, evini satıp palas pandıras orayı terk etmesini sağlamak, böylece eve el koymak isteyen, Eva’nın bazı komşularıyla işbirliği halindeydiler. Çünkü Eva bu komşularla da bu ve buna benzer tacizleri dolayısıyla ayrıca mahkemelik olmuştu. Eva ile bağlantımız o günden beri devam eder. Ara sıra facebookta, özellikle hayvanlar, ırkçılık ve özgürlük konularındaki kısa, özlü yorumlarını görürüm.
“Garip’i alıp Çiftehavuzlar’daki hayvan hastanesine götürdüm. Veteriner hekim Halil Mahzunlar beni tanıyormuş. Sevindim. Ayaküstü biraz sohbet ettik. Garip’i muayene ettiler. Uyuzun yanı sıra karnı kurt doluymuş. Durumunu tehlikeli görüp yoğun bakıma aldılar. Bütün bakım masraflarını Eva üstlenmişti. Daha sonra Garip’i iki kere ziyarete gittim. Durumu iyi görünmüyordu. Kliniğe gittikten iki hafta sonra Garip’i kaybettik.”
Ve Eva Aksoy’u da kaybettik.
Tanıdığım en fedakar insandı. Hiç kimseye sırtını dönmedi. Çok üzgünüm